Kur'an Nedir’in ve Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine’nin üçüncü başlığını mütalaanızın sonuçlarını maddeler halinde yazınız.
Hedef Tarih: 23 Nisan 2013
Değerlendirme: Toplam en yüksek puan 30’dur. Dönem sonu sınavı puanına eklenecektir.
Eser KUŞ/11040240/ İDKAB-2
KUR'AN NEDİR? / III. BÖLÜM/SONUÇ
*İnsan hayata anlam veremeyişinin bedelini ağır ödemektedir. İnsanın anlam arayışı demek, onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi, bu sayede hayatın problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması, hayattaki dengeyi keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir. Bu anlamı da ancak: Vahyin insan modelinde bulabilir. Çünkü ancak tevhid temelinde yükselen değerler, hayatla bütünleşmekte ve onu anlamlı kılmaktadır. "Kur'an insanı" nın gerçekleşmesi için, kişinin hayattan beklentilerinin tümünün vahiyle ve fıtratla örtüşmesi gerekiyor. İnsan hayatını anlamlandıran Kur'an kendini "hidayet rehberi" olarak tanımlamakta, insan modelinin nasıl olacağını bizlere göstermektedir. Hz. muhammed (sav) i, kıyamete kadar değişmez bir insan rehberi yapan, peygamberlerin sonuncusu olması kadar, Kur'an ahlakıyla ahlaklanmış olmasıdır.
*Hayat reçete edilebilir mi sorusuna cevap olarak evet edilebilir diyebiliriz. reçetenin temel amacı, insanın ayakta durabilmesini, hayatın dayanılmaz acılarına katlanabilmesini sağlayan şeyi bulmak. Bu şey hayatımıza anlam katan her ne ise ondan kaynaklanan değerlerimizdir. Değer, bir toplum, bir sınıf ya da bir insan için önem taşıyan nesne ve olaylardır. Değer insanın kendisini ifade etmesidir. Değer insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu ortaya çıkar. Değerlerin işlevi, insanın zekasını ve aklını olumlu yönde kullanmasını sağlamaktır. Değer inancın spesifik bir şeklidir.
*Kişinin hayatının anlamını keşfetmesi; amel ortaya koyarak, üreterek, bir şeyi bir insanı severek, kaçınılmaz acıya karşı tavır geliştirerek gerçekleşir. İnsan anlam arayışında başarılı olduğunda hayatta aradığı dengeyi keşfeder ve mutlu olur. anlam arayışı boşa çıkarsa dengeyi tamamen yitirir ve her şeyden vazgeçer.
*İnsanın varoluşunun sebebi bilgidir. Bu bilgi nesilden nesile aktarılır ve büyümüş ve gelişmiş olarak insan türünün ortak malı olur. İnsanın yaptığı bu faaliyete kültür denir. Kültür insanın varolanlar hakkında edindiği bilgilerdir, kendini gerçekleştirme sürecidir. Kültürün bir kısmı, onu meydana getiren millete özgü iken, bir kısmı da bütün insanlığa hastır.
*İnsanın hayatını anlamlandırırken değerli eylemlerde bulunabilmesi için örnek/önder kişilere ihtiyaç vardır. Peygamberler, veliler, filozoflar ve düşünürler bulundukları durumlarda doğru eylemler gerçekleştiren örnek kişilerdir. Bu rehberler, insana, varlığının derinliklerinde bulunan özlediği şeyleri ona farkettiren kişilerdir.
*Bizi biz yapan değerlerimizin temelinde dinimiz ve ortak kültürümüz vardır. Dinimiz İslamiyet ile katıldığımız ortak kültürümüzün temelinde ise Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) vardır.
*İnsan potansiyelimizin verimliliğini en yüksek noktaya çıkarabilmek için ve bunu kalkınmanın bir imkanı olarak kullanabilmek için, bizi bu günlere getiren değerlerimizin temelini oluşturan Kur'an ve Hz. Peygamber'e bakmamız gerekiyor. Yani Kur'an ve Hadis'i yeni güncel değerler olarak hayatımıza katabilmemiz gerekiyor.
Bunun içinde en büyük sorumluluk ulema/bilim insanına düşüyor. Bunlara örnek olarak akademisyenler, bürokratlar, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri, müftüler verilebilir.
*Türk ailesinin yaşadığı mekanları süsleyen levhalar, iç mimarinin, insanın ve toplumun davranış kalıplarını nasıl etkilediğine örnek teşkil eder. Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar,, verdikleri mesajlar ile insanı az çok bir hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini aramaya yönlendirir.
*Levhaların verdiği mesajı iki ana konuda toplayabiliriz. Birinci grup:Aşkın varlık insan ilişkisine yönelik mesaj. İlk gruba Allah, Peygamber, Dört Halife, Hasan ve Hüseyin isimlerinin yazılı olduğu levhalar örnek verilebilir. İkinci grup:İnsan- Hayat ilişkisini içeren mesaj. Bu gruba örnek olarakta mesajlarında akıp giden hayatın insana etkisini, ona verdiklerini, verebileeklerini veya ondan alıp alabileceklerini değerlendirir.
*Mekan sözcüğü "k-v-n" kökünden türemiş ve masdar anlamında hem varolma hem de bütün varolanları içeren kosmos manalarını kapsayan bir kelimedir. Mekan şeylerin oluştuğu yer demektir. Mekan kavramında soyutla somut arsında sürekli bir gidiş-geliş vardır. Kur'an'ın kainatı Allah'ın varlığına, birliğine işaret eden "kevni ayet" olarak tanıtması, kendisini de "kavli ayet" olarak tarif etmesi bu bağlamda da değerlendirilmelidir. Kur'an'la hayatını anlamlandırmış, Kur'an insanı olma yolunda varoluşunu gerçekleştiren insanın mekanla ilişkisi bu çerçevede realiteye aktarılacaktır. Kutsal Kabe'ye baktığında mekansızlığın mekanda görünür üç boyutlu mimari simgesini görecek, Hz. Peygamber'in Mi'racını mekandan mekana ve oradanda mekansızlığa seyir olarak algılayacaktır. Kur'ani ifadeler mekanda görsel olarak öyle bir kullanılmıştır ki, bu tamamiyle Kur'an'ın gerçek, hayatın içinden bir tefsiri olmuştur.
Eser KUŞ/11040240/ İDKAB-2
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE/III. BÖLÜM/SONUÇ
*Tefsir kaynakları, Kur'an, Peygamber (sav) in ve sahabebenin açıklamalarıdır. Bu üç temel kaynağa ilaveten Kur'an'ın indirildiği dönemi de bilmeliyiz. Bu tarihi verileri, Kur'an'ın, özellikle o dönemin hadiselerini, değerlerini ve sosyo-kültürel olgularını konu edindiği pasajlarının anlaşılmasında başvurulacak yardımcı bilgiler olarak düşünmek gerekir. Kur'an'ın anlaşılması için Arapça kelimeleri, bilhassa Kur'an'ın indiği devirdeki anlamlarını, Arap dilinin ifade özelliklerini ve edebi sanatları bilmek en temel şarttır. Yine kelimelerin ve terkiplerin, kullanıldıkları mana ortamında kazanabilecekleri anlamların tespitinde, Kur'an'ın bütünlüğünü oluşturan sistemin rol oynaması söz konusudur. Çünkü kelimeler sevkedildikleri ifade bütünlüğü içinde gerçek anlamlarını bulurlar. Bu durumda kelimelerin lügati manalarını bilmek Kur'an'ın anlaşılması için tek başına yeterli olmamaktadır.
*Kur'an'ın tefsirinde ikinci önemli kaynak sünnettir. Kur'an, Peygamber'i (sav), sadece indirileni tebliğ etmekle memur kılmayıp, aynı zamanda ona, Kur'an'ı açıklama görevini de yüklemiştir. Hz. Peygamber, hepsini olmasa da Kur'an'ın birçok ayetini tefsir etmiştir. Hz. Peygamber'in ayetlerle ilgili açıklamalarını iki grupta inceleyebiliriz. Birincisi ümmetten hiçkimsenin üzerinde söz söyleyemeyeceği açıklamalardır ki bunlar, onun gaybi hususlara ait konulara, medlulleri anlaşılamayan bazı ifadelere dair beyanlarıdır. Yine ibadetlerin nasıl yapılacağı, sosyal münasebetlerle ilgili Kur'an'ın öngördüğü düzenlemelerin nasıl gerçekleştirileceği gibi konularda da Peygamber (sav) açıklamaları bağlayıcıdır. Peygamber (sav) ikinci gruba dahil edebileceğimiz açıklamaları da Kur'an'ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki beyanlarıdır.
*Sahabenin, müşahedeye dayalı tecrübelerinin, Kur'an'ın muayyen bölümlerinin daha berrak bir şekilde anlaşılmasındaki payı büyüktür. Yine nüzul sebeplerin rolü de Kur'an'ın tefsirinde önemlidir.
*Kur'an'ın tefsirinde sünneti ve sair kaynakları kaynak olarak görmeyenlerin, İslam ümmeti içerisinde kayda değer bir yekun teşkil etmedikleri de ortadadır. Bağdadi'nin Usulu'd-Din'indeki ifadesine göre, Haricilerin sünnetleri inkar ettikleri yolunda haberler nakledilmiştir. Malati'de Haruriyye fırkasının, sünneti kaale almadıklarını ileri sürmüştür. Sünnet ve sahabe görüşleri, Kur'an'ın bütünlüğü içerisinde anlaşılmasına engel olmayacağı gibi, Kur'an'ın Kur'an'la tefsirine malzeme teşkil etmektedir.
KUR’AN NEDİR?
·
İnsanın
anlam arayışı; fıtri yeteneklerinin farkına vararak, hayatın problemleriyle
başa çıkabilmesi, hayattaki dengeyi keşfederek mutlu olmasıdır.
·
İnsan
hayatını, eylemlerini değerlerle anlamlandırır.Değerler, insanın varolmasının
bir gereğidir.Değerler bizi biz yapan, insanın kendisini ifade ettiği, yapıp
etmelerimize yön veren inancımızdır.
·
İnsan,
amel ortaya koyarak, bir şeyi, bir insanı severek ya da sıkıntılara sabrederek
hayatının anlamını keşfeder.
·
Kültür,
insanın kendini gerçekleştirdiği, bilginin nesilden nesile aktarıldığı
süreçtir.Kültür, bilgilere dayanarak insanın varoluşunun farkına varmasını
sağlar.
·
Değerlerimizin
temelinde özgü ve ortak kültürümüz vardır.Ortak kültürümüzün temelinde ise
Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) vardır.
·
Hayatı
anlamlandırmanın somut bir örneği; Türk ailesinin ev içi süslemelerinde
kullandığı levhalardır.Türk evini süsleyen levhalar, hat yazısı ve tezhip
sanatıyla işlenerek insanları karamsarlığa düşürmemek, sıradanlıktan
uzaklaştırmak amacıyla iki türlü mesaj verir; aşkın varlık-insan ilişkisine
yönelik (Kur’an-ı Kerim ayetleri, hadis-i şerifler vb.) ve insan-hayat
ilişkisine yönelik (özlü sözler, deyimler, ayet ve hadisler gibi) mesajlardır.
·
Bir
başka somut örnek ise; cami, çeşme gibi mimari eserlerde Kurani ifadelerin
işlenmesidir.Mekan sözcüğü,
“k-v-n” kökünden türemiş, “varolma” anlamını içermektedir.Kur’an ile
hayatını anlamlandıran insan da bunu yaşadığı mekana yansıtma eğilimi
göstermiştir.Özellikle Mimar Sinan’ın eserlerinde bunu görebiliyoruz.Örneğin;
Selimiye Camii’nin pencerelerinin beş kademeli oluşu İslam’ın beş şartını, pencerelerinin
99 adet oluşu Esma-ül Hüsna’yı, kapı sayısının 32 tane oluşu 32 farzı
simgelemektedir.
·
Bizi
biz yapan değerlerimizin zemini, Kur’an-ı Kerim ve örnek aldığımız insan Hz.
Muhammed (s.a.v) dir. Biz, tabiattaki, evrendeki güzelliklere bakarak yaşamın
bizlere yönelttiği sorulara cevap bulabilir ve bilgiyi de kullanarak Kur’an ve
hadisi yeni değerler olarak hayatımıza uygulayabilir, böylece de hayatımızı
anlamlandırmış olabiliriz.
KUR’AN’IN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
·
Tefsir
kaynaklarının en önemlileri; en başta Kur’an’ın kendisi, Hz. Muhammed (s.a.v)
in ve sahabilerin açıklamalarıdır.Kur’an tefsir edilirken bu üç temel kaynağın
yanısıra Kur’an’ın indirildiği dönemdeki sosyo-kültürel durum, o dönemdeki
Arapça dilinin yapısı, kelimelerin o dönemde karşılık bulduğu anlam da göz
önüne alınmalıdır.Kelimeler Kur’an’ın bütünlüğü içinde değerlendirilmelidir.
Ancak bu şekilde olursa, günümüzde Kur’an anlaşılabilir.
·
Peygamber
Efendimiz (s.a.v), Kur’an-ı Kerim’i sadece tebliğ etmekle yetinmemiş, onu
insanlara açıklama, tebyin görevini de yerine getirmiştir.Kur’an’ın
mesajlarını, emirleri ve hükümleri ne şekilde tatbik edecekleri konusunda
insanlara yol göstermiştir.Peygamberimiz (s.a.v), gerek kabir azabı, cennet,
cehennem, gaybi hususlar vb. gibi ümmetinin bilemeyeceği konularda; gerekse
ibadetler, sosyal ilişkiler ile ilgili konularda ayetleri açıklamıştır.Bu
nedenle Kur’an’ın tefsirinde ikinci önemli kaynak olarak sünnet kabul edilir.
·
Kur’an’ın
tefsirinde diğer önemli kaynak sahabe beyanıdır.Sahabe, Kur’an’ın parça parça
inişini, ayetlerin inmesine sebep olan olayları müşahede etmiş, o dönemi bizzat
yaşamış kişilerdir.Sahabe, müşahedelerine dayalı olarak Kur’an’ı tefsir
etmiştir.
·
Kur’an’ın
kendisini tefsir etmeye yettiği görüşünü savunanlar vardır.Fakat gerek
Peygamberimizin ve sahabenin açıklamaları, gerek tarihi veriler, Kur’an’ı
bütünlüğü içinde anlamaya yardımcı malzemelerdir.Tüm bunların yanında günümüzde
de insanın ürettiği bilgi, Kur’an tefsirinin kaynağı sayılmaktadır.Çünkü Kur’an
her çağın insanına hitap eden, varlığın tüm yönlerini kuşatan, evrensel nitelikte
olan, Allah’ın kelamıdır.
KUR'AN NEDİR?
EK-1
*İnsanın hayatta kalabilmesini sağlayan, hayatına anlam katan şeyden kaynaklanan değerleri vardır. Yani değer bir toplum veya fert için önem taşıyan nesne ve olaylardır. İnsan aklını ve zekasını değerler sayesinde olumlu yönde kullanır.
*İnsan hangi değere anlam veriyorsa eylemlerini de o değere göre düzenler. Bir değerin anlamlı olması yada olmaması söz konusu değildir. Çünkü bu kişiden kişiye değişebilir.
*Benimsenen değerler her zaman insanı amaç ve hedeflerini gerçekleştirmesini sağlamaz. Böylesi durumlarda ise insan kendi için yeni bir çıkar yol arar.İnsan kendi değerlerini anlamsız görmez, böyle olmazsa zaten yaşayamaz.
*İnsanın değerlerinin oluşturduğu alan kültür faaliyetlerinin de alanıdır. İnsan sürekli bilgiyledir ve bu bilgi fertle kalmaz başkalarına aktarılır. İşte bu kültürdür. Bilgi türlerinin kullanımının bütünü ve insanın kendini gerçekleştirme sürecidir. İnsana çaba göstermesi gereken bir hedef sağlar.
*Dinimizden kaynaklanan değerlerimizin temelinde Kur’an ve Hz. Muhammed vardır. Yani hayatı anlamlandırmaya bunlarda bir cevap bulunur. Kur’an ve Hz. Muhammed ile ilişkilerimizi bir temele oturtmalıyız ki hayatta onların sunduğu anlamları gerçekleştiren bir varlık olduğumuz bilincine varabilelim. Buda Kur’an ve hadisi güncel değerler olarak hayata katabilmemiz ile olur.Burda uygulamayı gerçekleştirecek olan bir öğretmen adayı olarak yapacağım mesleğin önemini, büyük bir sorumluluğun olduğunu ve bunu gerçek anlamda iyi bir şekilde, hakkını vererek yerine getirmenin gerekliliğini bir kez daha görmüş oldum.
EK-2
*Kullanılan levhalar insanların davranışlarını etkiler, yönlendirir. “Elin dili” olan yazılar süslenip korunarak asılır. İnsanlara yol gösterme görevini üzerlerine almışlardır. Böylece maddi simge manevi bilinci kuvvetlendirmiş olur.
*Aile içi ve dışı iletişimlerde önemli olgular olmuşlardır. Eskiden aile içinde oluşan benlik şimdi ise aile dışı birçok unsurdan etkileniyor. Levhaların zihinlere sunduğu insani değerlerinde canlı tutulması amacı ise artık yok, artık tv, bilgisayar gibi sanal ilişkiler daha yaygın.
*Levhalar kısa vadeli değil evrensel olan toplumsal hedeflerin bireylere empoze edilmesini sağlar. Aşkın varlık ve insan,hayvan ve insan ilişkileri ile ilgili mesajlar verir.
*Levhalar ile iletişim problemlerinin ortadan kalkması amaçtır. İnsanları her an uyaran bir işlevi vardır. Dini anlamda da bir anlam katmışlar insanların Allah’ı hatırlamaları ve ders almaları amaçlanmıştır.
EK-3
*İnsan var olduğundan beri mekana biçim vermiştir. İnsan mekanla hem fiziksel hem de psikolojik olarak ilişki içindedir. Mekanlar mahrem, kişisel, sosyal ve genel olarak 4’e ayrılmıştır ancak inancın belirleyici olduğu ruhsal bir mekan kavramı da vardır.
*Bir mimari yapıtta iç mekan önemlidir. Ancak bu toplumdan topluma farklılık gösterir. Örneğin;Roma’da loş ve kapalı, Osmanlıda ise dış mekanla uyum içinde olan iç mekan vardır.
* Mimari veya sanat eserleri birer iletişim aracıdır. Ve bu eserler toplumdan topluma, zamandan zamana, inanışlara, kültüre göre değişiklik gösterir.
*Daha önce sanatsal yönü ön planda iken sanayi devrimi ile bilimsel bir pozisyon kazanmıştır.yani toplumun anladığı ve kendi kendini anlatan mekan düzeni yerini karmaşık ve insan-mekan arasındaki diyaloğu ortadan kaldıran bir hal almıştır
*Dikey şehirler, anlamı olmayan yapılar, soyut işaretler ortaya çıkmıştır.
* Mekan biçimi ile hayatı algılama sıkı bir etkileşim içindedir. Mimari yapılarda kullanılan Kur’an’i ifadeler Kur’an ile hayatı anlamlandırmanın, soyut olanın somut olana dönüştürülmesidir. Mekan ile Kur’an-insan-hayat bütünlüğünü keşfettiren bir ufuk verilmiş, insana unutmaması gerekenler hatırlatılmıştır.
*Yani insanların yaşamış oldukları mekanla ruh halleri birbirleri ile bağlantılıdır.Kur’an hayatımızı anlamlandırır, kullanılan Kur’an’i ifadeler de bulunulan mekanı anlamlandırır.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
*Kur’an’ı anlamada metnin çözümü için Arapça bilgisine sahip olmak bir ön şart gibidir. Yalnız sadece kelimelerin sözlük anlamlarını bilmek yeterli değildir, çünkü Kur’an’ın kendi sistemi içinde bir kelime yeni bir anlama bürünebilir. Bu nedenle kelimelerin yine Kur’an’ın bütünlüğü içinde değerlendirilmeleri gerekir.
*Kur’an tefsir kaynaklarının en önemlisidir fakat bunun yanında sünnet ve sahabenin açıklamaları da tefsir kaynaklarıdır. Ayrıca tüm bunların yanında indirilen dönemin bilinmesi de önemlidir.
*İkinci kaynak olarak sünnet görülür. Çünkü Hz. Muhammed indirileni sadece tebliğ etmemiş aynı zamanda açıklamıştır. Peygamberin ümmetten hiçbir kimsenin üzerine söz söyleyemeyeceği açıklamaları vardır. Bunlara yeni izahlar getirilmesi doğru değildir, getirilemez. Bir diğer açıklamaları ise Kur’an’ın vermek istediği mesajın anlaşılmasında yardımcı olacak ancak manayı tamamen kapsamayan, son söz olmayacak açıklamalardır. Tüm bu açıklamalar Kur’an’ın bütünlüğünün, zihniyetinin kavranmasında ve hadislerinde Kur’an’ın içinde değerlendirilip sahih olmayanlarının belirlenmesinde yardımcı olur.
*Sahabe görüşleri ile sünnet arasında değer farkı olsa da Kur’an’ın belli parçalarının anlaşılmasında ışık tutması ve dolayısı ile de bütünün anlaşılması açısından önemlidir. Kur’an’ın inişi sırasında o ortamda bulunmuş, ayetlerin iniş sebepleri içinde yaşamış kişilerin elbette Kur’an’ın anlaşılmasında yaptıkları katkı göz ardı edilemez.
*Ayrıca bazı bölümlerin anlaşılması içinde o devrin sosyo-kültürel yapısını tanımak gerekir. Burada da tarihi malzemeler devreye girer ve konuda kaynaklık ederler.
*Kur’an insanlara doğruyu göstermekte tek başına yeterlidir. Ancak onun bütün yönleri ile anlaşılması, uygulanması için diğer kaynakların yardımı gerekir. Kur’an’ın peygamber aracılığı ile ve 23 yılda parça parça inmesi işte bu yardıma olan ihtiyacın delilidir.
*İnsanların varlıkla ilgili edindiği bilgiler, tespitler Kur’an’ı olumsuz etkilemez. Aksine doğru bakıldığı, değerlendirildiği zaman Kur’an’ı güçlendirdiği, beslediği görülür.
1- BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
Şu an yaşamış olduğumuz dünya yaşanacak güzellikte bir yer halini mi aldı? sorusunu kime sorsak alacağım yanıt aynı olacaktır; tabi ki de bu dünya insanlar tarafından bozulmuş ve yaşanılacak bir yer olmaktan çıkmış, İnsanlar şeytanı kandırır; Şeytan insanın şerrinden ALLAH'A sığınır olmuş bir zamandayız derler. Ama eğer bu dünya o kadar dayanılmayacak yer olduysa(bizzat bizim elimizle) peki seni bu dünyada tutan unsur nedir desek ne der acaba? İşte burada devreye kişinin anlam bulduğu, sığındığı, savunduğu, özünden gelen(toplumsal değeri)yapıyordur tabii. İnsanlık pek tabii hayatını belli dönemlerinde pek çok problemlerle karşılaşabilir. Doğal olarak bu problemlerden kurtulması da gerekmektedir ama nasıl. Ona verilmiş olan fıtri kabiliyetini kullanarak hayatın problemlerinden kurtulması kaçınılmazdır. Yoksa çevresindeki koskocaman anlamsızlık onu gitgide onu iç çatışmaya götürür. İşte burada insanın doğru ölçütü, yol göstericiliği, tenviri rolünü çeşitli düşünürler (peygamberler, filozoflar,) çıkış yolunu insana gösterir. İnsanı tabii olarak bu dünyada tutunmasına sebep olan bazı amiller olması lazım gelir ki yoksa insana dünya hayatı anlamsız ve acı çekilen bir yer telakkisinden ileriye gidemez. Kişi aradığı anlamı (değeri) bulamadığında hayatta oluşunun anlamı kalmamış kendisi adına her şeyi hiç düşünmeden bir çırpıda itebilir (intihar bunun en basit örneği).Tabi olarak insan hedefleri doğrultusunda hayata anlam katan değerleri önem sırasına göre programlı bir şekilde aklında dizer. Sıralamış olduğu bu hedefler kimisi için anlamlı ve doğru gelebilir ama unutulmamalıdır ki bu onun kendi değer sistemidir. Kişinin iç dünya başarısı onun gözünde dünya hayatının anlamlı kılınmasına sebep olacak çok büyük bir amildir.(‘'musibetlere sabrederek, karşılıklı etkileşim, eser üretme)gibi amiller hayatta yaşanmaya değer anlamlı şeylerin var olduğunu bildirir. Kimiler ise kendini avutacak, uğurunda hayatın zalimliğine katlanacak bir amaç bulamazsa o baştan kaybetmiştir. Kendi kültürümüze baktığımızda beslendiği kaynaklar (dini-coğrafi) olduğunu görüyoruz. Ne mutlu ki burada İslam dinin kültürümüze (kuran + sünnet) gibi iki müthiş amil ile değerler kattığıdır. Bizim peygamberimiz Müslümanlığa hem dünyasına hem de ahiretine en iyi şekilde sarılması gerektiğini söylerken, bizlere her zaman dengeyi korumamız gerektiğini bildirmiş. İntihar olayları pek tabii kişilerin dinlerinden beklediklerini alamamış olmalarından ki bu tür vakaların çok büyük oranının Müslüman olmayanlar tarafından vuku bulduğu görülmüş. Ama bizim kültürümüz(ki kaynağı İslam) bunu yasaklamış ki ahirette hesabının verilmeyecek büyüklükte bir vebali olduğunu bildirmiştir.
2- TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDEKİ LEVHALAR
Yüce yaratıcı ALLAH(C.C.) insanları en güzel şekilde ahseni taktim de yaratmıştır. Güzellik ve güzele meyil tabi ki de inşaların fıtratında tabii olarak olacak. O zamanlar büyük zanaatkarlar ve düşünce sahibi insanlar MADDİ SİMGE ile MANEVİ BİLİNCİ birleştirme meyline gitmişler. İnsanlar bu yazıları, çerçeveleri (kuran dili Arapça ile daha manidar ve tesirli)işlek yerlere, oturma odalarına, duvarlara, kapı girişlerinde bulundurarak insanların gün içinde uluhiyetten uzaklaşmasını engeller cinsten onları metafiziksel boyuta, maneviyatı düşünmeye sevk ederdi. Ramazan aylarında camilerin kandillerine yazılan ve insanların içlerini okşayan yazılar haricinde bir şey kalmamıştır. Artık insanlar levhalar yerine teknoloji sayesinde internetten, televizyondan, radyodan başka kulak verdiği yer kalmamış. Devir çocuktan al haberi devri olmuş. Nasihattan sıkılan nesle, her şeyi bildiğini sanan yandaki komşusunu ismini dahi bilemeyen vurdumduymaz bir toplum yapıp çıkmıştır malesef.
3- OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
Osmanlı mimarisi maddi ve manevi birleşimi ifade eder. Bunu en iyi yapanlardan biridir OSMANLI, belki de en iyisi. Şu bir gerçektir ki mekana biçim verme ile hayatı algılama şuuru çok sıkı ilişki içinde iki unsurdur. Sanayi devrimi sonrası insanlık biraz daha otopark, birazda hava alanı, şu bu derken şu an baktığımızda binalar yanlamasına değil boylamasına göğe doğru yükselmekte. Artık yapılan binaların iletişim aracı olma özelliği kalkmış evlerin camları dahi reklam vs. yazılar hasebiyle görünmez olmuş. Eski toplumlarda toplulukların inanışlarına göre anlama kazanan mimari dili tamamıyla kalktı diyebiliriz. Maddeye biçimden meydana gelen yapılar ecdat zamanında Kuran i ifadeler ile donatılmış, bir çeşmenin üstünde suyu gökten kimin yağdırdığı zikri geçmesi, zengin köşklerde ki sakinlerin duvarlara asıl mülkün kimin olduğunu haykırması, şüphesiz insanlarda ALLAH ‘ı zikretme şuurunu açacaktır ama globalleşen ve maddileşen dünyamızda bizler bunlara yer vermez olduk. Eskiden kelamullah etkisini fiziksel çevrede olsun, sosyal yaşamda olsun fazlasıyla gösteriyordu. Ama gel gelelim şimdiye.
--KURAN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE-- 3.BÖLÜM.
1- Kitabın bu bölümünde Kuran'ın tefsir kaynaklarından sadece biri olduğu, Kuran'ın tefsirinde sünnetin, sahabe görüşlerinin ve tarihi şartları bilmenin rolü ve önemi üzerinde durmaktadır. Kuran'ın anlaşılması ve açıklanmasında yani tefsirinde Arapça bilgisi çok önemlidir. Çünkü Kuran Arapça olarak inmiştir. Bu yüzden kelimelerin Kuran'ın indiği dönemdeki anlamları ve Arap dilinin ifade özellikleri bilinmesi gerekir. Ancak bu her zaman yeterli bir durum değildir. Çünkü kelimelerin kullanıldıkları mana ortamında çeşitli anlamlar kazanır. Kuran'ın bütünlüğünü oluşturan sistemin rol oynaması söz konusudur.
2- Kuran'ı anlamada açıklamada peygamberimizin sünnetinin önemli bir fonksiyonu vardır. Sünnet Kuran'ı açıklar. Kuran'ın ilk tefsiri yine Kuran'dır. Ancak ikincisi de Hz. Peygamberin yorum ve açıklamalarıdır. Hz. Peygamber, hepsini olmasa da Kuran'ın birçok ayetini tefsir etmiştir. Hz. Peygamber'in ayetlerle ilgili açıklamalarını iki grupta inceleyebiliriz. Birincisi ümmetten hiçkimsenin üzerinde söz söyleyemeyeceği açıklamalardır ki bunlar, onun gaybi hususlara ait konulara, medlulleri anlaşılamayan bazı ifadelere dair beyanlarıdır. Yine ibadetlerin nasıl yapılacağı, sosyal münasebetlerle ilgili Kuran'ın öngördüğü düzenlemelerin nasıl gerçekleştirileceği gibi konularda da Peygamber (sav) açıklamaları bağlayıcıdır. Peygamber (sav) ikinci gruba dahil edebileceğimiz açıklamaları da Kuran'ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki beyanlarıdır. Demek ki Kur'ân ve sünnetin anlam ve muhtevâ bütünlüğü içerisinde okunması ve değerlendirilmesi gerekiyor.
3- Hz. Peygamber'den sonra tefsir sahasında en büyük rolü Sahabe almıştır. Çünkü Sahabe sarsılmaz imânları, hadisleri izlemeleri ve sebeb-i nüzule vakıf olmaları sebebiyle Kur'ân'ı en iyi anlayan topluluk kabul edilmiştir. Yalnız hepsinin Kur'ân'ı anlamada eşit seviyede olmadıkları da gözlenmiştir. Sahabenin bilgi ve kültür yapısıyla Arap dil ve edebiyatına vâkıf olma hususundaki yetişkinlik dereceleri, ayrıca Hz. Peygamber'in yanında devamlı bulunma veya bulunmama durumları böyle bir anlayış farklılığını zorunlu kılmıştır. Sahabe, Kur'ân âyetlerinin izahını ya Hz. peygamber'den işitmek suretiyle ya da içtihatlarıyla yapmışlardır. Sonuç olarak söyleyebiliriz ki Kuran'ı anlama ve açıklamada sünneti, sahaba görüşlerini ve tarihi verileri bir bütün halinde ele alınması gerekir.
11040401 MUHAMMED BAYRAM ÇİNAR İDKAB-2
KUR'AN NEDİR ? 3.BÖLÜM
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
En temel amaç insanımızın ayakta durabilmesini, hayatın dayanılmaz acılarına katlanabilmesini sağlayan şeyi bulmaktır. Bu şey hayatımıza anlam katan her ne ise ondan kaynaklanan değerlerimizdir.
İnsanın anlam arayışı onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi bu sayede hayatın dayanılmaz problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması, hayattaki dengeyi keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir.
İnsanın hayatta kalmasını sağlayan, onun kendisinde bazı yetenekler görmesi, yapıp etmelerine bir anlam vermesi, içinde bulunduğu durumu meşrulaştırmasıdır. Yoksa insan yaşayamaz. Yani insan ya başarılı olacaktır ya da başarısız…
İnsan varoluşunun oluşması ve onu hissetmesi kültür sayesindedir. Kültür insanın varolanlar hakkında hangi yolla olursa olsun edindiği bilgilerdir. Dinimiz İslamiyet ile katıldığımız ortak kültürümüzün temelinde Kur’an’ı Kerim ve Peygamberimiz vardır...
TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Levhalar, çağımız insanının evrenin kendisine ait olan o küçücük bölmesini iyi bilme özelliğine ters düşen bir olgudur. Onların taşıdığı mesaj insanları hayatın tüm alanlarında toplumsal töre ve gelenekler üzerinde yani insanın kendini gerçekleştirebileceği her konuda düşünmeye çağırır. Böylece insan özendirilmiş olur. İnsani değerleri yerli yerine oturtma arzusu ile hakikati savunur ve daima onu arar. İnsan sıradan hedeflerin ötesinde, peşinden koşmaya değer başka değerler olduğunu görmeye başlar. Elbette bu çaba beraberinde levhadaki mesajın aile fertlerine aktarılması için uygun metotlar geliştirilmesini zorunlu kılar.
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
İnsan var olduğu günden beri mekana biçim vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı algılamasının etkisi çok açıktır. İnsan iyi yaşanacak kent imar edebilmek için mekanla ilişkisini, milletinin kültürünün içerdiği değer hükümlerin etkisi altında oluşturulur.
Kültürde bilgi esastır. Her kültürün insan-mekan ilişkisini düzenleyen ve onun tarihini, dini inanışını, beğenilerini içeren ve yansıtan bir dili vardır. Toplumun kültürü, maddi ve manevi unsurları bir araya getirerek kendine özgü bir biçimde bir araya getirerek mekanı dile getirir. Onu canlı kılan bir ruh boyutu katar. Mesela; Tekkelerde, evlerde, konaklarda asılan Edep Ya Hu yazısı insana kişisel ve sosyal yaşamında Kur’an ahlakını hatırlatan bir rehber olurdu. Selimiye Camii'nin yapılışı bize islamiyette mimariyi gösterir. Er-rızku al’allah levhası dükkanda ölçüsüz ve gayr-i meşru kazanç hırsının yersizliğini gözler önüne koyardı.
11040401 MUHAMMED BAYRAM ÇİNAR İDKAB-2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 3.BÖÜM
Arap dilinin özelliklerini bilmek tefsir için gerekli olan çok önemli bir şarttır. Kelimeleri Kur’an’ın bütünlüğü içerisinde değerlendirmek gerekir. Sünnet de bu değerlendirmeyi güçlendiren ögedir. Mesela çoğu ibadet Kur’an da açıkça anlaşılmaz, sünnet daha iyi anlamamızı sağlar. Peygamberin asıl görevi Kur’an’ı daha iyi anlamamıza yardımcı olarak gönderilmiştir.
Sahabeler peygamberin getirdiği sünneti yorumlarını sosyo-kültürel özelliklere göre yapmışlardır. Pozitif bilimlerde Kur’an’ın tefsirinde yardımcı bilimler olmuştur.
Sonuç olarak Kur’an’ı bir bütün olarak anlamamız için peygamber ve sahabenin görüşlerini ortak almalıyız.
ESRA UĞUR / 11040330 İDKAB-II
KUR’AN NEDİR?(3.BÖLÜM)
Değer, herhangi bir şeyin iyi ya da kötü olduğuna dair inançtır. Bireylerin kendilerini ifade etmeleridir. Düşünceleri ve tepkileridir.
Her insan çevresiyle mutlaka etkileşim içindedir. Değerler de insanın çevresiyle, nesnelerle olan ilişkileri sonucu ortaya çıkar. Bu insanın var olma şartlarındandır. Çünkü insan yaradılışı itibariyle diğer canlılardan farklıdır. Başka bir canlının değer dünyasından söz etmek mümkün değildir.
Değer, insanın aklını doğru şekilde kullanmasını sağlar. Ona davranışları hakkında yol gösterir. Ahlaki davranışları konusunda da bir ölçüt durumundadır. Yani değer, insan hayatını anlamlandırmaya işaret eder. İnsanın hayata anlam vermesi varlığı idrak etmesiyle mümkün olurken anlam arayışı hayatın problemleriyle baş edebilecek yeteneklerini keşfetmesiyle olur.
Değerler insanın eylemlerine izin verirler. Eylemler ne kadar başarılı olursa değerler de o derecede anlam kazanır. Çünkü insan eylemleriyle hedefleri arasında ilişki kurar. İşte insanın varoluşu bu şekilde iç ve dış dünyasındaki başarılarıyla gerçekleşir.
İnsan sürekli öğrenme ve iletişim içindedir. Öğrendiği bilgiler olaylar karşısında tutum oluşturmasını sağlar. Yaşadığı her olayla tutumlarını değiştirir. Hükümler vermeye başlar. Bu alan ise kültür faaliyetlerinin alanıdır.
İnsanın varoluş sebebi olan bilgi nesilden nesile aktarılır ve her insan bundan istediği kadar faydalanır. Kültür insanın her şey hakkında edindiği bilgilerdir. Çünkü bilgisiz kültür düşünülemez. İnsan hayatının temelinde din ile tarihin eseri olan özgü kültür ve din ile coğrafyanın eseri olan ortak kültür mevcuttur. Ayrıca kültür insanın kendini ortaya koyma süreci olarak da tanımlanabilir.
İnsan hayatına anlam katarken kendisine bir rehber arar. Bu rehber ona her alanda destek olmalı ve onu yarı yolda bırakmamalıdır. Kur’an kendini bu noktada hidayet rehberi olarak tanımlar. Kur’an insanın anlam arayışına en güzel rehberdir. Hz.Muhammed(s.a.v.) ,ise Kur’an’ın nasıl yaşanacağı konusunda en güzel yol göstericidir.
Türk ailesinin ev içi yapısı hakkında en önemli örnek olan levhalar, süsleriyle, anlamlarıyla ve iletmek istediği mesajlarla Türk ailesinin iletişiminde önemli bir olgudur. Levhalar insanı sıradanlıktan kurtarırken ince düşünceye sevk eder. İnsanları yanlış davranışlarından dolayı sürekli uyarmak mümkün değildir. Fakat levhaların içerdiği mesajlar bu görevi aktif şekilde yapabilirler.
İnsan mekan ile sürekli ilişki içindedir ve mekanı kendi kültürünün belirlediği davranışlara göre kullanır. Mesela, günümüze kadar insanlar yapı inşa ederken her zaman değer duygusuyla mekanı biçimlendirmişlerdir. Mekana biçim vererek hayatı anlamlandırma, Kur’an ile hayatlarını anlamlandırmış insanlar için de söz konusudur. İnsanın anlam arayışına cevap veren Kur’an ile mekan ilişkisi mekanın derin anlamıyla başlar. Mekan k-v-n kökünden gelip tüm varolanları kapsayan tüm eylemlerin oluştuğu yer demektir. Mekan içinde bulunan görsel yapılar(camiler, kubbeler, duvarlar) Kur’an ile hayatını anlamlandırmanın en canlı örnekleridir. Mesela, Müslümanlar için Kabe soyuttan somuta geçişin en güzel örneğini oluşturur.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
Kur’an’ı tefsir ederken en önemli kaynak yine Kur’an’dı. Kur’an’ın yanında sünnet, sahabenin görüşleri ve tarihi bilgilerin yeri de ayrıdır. Bütün bunlar da tefsir kaynakları arasındadır.
Kur’an’ı iyi anlayabilmek için indirildiği dönem de iyi bilinmelidir. Dili, değerleri, olguları hakkında bilgi sahibi olmamız şarttır. Mesela, Kur’an’ın dilini daha iyi anlayabilmemiz için indiği o dönemdeki Arap dilinin özelliklerini de bilmemiz faydalı olacaktır. Çünkü Kur’an her zaman kelimeyi ilk anlamıyla kullanmamıştır. Çoğunlukla kelimeler cümle içinde bir anlama bürünmüşlerdir.
Kur’an’ın tefsirinde ikinci önemli kaynak sünnettir. Çünkü Allah, Peygamberimiz’den yalnızca O’na verileni tebliğ etmesini istememiştir. O’na verileni kendisinde uygulamasını da istemiştir. Şayet Kur’an rastgele inmiş olsaydı hiç kimse nasıl ibadet edeceğini bilmeyecekti. Mesela, namaz kılmak Kur’an’da farz kılınmıştır. Fakat nasıl kılınacağı hakkında bilgileri Peygamberimiz’in sünnetinden öğreniyoruz. Çünkü O(s.a.v.) kendisine indirilen Kur’an’ı açıklamakla da görevlendirilmişti.
Hz.Muhammed(s.a.v.) Kur’an’I öyle açıklamıştır ki kendinden sonraki alimlerin de fikirlerini sunmalarına imkan vermiştir. Bu durum zengin anlamlı olan Kur’an’ın dinamik özelliğini de göstermiş olur. Böylece sonraki alimlerin üzerinde fikir yürüterek Kur’an’ı kendi içinde anlamalarına bir nevi alt yapı oluşturur. Kur’an’ı bütünlük içinde anlarken hadisleri de değerlendirmiş olurlar.
Tefsirde diğer bir kaynak ise sahabenin görüşleridir. Sahabe de sünnet kadar önem arz eder. Çünkü bazı ayetlerin iniş sebepleri sahabenin soruları üzerine olmuştur. Sebeb-i nüzullerin bilinmesi o ayetin açıklığa kavuşmasında belirleyicidir. Sahabe görüşleri bu yönüyle Kur’an’ı Kur’an’la tefsirinde malzeme rolünü üstlenmiştir.
Sonuç olarak denebilir ki, Kur’an, açıklamalarının oldukça zengin olduğu en önemli tefsir kaynağıdır.
RUKİYE USLU 11040322/İDKAB-I
Kur’an nedir ?
EK I
Bizi Biz Yapan Değerlerimiz ve Hayatımızı Anlamlandırmadaki Rolü
Hayata anlam vermek ve onu hayatımıza katmak, yaşanılar hale getirmek için bilginin yeterli olmadığı aşikardır. Eldeki bilgilerle insanın hayatına verdiği anlam, onun yaşamını sürdürmesini sağlayandır. Yani dayanılmaz acılara karşı gösterdiğimiz direnç hayata anlam vermenin yoludur. İşte bu anlam ise kökünde Kur’an ve hz. Peygamber olan “değerlerimiz”dir.
Değer nedir ve nasıl oluşur?
Değer çeşitli şekillerde açıklanıyorsa da şöyle tanımlayabiliriz; bir toplum veya insan için önem taşıyan şeyler. Bu değerlerde insanın nesnelerle olan ilişkileri sonucu oluşur ve değerlerin görevi insanın aklını olumlu yönde kullanmasını sağlamaktır. Özellikle ahlaki davranışlarımızda, insanlara ait nitelikleri değerlendirirken kullandığımız ölçütlerdir.
Peki insanın anlam arayışı ne demektir?
Anlam arayışı demek insanın fıtri yeteneklerini keşfetmesi ve böylece hayattaki zorluklara karşı direnç gösterebilmesi, dengeyi bulması böylece de mutluluğu keşfetmesidir.
İnsanın hayatına anlam vermesi nasıl gerçekleşir?
İnsanın hareketlerinde verdiği tüm kararları hayatını anlamlandıran değerler ışığında gerçekleştirir. Yani insan hangi değerleri esas alıyorsa o değerler yapıp etmelerine bir anlamlılık amaç verir. İnsanın hayatına anlam vermesi böylece ortaya çıkar. İnsanın hayatının anlamını keşfetmesi şu üç yoldan sağlanır; eylem ortaya koyarak, bir şeyi severek, kaçınılmaz acılara sabrederek. Böylece insan, insan olma koşullarının yerine gelmesini sağlar.
Değer Kültür İlişkisi
Nesilden nesle devredilen bilgi kültürü oluşturur. Oluşan bu kültür var olanlara etki ederek, tabiata hakim olma yolunda insanlığın mücadelesini ifade eder yani kültür, insanın kendisini gerçekleştirme sürecidir. İnsan hayatını anlamlandırırken hürriyetini de kullanacaktır. Burada şu soru akla gelir; insan, hürriyetiyle birlikte doğru ve değerli eylemlerde bulunmayı nasıl sağlayacaktır? Bunun için insan, hayatını anlamlı eylemlerle gerçekleştirmiş önder kişileri örnek alır. Bu önder örnekler kişiyi insan olmanın, hayatını nasıl anlamlandırırsa gerçek olacağının bilgisini verir.
Değerlerimizin Temelinde Ne Var?
İnsanlar değerler edinirken, halk arasındaki kahramanlık efsanelerimiz, atasözlerimiz, ahlaki nasihatlerimiz, yasalarımız insanın hayatı anlamasını ve anlamlandırmasını sağlar. Böylece fert hayatını anlamlı kılmasının bilgisini edinir, öğrenir. Davranışlarını belirlerken yaslanacağı duvarı bilir. Kişi olarak fıtri imkanlarını bilir bu sayede. Bu hal insana değerli eylemler üretme yolunu açar. Bizim biz olmamızı sağlayan değerlerimizin temelinde özgü kültürümüz ve ortak kültürümüzün getirileri vardır. Örneğin; dinimiz ile katıldığımız ortak kültürümüzle Kur’an bir hidayet rehberi olarak bizlere fıtratımızı tamamlamamızın yolunu açar.
Değerlerimizi Kalkınmanın Kültürel İmkanı Olarak Yeniden Hayata Katmak İçin Ne Yapmalıyız?
Türk kültürünün temelinde yatan Kur’an ve hz. Peygamber ile ilişkimizi bir temele oturtmalı, bu temelden hareketle hayatımıza yön vermeliyiz. Bu da Kur’an’ı ve hadisi yeni değerler olarak hayatımıza katmamızla sağlanacaktır. Hacerü’l esved bezi yöntemi ve toplam kalite yöntemiyle yepyeni bir gelecek yaratabilecek potansiyele sahip olabiliriz. Kültürel kalkınmamızda kültürel değerlerimizin uygulanışının yanında bu iki yönteminde katkıları çok olacaktır.
EK II
Türk Ailesinin Ev İçi Düzeninde Levhalar
Evlerimizdeki eğitsel içerikli levhalar, İslam’ın getirilerinin görsel mekana yansıması, kentlerimizin oluşumları, ev yapılarımız, çeşmelerimiz, düğünlerde, bayramlarda, cenazelerde uygulanan adetlerimiz hepsi sahip olduğumuz değerlerimizin somutlaşmış biçimleridir.Benlik önceleri aile içinde şekillenirken artık kitle iletişim araçları bu görevi üstlenmiş; her şeyi bilen, nasihatlerden sıkılmış yeni nesil olmuş çıkmıştır. Radyo, tv, internet dışında dünyayla alakasını kesmiş bir millet olarak eskiden levhalarımızla çocuklarımızı eğitir, kültürümüzün devamını sağlardık. O zamanlar büyük zanaatler manevi olanı somutlaştırma yoluna gitmişler, bu yazıları evin en işlek, görünür yerlerine; salonlara, oturma odalarına, kapı girişlerine, duvarlara koymuşlardır. Böylece insanların gün içinde maneviyatı unutmamaları ve düşünmeleri amaçlanmıştır. Levhaların verdiği mesajlar iki gruba ayrılır ki; Allah, peygamber isimlerinin yazıldığı, aşkın varlık-insan ilişkisini yansıtan levhalar ve yine Kur’an ayetleri, hadisleri içerdiği gibi şiirler,özlü sözlerde bulunan insan-hayat ilişkisini içeren levhalardır.
EK III
Osmanlı Mimarisinde Kültürel İfadelerin Görsel Kullanımı
Kentler, mimari; insanların estetik beğenilerini, zevklerini, yaşayış tarzlarını, hayatı anlamlandırışlarını en açık biçimde yansıtır. Çünkü insanlar baştan beri yaşadıkları yere çeşitli ihtiyaçlarından ötürü şekil vermiş, biçimlendirmişlerdir. Osmanlı’da dış mekanla tam bir uyum içerindeki iç mekan birliği (tevhid) yansıtırken, Bizans’ta içten dışa doğru genleşen, Roma’da ise ağır kütlesel bir yapı şeklinde loş ve kapalı bir iç mekan görünür. Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi, hayatlarını Kur’an’la anlamlandıran insanlarda sosyal ilişkiler yanında; parklar, yollar, hastaneler, okullar, şirketler, camiler, alışveriş yerleri vb. yapılaşmalar Kur’an’i ilkeler göz önüne alınarak yapılır, planlanır ve böylesinde yaşanılır kabul edilip, huzur bulunur, mutluluk keşfedilir. Çevresinden etkilenen insan, çevreyi de kendi anlamlandırmasına göre biçimlendirmiş; mimari yapıların duvarlarına, kapılarına, pencerelere, kubbelere Kur’an’i ifadeleri yerleştirmiştir. Böylece insanın manevi bilincini canlı tutması amaçlanmıştır. Mimar Sinan’ın Selimiye Camii kubbesinde tevhid ve ihlas suresinin bulunuşunun derin anlamı bize mimarinin insanların hayatı anlamlandırışlarıyla ne kadar iç içe bulunduğunu somutlaştırır. Mimar Sinan, mimarinin diliyle Allah’ı her an, her ayrıntıda anlatmak istemiştir. Pencerelerin 5 kademeli oluşu İslam’ın 5 şartını, pencerelerin 99 tane oluşu yüce Allah’ın isimlerini, külliyenin 32 kapıdan oluşumu 32 farzı, minarelerde 6 yolun oluşu da imanın 6 şartını bizlere, hayatını Kur’an’la anlamlandıran bir insandan derin bir hatırlatmadır. Sivil mimarimizde de hat sanatıyla yazılan Allah(c.c), Muhammed(sav), peygamber isimleri de bizlere ikonografiden uzak olmak amacının yanında yine Kur’an’i ifadeler yaşatılır, öğütler hatırlatılır.
Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine
Kur’an Kendisini Açıklamaya Yeterli midir?
Kur’an tefsirinde Kur’an’ın kendisinin yanında Peygamberimiz ve sahabe de önemli bir yer tutmaktadır. Bu üç unsurun birleşimiyle sağlıklı tefsirler yapılabilmektedir. Ayrıca tarihi verileri de Kur’an’ın tefsirinde anlaşılırlığı artırdığı açıkça belirtilmelidir. Arap dilinin bilinmesi, Arapça kelimelerin anlamlarının, edebi sanatların bilinmesi gereklidir. Kur’an tefsirinde şu da bir ön şarttır ki kelimelerin sadece sözlük anlamlarını bilmek yetersiz gelecektir. Kelimelerin, Kur’an’ın bütünlüğü içinde değerlendirilip aldığı anlamın anlaşılması şarttır.
Kur’an tefsirinde sünnetin yeri; (bakara 151) “ size ayetlerimizi okuyacak, sizi arıtacak, size kitabi ve hikmeti öğretecek” gibi Kur’an ayetlerinden de anlaşılacağı üzere hz. Peygamber(sav) sadece tebliğ için değil muhataplarına kitabı açıklamakla ondaki hikmetleri öğretmekle de görevlendirilmiştir. Hz. Peygamber’in Kur’an ayetleriyle ilgili açıklamaları iki grupta toplanır; birincisi hz. Peygamber’in hiç kimsenin üzerine başka bir söz söyleyemeyeceği türden açıklamalarıdır. İbadetlerin nasıl yapılacağı, muamelatlarla ilgili hususlarda Kur’an ayetleri genel bilgiler verir. Hz. Peygamber sayesinde bizler Kur’an ayetlerindeki miktarlardan, ibadetlerin zamanlarından, hangi hareketler dahilinde yapılacağından haberdarız. Bu açıklamaların üstüne hiçbir kimse de herhangi bir açıklamada bulunup yeni hükümler getiremez. İkinci grupta ise hz. Peygamber’in teyid edici açıklamaları vardır. Bunlar hz. Peygamber’in Kur’an’ı anlamak isteyenlere ışık tutucu özellikte olsa da son söz, o ayetin anlamını sınırlandırıcı açıklamalar değillerdir. Yani Kur’an’ın bu ayetlerinde sonmraki nesillerin akıl yürütmelerle üzerinde düşünebilecekleri açık bir alan mevcuttur.
Kur’an’ın Tefsirinde Sahabe Görüşleri ve Tarihi Bilgilerin Yeri; sahabiler, Kur’an ayetlerinin inişi sırasında olayları, o ayetlere iniş sebebi veren olguları bizzat gördükleri, şahit oldukları içi n Kur’ani ifadelerin daha açık bir şekilde anlaşılmasına büyük katkılarda bulunmuşlardır. Ayetin vermek istediği mesaj sahabenin katkılarıyla zihinlerde daha belirgin bir yer edinecektir. Sahabiler o zamanki mevcut sosyo-kültürel yapıyı, örfleri, adetleri, değer hükümlerini, kelimelerin kullanıldıkları anlamları bildikleri için Kur’an’ın tefsirinde büyük öneme sahiptirler. Kur’an kıyamete kadar gelecek olan tüm nesillere hitap edeceği için insanın ürettiği, keşfettiği her bilgi gerçekleştirdiği her ilerleme de Kur’an’ı tefsirinde kaynak niteliğindedir.
Sonuç; Kur’an diğer eserlerden; konulara, bölümlere, alt başlıklara ayrılmaması itibariyle farklılık gösterir. Çelişkilerden, tutarsızlıklardan uzak bir kitaptır. Kendi bütünlüğü içinde anlaşılması üç hususla olur; ayet, siyak-sibak ve Kur’an’ın bütünlüğü çerçevesi. Zaman zaman bu üç husus göz ardı edilmekte ya önyargılı yaklaşımlar ya da metodda hatalar yapılabilmektedir. Bir başka konu da baştan sona bilinen yapısıyla Kur’an’ı tefsir etmek onun bütünlüğü içerisinde değerlendirilmesini engellemektedir; çünkü Kur’an iletmek istediği mesajı belirli başlıklar altında değil Kur’an’ın tamamına yaymıştır. Kur’an’ın Kur’an’la anlaşılması Allah kelamı olması sebebiyle her zaman dinamik bir olgu olarak kalacaktır. Herhangi bir zaman dilimiyle veya zamanda sabit değildir. Bu yüzden Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri her zaman geçerli bir tefsir kaynağı olacaktır. Kur’an tefsirinde; Kur’an’ın Arapça oluşuyla metnin çözümünde Arapça’ya, uygulamayla alakalı konularda sünnete, iniş sebepleriyle ilgili konularda sahabenin görüşlerine, cahili kültürel motiflerin söz konusu olduğu durumlarda ve tarihi olaylarda da tarih kaynaklarına ihtiyaç duyulur. Kur’an’ın bu kaynaklara ihtiyacının olması ona bir noksanlık da getirmez.
BÜŞRA GÖKDOĞAN/11040152-İDKAB2
(ÜÇÜNCÜ BÖLÜM)
KURAN NEDİR?
-Hayat reçetesinin amacı insanın ayakta durabilmesini sağlayacak şeyi bulmak.Bu şey de hayatımıza anlam katan şey ne ise ondan kaynaklanan değerlerimizdir.
-Değer insan olmanın gerektirdiği şarttır.İnsandan başka canlıların değer dünyası yoktur.
-İnsan hangi değerlerle hayatına anlam verirse o değerler yapıp-etmelerine yön verir.
-Değer-kültür ilişkisine baktığımızda ise zaten insanın varoluşunun sebebi bilgidir.Bu bilgi de bireyde kalmaz.Nesilden nesile aktarılarak kültür meydana gelir.Kültürde bilgi esastır.
-İnsan hayatını anlamlandırırken bu süreçlerden geçmiş önderlere ihtiyaç duyar.Bunlar da Peygamberler, filozoflar...
-Ortak kültürümüzün temelinde Peygamberimiz ve Kur'an'ı Kerim vardır.Kur'an insanın anlam arayışına cevap olan hidayet rehberidir.Peygamberimiz de Kur'an'ın ahlakıyla ahlaklanmış yaşayan Kur'an'dır.
-Değerlerimizi yeniden inşa etmeli, güncel, yeni değerler ortaya çıkarmalı ve TKY(Toplam Kalite Yöntemi)ni kullanmalıyız.Kur'an ve Hadis ışığında yeni ve ideal isan oluşturulmalı.
-Türk ailesinin evini süsleyen levhalar, toplumun ve insanın davranış kalıplarını nasıl etkilediğine önemli bir örnektir.
-Levhalar taşımış oldukları güzelliklerle ve manalarıyla hayret ve hayranlık uyandırırlar.
-İnsanları her yanlış hareketlerinde uyaramayabiliriz.Ama levhalar bu işi en iyi şekilde yapabilir.
-Levhaların sunmuş olduğu bu insani değerleri her zihinde bulmak mümkün değil.Komşusu konuşurken TV izleyen veya izlemeye can atan kadın da olduğu gibi.
-Günümüzde gençlerin levhalar olmasa da poster ve afiş gibi duvarlarını süsledikleri bu eşyalar sahih geleneğimize yeniden bağlanacağımızı gösterir mi bilinmez.
-İnsan var olduğu günden beri hayatını anlamlandırmasının gereği olarak mekana şekil vermiştir.
-Mimari ve sanat eserleri de böylelikle toplumların hayatı anlamlandırmalarına ve onunla oluşan kültüre göre değişik görünümler almıştır.
-Bu ilişki Kur'an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların İslam Medeniyeti için de söz konusu olmuştur.
BÜŞRA GÖKDOĞAN / 11040152 İDKAB-2
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (ÜÇÜNCÜ BÖLÜM)
KUR'AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
Arap dilini bilmek tefsirin ilk şartıdır.Kur'an'daki kelimelerin lügavi anlamını bilmek yeterli değildir.Kur'an'ın bütünü içinde değerlendirmeleri gerekmektedir.
KUR'AN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
Peygamberimiz Kur'an'ı tebliğ etmekle kalmamış, açıklama görevini de yüklemştir.Tamamını açıklayamasa da, gerek ashabın ayetlerle ilgili sorularına cevap olarak, gerekse lüzum hissettiği anda birçok ayeti tefsir etmiştir.İbadetlerin uygulayıcısıdır.Her seviyeden insanın sorularına ve ihtiyaçlarına cevap veriyordu.Bazı şeyleri müşahhaslaştırarak örnekler sunuyordu.
Peygamberimiz (sav) soruları karşısındakinin seviyesine göre cevaplardı.Mesela Hz. Aişe ayetteki bilmediği kelimeyi sormuş, Peygamberimiz de başka bir kelimeyle onu izah etmiştir.
Kur'an'ın bütünlüğü içinde anlaşılmasına Peygamber alt yapı oluşturur.Böylece Kur'an'ın zihniyetini daha kolay kavrarlar ve hadisleri Kur'an'ın bütünlüğü içinde değerlendirme imkanı da bulurlar.
KUR'AN'IN TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGİLERİN YERİ
Kur'an tefsirinde diğer bir kaynakta sahabenin beyanıdır.Kur'an'ın tefsirinde, o zamanın cahili sosyo-kültürel yapısını yani, örf, adet, inanç ve kıymet hükümlerini, kelimelerin o günkü toplumda taşıdıkları manaları bilmenin önemi büyüktür.Onları yansıtan malzemeye ihtiyaç vardır.Esbabu'n-Nüzul'e dair eserler, ilk tefsirler, hadis mecmuaları ve tarih kitapları bu konuda kaynaklık ederler.
Kur'an'ın hiçbir kaynağa ihtiyaç duymadan kendi kendini tefsir edeceğini söyleyenlerin görüşleri temelsizdir.Ne Tevfik Sıdki gibi Kur'an dışında hiçbir şeye ihtiyaç duymadan Kur'an'ın anlaşılacağını ne de Fazlurrahman'ın iddia ettiği gibi Kur'an'ın onda dokuzunun anlaşılmasında tarihi şartların bilinmesi gerektiği görüşünü kabul ederiz.Her ikisi arasında orta yolu bulmak mümkün.
Sünnet ve sahabe görüşlerinin, Kur'an'ın bütünlüğü içerisinde anlaşılması gibi son derece önemli bir metodun kullanılmasına kesinlikle engel olmayacağı, aksine Kur'an'ın Kur'an'la tefsirine malzeme teşkil edeceği ortadadır.
Bunlar dışında insanın ürettiği bilgi birikimi de Kur'an tefsirinin kaynaklarındandır.Çünkü Kur'an herkese, her yeni gelen nesle hitap eder.
Büşra Gökdoğan 11040152-İDKAB2
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE III.BÖLÜM
Tefsir yapabilmek için ilk şart Arap dilinin özelliklerini bilmektir.Arapça’nın Kur’an’ın indiği dönemdeki anlamlarını,dil özelliklerini ve edebi sanatlarını bilmek gerekir.Kelimelerin sadece sözlük anlamlarını da bilmek yeterli değildir.Bu kelimeleri Kur’an’ın bütünlüğü içinde değerlendirmek gerekir.Kur’an’ın açıklamasında sünnetin oldukça büyük rolü vardır.Özellikle uygulama konusunda Peygamberin rolü inkar edilemez.Peygamber Kur’an’ın açıklayıcısıdır.Mesela ibadetlerin nasıl yapılacağı konusunda Kur’an’da ayrıntılı bilgi yoktur.Ancak Peygamberin sünnet ve hadisleriyle ibadetlere ait ayrıntılara ulaşabiliriz.Peygamberin hitap ettiği insanların yaş,bilgi,anlayış ve zeka seviyeleri farklıydı.Peygamber de buna göre konuları örneklendirmiş ve bu konular hakkında insanlara bilgi vermiştir.
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2
KUR’AN NEDİR? III. BÖLÜM EK I-II-II
Değer,insan gerçeğinin bir olgusudur.İnsanın kendisini ifade etmesidir.Değer insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur.İnsan akıl sahibi olduğu için değerleri vardır.Değer insanın hayata anlam vermesi,insanın sahip olduğu yetenekleri keşfetmesi ve mutluluğa ermesidir.İnsanın hayatına anlam vermesi onun ana amaçlarıyla ilişkilidir.İnsan kendisi için hangi değer daha önemli bir sıralama yapar.Bu sıralama kişiye göre değişir ve kimsenin bu duruma karışma hakkı yoktur.İnsanın hayatın anlamını keşfetmesi 3 yolla olur:
1.Amel/eylem ortaya koyarak,üreterek,eser yaparak,
2.Bir şeyi/bir insanı severek,karşılıklı etkileşerek,
3.Kaçınılmaz acıya bir tavır geliştirerek.
Yaşamak isteyen insan eylemlerinin,düşüncelerinin anlamsız olduğunu düşünmez;çünkü kişide onların bir anlamı ve önemi vardır.Kültür,insanın var olanlar hakkında hangi yolla olursa olsun edindiği bilgilerdir.Kültürde bilgi esastır.İnsanlar bu var olanların bilgisini farklı açılardan bakarak,farklı yöntemler kullanarak elde ederler.Böylece bilgi türleri oluşur.Bu bilgi türleri hayatı anlamlandırmak için bilgi verir.İnsan kendisini ve çevresini anlayamazsa yani hayatını anlamlı/değerli kılamazsa dış dünyayı tehlikeli bir alan olarak algılar.İnsan bu tehlikelere karşı savunma yapacağı için gerçekleri anlama yaşama kısmını tam olarak gerçekleştiremez.Kur’an rehberdir,insan modelinin nasıl olacağını göstermekte.Kur’an insanın gerçekleştirmesi için kurallar koymaktadır.Yani Kur’an insanın hayatını anlamlandıran kitaptır.Hz.Muhammed(sav)’in ise son peygamber olması kadar Kur’an’ın açıklayıcısı olması onun rehber insan olmasını sağlar.
Levhalar,taşıdıkları anlam ve verdikleri mesajlarla Türk ailesinin iletişiminde etkili olmuştur.Levhalarda iyiye yönlendiren mesajlar,hadisler,ayetler bulunmaktadır.İnsanların yüzüne karşı söyleyemeyeceğimiz şeyleri duvara astığımız anlamlı bir levha yazısıyla iletebiliriz.Bir toplumun kültürü; insanların yaşayışları,dinleri,sosyal-ekonomik yapısı hakkında bilgi verir.Şehir mimarisi ise insanların kültürünü yansıtır.Sadece mimariyle kalınmamış daha sonraları konuşma ve yazı ile de anlatılmaya başlanmıştır.İnsanın hayatını anlamlandıran Kur’an,etkisini insanların yaşadığı mekanda da gösterir.Çevremize baktığımızda Allah’ın “CEMİL“ sıfatını görmekteyiz.Dünya Allah’ın varlığının ve birliğinin delili,O’nun güzelliğinin bir yansımasıdır.İbadet etmek için camiler inşa edilmiştir.Cami mimarisine önem verilmiştir.Mesela Selimiye Camii’nin ana kubbesinde İhlas Suresi hattının bulunması gayet anlamlıdır.Mimar Sinan yaptığı eserlerde hiçbir şeyi rastgele yapmamış hepsine bir incelik, bir anlam katmıştır.Başta camiler olmak üzere tarihi çeşmeler,kütüphaneler,hastanelerde görülmeye değer anlamlar var.Ne yazık ki günümüzde bunlara dikkat edecek çok da kimse yok!
Hayati anlamlandırmaya çalışmadan
önce en tekil olan kendimizi anlamaya çalışmalıyız. Burada da insan devreye
giriyor. İnsanı anlayıp kendimiz hakkında fikirler edindikten sonra sıra
geliyor diğer insanları anlamaya. Diğer insanlardan da öğrendiklerimizle birlikte
artık bir görüşe sahip oluyoruz. Tabiki de çağın bize verdiği gözlükle..
Böylelikle önceliğimiz olan değerlerimiz ortaya çıkıyor. İnsanın herhangi bir
şey karşısında verdiği kararı yani bir görüşü için bir takım değerleri göz
önüne aldığını anlıyoruz. Bu yaşanmışlığın verdiği bir alışkanlık. İnsan, kendi
ürettiğinin farkına vardığı değerlerle yasar ve karar verir. Artık bir dünya
görüşü vardır tabiri caizse. Bu görüş eğer olumluysa bazı kazanımlar ortaya
çıkar. Negatif ise hayat onun için tam anlamıyla kararmış yani bitmiştir. Bu
görüşleri pozitif olan insanlar her cağda kendini göstermişlerdir. Hz. Muhammed,
Mevlana ve Yunus Emre. Bunların hepsinin temelinde, onlara bu dünya görüşünü sağlayan
Allah kelamı vahiy olan Kur’an’dir. Diğer insanlarda hayatı anlamlandırma
çerçevesinde yaşadıkları evlerde, ibadet ettikleri mekan olan camiler de,
sosyal hizmetler olan çeşmeler de yazdıkları ayet-i kerimeler ile bunları dışa
vurmuşlardır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
3
Kur’an’ın kendini
tefsir etmesi, tefsir yollarından yalnızca birisidir. Tefsir için başka türlü
kaynaklarda kullanılabilir. Peygamberimizin ve sahabenin açıklamaları da tefsir
için kaynak niteliği taşımaktadır. Tabi bu açıklamalara bakarken o dönemdeki
sosyal ortamı yaşam koşullarını dikkate almalıyız.
Sünnet, Kur’an’ın tefsirinde
ikinci önemli kaynaktır. Çünkü peygamberimiz sadece tebliğde bulunmamış onu
pratikte uygulayarak açıklayarak sahabenin de hayatına tatbik etmesini
sağlamıştır. Cennet - cehennem ahvaliyle Kur’an ayetlerini açıklaması kabir
azabıyla, geçmiş peygamberlerin ve kavimlerinin başlarından geçen olaylarıyla
ilgili beyanları bu konuda ilim tahsil etmiş kişilerde dahil normal şartlarda bilinemeyecek
şeylerdir. İbadet kısımları (örneğin namaz), bir Müslümanın nasıl yaşaması
gerektiği yine sünnetle anlaşılabilir. Peygamberimizin sünnetine bakarak Kur’an’ın
zihniyetini daha iyi anlayabilir, hadisleri de Kur’an bütünlüğünde düşünerek
idrak edebiliriz.
Kur’an tefsirinin bir
kaynağı da sahabenin beyanıdır. Çünkü onlar Kur’an’ın indirilişine şahitlik etmiş,
Kur’an’ın açıklamalarını ilk ağızdan dinlemiş ve kendilerince bir ilim tahsil
etmiştir. Durum böyleyken onların beyanlarını göz ardı etmek doğru
olmayacaktır.
KUR’AN NEDİR? 3
Bizi bu hayata
tutunduran bir şeyler olduğu kesindir,
lakin bunlar nelerdir, bizi nasıl böyle etkileyebiliyorlar bunları bilmek bu
değerleri açıklığa kavuşturmak gerekir. Bunun bir çok tarifi olsa da yaşantıyla
elde edildiğini söyleyebiliriz. Yani insanın tüm hayatından elde ettiği
kazanımlar sonucu, hayata anlam verirken oluşurlar. Yine bu değerler o insana
bir misyon, yol belirler. O değerler nazarından hayatını yorumlayabilir insan.
Simgeler, levhalar
çok şey ifade eder kimi zaman. En küçüğünden en büyüğüne, sokaktaki bir objeden,işaretlerden
bir mimari esere kadar, bu eserlerden bir toplumun inancını yaşamını vs. bir
çok şeyi anlayabiliriz. Bunlar o toplumun hayata yüklediği anlamın dışa vurumudur
bir bakıma.
Büşra İNAN/ 11040437/ İDKAB-2
—İnsan hayatına hangi değerlerle anlam verirse o değerler kişinin yapıp-etmelerine yön verir ve insan eylemlerine bu değerler çerçevesinde anlam verir.
— Bizi biz yapan değerler, tarihimizle dinimizin eseri olan ‘özgü kültürümüz’ de ve hem dinimiz hem de yaşadığımız coğrafya ile katıldığımız ‘ortak kültürümüz’ ün içindedir. Ortak kültürümüzün temelinde Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed vardır. Kur’an-ı Kerim insanın bütün varlık koşulları ile uyumlu ve o koşullara cevap veren bir ilahi mesajdır. Yani insanın anlam arayışına cevaptır… Hz. Muhammed ise, insanın sorumluluk bilincini diri tutmak, anlam arayışında fıtri dengesini korumak için vahyin insan modelleri olarak gönderilmiş, insana Kur’an’ın nasıl yaşanacağını, hayatı anlamlandıracağını gösteren somut bir örnektir.
— Türk ailesinin günlük yaşantısını geçirdiği oturma ve misafir odalarını süsleyen levhalar, insanın veya toplumun davranış kalıplarını nasıl etkilediğine bir örnektir. Çünkü bu levhalar, taşıdıkları anlamlar, verdikleri mesajlar ile muhataplarının davranışlarını etkiler ve yönlendirir. Levhalar taşıdıkları manalar ve güzellikleri, verdikleri mesajlar ile insanları hayranlık içinde bırakır ve onları düşünmeye sevkeder. Ancak günümüzde kitle iletişim araçları daha fazla yer kaplamaktadır. Önceden aile içinde şekillenen benlik günümüzde kitle iletişim araçları sayesinde, ocuk okul çağına gelmeden aile dışı etmenlerle şekillenmektedir. Levhaların her an zihinlere sunduğu insani değerlerin daima yaşanılır kılınması hedefi artık yoktur.
— Mekâna biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi, Kur’an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların gerçekleştirdiği İslam Medeniyeti için de söz konusudur. Osmanlı, han, hamam, cami, çeşme, saray gibi mimari eserlerini yaparken İslami şeylere çok dikkat etmiştir. Örneğin görüntüsel göstergelerin İslam’da yasak olmasından dolayı mekânlarda resimler yerine hat yazısı özel bir önem kazanmıştır. Kur’ani ifadeler taşıdıkları anlamlarla ilgili işlevi olan mekânlarda yer almaktadır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE- III. BÖLÜM
—Kur’an’ın anlaşılabilmesi için, Arapça kelimeleri ve Kur’an’ın indiği devirdeki anlamlarını, Arap dilinin ifade özelliklerini ve edebi sanatları bilmek şarttır. Ancak kelimelerin sadece sözlük anlamlarını bilmek, Kur’an’ın ifadelerini anlamak için yeterli olmamaktadır. Aynı zamanda Kur’an’ın bütünü içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
—İslam bilginlerinin çoğu sünnet, Kur’an’ın tefsirinde ikinci önemli kaynak olarak kabul etmişlerdir. Çünkü Hz. Peygamber Kur’an’ı sadece tebliğ etmemiş aynı zamanda Kur’an’ı açıklamıştır.
—Kur’an tefsirinin diğer bir kaynağı da sahabenin beyanıdır. Sahabe de Kur’an’ın muayyen bölümleriyle ilgili müşahedelerine dayalı görüşleriyle, Kur’an’ın belirli pasajlarının anlaşılmasına ışık tutmuşlardır.
Hayatta İnsanı canlandıran şey nedir? Peki ya öldüren!? İnsanın hayatının bir anlamı varsa o onun yaşama sebebidir ama bir anlamı yoksa işte o ölüden farklı değildir.
Hayatımıza kattığımız anlamlar bizim değerlerimizi sonucudur.
Değer, insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur. İnsan varolanın bilgisini kullanırken elde ettiği sonuçlar onu değer kazanmaya zorlar ve elde ettiği bilgileri ölçü niteliğinde olan değerlere göre kullanır.
İnsanın hayatına anlam vermesi, ameli ortaya koymasıyla, insanları seveker, kaçınılmaz acıya bir tavır geliştirerek gerçekleştirir.
İnsan sürekli bir bilgi akımı içerisindedir. Elde ettiği bilgilerle tutumlar içinde bulunur. Bu tutumlar, insanın temel kabul ettiği değer hükümlerinden kaynaklanır. Bununla birlikte kalıcı davranışlar gelişir. İnsanın toplumca benimsediği davranışlar da kültürü oluşturur.
Bilgi fertte kalmaz, nesilden nesile devreder.
Kültür, insanın varolanlar hakkında, hangi yolla olursa olsun edindiği bilgilerdir.
İnsana hayatında anlam bulmasında yardım edecek bir rehpere ihtiyacı vardır. Bu rehperde Peygamber (s.a.v.) ve Kur'an-ı Kerim'dir. Biz hayatımıza ona göre yön verir, değerlerimizi ona göre temellendiririz.
Ek II
Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar, verdikleri mesajlar ile insanı az çok bir hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini ve gerçek illetini aramaya yönlendirir. Bu arama devam ettikçe o şey hakkında ki hayret ve hayranlığımızda sürer gider. O kadar ki, metafizik sahaya geçer, Allah'a kadar yükselen haller ve derecelerde bulunabilir. Böylece F. Schoun'un dediği gibi, „maddi simge, manevi bilinci kuvvetlendirmiş" olur.
Levhaların verdiği mesajı iki ana konuda toparlayabiliriz: 1. Grup: Aşkın varlık insan ilişkisine yönelik mesaj. 2. Grup insan - hayat ilişkisini içeren mesaj.
Ek III
Insan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı anlamlandırmasının etkisi çok açıktır. Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan öte psikolojik yönden de ilişki içindedir.
Sosyal psikologlara göre bireylerin birbirinden farklı dört mekanı vardır: Mahrem mekan, kişisel mekan, sosyal mekan, genel mekan. Ancak, insanın psikolojik davranışlarını, inancının belirlediği hayatı anlamlandırması yönlendirir. Böylece bir manevi mekan kavramı da ortaya çıkmaktadır. Insan bu mekanları kendi kültrüne ait değerlere, inanç ve var olma bilincine ve bu kültürün belirlediği psikolojik davranışlara göre kullanır.
Her kültürün insan - mekan ilişkisini düzenleyen ve onun tarihini, dini inanışını ve felsefe anlayışını, sosyal ve ekonomik yapısını, bilim ve teknolojisini, coğrafi konumunu, malzeme olanaklarını, estetik beğenilerini tümünü içeren ve yansıtan sessiz bir dil vardır ve bu dilde o toplumun mimarisine yansır.
Kur'an Kendisini Açıklamaya Yeterli midir?
Kur'ân, tefsir kaynaklarından sadece biridir. Buna Peygamber (s.a.v.)'in sünneti ve sahabe görüşleri ve tarihi bilgiler de kaynaklık etmektedir.
İslam bilginlerinin hemen hepsi, sünneti, Kur'an'ın tefsirinde ikinci önemli kaynak olarak kabul etmişlerdir. Çünkü Kur'an, Peygamber (s.a.v.)‘i, sadece indirileni tebliğ etmekle memur kılınıp,aynı zamanda ona, Kur'an'ı açıklama görevini de yüklenmiştir. Baraka, Al-i İmran, Cumua gibi surelerin bazı ayetinde Peygamber (s.a.v.)‘in, Allah'ın ayetlerini okuduktan sonra muhataplarına Kitabı ve hikmeti öğrettiği dile getirilmektedir ki bizi, Peygamber (s.a.v.)'in ayetleri, sadece tebliğ etmekle kalmayıp, aynı zamanda muhataplarına Kitabı da açıkladığı sonucuna götürür.
Kur'an tefsirinin bir diğer kaynağı da sahabenin beyanıdır. Sahabenin özellikle nüzil sebeplerine dair sözleriyle Kur'an arasındaki ilişki, onun sünnetle olan ilişkisine benzerdir. Fakat tabii olarak sünnetle, sahabe görüşleri arasında derece ve değer farkı vardır. Sahabe de, Kur'an'ın, muayyen bölümleriyle ilgili müşahedelerine dayalı görüşleriyle, Kur'an'ın, belirli pasajlarının anlaşılmasına ışık tuttuklarına göre, bütünü oluşturan parçaların, onların bu beyanlarıyla açıklığa kavuşması, bir yerde bütünün de dolaylı olarak açıklık kazanamasını intac eder.
Sünnetin ve sahabe görüşlerinin, Kur'an'ın bütünlüğü içerisinde anlaşılması gibi son derece önemli bir metodun kullanılmasına kesinlikle engel olmayacağı, aksine Kur'an'ın Kur'an'la tefsirine malzeme teşkil edeceği kanaatindeyiz.
KURAN NEDİR?
İnsanın anlam arayışı,
onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi, hayattaki problemlerle baş edebilecek
yetenek kazanması ve bunun sonucunda da mutlu olması demektir. İnsanın hayatına
anlam veremeyişi onu ölüme bile götürebilir. Nitekim intihar edenlerin çoğunun
nedeni bu hayatta kendilerine bir anlam bulamamış olmalarıdır.
İnsanın hayatını
anlamlandırması noktasında vahiy ona yardımcı olmaktadır. Hayatını
anlamlandırmış insan modelini vahiy bize sunar. Bunu da Kuran ahlakıyla
ahlaklanmış, vahyin öğretilerini hayatına uygulamış insan olan Peygamber
(s.a.v) ile sunar. O yalnızca kendisine verileni tebliğ etmekle görevli bir
kimse değildir aynı zamanda insanlara örnek ve rehber olmakla görevlidir.
İnsanın hayatını
anlamlandırırken değerli eylemler ortaya koyabilmesi için ona örnek olacak
önder kişilere ihtiyacı vardır. Bu örnek ve önder kişiler de genelde
filozoflar, düşünürler, peygamberler vs. dir.
İnsanın hayatını
anlamlandırması üç yoldan olabilir. Bunlardan ilki bir amel ortaya koyarak,
ikincisi bir şeyi ya da bir kimseyi severek, üçüncüsü ise dayanılmaz acıya
karşı tavır geliştirerek yani sabrederek.
Türk ailelerinin
yaşadığı mekanlardaki levhalar, insanın ve toplumun davranış kalıplarını nasıl
etkilediğine dair örnek teşkil eder. Levhaların insan zihnine insani değerler
sunması söz konusudur. Sıkıntı içerisinde bulunan bir kimse evinde sabretmek
üzerine yazılmış olan levhayı her okuduğunda bir rahatlama hissedecektir.
Mekan ‘k-v-n’ kökünden
türemiştir, şeylerin oluştuğu yer demektir ve varolmak anlamındadır. Kuranla
hayatını anlamlandıran insan da varolmak adına hayatındaki anlamı bulunduğu
mekana yansıtır. Çeşmelerde, camilerde insanların Kuran ayetlerine yer
vermeleri onların hayatı Kuran ile anlamlandırdıklarının bir göstergesidir. Ve
yine Kuran’ın tefsiri de bu şekilde mekanlar üzerinden yapılabilmiştir. Buna
örnek olarak Mimar Sinan’ın Selimiye Camii örnek gösterilebilir. Kubbenin
birliği simgelemesi anlamına dayanarak İhlas Suresi kubbenin altına yazılmıştır
ve pencerelerin 99 adet oluşu Esma-ül Hüsna’yı simgelemektedir.
KURAN’IN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
Kuran’ın doğru bir
şekilde anlaşılabilmesi için Arapça kelimelerin özellikle Kuran’ın indiği
dönemdeki anlamlarını, ifade özelliklerini ve edebi sanatlarını bilmemiz
gerekir. Yine Kuran’ı doğru anlamada kelimenin kullanıldığı mana ortamı dikkate
alındığında Kuran’ı bütünlüğü içerisinde anlamanın önemi açığa çıkar. Çünkü
kelimelerin sözlük anlamını bilmek Kuran’ı anlamak için yeterli değildir.
Kuran’ın tefsir
kaynakları Kuran’ın kendisi, sünnet ve sahabe açıklamalarıdır. Bunların yanında
indirildiği dönemin sosyo-kültürel durumu da Kuran’ı doğru bir şekilde anlamada
önemlidir.
Hz. Peygamber (s.a.v)
Kuran ayetlerini yalnızca tebliğ etmekle kalmamış aynı zamanda tebyin etme
görevini de üstlenmiştir. Kuran’ın mesajlarını, emirlerini, ibadetleri ne şekilde
uygulama alanına geçireceklerini öğretmiştir. Peygamberin Kuran’ı tefsiri iki
yoldan olmuştur. Biri kendisine sorulan soruların karşılığı olarak Kuran
ayetlerini açıklaması diğeri de kendisinin bir ayete açıklama getirmesi
(ibadetin nasıl yapılacağı gibi) şeklindedir.
Kuran’ın tefsirinde
diğer önemli kaynak sahabe açıklamalarıdır. Sahabe Kuran’ın peyderpey inişini,
ayetlerin hangi olay üzerine indiğini müşahede eden kimsedir. Ve dolayısıyla
ayetleri kendi bağlamında açıklama işini iyi yapabilen kimselerdir.
Kuran’ın kendisini
tefsir etmede ve insanlara doğru yolu göstermede tek başına yeterli olduğunu
söyleyenler bulunsa da onun bütününün doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için
diğer kaynaklara da ihtiyaç vardır.
ZEYNEP EROL 11040134 İDKAB/2
KUR’AN NEDİR
EK: I BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
*İnsanın hayatına anlam katabilmesi, hayatta başına gelen iyi ve kötü şeylere karşı bir tavır geliştirebilmesi için bir takım değerlere sahip olması gerekmektedir.
*Toplum içinde insanların olumlu tepkiler verdikleri nesne, düşünce, kural ve uygulamalar değerleri oluşturur.
*Değerler insanın varlıkla, hayatla ilişkisi sonucu ortaya çıkar ve insanın zekâsını hayatla uyumlu olarak kullanmasını sağlar. Değerler organize olmuş bir inanç kümesidir. Kişi bu inançlarla içinde bulunduğu dünya hakkında bir bilinç oluşturur ve hayatını anlamlandırır. İnsan bu anlamlandırma ile hayattaki yerini, fıtratını keşfetmiş, dünyadaki dengeyi kavramış olur. Böylece hayatın problemleriyle baş edebilecek maneviyatı kazanır, mutluluğa erer.
*İnsan sahip olduğu değerlerle hayatı eylemlerini şekillendir. Değerlerini ifade eden eylemleri anlamlı bulur. İnsanın hayatı anlamlı hale getirmesi amel/eylem ortaya koyarak, bir şeyi bir kimseyi severek veya sıkıntılara sabrederek gerçekleşir. Eğer bir insan değerleri çerçevesinde yapıp ettiklerini meşrulaştıramaz ve hayatını anlamlandıramazsa boşluğa düşer, fıtratından uzaklaşır hayatı yük olarak algılar.
*İnsanlar elde ettiği bilgilerle tutumlarda bulunur. Tutumlar aynı zamanda değerlerden kaynaklanır. Bilgi kültür ve değerler birbirleri ile ilişki içindedir. Kültür insanın var olanlar hakkında edindiği bilgilerin tümüdür. İnsanın bu bilgilere dayanarak ortaya koyduğu eser ve davranışları sahip olunan kültürün yansımasıdır.
*Dinimiz ve kültürümüzün temelinde Kur’an’ı Kerim ve Hz. Muhammed vardır.Kur’an insanın fıtri ihtiyaçlarına cevap veren bir rehberdir.Hz. Peygamber ise insanın sorumluluk bilincini koruması için gönderilmiş peygamberlerin sonuncusudur.
*Değerlerimizi insani verimliliği artırmak ve kalkınmanın imkanı olarak kullanmak için kültürümüzün temelini oluşturan Kur’an ve Hz. Peygambere bu açıdan bakılmalı, Kur’an ve Hadis’in içerdiği bilgiler günümüze dönüştürülmeli, onlardan yeni güncel değerler çıkarılmalıdır. Bu da ülke aydınları, bürokratlar, din görevlileri ve öğretmenlerin görevidir. Çünkü akademisyenlerin ürettiği bilgiyi topluma sunan bürokratlardır. Bu bilgiyi uygulayanlar ise öğretmen ve din görevlileridir.
EK: II TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
*T ürk ailesini günlük yaşamını geçirdiği oturma ve misafir odalarında levhalar yer alır. Bu levhalar toplumların sosyal ve kültürel yapısını yansıtırlar. Levhalar taşıdıkları anlamlar ve verdikleri mesajlarla insanların davranışlarını etkileme ve yönlendirme gücüne sahiptirler.
*Özellikle Osmanlılar zamanında gelişen hat sanatıyla beraber onun süslenmesi ve kaybolmaması amacıyla tezhip sanatı da gelişmiş ve levhalar böylece duvarlardaki yerini almıştır.
*Levhalar kitle iletişim araçlarının günümüzdeki kadar hayatımızda yer tutmadığı dönemlerde taşıdıkları anlam ve verdikleri mesajlarla Türk ailesinin iletişiminde önemli yer sahibi olmuştur. Günümüz toplumunda levhaların zihinlere sunduğu insani değerlerin yaşanılır kılınması hedefi artık yoktur. Levhalar insanı hayatın her alanıyla ilgili düşünmeye zorlar. İnsan levhadaki mesajı aldığında kendi dünyasından çıkar yeni hedefler, değerler benimser.
*Levhaların verdiği mesaj iki gruba ayrılır. Birinci grup insan Allah ilişkisini içerir. İkinci grup ise insan hayat ilişkisini içerir. İkinci gruba giren levhalar hayatın insana etkisini, ona vereceklerini ve ondan alıp götüreceklerini değerlendirir.İnsanı duyarsızlıktan ve sıradanlıktan korur. Örneğin levhalarımızın bazıları ‘’ya hu’’ ibaresi ile başlar. Üçüncü şahıs zamiri olan hu(hüve) kimseyi doğrudan hedef almadan levhayı okuyan herkesi kendi dünyasını ve dış dünyayı düşünmeye davet eder. Böylece insan ilişkileri daha sağlıklı bir zemine oturtulmaya çalışılmaktadır.
EK:III OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREK İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
İnsanlar içinde bulunduğu mekanlarla fiziksel bağdan öte psikolojik bir bağ kurmuş, hayata kattığı anlamı mekanlara yansıtmıştır.
*Sosyal psikologlara göre bireyin; mahrem, kişisel, genel, sosyal olarak dört farklı mekanı vardır. Bunun yanında birde insanın psikolojik davranışlarını yani hayatı anlamlandırma biçimini anlatan ruhsal manevi mekanı vardır.
*İnsanlar bu mekanları kültüre, sahip olduğu değerlere göre kullanır. İnsan sahip olduğu değer duygusuyla mekana bakmış ve bu değer duygularını mekana aktarmıştır. Mimari yapılar içinde bulunduğu toplumun dini inanışını, sosyo ekonomik yapısını, bilim teknolojisini , estetik beğenisini, coğrafi konumunu yansıtan bir dile sahiptir.
*Mimari yapılarda biçim ve içerik çağlara, toplumların inanışlarına, kültürlerine, değerlerine göre şekil almıştır. XX. yüzyıla kadar mimarinin sanatsal yönüne önem verilmiştir. Sanayi devrimiyle bu durum değişmiş mimari yapılarda rasyonellik ön plana çıkmıştır.İnsanı, toplumu, ve kültürü anlatan yapıların yerini çok işlevli karmaşık yapılar almıştır.İnsanın yaşadığı toplumla diyaloğu ortadan kalkmıştır.
*Mekana biçim verme ve kültür ilişkisi Kur’an ile hayatı anlamlandırmış insan içinde geçerlidir. Kur’an ile hayatını anlamlandıran insanın bu yönü mimari ve kentsel mekana da yansımıştır. Mimari yapıların cephelerinde, kapı ,kubbe gibi mimari öğelerinde yer alan Kur’an’i ifadeler Kur’an ile hayatı anlamlandırmada soyut olanın somut olana dönüştürülmesinin örneğidir. Kur’a’ni ifadelerin bu yolla kullanımı Kur’an ‘ın hayatın içinden tefsirini ifade eder. Mimar Sinan ‘ın yapılarında bunun en güzel örnekleri görülür. Örneğin Selimiye camiindeki pencerelerin beş kademeli oluşu İslamın beş şartını, pencerelerin 99 tene oluşu ‘’Esma-ül Hüsna’’yı , külliyenin tümünde 32 kapının oluşu 32 farzı ifade eder.
KUR2AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE III. BÖLÜM
KUR’AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
*Kur’an’ın kendi tefsirine kaynaklık etmesinin dışında Hz. Peygamber ve sahabenin açıklamaları da tefsir kaynakları arasında yer alır. Kur’an’ın açıklanabilmesi için bu üç temel kaynağın gereğince kullanılması ve Kur’an’ın indiği dönemin sosyo kültürel yapısını bilinmesi gerekmektedir. Fakat hepsinden önce iyi bir Arapça bilgisine sahip olunmalı , Arpça kelimelerin Kur’an’ın indiği dönemdeki anlamları, dönemin ifade özellikleri ve edebi sanatları bilinmelidir.
Kur’an’ın Tefsirinde Sünnetin Yeri
*Kur’an’ın kendi kendini tefsir edişiyle kendisine tefsir kaynağı oluşundan sonra sünnet Kur’an’ın ikinci önemli kaynağıdır. Hz.Peygamber Kur’a’nı tebliğ etmekle kalmamış aynı zamanda açıklamıştır da. Hz. Peygamber kuranın hepsini açıklamamıştır. O sahabeden gelen sorular üzerine veya kendi gerekli gördüğü yerlerde ayetleri tefsir etmiştir.
*Hz. Peygamberin tefsiri ikiye ayrılmıştır. Birinci grupta ümmetten hiç kimsenin üzerine söz söyleyemeyeceği türden açıklamalar yer alır. Bunlar cennet ve cehennem ile ilgili durumlar , kabir azabı, geçmiş peygamber ve kavimlerin başından geçen olaylar gibi en bilgili kişlerin bile bilemeyeceği türden şeylerdir. İbadetlerin nasıl yapılacağı , sosyal ilişkiler ile ilgili açıklamalarda bu gruba girer. Hz. Peygamberin bu tür konularla ilgili yaptığı açıklamalardan sonra hiçbir alimin bu konular üzerine farklı açıklamalar yapması doğru olmaz. Hz. Peygamberin ikinci gruba dahil edilen açıklamaları ise Kur’an ‘ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyit eder niteliktedir. Bu gruba giren açıklamalar sınırlayıcı değildirler bu sebeple sonraki alimler üzerinde açıklama yapabilirler.
*Hz. Peygamberin iki türdede yaptığı açıklamalar Kur’a’nı kendi içinde bir bütün olarak anlamak isteyenler için bir alt yapı oluşturur. Hz.Peygamberin açıklamaları sayesinde Kur’an’ın zihniyeti daha kolay kavranır.
Kur’an’ın Tefsirinde Sahabe Görüşleri ve Tarihi Bilgilerin Yeri
*Sahebe Kur’an tefsir kaynaklarının üçüncüsüdür. Kur’an’ın iniş sürecine tanık olmuş, ayetlerin inişine sebep olan olayların içinde yaşamış olmaları sebebiyle sahabe açıklamaları Kur’an’ın bütününün özellikle nüzule bağlı bölümlerinin daha net anlaşılmasında önemli bir kaynaktır.
*Bütün bu kaynakların dışında Kur’an’ın tefsirinde o dönemin cahili sosyo/kültürel yapısını ve kelimelerin ozamanki arap toplumunda taşıdıkları anlamları bilmek de ayrıca önemlidir .
Kur’an’daki on dördüncü asır ve öncesinin kültürel yapısıyla bağlantılı olan bölümleri ilk devrede anlayamayabiliriz. O bölümlerin ne anlattığını çözmek için o zamanın sosyo/ kültürel yapısı bilinmelidir.
*Bu üç tefsir kaynağı dışında insanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur’an tefsirinin kaynaklarındandır. Çünkü Kur’an insanı her yönüyle kuşatan bütün zamanlara hitap eden dinamik bir yapıya sahiptir.
İnsanın
hayatını anlamlandırması nasıl gerçekleşir?
İnsan hayatını
anlamlandırırken varlık bilincine ermesi içinde bulunduğu nimetleri idrak
etmesi yeteneklerinin sınırını bilmesi gerekir. Buradaki yetenekler fıtri
yeteneklerdir. Bu yetenekleri insan aklıyla keşfetmesi gerekir. Allah bu
yetenekleri insana gereğinden fazla vermemiştir. İnsan fıtri yetenekleriyle
hayattaki dengeyi keşfetmesi ve mutluluğu bulması gerekir. İnsan hayatını
anlamlandıran değerlere dayanarak ve seçerek eylemlerini düzenler onları
önemine göre sıraya koyar. Zaten insanın en büyük özelliği değerlerinin
olmasıdır. İnsan eylemlerine anlam vererek insan olma koşullarından birini
yerine getirmiş olur. Kur’an’daki hükümler kesin ve net oluşuyla beraber
açıklayıcılığı ve nasıllığı ile de tartışılır. Bu konuda peygamberimiz devreye
girmektedir. Peygamberimiz vahyi açıklamak ve uygulamakla görevlidir. Burada karşımıza
sünnet çıkıyor. Kur’an açıklayıcısı olarak sünnet her zaman önemli bir
delildir. Örnek olarak, Kur’an’da hırsızlık yapanlarla ilgili ‘hırsız erkek ve
hırsız kadının yaptıklarına karşılık Allah’tan bir ceza olarak ellerinizi
kesiniz’’ buyurulmuştur. Fakat peygamberimiz çeyrek dinar veya daha fazla
çalanın elini kesiniz diyerek bir sınır koymuştur. Bunun üzerine ashab veya
sonraki alimler olsun bir açıklama gereği duymamışlardır.
Kur’an’ı
açıklamada yine Kur’an’ın çok büyük rolü vardır fakat bu yeterli değildir çünkü
böyle olması durumunda peygamberlere ihtiyaç duyulmayacaktır. Kur’an’ı
açıklamada sünnetin yeri büyüktür. Kur’an’ı en iyi yaşayıp anlatan
peygamberimizdir. Bu bakımından sünnette Kur’an’ı açıklamada önemlidir. Öte yandan
yaşantı da bunda bir etken olacaktır. Çünkü insanın yaşayış biçimi onun hayata
ve kendine bakış biçiminden kaynaklanır. Bu bakımdan Kur’an evrensel bir
kitaptır ve her duruma şekle cevap verecek şekildedir. Her toplum farklı
yaşayış tarzı sürer buda anlam farklılıklarını ortaya koyar. Ayrıca Kur’an
tefsirinde sahabelerinde rolü büyüktür. Çünkü sahabe Kur’an’ın nüzul döneminde
yaşamış ve olaylar üzerine indiğine şahitlik etmiştir. Bunu bilmek Kur’an’ı
anlamayı ve hayatımızı onunla anlamlandırmayı kolaylaştıracaktır. İnsanın anlam
arayışı serüveni göz önünde bulundurulursa insan için Kur’an’ı anlama ve
anlamlandırma da bu üç unsur son derece önemlidir. Çünkü bu üç unsur birleştiği
zaman Kur’an’ı anlamak daha da kolay ve doğru olacaktır.
EKLER : 2
TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Ev içindeki levhalar taşıdıkları anlam ve verdikleri mesaj ile insanları etkiler,yönlendirir, davranışlara etki eder.insanın ve toplumun ihtiyacı olan sosyal ,kültürel enerjiyi ve bedii zevki sağlar. Levhaların verdiği mesajlar iki konuda toplanabilir. 1.si Aşkın varlık -insan ilişkisine yönelik mesaj :(Kuran ayetleri ,Hz muhammedin sözleri ) 2.si ise İnsan- hayat ilişkisini içeren mesaj: (Kuran ayetleri ,deyimler,özlü sözler,şiirler...)
EKLER : 3
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI Mekan sözcüğü ‘k-v-n' kökünden türemiştir.Varolma ve varolanları içeren kosmos manasına gelir, şeylerin oluştuğu yer demektir.İnsan var olduğu günden itibaren mekana biçim vermiştir.Bunda insanın hayatını anlamlandırmasındaki etkisi çok açıktır. İnsan mekanla sadece fiziksel değil ,psikolojik yöndende ilişki içindedir.Bireylerin birbirinden farklı dört mekanı vardır: mahrem mekan,kişisel mekan ,sosyal mekan ve genel mekan dır.İnsanlar bu mekanları kendi kültürüne ait değerlere,inanç ve varolma bilincine ve bu kültürün belirlediği davranışlara göre kullanır.Kuranda , insanların içinde yaşadığı mekanlardan Kurana yönelip ,onu okuyup,düşünüp,anlamaya ve yaşamlarında uygulamalarını ister.
Kuranı kerimin kainatı Allahın varlığına ,birliğine işaret eden kevni ayet ,kendisini de kavli ayet olarak tarif etmesi bu bağlamda değerlendirilir.İnsanların yaşamış olduğu mekanla ruh hali ilişkilidir.Kuran hayatı anlamlandırır.Kuranda kullanılan ifadelerde mekana anlam verir.
Kur'an Nedir ? Ek 1,2,3
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
***Değer,insanın hayatına anlam katan olgudur.Bu olgu kişiden kişiye değişir.Çünkü her insanın aynı eşyaya yüklediği anlam farklıdır.Her insanın hayatına anlam katması,belirli değerlere sahip olması,ileriye yönelik bir hedefi veya amaçları olmalıdır.Nasılki kaybolmuş bir insan gittiği yolun sonundan ve karşısına çıkabilecek tehlikelerden korkar,aynen öyle de hedefsiz,hayatına anlam vermemiş,değersiz görmüş insanda hayattan çekinir.Yeteneklerini ve fıtratının imkanlarını gösteremez.Bundan dolayı psikolojik sıkıntılar yaşar.Peki her değer değerlimidir?Bir müslümannın değerleri, Kuranın belirttiği hususların ve sünnetin gösterdiği yolun dışındaysa,hayır, değerli değildir.Biz değerlerimizi bu iki kaynak çerçevesinde belirlemeliyiz,onlara göre hareket etmeliyiz.
***Değer ile kültür yakından alakalıdır.Kültürün mimarları insanlardır.Kültürü her millet kendi değerlerine göre meydana getirir ve her milletin kültürü farklılık arzeder.Kimisi için bir kudsiyet ifade eden bir eşya,diğeri için kendi eşyalığından öteye geçemez.Mesela bir inek Hintliler için nasıl dokunulmazlığı olan kutsal bir varlıksa,biz Müslümanlar için Allah'ın bir lütfu ve dini vecibemizi yerine getirmemiz için bir araç hükmündedir.
***İnsan hayatını anlamlandırırken bir yaşantı hali olarak hürriyetinide kullanır.İnsanın bütün çabası fıtratının içini doldurmaktır.İslam Dini, Müslümanlar arasında sevgi ve saygıyı, birlik ve beraberliği emreder.Renk, ırk, dil ve düşünce farklılığını,ç eşitli kültür ve medeniyetler kurma, tanışma ve gelişme vesilesi sayar.Dini ve milli değerlerini sarsmaya yönelen her türlü bozgunculuğu kesin olarak reddeder. Unutmayalım ki, bizi ayakta tutan, milli ve manevî değerlerimizdir. Bizi biz yapan değerlerimize her daim sarılmalı özümüzü korumalıyız....
TÜRKAİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
***Her aile evinin içini kendi verdiği değerlerle süsler. Mesela, Hristiyan bir aile için haç ne ifade Müslüman bir aile içinde ruhuna işleyen lafızlar, şekiller onu ifade eder. İnsan bulunduğu ortamla hemhal olur. En ufak gördüğü şeyler bile onun anlam dünyasını etkiler. Eskide insanlar levhalarına bakarak kendilerini iç hesaba çekerlerdİ. Şimdi ise dikkatlerin kitle iletişim araçlarının topladığı bu çağda levhaların iç dünyasına inilememektedir. Oysa belki de dışarıdan bir tahta parçası gibi görünen bu levhalar insanın hayatını değiştirebilecek güçtedir
***İslam dini suret çizimine ve heykel yapmaya sıcak bakmadığından, Müslüman sanatçılar güzel yazı sanatına yönelmişlerdir.Kaleme ve kağıda ayrı bir önem vermişlerdir.Türkler de İslam dinine girdikten sonra bu sanattan etkilenmişler ve İslam medeniyetinde etkili olmuşlardır.Müslüman Türkler bu sanatlarda aktif olarak rol almışlar ve çeşitli eserler vermişlerdir.
***Hayatlarının her alanına üzerine hat yazılmış levhaları yerleştirmişlerdir.Ecdadımız bu levhaları sadece evlerine veya mimari yapılara asmakla kalmamış bir tefekkür sebebi saymışlardır.Onlara baktıklarında düstürlarını hatırlamış ve ders almışlardır.Günümüzde çoğu kez bizim sadece tarihi eserler olarak baktığımız mimariler,onlar için çok daha farklı bir anlam ifade etmekteydi. Bizim gibi sadece bakmakla yetinmeyip görüyorlardı...Onlara anlam katmak bizim elimizde.
***Örneğin Allah yazılı olan bir levha Allahı hatırlatır, hadis yada güzel söz olanlar da nasihatleri.. Ancak günümüzde televizyona bilgisayara telefona bağımlılığımızdan dolayı levhalara bakmak akla gelmiyor. Daha doğrusu asılmıyor bile.
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
***İnsanın hayatını anlamlandırmada mekanla olan ilişkisi büyük önem taşır.Zira bu mekanlar insanın psikolojisini derinden etkilemektedir.Geçmisten günümüze baktığımızda mekan oluşumun insan hayatında adete bir dil özelliği tasığını görmekteyiz.İnsanlar ifade etmek istedikleri seyleri yapıtlastırarak dile getirmiştir.Örneğin tapınaklar inşa etmeleri ve orda ibadet etmeleri yaratıcaya olan sükürlerini ifade eder. Aynı şekilde günümüzde bazı yapıtlrımızın üzerinde Kuranı Kerımden ayetler yazması ,hadis-i şerif bulunması insanı modern hayatın karmaşından uzaklastırıp onun yaratılış gayesini ona hatırlatmış ve hayatını anlamlandırmıstır.
***Çok eski zamanlardan beri, insan ile mimari çevresi insanın akli ve ruhi boyutuyla ilişki içindedir. Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi vahiy kültürü ve insan arasındaki ilişki içinde geçerlidir. Kuran insanları içinde yaşadıkları mekanlarda Kuran'ı okuyup,düşünüp, anlamaya ve bizzat yaşamaya teşvik etmiştir. Kuran ile hayatını anlamlandıran insan, bu algılayışını mimari ve kentsel mekana da yansıtmıştır
***Her kültürün insan-mekan ilişkisini düzenleyen ve onun tarihini, dini inanışını, beğenilerini içeren ve yansıtan bir dili vardır. Toplumun kültürü, maddi ve manevi unsurları bir araya getirerek kendine özgü bir biçimde bir araya getirerek mekanı dile getirir. Onu canlı kılan bir ruh boyutu katar. Mesela; Tekkelerde, evlerde, konaklarda asılan Edep Ya Hu yazısı insana kişisel ve sosyal yaşamında Kur'an ahlakını hatırlatan bir rehber olurdu.
Er-rızku al'allah levhası dükkanda ölçüsüz ve gayr-i meşru kazanç hırsının yersizliğini gözler önüne koyardı...
Kur'an in Bütünlügü Üzerine 3.Bölum
KUR'AN KENDİSİNİ ACİKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
***Kur'an in tefsir kaynaklarindan sadece bitanesi oldugunu daha oncede soylemistik.Yine bunun yaninda peygamberin ve sahabenin özellikle nakille bilinebilecek konulardaki aciklamalari da tefsir kaynaklari icerisinde yer alir.
***Kur'anin aciklanmasi ve pratige yansimasi butun bu kaynaklarin uygun bir sekilde kullanilmasina baglidir.Yine bu temel kaynaklar olan Kur'an,peygamber sünnti ve sahabe görüşlerine ilaveten Kur'anin indirildigi dönemde bilinmelidir.Kur'an özellikle o donemin hadiselerini, degerlerini ve sosyal kültürel olgularini konu edildigi pasajlarininanlasilmasinda basvurulacak yardimci bilgiler olarak dusunmemiz gerekir.O dönemin Arapca bilgisinide bilmemiz gerekir yalniz Arap dilini bilmeyi kaynak olarak degilde bir ön sart olarak kabul etmemiz daha iyi olacaktir.
*** Kur'ani anlamak icin Arapça kelimelerin anlamini bilmek yine yeterli olmayabilir. Çünkü kelimelerin kullanildigi mana ortaminda kazanabilecekleri anlamlar cok farkli olabilmektedir. Kastedilen manaya ulasabilmek icin kelimeleri Kur'anin butunlugu icinde degerlendirmek gerekir.
***kisaca kelimelerin sadece lügat anlamlarini bilmek,Kur'an ifadelerini anlamak icin yeterli olmayacaktir.
KUR'ANİN TEFSİRİNDE SUNNETİN YERİ:
***Sünnet tefsir her zaman ikici kaynak olarak kabul edilir.Cünkü Kur'an peygamberi sadece indirileni teblig etmekle memur kilmayip,ayni zamanda ona, Kur'ani aciklama görevini de yüklemistir.
***Peygamber Kur'an ayetlerini sadece teblig etmekle kalmayip ayni zamanda muhattaplarina kitabida aciklar.Zaten peygamber olarak gönderilisinin bir gayeside kitabi aciklamaktir.
*** Peygamberin Kur'anin hepsini aciklamasi söz konusu olmasa da gerek ashabin bazi sorulari gerekse lüzum hissedildigi anda bir cok ayeti tefsir ettigini biliyoruz. Peygamberimiz mübhem olani aciklama, garip kelimeleri beyan etme tasvir ve tasnifleri aciklama, müchem olanlari tafsil gibi belli basli bir cok hususu aciklamistir.
***Peygamberimizi Kuran ayetleriyle ilgili aciklamalarini iki ana grupta ele alabiliriz. Birincisi kimsenin üzerine soz soyleyemeyecegi turden aciklamalar. ibadet muamelat , pratige ait olan konular gibi. ikincisi ise Peygamberimizin tefsirini yaptigi ayetleri, onun beyania hacet kalmaksizin Kur'anin kendisinden anlayabilecek durumda olduklarimizdir diyebiliriz. Bunlara sahabeden sonraki nesil alimlerininde Kur'an üzerinde dusunerek anlayabilecekleri türden seyler olarakta anlayabiliriz.Bu durum kiyamete kadar gelecek bütün nesillere hitap eden Kur'anin dinamik vasfini gösterir.
***Peygamberin özellikle pratik hayatla ilgili baglayici ve sinirlayici aciklamalarinin disindakilere sonraki nesiller aciklama getirip uzerinde dusunnebilecekleri sekildeki ayetlerdir.Ne zaman insanoglu bir cikmaza duserse peygamberin o konudaki butuncul acuklamalarindan yararlanir.
KUR'ANİN TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGİLERİN YERİ
***Tefsirin bir diger kaynegi da sahabenin beyanidir.Öyleki sahabe Kur'anin parca parca inisini, ayetlerin inisine sebep teskil eden olaylarin icinde yasamistir.Kur'anin anlasilmasinda ve aciklanmasinda sahabenin goruslerini gozardi etmek bu sebepten dolayi olmaz.
***Kur'anda bazi bölümler vardir ki ilk bakista bunlara anlam veremeyiz. Yabanci oldugumuz motiflerden dolayi iletilmek istenen mesaji anlayamayabiliriz. Dolayisiyla o dönemin sosyo kulturel yapisini yansitan tarihi mazemeye ihtiyac duyariz.
***Netice itibariyle Kur'anin anlasilmasinda ve tefsir edilmesinde temel kaynaklar peygamberin aciklamalari, sahabenin görüsleri ve tarihi kaynaklar vardir fakat insanoglunun her alanda urettigi bilgi birikimi de Kur'an tefsirinin kaynaklarindandir.
Fatih Mustafa Taşkafa / İDKAB II / 11040297
KURAN NEDİR ? - 3. BÖLÜM
Değer; varlık ve ya olayların insanlar, toplumlar yada sınıflar bakımından taşıdığı önem, değer kıymete denir. Değer vermek insanın fıtratında vardır ve değerler insanı ifade eder. Değer bir bakımada insanın hayata anlam vermesi insanın varlık bilincine ermesi,içinde bulunduğu nimetleri idrak etmesi,yeteneklerinin sınırını ve kıymetini bilmesidir.
Kur'an kendisini açıklamaya yeterlimidir ?
• Kuranı doğru anlamak için indirildiği dönemi bilmek gerekir.Kuran o dönemin olaylarını, değerlerini ve sosyo külürel olguları mesajların anlaşılmasında başvurulacak kaynaktır.Kuranda tefsir kaynaklarından birisidir ,sahabe görüşü ve sünnetin olduğu gibi.
Kuranın anlaşılması için Arapça bilgisi çok önemlidir.Arap dilinin ifade özelliklerini ve edebi sanatları bilmek gerekir.Kuranda kullanılan kelimelerin,kuranın indirildiği dönemde hangi anlamlarda kullanıldıklarının bilinmesi,tefsirin ön şartıdır.
• Kuran tefsirinde ikinci önemli kaynak sünnettir. Çünkü kuran Peygamberi sadece tebliğ etmekle sorumlu tutmamış aynı zamanda açıklama görevi yüklemiştir.Peygamberin Kuran ayetleriyle ilgili açıklamalarını iki başlık altında verebiliriz.Birincisi :ümmetten hiçbir kimsenin söz söyleyemeyeceği türden açıklamalardır bunlar , (ibadet ,muamelat ve ukubatla ilgili pratiğe dönük konular).İkincisi ise Kuranın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajlardır.Peygamber efendimizin kuran ibareleri hakkındaki açıklamaları sonraki alimlere de üzerinde söz söyleme imkanı vermiştir.
• Kuran tefsirinin bir diğer kaynağıda sahabe görüşüdür. Çünkü sahabe kuranın indirildiği dönem içinde yaşamış olup olayların sebeb-i nüzulunu bilen kişilerdi.Sahabe görüşü Kuranın kuranla tefsirine malzeme teşkil eder.
• Kuran tefsirinde tarihi bilgilerde yine kaynaktır.Kuranda bazı bölümler vardır önce mana verilemez çünkü ayet çok önceki bir dönemin kültürel yapısını yansıtmıştır dolayısıyla o dönemin sosyo-kültürel özelliklerini bilmek gerekir. Bunun içinde tarihi malzemeye ihtiyaç vardır.Tarihi kaynaklara başvurulur.
• Sadece Hz. Peygamberin açıklamaları, sahabe görüşü ve tarihi kaynaklar kuranın anlaşılması için başvurulacak kaynaklar değildir. Yine insanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimide Kuran tefsirinin kaynaklarındandır.Çünkü kuran kıyamete kadar gelecek bütün nesillere aynı şekilde hitab eder,o her çağın insanıyla ilişki kurar.Kuran varlığın tüm yönlerini kuşatır.
• Sonuç olarak: Kuran en doğruyu göstermede ve insanları hidayete sevketmede kendisi yeterlidir fakat;Kuranın bütün şekliyle anlaşılıp uygulanması için diğer kaynaklara da ihtiyacı vardır.
KUR'AN NEDİR?
EK:I BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ YÖNÜ
Şu yaşadığımız dünyanın nasıl bir dünya olduğunu anlamanın ve anlatmanın yolu nedir?
Hayat reçete edilebilir mi?
Bu düşünceye göre reçetenin en temel amacı, insanımızın ayakta durabilmesini sağlayan şeyi bulmak. Bu şey hayatımıza anlam katan ondan kaynaklanan değerlerimizdir.
DEĞER NEDİR VE NASIL OLUŞUR?
Değer kavramı felsefe ve sosyoloji sözlüklerinde şu şekillerde tanımlanıyor; Kişinin isteyen bir varlık olarak nesneyle bağlantısınde beliren şey.
Nesne ve olayların bir toplum bir sınıf ya da bir insan bakımından taşıdığı önemi belirleyen niteliği.
Bir toplum sınıf, ya da insan için önem taşıyan nesne ve olaylar.
Bir şeyin iyi ya da kötü olduğu hakkındaki inanç.
Peki değer nasıl oluşur?
İnsanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur. Değerler insanın varolmasının şartıdır. İnsan akıl sahibi olduğu için değerleri vardır. Bu yüzden diğer canlılardan farklıdır.
İNSANIN HAYATINA ANLAM VERMESİ NASIL GERÇEKLEŞİR?
İnsan hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerler onun davranışlarına yön verirler. İnsanın bir bütün olarak varoluşunu gerçekleştirmesi onun başarılarıyla sağlanır. Kişinin hayatın anlamını keşfetmesi üç farklı yoldan gerçekleşebilir:
1- Eylem ortaya koyarak
2- Birşeyi severek
3- Sıkıntılara sabrederek
Hiçbir insan kendi yeteneklerinden kuşku duymaz; her eyleminde bir anlam görür. Gerçekten varolup olmaması önemli değildir. İnsanın hayatta kalmasını sağlayan onun davranışlarında bir anlam bulması ve içinde bulunduğu durumu meşrulaştırmasıdır. Aksi takdirde insan yaşayamaz.
DEĞER-KÜLTÜR İLİŞKİSİ
Bilgi fertte kalmaz. Başkalarına aktarılır. Nesilden nesile devreden gelişen ve büyüyen bilgi insanlığın ortak malı olur. Herkes bundan istediği miktar ve gücü nispetinde yararlanır. Kültür insanın varolanlar hakkında edindiği bilgidir. Kültürün bir kısmı onu oluşturan millete aittir. Bir kısmıda tüm insanlığa aittir. O halde bir bütün olarak ele alındığında kültür insanın kendini gerçekleştirme süreci diye adlandırılır. Kısacası insana hayatında anlam bulmasında yardım edecek yol gösterecek bir rehbere ihtiyaç vardır. İnsan temel arzularını ve içgüdülerini nasıl doyurup tatmin edeceğini topluma ve çevreye nasıl uyum göstereceğini bu rehberde bulabilmelidir.
DEĞERLERİMİZİN TEMELİNDE NE VAR?
Bizi biz yapan değerlerimizin temelinde tarihimizle dinimizin eseri olan dinimiz ve bulunduğumuz coğrafya ile katıldığımız ortak kültürümüz vardır.
EK:II
TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Türk ailesinin fertleri ve misafirleiyle günlük yaşantısını geçirdiği iki mekan olarak oturma veya misafir odalarını süsleyen levhalar, iç mimarinin insanın davranış kalıplarını nasıl etkilediğine bir örnektir. Çünki bunlar verdikleri mesajlarla muhataplarının davranışlarını yönlendirir.
Türkler eski yazıya önem vermişlerdir. Böylece hüsn-ü hat bir sanat olarak epey ilerlemiştir. Hatta bazı hükümdarlar özel olarak teşvik etmişler ve kendileri öğrenerek yazmışlardır.
EK:III
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi, Kur'an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların oluşturduğu islam medeniyeti için söz konusudur. Kur'an insanların içinde yaşadıkları mekanlarda Kur'an'a yönelip onu okuyup düşünüp anlamaya ve yaşamaya yönlendirmektedir. Bu yüzden coğrafi konum ve sosyal ilişkilerin yanında yol, sıhhi tesisler, parklar, hastaneler, spor alanları okullar, camiler, pazar yerleri vb. alanlar Kur'ani ilkeler göz önüne alınarak gerçekleştirilmiştir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
III.BÖLÜM KUR'AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
A.GENEL OLARAK
Kur'an tefsir kaynaklarında yalnızca biridir. Hz. Peygamber'in ve sahabenin açıklamaları da kaynak sayılmıştır. Bu yüzden Kur'anın açıklanması ve uygulanması bu kaynakların kullanılmasına bağlıdır. Bunlara ilaveten o dönemi de bilmeliyiz.
B.KUR'ANIN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
İslam bilginlerinin hemen hepsi sünneti Kur'an tefsirinde ikinci önemli kaynak saymışlarıdr. Çünkü peygamber sadece tebliğ etmekle değil, onu açıklamaklada görevliydi.
• İnsanların hayatına anlam katan değerleridir. İnsan hayatının merkezine neyi koyarsa o şekilde yaşar. Değerler insanın varlık şartıdır. İnsanın hayatını anlamlandırmada temel aldığı değerler, ona her zaman amaçlarını, hedeflerini, planlarını gerçekleştirmesini sağlamaz. Çünkü insan, değişen hayat durumları içinde yaşar ve bu değişik hayat durumlarında birisi öbürünü izlerken talihsizliklerle, başarısızlıklarla karşılaşabilir. Bu sebepten hayatın merkezine Kuran alınmalıdır.
• Levhalar, çağımız insanının evrenin kendisine ait olan o küçücük bölmesini iyi bilme özelliğini ters düşen bir olgudur. Onların taşıdığı mesaj insanı hayatın tüm alanlarında, toplumsal töre ve gelenekler üzerinde, yani insanın kendini gerçekleştirebileceği her konuda düşünmeye zorlar. Böylece insan sıradanlıktan kurtulmak düşüncesiyle ve düşündüklerini hayata aktarma gayesiyle başarmaya özendirilmiş olur.
• İnsan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı anlamlandırmasının etkisi çok açıktır. Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan öte psikolojik yönden de ilişki içindedir.
Şeyma Yılmaz / 11040476 İDKAB- II
Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine
III.Bölüm
Kur'an Kendisini Açıklamaya Yeterli Midir?
• Kur'ân, tefsir kaynaklarından sadece biridir. Buna Peygamber (s.a.v.)'in sünneti ve sahabe görüşleri ve tarihi bilgiler de kaynaklık etmektedir. Kuran'ın Kuran'la anlaşılması, dinamik bir olgudur. Çünkü o Allah'ın kelamıdır. Herhangi bir zaman dilimiyle veya zeminle kayıtlı değildir. Kıyamete kadar bu dinamizmini devam ettirecektir. Bu bakımdan Kuran ifadeleri, ilmi ve fikri inkişafın neticesi olarak, varlık aleminde yeni yeni karsılıklar ve medlullerle buluşacak dolayısıyla bütünlüğü içinde eskilerin tespit edemediği yeni bazı önemli noktaların çözüme kavuşması mümkün olacaktır. Bu sebeple Kuran'ın Kuran'la tefsiri vakıası her zaman geçerli bir tefsir yolu olarak canlılığını sürdürecektir. Çünkü ilahi bilgiye dayalı olan ifadeler bütün zamanları kuşatıcıdır. Diyebiliriz ki Kuran'ın anlaşılmasında sair tefsir kaynakları rollerini tamamlayıp statik bir hüviyete bürünmüşlerken, Kuran, kendi kendisini tefsir işini, kıyamete kadar gittikçe artan bir önemle devam ettirecektir.
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLER VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
İnsan doğası gereği onu canlı tutan yani onun yaşama gayesi
hakkında onu ölüme götüren öldüren şeyin nasıllığı gibi sorular ortaya
koymaktadır.Bu sorular bir ana başlık altında toparlarsak tüm hayatı reçete
edebilir mi? yani hayatın her safhasında dair bir merhem bir derman bir ilaç
bulabilir mi?.Bu sorunun cevabı nı ararken bu yolda anlam arayışı ortaya
çıkmaktadır.Yani insanı canlı tutan şeyleri değerleri karşısına çıkmaktadır.
Değer nesne ve olayların bir toplum bir sınıf bakımından
taşıdığı önemi belirtmektedir.o halde değer insan gerçeğinin bir olgusudur.Yani
değer insanı var eden onun kendini ifade etmesidir.Değerler insanın varlıkla
olan ilişkileri sonucu oluşur.
İnsan hayatında hangi değerlere anlam veriyorsa o değerler
onun fiikliyatına daha da önemlisi amellerine yön vermektedir.Çünkü insanın
değerleri ile hedefleri arasında bir bağlantı etkileşim vardır.İnsan sürekli
bilgi akımı ve etkileşim içindedir.Bir bilgi hem doğrudan hem de dolaylı
yollarla elde edilebilir.İnsan bu bilgilere göre hareket eder.Yani insan ile
bilgiyi bir bütün sayabiliriz.Ayrıca bu bilgi insanla kalmaz insanlara,
insanlığ ulaşabilir.İşte bu bize kültürün bilgide değerler konusunda ki önemini
ortaya koymamızı gösterir.
Netice olarak değerler hem insanla hem bilgi ile hem
kültürle sıkı sıkıya bir ilişki içindedir.Bizim değerlerimiz bizi meydana
getiren unsurlardır.Bizim inandığımız saydığımız faktörlerdir.
TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Türk ailesinin fertleri ve misafirleri günlük hayatlarını
geçirdiği sofa denilen evin buluşma noktasında süsleme olarak kullanılan
levhalar ; insanın veya toplumun hakkında birçok bilgi ortaya koymaktadır.Çünkü
bu levhalarda yaşam tarzı eksik olunan noktalar herr türlü bilgi
yansıtılırdı.Ayrıca bu levhalar taşıdıkları anlam, verdikleri mesaj ile muhataplarını
büyük ölçüde etkiler.Zaten türk toplumununu yazıya verdiği önemi hüsn-ü hatın
gelişiminde padişahlara ait hat yazılarında büyük oranda görmekteyiz.Ayrıca bu
levhalar insanı sıradanlıktan,duyarsızlıktan hayal gücünü kaybetmekten korur.
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
İnsan
var olduğundan beri mekana biçim vermiştir.Bu biçim veriş te onun hayatı
algılamasının hayattan çıkardıklarının etkisi büyük ölçüdedir.İnsan kendini,
tabiatı, evreni algılayışının anlamlandırışının oluşturduğu değer duygusuyla
mekana biçim vermiştir.İşte bu biçim verişin en büyük en güzel en yerinde
örneklerini Osmanlıda görmekteyiz.Osmanlıda mimari yapılırken belirli kurallara
kaideler göre değilde daha çok değerlere duygulu dini ifadeler kültürevi şeyler
göz önüne çıkmaktadır.Örneğin Selimiye caminin kubbesinde bulunan yazıların
verdiği anlam merkezi kubbenin karşılığı, pencerelerin beş kademeli oluşunun
gibi özellikler göz önünde tutularak yapılmıştır.Yani Osmanlımızda önceki
devirlerdeki devletlerimizin hepsinde yapılan mimari her türlü eserin geniş bir
geçmişi taşıdığı büyük bir anlam vardir.Bu onların büyüklüğünün önemli oluşunu
her türlü ortaya koymaktadır,
KUR’AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
Kur’an ne kadar da içinde taşıdığı şeyler büyük derin manada
olsa da o kendi kendini tefsir edişte kaynaklaradan biridir.Ama bunun yanında
göz ardı edilmeyecek olan peygamberin sünneti, hadisleri, sahabenin görüşleri ve tarihsel
bilgileri de kullanmak gerekir ki bunlar da bi o kadar önemli konulardır.
Ben Kur’anın tefsir ediliş yolunda ikinci kaynak olarak
sünnetin sayılışını çok doğru buluyorum ne kadar da haddime olmasa da.Çünkü
sünnet peygambere ait her türlü davranış, söz, amel ve Kur’an dan başka bi şeyi
yaşamayan söylemeyen peygamberimizin apaçık belirtisidir.
Tüm ayetlerin nüzul sebebini nüzul tarıhini hangi olaya ve
olguya göre indiğini gören bilen sahabelerde bu safhada önemli bir yer arz
etmektedir.Çünkü onlar şahittirler çünkü onlar Kur’anın nüzul dönemi asrının
insanlarıdır.Bu nedenle de Kur’anın tefsir yolunsa sahabe görüşleri rivayetleri
önemli bir yer tutmaktadır.
Sonuç olarak Kur’an-i Kerim alemlere rahmet rehber olsun
diye gönderilmiştir.İnsanların ilmi seviyesi onun bazı bölümlerinin bazı
yerlerinin anlaşılmasında sorunlar ortaya çıkarmıştırlar.İşte bu tefsir
faaliyetinin çıkış sebebidir.Bu sebepdendir ki efendimiz sahabeler tabiin ve
sonraki tüm müfessirler bu işe itina ile yaklaşmıştırlar.Çünkü baştada
belirttiğimiz gibi Kur’an insanların kullanma kılavuzudur.Bu kılavuzun en doğru
şekilde kullanılması için doğru anlaşılması yorumlanması gerekmektedir .Ki Bu
kılavuz kainatta her şeye yeterlidir.
DENİZ ÖZYILMAZ İDKAB/2 11040424
Kur'an Nedir ?
3.bölüm
Ek 1:Bizi Biz Yapan Değerlerimiz ve Hayatımızı Anlamlandırmadaki Rolü
Değer bir toplum, bir sınıf ya da bir insan için önem taşıyan nesne ve olaylardır.Değer insanın kendisini ifade etmesidir.Değer insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur.İnsan var olanın bilgisini kullanırken elde ettiği bilgileri ölçü niteliğinde olan değerlere göre kullanır.Değerler insanın varlık şartıdır.Değerlerin işlevi insanın zekasını ve aklını olumlu yönde kullanmasını sağlamaktadır.İnsan, hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerler, yapıp etmelerine yön verirler, onun yapıp etmelerini yönetirler, insanın hayata anlam vermesi bu şekilde gerçekleşir.İnsanın bir bütün olarak var oluşunu gerçekleştirmesi, hem iç hem de dış dünyasındaki başarılarıyla birlikte sağlanır.Bu üç yoldan gerçekleşir: 1)Amel/eylem ortaya koyarak, üreterek, eser yaratarak 2)Bir şeyi/ bir insanı severek, karşılıklı etkileşerek 3)Kaçınılmaz acıya karşı bir tavır geliştirerek.Tutumlar, insanın hayatı anlamlandırmalarından kaynaklanır.Bu temel hükümler onun zihin dünyasını sınırlar.O tutum içinde kaldığı sürece verdiği her hüküm,yapacağı her davranış, temel kabullenmelere bağlı olarak onların çevrelediği alan içerisinde olur.Bu alan aynı zamanda kültür faliyetlerinin alanıdır.İnsanın hayatı tek başına anlamlandırması o kadar kolay değildir.Bu herşeyden önce niyet ve kararlılık işidir.Bu yüzden insanın hayatını aydınlatacak, bu sorunları aşmış önder kişilere ihtiyaç vardır.İnsan potansiyelimizin verimliliğini en yüksek noktaya çıkarmak ve bunu kalkınmanın bir imkanı olarak kullanmak istiyorsak, ilk önce bizi bu günlere getiren değerlerimizin temelindeki Kur'an ve Hz. Peygamber'e bu çerçevede bakmamız gerekir.
Ek 2:Türk Ailesinin Ev İçi Düzeninde Levhalar
Kant ''Hislerden önce ve herkese şamildir.'' söz diyor.F.Schoun ''Maddi simge, manevi bilinci kuvvetlendirmiş.''
Eski dönemlerde insanımız yaşadığı dünyada daha iyi görerek, anlayarak ve onu hayatına mal ederek yaşıyordu.Günümüzde ise haberdar edildiği bir dünyada yaşamaktan hoşnut, sıradanlığı aşmak istemez bir halde levhaların her an zihinlere sunduğu insani değerlerin daima yaşanılır kılınması hedefi artık yoktur.Levhalar çağımız insanının evrenin kendisine ait olan o küçücük bölmesini iyi bilme özelliğine ters düşen bir olgudur.Levhaların verdiği mesajları iki başlıkta alabiliriz: 1)Aşkın Varlık(Tanrı) insan ilişkisine yönelik mesajı 2)İnsan-Hayat ilişkisini veren mesajı.İnsanı sıradanlıktan, duyarsızlıktan, hayal gücünü, yeteneğini kaybetmekten korur böylece.
Ek 3:Osmanlı Mimarisinde Kültürel İfadelerin Görsel Kullanımı
Sosyal psikologlara göre bireyin birbirinden farklı dört mekanı vardır:mahrem mekan, kişisel mekan, sosyal mekan, genel mekan.Binanın maddi dış kabuğunun belirlediği ve sadece bir boşluk olan iç mekan, aynı zamanda insanın hem ruhsal iç dünyasıdır hem de hafızasını içeren bir zaman kutusudur.Lao Tse ''Binanın varlığı, duvarları ile çatısında değil,içinde yaşanılan mekandır.'' Çok eski zamanlardan beri insan ile mimari-kent-çevre düzenleme ve insanın akli ve ruhsal boyutu ile ilişki içinde olan sanat arasında iletişim bulunduğu bir gerçektir.Mimari ve sanat, dildeki sözcükler yerine biçim,renk ışık,gölge, vb. kavramları kullanan özel bir dildir.Toplumun ürettiği kültür, maddi ve manevi bu unsurları kendine özgü bir biçimde bir araya getirerek mekanı dile getirir.Onu canlı kılan bir ruh, bir manevi boyut katar.Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma(kültür) ilişkisi, Kur'an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların gerçekleştirdiği vahiy kültürü, islam medeniyeti için de söz konusudur.
Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine
3.Bölüm
-Kur'an Kendisini Açıklamaya Yeterli midir?
Kelimelerin sadece lügat anlamlarını bilmek, Kur'an ifadelerini anlamak için yeterli olmamaktadır.Kelimelerin, Kur'an'ın bütünlüğü içinde değerlendirilmeleri gerekmektedir.
-Kur'an'ın Tefsirinde Sünnetin Yeri
İslam bilginlerinin hemen hepsi, sünneti, Kur'an'ın tefsirinde ikinci önemli kaynak olarak kabul etmişlerdir.Çünkü Kur'an, Peygamber'i sadece indirileni tebliğ etmekle memur kılmayıp aynı zamanda ona, Kur'an'ı açıklama görevini de yüklemiştir.Özellikle tatbikatla ilgili kısa ve öz ifadelerin açıklanmasında Peygamberimizin rolü büyüktür.O'nun peygamber olarak indirilmesindeki gayelerden birisi de Kur'an'ı açıklamaktır.Bu iki grupta incelenebilir 1) Beyanları ümmetten hiçbir kimsenin, üzerinde söz söyleyemeyeceği türden açıklamalardır ki bunlar, daha ziyade onun, gaybi hususlara, ibadet, muamelat ve ukubatla ilgili pratiğe ait konulara,medlulleri anlaşılmayan bazı ifadelere dair beyanlardır. 2) Bu açıklamalar öncelikle Kur'an 'ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki beyanlardır.
-Kur'an'ın Tefsirinde Sahabe Görüşleri ve Tarihi Bilgilerin Yeri
Sahabenin özellikle nüzul sebeplerine dair sözleriyle Kur'an arasındaki ilişki, onun sünnetle olan ilişkisine benzerdir.Fakat tabii olarak sünnetle, sahabe görüşleri arasında derece ve değer farkı vardır.Başlangıçtan beri islam alimlerinin tümüne yakın bir çoğunluğu Arap dilinin özellikle Kur'an 'ın indiği dönemdeki kullanılışını bilmeyi; Peygamber(s.a.v)'in Kur'an 'la ilgili açıklamalarına; yalnızca nakil yoluyla bilinebilecek konularda, sahabeden gelen haberlere muttali olmayı, Kur'an 'ın anlaşılmasında gerekli görmüşlerdir.
-Sonuç
Kur'an'ın kendisini tefsir etmesi onun kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılması demektir.Kur'an'ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılması, özellikle üç çerçevede gerçekleşmektedir.Bunlar: 1) ayet çerçevesi 2) siyak-sibak çerçevesi 3)Kur' an'ın bütünlüğü çerçevesidir.Kur'an'ın Kur'an'la anlaşılması dinamik bir olgudur ve her zaman geçerli bir tefsir yolu olarak canlılığını sürecektir.Kur'an, kendisini gittikçe artan bir enginlikle açıklamaya devam eden ve onu anlamaya çalışanların,gözardı ettiklerinde mutlaka hataya düşecekleri çok önemli bir tefsir kaynağıdır.
KUR’ÂN NEDİR?
III. BÖLÜM (“EK”LER)
EK I
İnsanın hayatına yön vermesi değerleri sayesinde; değerleri ise varlıklarla ilişkileri sayesinde oluşur. Hayata anlam vermesi ise varlık bilincine ermesi, içinde bulunduğu nimetleri idrak etmesi yeteneklerinin sınırını bilmesidir.
İnsan hayatında hangi değerlere önem veriyorsa o değerler onun hayatına yön verir. Hayatını anlamlandıran değerleri önem sırasına göre düzenler. Kendine fayda veren değerler insan için anlamlıdır. Kendisi için değerli olanın başkası için değerli olması gerekmez. Yapıp etmelerine yön veren değerleri kişinin hareket tarzını belirler. Bu sayede insan kendi eylemlerini anlamlı görür ve içinde bulunduğu durumu meşrulaştırır.
Uğruna çaba gösterdiği hedeflerinde ulaşmada, hayatını anlamlandırmada, fıtri ihtiyaçlarını karşılamada insanın bir rehbere ihtiyacı vardır. Anlam arayışına cevap olan Kur’ân ve kıyamete kadar değişmez insan rehberi, yaşayan Kur’ân ve onun somut örneği olan Hz. Muhammedi rol model alan insan anlam arayışında başarılı olur. Bu sayede fıtri yeteneklerini, problemlerle başa çıkma yollarını ve hayattaki dengeyi keşfederek en nihayetinde mutlu olur.
EK II-III
Toplumu oluşturan insanlar kendi geçmişleri, kültürleri, gelenek görenekleri, adetleri, yaşayış tarzları, değerleri, önem atfettikleri şeyleri sayesinde tarih sahnesinde yer bulmuşlar ve künyelerini oluşturmuşlardır.
Osmanlı kültürü, yaşayışı, eserlerinde iz bulmuş ve nesillerden nesillere aktarılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Resmi, yazıyı, süslemeyi, mimariyi, edebiyatı … sanat haline getirerek, hayatlarında yaşayarak, kalıcı izler bırakarak onlara değer atfetmişler ve bu değerlerine hayatta kaldıkları müddetçe sahip çıkmışlardır.
ELİF KAİM -11040212- İDKAB II
KUR’ÂN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
III. BÖLÜM
Arap dilinin ifade özellikleri tam anlamıyla bilindiğinde kur’ân’ın tefsirinin aslında kendi içinde bir bütünlük arz ettiği anlaşılacaktır; çünkü Arap dilinin özelliği ve Kur’ân’ın meydan okuyuş şeklindeki muciz ifadeleri Kur’ân’ı kendi sistematiği içinde anlaşılır kılar ve vermek istediği mesajın anlaşılmasını sağlar.
Kur’ân’ı tefsirde en önemli kaynak hiç şüphesiz onun bizzat açıklayıcısı ve uygulayıcısı Hz.Muhammed’dir. Onun sünneti ve örnek hayatı Kur’ân’ı en güzel açıklama yollarından biridir. Her biri aynı anlayış ve kavrayış seviyesinde olmayan sahabenin anlayamadıklarını açıklayarak, onların sorularına cevap vererek veya hiçbirine gerek duymadan kendisinin bizzat açıklamalarıyla Kur’ân’ı tefsir etmiştir.
Hz. Peygamber’in tefsirinin yanında sahabenin tefsiri de en önemli kaynaklardan biridir. Nüzul ortamında bulunan sahabeler ayetlerin iniş sebeplerini, ayetlerin amacını, işaret ettiği hususları iyi bildikleri için tefsir kaynakları arasındaki önemleri büyüktür.
O dönemin tarihi bilgileri, kültürel ortamları da diğer ilimlerde olduğu gibi tefsir ilminde de metodolojik sorun olarak önem taşır. Her durum, olay gerçekleştiği ortamda, kendi tarihsel bağlamında değerlendirilmelidir ki açıklanması ve kabul edilmesi gerçekçi olabilsin.
İşte Kur’ân’ın tefsirinde de peygamberin, sahabenin ve tarihi ortamın önemi ve kaynaklığı yadsınamaz gerçeklerdir.
ELİF KAİM -11040212-
İDKAB-II
Abdülbasıt AYTEMİŞ
11040460
İDKABÖ-2.
KUR’AN NEDİR?
III.Bölüm(Ekler)
**Toplumsal
bütünlükte bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler, kurallar,
uygulayımlar, maddi nesneler kişinin toplum içerisinde oluşturduğu
değerdir.Değer insan gerçeğinin bir olgusudur.İnsanın kendisini ifade
etmesidir.Değer kısmen idrak,duygu ve bilgilerin bir bileşimi demektir.Yani
insanın anlam arayışı, onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi,bu sayede hayatın
problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması, hayattaki dengeyi
keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir.Bu değerler insanı her zaman
amaçlarını gerçekleştirmesini sağlamayabilir.
-İnsan
varoluş sebebi bilgidir ki bilginin aktarımı(kültür) belli tutumlarda
bulunmayla yeni davranışlar kazanır.Nesilden nesile aktarılarak,gelişen ve
büyüyen bilgi, insan türünün ortak malı olur.Her fert bundan istediği miktar ve
gücü oranında faydalanır.Canlılar içerisinde fakat insanın yaptığı bu
faaliyete kültür denmektedir.
-Sonuç
olarak insan hayatını anlamlandırırken ihtiyaç duyacağı önder/örnek
şahsiyet Hz.Muhammed olup, değerlerinin temelinide Kur’an-ı Kerim üzere oluşturulmalıdır.Bu
bilgiler ışığında tabiata, evrene bakabilmeli ve sorulan sorulara cevap
verebilmeliyiz.Yani Kur’an-ı ve Hadis’i yeni/güncel değerler olarak hayatımıza
katabilmemizle mümkündür.Bunları ısrarla bilip hayatımıza aktarmamız yani bir
yaşam felsefesi olarak edinmeliyiz.
**Evlerimizi
süsleyen hat levhalarının kişi veya kişileri doğrudan hedef alınmadan kendi
durumunu düşünmeye iten etkenlerdendir.Bu etkiler temel olarak Aşkın
Varlık-insan ilişkisine yönelik mesajdır veyahut insan-hayat ilişkisini içeren
mesajlardır.Bu da insanın oluşturduğu değerler doğrultusunda hayatına yeni bir
anlam yüklemesini sağlamaktadır.
**Mekan’a biçim verme ile kültür ilişkisi, Kur’an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların oluşturduğu İslam medeniyetinin temel unsurlarındandır.Kur’an insanların içinde yaşadıkları mekanlarda onu okuyup,düşünüp,anlamaya ve bizzat yaşamlarında uygulamaya çalışmalarını istemektedirler.Mimari elemanlar üzerinde görsel olarak yer alan Kur’ani ifadeler Kur’an ile hayatı anlamlandırmanın,soyut olanın somt olana dönüştürmenin canlı örenkleri olmuştur.Bu da bireyin kendinin farkında olması için unutmaması gereken ilkeleri hatırlatmıştır.Böylece insanın hilafet bilincini canlı tutmasını,hayatın her an sorgulayan son derece hızlı akışına doğru cevaplar vermesi istenmektedir.Şüphesiz ki bu örneklendirmek istersek kabristanlarımızın girişindeki “Şüphesiz ki her fani ölümü tadacaktır” ibaresi bize sürekli hatırlatmakla kalmayıp buna nasıl hazırbulunmamız gerekeceğini de Kur’anı Kerim’le yönlendirmektedir.
SAYGILAR...
KUR'AN NEDİR? 3.BÖLÜM
-Bizi Biz Yapan Değerlerimiz Ve Hayatımızı Anlamlandırmadaki Rolü-
FİRDEVS BETÜL BARAN İDİKAB 2 11040058 KUR'ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
3.BÖLÜM KUR'AN KENDİSİNE AÇIKLAMAYA YETERLİMİDİR?
A- GENEL OLARAK
Kur'a tefsir kaynaklarından biridir.Hz. Peygamber ve sahabenin açıklamalarıda tefsir kaynağı olrak kabul edilmiştir.Bu kaynakları ek olarak Kur'anın indirildiği dönemide bilmeyiz.Kur'anda kullanılan kelimlerin o dönemde hangi anlamlara geldiğini bilmek gerekmektedir.Kelimenin direk anlamından zİyade Kur'an bütünlüğü içinde değerlendirmek lazımdır.Kelimelerin ikinci ya da üçüncü anlamlarının kast edildiğide olmuştur.Kur'an kendi içinde kelimeye yeni manada vermiş olabilir.
B-KUR'ANIN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
Sünnet ikinci önemli kaynaktır.peygamberiz kur'anı sadece tebliğ etmemiş aynı zamanda açıklamıştır.Peygamber olarak gönderilişinin bir amacıda budur.
iki türde açıklamalar vardır
1- Kimsenin üzerinde söz söyleyemeceği açıklamalar.Örneğin; ibadat, muamelat,cennet, cehennem,kabir azabı gibi...
2- Bazı ayetlerde verilmek istenen mesajları teyit edici şekildedir.
Bazı açıklamalrı duruma göre yapmıştır. Pratiğe dayalı açıklamarın yanı sıra sonraki nesillerin düşünebilecekleri çok geniş bir alan vardır. Peygamberimiz Kur'anın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasına bir alt yapı oluşturmuştur.
C- KUR'ANIN TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGLERİN YERİ
Kaynaklardan biride sahabenin beyanıdır. Sahabede Kur'anın parça parça inişine şahit olmuştur ve nuzül sebebi hakkında bilgi sahibidir.Nuzül sebeblerinin bilinmesi kur'anda söylenen mesajın beirginleşmesini sağlar.O dönemin sosyo-kültürel yapısını, örf ve adetlerini bilmek önemlidir.
sonuç;
- Kur'an diğer eserlerden tamamen farklıdır.Konular ,bölümler, ana başlıklar içermez.
- Kur'an çelişki ve tutarsızlıktan uzaktır.ihtilaf yoktur.
-Kur'an insanlara dünyada ve ahirette bahtiyarlığı temin etmiştir.-
- Konularına göre tefsir etme yolu onun bütünlüğünü gözetmed daha elverişli bir oratam sağlar.
-Kur'anın kur'anla anlaşılması dinamik bir olgudur.
FİRDEVS BETÜL BARAN İDİKAB 2 11040058
KUR'AN NEDİR?
EK 1 BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
Hayatı anlamlandırmak için doğru bilgiye ihtiyaç vardır.Ansiklopedik bilgiler anlam arayışına cevap değildir.Hayata anlam katan değerlerdir. Önemli olan doğru değerin ne olduğunu bulabilmektir.
DEĞER NEDİR VE NASIL OLUŞUR?
Değer: Bir toplum yada sınıf içi önem taşıyan nesne ve olaylardır. Değer insanın kendini ifade etmesidir. Değer insanın varlıkla ilişkisi sonucu oluşur ve insanın varlık şartıdır. Hayata anlam verme '' farkındalıkla '' ilgilidir.
İNSANIN HAYATA ANLAM VERMESİ NASIL GERÇEKLEŞİR?
İnsan kendi değerlerine göre hareket eder.Kendi hareketini anlamlı bulur. Hayatını anlamdıran değerlerine göre kararlar verir. Anlamı keşfetmek 3 şekilde gerçekleşir;
1-Eylem ortaya koymak
2-bir şeyi sevmek
3-acıya karşı tavır geliştirmek
İnsan başarısızlıkla karşılaşabilir . Anlam arayışında başarılı olduğunda fıtri yeteneklerine keşfetmiş olup mutlu olur. Anlam arayıışı boşa çıkarsa fıtri yeteneklerini iptal eder , herşeyden vazgeçer
DEĞER KÜLTÜR İLİŞKİSİ
İnsan sürekli bilgi elde eder ve iletişim içindedir.Elde ettiği bilgilerle davranış kazanır.İnsanın varoluşunun sebebi bilgidir.Bilgi nesilden nesile çoğalarak aktarılır.Kültür bu şekilde oluşur.Bilgi kültürün temel unsurudur.özgü kültür ve ortak kültür olmak üzere iki çeşittir.Toplumda önder kişilere ihtiyaç vardır.Yol gösterecek rehber gerekmektedir.
DEĞERLERİMİZİN TEMELİNDE NE VAR?
Etik meselesi ve aksiyon meselesi birbirine bağlıdır.Zıt duygular yaşayanlar hayattan farklı zevkler almışlardır.Bu yaşantıların temelinde özgü kültür ve ortak kültür vardır.Bizi biz yapan değerlerimizin temelinde tarihimiz ve dilimiz vardır.Kur'an hidayet rehberidir.Peygamberimiz ise Kur'an ahlakının temsilcisidir.
DEĞERLERİMİZİ KALKINMANIN KÜLTÜREL İMKANI OLARAK YENİDEN HAYATA KATMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?
-İslama uygun bir yaşam felsefesi geliştirmek
-Bu felsefeyi kültürümüze katmak
-Değerlerimizi yeniden değerlendirmek
-Güncel değerler çıkarmak
EK2 TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Odaları süsleyen levhalar iç mimarimizin insanı nasıl etkilediğini gösterir.Türkler yazıya önem vermiştir.Yazının zayi olmaması için tezhip sanatı geliştirilmiştir.Yazı insanın ruhuna hitap eder.Güzel yazı insanlar için eğitici özellik taşır.Yazıya duyulan hayranlık insanı arayışa yönlendirir.Artık eğitim veren aile değil kitle iletişimdir.Levhalar önceki kadar etkili değildir.Levhalar verdiği mesaja göre ikiye ayrılır.
1-Aşkın varlık insan ilişkisine yönelik mesaj
2-İnsan hayat ilişkisini içeren mesaj
İnsanı sıradanlıktan ,duyarsızlıktan korur.
EK3 OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
İnsan var olduğu günden itibaren mekana biçim vermiştir.Hayatını nasıl anlamlandırdığı mekana verdiği şekilde etkilidir.Psikologlara göre dört mekan vardır.1 mahrem 2 kişisel 3 sosyal 4 genel olmak üzeredir.İnsan kendi psikolojisine göre mekanları kullanır.İnsan değer duygusuyla mekanlarını şekillendirir.Mimari mekan çok yönlü ve karmaşıktır.Toprak ve ahşap en eski mimari malzemedir.Sanat eserleri iletişim aracı olurken biçim ve içerik dönemlere göre değişmiştir.Sanayi devrimi ile makina çağı başlamıştır.Uçak ve otomobiller yeni mekanlara ihtiyaç doğurmuştur.Nufüsün yoğunlaşması sonucu bloklar oluşturulmuştur.Son yıllarda psikologlar tarafından çevre psikolojisi disiplini ortaya konmuştur.Mekan kelimesinin anlamı var olmadır.Mekan kavramında soyutla somut arasında gidiş geliş vardır.
FİRDEVS BETÜL BARAN İDİKAB 2 11040058
KUR'AN NEDİR?
EK 1 BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
Hayatı anlamlandırmak için doğru bilgiye ihtiyaç vardır.Ansiklopedik bilgiler anlam arayışına cevap değildir.Hayata anlam katan değerlerdir. Önemli olan doğru değerin ne olduğunu bulabilmektir.
DEĞER NEDİR VE NASIL OLUŞUR?
Değer: Bir toplum yada sınıf içi önem taşıyan nesne ve olaylardır. Değer insanın kendini ifade etmesidir. Değer insanın varlıkla ilişkisi sonucu oluşur ve insanın varlık şartıdır. Hayata anlam verme '' farkındalıkla '' ilgilidir.
İNSANIN HAYATA ANLAM VERMESİ NASIL GERÇEKLEŞİR?
İnsan kendi değerlerine göre hareket eder.Kendi hareketini anlamlı bulur. Hayatını anlamdıran değerlerine göre kararlar verir. Anlamı keşfetmek 3 şekilde gerçekleşir;
1-Eylem ortaya koymak
2-bir şeyi sevmek
3-acıya karşı tavır geliştirmek
İnsan başarısızlıkla karşılaşabilir . Anlam arayışında başarılı olduğunda fıtri yeteneklerine keşfetmiş olup mutlu olur. Anlam arayıışı boşa çıkarsa fıtri yeteneklerini iptal eder , herşeyden vazgeçer
DEĞER KÜLTÜR İLİŞKİSİ
İnsan sürekli bilgi elde eder ve iletişim içindedir.Elde ettiği bilgilerle davranış kazanır.İnsanın varoluşunun sebebi bilgidir.Bilgi nesilden nesile çoğalarak aktarılır.Kültür bu şekilde oluşur.Bilgi kültürün temel unsurudur.özgü kültür ve ortak kültür olmak üzere iki çeşittir.Toplumda önder kişilere ihtiyaç vardır.Yol gösterecek rehber gerekmektedir.
DEĞERLERİMİZİN TEMELİNDE NE VAR?
Etik meselesi ve aksiyon meselesi birbirine bağlıdır.Zıt duygular yaşayanlar hayattan farklı zevkler almışlardır.Bu yaşantıların temelinde özgü kültür ve ortak kültür vardır.Bizi biz yapan değerlerimizin temelinde tarihimiz ve dilimiz vardır.Kur'an hidayet rehberidir.Peygamberimiz ise Kur'an ahlakının temsilcisidir.
DEĞERLERİMİZİ KALKINMANIN KÜLTÜREL İMKANI OLARAK YENİDEN HAYATA KATMAK İÇİN NE YAPMALIYIZ?
-İslama uygun bir yaşam felsefesi geliştirmek
-Bu felsefeyi kültürümüze katmak
-Değerlerimizi yeniden değerlendirmek
-Güncel değerler çıkarmak
EK2 TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Odaları süsleyen levhalar iç mimarimizin insanı nasıl etkilediğini gösterir.Türkler yazıya önem vermiştir.Yazının zayi olmaması için tezhip sanatı geliştirilmiştir.Yazı insanın ruhuna hitap eder.Güzel yazı insanlar için eğitici özellik taşır.Yazıya duyulan hayranlık insanı arayışa yönlendirir.Artık eğitim veren aile değil kitle iletişimdir.Levhalar önceki kadar etkili değildir.Levhalar verdiği mesaja göre ikiye ayrılır.
1-Aşkın varlık insan ilişkisine yönelik mesaj
2-İnsan hayat ilişkisini içeren mesaj
İnsanı sıradanlıktan ,duyarsızlıktan korur.
EK3 OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
İnsan var olduğu günden itibaren mekana biçim vermiştir.Hayatını nasıl anlamlandırdığı mekana verdiği şekilde etkilidir.Psikologlara göre dört mekan vardır.1 mahrem 2 kişisel 3 sosyal 4 genel olmak üzeredir.İnsan kendi psikolojisine göre mekanları kullanır.İnsan değer duygusuyla mekanlarını şekillendirir.Mimari mekan çok yönlü ve karmaşıktır.Toprak ve ahşap en eski mimari malzemedir.Sanat eserleri iletişim aracı olurken biçim ve içerik dönemlere göre değişmiştir.Sanayi devrimi ile makina çağı başlamıştır.Uçak ve otomobiller yeni mekanlara ihtiyaç doğurmuştur.Nufüsün yoğunlaşması sonucu bloklar oluşturulmuştur.Son yıllarda psikologlar tarafından çevre psikolojisi disiplini ortaya konmuştur.Mekan kelimesinin anlamı var olmadır.Mekan kavramında soyutla somut arasında gidiş geliş vardır.
İbrahimkundu/11040235/İDKAB-2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
III.BÖLÜM
KUR’AN KENDİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
Kur’an tefsir kaynaklarından sadece biridir .Bunun yanın da Peygamber(s.a)in ve sahabilerin sözleri de tefsir kaynaklarını oluşturur.Dolayısıyla Kur’an’ın doğru açıklanması ve pratiğe yansıması bütün bu kaynkların butün fonksiyonlarıyla birlikte kullanılmasına bağlıdır. Bu üç temel kaynağa ilaveten Kur’an’ın indirildiği dönemide bilmeliyiz.Bu tarihi verileri , Kur’an’ın özellikle o dönemin hadiselerini değerlerini ve sosyo-kültürel olgularını konu edindiği pasajlarının anlaşılmasın da başvurulacak yardımcı bilgiler olarak düşünmek gerkir .Burada sunnet sahabi sözleri tarihi şartlardan önce arap dilinin çok iyi bilinmesi gerkir ki burada kasdedilen arap dili Kur’an’ın indiği dönemdeki Arapçadır.Kur’an belagalı ve edebi olduğu için burada kullanılan kelimelerin ne anlama geldiğini iyi bilmek gerkir. Bunu yanın da Kur’an bazı kelimeleri lugatta ki anlamından farklı bir anlam da kullanabilir. Örneğin “salat” kelimesi lugatta “dua” anlamına gelirken Kur’an onu ibadet edşlen namaz anlamı katmıştır
Hz peygamberin sünneti Kur’an tefsirinde ikinci kaynak olarak kabul edeilir.Çünkü Kur’an Peygamberimizi tebliğ etmenin yanında bir de onu bir de tefsir etmekle yani açıklamakla görevlendirmiştir.Diğer yandan “Size ayetlerimizi okuyacak , sizi arıtacak size kitabı ve hikmeti öğretecek….” Vb. ayetlerde pegamberimizin Allh’ın ayetlerini okuduktan sonra muhataplarına kitabı ve hikmeti öğrettiği dile getirilmişki bu da Hz peygamberin açıklamakla görevli olduğunun göstergesidir.Allah resulu Kur’an’ın tamamını tefsir etmemiştir. Fakat gerekli gördüğü yerleri ve sahabilerin sordukları cevaplarla çeşitli şekiller de açıkladığını görüyoruz .Hz peygamber gaybi hususlar , muamelat ,ibadet, ukubat le ilgili konularda sahabilerin sormalarına gerek duymadan açıkladığı konuların başında geliyor .Yine ibadetlerin nasıl yapılacağı hükümlerin sosyal hayatta nasıl yapıldığını açıklamıştır.Peygamberimizin açıklamaları bağlayıcı niteliktedir çoğu mesela “Hırsız erkek ve hırsız kadının , yaptıklarına karşılık Allah’tan bir ceza olarak ellerini kesiniz “ ayetiyle peygamberimiz de” çeyrek dinar ve daha fazla miktar çalanın eli kesilir “çalınan eşya ya ve o zamanın şartlarına uygun sınır koymuştur buradan da anlaşılacağı gibi kimse kalkıp hırsızlık yaptı eli kesilecek diyemez.Çünkü belli kurallar çerçevesinde hüküm çıkartılır .Hz peygamber döneminde ki insanların tamamı aynı anlayışta değillerdi yani peygamberimizin her insanın anlayışına göre bir açıklama gertirmek zorunda kalıyordu. Bu yüzden Kur’an üzerinde düşünülmesi ve daha sonrai alimler tarafından açıklanmaya munasip duruma gelmiştir ki Kur’an her asra hitap eden ilahi bir kitptır.Peygamber (s.a) özellikle pratik hayatla ilgili bağlayıcı ve sınırlayıcı açıklamaları bir yana bırakılırsa Kur’an da sonraki nesillerin üzerinde düşünmelerine açık geniş bir alan bulunduğunu söyleyebiliriz.
Kur’an tefsirinin bir diğer kanağıda sahabenin beyanıdır. Kur’an’ın parça parça inişini muşahade etmiş, ayetlerin inişin e sebeb teşkil eden olayların için de yaşamış sahabilerin , bilhaasa ilimde söz sahibi olanların ,Kur’an’ın anlaşılması ve açıklanmasındaki mühüm mevkilerini göz arda edilemez .Onların gerçekten müşahedeye dayalı ,tecrübelerinin ,Kur’an’ın muayyen bölümlerinin daha berrak bir şekl de anlaşılmasındaki payları büyüktür .
İbrahimkundu/11040235/İDKAB-2
KUR’AN NEDİR ? III.BÖLÜM
EK:I
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE
HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADA ROLÜ
Değer;bir nesnenin taşıdığı değer ,kişi için önem taşıyan nesne ve olaylar ,bir şeyin arzu edilebilir yada edilemez hakkındaki inançtır.Toplumda olumlu tepki gösterdikleri düşünceler ,kuralalr ,uygulamalar değerlerimizi oluşturur.İnsan var olan bilgiyi kullanırken ortaya çıkan sonuçlar insanı değer kazanmaya zorlar .Değerler insanın varlık şartıdır.İnsanın bütün yapıp etmeleri hayatını anlamlandırdığı değerler işığında yapar .İnsannın fıtratından gelen anlam arayışını bulmasıyla yani fıri yeteneklerini keşfetmesiyle hayattaki problemlerle zorluklarla başa çıkar ve mutlu olur .Kişi iç ve dış dünyasını birleştirmekle ancak varoluşunu gerçekleştirir bunuda şu üç yolla yapabilir
-Amel /eylem ortaya koyarak
-Bir şeyi bir insanı severek
-Musibete karşı sabrederek
İnsanın hayatta kalmasını sağlayan kendinde bazı şeyler görmesi ve yaptıkların anlam vermesidir.İnsanın yeni tutumları onun anlam arayışında kaynaklanıyor.Kültür Değer ilişkisine gelince ;kişide geçekleşen tutumlar onun zihin dünyasını sınırlar ve kişi bu sınırlar içinde hareket eder işte bu alan da kültür alanıdır.İşte kültür insanın kendisini gerşekleştirme sürecidir.Eğer insan kendini ve çevresini anlıyamassa yani hayatını değerli/anlamlı kılmasa dış dünyayı tehlikeli ve anlamsız görür
İnsan
yaşantılarını temelinde “özgü kültür
“ve “ortak kültür” vardır. Bizi biz
yapan değerlerimizin temelinde ne olduğunu tarihimizle dinimizn eseri olan “özgü kültürümüzde”
Ve hem dinimiz hemde bulunduğumuz coğrafya ile katıldımız “ortak
kültürümüz”de aramamız gerekir
Dinimiz İslamiyet ile katıldığımız ortak kültürümüzün temelinde Kutsal Kitabımız Kur’nı Kerim ve Peygamberiz Hz Muhammet vardır. Değerlerimizi kalkındırmak için bizi biz yapan değerlerimzin kaynağını oluşturan Kur’an ve sünnte daha iyi bakıp anlamamız gerkir yani değişen dünyaya uygun yorumlayıp hayatımızın merkezine koymamız gerkir .,
EK:II
TÜRK AİLESİNİN EV İİ DÜZENİN DE LEVHALAR
Levhalar toplumun yaşantıları yaşayışlarını en güzel şekilde yansıtan ve taşıdığı mesajlarla fertlerin davranişını etkilemiş ve toplumun muhtaç olduğu sosyal ve kültürel enerjiyi ve bedii zevki sağlamıştır .Türk halkı bu güzel yazı sanatına çok önem vermiş hatta hükümdarlar halkı teşvik amaçlı bu sanatı öğrenip örnek teşkil etmiştir .Bu güzel yazıların bozulup kalbolmasını engellemek amacıylada çesişli süsler kullanılmıştır.Levhalar taşıdıkları anlamlarla hayranlık içinde bırakır ,bu duygunun sebebini ve nereden geldğine yöneltir. Bu yönelme insanı Allah’a götürür .O halde güzel yazının muhatabı fıtri temizliğini kaybetmemiş ,zevk ve idrakı bozulmamış selim kimseler ve fıtratı bozulmuş olanlar içinde rehberlik teşkil eden bir eğiticidir.
Kitle iletişim araçlarının bu kadar gelişmediği dönemde bu levhalar iç ve dışa doğru olan iletişim de çok önemli bir yere sahipti.Levhaların her an zihinlere sunduğu insani değerlerin daima yaşanılır kılması hedefi artık yok. Şimdi eskilerin tecrübeleri yerine yenilerin bilirliği var. Yani anne, baba ,dede yerine torun, çocuk, genç daha bilgili.Levhalar insanı düşünmeye zorlar onu hayatını anlamlı kılan şeyleri düşünüp yaşamasına olanak sağlar .Levhalar değerlerin toplumdan topluma aktarılmasını sağlar .Levhaların verdiği mesajı iki ana başlık ta toplamak mumkündür. Birincisi aşkın varlıkla insan ilişkisine yönelik mesaj diğeri ise insan hayat ilişkisini içeren mesajlar . Bu mesajlar insan yaşayışının en güzel yansımasıdır. Aynı zaman da insanı sıradanlıktan , duyrsızlıktan ve hayal gücü yeteğini kaybetmesini engeller .İnsanın yanlış ve olumsuz tavırlarını her an uyarmak mumkün değildir.Ancak bunu levhalar en iyi şekilde üstleniyor.Kısacası insan hayatını önemli bir kısmını ilgilendiren bu bu sanatın şimdi işlevini kaybettiğini görüyorüz.
EK:III
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELFRİN GÖRSEL KULANIMI
İnsan var olduğu günden beri mekana biçim vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı algılaması anlamlandırmasının etkisi çok açıktır Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan öte psikolojik yönden de ilişki içindedir.İnsan bu mekanları kendi kültürüne ait değerlere,inanç ve var olma bilincine ve bu kültürün belirlediği psikolojik davranışlara göre kullanır .aynı zamanda insan iyi yaşanacak kent imar edebilmek için mekanla ilişkisini,mensup olduğu milletlin kültürünün içerdiği bu değer hükümlerinin etkisi alatında oluşturtur .
Victor Hugo “Notre dame de Paris” adlı eserinde anıt kenti insanın mekana yazdığı bir yazı gibi ele almaktadır . Burada matbaanın icadı ile ortaya çıkan kitap gibi bir gücün ,taştan yazılmış bir kitaba benzettiği mimarini gücünün yerini alacağından bahseder. Mimari yada sanat eserleri birer iletişim aracı olurken , bu eserlerde biçim ve ierik çağlara, toplumların inanışlarına/hayatı anlamlandırmalarına ve onunla oluşan kültüre göre değişik görünümler almıştır.Mimari ile kent arasında nasıl bir iletişim sağlandığını , toplumların kültürel yapısını yansıtan din,mitoloji,sosyoloji, piskoloji, metefizik , arkeoloji , sanat tarihi vb. bilimlerin sağladığı bilgiler ve belgeler aracılığıyla daha iyi anlamak mümkündür .
İşte mekana biçim verme ile hayatı algılama /anlamlandırma arasındaki bu sıkı etkileşme psikolokların da ilgisini çekmiştir .Onlar son yıllarda çevre koşullarının kişinin duygu ,düşünce ve davranışlarını nasıl etkilediğini “Çevre Psikolojisi” adını verdiklri bir disiplin altında incelemeye başlamışlardır . Bu disiplinin şehirlerin , kuruluşunda , binaların mimari yapılarının planlanmasında , iş yerleri ve parkların düzenlenmesinde büyük katkıları olmaktadır
KUR’AN NEDİR?(EKLER)
ELİF TOK/ 11040305-İDKAB2
EK 1:Nesne ve olayların bir toplum, bir sınıf ya da bir insan bakımından taşıdığı önemi belirleyen niteliğe, bir şeyin iyi veya kötü olduğu hakkındaki inanca “değer” adı verilir. Toplumsal değer ise, belli bir toplumda ya da toplumsal kümede bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler, kurallar, uygulayımlar, maddi nesnelerdir. İnsanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşan değerlerin işlevi,insanın zekasını ve aklını olumlu yönde kullanmasını sağlamaktır.Değerler hayatı anlamlandırmaya tekabül eder.Hayata anlam verme, insanın varlık bilincine ermesi, içinde bulunduğu nimetleri idrak etmesi, yeteneklerinin sınırını bilmesidir.İnsan, hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerler yapıp-etmelerini yönetirler.İnsanın var oluşunu gerçekleştirmesi, hem iç hem dış dünyasındaki başarılarıyla birlikte sağlanır.İnsan devamlı bilgi akımı ve iletişim içindedir, onun varoluşunun sebebi bilgidir.Nesilden nesile devreden, gelişen, büyüyen bilgi, insanların ortak malı olur.Bu faaliyete kültür denir.Kültür, insanın varlıklar hakkında çeşitli yollarla edindiği bilgilerdir,insanın kendini gerçekleştirme sürecidir.İnsanın değerli amelde bulunması için önder kişilere ihtiyaç vardır.Dinimiz İslamiyet ile katıldığımız ortak kültürümüzün temelinde Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz. Muhammed vardır.Kur’an, insanın anlam arayışına cevaptır, insanın hayatını anlamlandıran kitaptır.Hz. Muhammed ise insanın sorumluluk bilincini diri tutmak,anlam arayışında fıtrî dengesini korumak için Yüce Allah tarafından gönderilmiş peygamberlerin sonuncusudur.
EK 2:Türkler elin dili olan Hüsn-i Hat’a çok önem vermişlerdir.Bu güzel yazıların zayi olmasını engellemek için süslenmişlerdir.Güzel yazının muhatabı fıtrî temizliğini kaybetmemiş, zevk ve idraki bozulmamış selim kimseler olduğu gibi, fıtrî temizliğini bozmuş olanlara da kayıplarını buldurmaya rehberlik eden Rabbanî bir eğiticidir.Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar, verdikleri mesajlar ile insanı hayrete düşürerek, Allah’a kadar yükselen derecelere ulaştırabilirler.Kitle iletişim araçlarının günümüzdeki kadar etkili olmadığı dönemlerde levhalar, Türk ailesinin iletişiminde önemli bir olgu olmuştur.Günümüzde,levhaların her an zihinlere sunduğu insanî değerlerin daima yaşanılır kılınması hedefi yoktur.Levhalar iki çeşit mesaj verir: 1)Tanrı-insan ilişkisine yönelik mesaj 2)İnsan-hayat ilişkisini içeren mesaj.
EK3:İnsan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişte onun hayatı anlamlandırmasının etkisi de vardır.Çünkü insan mekanla psikolojik yönden de ilişki içindedir.İnsan, mekanları kendi kültürüne ait değerlere, inanç ve var olma bilincine ve bu kültürün belirlediği psikolojik davranışlara göre kullanır.İnsan, iyi yaşanacak kent oluşturmak için bu değer hükümlerini kullanır.Çok eski zamanlardan beri insan ile mimari-kent-çevre düzenleme ve sanat arasında iletişim vardır.Mimari ya da sanat eserleri birer iletişim aracıdır.Bu eserlerde biçim ve içerik çağlara, toplumların inanışlarına/hayatı anlamlandırmalarına ve onunla oluşan kültüre göre değişik görünümler almıştır.Böylece mimari ve sanat bir dil haline gelmiştir.Sanayi devriminden sonra ortaya çıkan yeni teknik imkanlar ve malzeme nedeniyle, bir çok işlevi içinde barındıran çok büyük yapılar ve karmaşık kent mimarisi ön plana çıkmıştır.Bunun sonucunda insan-yaşadığı mekan ilişkisi ortadan kalkmıştır.Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma arasındaki etkileşim psikologların da dikkatini çekmiştir.Onlar, çevre koşullarının kişinin duygu,düşünce ve davranışlarını nasıl etkilediğini “Çevre Psikolojisi” adını verdikleri bir disiplin altında incelemeye başlamışlardır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE(3.BÖLÜM)
ELİF TOK/11040305-İDKAB2
Kur’an’ın kelime, terkip ve cümlelerinin anlaşılması için, Arapça kelimeleri, öncelikle Kur’an’ın indiği devirdeki anlamlarını, Arap dilinin ifade özelliklerini ve edebî sanatları bilmek şarttır. Kelime ve terkiplerin, kullanıldıkları mana ortamında kazanabilecekleri anlamların tespitinde, Kur’an’ın bütünlüğünü dikkate almak gerekir.Kur’an’ın tefsirinde ikinci önemli kaynak sünnettir.Hz. Peygamber’in tebliğe paralel olarak Kur’an’ı açıklaması, peygamber olarak gönderiliş gayelerinden bir tanesidir.Ancak Peygamber(a.s)’in Kur’an’ın tamamını tefsir etmesi söz konusu değildir.Gerek ashabın bazı Kur’an ayetleriyle ilgili sorularına cevap olarak, gerekse lüzum gördüğü yerde birçok ayeti tefsir etmiştir.Peygamber(a.s)’in tefsirini iki grupta ele almak mümkündür.Birinci gruptaki beyanları ümmetten hiç kimsenin üzerinde söz söyleyemeyeceği türden beyanlar olup onun, gaybî hususlara, ibâdât, muamelât ve ukûbâtla ilgili pratiğe ait konulara, anlaşılamayan bazı ifadelere dair beyanlarıdır.Mesela cennet ve cehennem, kabir azabı, geçmiş peygamberlerin veya kavimlerinin başından geçen olaylarla ilgili açıklamalar buna örnektir.Peygamber(a.s)’in ikinci gruba dahil olabilecek beyanları ise, öncelikle Kur’an’ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki açıklamalarıdır.Allah Rasûlünün muhatapları, bilgi,anlayış ve zeka derecesi bakımından farklılık gösterdiği için O, hemen her seviyeden insanın sorularına ve onların ihtiyaçlarına cevap vermek durumundaydı.Bazı şeyleri müşahhaslaştırıyor, bazılarını örneklerle anlatıyor veya niteliklerini belirtiyordu.Hz. Peygamberin açıklamalarını, ayetlerin anlaşılmasında istifade edilmesi gereken, fakat manayı tümüyle sınırlandırıcı ve kapsayıcı olmayan Peygamber tefsirleri olarak kabul etmek doğru olur.Kur’an tefsirinin bir diğer kaynağı da sahabenin beyanıdır.Sahabenin özellikle nüzûl sebeplerine dair sözleriyle Kur’an arasındaki ilişki, onun sünnetle olan ilişkisine benzerdir.Kur’an’ın, parça parça inişini müşahade etmiş, âyetlerin inişine sebep teşkil eden olayların içinde yaşamış sahabîlerin, özellikle ilimde söz sahibi olanlarının, Kur’an’ın anlaşılması ve açıklanmasında çok önemli bir yeri vardır.Kur’an’ın indiği dönemdeki mevcut câhilî örf, adet, inanç ve kıymet hükümlerini, kelimelerin o günkü Arap toplumunda taşıdıkları manaları bilmek de Kur’an tefsiri için gereklidir.Ancak, Kur’an‘ın anlaşılmasının, doğruluğuna tam anlamıyla güvenemeyeceğimiz tarihi malzemelere bağlı bulunduğunu kabul etmek, Kur’an’ın indiriliş hikmet ve gayesine uygun düşmez.Aynı şekilde, Kur’an’ın başka hiçbir kaynağa ve malzemeye ihtiyaç olmaksızın kendi kendini tefsir ettiğini iddia etmek de doğru değildir.Bu tarihi kaynakların yanında, insanlığın fikir tarihini de iyi tanımak ve çeşitli ilim dallarının verilerinden yararlanmak lâzımdır.
SEDA KUNT İDKAB 2 11040236 KURAN
NEDİR ? III. BÖLÜM
- BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE
HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
Şüphesiz
değer yargısı insanın yaşamını sürdürmesindeki ve varlığını
ispatlamasındaki benliğinin bilincinde olmasını
kendini fark ettirmesinde ki en büyük etkendir. İnsan değerleri ile
varlığının farkına varır ve vardırır. Birey için nasıl bu yargılar geçerliyse
toplum içinde aynı şekilde geçerlidir. Önemli olan bu değerlerimiz belirlemek
ve olumlu yönde kullanmaktır. Akıl ve mantık ile bu değerleri doğru yönde
olumlu biçimde kullanabiliriz. Sınırımızı bilirek yaşamalıyız dengeleri iyi
ayarlamalıyız ve mutluluğu huzura bu şekilde kavuşacağımıza inanmalıyız. İnsan hangi
değere hangi amaca hangi hedefe önem veriyorsa onu anlamlandırıyorsa
eylemlerini o şekilde ona göre düzenler
yaşam şeklini oluşturur.
-TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDEKİ LEVHALAR
levhalar anlamları ile güzellikleri ile
ve ilettiği mesajlar ile bu olguların gerçek sebebini aramaya yönlendirir
insanı. Merak olgusunu geliştirir ve değişik yöntemleri keşfetmeye iter.
levhaların verdiği mesajları iki şekilde
anlamlandırabiliriz ;-aşkın varlık insan ilişkisine yönelik mesaj , -insan
hayat ilişkisini içeren mesaj olarak.
-OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
toplumlar yaşadıkları dönemlere
çağlara ve mekanlara kendi ruhsal anlayışlarını ifadelerini değerlerini
düşüncelerini yansıtmıştır kendilerini
belki de bu şekilde daha iyi ifade etmişlerdir .
mekan’a biçim verme özelliğine sahiptir insanlar ve varolduğu müdettçe bu
özelliği devam edecektir.
her kültürün kendisine has insan mekan ilişkisini açıklayan tarihlerini olsun
dini inanış yaşam tarzları sosyal hayatları ekonomik yapısını coğrafi konumunu yansıtan gizli ama apaçık ortada
olan bir yapısı vardır ve her toplım mimarisine bunu yansıtır.
KURANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE. III. BÖLÜM
kuranın tefsirini net bir şekilde yapmak
istıyorsak Arap dilinin özelliklerini bilmek şarttır. Arap dilini özümseyip tefsir işine öyle
başlamalıyız öz ve yoğun bir dili olduğundan ve bir kelimenin birden çok anlamı
olduğundan emin adımlarla sağlam bir bilgi birikimi ile bu işi yapmalıyız. Kelimeleri kuranın bütünlüğü içerisinde ele
almalıyız. Kuranı tek başına tefsiri ile
yetinmemeliyiz daha iyi anlamamız için sünnete başvurmalıyız sünnetleri
öğrenmeliyiz. Daha sonrasında sahabelerin hayatlarını incelemeliyiz o dönemi
ele almalıyız. Genel olarak kuranı bir
bütün içerisimde anlamlandırmamız ve anlamını özümsememiz için peygamber ve
sahabeye de başvurmalıyız.
I.EK: BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE
HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
I. Kur'an ve sünnet bizim hakiki
değerlerimizdir. Çünkü her ikisinde debize bir hedef gösterilmekte vebbu hedefe
nasıl ulaşmamız gerektiği bildirilmektedir. Kur'an değerlerimizi belirlerken
Efendimiz (s.a.v)'in örnek hayatı olan sünnet ise bu değerleri hayatımızda
nasıl uygulayacağımızı gösterir.
II. Bazı değerler herkez için aynı şeyi
ifade etmez. Örneğin kişisel değerlerimiz bir başkası
için değersiz olabilir veya milletimiz
için önem arz eden değerler başka milletler için ön-emsiz olabilir. Ya da
müslümanlar için önemli olan islami değerler, bir hristiyan, yahudi, budist
veya başka dinden biri için bir anlam taşımaz. Onlar için anlamlı olan da bize
anlamsız gelebilir.
III. Her insanın kendine göre bir takım
değerleri vardır. Bu değerleriyle hayata tutunur. Bu değerleri kaybeden insanın
hayattan bir beklentisi olmadığı için hem kendine hem de çevresine rahatça
zarar verebilir.
II.EK: TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE
LEVHALAR
I. Levhalar hem yazı (hat) olarak insanın
gözüne hoş görülmekte, görünüşüyle mekana ve insana estetik değer katmaktadır.
Hem de ifade ettiği mana itibariyle insanı iyi yönde eğitmekte; düşünmeye
(tefekküre) sevk etmekte, az yazıyla (sözle) çok şey ifade etmektedir.
II. Levhalar insana; hayatın akışı içinde
unuttuklarını tekrardan hatırlamayı sağlamaktadır.
III. Levhada yazan yazının (hat'tın)
manasının oku, düşün, anla, yaşa kuralına uyularak hayata aksedilmesi insana hayatını güzel yönde etkileyecek ve
değiştirecek, yön verecek değer ya da değerler kazandırır.
III.EK: OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL
İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
I. Eskiden islami değerler sadece
yaşanmakla kalmayıp eşyayada yansıtıltyordu. Bunun en güzel örneği
şehirlerimizdi. Şehirler gelişi güzel kurulmuyor, evler bir camiinin etrafında
bir plana göre yapılıyor, her sokak bir
camiiye gidiyor, suyu ile ihtiyaçlara cevap verirken mimarisiyle de sokakları
süslüyordu. Camiler ve diğer iç mekanlar hatlarla süsleniyor, hem de insanlara
derin mesajlar veriyordu. Yapılan eserler sayılarıyla ya da şekilleriyle dine
ait bazı emirleri veya dinin temeli olan kuralları temsil ediyordu.
III.BÖLÜM: KUR'AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA
YETERLİ MİDİR?
I. ''Sana da insanlara kendilerine
indirileni açıklayasın diye Kur'an'ı indirdik. Belki düşünürler.'' (Nahl 44)
ayetinde açıkça görülmektedirki Kur'an kendisini açıklamaya yeterli değildir.
Açıklanması için Hz. Peygambere ihtiyaç vardır. Yani bir açıklayıcının olması
gerekmektedir.
II. Efendimiz (s.a.v)'in tebliğde
bulunduktan sonra kendisine ayetle ilgili soruların sorulması ve Efendimiz'in
de buna binaen ayetleri onlar için açması. Namazın nasıl kılınması gerektiğinin
ayetlerden değilde Efendimizin sünnetinden öğrenilmesi vs.
III. Sahabilerin ve tabin de ilimleri
nispedince ayetleri açıklamaya çalışmaları
Kur'an'ın kendisini açıklamaya yeterli
olmadığı ve onu anlayabilen bir açıklayıcıya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.
KURAN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR ?
A. GENEL
OLARAK
“Kuran tefsir kaynaklarından sadece biridir.” Kaynak olarak sünneti, sahabe görüşlerini ve tarihi şartları bilmeyi de eklemeliyiz.
B. KURAN’IN
TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
Yaşayan Kuran’ a bakmadan Kuran yaşanmaz. O, anlaşılmadan Kuran tam anlamıyla anlaşılmaz. ”Onun ahlakı, Kuran ahlakı idi.” Onun ahlakı ile ahlaklanmayan Kuran'a tabii olmaz. Allah kendisine ve O’na itaati emreder.Bu da yine anlam arayışına ve anlamlandırmaya güzel bir mukabeledir. Bu doğrultuda Hz. Peygamber’in açıklamaları Kuran’ın açıklamalarına muhalif olamaz.
C. KURAN’IN
TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGİLERİN YERİ
Tefsirde sahabe görüşleri de önemlidir. Çünkü sahabe, nüzul asrında yaşamış. Ayetlerin esbabun nüzulüne şahit olmuştur. Hatta bazı ayetler sahabilerin Hz. Peygamber’e soruları doğrultusunda inmiştir. Bazı, anlam kapalılığı olan ayetlerin daha net, daha açık hale gelmesine vesile olmuşlardır. Dönemin örf, adet, inanç ve kıymet hükümlerini, kelimelerin o gün ki taşıdıkları manaları bilmek tefsir açısından önemlidir. Tefsir kaynakları sadece Kuran, sünnet, sahabe görüşleri ve tarih kaynakları değildir. İnsanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de kaynaklardandır.
11040289 Hasan Ali Servi
KUR’AN NEDİR
EKLER BÖLÜMÜ
EK:1
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
a)Tarih boyunca,insanın en büyük problemlerinden biri bilgi olmuştur.Dolayısıyla sürekli bilgi edinme gayreti içerisine girmiştir,aslında bundaki asıl amacı,bilginin gücünden yaralanıp hayatına bir anlam verebilme çabasıdır.Ve bu noktadan sonra şöyle bir soru akıllarda belirmiştir;Acaba bunun için sadece bilmek yeterli mi?
b)Bilmek,hayatı anlamlandırmanın sadece bir kısmını oluşturmaktadır,hayatının anlamını kavramak ve onun farkına varabilmenin ön şartı olan bilmenin yanında,belli bilgiler ışığında oluşturulmuş değerler ve kıymetler hayatın gerçek anlam ögeleridir diyebiliriz…Peki değerden kasıt nedir?
c)Değer,insan için önem taşıyan ve genel anlamda diğer insanlarla ilşki açısından önemli olup özel anlamda ise kişiyi diğer insanlardan özgün kılan tutum ve eylemlerin soyut kısmıdır…Genel anlamdan kasıt toplumsal değerler,özel anlamdan kasıt ise kişinin kendi kişisel değerleridir.
d)İnsanın hayatına anlam vermesi,çevresine karşı tutumları,topluma olan bakışı vb hep dğerlerle doğrudan alakalı hususlardır.İnsan,neye,nasıl,ne kadar değer veriyorsa hayatının anlam küresi de ona göre şekil alacaktır.Şunuda belirtmek gerekir ki insanda değerlerin oluşup bunun bir anlam gayesine dönüşmesi bir bütünlük ve nizam içinde olmaktadır,aksi takdirde gerçekleşen bir durum sadece geçici bir ibareden ibarettir,devamlılığı söz konusu olamaz.İnsan,her zaman kendi eylemlerini ve yeteneklerini değerli görmüş ve içinde bulunduğu durumu meşrulaştırma gayreti içersinde olmuştur ki bu gayet doğaldır,çünkü aksi takdirde insanın içine düşeceği psikolojik boşluktan dolayı çok kötü durumlar ortaya çıkabilmektedir.
e)Kitabımızda da geçtiği üzere,merak edilen sorulardan biri de şudur;Değerlerimizin temelinde ne var? Değerlerimizin temelinde kabaca,kültür ağırlıktadır diyebliriz,kültürden kastımız din ve tarihsellik bütünlüğüdür,çünkü insanda ki değer kavramının oluşmasında yegane unsur,çevresi ve onlardan gördüğü,duyduğu şeylerdir.İnsan bunları zaman içerisinde kendisinde içselleştirererek bir hayat tecrübesi haline getirir ve kendi değer yargılarını oluşturur,bu değer yargılarını ise kendinden sonraki kuşaklara gerek bilinçli gerek bilinçsiz bir şekilde aktarılmasına aracılık eder.Aslında bu bir döngüdür ve yukarıda izah ettiğimiz şekilde sürüp gider.İşte kısaca aktarmaya çalıştığımız bu konu,insanın hayatını anlamlandırması,kendisine özgü eylem ve tutumlar geliştirmesi açısından çok mühim bir konuma sahiptir.
e)Fakat üzülerek şunu belirtmeliyiz ki günümüzde değerlerin hayatı anlamlandırma görevi biraz gerilere itilmiş,onun yerine maddi şeyler öne geçmiştir.Evet bu noktada şu soruyu sormamız gerekir;Yüksek değerlerin,hayatta tekrar önem kazanması nasıl olmalıdır? Buna vereceğimiz cevap İslam kültürünü tekrar hayata kazandırmak yönünde olmalıdır,yani;Kur’an ve sünneti göz önüne alarak değerlerimizi tekrar değerlendirip,hayatın anlamlandırılması konusunda biz müslümanlar yada özelde bu ilim üzerine yoğunlaşanlar,bizzat bunu yaşayıp insanlara canlı örnek olarak…Aksi takdirde,en baştada belirttiğim üzere sadece bilmekle hayatın anlam küresini tam anlamıyla kavramak,imkansız bir durumdur…
TÜRTK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
a)Teknolojinin hayatımıza girmesiyle,günümüzde önemini kaybetmiş olsada,eski zamanlarda levhaların;Hem kültürel,hemde kişisel bilgiler açısından önemli bir yeri vardır.Çünkü teknolojinin olmadığını düşündüğümüz zaman,insanların düşünce yapısını dışa vurabilecekleri sınırlı alan vardır ve dolayısıyla evlere veya iş yerlerine asılan levhalar,insanların fikir dünyaları hakkında bilgiler verebilmektedir…
b)Yazı kültürünün gelişmiş olduğu Türk kültüründe levhaların ayrı bir yeri vardır,özellikle İslamiyeti kabulden sonra hat sanatının iyice gelişmesi,bu işin dini bir yönünü de ortaya çıkartmıştır ve insanlar bulundukları yerlere,gerek günlük hayatla ilgili gerek ise dinle ilgili motifler koymuşlar ve bunlardan hem görsel açıdan hemde bilgi açısından faydalanmışlardır.
OSAMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
a)Kitabımız,şehirlerde daha iyi nasıl yaşanır algısı üzerinden haraketle hayatın anlanlamdırılması arasında bir köprü kurarak,bilimsel analizlere gitmiş,biz de bu doğrultuda konuyu ele almaya gayret edelim;Öncelikle insanın,kendi değerleri çerçevesinde çevresini etkileyeceğini ve ondan etkileneceğini tekrar vurgulamalıyız,örneğin Osmanlı devlet yapısına baktığımzda,İslami şartlara ve değerlere göre yönetildiğini görüyoruz ve burdan haraketle şuna vurgu yapmak isityoruz,Osmanlı döneminde bir çok İslami mimari örneklerini görürüz…Sadece mimari değil,aslında bütün sanat dalları insanın hayatını anlamlandırdığı şeyin özelliklerini yansıtırlar,bu kaçınılmaz bir sonuçtur.
b)İletişimin bir kısmını da sözsüz iletişimin oluşturduğunu hepimiz biliyoruz.Sözsüz iletişimin,sözlü iletişimi pekiştirmek için kullanıldığı malumumuzdur.Mimari ve bunun gibi sanat dalları,işte bu alana girmekte ve insanın söz olarak ifade ettiği şeyleri,tekrar gündeme getirip bunları sürekli insan zihninde canlı tutmaktadır…Örneğin,caminin İslam açısından önemi düşünülürse bu konu daha iyi anlaşılacaktır.
c)Tekrar,Osmanlı dönemine vurgu yapacak olursak,o dönemde insan zihnini meşgul edecek teknoloji seviyesinin az olduğunu ve bilimsel verilerin bu kadar gelişmemiş olduğu düşünülürse,mimarinin insanların hayatına belli bir yön vermesi açısından ne kadar önemli olabileceği anlaşılacaktır.
d)Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz ki fazla detaya inmeden mimari ve hayatın anlam küresi arasındaki ilişkiyi aktarma gayretinde bulunduk.İnsanlar,yaşadığı kültürden,coğrafyadan,dinden etkilenip bu çerçevede bir değerler manzumesini oluşturduğunu ifade etmiştik ve bundan hareketle bu değerler manzumesinin insanların ortaya koydukları ürünlerde,kendisini göstereceğğini rahatlıkla söyleyebiliriz ki İslam dünyasına bakıldığında bir çok ayet ve hadisten yola çıkılarak veya genel itibari ile din etkisi alatında yapılan bir çok yapının olduğunu,tekar hatırlatmakta fayda görmekteyim…
11040289 Hasan Ali Servi
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
3.BÖLÜM
KUR’AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR
a)Burada şunu ifade etmemiz gerekir ki Kur’an tefsir kaynaklarından sadece birisidir.Bunun yanında sünnet,sahabe görüşleri ve tarihsel bağlamı bilmekte çok önemlidir.Ancak tüm bunları anlayıp,bilmek,değerlendirmek ve bir yorum yapabilmek için ön şart olarak,ileri derecede bir Arapça bilgisine sahip olmak gerektiğini de vurgulamamız gerekmektedir.Şimdi kısaca Kur’an tefsirinde sünnet,sahabe ve tarihsel bağlama göz atalım…
b)Kur’an tefsirinde,sünnetin ne kadar önemli olduğu bütün alimler tarafından kabul görmüş ve iknci temel kaynak olarak değerlendirilmiştir.Çünkü bizzat Kuranda peygamberimizin Kur’anı açıklama görevine de vurgu yapılmıştır.Nahl 44. Ayette buyurulur ki ‘’Sana da insanlara,kendilerine indirileni açıklayasın diye Kur’an’ı indirdik.Belki düşünürler.’’ Yani açık olarak anlaşılmaktadır ki peygamberimizin gönderilme amaçlarından biride Kur’an’ı açıklamaktır.Zaten peygamberimiz,sorulan sorulara verdiği cevaplar,ve yaptığı açıklamalarla bu görevini layıkıyla yerini getirmiştir.
c)Peygamberimizin açıklama yani tebyin görevini bir çok örnekle ifade etmek mümkündür.Mesela Kur’anda geçen orta namazından kastın ikindi namazı olduğunu yada ayette geçen hırsızlık yapanın elinin kesilmesi mevzusunun,çeyrek dinar veya daha fazla çalanın elinin kesilmesi gerktiği olarak açıklaması vb…
d)Peygamberimizin bazı açıklamaları ise,üzerinde düşünülmesi gereken ve Kur’an’ın zengin içeriğinin sadece belli bir yönüne vurgu yapan açıklamalardır ki bundan dolayı bağlayıcılık açısından tekrar ele alınıp üzerine yeni ifadeler söylenebilir,çünkü peygamberimiz döneminde ki farklı algılama kapasitesine sahip insanlar için kullanılan bazı ifadeler günümüzde anlaşılma açısından problem olabilmektedir,dolayısıyla Kur’an’ın dinamik yapısından faydalanılıp yeni perspektifler getirilebilir ki bu,kesinlikle yanlış anlaşılmamlı ve alimleri,gerçek mananın dışına çıkmaya itmemelidir.Çünkü burdan kasıt,sadece Kur’an’ın anlam zenginliğinden faydalanıp insanlara faydalı olmaktır…Örneğin peyamberimiz,Enfal Suresinin 60. ayetinde geçen ‘’Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet hazırlayın’’ ayetini açıklarken,’’kuvveti’’ atmak olarak açıklamıştır,ama incelendiğinde bu kelimenin daha bir çok manası olduğu farkedilmektedir.
e)Kur’an’ın tefsirinde,sahabe görüşleri ve tarihsel bağlama göz atacak olursak ise;Sahabeler,peygamberimiz döneminde yaşamış,bir çok olaya tanık olmuş ve en önemlisi de Kur’an’ın indiği toplumun ilk muhataplarıdır,dolayısıyla onların görüşleri de tefsir açısından önemlidir.Peygamberimiz vefat ettikten sonra da devletin sınırları hızla genişlemiş,İslam,yeni kültürler yeni insanlar ve coğrafyalarla muhatap olmuştur,bundan dolayı ortaya çıkan yeni sorunlara çözüm üreten kişiler sahabelerdir,çünkü onlar İslamı bizzat peygamberimizden öğrenmiş ve onunla hayatını anlamlandırmış kişilerdir…
f)Tefsir için önemli bir unsurda tarihsel bağlamdır.Eğer Kur’an’ın nasıl bir ortama indiğini,o dönemin kültürel özelliklerini veya ayetlerin iniş sebeplerini bilmeden yapılabilecek değerlendirmelerin bizi yanlışa götüreceği kesindir.Mesela Ebrehe’nin Kabe’ye saldırdığını bilmeden Fil Suresi’nin mahiyetini nasıl anlayabiliriz ki…
g)Yani son olarak söyleyebiliriz ki;Kur’an kendisi tefsir açısından son derece önemli bir kaynaktır ama sünnet ve sahabeden uzak bir şekilde sadece Kur’an’a bağlı kalınarak yapılan tefsirler ne kadar doğru olur şüphelidir…Çünkü onun bizzat yaşayıcısı ve açıklayıcısı olan peygamberimiz ki bu Kur’an’da da belirtilmiştir ve peygamberimizin bir numaralı tanıkları olan sahabe,şüphesiz bu konularda en doğru kaynaklardır.
ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
Kur’ an’ı tefsir etmek zor bir süreç ve aşama olduğundan bunları kolaylaştıracak bir takım kaynaklar vardır. Kur’an’ı tefsir etmenin ilk koşulu Arap dili ve Edebiyatını bilmektir. Nitekim günlük konuşmada bir sözcük Kur’anda farklı anlamlarda kullanabilmektedir. Tefsir etmedeki ikinci kaynak sünnettir. Kur’an ayetlerine bakıldığında peygamberin sadece tebliğ değil teybin etme görevinin olduğu da görülmektedir. Peygamber Kur’an’ın tamamını tefsir etmese de büyük bölümünü tefsir etmiştir. Bazen gelen sorularla bazen de gerekli durumlarda açıkladığı/tefsir ettiği kaynaklarda mevcuttur. Peygamberimiz kimi zaman hiç kimsenin bilemeyeceği konuları kimi zamanda Kur’an ayetlerini karşısındaki kişinin durumuna göre somutlaştırarak açıklamıştır. Sahabenin görüşleri de tefsiri kolaylaştırmakta Kur’an’ın parça parça inmesi ve sebebi nuzüle olan ayetleri bilinmesi Kur’an’ı açıklamada sünnete eşdeğer görülmüştür. Kur’an’ın anlaşılmasında diğer önemli kaynak o dönemin sosyal kültürel yapının tanınması ve bilinmesidir. O dönemin hayat şartları, tarihi bilinmezse Kur’an yeteri kadar iyi açıklanmış olmaz. Kur’an’ın indiği dönemi anlatan kitaplar bu konuda yardımcı kaynak olmaktadırlar. Bütün bunlara bakıldığında Kur’an’ın başka bir kaynağa ihtiyacı olduğunu ve kendini tefsir ederken bunlardan yararlandığı açıktır. Kur’an’ın kendini tefsir ederken başka yardımcı kaynaklara ihtiyacı olmadığını söyleyenler görüşlerini savunurken bile çelişkiye düştüklerinden bu düşüncelerinin doğru olmadığı net bir şekilde ortaya çıkmaktadır
ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2
KUR'AN NEDİR?
Değerin ne olduğuna dair birçok tanım-lamalar yapılmıştır. Bütün tanımlarda değerin insan özünü oluşturan insanın kendisini ifade etmesini sağlayan bir olgu olduğu görülmektedir. Değer olgusu yalnızca varlıklar arasında sadece aklını kullanabilen insanlara özgü bir durumdur. Değerin fonksiyonelliği insanın zekası ve aklını olumlu yönde kullanmasıyla ortaya çıkmaktadır. İnsanlar hangi değerleri benimsiyorsa hayatları ona göre anlamlanacaktır. Kişinin değer vermesi anlam vermesiyle direkt bağlantılı olmaktadır. Bireyin verdiği kararlar, değerlerle oluşan amaçlar ve hedefler doğrultusunda ortaya çıkar. İnsan her zaman bilgi ile iç içe olup bilginin kılavuzluğu doğrultusunda amellerde bulunmaktadır. Bu ameller belli bir alanda oluştuğu için kültüre zemin hazırlamaktadır. İnsana has olan sadece insanın yapıp etmeleriyle ortaya çıkan bilgiye, faaliyete ‘kültür’ adı verilmektedir. Kültür insan hayatını anlamlandırmada çok önemli bir işleve sahiptir. İnsanın özünden gelen ‘hürriyet’ duygusu ona benliğini hissettirmektedir. Özgürlük olmasına rağmen bireye yol gösterecek onu doğru eylemlerde bulunmaya sevk edecek önder kişiler vardır. Bu şahıslar doğru ve anlamlı eylemler gerçekleştiren kişilerdir. Peygamberler, veliler ve düşünürler bu gruptadırlar. İnsanlar bu örneklerle hayatlarına anlam katarlar.:MEDİNE AKTAŞ 11040022/İDKAB2
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
MEDİNE AKTAŞ 11040022/İDKAB2
EK I:BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
Bir toplum bir sınıf ya da bir insan için önem taşıyan nesne ve olaylara değer denilmektedir. Toplumsal değer ise belli bir toplumda ya da toplumsal kümede bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler kurallar, Uygulamalar, maddi nesneler bütünüdür. Peki değer nasıl oluşur? Değer insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur. İnsan varolanın bilgisini kullanırken elde ettiği sonuçlar onu değer kazanmaya zorlar. Değerler insanın varlık şartıdır. İnsan akıl sahibi olduğu için değerleri vardır.İnsandan başka canlıların bir değer dünyası yoktur, değerlerin işlevi insanın zekasını ve aklını olumlu yönde kullanmasını sağlar.Değer bir tek inanca değil bir arada organize olmuş bir grup inanca yani hayatı anlamlandırmaya tekabül eder.Hayata anlam verme insanın varlık bilincine ermesi içinde bulunduğu nimetleri idrak etmesidir. İnsanın anlam arayışı ise onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi bu sayede hayatın problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması, hayattaki dengeyi keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir. İnsan hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerler yapıp etmelerine yön verirler onun yapıp etmelerini yönetirler. Artık insan eylemlerine ve bu eylemlerin ortaya koyduğu başarılara bu değerler çerçevesinde anlam verir.Çünkü insan yapıp etmeleri ile ana amaçları arasında bir ilgi kurar. Aslında insanın hayatını anlamlandırmada temel aldığı değerler ona her zaman hedeflerini gerçekleştirmesini sağlamaz.Çünkü insan değişen hayat durumları içinde yaşar ve bu değişik hayat durumlarından birisi öbürünü izlerken talihsizliklerle başarısızlıklarla karşılaşılabilir.Karşılaştığı bu gibi olaylar onu şimdiye kadar bilmediği, Kendisine örtülü kalan yeni bir hayat yönüne çevirebilir. Karşılaştığı bu olaylar onu uyarabilir. İnsan böyle bir bilgiye erişirse o zaman bu bilgiden yola çıkarak yeni bir yolda yürümeye başlayacaktır.İnsan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişte onun hayatı algılamasının etkisi çok açıktır.Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan öte psikolojik yönden de ilişki içindedir.Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi Kur'an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların gerçekleştirdiği Vahiy Kültürü/İslam Medeniyeti içinde söz konusudur.Kur'an insanların içinde yaşadıkları mekanlarda Kur'an'a yönelip onu okuyup düşünüp anlamaya ve bizzat yaşamlarında uygulamaya çalişmalarını istemektedir.Bu nedenle coğrafi konum sosyal ilişkiler gibi faktörler yanında yol,sıhhi tesisler,parklar,hastahaneler,camiler,pazar yerleri gibi yapılaşmalar Kur'an-i ilkeler göz önüne alınarak gerçekleştşrilmiştir.Örn: Selimiye Camii ana kubbesinde İhlas Suresi hattı ve yarım kubbeler,yan galeri ve kemer boşluklarında Celi sülüs yazılar yazılmıştır.
YASEMİN ŞAHİN (11040447/İDKAB_2)
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (PROF.DR.HALİS ALBAYRAK) 3.BÖLÜM
Kur’an-ı Kerim de tefsir kaynakları arasında yer alır.Kur’an_ı Kerim’in yanında Peygamberimizin ve sahabenin de açıklamaları İslam alimlerinin hemen hepsi tarafından tefsir kaynakları içinde yer alır.
Kur’anın tefsiri yapılırken de indirildiği dönemin özelliklerine ,sosyo_kültürel özelliklerini de göz önünde bulundurmalıyız.Yine ayrıca Kur’an’ın tefsirini yaparken Arap dilinin özelliklerini de bilmemiz gerekir.
Kur’an’ın tefsirinde ikinci kaynak sünnettir.Peygamberimiz Kur’an_ı sadece tebliğ etmekle kalmamış ayrıca Kur’an_ı açıklamıştır.Kur’an ayetleri kısadır.Hadisler ve sünnet bu ayetlerin açıklamasını yapar.Mesela ;Kur’an’da namazı kılın ,zekatı verin emredilmiştir.Ama kaç rekat kılınacağı ,ne kadar zekat verileceğini Peygamberimizden öğreniyoruz.Kur’an’ın tefsirinin bir diğer kaynağı da sahabenin açıklamalarıdır.
Aslında Kur’an’ın anlaşılmasında başvurulacak kaynaklar sadece Hz.Peygamber’in açıklamaları ,sahabe görüşleri ve tarih kaynakları değildir.İnsanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur’an tefsirinin kaynaklarındandır.
Sonuç olarak Kur’an diğer kitaplardan farklıdır.Çünkü Kur’an’da konular başlıklar altında düzenli bir şekilde geçmemektedir.Kur’an’ın farklı surelerinde aynı konunun bölümlerini bulabiliriz.Kur’an_ı Kerim mükemmel bir kitaptır,hiçbir eksikliği yoktur.
YASEMİN ŞAHİN(11040447/İDKAB_2)
KUR’AN NEDİR?(PROF.DR.AHMET NEDİM SERİNSU)
3.BÖLÜM EKLER BÖLÜMÜ EK_1
İnsanın hayatına anlam katan ,insanın ayakta durabilmesini ,insanın acılarına dayanabilmesini sağlayan şey değerlerdir.Değerler insanın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur.İnsan varlığın bilgisini kullanırken elde ettiği sonuçlar insana değer kazandırır.İnsan akıl sahibi bir varlıktır ve bunun içinde birtakım değerlere sahiptir.Değerler insana yol gösteren birtakım inançlardır diyebiliriz.İnsan hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerler insanın davranışlarına yön verir.İnsan hayatında birtakım şeylere karar verirken bu değerler çerçevesinde karar verir,eylemlerini bu değerlere göre düzenler.
Bir eylemin değerliliği kişiden kişiye değişir.İnsanın bir bütün olarak varoluşunu gerçekleştirmesi hem iç hem dış dünyasıyla olur.İnsanın yaşadığı hayat koşulları değişebilir,bu nedenle insanın değerleride değişebilir ve insan zaman içinde değerlerini değiştirir.İnsanın hayatta kalmasını sağlayan şey onun içinde bulunduğu durumu meşrulaştırmasıdır.
İnsan sürekli bilgi alışverişi içinde bulunur,ve bu alışveriş süreci içinde elde ettiği bilgiler insanın tutumlarını etkiler ve bu tutumlarda insanın amellerine yön verir.İnsan bu bilgileri kültür içinde doğrudan ya da dolaylı olarak alır.İnsan varoluşunun sebebi bilgidir.İnsan hür bir varlıktır ve bu özgürlüğünü kullanarak yaşamak ister.Ancak insana örnek olacak kişiler gönderilmiştir ve bu kişiler Peygamberlerdir.Peygamberler insanlara nasıl insan olunacağının yolunu gösterirler.
Kur’an _ı Kerim insanın bütün varlık koşullarıyla uyumlu bir ilahi kitaptır.Kur’an’ın ifadeleri insanın fıtratına uygundur,ve insanın fıtri ihtiyaçlarını en mükemmel şekilde karşılar ve insana yön verir.Bu yüzden Kur’an insanın hayatını anlamlandıran kitaptır.Peygamberimizde insanlara en mükemmel örnek ve Kur’an’ın nasıl yaşanılacağını gösteren bir rehberdir ve insan olma imkanlarının yolunu gösteren somut bir örnektir.
İşte insanın kendini anlamlı kılması ve verimliliğini yüksek tutması için değerlerine sahip çıkmalıdır.İnsanın rehberi olan Kur’an_ı ve ona örnek olan Peygamberi anlamalı,bu çerçevede hayatını yaşamalıdır.
EK_2 TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
Türk aileleri ve misafirleriyle gününü yaşadığı oturma ve misafir odalarını süsleyen levhalar ,iç mimarisinin insanın ve toplumun davranış kalıplarını nasıl etkilediğine örnek olurlar.Çünkü bu levhalarda sadece süs değildir.İnsana birtakı m anlamlar ,mesajlar verir,ve insanın davranışlarını etkiler.Mülki ve ilmi ricalden bazıları güzel yazı yani hat sanatını öğrenerek güzel yazılar yazmışlardır.Bu güzel yazılar unutulmasın ,zayi olmasın diye tezhip olunduğu yani süslendiğini görmekteyiz.Levhalar verdikleri güzellikler ve mesajlarla insanı hayret verici bir duyguya götürür.İşte bu duygu insanı metafiziğe yönlendirir ve insanı Allah’a kadar yükselten hallere götürür.Levhalar insana iki türlü mesaj verir diyebiliriz.Bunlar;
1)Aşkın varlık _insan ilişkisine yönelik mesaj
2)İnsan _hayat ilişkisini içeren mesaj
Günümüzde gençliğimiz duvarlarını levhalarımız yerine posterler süslüyor.İnşaallah bu levha geleneğimize dönmeyi ümit ediyor ve temenni ediyoruz.
EK_3 OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
İnsan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişte onun hayatı algılaması etkisi çok açıktır.Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan öte psikolojik yönden de ilişki içindedir.İnsanın mekan psikolojisi insanın davranışlarını etkiler.
Mimari elemanlar ,Kur’ani ifadeler Kur’an ile hayatı anlamlandırmanın soyut olanı somut olana dönüştürmenin canlı örnekleridir.İnsanlar mimarilerini de inançlarına göre şekillendiriler.Mimariyi Kur’an’la şekillendiren insan ,Kur’ani ifadeleri unutmamak ,hep gözünün önünde bulundurmak için ,hayatını anlamlandıran kutsal kitabını mimarisinde kullanır ve Kur’ani ifadelerin hayatın kendi içinde tefsiri yapılır.
KUR’AN NED
İR (III. Bölüm)
De
ğer Nedir?
De
ğer insanın gerçeğinin bir olgusudur, kişinin kendini ifade etmesidir.
İnsanın değerlerinin oluşmasında kültürün önemli bir yeri vardır. Kültür insanın kendini gerçekleştirme sürecidir. Değerler de insanın anlam arayışında ona kaynaktır. Bu noktada kültür ve değerler ortak hareket eder.
Kur’an insan
ın anlam arayışına cevaptır. Değerlerimizin temelinde Kur’an bulunmaktadır.
De
ğerlerimizi kalkınmanın kültürel imkanı olarak hayata geçirmemiz önemlidir. Bunu gerçekleştirebilecek, yani yeni nesillere açıklayacak olan öğretmenlerdir.
Türk Ailesinin Ev
İçi Düzeninde Levhalar
Türk ailesinin günlük ya
şantısını geçirdiği mekanları süsleyen levhalar vardır ve bunlar iç mimarinin etkilerini gösterir.
Levhalar insan
ı güzelliklerini, taşıdıkları manaları aramaya yönlendirir.
Türk ailesinde levhalar verdi
ği mesaj itibariyle iletişimde mühim bir olgudur.
Levhalar insana hat
ırlatmada bulunurdu, onu duyarsızlıktan korurdu, yani levhaların bir işlevi vardı. Levhalar bir uyarı niteliğindeydi.
Günümüzde levhalar kullan
ılmamaktadır ve bu gibi hatırlatmalarda bulunma çabası da kalmamıştır.
Osmanl
ı Mimarisinde Kültürel İfadelerin Görsel Kullanımı
İnsan varolduğundan beri yaşadığı yerlere biçim verme çabasındadır. Biçim verme çabasında Sanayi Devrimin’de sonra kentsel mekan önem kazanmıştır.
İnsanlar duygu ve düşüncelerini çevrelerine de yansıtmaktadır. Bu psikologlara göre bir çevre psikolojisi oluşturmuştur. Bu disiplin şehir düzenlemesinde büyük katkı sağlamıştır. Anlam arayışında cevap Kutsal Kitap- mekan ilişkisidir.
Kur’an insanlar
ın yaşadıkları mekanlarda Kur’an’a yönelip onu anlamalarını ister. Birçok dini mimari mekanlarda Kur’ani ifadelere yer verilir.
Çe
şmeler, camiler, eski yapılı evler, kaleler, kuleler Osmanlı yapısından günümüze ulaşmış mimari yapıtlardır. Günümüzde ise bu gibi yapıtlar oluşturulmamaktadır. Estetikten uzak kalmış bir şekilde sokaklar oluşturulmaktadır. Ama bu şekilde yapılanmada göze hitap etme yok edilmiş durumdadır. Bu durumu düzeltmek, güzelleştirmek yeni neslin elindedir ve yapılması gerekmektedir.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜ
ĞÜ ÜZERİNE (III. Bölüm)
Kur’an’da kullan
ılan kelimelerin, Kur’an indiği dönemde hangi anlamda kullanıldığını bilmek gerekir. Kur’an’da kullanıldığı anlamı bilmek için de Arap dilinin özelliklerini bilmek gerekir.
Kur’an’
ın tefsirinde birtakım kaynaklar vardır. Kur’an tefsirinde sünnet önemlidir. Çünkü Kur’an peygamberimize Kur’an’ı açıklama görevi de yüklemiştir. Bu nedenle Hz. Muhammed de söz, fiil ve takrirleriyle bunu uygulamaktadır.
Kur’an tefsirinin di
ğer bir kaynağı sahabenin beyanlarıdır çünkü Hz. Muhammed’den sonra Kur’an’ı anlama ve açıklama işini sahabe en iyi şekilde yapıyordu.
Sünnet ve sahabe görü
şleri Kur’an’ın Kur’an’la tefsirinde malzeme teşkil eder.
Kur’an tefsirinin kayna
ğını insanın düşünceleri de oluşturur çünkü Kur’an her zaman hayatımızın içindedir.
Genel olarak Kur’an tefsir kayna
ğı olarak yine kendi dinamizminden yararlanır.
KUR’AN NEDİR (III. Bölüm)
Değer Nedir?
Değer insanın gerçeğinin bir olgusudur, kişinin kendini ifade etmesidir.
İnsanın değerlerinin oluşmasında kültürün önemli bir yeri vardır. Kültür insanın kendini gerçekleştirme sürecidir. Değerler de insanın anlam arayışında ona kaynaktır. Bu noktada kültür ve değerler ortak hareket eder.
Kur’an insanın anlam arayışına cevaptır. Değerlerimizin temelinde Kur’an bulunmaktadır.
Değerlerimizi kalkınmanın kültürel imkanı olarak hayata geçirmemiz önemlidir. Bunu gerçekleştirebilecek, yani yeni nesillere açıklayacak olan öğretmenlerdir.
Türk Ailesinin Ev İçi Düzeninde Levhalar
Türk ailesinin günlük yaşantısını geçirdiği mekanları süsleyen levhalar vardır ve bunlar iç mimarinin etkilerini gösterir.
Levhalar insanı güzelliklerini, taşıdıkları manaları aramaya yönlendirir.
Türk ailesinde levhalar verdiği mesaj itibariyle iletişimde mühim bir olgudur.
Levhalar insana hatırlatmada bulunurdu, onu duyarsızlıktan korurdu, yani levhaların bir işlevi vardı. Levhalar bir uyarı niteliğindeydi.
Günümüzde levhalar kullanılmamaktadır ve bu gibi hatırlatmalarda bulunma çabası da kalmamıştır.
Osmanlı Mimarisinde Kültürel İfadelerin Görsel Kullanımı
İnsan varolduğundan beri yaşadığı yerlere biçim verme çabasındadır. Biçim verme çabasında Sanayi Devrimin’de sonra kentsel mekan önem kazanmıştır.
İnsanlar duygu ve düşüncelerini çevrelerine de yansıtmaktadır. Bu psikologlara göre bir çevre psikolojisi oluşturmuştur. Bu disiplin şehir düzenlemesinde büyük katkı sağlamıştır. Anlam arayışında cevap Kutsal Kitap- mekan ilişkisidir.
Kur’an insanların yaşadıkları mekanlarda Kur’an’a yönelip onu anlamalarını ister. Birçok dini mimari mekanlarda Kur’ani ifadelere yer verilir.
Çeşmeler, camiler, eski yapılı evler, kaleler, kuleler Osmanlı yapısından günümüze ulaşmış mimari yapıtlardır. Günümüzde ise bu gibi yapıtlar oluşturulmamaktadır. Estetikten uzak kalmış bir şekilde sokaklar oluşturulmaktadır. Ama bu şekilde yapılanmada göze hitap etme yok edilmiş durumdadır. Bu durumu düzeltmek, güzelleştirmek yeni neslin elindedir ve yapılması gerekmektedir.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (III. Bölüm)
Kur’an’da kullanılan kelimelerin, Kur’an indiği dönemde hangi anlamda kullanıldığını bilmek gerekir. Kur’an’da kullanıldığı anlamı bilmek için de Arap dilinin özelliklerini bilmek gerekir.
Kur’an’ın tefsirinde birtakım kaynaklar vardır. Kur’an tefsirinde sünnet önemlidir. Çünkü Kur’an peygamberimize Kur’an’ı açıklama görevi de yüklemiştir. Bu nedenle Hz. Muhammed de söz, fiil ve takrirleriyle bunu uygulamaktadır.
Kur’an tefsirinin diğer bir kaynağı sahabenin beyanlarıdır çünkü Hz. Muhammed’den sonra Kur’an’ı anlama ve açıklama işini sahabe en iyi şekilde yapıyordu.
Sünnet ve sahabe görüşleri Kur’an’ın Kur’an’la tefsirinde malzeme teşkil eder.
Kur’an tefsirinin kaynağını insanın düşünceleri de oluşturur çünkü Kur’an her zaman hayatımızın içindedir.
Genel olarak Kur’an tefsir kaynağı olarak yine kendi dinamizminden yararlanır.
KURAN NEDİR- 3.BÖLÜM EKLER
Hayatımıza anlam katan değerlerimiz vardır. Değerler bizi biz yapan kendimizi ifade etmemizdir. İnsanın zekasını ve aklını olumlu kullanmasını sağlar. Fıtri yetenekleri keşfetmesini sağlar. İnsanın hayatta kalmasını sağlayan onun kendisinde bazı yetenekler görmesi yapıp etmelerine bir anlam vermesi içinde bulunduğu durumu meşrulaştırmasıdır.
İnsan öğrendikçe ve bilgilendikçe tutum ve davranışlarında değişiklik kazanır. Bu bilgiler aktarıldıkça kültür doğar. Kültürün bir kısmı onu meydana getiren millete özgüdür. İnsan kendini gerçekleştirirken hürriyetini de kullanır. Doğru ve değerli olanın yapılabilmesi için önder kişilere ihtiyaç vardır. Bu rehberde çevreye ve topluma nasıl ayak uydurulacağını bulabilmelidir. Değerlerin temelinde özgü kültürümüz etik meselesi ortak kültürümüz vardır. Bizi bugünlere getiren değerlerimizin temelinde ki Kuran ve Hz.Peygamberi günümüzde kalkınmanın bir imkanı olarak görmeliyiz.
Türk ailesi oturma ve misafir odalarına astığı levhalar muhataplarının davranışlarını etkiler ve yönlendirir. Osmanlının etkisi ile hat ve tezhibin yeri milli güzel sanatlar arasında sayılmıştır. Yazı, mesaj güzelliği fıtri temizliğini bozmuş olanlara da kayıplarını yavaş yavaş buldurmayan rehberlik eden rabbani bir eğiticidir.
Levhalar güzellikleri ve taşıdıkları manalar verdikleri mesajlar ile insanı az çok bir hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini ve gerçek iletini aramaya yönlendirir. Bunlar kitle iletişim araçlarının günümüzde ki kadar etkili olmadığı zamanlarda geçerliydi. O dönem insanımız yaşadığı dünyayı daha iyi görerek onaylayarak ve onu hayatına mal ederek yaşıyordu. Artık levhaların insani değerlerin daima yaşanılır kılınması hedefi artık yoktur.
İnsan sıradan hedeflerin ötesinde peşinden koşmaya değer başka hedefler olduğunu görmeye çalışır. İnsanın olumsuz davranışlarından dolayı sürekli uyarlamak olmaz ama bunu levhalar bu işlemi pekala aktif bir şekilde yapabilir.
İnsanın hayatını anlamlandırması ile mekan ilişkisi, mekana biçim verme isteği, biçim verişte hayatı algılaması hepsi birbiri ile ilişkilidir. Eski zamanlardan beri insan mimari- kent- çevre düzenleme, insanın akli ve ruhsal boyutu ile ilişki içinde olan sanat arasında iletişim bulunduğu gerçektir.
Mısır dikilitaşları merkez fikrini simgeleştiren dağlara işaret etmek için dikilmiş, tapınaklar, saraylar ve kentler yeryüzünün merkezini gösteren simgeler olmuştur.
Mimari ve sanat dildeki sözcükler yerine biçim renk, doku, ölçü, oran vb. kavramları kullanan özel bir dildir. Mekana biçim verme ile hayatı anlamlandırma ilişkisi Kuran ile hayatını anlamlandırmış insanın gerçekleştirdiği İslam medeniyeti için de söz konusudur.
ÜÇÜNÇÜ BÖLÜM
a) kur an bir kitaptır
1) Kur an hz. Muhammed e vahiy yolu ile peyderpey indirilmiş ve bize tevatür yolu ile nakledilmiş mushafa yazılı tanrı sözleriridir.
2) kur an hem okunulmasını ister hem de ilimleri toplayan kelam hayatımızı anlamlandıran her türlü manaları ve hakikatleri içiren hüküm ve hikmetleri toplayan kitap olarak tanımlanabilir.
3) insan varoluş için en temel ikası kur ana göre okumaktır.
4) kur an insanlığa yüksek ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulü bir kitaptır.
5) yani kur an bütün özellikleri ile insan hayatını anlamlandıran hayat veren bir kitaptır. Daha adında bile kendisini ve amacını bizlere göstermektedir.
6) herhangi bir kitapla ortak özellikleri iki kapak arasında olması ve sayfalarının yazılı olması söylenebilir. Ancak Allah kelamı olması, adını eşiz ve benzersiz olması metni her baskıda aynı kalır uslubu ve anlamı hiçbir edebi yada bilimsel esere benzemez tilaveti bıktırmaz usandırmaz olması onu diyer kitaplardan ayırır.
7) kur an başlı başına bir mucize olduğu için insanlar benzerini yerine getiremezler sürekliliği hiçbir çağda son bulamaz.
8) onun mu ciz olmasının amacı insanı insana anlatmak Allah ı insana anlatmak hayatı evreni insana tanıtmak yani insan hayatını anlamlandırmaktır.
9) kısacası kur an bir kitap olarak insan hayatını anlamlandırarak fıtratını gerçekleştirmesi ve mutlu olmasını sağlamak için gelmiştir.
10) aslında kur an her şeyi ile bir meydan okuyuştur.
b) kur an vahiy mahsulü bir kitaptır
1) vahiy bir bilgiyi bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhatabına en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmak anlamını ifade eder.
2) terim manası ile Allahın bütün varlıklara fıtratına uygun olarak emir ve yasakların bildirilmesidir.
3) vahiy hz. Peygambere üç şekil de gelirdi. 1-sadık rüya ile.2- Cebrail as asli şekli ile vahyi bildirirdi.3- veya hz musa ya olduğu gibi bir hicab arkasından.
4) vahiy hz. Peygamber tarafından olduğu gibi aktarılmıştır. Onun üzerinde ki sorumluluk açıklamaktı.
5) vahiy indikten sonra artık hz peygamber onu anlamak ve yaşamak ve örnek olmakla yükümlü olmaktadır.
c) kur an ayetlerden ve surelerden oluşan bir kitaptır
1) ayet kur an da mucize açık alamet ibret belirti delil hayrete bırakan görülmemiş iş olarak tanımlanır. Kur an anlamı olarak ise ayet Allah ın varlığını birliğini ispat etmeyi gaye edinen delillerden çoğunlukla ayet diye söz edilir. Kelam da bu ayetlere gaye ve nizam denilir. Peki bu ayet-delillerin muhatabı kimdir? Tabi ki insandır.
Mucize nedir ?
Mucize peygamberlerin Allah tarafından gönderildiklerini ispat a yarayan doğa üstü olay ve olgulardır. Peki onun muhatabı kimdir ? o da insan . mucizeyi inanma eylemini fıtri olarak idrak eden insan anlayabilir. Onu inanma eylemini fıtratını tersi yönde kullanan kişi mucizeyi ancak nandını artırmak için kullanan insan onu anlayamaz.
Kıyamet alametleri
Kıyamet alametleri kur anın belli bölümlerim de yer alır. Kıyamet kopunca önceden iman etmemiş kişilerin kıyamet zamanı imanları onlara bir fayda sağlamayacaktır.
Kur anın tamamı yada belli bölümleri
Kur anın tamamına da ayet denilir. İnsan açısından ayet Allah a yönelten ona gidişinde iz ve işaret veren her şeydir. İnsan hayatına anlam vermesi ve kendi fıtratına uygun hareket etmesi için etrafında evrende var olan düzeni ( kevni ayeti ) gören insan için bu ayete delalet eden yada kanıt oluşturan (kavli ayet ) vahiy ile insana bildirilir.
2) kavli ayet kur an ayetidir. Kevni ayet ise Allah ın varlığına ve birliğine delalet eden doğada ki düzen ve nizam ı işaret eder.
Sure kelime ve terim anlamı
Kelime anlamı yüksek yer bir şehri kuşatan sur, mevki makam anlamlarına gelir.
Terim anlamı ise ayetlerden meydana gelen başı ve sonu bulunan mustakil kur an bölümlerine denir.
d) kur an da kur an
1) Kur an hz. Muhammed e vahiy yolu ile peyderpey indirilmiş ve bize tevatür yolu ile nakledilmiş mushafa yazılı tanrı sözleriridir. Diye tarifi yapılmıştır .
SONUÇ
İnsan farkında olsun yada olmasın insan modeli ve çağdaş yaşamı hep aramış ve bunu hep sorgulamıştır. Ancak insan fıtratını ve benliğini göz ardı ederek yapmış olduğu bütün tanımlar eksik kalmıştır. Bu anlam arayışını sonuç vermesinin yegane yolu ialhi mesajdır. Çünkü tanrı yarattığı insanı fıtratını en iyi bilen olara ona yegane mutluluğu ancak o sağlayabilir ve insanı yapması gerekene yöneltebilir.
KUR' ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
3. bölüm
Kur an kendisini açıklamaya yeterli midir?
A-GENEL OLARAK
1- Kur an tabi ki kendisinin tefsiri için tek ve yegane kaynak değildir. Pey. sahabe ve tarihi veriler onu tefsir için yardımcı kaynaklar olarak sayılabilir. Bunun yanın da arap dilini iyi bilmek onu tefsir için çok önemlidir.
B-KUR AN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
1-Kur an ın tefsiri için sünnet ikinci ana kaynaktır. Çünkü İslam pey. sadece onu tebliğ ile memur kılmamış onun açıklanması ve ikası için de sorumlu tutmuştur.
2- yani peygamber kur anı sünnet ile tefsir etmekte idi.
3- bazı kapalı ve umumi ifadeleri hz peygamber açıklamıştır. Pey. sünnetini anlamak kur anı kendi bütünlüğü içinde anlamakla eşdeğerdir.
C- KUR AN TEFSİRİN DE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ
1-Kur an tefsirin de bir başka ortak payda ise müşahidelerle sahebedir. Ayetlerin tam olarak bütünlük içinde tefsiri için sebeb i nuzüllerinin bilinmesi gerekiyor.
SONUÇ
A- kur anın pasajlarında konu bütünlüğü olsa da yine de başlık başlık bir konu ayrımına yer vermez. Çelişkiden ve tutarsızlıktan uzaktır. Kuranın kendini tercümesi ve tefsiri üç boyutlu olur. 1. ayet çerçevesi 2. siyak sibak çerçevesi 3. kur anın bütünlüğü çerçevesi. Yine kur anın kendine özgü kavramve metodları vardır. Onun dinamik oluşu tefsir de göz ardı edilirse onu bütünlük için de anlaşılması imkansız olur. Son olarak kur an en önemli tefsir kaynağıdır .
11040249
İdiris Küçükoğlu
İdkab II
Kur’an
Nedir?
- BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE
HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
Muhakkak ki her insanın haytında bi rdeğer
yargısı bulunmaktadır. Kur’an’ın bizden istediği ise bu değer yargılarının kur’an
ve sünnet çizgisinde olmasıdır. Şüphesiz değer yargısı insanın yaşamını
sürdürmesindeki ve varlığını ispatlamasındaki, benliğinin bilincinde
olmasını ve kendini fark ettirmesinde ki en büyük etkendir. İnsan
değerleri ile varlığının farkına varır. Bazı değerler bir kısım veya bir kişi
tarafından kabul görür toplum olarak görmez. Bunlarda kişisel
yargılarımızdır. İnsanı insan yapan şey
değerleridir. Önemli olan bu değerlerimiz belirlemek ve olumlu yönde
kullanmaktır. Akıl ve mantık ile bu değerleri doğru yönde olumlu biçimde kullanabilmektir.
Eğer insan hayatını anlamlandıramazsa anlık zevklere yönelir, hayatındaki
dengeyi sağlayamaz, hayat yük olur ve insan anlam arayışından vazgeçer hatta
öldürücü olabilir. Bizim yaşantımız kültürümüzdür. Kültür insanın kendini
gerçekleştirme sürecidir.
-TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDEKİ LEVHALAR
Türk aile yapısında levhalar kültürün bir
yansımasıdır. Bu levhalar insanların estetik zevklerini ve sanat anlayışlarını
gösterir. Bozulmuş insanın düzelmesi yolunda rehberdir. Levhalar
verdikleri mesajlarla ve hayretle insanı asıl özünü aramaya yöneltir. Böylece
maddi değer insanı manevi değere yükseltmiş olur.Levhalar iki ana gruba
toplanabilir:
1)Tanrı ve insan ilişkisine yönelik mesaj. Kur'an
ayetleri, Hadis-i şerifler
2)insan- hayat ilişkisini içeren mesaj. Bu
gruptaki levhalarda hayatın insana neler verdiğini, neleri alıp götürdüğü ve
ona etkileri ile ilgili mesajlar vardır. Kur'an ayetleri, Hadis-i şerifler,
şiirler, özlü sözler vb.
-OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN
GÖRSEL KULLANIMI
Toplumlar yaşadıkları dönemlere
çağlara ve mekanlara kendi ruhsal anlayışlarını ifadelerini değerlerini
düşüncelerini yansıtmıştır. Kendilerini belki de bu şekilde daha iyi ifade
etmişlerdir .
Mekana şekil verme özelliğine sahip olan insanlar
bu özelliliği sonsuza dek devam ettirecektir.
her kültürün kendisine has insan mekan ilişkisini
açıklayan tarihlerini olsun dini inanış yaşam tarzları sosyal Hayatları
ekonomik yapısını coğrafi konumunu yansıtan gizli ama apaçık ortada olan
bir yapısı vardır ve her toplım mimarisine bunu yansıtır.
Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine
Tefsir kaynaklarının en önemlileri; en başta Kur’an’ın
kendisi, Hz. Muhammed (s.a.v) in ve sahabilerin açıklamalarıdır.Kur’an tefsir
edilirken bu üç temel kaynağın yanısıra Kur’an’ın indirildiği dönemdeki
sosyo-kültürel durum, o dönemdeki Arapça dilinin yapısı, kelimelerin o dönemde
karşılık bulduğu anlam da göz önüne alınmalıdır.Kelimeler Kur’an’ın bütünlüğü
içinde değerlendirilmelidir. Ancak bu şekilde olursa, günümüzde Kur’an
anlaşılabilir.
Kur'an tefsir ederken nüzul sebeplerini
bilmek olmazsa olmazdır diyemeyiz. Çünkü o zaman Kur'an'ın vermek istediği
mesajdan sapmış oluruz. Yani esbabı nüzulü için ne kullanmasak da olur
diyebiliriz ne de kullanmamız şart diyebiliriz.
KUR'AN NEDİR 3. BÖLÜM
Değer bir toplum bir sınıf ya da bir insan için önem taşıyan nesne ve olaylardır. Yani değer, insan gerçeğinin bir olgusu ve insanın kendisini ifade etmesidir. İnsanın anlam arayışı onun fıtri yeteneklerini keşfetmesi bu sayede hayatın dayanılmaz problemleriyle baş edebilecek bir yetenek kazanması, hayattaki dengeyi keşfetmesi ve böylelikle mutluluğa ermesidir.Değer, insanın aklını doğru şekilde kullanmasını sağlar. Ona davranışları hakkında yol gösterir. İnsan hayatına anlam katarken kendisine bir rehber arar. Bu rehber ona her alanda destek olmalı ve onu yarı yolda bırakmamalıdır. Kur'an kendini bu noktada hidayet rehberi olarak tanımlar. Eğer insan hayatını anlamlandıramazsa anlık zevklere yönelir, hayatındaki dengeyi sağlayamaz, hayat yük olur ve insan anlam arayışından vazgeçer.
Türk aile fertlerinin günlük yaşantısını geçirdiği iki mekân olarak oturma ve misafir odalarını süsleyen levhalar ve iç mimarisinin insan davranış kalıplarını nasıl etkilediğine önemli bir örnektir.Bu levhalar taşıdıkları anlam, verdikleri mesaj ile muhataplarını büyük ölçüde etkiler.Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar, verdikleri mesajlar ile insanı hayrete düşürerek, Allah'a kadar yükselen derecelere ulaştırabilirler.
İnsan varolduğu günden beri mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişte onun hayatı anlamlandırmasının etkisi de vardır.Çünkü insan mekanla psikolojik yönden de ilişki içindedir.Kur'an insanların içinde yaşadıkları mekanlarda Kur'an'a yönelip onu okuyup düşünüp anlamaya ve bizzat yaşamlarında uygulamaya çalişmalarını istemektedir.Bu nedenle coğrafi konum sosyal ilişkiler gibi faktörler yanında yol,sıhhi tesisler,parklar,hastahaneler,camiler,pazar yerleri gibi yapılaşmalar Kur'an-i ilkeler göz önüne alınarak gerçekleştşrilmiştir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 3. BÖLÜM
Kur'an tefsir kaynaklarından en önemlisidir. Kur'an'ı tefsir ederken Hz. Peygamberin açıklamalarını sahabelerin açıklamalarını dikkate almak gerekir. Peygamberimizin sünneti Kur'an'ı anlamada ikinci kaynaktır.Kur'anin aciklanmasi ve pratige yansimasi butun bu kaynaklarin uygun bir sekilde kullanilmasina baglidir.Yine bu temel kaynaklar olan Kur'an,peygamber sünnti ve sahabe görüşlerine ilaveten Kur'anin indirildigi dönemde bilinmelidir.Kur'an özellikle o donemin hadiselerini, degerlerini ve sosyal kültürel olgularini konu edildigi pasajlarininanlasilmasinda basvurulacak yardimci bilgiler olarak dusunmemiz gerekir.Sahabe Kur'an tefsir kaynaklarının üçüncüsüdür. Kur'an'ın iniş sürecine tanık olmuş, ayetlerin inişine sebep olan olayların içinde yaşamış olmaları sebebiyle sahabe açıklamaları Kur'an'ın bütününün özellikle nüzule bağlı bölümlerinin daha net anlaşılmasında önemli bir kaynaktır. Kur'anın yanında sünnet ve sahabe görüşleri Kur'anın bir bütün olarak anlaşılmasında son derece önemlidir.
sena savaş/ 11040285/ idkab-2
Kur’an Nedir? 3.Bölüm
- Yaşadığımız dünyanın nasıl bir dünya olduğunu anlamanın ve anlatmanın kaynaklarından bire de değerlerimizdir. Değerlerimizi geçmişte veya ileride ki dönemlerde düşünmek yerine hepsini döneminde yorumlamalıyız.
- Değerler insanların kendilerini yorumlamasıdır, yani düşüncelerin somut olarak hayata aktarılmasıdır. Değerler insan olma şartıdır.
- İnsanın anlam arayışı, kişinin fıtri özelliklerinin ortaya çıkması, hayatı anlamlandırması ve kamil insan düzeyine çıkması ile sonuçlanmasıdır.
- Bireylerin hayatlarını anlamlandırması bireyin ana düşünceleri ile uyguladığı faaliyetlerin arasındaki ilişkiyi kurarak dengeyi sağlayarak gerçekleşir. Yani bireyin varoluşunu gerçekleştirmesi iç dünyası ile dış dünyasındaki bütünlüğü sağlaması ile oluşur.
- Bireyin hayata anlam vermesi ile birey vazgeçilmez olan değerlere sahip olur. Ancak birey anlam arayışı sonucunda net bir sonu elde edemediği takdirde birey hayatta vazgeçilmez olan değerlere sahip olamaz.
- Bireyler hayatlarını anlamlandırırken önder(lider) kimselere ihtiyaç duyarlar. Bunun sebebi somut olarak bireylerin bu yaşam şeklini görmek istemesidir. Peygamberler, veliler, filozoflar ve düşünürler bu önder vasıflı kimselere örnektirler.
- Davranışlarımızı değerlendirirken yaptıklarımızın nedenini sormak yerine davranışı nasıl gerçekleştirdiğimizi sorgulamak ve aradaki ilişkiyi başarılı bir şekilde kurmak davranışların daha iyi sonuçlar doğurmasını sağlar.
- Kur’an kavramı ile fıtrata hitap eden, insanın fıtri ihtiyaçlarını en mükemmel şekilde göz önünde bulunduran bir kitaptır. Hidayet rehberidir. Peygamber ise Kur’an’ın insan yaşamındaki somut örneğidir.
- Bu açıklamalar itibari ile hayatın bize sunduğu anlamları ve yaşam gayemizi doğru bir şekilde anlamlandırmalı ve hayata uygulamalı, hayata ve tabiata nasıl bakacağımızı anlamlandırmalıyız.
- İnsan’ın sanat ruhundaki yaradılış güzelliğinin metafizik ifadesini taşıyan, ‘güzel yazı’ ve ‘söz’ , bazen gözlere ve gönüllere sanat sırrı halinde, bazen de ruhumuzun derinliklerine işleyen yaradılış sırrı halinde yayılarak, yazının ruhunu veya ‘söz’ün sanatlaşmış bir halini halimiz kılar.
- Bireye aktarılan davranışlar kısa vadeli toplumsal hedefler değil, uzun vadeli evrensel hedefler olmalıdır. Bu işlevi levhalar hakkıyla yerine getirir.
- Bireylerin birbirinden farklı dört mekanı vardır: mahram mekan, kişisel mekan, sosyal mekan, genel mekan ancak, insanın psikolojik davranışlarını, inancının belirlediği hayatı anlamlandırması yönlendirir. Böylece bir ruhsal/manevi mekan kavramı da ortaya çıkmaktadır.
- Kur’an’ın gerçek, hayatın içinden bir tefsiri olmuştur. Kur’an- insan- hayat bütünlüğünü keşfettiren bir ufuk vermiş, bireyin/toplumun kendinin farkında olması için unutmaması gereken ilkeleri hatırlatmıştır.
Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine 3.Bölüm
- Kur’an-ın anlaşılmasında sünnet, sahabe görüşleri , tarihi şartlar göz ardı edilmediği gibi bunları anlamayı sağlayan Arapça bilgisi de göz ardı edilemez.
- Kelimelerin yüklendikleri anlamın tespitinde Kur’an daki sistematik rol göz ardı edilmemelidir. Çünkü kelimeler sevkedildikleri ifade bütünlüğü içerisinde gerçek manalarına ulaşırlar.
- Hz. Peygamber’in açıklamaları, Kur’an’ın mücmel olan ayetlerini tafsil, umumi hükümlerini tahsis, müşkilini tavzih, mübhem olanını açıklama, garib kelimeleri beyan etme, tavsif ve tasvir ederek müşahhas hale getirme, edebi incelikleri ihtiva eden ayetlerin maksudunu bildirme gibi belli başlı hususlara taalluk eder.
- Hz. Peygamber’in açıklamaları katiyet ifade eder; herhangi bir kimsenin bu açıklamalardan ayrı olarak yeni izahlar getirmesi doğru olmaz.
- Hz. Peygamber, bazı açıklamalarına tekrar değinerek teyid etmiştir.
- Ayetlerin inişine sebep teşkil eden olayların içinde yaşamış sahabelerin görüşleri de önemli bir husustur. Çünkü o dönemin zamanın şartlarının belirlenmesinde önemli bir yardımcı olmuştur. Esbabu’n Nüzül eserleri de bu kaynakların yapı taşlarından biridir.
- Kur’an, her çağın insanıyla gerçekçi zeminlerde ilişki kurar; varlığın tüm yönlerini kuşatır; çelişkiden ve tutarsızlıktan uzak, fikri insicamı sağlam bir kitaptır. Kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılan bir kitaptır. O, iletmek istediği mesajları kesin başlıklar altında vermek yerine Kur’an’ın her yerine serpiştirmiştir.
Ek 1.
Bizi biz Yapan Değerlerimiz ve Hayatımızı Anlamlandırmadaki Rolü
İnsan eğer doğru bilgiye sahip değilse yanlış değerle hayatını anlamlandırır ve yanlış yola sapar. Bu noktada insana yol gösterici bir rehber gerekir. Çünkü insan fıtrat olarak ona yanlışı telkin eden bir nefse sahiptir. Bunu engelleyen işte bu rehberdir ki bunlar Kur'an ve peygamberdir. Kişinin hayatını anlamlandırması varlık bilincine ulaşması demektir. Böylece insan hayattaki problemlerle baş eder, fıtri yeteneklerini keşfeder ve hayatta dengeyi sağlayarak mutlu olur.Bir toplum veya fert için önem taşıyan nesne ve olaylardır. İnsan aklını ve zekasını değerler sayesinde olumlu yönde kullanır.
İnsan hangi değere anlam veriyorsa eylemlerini de o değere göre düzenler. Bir değerin anlamlı olması yada olmaması söz konusu değildir. Çünkü bu kişiden kişiye değişebilir. Eğer insan hayatını anlamlandıramazsa anlık zevklere yönelir, hayatındaki dengeyi sağlayamaz, hayat yük olur ve insan anlam arayışından vazgeçer hatta öldürücü olabilir.
Benimsenen değerler her zaman insanı amaç ve hedeflerini gerçekleştirmesini sağlamaz. Böylesi durumlarda ise insan kendi için yeni bir çıkar yol arar.İnsan kendi değerlerini anlamsız görmez, böyle olmazsa zaten yaşayamaz. İnsanlar yaşamlarını oluştururken geçmişlerinden, yaşadıkları coğrafyadan, karşılaştıkları insanlardan etkilenirler. Yaşam şartları onların kültürlerini etkiler Bizim yaşantımız kültürümüzdür. Kültür olmadan insan yaşayamaz .
Kur’an ve Hz. Muhammed ile ilişkilerimizi bir temele oturtmalıyız ki hayatta onların sunduğu anlamları gerçekleştiren bir varlık olduğumuz bilincine varabilelim. Buda Kur’an ve hadisi güncel değerler olarak hayata katabilmemiz ile olur.
Ek 2.
Türk Ailesinin Ev İçi Düzeninde Levhalar
Türk ailesindeki levhalar kültürün bir yansımasıdır. Bu levhalar insanlar estetik zevklerini ve sanat anlayışlarını gösterir.Aile içi ve dışı iletişimlerde önemli olgular olmuşlardır. Eskiden aile içinde oluşan benlik şimdi ise aile dışı birçok unsurdan etkileniyor. Levhaların zihinlere sunduğu insani değerlerinde canlı tutulması amacı ise artık yok.
Levhalar kısa vadeli değil evrensel olan toplumsal hedeflerin bireylere empoze edilmesini sağlar. Aşkın varlık ve insan,hayvan ve insan ilişkileri ile ilgili mesajlar verir.Levhalar toplumumuzun zevk sahibi olduğunu ve sanata ne kadar ehemmiyet verdiğini gösterir.İnsanı düşünmeye sevk eder ve insanın sıradanlıktan kurtulmasını sağlar.Verdikleri mesajlarla ve hayretle insanı asıl özünü aramaya yöneltir. Böylece maddi değer insanı manevi değere yükseltir.
Artık insanlar levhalar yerine teknoloji sayesinde internetten, televizyondan, radyodan başka kulak verdiği yer kalmamış. Devir çocuktan al haberi devri olmuş. Nasihattan sıkılan nesle, her şeyi bildiğini sanan yandaki komşusunu ismini dahi bilemeyen vurdumduymaz bir toplum yapıp çıkmıştır malesef.
Ek 3.
Osmanlı Mimarisinde Kültürel İfadelerin Görsel Kullanımı
İnsan var olduğu andan itibaren barınma ihtiyacı duymuştur. Buna bağlı olarak ta mekâna şekil vermiştir.İnsan yaşadığı ortamı şekillendirir. Hayat algısı ve inancı büyük ölçüde şekillendirmesine etki eder. İnsan mekanla hem fiziksel hem de psikolojik olarak ilişki içindedir. Mekanlar mahrem, kişisel, sosyal ve genel olarak 4’e ayrılmıştır ancak inancın belirleyici olduğu ruhsal bir mekan kavramı da vardır.
Bir mimari yapıtta iç mekan önemlidir. Ancak bu toplumdan topluma farklılık gösterir. Mimari yapılar toplumdan topluma farklılık gösterir çünkü mimari yapıya etki eden insandır. İnsanın hayata bakış açısı, inançları, kültürü etki mimariye eder. Bu da doğal olarak toplumdan topluma, zamandan zamana değişiklik gösterir. Mimari veya sanat eserleri birer iletişim aracıdır. Ve bu eserler toplumdan topluma, zamandan zamana, inanışlara, kültüre göre değişiklik gösterir.
Mekân kavramında sürekli soyut ve somut arasında bir gidiş geliş vardır. Kur'an'da kavli ve kevni ayetlerle soyutu somutlaştırmıştır. İnsan da mimariyle soyut olan inancını somuta döker. Çünkü insan mimariye inancını aktarır.
Mekan biçimi ile hayatı algılama sıkı bir etkileşim içindedir. Mimari yapılarda kullanılan Kur’an’i ifadeler Kur’an ile hayatı anlamlandırmanın, soyut olanın somut olana dönüştürülmesidir. Mekan ile Kur’an-insan-hayat bütünlüğünü keşfettiren bir ufuk verilmiş, insana unutmaması gerekenler hatırlatılmıştır.Daha önce sanatsal yönü ön planda iken sanayi devrimi ile bilimsel bir pozisyon kazanmıştır.yani toplumun anladığı ve kendi kendini anlatan mekan düzeni yerini karmaşık ve insan-mekan arasındaki diyaloğu ortadan kaldıran bir hal almıştır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 3.BÖLÜM
Kur'anı tefsir etmede Kur'anın kendisi tek başına yeterli değildir.Bunun yanı sıra Hz. Peygamber ve sahabenin açıklamalarınada ihtiyaç vardır. Bütün bunlarla birlikte Kur'anın indirildiği dönemi o dönemin örf ve adetlerini, değerlerini,hadiselerini ve Arap dilinin inceliklerini de bilmek gerekir. Bu şekilde Allah'ın emirlerini tam manasıyla anlamak mümkün olur.
Sünnet, Kur’an’ın tefsirinde ikinci önemli kaynaktır. Çünkü peygamberimiz sadece tebliğde bulunmamış onu pratikte uygulayarak açıklayarak sahabenin de hayatına tatbik etmesini sağlamıştır.İbadet kısımlarını , bir Müslümanın nasıl yaşaması gerektiği yine sünnetle anlaşılabilir. Peygamberimizin sünnetine bakarak Kur’an’ın zihniyetini daha iyi anlayabilir, hadisleri de Kur’an bütünlüğünde düşünerek idrak edebiliriz.
Kur’an tefsirinin bir kaynağı da sahabenin beyanıdır. Sahabe Kuran’ın peyderpey inişini, ayetlerin hangi olay üzerine indiğini müşahede eden kimsedir. Ve dolayısıyla ayetleri kendi bağlamında açıklama işini iyi yapabilen kimselerdir.Onlarda tefsir ilmine büyük katkılar sağlamışlardır. Fakat sahabelerin görüşleri arasında derece ve değer farkı vardır.Bu konuda onların yaşlarını mekilerini ve peygamberimize yakınlığını gözardı etmek imkansızdır.
KUR´AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
Kur´an, tefsir kaynaklarından sadece biridir.Peygamberin ve sahabenin özellikle nakille bilinebilecek konulardaki açıklamaları da tefsir kaynakları içinde sayılmıştır.Kur´anın indirildiği dönemi de bilmeliyiz.
Kelimelerin sadece lügat anlamlarını bilmek, Kur´an ifadelerini anlamak için yeterli olmamaktadır.Kelimelerin, Kur´anın bütünü içinde değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Kur´an tefsirinde bir kaynak da sünnettir, ibadetlerin nasıl yapılacağı sosyal münasebetlerle ilgili Kur´anın öngördüğü düzenlemelerin nasıl gerçekleştirileceği gibi konularda peygamberin açıklamaları bağlayıcıdır.
Kur´an tefsirinin bir kaynağı da sahaben beyanıdır, sahabe de Kur´anın muayyen bölümleriyle ilgili müşahedelerine dayalı görüşleriyle, Kur´anın, belirli pasajlarının anlaşılmasına ışık tuttuklarına göre, bütünü oluşturan parçaların,onların bu beyanlarıyla açıklığa kavuşması bir yerde bütünün de dolaylı olarak açıklık kazanmasına intaceder.Ayetin iletmek istediği mesajı kavrayabilmemiz için,o devrin sosyokültürel yapısını tanımamız gerekiyor.Bu yüzden o dönemin sosyokültürel yapısını tarihi malzemeye ihtiyaç vardır.İslam alimlerinin neredeyse tümüne yakın birçoğu Arap dilinin özellikle Kur´anın indiği dönemdeki kullanışını bilmeyi; peygamberin, Kur´an ile ilgili açıklamalarına; yalnızca nakil yoluyla bilinebilecek konularda sahabeden gelen haberlere muttali olmayı Kur´anın anlaşılmasında gerekli görmüşlerdir.Kur´anın anlaşılmasında insanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur´an tefsirinin kaynaklarındandır çünkü Kur´an her çağın insanıyla gerçekçi zeminlerde ilişki kurar.
KURAN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE -SONUÇ
1. Yüce kitabımız Kuran'ı Kerim tefsir edilirken kaynak olarak en önemli sırayı başta Kuran'ın kendisi almak üzere ardını peygamberimiz ve sahabe açıklamaları yer alır.
2.Dönemin zihniyeti,yaşanılan olaylar,kültür ve sosyal hayatı bilmek bu kaynakların anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.
3.En temel şartlardan biri de Arap dilidir. Ve edebiyat, kelimelerin mecazi manaları, ve Kuran'ın bir bütün içinde anlam ifade ettiği noktaları bilmek daha doğru sonuçlara ulaşmaya yardımcı olacak önemli yardımcı kaynaklardır.
4.Kuran'ı Kerim'i en güzel tefsir yöntemi peygamberimiz ve bizzat onun hayatıdır, sünnetidir.
5.İbadetlerin nasıl yapılacağı, sosyal ilişkilerin Kuran'ın tavsiyesi üzerine nasıl gerçekleşeceğini peygamberimiz açıklamış ve anlatmıştır.
6.Peygamberimiz döneminde sorulan sorular üzerine ve bazı olayların peşin sıra inen ayetler sebeb-i nüzul çerçevesinde tefsire kaynaklıkm eder.
7.Peygamberimiz (s.a.v) vefatından sonra sahabenin kendilerinin müşahedeleri Kuran'ın anlaşılması güç bölümleri -olayların kahramanları oldukları için- açıklamaları yardımcı olmuştur.
8.Sünnet'in ve Sahabe'in kendi müşahedeleri Kuran'ın bütünlük üzerinde anlaşılmasını olumsuz etkilememiştir; bilhassa tefsir ilmine zenginlik katmıştır.
KUR’AN NEDİR 3. BÜLÜM
Değer insan gerçeğimim, hakikatinin bir olgusudur.Bir başka deyişle insanın kendisini ifade etmesidir.Değer insanın varlıkla ilişkisi sonucu oluşur.İnsanın varlık şartıdır.İnsan dışındaki canlıların değer dünyası yoktur.Çünkü değer sahibi olmak için öncelikle akıl sahibi olmak gerekir.Yani değer, insan davranışlarına yol gösteren bir inanç olarak inasnın anlayışı duygusu ve bilgilerinin bir sonucudur.
İnsanın hayatını anlamlandırması, varlık bilincine ermesi, sahip olduğu nimetleri idrak edebilmesi, yapabileceklerinin sınırlarını bilmesidir.İnsanın anlam arayışı ise yeteneklerini keşfederek karşılaştığı sorunlarla baş edebilmesi ve böylece mutlulığu yakalamasıdır.
İnsan hayatına anlam verdiği değerlerle hayatına yön verirve bu değerler hayatını büyük ölçüde etkiler.İnsan ulaşmak istediği hedefine hizmet eden eylemi anlamlı bulur.Bu eylem herkes için anlamlı olmayabilir.İnsanın hayatını anlamlandırmada temel aldığı değerler onu her zaman ulaşmak istediği hedefe götürmeyebilir.Çünkü insan sabit bir şekilde yaşayıp gitmez, değişen hayat durumları içerisinde yaşar.Bu değişiklik içinde de olumsuzluklarla karşılaşabilir.Bu olumsuzluklar insanı başka değerlere itebilir ve insanın hayat seyrini değiştirebilir.Değerlerimizin temelini tarihimiz ve dinimizin eseri olan özgü kültürümüzde ve dinimiz ve içinde bulunduğumuz coğrafya ile katıldığımız ortak kültürümüz oluşturur. İslamiyet ile katıldığımız ortak kültürümüzün temelinde Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz Hz.Muhammed vardır.Değerlerimiz ile ilgili pek çok örnek verilebilir.Mesela Türk ailesinin ev içi düzüninde levhalar bizim değerlerimizi yansıtır.Çeşmelerimizde her şeyin sudan yaratıldığını ifade eden ‘’Ve hayatı olan herşeyi sudan yarattık’’(21 Enbiya 30) ayet yazılır.Selimiye camisinin kubbesinde ‘la ilahe illallah’ ile ihlas suresi hattının bulunması kubbenin birliği simgelediği anlamına gelir. KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 3. BÖLÜM
Kur’an tefsir kaynaklarından en önemlisi ve sadece biridir.Kur’an dışında da tefsir kaynaklarıvardır.Hz.Peygamberin ve sahabenin bir ayet hakkında yaptığı açıklamalar da önemli kaynaklarımızdandır.Bu kaynakların yanında veya bu kaynaklarla birlikte Kur’an’ın indirildiği dönemi, o dönemdeki hadiseleri sosyo-kültürel oratamı da bilmek gerekir.
Arapçayı bilmek tefsirin ön şartıdır, tefsirin kaynağı değildir.Kur’an’ın kelime terkip ve cümlelerinin anlaşılabilmesi için Kur’an’ın indiği dönemdeki anlamlarını bilmek oldukça önemlidir.Kelimelerin sadecelugat anlamlarını bilmek Kur’an ifadelerini anlamak için yeterli değildir.Bu kelimelerin Kur’an’ın bütünlüğü içinde değerlendirilmeleri gerekmektedir.
Sünnet Kur’an’ın tefsiri için ikinci önemli kaynaktır.Hz. Peygamber Kur’an’ı sadece tebliğle görevli olmayıp aynı zamanda Kur’an’ı açıklamakla görevlidir.’’….Size ayetlerimizi okuyacak, sizi arıtacak size kitabı ve hikmeti öğretecek…’’ (Bakara 151) ayeti Hz. Peygamberin görevlerini bildirmektedir.Bu ayet, Hz. Peygamberin ayetleri sadece tebliğ etmekle kalmayıp muhataplarına kitabı açıklama görevinin olduğunu göstermektedir.
Hz. Peygamberin Kur’an ayetleri ile ilgili açıklamalarını iki ana grupta ele alabiliriz.Birinci gruptaki açıklamaları, gaybi hususlara, ibadat, muamelat, ve ukubatla ilgili ümmetten hiç kimsenin üzerine söz söyleyemeyeceği konulardır.İkinci gruptaki açıklamaları ise Kur’an’ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder nitelikteki beyanlarıdır.
Kur’an tefsirinin üçüncü bir önemli kaynağı da sahabenin açıklamalarıdır.Sahabe Kur’an’ın inişine şahit olmuş,ayetlerin sebeb-i nuzullerini bilmiş olması onların Kur’an ‘ın tefsiri için önemli katkılarının olduğunu gösterir.
Kur’an’ın bazı ayetleri vardır ki bu ayetlere başlangıçta bir mana vermekte zorlanırız.Ayetin iletmek istediği manayı anlamak için o dönemin sosyo-kültürel yapısını tanımamız gerekir.Yani o dönemin sosyo-kültürel yapısını tanıtan tarihsel malzemeye ihtiyaç vardır.
Kur’an tefsir kaynaklarından biri olarak Kur’an’ın doğrubir şekilde anlaşılması çok önemlidir.Sünnet ve sahabe görüşü Kur’an2ınkendi bütünlüğü içinde anlaşılmasına engel değil aksine Kur’an’ın Kur’an’la tefsirine önemli malzemelerdirKURA’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
III.KISIM (3.BÖLÜM)
*Kur’an tefsir
kaynaklarından sadece biri olmakla beraber kaynaklar içerisinde en önemli
olanıdır. Bunun yanında Peygamber (s.a.)’in ve sahabenin özellikle nakil
yoluyla bilinebilecek konulardaki açıklamaları da, İslam alimlerinin hemen
hepsi tarafından tefsir kaynakları içinde sayılmıştır. Kur’an’ın hakkıyla
açıklanıp ve pratiğe yansıması için, bütün bu kaynakların, fonksiyonları
doğrultusunda kullanılmasına bağlıdır. Bu üç temel kaynağa ilaveten Kur’an’ın
indirildiği dönemi de bilmeliyiz. Arapça dilini bilmeyi, tefsirin kaynağı
olarak değil, onun ön hazırlığı için gerekli olduğunu kanıksamalıyız. Arapça
Kur’an’ın, kelime, terkip ve cümlelerinin anlaşılabilmesi için, Arapça
kelimeleri, özellikle Kur’an’ın indiği dönemdeki anlamlarını, Arap dilinin
ifade özelliklerini ve edebi sanatları bilmek şarttır. Bunları bilmek yeterli
olmayabilir ve fakat kelimeleri sevkedildikleri ifade bütünlüğü içerisinde ele
alırsak gerçek anlamlarını ulaşabiliriz. Bunun yanında kelimeler lügavi
anlamlarıyla irtibatlı olmakla birlikte bu anlamın dışında , Kur’an’ın mana
sisteminin ortaya çıkardığı yeni kavram ifade etmek içinde kullanılabilir.
Mesela “sal’a” ve “zekat” gibi kelimeler Kur’an’i terminolojide yepyeni bir
anlama bürünmüşlerdir.
*Kur’an,
Peygamber (s.a)’i, sadece indirileni tebliğ etmekle memur kılmayıp, Kur’an’ı
açıklama görevini de yüklemiştir. Hz.Peygamber’in Kur’an ayetleriyle ilgili
açıklamalarını iki ana grupta ele alabiliriz. Birincisi, hiç kimsenin üzerinde
söz söyleyemeyeceği türden açıklamalardır ki bunlar, onun, gaybi hususlara,
ibadat, muamelat ve ukübatla ilgili pratiğe ait konulara, medlülleri
anlaşılmayan bazı ifadelere dair açıklamalarıdır. Bu gruba cennet-cehennem
ahvali, kabir azabı, ibadetlerin nasıl yapılacağı ümmetin bilgin kişileri
tarafından bilinemeyecek türden şeylerdir. Kur’an’ın bu tür konulardaki
ifadeleri, çoğu zaman genel veya mücmeldir.
-Peygamber (s.a.)’ in, ikinci gruba dahil edeceğimiz açıklamaları ise,
öncelikle Kur’an’ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki
açıklamalarıdır. Her seviyeden insanın sorularına ve onların ihtiyaçlarına
muhatabın durumunu nazara alarak cevap vermek durumundaydı. Peygamber (s.a.)’in
Kur’an ibareleri hakkında açıklamaları ihtiva ettiği zengin anlamları tümüyle
kuşatıcı ve sınırlayıcı olmadıklarından, sonraki alimler için, üzerlerine söz
söyleme imkanı bahşederler. Bu durumda kıyamete kadar gelecek bütün nesillere hitap
eden Kur’an’ın dinamik yönünü gösterir. Peygamber Efendimize nisbet edilen
tefsir rivayetlerini, ayetin anlaşılmasında istifade edilmesi gereken, fakat
manayı tümüyle sınırlandırıcı ve kapsayıcı olmayan Peygamber tefsirleri olarak
kabul etmek daha doğru olur. Hz. Peygamber (s.a.)’in yalnız bazı ayetlerin
anlamını teyid maksadıyla söylediği sözler de vardır. Açıklamaları Kur’an’ı
kendi yapısı içinde anlamaya gayret edenlere bir alt yapı oluşturur.
*Kur’an
tefsirinin bir diğer kaynağı da sahabenin açıklamalarıdır. Sahabenin özellikle
nüzul sebeplerine dair sözleriyle Kur’an arasındaki ilişki, onun sünnetle olan
ilişkisine benzerdir. Kur’an’ın parça parça inişine şahit olmuş, ayetlerin
inişine sebep teşkil eden olayların içinde yaşamış sahabilerin, bilhassa ilimde
söz sahibi olanlarının, Kur’an’ın anlaşılması ve açıklanmasındaki rolleri inkar
edilemez. Nüzul sebepleri, ayetlerin
iletmek istediği mesajın, zihinlerde daha belirginleşmesine yardımcı olmaktadırlar.
-Sünnetin ve sahabe görüşlerinin , Kur’an bütünlüğü içerisinde anlaşılması
önemli olup metodun kullanılmasına kesinlikle engel olmayacağı, aksine
Kur’an’ın Kur’an’la tefsirine malzeme teşkil edeceğini bilmeliyiz. Bunların
yanında, insanoğlunun her alanda ürettiği bilgi birikimi de Kur’an tefsirinin
kaynaklarındandır. Çünkü Kur’an kıyamete kadar gelecek bütün nesillere aynı
dinamizmle hitap eder. İnsanın varlıkla ilili buluşları ve tespitleri,
Kur’an’ın iddialarını ve önerilerini geçersiz kılmaz aksine tarafsız bir gözle
bakılırsa onları güçlendirdiğine şahit olurlar.
saygılar…
Abdülbasıt AYTEMİŞ
İDKABÖ-2.
11040460
III. BÖLÜM
KUR'AN KENDİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
A) GENEL OLARAK
* Kur'an tefsir kaynaklarından ilkidir. Ayrıca Peygamber ve Sahabe de tefsir kaynaklarıdır. Özellikle nakille bilinecek konuları aktarmışlardır.
* Ayrıca Kur'an'ın tefsirinde diğer bir kaynak Kur'an'ın indiği dönemdir. Bu dönemi konu edinen Kur'an pasajlarını açıklamak için dönemin sosyal-kültür değerlerini, olgularını ve hadiselerini bilmek gerekmektedir.
* Kur'an'ı anlam için diğer bir şart Arapça ve Aparpça dil biliminin inceliklerini bilmek gerekir. Ve kelimeleri sadece lügavi anlamlarıyla değil Kur'an'ı n bütünlüğü içerisinde değerlendirmek gerekir.
B) KUR'AN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
* Tefsirde ikinci Ana kaynak Hz. Peygamberdir. Peygamberimiz Kur'an'ı hep tebliğ etmiş hem de açıklamıştır.
* Peygamberin Kur'an'la ilgili açıklamalarının iki ana başlık altında toplayabiliriz.
* Birinci Ana Başlık içeriği; gaybi hususlara, ibadet, muamalat ve ukubattla ilgili beyanlardır. Bunların üzerine kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur. Ayrıca bu hususların açıklanması peygamberimizin beyanları olmaksızın imkansızdır.
* İkinci grupdaki peygamber açıklamaları; Kur'an'ın bazı ayetlerinde vermek istediği mesaj teyid niteliğindedir. Peygamber karşısındaki insanın kapasitesine göre Kur'an'i ifadeleri açıklamaya çalışılmıştır. Alimlerde bu ayetler hakkında yaşadıkları çağa göre yorum yapabilirler. Ama Peygamberin görüşleri adeta bir alt yapıdır. Alimler çıkmaza düşmemek için Peygamberin bütünlüğü kavramasında, kendilerine yardımcı olacak açıklamalarından faydalanırlar.
C) KUR'AN'IN TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGİLERİN YERİ
* Kur'an inişine bizzat şahit olmuş, ayetlerin inişine sebep olan olayları içinde yaşamış sahabeler Kur'an'ın anlaşılması ve açıklanmasında üçüncü ana kaynaktır.
* Nüzul sebebinin bilinmesi ayetlerin içerdiği mesajın daha kolay kavranmasını sağlayacaktır.
* Peygamber ve sahabenin tefsiri Kur'an'ın bütünlüğü içerisinde anlaşılması için son derece gereklidir. Kur'an'ın sadece Kur'an'a tefsir edilebileceği söyleyenler büyük yanılgı içerisindedirler.
* Kur'an'ın tefsiri için peygamber ve sahabe görüşlerine, tarih kitaplarına, Arap dil bilimine ve insanoğlunun her alan da ürettiği bilgi birikimine ihtiyaç vardır. Tüm gelişmeler de buluşlar Kur'an'ın iddalarını ve önerilerini destekler niteliktedir.
SONUÇ
* Kur'an konulara, bölümler ve ana başlıklara ayrılmamıştır.
* Kur'an mana olarak bir bütündür. Çelişki ve tutarsızlıklardan uzaktır.
* Kur'an'ı kendi bütünü içinde anlamak içinde anlamak için; ayet çerçevesi, siyak-sibak çerçevesi ve Kur'an'ın bütünlüğü çerçevesine bakmak gerekir.
*Kur'an tabi olunacak kitaptır tabi yapılacak kitap değildir. Görüşlerimizi onaylatacağımız bir kitap değildir.
* Hangi konuda olursa olsun Kur'an'dan sağlıklı sonuç alabilmek için Kur'an'ın baştan sona incelenmesi gerekir.
* Kur'an'ın anlaşılması herhangi bir zaman dilimine zamana kayıtlı değildir. bu dinanizmini kıyamete kadar devam ettirecektir.
*İnsanlara hidayet rehberi olarak gönderilen bu kitabı insan bahsettiğimiz kaynaklara başvurmadan anlamaktan acizdir. Kur'an'ın bir Peygamber aracılığıyla ve 23 senede hadislerle iç içe parça parça inmesinin hikmeti asla göz ardı edilemez.
III. BÖLÜM
KUR'AN KENDİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR?
A) GENEL OLARAK
* Kur'an tefsir kaynaklarından ilkidir. Ayrıca Peygamber ve Sahabe de tefsir kaynaklarıdır. Özellikle nakille bilinecek konuları aktarmışlardır.
* Ayrıca Kur'an'ın tefsirinde diğer bir kaynak Kur'an'ın indiği dönemdir. Bu dönemi konu edinen Kur'an pasajlarını açıklamak için dönemin sosyal-kültür değerlerini, olgularını ve hadiselerini bilmek gerekmektedir.
* Kur'an'ı anlam için diğer bir şart Arapça ve Aparpça dil biliminin inceliklerini bilmek gerekir. Ve kelimeleri sadece lügavi anlamlarıyla değil Kur'an'ı n bütünlüğü içerisinde değerlendirmek gerekir.
B) KUR'AN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
* Tefsirde ikinci Ana kaynak Hz. Peygamberdir. Peygamberimiz Kur'an'ı hep tebliğ etmiş hem de açıklamıştır.
* Peygamberin Kur'an'la ilgili açıklamalarının iki ana başlık altında toplayabiliriz.
* Birinci Ana Başlık içeriği; gaybi hususlara, ibadet, muamalat ve ukubattla ilgili beyanlardır. Bunların üzerine kimsenin söz söylemeye hakkı yoktur. Ayrıca bu hususların açıklanması peygamberimizin beyanları olmaksızın imkansızdır.
* İkinci grupdaki peygamber açıklamaları; Kur'an'ın bazı ayetlerinde vermek istediği mesaj teyid niteliğindedir. Peygamber karşısındaki insanın kapasitesine göre Kur'an'i ifadeleri açıklamaya çalışılmıştır. Alimlerde bu ayetler hakkında yaşadıkları çağa göre yorum yapabilirler. Ama Peygamberin görüşleri adeta bir alt yapıdır. Alimler çıkmaza düşmemek için Peygamberin bütünlüğü kavramasında, kendilerine yardımcı olacak açıklamalarından faydalanırlar.
C) KUR'AN'IN TEFSİRİNDE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ BİLGİLERİN YERİ
* Kur'an inişine bizzat şahit olmuş, ayetlerin inişine sebep olan olayları içinde yaşamış sahabeler Kur'an'ın anlaşılması ve açıklanmasında üçüncü ana kaynaktır.
* Nüzul sebebinin bilinmesi ayetlerin içerdiği mesajın daha kolay kavranmasını sağlayacaktır.
* Peygamber ve sahabenin tefsiri Kur'an'ın bütünlüğü içerisinde anlaşılması için son derece gereklidir. Kur'an'ın sadece Kur'an'a tefsir edilebileceği söyleyenler büyük yanılgı içerisindedirler.
* Kur'an'ın tefsiri için peygamber ve sahabe görüşlerine, tarih kitaplarına, Arap dil bilimine ve insanoğlunun her alan da ürettiği bilgi birikimine ihtiyaç vardır. Tüm gelişmeler de buluşlar Kur'an'ın iddalarını ve önerilerini destekler niteliktedir.
SONUÇ
* Kur'an konulara, bölümler ve ana başlıklara ayrılmamıştır.
* Kur'an mana olarak bir bütündür. Çelişki ve tutarsızlıklardan uzaktır.
* Kur'an'ı kendi bütünü içinde anlamak içinde anlamak için; ayet çerçevesi, siyak-sibak çerçevesi ve Kur'an'ın bütünlüğü çerçevesine bakmak gerekir.
*Kur'an tabi olunacak kitaptır tabi yapılacak kitap değildir. Görüşlerimizi onaylatacağımız bir kitap değildir.
* Hangi konuda olursa olsun Kur'an'dan sağlıklı sonuç alabilmek için Kur'an'ın baştan sona incelenmesi gerekir.
* Kur'an'ın anlaşılması herhangi bir zaman dilimine zamana kayıtlı değildir. bu dinanizmini kıyamete kadar devam ettirecektir.
*İnsanlara hidayet rehberi olarak gönderilen bu kitabı insan bahsettiğimiz kaynaklara başvurmadan anlamaktan acizdir. Kur'an'ın bir Peygamber aracılığıyla ve 23 senede hadislerle iç içe parça parça inmesinin hikmeti asla göz ardı edilemez.
Rabia KARAKAYA
İDKAB-2
08040175
Meryem
Sözer 11040463
KURAN
NEDİR?
EK I-II-III/SONUÇ
Kur’an-ı
Kerim insan hayatını anlamlandıran ilahi cevap ile yaklaşmaktadır.Allah
yarattıklarını en iyi bilendir.Allah anlam arayışı için insanlara birçok
peygamber göndermiştir.Hz. Muhammed(s.a.v)peygamberlerin sonuncusudur.Kıyamete
kadar değişmez insan rehberidir.Kur’an ahlakı ile ahlaklanmıştır.İnsanın
fıtratında anlam arayışı vardır. Anlam arayışı merak duygusu üzerine olur. Hayatın
anlamlanması için birçok soruları cevaplamaya çalışırız. Bizim fıtratımızda
umutlarımıza ulaşılabilecek yeni bir gelecek yaratabilecek donanım fıtratımızda
vardır. Bu donanım kültürel kalkınmamamızın temelli olacak yeni bir yaklaşımla
ortaya koyulması gerekiyor Değer insanın kendisini ifade etmesidir. İnsan için
önem taşıyan nesne, kural, ve olaylardır. İnsan akıl sahibi olduğu için
değerleri vardır. Canlı varlıklar arasındaki iletişim sonucu oluşur. Sevgi
muhabbet ile gerçekleşir. Değerler insanın zekasını olumlu yönde iyi bir
şekilde kullanmasını sağlamaktadır. Değerler bir insana yol gösterir. Değerler
bir yandan insanın nefsine uymamaya yardım etmektedir. Ahlaki davranışlar
konusunda ölçüt edinir. İnsanın hayatını anlamlandıran değerler amaçları,
hedefleri, planları gerçekleştirmeye yöneliktir. İnsanın anlam anlayışı kendi fıtri kabiliyetin ortaya çıkması, düzen
kurması ve mutlu olması sonucudur. Bunun sonucunda eylemlerini anlamlı değerli
bulur. İnsan yeteneklerin farkına varması sonucu hayatına anlam
verebilmektedir. Yoksa insan yasamaz. Bunun sonucu başarılı olur ise
kabiliyetli ve mutlu olur. Olamaz ise mutsuz olur. Büyün her şeyden soğumuş
olur. İnsan sürekli bilgi iletişim içerisinde olduğundan dolayı bilgiyi
doğrudan yada dolaylı yollarla edinir. Yeni davranışlar kazanır. İnsan bir
davranış sonucu verdiği hükümler, tutumlar, kültürü oluşturur. Bilgi başkalarına
aktarılarak nesilden nesle devredilir ve sürekli gelişerek büyür. Bu bilgiler
insanın ortak malı olur. İnsan fıtratından kaynaklanarak insan hayatında her şeyi
gerçekleştirebilir. Tek başlarına başaramazlar. İnsanın hayatını aydınlatacak
büyük önder kişilere ihtiyacı vardır. Hz. Muhammed (s.a.v.) Kuran ahlakı ile
ahlaklanmıştır. İnsanlara hayatının nasıl anlamlandırması bakından yol
göstermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur’an’ın en somut örneğidir.
Değerlerimizin temelinde Kur’an ve Hz. Muhammed (s.a.v) vardır. Levhalar
bizleri eskilere götürür. Türler ve bilhassa Osmanlı D. önem vermiştir. Hat sanatına çok önem vererek
ilerlemesi bakımından çok çalışılmıştır. Bu güzel sanatın kâğıtları unutulmaması için
göz önünde bulunması için tezhip sanatı (süslemek)kullanılmaktadır. Camlı
çerçeveye konarak yırtılmaktan korunmuştur. Levhalar insanın hayatının bütün
konuları üzerinde düşünmeye zorlar. Levhalar Kur’an kerim ayetleri Hz. Muhammed’in
sözleri hadisi şerifler ve insan hayat ilişkisini içeren mesaj olarak iki
şekildedir. Bu şekilde insanın hafızasında yer almaktadır. İnsanoğlu var olduğu
günden beri mekana biçim vermiştir. Mekanı yaşanılan sosyal, ekonomik,
psikolojik… ile irtibat kurmuştur. Coğrafi şartlara göre sekil vermiştir.
Teknolojik gelişmelerin ortaya çıkması ile her medeniyetin kendi kültürünü yansıtan
yapıtlar yapmışlardır. Toprak ve ahşap yeryüzünün en eski mimarisidir. Müslüman
olan insanlar, Osmanlı devleti hayatını Kur’an ile anlam vermişlerdir.
Camileri, kervan sarayları, evleri birçok yapıtları buna göre düzenlemişlerdir.
Kur’an’daki soyut anlamları böylelikle somutlaştırmışlardır. En güzel örneği
Mimar Sinan’ın Selimiye Camiidir. Selimiye Camiinin hat sanatının güzelliği ihlas
ve tevhid inancı ile olmuştur.
3. BÖLÜM/SONUÇ
Tefsir kaynaklarından birisi
Kur’an’dır. Kur’an’ın indirildiği dönemi bilmeliyiz. Dönemin coğrafi şartları
ve durumu üzerinde bilgi edinip düşünülmesi gerekir. Kur’an’ın indirildiği
dönem hangi anlamlarda kullanıldıklarının bilinmesi gerekir. Tefsirin ilk
şartıdır. Kelimeler bütünlük içerisinde yeni anlam kazanmaktadırlar. Buna bakıldığında
kelimeleri sadece lügattaki anlamına bakmamamız gerekiyor. Bütünlük içerisinde
incelenmesi gerekiyor. Peygamberimizin sünneti Kur’an tefsirinde anlama
açıklamadan sonra gelen en önemli ikinci kaynaktır. Peygamberimiz Kur’an’ı
tebliğ etmiştir. Sahabelerin soruları üzerine ve kendiliğinden de Kur’
ayetlerini açıklamaktadır. Peygamberimiz Kur’an’ı sadece tebliğ ettiği gibi
Kur’an’ı da açıklama görevi yüklemiştir. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamber
olarak gönderilişinin gayesi kendisinden Kur’an’ı açıklamasıdır. Peygamberimiz
Kur’an açıklamalarını duruma konuya indiği olaya göre tefsir etmiştir.
Sahabeler anlamadıkları ayetleri peygamberimize sorarak Hz Muhammed (s.a.v.)
açıklamasını yapmıştır. Bundan bakılarak sahabelerin bilgisiz olduğu
söylenemez. Hz Muhammed (s.a.v.) anlamadıkları yerleri soruyu soran sahabenin
seviyesine göre cevaplandırmaktadır. Kur’an çelişkiden tutarsızlıktan uzak
sağlam bir kitap olarak karşımıza çıkar. Kur’an kendi bütünlüğü içerisinde
anlaşılması gerekir. Ayet sibak çerçevesi ve Kur’an’ın bütünlüğü içerisinde
tefsir edilmelidir. Ön yargıdan uzak bir şekilde tefsir edilmelidir. Kendi
içinde bir sistem vardır. Bir bütün olarak indirildiği dönemin şartları ve
durumu hakkında bilgi edinilmelidir. Ancak öyle doğru bir şekilde tefsir edilebilmektedir.
O dönem göz önünde bulundurulmalıdır. O Allah’ın kelamıdır. Kur’an insanları
doğru yola iletmede yeterli olmakla birlikte getirdiği sistemin bütün
yönleriyle anlaşılıp uygulanması gerekir. Bunun için o dönemin durumuna
kaynaklarına muhtaçtır. O dönem hakkında bilgi edinerek tefsir edilmelidir.
Kur’an Kur’an ile anlaşılması ve bütünlük içerisinde tefsir edilmelidir.
EK-3:İnsan varolduğu günden bu yana içinde yaşadığı mekana biçim vermiştir.Bu biçim verişe en büyük etkiyi insanın yaşamı algılaması, hayatı anlamlandırması yapmaktadır.Mekana biçim verme ve hayatı anlamlandırma(kültür), Kur’an ile hayatlarını anlamlandırmış insanların gerçekleştirdiği İslam Medeniyeti için de söz konusudur.Kur’an insanların yaşadıkları mekanlarda Kur’an’a yönelip O’nu okuyup, düşünüp, anlamaya ve bizzat yaşamlarında uygulamaya çalışmalarını istemektedir.Keza Ecdatta zaten bunu yaşamlarında uygulamıştır.Selçuklu ve Osmanlı mimarisine bakıldığında bu örnekleri görürüz.Örneğin Mimar Sinan’ın eseri olan Selimiye Camii’nin kubbesinde İhlas Suresinin hattı bulunmaktadır.Başka bir örnek olarak eskiden konutların sokağa bakan cephelerinde armut, sürahi, vazo vb. motiflerle çerçevelenmiş Kur’ani ifadeler bulunurdu.
*Sahabe dönemi
Bu dönemde tefsir çalışmalarında göze çarpan durumlar . Abdullah ibn Abbas'ın tefsir çalışmalarının büyük bir bölümünü hatta neredeyse yarısından fazlasını ortaya koymasıdır. Peygamberimiz ona; kitabı öğretmesi için Allaha dua ettiği şeklinde rivayetlerde mevcuttur.Bu dönemde ehli kitap alimlerden tefsir konusunda faydalanıldığı da bilinmektedir . Bu şekilde alınan bilgilere 'İSRAİLİYAT' denmektedir.
*Tabiun Dönemi
Hz.Peygamber'den sonra fetihlerle devletin sınırları genişlemiş,Kur'an hakkında bilgi sahibi sahabiler,devrin siyasi ve sosyal yapılanması çerçevesinde çeşitli merkezlerde dinin temel kaynağı Kur'an'a ve Kur'an'ın anlaşılmasına ilişkin görüşlerini ve müşahedelerini sonraki nesillere,yani tabiun nesline aktarmışlardır.İlmi konuda Arap olmayanlar ön plana çıkmıştır.Bu yüzden tefsir alanında mevali denen grup çeşitli beldelere dağılan sahabilerin bilgi ve tecrübelerinden önemli ölçüde yararlanmışlardır. kullandığını söyleyebiliriz. Bu dönemde ortaya konulan eserler tefsir çalışmalarının çok büyük bir bölümünü içermektedir.
RİVAYET TEFSİRİ
Bu tür tefsirlerin özellikleri müfessirler Peygamber efendimiz dönemi tefsirini, sahabe tefsirini ve tabiun tefsirini kendi tefsir çalışmalarına aktarmışlardır onları rivayet etmişlerdir kendi ilimlerine tefsirde yer vermemiş sadece aktarma işini gerçekleştirmiştir .
DİRAYET TEFSİRİ
Müfessirlerin kendine olan özgüvenleri sonucu ortaya çıkan eserlerdir, bunu bu şekilde değerlendirdim çünkü herkes dirayet tefsiri yazacak cesareti kendinde bulamaya bilir. Çok büyük bir erdem ve ilim işidir . Bu tefsirler rivayet tefsiri özelliklerini barındırmasına rağmen müfessirler kendi ilimlerini ve yaşantılarını bu tür tefsirlere aktarmışlardır . Dirayet tefsiri İşin içine müfessirin kendini katmasıyla oluşur.dirayet tefsiri çok yönlü ve tek yönlü dirayet tefsiri diye ikiye ayrılır . Tek bir ilgi alanından yararlanılarak ortaya konulan tefsirlere tek yönlüdirayet tefsiri , bir çok ilgi alanından faydalanılarak ortaya konulan tefsirlerede çok yönlü dirayet tefsiri adı verilir .
ÖRNEK TEFSİR METİNLERİ VE ALIŞTIRMALARI
Mukatil Bin Süleyman (h. 80-150/m.699-767)
Mukatil bin Süleyman Belh'te doğmuştur. Kur'an'ın tamamını tefsir etmiştir ve bu özelliğiyle günümüze kadar gelen ilk tefsirdir. Mukatil'in tefsiri et-Tefsiru'ul Kebir olarak anılır. Eserlerinde anlaşılması zor kelimelerin üzerinde durmaktadır. Tefsirinde israiliyat, tarihi hadiseler ve sebeb-i nüzül rivayetlere de yer vermiştir. Eserlerinde herhangi bir mezhebin görüşüne yer vermemiştir.
El-Ferra (h. 144-207/m. 761-822)
Küfe'de Halife Mansur zamanında doğmuştur. Ferra hocasını vefatından sonra onun yerine geçmiş ve hocalığa başlamıştır. Tefsirinin adı Tefsiru Müşkili İ'rabi'l-Kur'an ve Meanihi'dir. Ferra Arap dilinin özellik ve kurallarının tespit edilmesinde büyük katkılar sağlamıştır. Her ayet üzerinde durmamış kendine göre tefsirine ihtiyaç duyulabilecek ayetler üzerinde durmuştur. Tefsirinin temel hedefi Kur'an metninin anlaşılmasında karşılaşılan dil problemlerine ışık tutmaktır.
İbn. Kuteybe (h. 213-276/ m. 828-889)
Kufe'de doğmuştur. Dönemin en iyi âlimlerinden ders almıştır. Hadis, tefsir, fıkıh gibi ilimlerle uğraşan âlim asıl derinleşmesini dil, edebiyat ve şiir alanında yapmıştır. Kur'an'ı kendi inançlarına göre yorumlayanların görüşlerini çürüterek tefsire önemli bir katkıda bulunmuştur. Tefsirinin adı Te'vilu Muşkilu'l Kur'an ile Garibu'l Kur'an'dır. Tefsirine başlarken bazı kelimeler hakkında bilgi vermiş daha sonrada Fatiha'dan başlayarak Nas suresine kadar her surede anlaşılması zor olan kelimeler üzerinde durarak eserine bitirmiştir.
Et- Taberi (h. 224-310/ m. 838-923)
Taberistan'ın Mul şehrinde dünyaya gelmiştir. İlim tahsili için birçok şehir gezmiş daha sonra Bağdat'a yerleşmiştir. Hadis, fıkıh, kıraat ve tarih alanların da birçok âlimden ders almıştır daha sonra bu alanlarda eserler yazmıştır. Eserinin tam adı Camilu'l Beyan an Te'vili Ayi'l-Kur'an'dır. Rivayet tefsirinin ilklerinden ve en önemlilerindendir. Taberi, ihtiyaç duyduğu yerde ayetlerin gramer tahliline girişir, ayetlerden çıkarılacak fıkhı hükümlere ve dayandığı delililere temas ederdi.
İbn Ebi Hatim (h. 240-327/ m. 854-939)
Rey'de doğmuştur. Hatim, aklın alanını en aza indiren ve naslara te'vil etmeksizin onlardan hüküm çıkarmayı esas alan bir anlayışa sahiptir. Ona göre bütün problem nasları sıhhatinden emin olmaktır. Tefsirinin tam adı Tefsiru'l Kur'an'il Azim Müsneden ‘an Rasulillahi(sav) ve's-Sahabeti ve't-Tabiin'dir. Bu eseri yazmaktaki amacı, sadece peygamber efendimizden, sahabeden ve tabiinden gelen tefsir rivayetlerini bir muhaddis titizliğinde derlemektir. Tefsiri bir hadis kitabı görüntüsündedir.
Ez- Zemahşeri (h.467-538/m. 1075-1143)
Eserinin tam adı el-Keşşaf an Hakaikı't-Tenzil ve Uyuni'l-Ekavil fi Vücühi't Te'vil'dir. Bu eser daha çok dil açısından önemlidir. Tefsirde genellikle soru-cevap şeklinde bir metod kullanılmıştır. Ehlisünnet görüşlerine ters düşün çokça tevile yer vermesine rağmen Sünni İslam dünyasında en çok okutulan ve istifade edilen eserdir. Harezm kasabasında Zemahşer'de doğmuştur. Büyük bir dilci, edebiyatçı, kelamcı ve müfessirdir.
El-Kurtubi (ö. 671/1273)
Kurtuba'da doğmuştur. Genellikle ahkâm ağırlıklı olduğu için eseri Ahkamul-Kur'an içinde yer alır. Eserinde hadis, fıkıh, dil ve kelam alanlarında yazılmış olan birçok eseri kaynak olarak göstermiştir. Bu yönü ile ayetlerini hemen her yönde incelediği görülmektedir. Kur'an'ı Kerim'in tamamını tefsir etmiştir. Tefsirinde maliki mezhebinin görüşlerine yer vermiştir.
Er- Razi (h. 543-606/ m. 1149-1210)
Ramazan ayında Rey şehrinde doğmuştur. Fahrettin Razi kelam, fıkıh ve tefsir gibi dini ilimlerle çok meşgul olduğu gibi matematik, astronomi, kimya ve fizik gibi fen ilimlerle de ilgilenmiştir. Razi bu ilimleri kullanarak döneminin yanlış itikad sahiplerinin ve filozofları bozuk düşüncelerini en ince ayrıntınsa kadar araştırmış ve onları düzeltmeye çalışmıştır. Müslümanları bu konuda bilinçlendirmiştir. En meşhur olduğu ilimse kelamdır. Kelam başta sadece mantık metodunu kullanırdı. Gazali buna akli delilleri ve felsefi görüşleri de eklemiş Razi de bunun başarılı bir uygulayıcısı olmuştur. Razi felsefi kelam ekolünün öncüsü durumuna gelmiştir. Tefsirinin adı Mefatihu'l Gayb'dır. Bu eserini yazmaktaki asıl amacı akıl prensipleriyle İslam inanç esaslarını savunmak ve bu konularda ileri sürülen karşı fikirleri geçersiz bırakmaktır. Razi tefsirine bazen sebeb-i nüzul ile bazen de ayetler arasındaki münasebetleri kurarak başlar ve sonunda ayetten çıkarılabilecek neticeleri sıralar.
İbn Kesir (h. 701-774/m. 1301-1373)
Şam bölgesinin Busra şehrinde doğmuştur. Tarih, tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde öne çıkmış bir âlimdir. Döneminin en önemli âlimlerinden ders almıştır. Kesir, fıkıhta Şafi mezhebini, kelamda ise Hanbelî mezhebinin görüşlerini benimsemiştir. Ancak diğer mezheplerin görüşlerine de saygı göstermiştir. Tefsirinin adı Tefsiru'l Kur'an'il-Azim'dir. Eser rivayet tefsirinde ön plana çıkmıştır ancak müfessir eserinde kendi görüşlerine de yer verir. Eserde ilk önce tefsir edeceği ayeti verir daha sonra onu kolay ve özet bir ifade ile açıkladıktan sonra varsa konu ile ilgili ayetleri sıralar. Bu yüzden bu eser Kur'an'ın Kur'an'la tefsirine açık bir örnektir. Tefsirinin en önemli özelliği israiliyyata yer vermemesidir.
Ebussuüd (h. 896-982/ m. 1490-1574)
İstanbul'un Müderris köyünde doğmuştur. Kanuni Sultan Süleyman ve 2. Selim zamanında şeyhülislamlık yapmıştır. Tefsirinin tam adI İrşadü'l Akli's-Selim ila Mezaya'l- Kur'an'il-Kerim ‘dir. Osmanlı döneminde Kur'an'ı Kerim'in tamamını tefsir edenlerin başında gelir. Eserinin en önemli özelliği cümlelerin taşıdığı gizli ve ince anlamlarla ilgili tespitlerinin olmasıdır.
İsmail Hakkı Bursevi (h. 1060-1137/m. 1653-1725)
Bulgaristan'da doğmuştur. Bursa'da yaşamış ve orada ulu camide vaazlar vermiştir. Bu vaazlarda daha sonra Kur'an'ı Kerim'i baştan sona tefsir etmiş ve Rühu'l-Beyan fi Tefsiru'l-Kur'an ortaya çıkmıştır. Eser vaazların toplamı olduğu için mev'iza ağırlıklıdır. Osmanlı döneminde ve İşari tefsir ekolünde yazılmış önemli tefsirlerdendir. Tefsirde hem rivayet hem de dirayet metodunu birlikte kullanmış ve müellifin tasavvufi yorumlarıyla zenginleştirmiştir. Tefsirinde İslam'ın itikat esaslarına ters düşen açıklamalar vardır.
Muhammed Abduh (h.1265-1315/m.1849-1905)
Mısır'da doğmuştur. El-Ezher üniversitesinde eğitim görmüştür. Tefsirinin adı Tefsiru'l- Kur'an'il-Hâkim'dir Abduh tefsirin gayesinin kuru ve teknik bilgiler vermek yerine insanların dünya ve ahret mutluluğunu sağlayacak doğru bir itikat ve sağlam bir yaşayış programı olduğunu belirtir. Tefsirde taklide karşı olup hür bir akıl taraftarıdır. Tefsir anlatırken önceki tefsirler bakmamış ve metinden ne anladıysa onu anlatmıştır. Ayetleri indiği dönemle sınırlandırmamış ve dönemle de bağdaştırmıştır. Tefsirinde ayet ve sureler arasındaki münasebete önem vermiştir. İsrailiyyata yer vermemiştir.
Muhammed İzzet Derveze (H. 1305-1404/M. 1888-1984)
Tefsinin adı et-Tefsiru'l-Hadis'dir. Tefsirin en önemli özelliği surelerin nüzul sıralarına göre tefsir edilmiş olmasıdır. Aynı konuyla ilgili olan ayetleri gruplandırarak incelemiştir. Ayetlerin tefsirinde siyer bilgilerini önemli bir veri olarak kullanmıştır. Nahiv ve kelamla ilgili derin konulara girmemiştir. Kur'an'ın Kur'an'la anlaşılmasına önem vermiştir.
Seyyid Kutub (1906-1967)
Mısır'ın Asyut kasabasında doğmuştur. Tefsirinin adı Fi-Zilali'l-Kur'an'dır. Tefsiri 20.yüzyılda yazılan içtimai ve-edebi tefsirlerin en çok ilgi toplayan örneklerinden bibisidir. Bu tefsiri yazmaktaki gayesi Kur'an'ın kendisinden yola çıkarak yeni ve ideal bir insan, hayat, toplum ve insanlık modeli oluşturmaktır. Tefsiri Kur'an'ı Kerim'i gününüzde yaşanan olaylarla irtibatlı bir şekilde anlama ve yorumlama konusunda önemli tespitler yapar.
İbn. Aşur (1879-1973)
Tefsirinin adı et-Tahrir ve't-Tenvir'dir. Ayetleri Kur'an'daki sırasıyla tefsir etmiştir. Ayetlerin tefsirinde yine ayetlerden, Hz. Peygamberin tefsirinden ve seleften gelen görüşlerden yararlanmıştır. Tefsirinde belağat konularına, lügavi ve gramer inceliklerine de girmiştir.
.Kur'an tefsir kaynaklarından yalnızca bir tanesidir.
Gerekli durumlarda peygamber ve sahabenin nakillerine de başvurulmalıdır ve Kur'an-ın tefsiri öyle yapılmalıdır.
Aslında kısaca şunu söyleyebiliriz ki Kur'an-ı en iyi anlamanın yolu onu kendi bütünlüğü içinde, kendi üslubu ve dil özellikleriyle, kendi matıki ve fikri tutarlılığı içinde değerlendirmektir.
Ancak gerektiği zaman önce peygamber sünnetine daha sonra sahabenin, tabiunun, tebe-i tabiunun nakillerine başvurulabilir. Ayrıca Kur'an-ın iyi anlaşılması için arap dilinin özelliklerinin bilinmesi, Kur'an-ın indiği dönem ve öncesinin tarihi olaylarının incelenmesi de çok önemlidir.
KUR'AN NEDİR?
EK 1
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
-İnsanın ayakta durabilmesini, hayatın dayanılmaz acılarına katlanabilmemizi sağlayan şey, hayatımıza anlam katan her ne ise ondan kaynaklanan değerlerimizdir.
-Bizi biz yapan değerlerimiz vardır. Değer belli bir toplumda ya da toplumsal kümede bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler, kurallar, uygulayımlar, maddi nesnelerdir. Değer insan gerçeğinin bir olgusudur. İnsanın kendisini ifade etmesidir.
-İnsanın hayatına anlam vermesi amel ortaya koyarak, üreterek, eser üreterek, bir şeyi, bir insanı severek, etkileşimde bulunarak, kaçınılmaz acıya karşı tavır geliştirerek yani sabrederek hayatına anlam vermesi gerçekleşir.,
-İnsanın kendini gerçekleştirme sürecine kültür denir. Bizi biz yapan a değerlerimizdir. Kendimiz gerçekleştirirken değerlerimize ihtiyaç duyarız.
-İnsana hayatında anlam bulmasında yardım edecek, yol gösterecek bir rehber ihtiyacı vardır. Bu rehber ona kendisini hatırlatır. Onun ne için yaşadığını ve hayatını anlamlandıracak şeyleri ona öğretir. İnsanın belli bir amacı olmazsa ümitsizliğe düşer ve psikolojik sorunlarla uğraşır. Bu rehber ona bu konularda yardımcı olur.
EK 2
TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
-Türk ailesinin fertleri ve misafirleriyle çokça vakit geçirdiği oturma odaları ve salonlardaki levhalar insanı etkilemektedir.
-Bu levhalar insanın ve toplumun davranışlarını etkilemektedir.
-Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar, verdikleri mesajlar, ile insanı az çok hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini ve gerçek illetini aramaya insanı yönlendirir..
-Levhaların her an zihinlere sunduğu insani değerlerin daim a yaşanılabilir kılınması hedefi artık yoktur. Her şeyden haberdar fakat daha komşusunun adını bilmeyen, televizyondaki dizileri izlemeye can atan, zihni işgale uğramış insanımız levhalardan tamamen uzaklaşmıştır.
EK 3
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
-İnsan var olduğu günden beri çevresindeki mekanlara şekil vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı algılaması, anlamlandırmasının etkisi çok açıktır. Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan çok psikolojik yönden de ilişki içindedir.
-İnsanın bu özelliği mimariyi doğurmuştur. İnsanlar evlerini ve gittikleri mekanları güzelleştirmeye çalışmışlardır. Bunun sonucunda Osmanlı da cami, saray, kemer ,çeşme vb. mimari yapılarda kendi kültürüne ve inancına sahip ifadeleri bu eserlerde kullanmışlardır. Bunun en güzel örneğini Edirne deki Selimiye Camisinde görmekteyiz. Kubbesi bir tanedir kubbenin etrafında la ilahe illallah ve ihlas suresi yazılıdır. Bu tevhidi yani Allah' ın bir ve tek olduğunu gösterir. Pencerelerin 99 tane oluşu esma-ül hüsnayı ifade eder. Külliyenin tümünde 32 kapı oluşu 32 farzı ifade etmektedir. Bunlarda gösteriyor ki Osmanlı da ki tüm eserlerde inancın ve kültürün etkisi açıkça görülmektedir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
KUR'AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİ MİDİR ?
Kur'ân tefsir kaynaklarından sadece biridir. Peygamber'in, sahabenin açıklamaları çoğu alim tarafından tefsir kaynakları olarak kabul edilmiştir. Bu üç kaynağa ilaveten Kur'ân'ın indirildiği dönemi de bilmeliyiz. Bununla birlikte Arap dili ve edebiyatının da bilinmesi tefsirin ilk şartıdır.
Kur'ân'ın tefsirinde sünnetin yeri; İslam bilginlerinin çoğu, sünneti tefsirde ikinci önemli kaynak olarak kabul etmiştir. Çünkü Peygamber'in görevi aynı zamanda Kur'ân'ı açıklamaktır. Peygamber'in açıkladığı hususlar; insanların açıklanmadan anlaması zor olan konular( gayb, cennet, cehennem, ibadetlerin nasıl yapılacağı ile ilgili konular vb.) ve Kur'ân'ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki beyanlarıdır.
Kur'ân'ın tefsirinde sahabe görüşleri ve tarihî bilgilerin yeri; Kur'ân tefsirinin diğer kaynağı da sahabenin beyanıdır. Onların açıklamalarıyla bütün de dolaylı olarak açığa çıkmış olur. Hemen bütün nüzul sahipleri ayetlerin iletmek istediği mesajı zihinlerde daha da belirginleştirir. Bu nedenle sahabe açıklamalarının yeri önemlidir.
KUR’AN NEDİR?
EK 1
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERİMİZ VE HAYATIMIZI ANLAMLANDIRMADAKİ ROLÜ
-İnsanın ayakta durabilmesini, hayatın dayanılmaz acılarına katlanabilmemizi sağlayan şey, hayatımıza anlam katan her ne ise ondan kaynaklanan değerlerimizdir.
-Bizi biz yapan değerlerimiz vardır. Değer belli bir toplumda ya da toplumsal kümede bireylerin olumlu tepki gösterdikleri düşünceler, kurallar, uygulayımlar, maddi nesnelerdir. Değer insan gerçeğinin bir olgusudur. İnsanın kendisini ifade etmesidir.
-İnsanın hayatına anlam vermesi amel ortaya koyarak, üreterek, eser üreterek, bir şeyi, bir insanı severek, etkileşimde bulunarak, kaçınılmaz acıya karşı tavır geliştirerek yani sabrederek hayatına anlam vermesi gerçekleşir.,
-İnsanın kendini gerçekleştirme sürecine kültür denir. Bizi biz yapan a değerlerimizdir. Kendimiz gerçekleştirirken değerlerimize ihtiyaç duyarız.
-İnsana hayatında anlam bulmasında yardım edecek, yol gösterecek bir rehber ihtiyacı vardır. Bu rehber ona kendisini hatırlatır. Onun ne için yaşadığını ve hayatını anlamlandıracak şeyleri ona öğretir. İnsanın belli bir amacı olmazsa ümitsizliğe düşer ve psikolojik sorunlarla uğraşır. Bu rehber ona bu konularda yardımcı olur.
EK 2
TÜRK AİLESİNİN EV İÇİ DÜZENİNDE LEVHALAR
-Türk ailesinin fertleri ve misafirleriyle çokça vakit geçirdiği oturma odaları ve salonlardaki levhalar insanı etkilemektedir.
-Bu levhalar insanın ve toplumun davranışlarını etkilemektedir.
-Levhalar güzellikleri, taşıdıkları manalar, verdikleri mesajlar, ile insanı az çok hayret ve hayranlık içinde bu duygunun sebebini ve gerçek illetini aramaya insanı yönlendirir..
-Levhaların her an zihinlere sunduğu insani değerlerin daim a yaşanılabilir kılınması hedefi artık yoktur. Her şeyden haberdar fakat daha komşusunun adını bilmeyen, televizyondaki dizileri izlemeye can atan, zihni işgale uğramış insanımız levhalardan tamamen uzaklaşmıştır.
EK 3
OSMANLI MİMARİSİNDE KÜLTÜREL İFADELERİN GÖRSEL KULLANIMI
-İnsan var olduğu günden beri çevresindeki mekanlara şekil vermiştir. Bu biçim verişte onun hayatı algılaması, anlamlandırmasının etkisi çok açıktır. Çünkü insan mekanla sadece fiziksel olmaktan çok psikolojik yönden de ilişki içindedir.
-İnsanın bu özelliği mimariyi doğurmuştur. İnsanlar evlerini ve gittikleri mekanları güzelleştirmeye çalışmışlardır. Bunun sonucunda Osmanlı da cami, saray, kemer ,çeşme vb. mimari yapılarda kendi kültürüne ve inancına sahip ifadeleri bu eserlerde kullanmışlardır. Bunun en güzel örneğini Edirne deki Selimiye Camisinde görmekteyiz. Kubbesi bir tanedir kubbenin etrafında la ilahe illallah ve ihlas suresi yazılıdır. Bu tevhidi yani Allah’ ın bir ve tek olduğunu gösterir. Pencerelerin 99 tane oluşu esma-ül hüsnayı ifade eder. Külliyenin tümünde 32 kapı oluşu 32 farzı ifade etmektedir. Bunlarda gösteriyor ki Osmanlı da ki tüm eserlerde inancın ve kültürün etkisi açıkça görülmektedir.
3.BÖLÜM-KUR’AN KENDİSİNİ AÇIKLAMAYA YETERLİMİDİR?
-Kur’an tefsir kaynaklarından sadece bir tanesidir. Bunun yanında Peygamberin sünneti, sahabenin görüşleri ve birçok alimin görüşleri de tefsir kaynaklardan sayılmaktadır.
-Alimler sünneti Kur’an dan sonra ikinci kaynak olarak görmüşlerdir. Bunun sebebi ise Hz. Peygamber sadece indirilen ayetleri tebliğ etmemiş aynı zananda açıklamıştır.
-Hz. Peygamber Kur’an da açıkça zikredilmeyen hususları tek tek açıklamıştır. Örneğin; namaz kılmayı, zekat vermeyi , hacca gitmeyi, abdest almayı Kur’an emretmiştir fakat nasıl yapılacağı ayetlerde yoktur. Hz. Peygamber bütün bunları yapıp göstererek insanlara anlatmıştır. Yani Hz. Peygamberin sünneti tefsirin ikinci büyük kaynağı olmayı buradan almıştır.
-Tefsir kaynaklarından bir diğeri de sahabenin beyanıdır.
-Sahabe Kur’an’ın nüzulüne şahit olmuşlardır . Hangi ayetin ne sebeple kime indirildiğini en iyi bilenlerdir.
-Bu bağlamda onlar ilimleriyle yaşadıkları hayatla uyguladıkları sünnetle tefsirin kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir.
-Tarihi bilgiler de tefsire önemli katkılar sağlamaktadır. Çünkü bir ayetin hangi olaya bağlı olarak indiğini tarihi veriler ışığında anlayabiliyoruz. Tarihi bilgilerde tefsirde önemli bir yere sahiptir.Genel olarak baktığımız da Kur’an kendini açıklamaya yeterli değildir.Hz. Peygamberin sünneti, sahabenin beyanı ve tarihi bilgiler tefsire yardımcı kaynaklardır