Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)


Hamdi KARANFİL

Öğrenci No: 14912718

Tezli Yüksek Lisans

 

“Kur’an ve Karakter Eğitimi” hakkında on literatür

 

1.Kasapoğlu, Abdurrahman ,Kur’an’da Hayvan Davranışlarına Benzetilen İnsan Karakterleri, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006, cilt: XI, sayı: 1, s. 47-75.

http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php

 

2.Mohamed Salih, Mohamed Mustafa,Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed (s.a.v)’in Hayatı, Karakteristikleri ve Sireti, Vahyin Nüzulünün 1400. Yılında Hz. Muhammed (s.a.v) -Milletlerarası İlmi Toplantı-, 2011, s. 241-272

http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php

 

3. Musa Kazım Gülçür, Kur’an’da Karakter Eğitimi, Işık Yayınları, İzmir, Ekim 1994

4. M Şanver, Dinî Tebliği ve Eğitim Açısından Kur'an'da İnsan Psikolojisi ve Özellikleri, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001

ulakbim.gov.tr alanından [PDF]

 

5.Osman Kara,Kur’an’a Göre İnsan Şahsiyetine Etki Eden Faktörler,Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt 14, Sayı 25 (2012)

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sakaifd/article/view/1052000286

 

 

 

6.Kasapoĝlu, Abdurrahman. "Kur'an'da İki Zıt Karakter: Şuhh (Bencillik) veÎsâr (Özgecilik)." Journal of Academic Studies 6.21 (2004).

 

 

 

7.Ramazan BİÇER, Kişilik ve Bir Kur'an Terimi Olarak Şakile,Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi DergisiCilt: 31 Sayı: 2

 

http://dergipark.ulakbim.gov.tr/gefad/issue/view/5000007963

 

8.Aydın, Hayati, “Kuran’da İnsan Psikolojisi”, İstanbul: Timaş Yay. , 2005.

 

9.Mahmut Çamdibi, “Şahsiyet Terbiyesi Ve Din Eğitimi”, M.Ü. İlahiyatı VakfıYayınları, 2011.

 

10-H.Emin Sert, “Kur’an’da İnsan Tipleri Ve Davranışları”, Bilge Yayınları, 2004.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

ON LİTERATÜR    24.04.2015

ABDULBARİ FAİK

ÖĞ. NO: 14912701

Yüksek Lisans

 

 

 

 

o    الكتاب : المنهج الأخلاقي وحقوق الإنسان في القرآن الكريم

 

( أخلاق المسلم في القرآن والسنة - خلق العفة
  للشيخ : ( أسامة سليمان

 الدعوة القرآنية إلى مكارم الأخلاق ومعاليها                                                                            

الشيخ عاطف عبدالمعز الفيومي     97 العدد

معالم الأخلاق الاجتماعية في القرآن الكريم

  دعوة الحق

 

Kur'an-ı Kerim'de Karakter Eğitimi Yazar : Musa Kazım GÜLÇÜR Yayınevi : Işık Yayınları Baskı : İzmir / 1994 / 98 sayfa

Özdeş, Talip
Kur’an’da İman-Ahlak İlişkisi, Konya’da Kur’an Günleri, IX. Kur’an Sempozyumu Kur’an’da Ahlâkî Değerler, 14-16 Nisan 2006/Konya, 2007, s. 79-94

 

Ekşi, Halil - Alpaslan Durmuş
Gençlik Döneminde Karakter Eğitimi: Pilot Uygulama, Gençlik Dönemi ve Eğitimi - II, Tartışmalı İlmi Toplantı, 18-20 Nisan 2003, Bursa, 2003, s. 397-411

Kur'an ve Sünnete Göre Müslüman Şahsiyeti M. Ali Haşimi  Risale Yayınları / Tercüme/Birey Dizisi

 

Kur'an'a Göre Edep ve Ahlak (Nur Suresi Tefsiri) Saliha İnal Çıra Yayınları

 

 Armaner, Neda 
Şahsiyet Terbiyesinde Dini Kültürün Rolü, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1976, cilt: XXI, s. 143-149

 


0 Yorum - Yorum Yaz



Hafize ELDERŞEVİ

Yüksek Lisans (14912782)

 

“Kur’an ve Karakter Eğitimi” 

Kasapoğlu, Abdurrahman 
Kur’an’da Hayvan Davranışlarına Benzetilen İnsan 
Karakterleri, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006, cilt: XI, sayı: 1, s. 47-75.

http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php

Pişgin, Yasin
Vahiy ve 
Karakter İnşası = Revelation and Its Character Building Style, Kelam Araştırmaları Dergisi, 2014, cilt: XII, sayı: 1, s. 185-222

http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php

Kur'an-ı Kerim'de Karakter Eğitimi Yazar : Musa Kazım GÜLÇÜR Yayınevi : Işık Yayınları Baskı : İzmir / 1994 / 98 sayfa

 http://www.dersimiz.com/kaynaklar/Kuran-i-Kerimde-Karakter-Egitimi-29.html

 

Kur'an ve İnsanın Anlam ArayışıKarakter/Değerler Eğitimi

http://www.kuranveinsaninanlamarayisi.com/?pnum=484&pt=Karakter%2FDe%C4%9Ferler+E%C4%9Fitimi

insana Manevi-Psikolojik Yaklaşım* ÖZNUR ÖZDOĞAN Doç. Dr., Ankara Ü. ilahiyat Fakültesi

http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1144/13409.pdf

KUR’ÂN’A GÖRE İNSAN ŞAHSİYETİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER Osman KARA

http://www.ifdergisi.sakarya.edu.tr/article/viewFile/1052000286/1052000260

 


0 Yorum - Yorum Yaz


 Sema YİĞİT

14952706

Birleşik Doktora 

 

 Kur’an ve Karakter Eğitimi Hakkında On Makale Kitap Literatür Örneği

1. Musa Kazım Gülçür, Kuranda Karakter Eğitimi, Işık Yayınları

2. Faruk Kanger, Peygamber Ahlâkını Referans Alan Karakter Eğitimi, Kampanya Kitapları, İstanbul 2012.

3. Hayati Hökelekli, Ailede, Okulda, Toplumda Değerler Psikolojisi ve Eğitimi, Timaş Yayınları, İstanbul 2013.

4. Habil Şentürk, “Kişilik gelişiminde eğitim, din ve değerlerin rolü; Eğitime Bakış” Eğitim-Öğretim ve Bilim Araştırma Dergisi, Yıl. 6, Sayı: 18, 50-54.

5. Recep Kaymakcan, Hasan Meydan, Ahlak Değerler ve Eğitimi, Dem Yayınları, İstanbul 2014.

6.  Saliha İnal, Kur'an'a Göre Edep ve Ahlak, Çıra Yayınları, İstanbul 2013.

7. Abdullah Draz, Kuran Ahlakı, İz Yayıncılık, İstanbul.

8. Seyyid Abdüllatif, Kur'an'ın Zihni İnşası, Pınar Yayıncılık, İstanbul.

9. Abdurrahman Kasapoğlu, Kur'an'da Ahlak Psikolojisi, İzci Yayınları, 1997.

10. Recep Şükrü Apuhan, Çocuklarda ve Gençlerde Karakter Eğitimi, Timaş Yayınları


0 Yorum - Yorum Yaz


Mustafa DALDAL
(Yüksek Lisans-Özel Öğrenci) 

ÂDAB: göz önünde bulundurulması gerekli kurallar, yollar, görgü ve gelenekler, toplum töresine uygun davranma veya İyi ahlak, incelik, terbiye olarak tanımlanır. İslam'da, hayatın her yönünü kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. Edep, davranış bağlamında, öngörülen İslami görgü kurallarını ifade eder.

 

آداب: ‏ أدب‏kelimesinin çoğuludur: " incelik, görgü, ahlak, terbiye, yordam, nezaket, kibarlık, sevecenlik, edebiyat, bir şey hakkında uygun şekilde gitmek (davranma)" anlamlarına gelmektedir; آداب  الزيارة: ziyaret adabı, آداب  العامة: kamu töresi, آدَابُ  اللُّغَة: edebiyat, آدَابُ  المِرْحَاضِ: tuvalet adabı, آدَاب  المُعَاشَرَة: adabı muaşeret, görgü kuralları,أو النقاش  آدَابُ  المُنَاظَرَةِ: tartışma adabı, اَدَب ج  آدَاب: terbiye, آدَابٌ  قَدِيمَةٌ: eski edebiyatlar.

 

TÂLİM: Öğretim, Eğitim, Yetiştirme, Alıştırma, uygulamalı olarak yapılan askerlik öğrenimi, eğitimi.

 

تعليم:  عَلَّمَfiilinden mastardır: Öğretmek, ders vermek, eğitmek; تعليم  الدرس: ders öğretmek, ders vermek, تعليم  إبتدائي: ilköğretim, تعليم  إلزاميّ: zorunlu eğitim, تعليم  أساسي: temel eğitim, تَمِرِين: talim, تَعْلِيمٌ  زِرَاعِيٌّ: tarım eğitimi, تَعْلِيمُ  الخَيْلِ: At eğitimi, تعليم  جامعي: üniversite öğretimi, tahsili . 


0 Yorum - Yorum Yaz


ADI ve SOYADI : Abdulhafız. ALHAJJ

ÖĞ.NO: 14914742

Alan: Tefsir, Tezli Yüksek Lisans

 

 

TALİM-İ EDEBİYAT’IN “HATİME”Sİ ÜZERİNE

Hakan SAZYEK

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/1 Winter 2013, p.2227-2239, ANKARA-TURKEY

 

Kur’an Kıraatinde

Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu

MEHMET AKİF KOÇ

DOÇ.DR., ANKARA Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ

koc@divinity.ankara.edu.tr

 

Talim-i Edebiyat'ın Retorik ve Edebiyat Nazariyatı Sahasında getirdiği Yenilikler , Kazım YETİŞ

 

وصف الكتاب  تقديم: أبو الحسن علي الحسني الندوي الأدب الإسلامي وصلته بالحياة مع نماذج من صدر الإسلام من الأدب
عدد مرات التحميل : 4942 مرّة .
تم اضافته في : الأحد , 11 مايو 2008م .
تأليف ونشر : محمد الرابع الحسني الندوي .
نوع الكتاب :
pdf .
حجم الكتاب عند التحميل : 1.14
MB .

 

 

 

 

تاريخ الآداب العربية

الكتاب : تاريخ الآداب العربية
المؤلف : لويس شيخو
مصدر الكتاب : موقع الوراق
http://www.alwarraq.com
[ الكتاب مرقم آليا غير موافق للمطبوع ]

 

  • عنوان الكتاب: طلب العلم قواعد ونصائح وحكم
  • المؤلف: شمس الدين محمد بن أحمد بن عثمان الذهبي
  • المحقق: خليل بن محمد العربي
  • تاريخ الإضافة: 08 / 02 / 2015
  • شوهد: 4281 مرة
  • رابط التحميل من موقع Archive
  • التحميل المباشر: تحميل تصفح

كتاب : التربية النفسية في المنهج الإسلامي

القسم الرئيسي : التربية والتعليم

القسم الفرعي :المناهج وطرق التدريس

الناشر :حقوق التأليف والطبع والنشر محفوظة للمؤلف

المؤلف :

التصنيف : كتاب

نوع الملف :PDFs

 


0 Yorum - Yorum Yaz


ADI ve SOYADI : Abdulhafız. ALHAJJ

ÖĞ.NO: 14914742

Alan: Tefsir, Tezli Yüksek Lisans

 

 

TALİM-İ EDEBİYAT’IN “HATİME”Sİ ÜZERİNE

Hakan SAZYEK

Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 8/1 Winter 2013, p.2227-2239, ANKARA-TURKEY

 

Kur’an Kıraatinde

Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu

MEHMET AKİF KOÇ

DOÇ.DR., ANKARA Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ

koc@divinity.ankara.edu.tr

 

Talim-i Edebiyat'ın Retorik ve Edebiyat Nazariyatı Sahasında getirdiği Yenilikler , Kazım YETİŞ

 

وصف الكتاب  تقديم: أبو الحسن علي الحسني الندوي الأدب الإسلامي وصلته بالحياة مع نماذج من صدر الإسلام من الأدب
عدد مرات التحميل : 4942 مرّة .
تم اضافته في : الأحد , 11 مايو 2008م .
تأليف ونشر : محمد الرابع الحسني الندوي .
نوع الكتاب :
pdf .
حجم الكتاب عند التحميل : 1.14
MB .

 

 

 

 

تاريخ الآداب العربية

الكتاب : تاريخ الآداب العربية
المؤلف : لويس شيخو
مصدر الكتاب : موقع الوراق
http://www.alwarraq.com
[ الكتاب مرقم آليا غير موافق للمطبوع ]

 

  • عنوان الكتاب: طلب العلم قواعد ونصائح وحكم
  • المؤلف: شمس الدين محمد بن أحمد بن عثمان الذهبي
  • المحقق: خليل بن محمد العربي
  • تاريخ الإضافة: 08 / 02 / 2015
  • شوهد: 4281 مرة
  • رابط التحميل من موقع Archive
  • التحميل المباشر: تحميل تصفح

كتاب : التربية النفسية في المنهج الإسلامي

القسم الرئيسي : التربية والتعليم

القسم الفرعي :المناهج وطرق التدريس

الناشر :حقوق التأليف والطبع والنشر محفوظة للمؤلف

المؤلف :

التصنيف : كتاب

نوع الملف :PDFs

 


0 Yorum - Yorum Yaz


 


FAHRİYE ERDOĞMUŞ                                                               24.05.2015


YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ


NO: 14912714


 


“Kur’an ve Karakter Eğitimi” hakkında on literatür


 


1- Öztürk, Recep "  Kur'an penceresinden insan ve mutluluk yolları,İstanbul, 2011, Ensar yayınları,


2- Öztürk, Recep "  Fir'avun mantığı" İstanbul, Ensar yayınları,


3- Aydın, Hayati, “Kuran’da İnsan Psikolojisi”, İstanbul: Timaş Yay. , 2005.


4- Emin Sert, “Kur’an’da İnsan Tipleri Ve Davranışları”, Bilge Yayınları, 2004.


5- Abdullah Draz, Kuran Ahlakı, İz Yayıncılık, İstanbul


6- Recep Şükrü Apuhan, Çocuklarda ve Gençlerde Karakter Eğitimi, Timaş Yayınları 


7- İnal, Saliha, ''Kuran’a Göre Edep ve Ahlak'' İstanbul: Çıra Yay. , 2013


8- Musa Kazım Gülçür, Kur’an’da Karakter Eğitimi, Işık Yayınları, İzmir, Ekim 1994


9- Hayati Hökelekli, Ailede, Okulda, Toplumda Değerler Psikolojisi ve Eğitimi, Timaş Yayınları, İstanbul 2013.


10- Kur'an ve Sünnete Göre Müslüman Şahsiyeti M. Ali Haşimi  Risale Yayınları / Tercüme/Birey Dizisi



0 Yorum - Yorum Yaz


Murat Gültekin    Yüksek Lisans  14912727  Adab ve Ta’lim Arapça-Türkçe Sözlük Anlamları

 

 

Adab: Edebler, güzel huylar, iyi haller ve davranışlar; her konuda haddini bilip sınırı aşmamak. Müfredi (tekili) edeb'dir   Âdâba riâyetsiz hizmetin faydası yoktur.   

EDEB:
1. Güzel hallere ve huylara sâhib olma ve utanılacak hareketlerden sakınma, her hususta haddini bilip, sınırı gözetme hâli.
Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz. (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâya karşı edeb, O'nun emirlerini yerine getirmekle olur. Avâmın, halkın edebi, dînin emirlerine uymak, havâssın, seçilmişlerin edebi, dînin emirlerine uymakla berâber kalbi zikr (Allahü teâlâyı anmak) nûru ile aydınlatmak, gönülden Allahü teâlâdan başka her şeyi çıkarmaktır. (İmâm-ı Gazâli)
Âdemoğlunun edebden nasîbi yok ise insan değildir. Âdemoğlu ile hayvan arasındaki fark budur. Gözünü aç ve gör ki bütün Allahü teâlânın kelâmının mânâsı, âyet âyet edebden ibârettir. (Şems-i Tebrîzî)
İnsanlar edebe ilimden çok daha fazla muhtacdır. (Abdullah bin Menâzil)
En büyük edeb, ilâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, Allahü teâlânın emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır. (Abdülhakîm-i Arvâsî)
Din büyüklerinin yolu baştan sona edebdir. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir kimsenin edebli olması, iyi kalblilik ve akıllılık alâmetidir. (Sırrîy-i Sekatî)
Kul için güzel edebden daha iyi mertebe görmedim. Çünkü aklın hayâtı edebdir. İnsan edeb ile dünyâ ve âhirette yüksek derecelere kavuşur. (Ebû Osman Hîrî)

Edeb ehli edebden hâli olmaz, Edebsiz ilim öğrenen âlim olmaz. (M.Sıddîk bin Saîd)

İlim meclislerinde aradım, kıldım taleb, İlim geride kaldı ille edeb ille edeb. Edeb bir tâc imiş nûr-i Hüdâ'dan Giy ol tâcı emin ol her belâdan (Yûnus Emre)
2. Namazda müstehab ve mendup olan şeyler.
Namazın sünnet ve edeblerinden birini gözetmek ve tenzîhi bir mekruhtan sakınmak; zikir ve tefekkürden üstündür. (İmâm-ı Rabbânî)
İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretleri namaz abdestinin edeblerinden bir edebi terk ettiği için kırk senelik namazını kazâ etmiş, yeniden kılmıştır. (İmâm-ı Rabbânî)

 

 

  آداب  :  incelik, kibarlık, edeb, terbiye, edebiyat, yazın,

 

 

 

Ta’lim: Öğretmek, yetiştirmek, alıştırmak, belli etmek, idman.

تعليم    : öğretme, eğitme, öğretim, eğitim, talim, çıraklık.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Sema YİĞİT

14952706

Birleşik Doktora

  1. Adap ve Talim Kelimelerinin Sözlük Anlamları  
    الآداب: 
    مصطلح يُطلق على جملة المعارف الإنسانيّة وبخاصّة على الأدب الإنشائيّ والأدب الوصفيّ والتَّاريخ والجغرافية وعلم اللغة والفلسفة وغيرها من العلوم الاجتماعيّة .
  2. الآداب العامّة: 
    ( سف ) العُرْف المقرَّر المرْضيّ .

معنى تعليم في معجم المعاني الجامع - معجم عربي عربي

  1. تَعليم: ( اسم ) 
    مصدر عَلَّمَ 
    وِزَارَةُ التَّعْلِيمِ وَالتَّرْبِيَةِ : الوِزَارَةُ الْمَسْؤُولَةُ عَنْ تَلْقِينِ أَبْنَاءِ الشَّعْبِ الْمَعَارِفَ وَمَبَادِئَ العُلُومِ فِي الْمَدَارِسِ الابْتِدَائِيَّةِ وَالثَّانَوِيَّةِ وَالجَامِعِيَّةِ 
    التَّعْلِيمُ الابْتِدَائِيُّ وَالثَّانَوِيُّ وَالجَامِعِيُّ : مَرَاحِلُ تَلْقِينِ ، وَتَدْرِيسِ الْمَعَارِفِ وَالْمَهَارَاتِ التَّعْلِيمُ التِّقْنِيُّ وَالفَنِّيُّ لِكُلِّ شَخْصٍ الحَقُّ فِي التَّعْلِيمِ 
    يُمَارِسُ التَّعْلِيمَ مُنْذُ سَنَوَاتٍ : مِهْنَةَ الْمُعَلِّمِ وَالأُسْتَاذِ 
    التَّعليم الإلزاميّ : دخول المدرسة والدراسة فيها لفترة معيّنة بصورة إجباريّة ، 
    التَّعليم الأهليّ / التَّعليم الحرّ / التَّعليم الخاصّ : التعليم الذي ينظمه الأفراد والشركات الذين لا تتوافق احتياجاتهم التعليميّة مع مناهج المدرسة الأساسيّة ، 
    التَّعليم التَّكميليّ : مرحلة بين الابتدائيّة والثَّانويّة ، ( المتوسط ) 
    التَّعليم الثَّانويّ : مرحلة بين التَّعليم المتوسِّط والتَّعليم العالي في بعض الدول ، 
    التَّعليم الرسميّ / التَّعليم الحكوميّ / التَّعليم العامّ : هو التّعليم الذي تؤمِّنه الدولة للمواطنين ، بخلاف التعليم الخاص ، 
    التَّعليم المختلط : تعليم الأولاد والبنات في مدرسة أو جامعة واحدة ، 
    العِلْم التَّعليميّ : العلْم الرّياضيّ كالحساب والمساحة والموسيقى ، 
    تعليم الكبار : تعليم البالغين الذين لم يدخلوا المدرسة في طفولتهم ، 
    تكييف التَّعليم : إدخال تعديلات على موادّه وأساليبه من شأنها أن تجعله ملائمًا لحاجات الطالب ومقدرته ، 
    سِنّ التَّعليم : العمر الذي يذهب فيه الأطفالُ إلى المدرسة ، 
    عرَّب التَّعليمَ : جعله عربيًّا ، 
    مراحل التَّعليم : الفترات الزمنيّة التي يتمّ فيها التَّعليم كالابتدائيّة والثَّانويّة والجامعيّة ، 
    وزارة التَّعليم العاليّ : الوزارة المسئولة عن التعليم في الجامعات والمعاهد العليا 
    التَّعليم الأساسيّ : الخبرة العلميَّة والعمليَّة التي لا غنى عنها للنَّاشئ
  2. تعليم: ( اسم ) 
    تعليم : مصدر عَلَّمَ
  3. عَلَّمَ: ( فعل ) 
    علَّمَ علَّمَ على يعلِّم ، تعليمًا ، فهو مُعلِّم ، والمفعول مُعلَّم 
    علَّم الشّيءَ / علَّم على الشّيء : وضع عليه علامة 
    عَلَّمَ له علامةً : جعل له أَمارةً يعرفها 
    علَّمه القراءةَ : جعله يعرفها ، فهَّمه إيّاها : وما درَّبتم

ترجمة و معنى تعليم في قاموس المعاني. قاموس عربي عربي

  1. تعليم ابْتدائيّ: 
    المرحلة الأولى مِن التعليم يليها التعليم المتوسط أو الإعدادي أو الثانوي على اختلاف أنظمة التعليم في الدول .
  2. تعليم ثانويّ: 
    مرحلة تعليميَّة بعد الإعداديَّة في بعض البلاد العربية ، أو المتوسطة في بعض آخر وتُعِدّ للتعليم الجامعي ? شهادة ثانوية
  3. تَعْلِيمٌ 
    [ ع ل م ]. ( مصدر عَلَّمَ ). 
    1 . :- وِزَارَةُ التَّعْلِيمِ وَالتَّرْبِيَةِ :- : الوِزَارَةُ الْمَسْؤُولَةُ عَنْ تَلْقِينِ أَبْنَاءِ الشَّعْبِ الْمَعَارِفَ وَمَبَادِئَ العُلُومِ فِي الْمَدَارِسِ الابْتِدَائِيَّةِ وَالثَّانَوِيَّةِ وَالجَامِعِيَّةِ . 
    2 . :- التَّعْلِيمُ الابْتِدَائِيُّ وَالثَّانَوِيُّ وَالجَامِعِيُّ :- : مَرَاحِلُ تَلْقِينِ ، وَتَدْرِيسِ الْمَعَارِفِ وَالْمَهَارَاتِ . :- التَّعْلِيمُ التِّقْنِيُّ وَالفَنِّيُّ :- :- لِكُلِّ شَخْصٍ الحَقُّ فِي التَّعْلِيمِ . 
    3 . :- يُمَارِسُ التَّعْلِيمَ مُنْذُ سَنَوَاتٍ :- : مِهْنَةَ الْمُعَلِّمِ وَالأُسْتَاذِ .
  4. تعليم 
    تعليم :- 
    جمع تعاليم ( لغير المصدر ) وتعليمات ( لغير المصدر ): 
    1 - مصدر علَّمَ / علَّمَ على . 
    2 - فرع من التَّربية يتعلّق بطرق تدريس الطلاب أنواع المعارف والعلوم والفنون :- التَّربية والتَّعليم ، - مناهج التَّعليم :- 
    • التَّعليم الإلزاميّ : دخول المدرسة والدراسة فيها لفترة معيّنة بصورة إجباريّة ، - التَّعليم الأهليّ / التَّعليم الحرّ / التَّعليم الخاصّ : التعليم الذي ينظمه الأفراد والشركات الذين لا تتوافق احتياجاتهم التعليميّة مع مناهج المدرسة الأساسيّة ، - التَّعليم التَّكميليّ : مرحلة بين الابتدائيّة والثَّانويّة ، ( المتوسط ) - التَّعليم الثَّانويّ : مرحلة بين التَّعليم المتوسِّط والتَّعليم العالي في بعض الدول ، - التَّعليم الرسميّ / التَّعليم الحكوميّ / التَّعليم العامّ : هو التّعليم الذي تؤمِّنه الدولة للمواطنين ، بخلاف التعليم الخاص ، - التَّعليم المختلط : تعليم الأولاد والبنات في مدرسة أو جامعة واحدة ، - العِلْم التَّعليميّ : العلْم الرّياضيّ كالحساب والمساحة والموسيقى ، - تعليم الكبار : تعليم البالغين الذين لم يدخلوا المدرسة في طفولتهم ، - تكييف التَّعليم : إدخال تعديلات على موادّه وأساليبه من شأنها أن تجعله ملائمًا لحاجات الطالب ومقدرته ، - سِنّ التَّعليم : العمر الذي يذهب فيه الأطفالُ إلى المدرسة ، - عرَّب التَّعليمَ : جعله عربيًّا ، - مراحل التَّعليم : الفترات الزمنيّة التي يتمّ فيها التَّعليم كالابتدائيّة والثَّانويّة والجامعيّة ، - وزارة التَّعليم العاليّ : الوزارة المسئولة عن التعليم في الجامعات والمعاهد العليا . 
    • التَّعليم الأساسيّ : ( علوم الاجتماع ) الخبرة العلميَّة والعمليَّة التي لا غنى عنها للنَّاشئ .
  5. تعليم 
    تعليم 
    1 - مصدر علم . 2 - حرفة المعلم . 3 - « التعليم الرسمي » : هو الذي تؤمنه الحكومة وتشرف عليه . 4 - « التعليم الحر أو الخاص » : هو الذي يؤمنه مالكو المدارس أفرادا وجماعات ومؤسسات ، دينية وعلمانية . 5 - « التعليم الابتدائي » : هو الذي يعنى بتزويد الطالبين بالمبادىء العلمية الأولى . 6 - « التعليم الثانوي » : هو الذي يعنى بتزويد الطالبين بمعرفة اللغات وآدابها ، قديمها وحديثها ، وبمبادىء العلوم الرياضية والطبيعية والكيماوية ونحوها ، وبتجهيزهم لمرحلة الدراسة الجامعية . 7 - « التعليم العالي أو الجامعي » : هو الذي تؤمنه الجامعات ومعاهد الدراسات العليا ، والذي يوسع فيه الطالب آفاق معارفه ويعمق فرعا منها خاصة . 8 - « التعليم المهني » : هو الذي يزود الطالبين بالمعارف التجارية والزراعية والصناعية ونحوها .
  6. قرض تعليم 
    يمنح للطلبة . ، وتعني بالانجليزية : education loan
  7. التّعليم الأساسيّ: 
    ( مع ) الخبرة العلميَّة والعمليَّة التي لا غنى عنها للنَّاشئ .
  8. التّعليم الأساسيّ: 
    الخبرة العلميَّة والعمليَّة التي لا غنى عنها للنَّاشئ .
  9. علَّمَ: 
    علَّمَ / علَّمَ على يعلِّم ، تعليمًا ، فهو مُعلِّم ، والمفعول مُعلَّم :- 
    • علَّم الشّيءَ / علَّم على الشّيء وضع عليه علامة :- علَّم مقطعًا في الكتاب ، - علَّم على فقرة / أسماء الغائبين ، - علَّم كلبَه بعلامة في رقبته . 
    • علَّمه القراءةَ : جعله يعرفها ، فهَّمه إيّاها :- علَّمه الكتابةَ ، - علَّمه الرِّمايةَ : درَّبه عليها ، - علَّم الناشئَةَ ، - عَلِّمُوا أَوْلاَدََكُمُ السِّبَاحَةَ وَالرِّمَايَةَ وَالفُرُوسِيَّة [ حديث ]: من كلام عمر بن الخطاب ، - { وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُ } - { وَمَا عَلَّمْتُمْ مِنَ الْجَوَارِحِ }: وما درَّبتم . 
    • علَّم له علامةً : جعل له سِمةً أو أمارةً يعرفها .

    ADAP VE TALİM KELİMELERİNİN SÖZLÜK ANLAMLARI

     

    Adap: 1- Töre. 2- Yol yordam[1]  

    Adap: 1-Töre,usul,adet 2- yol yordam ,yol yöntem, erkan[2]  

    Adap: (Edeb kelimesinin çoğuludur.) Usul, yol, yordam, davranış kaideleri, terbiye. Ahlâk ve terbiyenin gerektirdiği konuşma ve hareket tarzı. Adaba uymayanlara edepsiz denir."Edipler edepli olmalı" yani yazarlar, edebiyatçılar dine, ahlâka ve terbiyeye uymalı. Aksi halde edebiyatçı adına lâyık olamazlar, edepsiz olurlar. (Sünnet-i Seniyyenin meratibi var. Bir kısmı vâciptir, terkedilmez. O kısım, Şeriat-ı Garrâ'da tafsilâtiyle beyan edilmiş. Onlar muhkemattır. Hiçbir cihette tebeddül etmez. Bir kısmı da, nevâfil nevindendir. Nevâfil kısmı da iki kısımdır. Bir kısım, ibadete tâbi Sünnet-i Seniyye kısımlarıdır. Onlar dahi Şeriat kitablarında beyan edilmiş. Onların tağyiri bid'attır. Diğer kısmı, "âdâb" tabir ediliyor ki, Siyer-i Seniyye kitablarında zikredilmiş. Onlara muhalefete, bid'a denilemez. Fakat âdâb-ı Nebevi'ye bir nevi muhalefettir ve onların nurundan ve o hakiki edebden istifade etmemektir. Bu kısım ise (örf ve âdât), muamelât-ı fıtriyede Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın tevâtürle malum olan harekâtına ittiba etmektir. Meselâ: Söylemek âdâbını gösteren ve yemek ve içmek ve yatmak gibi hâlâtın âdâbının düsturlarını beyan eden ve muaşerete taalluk eden çok Sünnet-i Seniyyeler var. Bu nevi Sünnetlere "âdâb" tabir edilir. Fakat o âdâba ittiba eden, âdâtını ibadete çevirir. O âdâbdan mühim bir feyz alır. En küçük bir âdâbın mürââtı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı tahattur ettiriyor; kalbe bir nur veriyor. Sünnet-i Seniyyenin içinde en mühimi İslâmiyet alâmetleri olan ve şeâire de taalluk eden Sünnetlerdir. Şeâir, âdeta hukuk-u umumiye nev'inden cemiyete ait bir ubudiyettir. Birisinin yapmasıyle o cemiyet umumen istifade ettiği gibi, onun terkiyle de umum cemaat mes'ul olur. Bu nevi şeâire riya giremez ve ilân edilir. Nâfile nev'inden de olsa, şahsî farzlardan daha ehemmiyetlidir. Sünnet-i Seniyye, edebdir. Hiçbir mes'elesi yoktur ki, altında bir nur, bir edeb bulunmasın! Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş, yâni: "Rabbim bana edebi, güzel bir surette ihsan etmiş, edeblendirmiş." Evet Siyer-i Nebeviyyeye dikkat eden ve Sünnet-i Seniyyeyi bilen, kat'iyyen anlar ki: Edebin envâını, Cenab-ı Hak, Habibinde cem'etmiştir. Onun Sünnet-i Seniyyesini terkeden, edebi terkeder.”[3]

     

    Talim: 1- Öğretim. 2- Alıştırma  3.Askerlikle ilgili Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi.[4]

    Talim: Öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belli etmek. İdman.[5]

    Talim: Öğretme, öğrenme, meşk, idman, egzersiz[6]

     

    İslâm ahlâk kültüründe ahlâka yakın en çok kullanılan kelime edep

    kavramıdır. Edep, bir toplumda örf, âdet ve kural hâlini almıs iyi tutum ve

    davranıslar veya yakın anlamda bunları kazandıran bilgiler seklinde tarif edilir.

    İslâm’da edep kültürünün en eski kaynaklarından olan İbn Küteybe’nin Edebü’l-

    Katib adlı eserinde tamamen Kur’ân ve Sünnet ahlâkının özüne uygun olarak bir

    “dilin edeplendirilmesi”nden, bir de “nefsin edeplendirilmesi”nden söz edilir. Kişi

    dilini edeplendirmeden yani edebiyat ve dil bilimlerinde eğitilmeden önce nefsini

    edeplendirmeli, ahlâkını güzellestirmelidir. Nefsin edeplendirilmesi iffet, hilm,

    sabır, gerçege saygı, vakar, merhamet gibi erdemlerle olur.

    VIII. yüzyıldan itibâren yazılmaya baslanan edep kitaplarında edep teriminin

    iyi bir eğitimle kazanılmıs karakter disiplini, takdîre değer hareketler, toplum içinde

    çesitli kesimlerin birbirlerine karsı takınmaları gereken ve daha sonra “âdâb-ı

    mûaseret” denilecek olan medeni ve ahlâkî davranıs tarzları ve bu hususlarda gerekli

    olan pratik bilgiler hakkında kullanıldıgı görülür. Bu sekilde edep, genellikle “ilim”

    ana baslıgı altında anılan ser’î ilimlerden ve bu ilimlerin konusu olan ibâdet yahut

    muâmelat gibi uygulamalardan farklı olarak genis ölçüde ahâkî ve sosyal içerikli bir

    kavram hâline gelmistir. Terimin böyle bir muhtevâ kazanmasında, VIII. yüzyıldan

    itibaren Yunan, Hint ve bilhassa İran gibi İslâm dışı kültürlerden aktarılan bilgilerin,

    başta Abdullah b. Mukaffa olmak üzere İran asıllı yazarlara âit eserlerdeki edep ve

    hikmet unsurlarının önemli ölçüde tesiri olmustur. Nitekim İbnü’l-Mukaffa’ın el-

    Edebü’l-Kebîr ve el-Edebü’s-Sagîr adlı risâleleri, İslâm kültür tarihinde “edep”

    baslığı altında yazılmıs ilk eserler olup kisinin basarılı ve mutlu olabilmesi,

    başkalarıyla sağlıklı iliskiler kurabilmesi için faydalı öğütler veren ve umûmiyetle

    iyi bir ahlak egitimini amaçlayan bilgiler ihtivâ eder. 

    Edep terimi “gelenek, görenek, ahlâk” gibi ilk anlamlarının yanında, İslâm

    kültürünün tarihî gelişimi içinde çesitli mevkiler, meslek ve sanatlar; egitim ve

    ögretim; tasavvuf ve tarîkat; ilmî araştırma ve tartışmalar; ibâdet, duâ ve Kur’ân

    tilâveti gibi dînî faâliyetler; yeme, içme, giyim, kusam, temizlik vb. günlük

    meşguliyetler; her türlü sosyal ilişki ve hayatın diğer alanlarına dâir bilgiler ve en

    uygun davranış tarzları için kullanılan son derece geniş kapsamlı bir terim haline

    gelmiştir.

    Edep terimi, erken dönemlerden itibaren dînî literatürde de genis bir

    kullanım alanı bulmustur. Buhârî’nin el-Cami’us-Sahîh’inin bir bölümü “Kitabü’l-edeb” baslığını tasır. Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî’nin el-Âdab adlı eseri de ahlak

    ve mûaşeret konularına dâir hadislerden olusur. Süphesiz bütün bu konularda en

    ideal örnek, Hz. Muhammed kabul edildigi için İslâm ahlak edep literatürüne giren

    eserlerin çoğunda “edebü’n-nebî” ve benzeri başlıklar altında Hz. Peygamber’in

    ahlâkî kisiliği örnek olarak sunulmuştur. İmam Ebü’l-Hasan el-Mâverdî’nin edebe dâir “Edebü’d-Dünya ve’d-Din” adlı eseri, bu kaynakların ölümsüz eserlerindendir. Giris mahiyetindeki bir bölümle “edebü’l-ilm”, “edebü’d-dîn”, “edebü’d-dünya” ve “edebü’n-nefs” bölümlerinden oluşan eser, dînî ve din dışı konulardaki edep kültürünün en olgun ürünlerinden biridir. Gerek ilmî ve fikrî bakımından, gerekse sistematik yönden bu alanın en değerli örneği, Gazâlî’nin İhya-ü Ulûmi’d-Din’inin ilgili bölümleridir. Eserde edep terimine dînî, dünyevi, tasavvufî, ahlâkî ve sosyal uygulamaları sistematize eden ilke ve kuralları içine alacak sekilde kapsam zenginliği kazandırılmıstır.[7]

     



    [1] TDK Büyük Türkçe Sözlük

    [2] Dil Derneği, Türkçe Sözlük

    [3] Osmanlıca Türkçe.com

    [4] TDK Büyük Türkçe Sözlük

    [5] Dil Derneği, Türkçe Sözlük

    [6] Pamukkale Üniversitesi, Osmanlıca Sözlük

     

    [7] İslamda Edep Geleneği ve Ferüdiddin Attar’ın Pendnamesi, İbrahim Halil Dündar, Yüksek Lisans Tezi,Van,2008.

     

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Ziya CEBECİ
14912739
Tezli Yüksek Lisans 

 

1. آدابٌ: ( اسم ) 
جمع أدَب 
قواعد متَّبعة في مجال أو سلوك معيَّن 
الآدَابُ وَالفنُونُ : الإنْتَاجُ الفِكْرِيُّ شِعْراً أَو نَثْراً 
يُتَابِعُ دِرَاسَتَهُ فِي كُلِّيَّةِ الآدَابِ : كلِّيَّة تُدَرَّسُ فِيهَا العُلومُ وَالْمَعَارِفُ الإنْسَانِيَّةُ 
الآداب : مصطلح يُطلق على جملة المعارف الإنسانيّة وبخاصّة على الأدب الإنشائيّ والأدب الوصفيّ والتَّاريخ والجغرافية وعلم اللغة والفلسفة وغيرها من العلوم الاجتماعيّة 
آداب اجتماعيَّة : قواعد اللياقة والذوق العام ، 
الآداب العامّة : العُرْف المقرَّر المُرْضي ، 
مُخِلّ بالآداب : منافٍ لها 
آداب البحث والمناظرة : ( الفلسفة والتصوُّف ) قواعِد تبيِّن وتُنظِّم كيفيّة المناظرة وشرائِطها 
شُرْطة الآداب : الشرطة المكلَّفة بمراعاة الآداب العامّة
2. أدَبُ: ( اسم ) 
الجمع : آداب 
الأدَبُ : رياضة النَّفس بالتعليم والتَّهذيب على ما ينبغي 
الأدَبُ : جُملة ما ينْبَغي لذي الصِّناعة أَو الفن أن يتمسك به ، كأَدب القاضي ، وأَدب الكاتب 
الأدَبُ الجميلُ من النَّظم والنَّثر 
الأدَبُ : كل ما أنتجه العقل الإنْسَاني من ضُروب المعرفة وعلوم الأَدب عند المتقدَّمين تشمل : اللغة والصّرف ، والاشتقاق ، والنَّحو ، والمعاني ، والبيان والبديع ، والعَروض ، والقَافِيِة ، والخَطّ ، والإنشاء ، والمحاضرات والجمع : آداب ، وتطلق الآداب حديثاً على الأَدب بالمعنَى الخاصّ ، والتاريخِ والجغرافية ، وعلوم اللسان ، والفلسفة 
والآدابُ العامة : العُرْف المقرَّر المَرْضِيّ 
وآداب البحث والمناظرة : قواعد تبين وتنظِّم كيفية المناظرة وشرائطها 
بَيْتُ الأَدَب : الحمّام أو المرحاض ، 
قليل الأَدَب : غير مهذَّب 
أَدَب المناسبات : ما يُلقى في المناسبات من خطب وقصائد ، 
الأدب العالميّ : الأدب الَّذي لا يعرف حدًّا للأمم ، والذَّي يمكن اعتباره جزءًا من تراث الإنسانيّة بأسرها 
رجال الأَدَب / أهل الأَدَب : رجال الفكر 
الأدب القصصيّ : الأدب الَّذي يكون موضوعه قصّ حوادث أو مغامرات حقيقيّة أو خياليّة 
الأدبُ المقارن : ( آداب ) الأدب الَّذي يُعنى بدراسة التأثيرات الأدبيّة المتبادلة التَّي تتعدّى الحدود اللُّغويّة والجنسيّة والسِّياسيّة كأن يدرس آداب بلدين فيقابل بينها ، ويربط الواحدة بالأخرى ، مستخلصًا أوجه الشَّبه والتأثيرات المتبادلة 
أدب الرِّحلات : ( آداب ) مجموعة الآثار الأدبيّة التي تتناول انطباعات المؤلّف عن رحلاته في بلاد مختلفة ، وقد يتعرّض فيها لوصف ما يراه من عادات وسلوك وأخلاق 
علوم الأَدَب : علوم يُحترَز بها من الخطأ والخلل في كلام العرب لفظًا وكتابةً كعلوم اللغة والنحو والصرف والبلاغة وغيرها 
اللاَّأدب : ما يجرح الحياء ولا يُلتزم فيه بحدود اللِّياقة والأخلاق 
الأدب الرِّوائيّ : النوع الأدبي المتمثِّل في القصص الطويلة

 

 

ÂDÂB
Ahlâk, terbiye ve nezâket kuralları. Birini ziyafete davet etme mânâsını ifade eden edep, İslâm'ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bilumum hayır, zarâfet, usluluk ve güzel ahlâk demektir. Seyyid Şerîf, (et-Tarifât) adlı eserinde edebi, "bütün hatâ türlerinden kendisiyle korunulan şeyi bilmekten ibarettir" diye tarif etmektedir. Edeb, insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin köklü bir kuvvetidir. "Nefs edebi" ve "ders edebi" olmak üzere ikiye ayrılan edeb'in birincisi acelecilik ve sinirlilik gibi doğuştan olan edeb, ikincisi ise daha sonra elde edilen ve "mekârim-i ahlâk" (güzel ahlâk) olarak da isimlendirilen edebtir .

 

Ayrıca münazara-mübahase ilmini içine alan bir edeb türü daha vardır ki, âlimler bunu "edeb-i bahs" diye isimlendirirler. Edeb'in bu türü ilmî münazaralarda tarafların birbirlerine karşı gösterecekleri ahlâkî kaideleri ihtiva etmektedir. Yakın zamanlara kadar medreselerde bir ilim dalı olarak okutulagelmiştir.

Fıkıh ıstılahına göre ise edeb, "Hz. Peygamber (s.a.s.)'in sünnetine uygun olarak yapılan hareketlerdir." Daha geniş ifadesiyle Allah'ın ve Peygamber'in emir ve yasaklarına uygun biçimde hareket etmektir.

Âdâb fıkhî terim olarak ele alındığında 'sünnet-i gayr-i müekkede' hükmündedir. Onun için bu davranışta bulunana sevap yazılır, yapmayana ise günah yoktur. O yüzden âdâb bazen nafile, * bazen müstehap, bazen mendub, bazen de tatavvu' ve fazilet kavramlarıyla eş anlamda kullanılır. Âdâb kaideleri Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından tavsiye ve teşvik edildiği için yapılan bu davranışa müstehab adı verilir. Yapıldığında bir sevap kazanmak söz konusu olduğundan buna mendub denir. Yapılırken bir zorunluluk olmadan yapıldığı için buna tatavvu' adı verilmiştir. Fıkhî bir terim olarak farz ve sünnetlerden sonra ibâdetlerin âdâbı anlamında bu anlamlarda kullanıldığı bilinmektedir. Meselâ abdestin farz ve sünnetleri sayıldıktan sonra "Âdâbu'l vudû", namaz için "Âdâbu's-salât" terimleri kullanılmıştır.

Edeb'in çoğulu âdâb'tır. En güzel ve hiçbir zaman eskimeyecek olan edeb ve ahlâk, Kur'an'da öğretilen ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'in sünneti ile tatbik edilip yaşanan âdâbtır.

 

( اسم ) تَعليم: 
مصدر عَلَّمَ 
وِزَارَةُ التَّعْلِيمِ وَالتَّرْبِيَةِ : الوِزَارَةُ الْمَسْؤُولَةُ عَنْ تَلْقِينِ أَبْنَاءِ الشَّعْبِ الْمَعَارِفَ وَمَبَادِئَ العُلُومِ فِي الْمَدَارِسِ الابْتِدَائِيَّةِ وَالثَّانَوِيَّةِ وَالجَامِعِيَّةِ 
التَّعْلِيمُ الابْتِدَائِيُّ وَالثَّانَوِيُّ وَالجَامِعِيُّ : مَرَاحِلُ تَلْقِينِ ، وَتَدْرِيسِ الْمَعَارِفِ وَالْمَهَارَاتِ التَّعْلِيمُ التِّقْنِيُّ وَالفَنِّيُّ لِكُلِّ شَخْصٍ الحَقُّ فِي التَّعْلِيمِ 
يُمَارِسُ التَّعْلِيمَ مُنْذُ سَنَوَاتٍ : مِهْنَةَ الْمُعَلِّمِ وَالأُسْتَاذِ 
التَّعليم الإلزاميّ : دخول المدرسة والدراسة فيها لفترة معيّنة بصورة إجباريّة ، 
التَّعليم الأهليّ / التَّعليم الحرّ / التَّعليم الخاصّ : التعليم الذي ينظمه الأفراد والشركات الذين لا تتوافق احتياجاتهم التعليميّة مع مناهج المدرسة الأساسيّة ، 
التَّعليم التَّكميليّ : مرحلة بين الابتدائيّة والثَّانويّة ، ( المتوسط ) 
التَّعليم الثَّانويّ : مرحلة بين التَّعليم المتوسِّط والتَّعليم العالي في بعض الدول ، 
التَّعليم الرسميّ / التَّعليم الحكوميّ / التَّعليم العامّ : هو التّعليم الذي تؤمِّنه الدولة للمواطنين ، بخلاف التعليم الخاص ، 
التَّعليم المختلط : تعليم الأولاد والبنات في مدرسة أو جامعة واحدة ، 
العِلْم التَّعليميّ : العلْم الرّياضيّ كالحساب والمساحة والموسيقى ، 
تعليم الكبار : تعليم البالغين الذين لم يدخلوا المدرسة في طفولتهم ، 
تكييف التَّعليم : إدخال تعديلات على موادّه وأساليبه من شأنها أن تجعله ملائمًا لحاجات الطالب ومقدرته ، 
سِنّ التَّعليم : العمر الذي يذهب فيه الأطفالُ إلى المدرسة ، 
عرَّب التَّعليمَ : جعله عربيًّا ، 
مراحل التَّعليم : الفترات الزمنيّة التي يتمّ فيها التَّعليم كالابتدائيّة والثَّانويّة والجامعيّة ، 
وزارة التَّعليم العاليّ : الوزارة المسئولة عن التعليم في الجامعات والمعاهد العليا

 

 


 

TA'LİM

Sözlükte "bir şeyi gerçek yönüyle kavramak, bir nesnenin şekli zihinde oluşmak, nesneyi gerçek haliyle bilmek" anlamındaki ilm kökünden türeyen ta‘lîm "birine bilgi öğretmek, ders okutmak" demektir (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, "alm" md.).


0 Yorum - Yorum Yaz

Adab-Talim Kavramları    31.05.2015

 Rukiye Çelep 

T. Yüksek Lisans 

 ادب: يَأدِب ، أَدْبًا ، فهو آدِب ، والمفعول مأدوب - للمتعدِّي أَدَبَ الكَرِيمُ : أقامَ مَأْدُبَةً   ادبَ أَصْحَابَهُ : دَعَاهُمْ إلى مَأْدُبَةً أَدَبَ الوَلَدَ : وَجَّهَهُ إلى مَحاسِن الأَخْلاَقِ والعاداتِ الحميدةِ أدَبَ القومَ على الأمر : جمعهم عليه وندَبهم إليه أَدَبَ فلاناً : راضه على محاسن الأَخلاق والعاداتأَدَبَّهُ : جعله يَدِبّ ، أدَبَّ إلى أرضه جَدْوَلاً ، أَدَبَّ الحاكمُ البلادَ : جعل أهلها يَدِبُّون آمنينَ لعدلهأدُبَ يَأدُب ، أَدَبًا ، فهوأَديب أَدُبَ فلان: راض نفسه على المحاسن أَدُبَ الْمُتَحَدِّثُ : كان ظرِيفاً أدُبَ الرَّجلُ : حسُنت أخلاقُهوعاداتُه الفضل بالعقل والأدب لا بالأصل والحسب ، أدُبَ الكاتبُ : حذَق فنون الأدبوأجادها أدُب المتحدِّث في حديثه

 ÂDÂB

 

Ahlâk, terbiye ve nezâket kuralları. Birini ziyafete davet etme mânâsını ifade eden edep, İslâm'ın güzel saydığı söz ve davranışlardır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet olunan bilumum hayır, zarâfet, usluluk ve güzel ahlâk demektir. Seyyid Şerîf, (et-Tarifât) adlı eserinde edebi, "bütün hatâ türlerinden kendisiyle korunulan şeyi bilmekten ibarettir" diye tarif etmektedir. Edeb, insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin köklü bir kuvvetidir. "Nefs edebi" ve "ders edebi" olmak üzere ikiye ayrılan edeb'in birincisi acelecilik ve sinirlilik gibi doğuştan olan edeb, ikincisi ise daha sonra elde edilen ve "mekârim-i ahlâk"* (güzel ahlâk) olarak da isimlendirilen edebtir .
Ayrıca münazara-mübahase ilmini içine alan bir edeb türü daha vardır ki, âlimler bunu "edeb-i bahs" diye isimlendirirler. Edeb'in bu türü ilmî münazaralarda tarafların birbirlerine karşı gösterecekleri ahlâkî kaideleri ihtiva etmektedir. Yakın zamanlara kadar medreselerde bir ilim dalı olarak okutulagelmiştir.
Fıkıh ıstılahına göre ise edeb, "Hz. Peygamber (s.a.s.)'in sünnetine uygun olarak yapılan hareketlerdir." Daha geniş ifadesiyle Allah'ın ve Peygamber'in emir ve yasaklarına uygun biçimde hareket etmektir.
Âdâb fıkhî terim olarak ele alındığında 'sünnet-i gayr-i müekkede' hükmündedir. Onun için bu davranışta bulunana sevap yazılır, yapmayana ise günah yoktur. O yüzden âdâb bazen nafile, * bazen müstehap, bazen mendub, bazen de tatavvu' ve fazilet kavramlarıyla eş anlamda kullanılır. Âdâb kaideleri Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından tavsiye ve teşvik edildiği için yapılan bu davranışa müstehab adı verilir. Yapıldığında bir sevap kazanmak söz konusu olduğundan buna mendub denir. Yapılırken bir zorunluluk olmadan yapıldığı için buna tatavvu' adı verilmiştir. Fıkhî bir terim olarak farz ve sünnetlerden sonra ibâdetlerin âdâbı anlamında bu anlamlarda kullanıldığı bilinmektedir. Meselâ abdestin farz ve sünnetleri sayıldıktan sonra "Âdâbu'l vudû", namaz için "Âdâbu's-salât" terimleri kullanılmıştır.
Edeb'in çoğulu âdâb'tır. En güzel ve hiçbir zaman eskimeyecek olan edeb ve ahlâk, Kur'an'da öğretilen ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'in sünneti ile tatbik edilip yaşanan âdâbtır.

 

Muhaddisler, Hz. Peygamber'in bizzat yaşadığı ve ümmetine tavsiye ettiği edeb ve ahlâk kaidelerini ihtiva eden hadîsleri, tasnîf ettikleri hadîs kitaplarında "Kitâbu'l Edeb", "Bâbu'l Edeb" gibi başlıklar altında toplamışlardır. (bk. Buhârî Edeb; Müslim Edeb, Muvattâ Hulk...) Buna ilâveten İmam Buhârî "El-Edebu'l Müfred" isimli kitabını, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) ahlâkî yaşayış ve emirleri ile ilgili hadîslerini derleyerek meydana getirmiştir.

Edeb, insanlara karşı bütün davranış ve muamelelerinde terbiyeli ve ahlâklı olmaktır. Selâm vermek, güler yüz göstermek, tırnak kesmek, sakal* bırakmak gibi nice İslâmî edebler vardır ki, bunlar Hz. Peygamber'in birer sünneti olduğu gibi, daha önce geçen peygamberlerin de sünnetidir.

Rivâyetlerle sabit olan edeb ve güzel ahlâk hakkındaki Peygamberî emirler bütün ümmeti ilgilendirdiği için edeb verme ve terbiye etme konumunda olan her kişinin bu emirleri önce şahsında tatbik etmesi, daha sonra da terbiyesi altında bulundurduğu kişileri bu güzel ahlâk ile ahlâklandırmaya çalışması gerekir. "Ey inananlar, nefsinizi ve ehlinizi tutuşturucusu taşlar ve insanlar olan ve kâfirler için hazırlanmış bulunan Cehennem ateşinden koruyunuz." (Tahrim, 66/6) buyuran Cenâb-ı Allah hem nefsimizi hem de elimiz altında yetiştirmekle mükellef bulunduğumuz çoluk çocuğumuzu Allah ve Peygamberi'nin razı olduğu güzel ahlâk ile ahlâklandırarak bu suretle Cehennem'in azâbından korumamız gerektiğini ifâde etmiştir. 

 


Talim:
Öğretme, eğitme; öğretim, eğitim, talim, çıraklık anlamlarına gelir. Herhangi bir öğrenmeyi kılavuzlama veya sağlama faaliyetleridir. öğretmeyi, hedeflerle belirlenen davranışların öğrenciye kazandırılması için öğrenme yaşantısı oluşturma süreci olarak ele almaktadır. Açıklama, model olma gibi yöntemler yoluyla, bilgiyi yaşamlarına şimdi ya da ileride kalite katması için edinmek isteyen kişilere verme süreci olarak tanımlamaktadır.

 

تَعليم  مصدر عَلَّمَ وِزَارَةُ التَّعْلِيمِ وَالتَّرْبِيَةِ : الوِزَارَةُ الْمَسْؤُولَةُ عَنْ تَلْقِينِ أَبْنَاءِ الشَّعْبِ الْمَعَارِفَ وَمَبَادِئَ العُلُومِ فِي الْمَدَارِسِ الابْتِدَائِيَّةِ وَالثَّانَوِيَّةِ وَالجَامِعِيَّةِ  التَّعْلِيمُ الابْتِدَائِيُّ وَالثَّانَوِيُّ وَالجَامِعِيُّ : مَرَاحِلُ تَلْقِينِ ، وَتَدْرِيسِ الْمَعَارِفِ وَالْمَهَارَاتِ التَّعْلِيمُ التِّقْنِيُّ وَالفَنِّيُّ لِكُلِّ شَخْصٍ الحَقُّ فِي التَّعْلِيمِ  يُمَارِسُ التَّعْلِيمَ مُنْذُ سَنَوَاتٍ : مِهْنَةَ الْمُعَلِّمِ وَالأُسْتَاذِ  التَّعليم الإلزاميّ : دخول المدرسة والدراسة فيها لفترة معيّنة بصورة إجباريّة ،  التَّعليم الأهليّ / التَّعليم الحرّ / التَّعليم الخاصّ : التعليم الذي ينظمه الأفراد والشركات الذين لا تتوافق احتياجاتهم التعليميّة مع مناهج المدرسة الأساسيّة ،  التَّعليم التَّكميليّ : مرحلة بين الابتدائيّة والثَّانويّة ، ( المتوسط )  التَّعليم الثَّانويّ : مرحلة بين التَّعليم المتوسِّط والتَّعليم العالي في بعض الدول ،  التَّعليم الرسميّ / التَّعليم الحكوميّ / التَّعليم العامّ : هو التّعليم الذي تؤمِّنه الدولة للمواطنين ، بخلاف التعليم الخاص ،  التَّعليم المختلط : تعليم الأولاد والبنات في مدرسة أو جامعة واحدة ،  العِلْم التَّعليميّ : العلْم الرّياضيّ كالحساب والمساحة والموسيقى ،  تعليم الكبار : تعليم البالغين الذين لم يدخلوا المدرسة في طفولتهم ،  تكييف التَّعليم : إدخال تعديلات على موادّه وأساليبه من شأنها أن تجعله ملائمًا لحاجات الطالب ومقدرته ،  سِنّ التَّعليم : العمر الذي يذهب فيه الأطفالُ إلى المدرسة ،  عرَّب التَّعليمَ : جعله عربيًّا ،  مراحل التَّعليم : الفترات الزمنيّة التي يتمّ فيها التَّعليم كالابتدائيّة والثَّانويّة والجامعيّة ،  وزارة التَّعليم العاليّ : الوزارة المسئولة عن التعليم في الجامعات والمعاهد العليا  التَّعليم الأساسيّ : الخبرة العلميَّة والعمليَّة التي لا غنى عنها للنَّاشئ

0 Yorum - Yorum Yaz

adab talim    31.05.2015

Hatice Sultan Atmaca

Yüksek Lisans Tefsir

Ögrenci No: 13912775

 

 

EDEP

 

Edep kelimesinin çoğulu olan âdâb; dinin gerekli gördüğü ve aklın güzel bulduğu bütün söz ve davranışları, uyulması gereken görgü kurallarını, göz önünde bulundurulması ve izlenilmesi gereken esasları ifade eder. İyiliğe ve güzelliğe yönelttiği için, insanın övgüye değer özelliklerine de edep denilir. 

Bir fıkıh terimi olarak âdâb, "Hz. Peygamber'in devamlı olarak değil de ara sıra yaptığı işler, davranışlar karşılığı olarak" kullanılmaktadır. Âdâbı yerine getiren sevap kazanır, yerine getirmeyen günaha girmez ve kınanmaz. Bu yönüyle nâfile, mendub, müstehap, tatavvu ve fazilet ile eş anlamlıdır. Âdâb kelimesi, bir iş veya sanata, bir hal veya davranışa nispet edildiği zaman o alana ait özel kuralları ve incelikleri ve o konuda uyulması gereken dinî, ahlâki ve mesleki hüküm ve esasları ifade eder. Âdâbü's-sülük, âdâbü'l-müftî gibi. (M.C.)  Dia Dini kavramlar sözlügü

 

„Adapsiz hizmetin faydasi yoktur.“

 

 

 

Ta’lim: Öğretmek, yetiştirmek, alıştırmak, belli etmek, idman.


0 Yorum - Yorum Yaz


 

 

Adab ve Ta’lim Arapça-Türkçe Sözlük Anlamları

 Mehmet BİLGİN – 14912726 (Yüksek Lisans)

Adab: Edebler, güzel huylar, iyi haller ve davranışlar; her konuda haddini bilip sınırı aşmamak. Müfredi (tekili) edeb'dir   Âdâba riâyetsiz hizmetin faydası yoktur.   

EDEB:
1. Güzel hallere ve huylara sâhib olma ve utanılacak hareketlerden sakınma, her hususta haddini bilip, sınırı gözetme hâli.
Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz. (İmâm-ı Rabbânî)
Allahü teâlâya karşı edeb, O'nun emirlerini yerine getirmekle olur. Avâmın, halkın edebi, dînin emirlerine uymak, havâssın, seçilmişlerin edebi, dînin emirlerine uymakla berâber kalbi zikr (Allahü teâlâyı anmak) nûru ile aydınlatmak, gönülden Allahü teâlâdan başka her şeyi çıkarmaktır. (İmâm-ı Gazâli)
Âdemoğlunun edebden nasîbi yok ise insan değildir. Âdemoğlu ile hayvan arasındaki fark budur. Gözünü aç ve gör ki bütün Allahü teâlânın kelâmının mânâsı, âyet âyet edebden ibârettir. (Şems-i Tebrîzî)
İnsanlar edebe ilimden çok daha fazla muhtacdır. (Abdullah bin Menâzil)
En büyük edeb, ilâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, Allahü teâlânın emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır. (Abdülhakîm-i Arvâsî)
Din büyüklerinin yolu baştan sona edebdir. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir kimsenin edebli olması, iyi kalblilik ve akıllılık alâmetidir. (Sırrîy-i Sekatî)
Kul için güzel edebden daha iyi mertebe görmedim. Çünkü aklın hayâtı edebdir. İnsan edeb ile dünyâ ve âhirette yüksek derecelere kavuşur. (Ebû Osman Hîrî)

Edeb ehli edebden hâli olmaz, Edebsiz ilim öğrenen âlim olmaz. (M.Sıddîk bin Saîd)

İlim meclislerinde aradım, kıldım taleb, İlim geride kaldı ille edeb ille edeb. Edeb bir tâc imiş nûr-i Hüdâ'dan Giy ol tâcı emin ol her belâdan (Yûnus Emre)
2. Namazda müstehab ve mendup olan şeyler.
Namazın sünnet ve edeblerinden birini gözetmek ve tenzîhi bir mekruhtan sakınmak; zikir ve tefekkürden üstündür. (İmâm-ı Rabbânî)
İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretleri namaz abdestinin edeblerinden bir edebi terk ettiği için kırk senelik namazını kazâ etmiş, yeniden kılmıştır. (İmâm-ı Rabbânî)

  آداب  :  incelik, kibarlık, edeb, terbiye, edebiyat, yazın,

Ta’lim: Öğretmek, yetiştirmek, alıştırmak, belli etmek, idman.

تعليم    : öğretme, eğitme, öğretim, eğitim, talim, çıraklık.


0 Yorum - Yorum Yaz

Adab ve Talim    02.06.2015

Talim öğretme, alıştırma demektir, Terbiye ise yol yordam öğretmek, adabı muaşeret demektir. islam tarih ve medeniyetinde bu iki kavrama çok önem verilmiştir. Asıl anlamı bakmak, yetiştirmek olan terbiye bu nedenle hayatın her alanında kullanılan bir kelimeye dönüşmüştür. İlim ehli arasında ise bir talibin ilim elde edebilmesinin ilk basamakları olarak adap ve terbiye kabul edilegelmiştir. Talim ile ilim yani teori elde edilirken, terbiye ile o ilmin pratiği, hayata tatbiki uygulamalı olarak öğrenilmiş oluyor. Bu nedenledir ki islam medeniyetinde ilim alelade bir kitap okuyarak elde edilmekten ziyade ilim meclisinde öğrenilmiş ve bu yolla öğrenilmesi teşvik edilmiştir.
0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi