Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)

kazanımlar    17.05.2015

DERSTEN ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLAR

Zekeriya EFE

14922723

Doktora

 

Elhamdülillah bir lütüf olarak inzal buyurulan Kur’an’ı Kerim’in anlaşılması noktasında Kur’an ilimlerine dönem başında itibaren "Bilginin Bütünlüğü" kapsamında Müslüman kültüründe temel unsur olarak bakılması gerektiğini, ilimlere parçacı bir yaklaşımla bakılamayacağı imkânına sahip olduk. Artık günümüzde bir alanda araştırma yaparken sadece o sahayla değil aynı zamanda onu ilgilendiren diğer alanlarla da birebir ilişki içerisinde olmamız gerektiğini görmüş bulunuyoruz. Bir alan dalı olan Tefsirle uğraşırken aynı zamanda diğer İslam İlimleri olan Fıkıh, Hadis, kelam ve İslam Tarihi ile da uğraşmamız veya en azından onlarla da hemhal olmamız gerektiğini kavramış bulunuyoruz.

Taberî ve İbn Kesîr'in tefsirlerinden mukayeseli olarak karşılaşmalarına vakıf olduk. Bu iki tefsirde özellikle "Sebeb-i Nüzul" rivayetlerinide dikkatimize sunulan sebeb-i nüzul rivayeti- sebeb-i nüzul değerlendirmesi ayrımı dikkat çeken bir önemli husustu. Bunun iki unsuru olan Ayet-Hadis, Vahiy-Vakıa münasebeti kavranması gereken önenmli bir unsurdu.

Bu arada Kavram ve Terim" kelimeleri birbirinden farklı iki ifade olduğunu, her kavramın bir tarihinin bulunduğunu, başka bir kültür havzasında doğan bir kavramı kendi kültürümüze aktarırken hangi içerikte aktarılması gerektiği konularıyla, terimin bir ilmi ifade olduğuna şahid olduk.

  "İhtilaf ve Hilaf" kelimelerinin hem sözlük hem de terim anlamlarını vakıf olduk. Maksat aynı olduktan sonra delil ve yöntemin farklı olması kavga yerine genişlik-ferahlık oluşturacağı dikkatimize sunuldu.. Hz. Peygamber'in "Ümmetimin ihtilafı rahmettir." Hadis-i Şerifi  ile hayatın inşasının ihtilaf üzerine kurulu olduğu gerçeği bilimsel bir tablo olarak kavrayışımıza sunulduğunu gördük.

Kur'an Nedir? adlı eseri okuyarak değerlendirme şansını yakaladık. İlim talebesinin amacının entelektüel olsun diye ilim öğrenme olmadığını, ilmiyle hemhâl olan bir ilim adamı yolunda çaba sarfetmemiz gerektiğini, hocamızın  ilim-irfan-hâl diye özetlemeye çaılıştığı üç kelimeyele ifadesini bulan bilmek, tanımak ve hemhal olmak gerektiğini anladık.

Çizmeye çalıştığımız bu çerçeveyle beraber tarihsel arka plan diye de ifade ettiğimiz esbab-ı nüzul ilmi, İslam’ın, özellikle ayetlerin doğru bir şekilde anlaşılması ve ileriki nesillere doğru bir şekilde aktarılması gerktiğini, keyfi yorumlardan insanın sakınması icab ettiğini, keyfi yorumlara karşı tefsir esbabı nuzül ve tefsir rivayetleriuyle önüne geçilbileceğini kavramış bulunuyoruz. Bu konuda Sahih rivayetlere ağırlık vermekle birlikte anlayış olarak da onu tarihin bir dönemine hapsetmekten sakınmamız lazım olduğundan, ilahi vahyin üzerinde çalıştığımızı asla unutmamalıyız.

Saygılarımla

 

 



0 Yorum - Yorum Yaz

kazanımlar    17.05.2015

DERSTEN ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLAR

Zekeriya EFE

14922723

Doktora

 

Elhamdülillah bir lütüf olarak inzal buyurulan Kur’an’ı Kerim’in anlaşılması noktasında Kur’an ilimlerine dönem başında itibaren "Bilginin Bütünlüğü" kapsamında Müslüman kültüründe temel unsur olarak bakılması gerektiğini, ilimlere parçacı bir yaklaşımla bakılamayacağı imkânına sahip olduk. Artık günümüzde bir alanda araştırma yaparken sadece o sahayla değil aynı zamanda onu ilgilendiren diğer alanlarla da birebir ilişki içerisinde olmamız gerektiğini görmüş bulunuyoruz. Bir alan dalı olan Tefsirle uğraşırken aynı zamanda diğer İslam İlimleri olan Fıkıh, Hadis, kelam ve İslam Tarihi ile da uğraşmamız veya en azından onlarla da hemhal olmamız gerektiğini kavramış bulunuyoruz.

Taberî ve İbn Kesîr'in tefsirlerinden mukayeseli olarak karşılaşmalarına vakıf olduk. Bu iki tefsirde özellikle "Sebeb-i Nüzul" rivayetlerinide dikkatimize sunulan sebeb-i nüzul rivayeti- sebeb-i nüzul değerlendirmesi ayrımı dikkat çeken bir önemli husustu. Bunun iki unsuru olan Ayet-Hadis, Vahiy-Vakıa münasebeti kavranması gereken önenmli bir unsurdu.

Bu arada Kavram ve Terim" kelimeleri birbirinden farklı iki ifade olduğunu, her kavramın bir tarihinin bulunduğunu, başka bir kültür havzasında doğan bir kavramı kendi kültürümüze aktarırken hangi içerikte aktarılması gerektiği konularıyla, terimin bir ilmi ifade olduğuna şahid olduk.

  "İhtilaf ve Hilaf" kelimelerinin hem sözlük hem de terim anlamlarını vakıf olduk. Maksat aynı olduktan sonra delil ve yöntemin farklı olması kavga yerine genişlik-ferahlık oluşturacağı dikkatimize sunuldu.. Hz. Peygamber'in "Ümmetimin ihtilafı rahmettir." Hadis-i Şerifi  ile hayatın inşasının ihtilaf üzerine kurulu olduğu gerçeği bilimsel bir tablo olarak kavrayışımıza sunulduğunu gördük.

Kur'an Nedir? adlı eseri okuyarak değerlendirme şansını yakaladık. İlim talebesinin amacının entelektüel olsun diye ilim öğrenme olmadığını, ilmiyle hemhâl olan bir ilim adamı yolunda çaba sarfetmemiz gerektiğini, hocamızın  ilim-irfan-hâl diye özetlemeye çaılıştığı üç kelimeyele ifadesini bulan bilmek, tanımak ve hemhal olmak gerektiğini anladık.

Çizmeye çalıştığımız bu çerçeveyle beraber tarihsel arka plan diye de ifade ettiğimiz esbab-ı nüzul ilmi, İslam’ın, özellikle ayetlerin doğru bir şekilde anlaşılması ve ileriki nesillere doğru bir şekilde aktarılması gerktiğini, keyfi yorumlardan insanın sakınması icab ettiğini, keyfi yorumlara karşı tefsir esbabı nuzül ve tefsir rivayetleriuyle önüne geçilbileceğini kavramış bulunuyoruz. Bu konuda Sahih rivayetlere ağırlık vermekle birlikte anlayış olarak da onu tarihin bir dönemine hapsetmekten sakınmamız lazım olduğundan, ilahi vahyin üzerinde çalıştığımızı asla unutmamalıyız.

Saygılarımla

 

 



0 Yorum - Yorum Yaz

Dersten Kazanımlar    17.05.2015

Sema YİĞİT

14952706

Birleşik Doktora

Bu derste Kuran ilimleri hakkında ve özellikle esbab-ı nüzul hakkında geniş bilgi sahibi olduk. Esbab-ı nüzul rivayetlerinin tek tip olmadığını ve bu alandaki rivayetleri okurken hangi kriterlere göre değerlendirmeler yapmamız gerektiğini öğrendik. Sebeb-I nüzul rivayetleri ile sebeb-I nüzul değerlendirmeleri arasındaki incelikleri gördük. Taberi ve İbn Kesir tefsirlerindeki rivayetlerle karşılaştırma imkanı bulduk.

Kavram ve Terim üzerinde durarak anlam çerçevelerini ve  anlam dünyalarındaki farklılıkları görmeye çalıştık. İlim-irfan ve hal kelimelerinden hareketle ilim   talep etmenin yollarını keşfettik.

            Kuran ve 23 yıllık nüzul döneminde meydana gelen hadiselere bilginin bütünlüğü açısından bakmayı öğrendik.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLAR    20.05.2015


Adı ve Soyadı: ALİ AKKUŞ

Öğrenci No: 14922706 ( DOKTORA)

Dönem: 2014/2015 BAHAR DÖNEMİ

Konu: ESBAB-I NÜZUL II-3.ÖDEV

ALTI ÖDEVİN SAĞLADIĞI KAZANIMLAR;

Bahar döneminde verilmiş olan altı ödev, aslında bir biri ile bağlantılı tek bir ödevmiş gibi değerlendirilebilir. Çünkü bu ödevler, bir birlerini tamamlamakta ve kişinin tedrici bir şekilde ilerlemesini sağlamaktadır. Ödevleri yaparken, kendi ilgi alanlarımızı keşfedebilir ve ileriki yıllarda yapacağımız çalışmalara zemin hazırlayabiliriz. Bu anlamda ödevler benim için, öncelikle zihni bir yolculuğun durak noktaları olmuştur.

Bu dönem yazmış olduğum kazanımlar makalesi, önceki dönem bilgilerine yeni bilgi ve kazanımların eklenmesi ile oluşturulmuştur. Yeni kazanımlar makalenin sonunda belirtilmiştir.

Bilginin bütünlüğü, bütün bilgi alanlarını kapsayacak kadar genişletilebilmesi ile birlikte, özellikle İslami alandaki bilginin, hem kendi içinde ve hem de diğer alanlardaki bilgiler ile olan bağlantınsın ortaya çıkarılmasında, daha doğrusu farkına varılarak daha net bir şekilde ifade edilmesinde önemli katkılar sağlamış ve bu konuda motive etmiştir.

Bilginin bütün olarak algılanması ve bu yöndeki bakış açısının oluşturulmasından sonra, daha özelde, İslami bilgi ve birikimin de aynı şekilde bir bütün içinde işlediğinin farkına varılması ve arka plandaki bu bağlantıların ortaya çıkarılarak incelemesi, uzmanlaşmalar sonucu ayrıntıda boğulan zihnin yeniden toparlanmasını sağlamaktadır. Bu bağlamda, tefsir, hadis ve fıkhın aynı bakış açısı ile irdelenmesi, bütünlüğün sadece teoride değil, aynı zamanda pratikte de İslam tarihi boyunca var olduğunu ortaya koymaktadır.  Bunun doğruluğunun tarihsel olarak test edilip doğrulanması, bütün branşların bir birine olan ihtiyacını ve birlikte çalışmanın önemini de ortaya çıkarmaktadır.

İslam tarihinin başlangıcından günümüze kadar, bütüncül bir tarzda incelenmesi, aslında her hangi bir bilim dalında, o bilime giriş yapılmadan önce, bilimin kendi tarihinin ve geçirmiş olduğu tarihsel gelişim ve aşamaların incelenmesinin vazgeçilmezliğine işaret etmektedir. İslam tarihi bu anlamda, başlangıç aşamasında, tarihin belli bir diliminde, Arap toplumuna hitap ederek başlamıştır. Bu canlı tarihin anlaşılması, aslında, nüzul dönemindeki orijinal tarihin ortaya çıkarılması, öncelikle nüzul sebeplerinin incelenmesine bağlıdır. Sebeb-i nüzul, olayların doğru bir şekilde ortay konmasını sağladığı gibi, bu orijinal tarihin arkasında yatan temel ve genel yapının anlaşılmasını da sağlamaktadır. İslam tarihinin daha sonraki gelişim süreçleri, bu orijinal tarihin bir yorumu niteliğini taşımış ve İslam’ın her dönemde yaşanabilir olduğunun da kanıtlarını vermiştir.

Adap ve talim konuları da günümüz İslam dünyasının ıstırap çektiği konuların başında gelmektedir. Bunun önemine binaen bu tür ilgili konuların araştırılması ve en azından gündemde tutulması, Müslümanların medenileşme süreçlerine bir katkı yapacağı da açıktır. Çünkü bilimlerin, özellikle de İslami bilimlerin temel amaçlarından birisi de insanların eğitimi, ruhi ve manevi gelişmelerinin sağlanmasıdır. Bu bağlamda, belirtilen kavramlar meselenin tartışılmasına bir giriş niteliğinde olabilecektir.

Bahsetmiş olduğumuz bu uzun tarihin incelemesi, ebetteki bilimsel kaynak ve makalelerin elde edilmesi ile mümkün olacaktır. Bu anlamda, kitap ve makale taranması araştırma yöntemleri açısından önemli olmaktadır. Ayrıca, bilgilerin internet üzerinde paylaşılması, hem bir bilgi birikimi sağladığı gibi, hem de bilgiye ulaşımı kolaylaştırmaktadır. Eskiden, şifahi olarak başlayıp, daha sonraki tedvin döneminde yazılı hale geçerek aktarılan İslami bilgi birikiminin, günümüzde bilgisayarlar aracılığı ile internet üzerinden sağlanması, dijital yönteme geçişin habercisi olmaktadır. Bu gayretler, bilginin saklanması ve aktarılması çalışmalarına büyük katkılar sağlayacaktır.

Ayrıca bilgilerin internet vasıtasıyla saklanması, derslerle olan irtibat ve iletişimin daha sonraki yıllarda da devam etmesini sağlayacaktır. Bu şekilde, tarihsel süreç içerisinde, daha sonra gelen ders gruplarının gelişmesi ve önceki dönemleri ile karşılaştırılabilmesi olanağını da sağlanmış olacaktır. Bu tarz bir yöntem, muhtemelen tarihin kendisinin yorumlanmasında da kayda değer katkılar sağlayacaktır.

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ    21.05.2015




0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ    21.05.2015




0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ    21.05.2015

 

                      DERSTEN KAZANIMLARIMIZ   

 

   AD VE SOYADI: TURHAN YOLDAŞ

   ÖĞRENCİ NO:    14922720

   DÖNEM:             2014-2015 BAHAR DÖNEMİ

   PROĞRAM:          DOKTORA

 

         DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

 

Dersimizden bilginin bütün olduğunu, Müslüman bir kişi bütüncül bir bilgiye olmasını gerektiğini öğrendik. Kalp ve vicdanı aydınlatan dini ilimler söz konusu olduğunda bu manada, bütüncül bakış açısı önem arz etmektedir. Dini ilimler birbirinden bağımsız değiller. İlk dönemde bu ilimler iç içe ortaya çıktılar ve iç içe yazıldılar, sonraki dönemlerde birer müstakil disiplin haline geldiler. İslami ilimlerin birbiriyle pareler olarak geliştiğini, bunların birbirinden tam olarak bağımsız olmadıklarını ve bir İslam âlimin bütün dini ilimlerden haberdar olmasını gerektiğini belirtmekte fayda vardır. 

Esbab-ı nüzul ilmi, ayetlerin doğru bir şekilde anlaşılması ve ileriki nesillere doğru bir şekilde aktarılması gerektiğini anlıyoruz. Keyfi yorumlardan insanın sakınması gerektiğini, keyfi yorumlara karşı esbabı nüzul ve tefsir rivayetleriyle önüne geçirilebilir. Bu konuda Sahih rivayetlere ağırlık vermekle birlikte anlayış olarak da onu tarihin bir dönemine hapsetmekten sakınmamız gerektiğini, ilahi vahyin üzerinde çalıştığımızı asla unutmamalıyız. 

Kur'an ve bağlam hususunda, Kur'an'ın anlaşılmasında esbabî-Nüzulun ehemmiyetinin çok büyük olduğunu anlıyoruz. Özelikle Kur'an'ı Kerim'in indiği dönemden haberdar olmak, o dönemde meydana gelen olayları, sorulan sorular ve bunlara karşı bir cevap mahiyetinde inen ayetleri bilmek Kur'an'ın anlaşılması için çok önemlidir. Hz. Peygamber'in ayetlerle ilgili beyanları ve sahabelerin müşahedeleri de Kur'an'ı anlamak açısından çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Ve bu konuda yazılan  eserleri ve makaleleri tespit etmek ve onlardan yaralanmak açısından önemin çok olduğunu belirtmek gerekir.  

Ayrıca sebeb-I nüzul rivayetleri ile sebeb-I nüzul değerlendirmeleri arasındaki ince farkı gördük. Taberi ve İbn Kesir tefsirlerindeki rivayetlerle karşılaştırma imkanı da bulduk.

Saygılarımla…



0 Yorum - Yorum Yaz

Dersten Kazanımlar    22.05.2015

Adı Soyadı: Ensar YILMAZ

Öğrenci No: 14922712

Ders Grubu: Doktora

Dönem: 2014-2015/Bahar Dönemi

 

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

                        Bu dersten;

            Kur’an-ı Kerimin iyi anlaşılmasında Esbab-ı Nüzulün rolünün iyi kavranması, bunun için ise Ulumül Kur’an ve Esbab-ı Nüzulün kavram ve çerçeve tanımlarının yeniden yapılması gerektiği;

            Bütün Kur’an ilimlerinin birbirine tedahül ettiği, tüm bu ilimleri kapsayacak, Kur’an’ın anlaşılması yolunda anılan ilimleri külli kaidelerle istifadeye sunacak bir ilim kavramına ihtiyaç olduğu ve Kur’an İlimleri kavramının Kur’an’ın işaret ettiği bütün bilgi sahalarına şamil olan bir alan olarak tanımlanamayacağı;

            Esbab-ı Nüzul ilminin ilk dönemlerden itibaren özel öneme haiz olduğu, Kur’an’ın anlaşılmasıyla eş değerde mütalaa edildiği ve bugün itibariyle “Nüzûl ortamında meydana gelen bir hâdise veya Hz. Peygamber'e yöneltilmiş bir soruya, vuku bulduğu günlerde, bir veya daha fazla âyetin, tazammun etmek (hâdiseyi-soruyu kapsayan nitelik ve özellikleri içermek), cevap vermek veya hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hâdiseye sebeb-i nüzûl denir." tanımının yapılabileceği;

            Esbab-ı Nüzulün ancak sahih rivayetle bilinebileceği, rivayetlerin sistematik olarak tasnif edilmesi gerektiği, sebep ifade etmede nass olanla olmayanların ayırt edilmesi gerektiği, bu şekilde nüzul ortamına ait olan rivayetle, ayetin manasını açıklama gayesi ile yazılan tefsir rivayetlerinin ayrışmış olacağı;

            Sahabeden gelen rivayetlerin müsned-merfu kabul edilemeyeceği sebebiyle, bu rivayetlerin ve tabiinden gelen mürsel esbab-ı nüzul rivayetlerinin tefsir için yapılan rivayetler olarak anlaşılması gerektiği; Esbab-ı Nüzul rivayetleri değerlendirilirken “ itibar lafzın umumiliğinedir, sebebin hususiliğine değil” kuralının göz ardı edilmemesi gerektiği;

            Esbab-ı Nüzul de teaddüd ve teahhür meselesinin, rivayetlerin tasnifi ve siygalarının tetkiki ile anlaşılır olacağı; Esbab-ı Nüzul değerlendirmelerinde Kur’an’ın bütünlüğünün dikkate alınması ve siyak-sibak’ın göz ardı edilmemesi gerektiği;

            Esbab-ı Nüzul ile tarihsellik ilişkisinde dikkat edilmesi gereken hususun, tarihilik-tarihicilik kavramlarının doğup geliştikleri dünya görüşünün bir parçası olduğu, bu kavramın ortamından soyutlanarak anlaşılmasının zor olacağı, Esbab-ı Nüzul ile tarihsellik ilişkisine insanın tarihi bir varlık olduğu noktasından bakılması gerektiği;

            Esbab-ı Nüzul’ün, Kur’an-ı Kerimin soyut bir düşünce olarak kalmadığının, yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan bir gerçeklik ve hidayet rehberi olduğunun açık bir delili olduğu anlaşılmıştır.

 Kur’anı anlamada sebebi nüzul’ün rolü farklı açıdan daha iyi kavrandı. Tarih okumaları yaparak ilimlerin nasıl iç içe olduğu, birbirlerini tamamlayan mütemmim cüz’ler oldukları görüldü. Ayrıca daha verimli çalışmalar yapılabilmesinin bu alanda uzmanlaşmış kadroların ortak çalışmaları ile mümkün olabileceği malum oldu.

Bilginin insanı nitelik olarak olgunlaştırması gerektiği, bu noktada insanın karakterine pozitif manada etkisinin olması gerektiği anlaşılmaktadır. Daha doğrusu bilginin iyi yönde etkisinin olması gerektiği, aksine bir durumun yapılan ilmi çabalarda bir değerinin olamayacağı görülmektedir. Çünkü bu çağda bilgiye ulaşmak artık çok kolaylaşmıştır. Zihinler bilgi depolamaya artık ihtiyaç duymamaktadır. O halde geriye bilginin insanda yapacağı dönüşüm kalmakta, önemini artırmaktadır. Yani bilgiyi işleme melekesi ve işlemden geçen insanın elde edeceği hasılat önemli hale gelmiştir. İşte karakter eğitimi dediğimiz bu olgu öne çıkmaktadır. Dolayısıyla fikir üretme alanında çaba sarf eden herkesin bu noktayı nazarı dikkatten kaçırmaması gerekmektedir.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ    22.05.2015

HATİCE MERVE ÇALIŞKAN

13922768 DOKTORA

“Bakmak, görmek, anlamak, anlamları fark etmek ve anlam küreye girmek” ifadelerinin önemini kavradık. Hz. Muhammed Kur'ân-ı Kerim’i okuyor, düşüyor, anlıyor, yaşıyordu. Bu daha sonra “sünnet” diye isimlendirilmiştir. Bu bağlamda Hz. Muhammed, sahabe, tabiun ve diğer dönemleri doğru anlamanın önemini anladık.

 “Bilginin Bütünlüğü” çerçevesinde her bilgi alanının diğeriyle olan ilişkisinin önemini kavradık. Farklı alanlardan bir meseleye bakınca, onun farklı tezahürlerini görürüz. Bilgiyi bütün olarak anlamak için tüm yönleriyle görmek gerektiğini öğrendik. Bu bağlamada tefsir, hadis, fıkıh tarihini beraber okuyarak bunu far ketmiş olduk.

Esbab-ı Nüzûl ilminin öneminin bir kere daha farkına varırken, tarihi bağlamın, olay örgüsüyle vahiy ilişkisinin de ayetleri anlamada ayrıca önemli olduğunu öğrendik.

Kavramın düşünmenin temel amacı ve var olanın zihindeki tasavvuru olduğunu, terimin ise var olanın dilsel simge ile ifadesi olduğunu öğrendik. Kavramların açık ve net tanımlanmasının önemini anladık. Bu bağlamda “tarihsellik” kavramını değerlendirdik.

Bakış açısının bir meseleyi anlamadaki önemini kavradık.

Esbab-ı nüzulü bilmenin ayetleri anlamadaki gerekliliğini farkettik.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Dersten kazanımlar    22.05.2015

2014-2015 Doktora/ Bahar Yarıyılı

Zeliha ÇİFTÇİ

Öğrenci No: 13922757 

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

1-      Bilgi-marifet-hikmetin bir bütün olduğunu, bakmak-görmek-anlamak-anlamlandırmak ve anlamları fark etmenin bilgiyi elde ederken önemli ayrıntılar olduğunu öğrendik.

2-      Kur’an ilimlerinin daha sahabe döneminde bile söz konusu olduğunu ve ilk dönemlerde müstakil olarak eserler kaleme alındığını fakat günümüzdeki anlamda Zerkeşî’nin eseriyle bütün haline geldiğini öğrendik.

3-      Kur’an ilimleri içerisinde esbab-ı nüzulün ilk dönemlerden itibaren önemli ve ayrı bir yeri olduğunu öğrendik.

4-      Esbab-ı nüzul rivayetlerinin yorum zenginliğine engel olması, şahısların ebedîleştirilmesi ve mezhep hareketlerinde etkili olması gibi bazı olumsuz sonuçlara da yola açabileceğini gördük.

5-      Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken ilkeler belirlenip onlara göre hareket edilmesi gerektiğini gördük

6-      Bu bilgileri kullanabileceğimiz, siret kitaplarına konu olmuş esbab-ı nüzul rivayetlerinden birini ödev olarak hazırladık. Sınıf ortamında bilgi alış-verişinde bulunduk.

7-      Benim için en önemli kazanım ise, bir öğretmenin öğrencilerine kibar, anlayışlı davranması, her öğrenciye ismiyle hitab edip değer vermesi, güler yüzlü olması, önce öğretmeni sonra dersi sevdirmesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha anlamak oldu.

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


 Durmuş Erdal Atak

 NO: 14922720 

 DOKTORA BAHAR YARIYILI(İKİNCİ DÖNEM) MAYIS 2015      

      

 

             DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

1-   Esbab’ı nüzul iki dersi, birinci dönem okuduğumuz ‘’Kur’an ve bağlam’’ kitabının hem uygulaması hem de devamı mahiyetinde bütünleyici bir ders oldu.

2-   Bilginin bütünlüğü mevzusu bu dönem daha net anlaşıldı. Bir alan dalı olan Tefsirle uğraşırken aynı zamanda diğer İslam İlimleri olan Fıkıh, Hadis, kelam ve İslam Tarihi ile de uğraşmamız veya en azından onlarla da hemhal olmamız gerektiğini kavramış bulunuyoruz. Bilgi-marifet-hikmetin bir bütün olduğunu, bakmak-görmek-anlamak-anlamlandırmak ve anlamları fark etmenin bilgiyi elde ederken önemli ayrıntılar olduğunu öğrendik.

3-   Bilgiye ulaşıp, onu ortak hale getirme ve işlevsel kılmanın önemini anladık.

4-   Adab-ı münazara ve muaşeret kurallarının önemini hissettik.

5-   Derse, her şeye rağmen devam ve temadiniz rehber oldu.

6-   Şahsıma şu ifadeler;’’ yeni nesil ker şeyi arama motorlarından öğreniyor ona göre çalışmak lazım.’’ Ufuk ve hedef oldu.

7-   ’’Kavram ve Terim" kelimelerinin birbirinden farklı iki ifade olduğunu, her kavramın bir tarihinin bulunduğunu, başka bir kültür havzasında doğan bir kavramı kendi kültürümüze aktarırken hangi içerikte aktarılması gerektiği konularıyla, terimin bir ilmi ifade olduğuna öğrendik.

8-   Kur’an ilimlerinin tabiin döneminden itibaren geliştiğini, ihtiyacın o dönemden itibaren ortaya çıktığını ama daha sahabe döneminde bile söz konusu olduğunu ve ilk dönemlerde müstakil olarak bazı eserler kaleme alındığını fakat günümüzdeki anlamda Zerkeşî’nin(ö.794/1392)eseriyle bütün haline geldiğini öğrendik.

9-   Kur’an’ı anlamak için esbab-ı nüzulün önemli ve ayrı bir yeri olduğunu, ama aynı zamanda Esbab-ı nüzul rivayetlerinin yorum zenginliğine engel olması, şahısların ebedîleştirilmesi ve mezhep hareketlerinde etkili olması gibi bazı olumsuz sonuçları da olduğunu gördük.

10-                    Esbab-ı nüzul tek başına Kur’an’ı anlamada kaynak değildir. Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken ilkeler belirlenip onlara göre hareket edilmesi gerekir.

11-                    Uygulamalı olarak bu bilgileri kullanabileceğimiz, siret ve fıkıh kitaplarına konu olmuş esbab-ı nüzul rivayetlerinden birini ödev olarak hazırladık. Sınıf ortamında bilgi alış-verişinde bulunduk.

12-                    Taberî ve tefsirinden nasıl faydalanacağımızı detayları ile öğrendik.

13-                    "İhtilaf ve Hilaf" kelimelerinin hem sözlük hem de terim anlamlarını öğrendik. Sevgi ve barış önemli, insanları sevgi ile barıştırmalıyız, ayrılıktan bir şey çıkmaz.

14-                    Varsın, birsin, sevilmeye değersin, başarabilirsin artık manevi parolamız oldu.

15-                    İlahiyat hocalığı meslek olmamalı varoluşsal olarak yapılmalıdır bunu gördük.

16-                    Belki de şahsıma en önemli kazanım; hocalığı bir bilgi transferi olarak görmeyen, bir perspektif vermeye çalışan, kültürümüze yeni bir taş koyan, öğrencilerine kibar, anlayışlı davranan, her öğrenciye ismiyle hitap edip değer veren, güler yüzlü, yaşayan ve yaşayışı tesir eden bir rehberden rehberlik öğrenmiş oldum.

 

17-                     YAŞAMAK; HİZMET ETMEK, AF DİLEMEK İÇİN VERİLMİŞ BİR MÜHLETTİR…….


0 Yorum - Yorum Yaz


 Durmuş Erdal Atak

 NO: 14922720 

 DOKTORA BAHAR YARIYILI(İKİNCİ DÖNEM) MAYIS 2015      

      

 

             DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

1-   Esbab’ı nüzul iki dersi, birinci dönem okuduğumuz ‘’Kur’an ve bağlam’’ kitabının hem uygulaması hem de devamı mahiyetinde bütünleyici bir ders oldu.

2-   Bilginin bütünlüğü mevzusu bu dönem daha net anlaşıldı. Bir alan dalı olan Tefsirle uğraşırken aynı zamanda diğer İslam İlimleri olan Fıkıh, Hadis, kelam ve İslam Tarihi ile de uğraşmamız veya en azından onlarla da hemhal olmamız gerektiğini kavramış bulunuyoruz. Bilgi-marifet-hikmetin bir bütün olduğunu, bakmak-görmek-anlamak-anlamlandırmak ve anlamları fark etmenin bilgiyi elde ederken önemli ayrıntılar olduğunu öğrendik.

3-   Bilgiye ulaşıp, onu ortak hale getirme ve işlevsel kılmanın önemini anladık.

4-   Adab-ı münazara ve muaşeret kurallarının önemini hissettik.

5-   Derse, her şeye rağmen devam ve temadiniz rehber oldu.

6-   Şahsıma şu ifadeler;’’ yeni nesil ker şeyi arama motorlarından öğreniyor ona göre çalışmak lazım.’’ Ufuk ve hedef oldu.

7-   ’’Kavram ve Terim" kelimelerinin birbirinden farklı iki ifade olduğunu, her kavramın bir tarihinin bulunduğunu, başka bir kültür havzasında doğan bir kavramı kendi kültürümüze aktarırken hangi içerikte aktarılması gerektiği konularıyla, terimin bir ilmi ifade olduğuna öğrendik.

8-   Kur’an ilimlerinin tabiin döneminden itibaren geliştiğini, ihtiyacın o dönemden itibaren ortaya çıktığını ama daha sahabe döneminde bile söz konusu olduğunu ve ilk dönemlerde müstakil olarak bazı eserler kaleme alındığını fakat günümüzdeki anlamda Zerkeşî’nin(ö.794/1392)eseriyle bütün haline geldiğini öğrendik.

9-   Kur’an’ı anlamak için esbab-ı nüzulün önemli ve ayrı bir yeri olduğunu, ama aynı zamanda Esbab-ı nüzul rivayetlerinin yorum zenginliğine engel olması, şahısların ebedîleştirilmesi ve mezhep hareketlerinde etkili olması gibi bazı olumsuz sonuçları da olduğunu gördük.

10-                    Esbab-ı nüzul tek başına Kur’an’ı anlamada kaynak değildir. Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken ilkeler belirlenip onlara göre hareket edilmesi gerekir.

11-                    Uygulamalı olarak bu bilgileri kullanabileceğimiz, siret ve fıkıh kitaplarına konu olmuş esbab-ı nüzul rivayetlerinden birini ödev olarak hazırladık. Sınıf ortamında bilgi alış-verişinde bulunduk.

12-                    Taberî ve tefsirinden nasıl faydalanacağımızı detayları ile öğrendik.

13-                    "İhtilaf ve Hilaf" kelimelerinin hem sözlük hem de terim anlamlarını öğrendik. Sevgi ve barış önemli, insanları sevgi ile barıştırmalıyız, ayrılıktan bir şey çıkmaz.

14-                    Varsın, birsin, sevilmeye değersin, başarabilirsin artık manevi parolamız oldu.

15-                    İlahiyat hocalığı meslek olmamalı varoluşsal olarak yapılmalıdır bunu gördük.

16-                    Belki de şahsıma en önemli kazanım; hocalığı bir bilgi transferi olarak görmeyen, bir perspektif vermeye çalışan, kültürümüze yeni bir taş koyan, öğrencilerine kibar, anlayışlı davranan, her öğrenciye ismiyle hitap edip değer veren, güler yüzlü, yaşayan ve yaşayışı tesir eden bir rehberden rehberlik öğrenmiş oldum.

 

17-                     YAŞAMAK; HİZMET ETMEK, AF DİLEMEK İÇİN VERİLMİŞ BİR MÜHLETTİR…….


0 Yorum - Yorum Yaz


 Durmuş Erdal Atak

 NO: 14922720 

 DOKTORA BAHAR YARIYILI(İKİNCİ DÖNEM) MAYIS 2015      

      

 

             DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

1-   Esbab’ı nüzul iki dersi, birinci dönem okuduğumuz ‘’Kur’an ve bağlam’’ kitabının hem uygulaması hem de devamı mahiyetinde bütünleyici bir ders oldu.

2-   Bilginin bütünlüğü mevzusu bu dönem daha net anlaşıldı. Bir alan dalı olan Tefsirle uğraşırken aynı zamanda diğer İslam İlimleri olan Fıkıh, Hadis, kelam ve İslam Tarihi ile de uğraşmamız veya en azından onlarla da hemhal olmamız gerektiğini kavramış bulunuyoruz. Bilgi-marifet-hikmetin bir bütün olduğunu, bakmak-görmek-anlamak-anlamlandırmak ve anlamları fark etmenin bilgiyi elde ederken önemli ayrıntılar olduğunu öğrendik.

3-   Bilgiye ulaşıp, onu ortak hale getirme ve işlevsel kılmanın önemini anladık.

4-   Adab-ı münazara ve muaşeret kurallarının önemini hissettik.

5-   Derse, her şeye rağmen devam ve temadiniz rehber oldu.

6-   Şahsıma şu ifadeler;’’ yeni nesil ker şeyi arama motorlarından öğreniyor ona göre çalışmak lazım.’’ Ufuk ve hedef oldu.

7-   ’’Kavram ve Terim" kelimelerinin birbirinden farklı iki ifade olduğunu, her kavramın bir tarihinin bulunduğunu, başka bir kültür havzasında doğan bir kavramı kendi kültürümüze aktarırken hangi içerikte aktarılması gerektiği konularıyla, terimin bir ilmi ifade olduğuna öğrendik.

8-   Kur’an ilimlerinin tabiin döneminden itibaren geliştiğini, ihtiyacın o dönemden itibaren ortaya çıktığını ama daha sahabe döneminde bile söz konusu olduğunu ve ilk dönemlerde müstakil olarak bazı eserler kaleme alındığını fakat günümüzdeki anlamda Zerkeşî’nin(ö.794/1392)eseriyle bütün haline geldiğini öğrendik.

9-   Kur’an’ı anlamak için esbab-ı nüzulün önemli ve ayrı bir yeri olduğunu, ama aynı zamanda Esbab-ı nüzul rivayetlerinin yorum zenginliğine engel olması, şahısların ebedîleştirilmesi ve mezhep hareketlerinde etkili olması gibi bazı olumsuz sonuçları da olduğunu gördük.

10-                    Esbab-ı nüzul tek başına Kur’an’ı anlamada kaynak değildir. Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken ilkeler belirlenip onlara göre hareket edilmesi gerekir.

11-                    Uygulamalı olarak bu bilgileri kullanabileceğimiz, siret ve fıkıh kitaplarına konu olmuş esbab-ı nüzul rivayetlerinden birini ödev olarak hazırladık. Sınıf ortamında bilgi alış-verişinde bulunduk.

12-                    Taberî ve tefsirinden nasıl faydalanacağımızı detayları ile öğrendik.

13-                    "İhtilaf ve Hilaf" kelimelerinin hem sözlük hem de terim anlamlarını öğrendik. Sevgi ve barış önemli, insanları sevgi ile barıştırmalıyız, ayrılıktan bir şey çıkmaz.

14-                    Varsın, birsin, sevilmeye değersin, başarabilirsin artık manevi parolamız oldu.

15-                    İlahiyat hocalığı meslek olmamalı varoluşsal olarak yapılmalıdır bunu gördük.

16-                    Belki de şahsıma en önemli kazanım; hocalığı bir bilgi transferi olarak görmeyen, bir perspektif vermeye çalışan, kültürümüze yeni bir taş koyan, öğrencilerine kibar, anlayışlı davranan, her öğrenciye ismiyle hitap edip değer veren, güler yüzlü, yaşayan ve yaşayışı tesir eden bir rehberden rehberlik öğrenmiş oldum.

 

17-                     YAŞAMAK; HİZMET ETMEK, AF DİLEMEK İÇİN VERİLMİŞ BİR MÜHLETTİR…….


0 Yorum - Yorum Yaz


 Durmuş Erdal Atak

 NO: 14922720 

 DOKTORA BAHAR YARIYILI(İKİNCİ DÖNEM) MAYIS 2015      

      

 

             DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

1-   Esbab’ı nüzul iki dersi, birinci dönem okuduğumuz ‘’Kur’an ve bağlam’’ kitabının hem uygulaması hem de devamı mahiyetinde bütünleyici bir ders oldu.

2-   Bilginin bütünlüğü mevzusu bu dönem daha net anlaşıldı. Bir alan dalı olan Tefsirle uğraşırken aynı zamanda diğer İslam İlimleri olan Fıkıh, Hadis, kelam ve İslam Tarihi ile de uğraşmamız veya en azından onlarla da hemhal olmamız gerektiğini kavramış bulunuyoruz. Bilgi-marifet-hikmetin bir bütün olduğunu, bakmak-görmek-anlamak-anlamlandırmak ve anlamları fark etmenin bilgiyi elde ederken önemli ayrıntılar olduğunu öğrendik.

3-   Bilgiye ulaşıp, onu ortak hale getirme ve işlevsel kılmanın önemini anladık.

4-   Adab-ı münazara ve muaşeret kurallarının önemini hissettik.

5-   Derse, her şeye rağmen devam ve temadiniz rehber oldu.

6-   Şahsıma şu ifadeler;’’ yeni nesil ker şeyi arama motorlarından öğreniyor ona göre çalışmak lazım.’’ Ufuk ve hedef oldu.

7-   ’’Kavram ve Terim" kelimelerinin birbirinden farklı iki ifade olduğunu, her kavramın bir tarihinin bulunduğunu, başka bir kültür havzasında doğan bir kavramı kendi kültürümüze aktarırken hangi içerikte aktarılması gerektiği konularıyla, terimin bir ilmi ifade olduğuna öğrendik.

8-   Kur’an ilimlerinin tabiin döneminden itibaren geliştiğini, ihtiyacın o dönemden itibaren ortaya çıktığını ama daha sahabe döneminde bile söz konusu olduğunu ve ilk dönemlerde müstakil olarak bazı eserler kaleme alındığını fakat günümüzdeki anlamda Zerkeşî’nin(ö.794/1392)eseriyle bütün haline geldiğini öğrendik.

9-   Kur’an’ı anlamak için esbab-ı nüzulün önemli ve ayrı bir yeri olduğunu, ama aynı zamanda Esbab-ı nüzul rivayetlerinin yorum zenginliğine engel olması, şahısların ebedîleştirilmesi ve mezhep hareketlerinde etkili olması gibi bazı olumsuz sonuçları da olduğunu gördük.

10-                    Esbab-ı nüzul tek başına Kur’an’ı anlamada kaynak değildir. Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken ilkeler belirlenip onlara göre hareket edilmesi gerekir.

11-                    Uygulamalı olarak bu bilgileri kullanabileceğimiz, siret ve fıkıh kitaplarına konu olmuş esbab-ı nüzul rivayetlerinden birini ödev olarak hazırladık. Sınıf ortamında bilgi alış-verişinde bulunduk.

12-                    Taberî ve tefsirinden nasıl faydalanacağımızı detayları ile öğrendik.

13-                    "İhtilaf ve Hilaf" kelimelerinin hem sözlük hem de terim anlamlarını öğrendik. Sevgi ve barış önemli, insanları sevgi ile barıştırmalıyız, ayrılıktan bir şey çıkmaz.

14-                    Varsın, birsin, sevilmeye değersin, başarabilirsin artık manevi parolamız oldu.

15-                    İlahiyat hocalığı meslek olmamalı varoluşsal olarak yapılmalıdır bunu gördük.

16-                    Belki de şahsıma en önemli kazanım; hocalığı bir bilgi transferi olarak görmeyen, bir perspektif vermeye çalışan, kültürümüze yeni bir taş koyan, öğrencilerine kibar, anlayışlı davranan, her öğrenciye ismiyle hitap edip değer veren, güler yüzlü, yaşayan ve yaşayışı tesir eden bir rehberden rehberlik öğrenmiş oldum.

 

17-                     YAŞAMAK; HİZMET ETMEK, AF DİLEMEK İÇİN VERİLMİŞ BİR MÜHLETTİR…….


0 Yorum - Yorum Yaz


Doktora bahar dönemi Sebâb-ı Nüzul II dersinde Siyer-i Nebî'ye konu olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin tarih, hadis ve tefsir kaynaklarından karşılaştırmalı olarak okunmasının sağlayacağı yararı görmüş olduk. Bu yöntemi takip ederek bir ödev hazırladık. Bu ödevlerin bir kısmı derste sunuldu ve bu çok faydalı oldu. Bu çalışmalar yapılırken esbab-ı nüzul rivayetleri ile değerlendirmelerinin ayrımına bir kez daha vakıf olduk ve dolayısı ile bu dönem güz dönemiin bir uygulaması oldu.

Hilaf ve ihtilafın farklı şeyler olduğunu öğrendik. Tartışma kelimesinin kültürümüzde kavgaya yakın bir çağrışım yaptığı fakat ilmi taraşma adabının önemli olduğunu tartıştık. “Herkes durduğu yerden bakar.” sözünün mucibince farklı bakış açılarının farklı düşünceleri oluşturabileceği gerçeğini kavradık.

Bilginin bir bütün olduğunun ve ilimlerin birbiri ile ilişkili olduğunu daha iyi kavradık.

Adab talimi ile karakter eğitimi arsındaki ilişkiyi öğrendik ve adab taliminin öneminin farkına vardık.


0 Yorum - Yorum Yaz



Abdulkadir Demir

14922701 Doktora

Dersten Kazanımlar

Devam edebildiğim kadarıyla derslerde tuttuğum notlarıma baktığımda önce vahiy süreciyle ilgili Hz. Adem’den başlayan ve günümüze kadar devam eden bir silsileden bahsedildiğini çok güzel bir çizim ve tablo eşliğinde öğrendik. Özellikle de Hz. Muhammed, vahiy, sahabe, tabiun, tebeittabiun sırasını, aralarındaki iletişim, Hz. Muhammed’in tebliğ ve teybin yönünün önemini, vahiy dönemindeki insan tipleri, mü’min, münafık, müşrik, ehl-i kitap’ın vahye muhatap oluşlarını, sahabelerin okuyan, okutan, ezberleyen, ezberleten ve yazan kişiler olduklarını pekiştirdik. Ebu Cehil’in o günkü toplumun dili iyi bilen, iyi at binen, ileri görüşlü bir kişi (Duhatül Arap) olduğunu öğrendik.

Bakmak, görmek, anlamak, anlamları fark etmek, anlam küreye girebilmek, kavramlarını sıkça duyduk ve anlamaya çalıştık. Vahyin iki türlü geldiğini; ibtidaen (herhangi bir sebebe bağlı olmadan), bir sebebe bağlı olarak.

Ahmet b. Hanbel’in; Üç şeyin aslı yoktur. Tefsir, melahim, megazi sözünü, İbn Teymiye’nin de; bir şeyin senedi yoksa aslı da yoktur sözünü öğrendik.

Gaye-i kemalin Allah’a ibadet etmek olduğunu öğrendik. İnsanın eylemlerini değerlerinin yönettiğini, değerler eğitimi ve karakter eğitiminin önemini öğrendik. Yaşamak nedir sorusunun cevabını öğrendik.

Özellikle önemsediğim bir konu olarak Adap Talimi üzerinde durduk.

Vahiy vakıa münasebetini anlamaya ve yorumlamaya çalıştık.

Ulumu’l Kur’an ile tefsir arasındaki ilişkiyi, Kur’an ilimlerinin ortaya çıkış biçimlerini, Kur’anın nüzulünün ibtidai olduğunu, yani Allah’ın iradesi ile olduğunu, bir de herhangi bir sebebe bağlı olarak gerçekliştiğini öğrendik.

Tarihselliğin bir paradigma olduğunu, tarihselcinin din dışı olduğunu, ancak esbabı nüzulün Kur’anı doğru anlamada ve orijinal bir tarih anlayışında önemli faktörler olduğunu, esbabı nüzul ile ilgili rivayetlerin toplanıp ayıklanması gereğin üzerinde durduk.

Bilginin bütünlüğü çerçevesinde usuller ve tarihler alanında eserler okuyup özetledik. Böylece bir meseleye farklı pencerelerden bakmayı öğrendik. Bakış açısının bir meseledeki önemini bir kez daha anladık.

Esbabı nüzul ile Esbabı nüzul değerlendirmesi arasındaki farkı kavradık. Hazırladığımız ödevle bunu daha pekiştirdik.

Son olarak da hocamızın derslerdeki yaklaşımı, ikramı, herkese ismiyle hitap etmesi, toplumun sorumlarıyla dertlenmesi, tevazu ve vakarı, iletişimdeki ihlas ve feyzi ile örnek bir öğretmen ve hoca nasıl olunur bunu öğrendik.

Daha burada sayamadığım her şey için Allah sizden razı olsun.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIM    26.05.2015

DERSTEN KAZANIMLARIM

Abdulalim DEMİR

Tefsir doktora öğrencisi

Öğrenci No:149 227 50

 

Allah’ın lütfü ile büyük bir heyecanla başladığım doktora eğitimine her hocamızın dersinden olduğu gibi Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın dersinden azami derecede yararlanmaya çalıştım.

Hocamızın verdiği ödev sayesinde tefsir, fıkıh ve hadis tarihi kitaplarını okuma fırsatı buldum. Aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları görme imkânına sahip oldum.  Okuduklarım sayesinde İslam ilimlerinin bir bütün olduğunu bir şekilde bir birlerinden beslendiklerini gördüm. Tarihi bilginin Kur’an’ı anlama konusunda ne kadar önemli olduğu konusunu müşahede ettim.

Hudeybiye anlaşması ve Mekke’nin fethiyle başladığımız tarih ve esbabı nuzulu beraber okuyup, anlayıp ve değerlendirme konusu bize çok şey kattı bu mihvalede incelemeye çalıştığım tebük seferi ve tevbe 118. Ayetin nüzulü konusunu detaylı bir biçimde inceleme fırsatı buldum.

Derslerimiz gayet samimi bir ortamda geçti hocamız faydalanalım diye zaman zaman diğer alanlardan örnekler vererek ufkumuzu açtı.

Farklı okumalara bizleri sevk etti. Ahmet inam yazdığı Ne kadar “kelle”yiz biz? Ya da eleştirinin eleştirisi üzerine makalesiyle Tarık buğra’nın eleştiri ve eleştiriciler isimli makaleleri okutarak eleştiriye yaklaşımlarımızı gözden geçirmemizi sağladı.

Hocamızın üç eserini içersinde barındıran Kur’an ve Bağlam isimli eserini okuyup hulasasını yazma fırsatı yakaladım.

Selam ve dualarımla hocama bereketli ve uzun ömürler dilerim.


0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIM    28.05.2015

   

 

    


0 Yorum - Yorum Yaz


Celaleddin GÜL

DOKTORA (ÖĞRENCİ NO: 14922708)

2014/2015 BAHAR DÖNEMİ

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ

Büyük bir şevkle başladığımız doktora eğitimine Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU Hocamızın dersinden de azami derecede yararlanmaya çalıştık. Kitabımız olan Kur’an’ın iyi anlaşılmasında Esbab-ı Nüzulün rolünün iyi kavranması, bunun için Ulumül Kur’an ve Esbab-ı Nüzulün kavram ve çerçeve tanımlarının yeniden yapılması gerektiği; Bütün Kur’an ilimlerinin birbirine tedahül ettiği, tüm bu ilimleri kapsayacak, Kur’an’ın anlaşılması yolunda anılan ilimleri külli kaidelerle istifadeye sunacak bir ilim kavramına ihtiyaç olduğu ve Kur’an İlimleri kavramının Kur’an’ın işaret ettiği bütün bilgi sahalarına şamil olan bir alan olarak tanımlanamayacağını öğrendik.

Esbab-ı Nüzûl ilminin öneminin bir kere daha farkına varırken, tarihi bağlamın, olay örgüsüyle vahiy ilişkisinin de ayetleri anlamada ayrıca önemli olduğunu öğrendik. Kavramın düşünmenin temel amacı ve var olanın zihindeki tasavvuru olduğunu, terimin ise var olanın dilsel simge ile ifadesi olduğunu öğrendik. Kavramların açık ve net tanımlanmasının önemini anladık. Bu bağlamda “tarihsellik” kavramını değerlendirdik.

Esbab-ı Nüzulün ancak sahih rivayetle bilinebileceği, rivayetlerin sistematik olarak tasnif edilmesi gerektiği, sebep ifade etmede nass olanla olmayanların ayırt edilmesi gerektiği, bu şekilde nüzul ortamına ait olan rivayetle, ayetin manasını açıklama gayesi ile yazılan tefsir rivayetlerinin ayrışmış olacağı; Esbab-ı Nüzul’ün, Kur’an-ı Kerimin soyut bir düşünce olarak kalmadığının, yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan bir gerçeklik ve hidayet rehberi olduğunun açık bir delili olduğu anlaşılmıştır.

Derslerimiz gayet samimi bir ortamda geçti hocamız faydalanalım diye zaman zaman diğer alanlardan örnekler vererek ufkumuzu açtı.

Sn. Hocam! İlme verdiğiniz önemi, öğrencilerinize gösterdiğiniz baba şefkatini, odanıza gelen her öğrenciyi kalkıp ayakta karşılayarak içeri buyur edip verdiğiniz ikramları asla unutmayacağız…İlmi yaşayarak öğretiyorsunuz…Önce Ahlak ve Maneviyat diyorsunuz…TEŞEKKÜRLER


0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIMIZ    28.05.2015

ADI             :KERİM

SOYADI       :ENDEZ

BÖLÜMÜ      :BİRLEŞİK DOKTORA

DÖNEMİ      :2014/2015 BAHAR

ÖĞR.NO      :14952705

1- Bilgi bütünlüğünün Kur’an’ın anlaşılmasında ilk adım olduğunu ve bunun ne kadar önemeli olduğunu kavradık.

2-Hadis,tefsir ve fıkıh usulleri hulasası ödevi ile bu ilim dallarının her ne kadar ayrı ayrı isimler altında ele alınsa da, kaynak olarak bir olduğunu, birbiriyle içiçe olduklarını gördük. Kur’an’ı anlamada birlikte ele alınması gerektiğini öğrendik.

3-Faydalı internet siteleri hakkında bilgi sahibi olduk.araştırma yaparken başvura bileceğimiz siteleri öğrendik.

4- Kur’an Ve Bağlam özetinden:  Kur’an’ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzul ’ün rolünün ehemmiyetini kavradık. Esbab-ı Nüzule yeni bir yaklaşımla bakmamızda Sa’lebe Kıssa ’sının önemini kavradık. Özellikle Kur’an’ın anlaşılmasının sağlıklı olabilmesi için, indiği döneme başvurmamızın önemini, sahabilerin söylem ve eylemlerinin açıklayıcılığını müşahede ettik.

5-Takdim edilen eser ve makaleler sayesinde esbab-ı nüzul ile ilgili başvurabileceğimiz kaynaklar hakkında bilgi sahibi olduk.

 

SELAM VE SAYGILARIMLA..

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Dersten kazanımlarımız    29.05.2015

                                                                                 ŞERİF GEDİK 14922746

                                                             2015 BAHAR DÖNEMİ/DOKTORA

 

DERSTEN EDİNDİĞİM KAZANIMLAR

1.      Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’an’ın bütünlüğünün dikkate alınması gerektiği

 

2.       Gelen rivayetler değerlendirilirken hadis ilminde kullanılan cerh ve tadil yöntemlerinin esas alınması ve israilyat türü rivayetler karşısında dikkatli davranılması gerektiği

 

3.      Esbab-ı nüzul rivayetlerinin yorum zenginliğine engel olması, şahısların ebedîleştirilmesi gibi bazı olumsuz sonuçlara da yola açabileceğini

 

4.      Kur’an’ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzul ’ün ne kadar önemli olduğu ve Kur’an’ın anlaşılmasının sağlıklı olabilmesi için, indiği döneme başvurmamız gerektiği ve sahabeden gelen sahih rivayetlerin bizim için ne kadar önemli olduğu kavranmıştır.

 

5.      Hadis, tefsir ve fıkıh ilimlerine baktığımızda bu ilim dallarının her birinin birbirleriyle ilişki içerisinde olduğu zamanla oluşum süreçlerini tamamladıklarını, tarihi süreçte birbirlerinden etkilendikleri ve kaynak olarak her bir ilimin Kuran ve Sünnette birleştiğini gördük.

 

 

6.      İnsanoğlu kavramlar aracılığıyla düşünür ve olayları yorumlar bu bakımdan kullandığımız kavramların bizim hayatımızda çok önemli bir yerinin olduğu ancak çoğu zaman bunun farkında olmadığımızı kavradık.

 

7.      Bilginin bütünlüğü esastır aynı kaynaktan beslenen ve aynı kaynaktan teşekkülünü tamamlamış ilimleri tamamen birbirlerinden bağımsız düşünmek mümkün değildir.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Hikmet MAVİYILDIZ

14922748

Doktora – 2015 Bahar Dönemi

 

NE KAZANDIK?

 

Esbab-ı Nüzul dersinin bize kazandırdığı hususu en kısa şekliyle ifade edecek olursak, bu da “tefsire esbab-ı nüzul bağlamında bütüncül bir bakış”ı sağlamasıdır. Esbab-ı nüzulün yeniden değerlendirilmesi temelinde farklı bir yaklaşımla uygulamalı olarak spesifik esbab-ı nüzul değerlendirmeleri tecrübe edilmiştir. 

Esbab-ı nüzul bilgisi Kur’an-ı Kerim’in nüzul ortamının asli unsuru olması münasebetiyle Kur’an’ın anlaşılmasında gerekli bir bilgi türüdür. Bu bilginin tek kaynağı ise sahabe olması ve şimdiye kadar bu konudaki malumatın nakledilmesinden öteye gidilemeyişi, esbab-ı nüzule yeni yaklaşım prensiplerine olan ihtiyacı ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU’nun “Kur’an ve Bağlam” isimli eserinde esbab-ı nüzulün değerlendirilmesinde yeni ilkeler ortaya konmuştur. Böylelikle esbab-ı nüzul bilgisinin Kur’an’ın anlaşılmasındaki öneminin yanı sıra bu bilgiye ait rivayetlerin hadis metodolojisi açısından tenkite tabi tutularak tasnif edilmesi ve rivayet kalıplarının değerlendirmesi yeniden ele alınmıştır. Hatta, esbab-ı nüzule gerek bu prensipler ışığında ve gerekse bütüncül bir yaklaşımla spesifik uygulamalı çalışma, “Sa’lebe Kıssası” ile yine bu eserde ortaya konmuştur.

Yukarıda arz edilen temel bilgiler ışığında, Esbab-ı Nüzul dersimizde de bütün dönem çalışmalarımızı yönlendirecek şekilde uygulamalı esbab-ı nüzul değerlendirilmesi yapılmıştır. Örnek olarak Fetih Suresinin sebeb-i nüzulü olan Hudeybiye Vakası ele alınmıştır. Bu olay muvacehesinde, Fetih Suresi merkeze alınmış ve olay ile ayetler etrafında akıp giden veriler toplanmaya çalışılmış ve bu veriler ışığında değerlendirme yapılmıştır.

Öncelikle, Ramzan el-Bûtî’nin kaleme aldığı “el-Fıkhu’s-Sîre” eserinden Hudeybiye Vakası incelenmiştir. Bir tarihi vesika olarak ele aldığımız eserle yetinilmeyerek benzer konu ibn Hişam’ın Sire’sinden de incelenmiştir. Bunun yanı sıra rivayetleri toplamasıyla meşhur Taberi’ye ait “Cami’u’l-beyan an tevi’li-Kur’an” isimli tefsirinden Fetih Suresinin tefsiri irdelenmiştir. Böylelikle rivayetlerde geçen sebeb-i nüzul vakaları tahlil edilmiştir. Akabinde yine konuya ilişkin veriler hadis eserlerinden de taranmıştır. Böylelikle, Fetih Suresinin sebeb-i nüzulü araştırılmış ve sebeb-i nüzul olarak bilinen Hudeybiye Vakası tarih, tefsir ve hadis kaynakları ile bütüncül bir yaklaşımla yeniden değerlendirmeye tabii tutulmuştur.  

Tek örnekle yetinilmeyerek, farklı spesifik sebeb-i nüzul örnekleri yine benzer yöntemlerle öğrenciler marifetiyle araştırılmış ve sonrasında derslerde müzakereli olarak ele alınmıştır.

Sonuç olarak; bu dersimizde öncelikle bütüncül yaklaşımın ve farklı bakış açılarının yakalanmasının önemine dönem boyunca vurgu yapılmıştır. Temel olarak da, dersin amacına müteallik esbab-ı nüzule yeni yaklaşım ilkelerinin içselleştirilmesi bağlamında çok önemli tecrübe kazanımı olmuştur.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


RECEP TURAN-11912710 (DOKTORA-OZEL OGRENCİ)

DERSTEN KAZANIMLARIM :

1- TEORİK BİLGİLERİN PRATİKTE UYGULANABİLİRLİĞİNİN İMKANI VE PRATİKTE REEL DURUMLAR

2- DERSTE GÖRSEL KATKI

3- TARİH SAHASINDA FİKİR VE OLAY ARASINDAKİ DOLAYLI VE DİREKT İLİŞKİLER 


0 Yorum - Yorum Yaz


    Ben bu dersten ziyadesiyle istifade ettim. Herşeyden evvel bu dersler dine ve dünyaya bakış açımızı değiştiriyor ve geliştiriyor. Bizlere yeni ufuklar ve vizyon veriyor. Bizlere kendimizi ifade etme fırsatı ve cesareti veriyor. Ben arkadaşlarımın da aynı fikirde olduklarını düşünüyorum. Bu dersteki arkadaşlarımın İslam'a ve insanlığa daha çok hayırlı hizmetler yapacaklarına inanıyorum. Hocamıza bize verdiği değer ve derslerdeki özverisinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Rabbim hocamızın ve hepimizin ilmini artırsın.
0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANIMLARIM    31.05.2015


   Nazım Çetin

  12912769( Doktora- Özel Öğrenci) 

                                  DERSTEN KAZANIMLARIM 

      Ben bu dersten ziyadesiyle istifade ettim. Herşeyden evvel bu dersler dine ve dünyaya bakış açımızı değiştiriyor ve geliştiriyor. Bizlere yeni ufuklar ve vizyon veriyor. Bizlere kendimizi ifade etme fırsatı ve cesareti veriyor. Ben arkadaşlarımın da aynı fikirde olduklarını düşünüyorum. Bu dersteki arkadaşlarımın İslam'a ve insanlığa daha çok hayırlı hizmetler yapacaklarına inanıyorum. Hocamıza bize verdiği değer ve derslerdeki özverisinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Rabbim hocamızın ve hepimizin ilmini artırsın.


0 Yorum - Yorum Yaz

ali lateef hammoodi odev    31.05.2015

بن إسحاق وهو الإمام أبو بكر محمد بن اسحاق بن يسار بن خيار المدني. كان مولى لقيس بن مخرمة بن المطلب القرشي، ولد في المدينة سنة 85 هـ/703م، وبها نشأ، وكان فتى جميلا وقرأ على علمائها ومحدثيها.
وكان جده يسار من سبي عين التمر حين أفتتحها المسلمون في خلافة أبو بكر الصديق، سنة 12 هـ، وقد وجده خالد بن الوليد في كنيسة عين التمر من بين الغلمان الذين كانوا رهنا في يد كسرى فأخذه خالد إلى المدينة.
سافر إلى الإسكندرية وحدث بها عن جماعة من علماء مصر، ومنهم عبيد الله بن المغيرة، ويزيد بن حبيب، وثمامة بن شفي، وعبيد الله بن أبي جعفر، والقاسم بن قزمان، والسكن بن أبي كريمة، والأعرج، وقد تخصص بالرواية عن هؤلاء المحدثين، وكان بحرا من بحور العلم، ذكياً حافظاً.
ويعتبر أول مؤرخ عربي كتب سيرة النبي محمد بن عبد الله وأطلق تسمية "سيرة رسول الله" على كتابه. وقضى ابن إسحاق معظم حياته في المدينة وبدأ بجمع الروايات المختلفة من مختلف المصادر الشفهية التي كانت متوفرة آنذاك ولم يكن اهتمامه الرئيسي منصبا على تدقيق صحة الروايات وإنما كان غرضه جمع كل مايمكن جمعه من معلومات عن الرسول. وفي عام 115 هـ، الموافق 733 م، بدأ بالتنقل من المدينة إلى الإسكندرية ثم إلى الكوفة والحيرة ليستقر في بغداد حيث وفر له الخليفة العباسي أبو جعفر المنصور كل الدعم الممكن لأن يكتب عن تاريخ الرسول محمد.
ويرى بعض المستشرقين إن مدى صحة الحقائق التأريخية في كتابه قد يكون مشكوكا فيها لانقضاء ما يقارب 120 سنة بين وفاة الرسول محمد وبداية جمعه للروايات الشفهية وأيضا يشك البعض في حيادية بعض المواضيع التي قد تكون غير منصفة لبني أمية لكون الكتاب كتب في عهد الخلفاء العباسيين والذين كان لهم خلافات مع من سبقهم من الأمويين. وبما أن الكتاب -على ما يبدو لنا- أقدم ما كتب عن سيرة محمد فقد استند عليه كتاب السيرة الذين أتوا بعده مثل ابن هشام والطبري بالرغم من تحفظهم على بعض الروايات، علماً إن ابن إسحاق نفسه ذكر في مقدمة كتابه أن "الله وحده عليم أي الروايات صحيحة".
وبغض النظر عن هذه الانتقادات فإن الكثير من المؤرخين والمستشرقين يعتبرونه مؤرخاً جيداً كان همه الرئيسي الحفاظ على أي رواية عن تاريخ رسول الإسلام.






كان ابن إسحاق ومازال إمام المغازي والسير، وهو حافظ علامة، أحد من دار عليهم الحديث والإسناد، وقد أثنى عليه في علم المغازي والسير، غير واحد من شيوخه وأقرانه والأئمة عبر العصور.

نسب ابن إسحاق ونشأته
أبو بكر محمد بن إسحاق بن يسار بن خيار، القرشي المطلبي مولاهم المدني صاحب السيرة النبوية، ولد سنة 80 هـ، وكان جده يسار من سبي عين التمر (بلدة غربي الكوفة، فتحت في أيام أبي بكر على يد خالد بن الوليد في سنة 12هـ، وكان فتحها عنوة)،وكان مولى قيس بن مخرمة بن المطلب بن عبد مناف رضي الله عنه، وتوفي سنة 151هـ [*].

علم ابن إسحاق
رأى ابن إسحاق رحمه الله أنس بن مالك، وسعيد بن المسيب، وسالم بن عبد الله بن عمر رضي الله عنهم، وطاف البلاد، وسمع من جمع كبير في مصر، والحجاز والعراق، والري وما بينها، ومنهم: أبوه، وعمه موسى بن يسار، وأبان بن عثمان، والأعرج ومحمد بن إبراهيم التيمي، ومكحول، ونافع العمري، وأبو سلمة بن عبد الرحمن والزهري، وعاصم بن عمر بن قتادة، وعبد الله بن أبي بكر بن حزم، ومحمد بن المنكدر، وطاوس بن كيسان رحمهم الله.

وحدَّث عنه شيخه يزيد بن أبي حبيب، ويحيى بن سعيد الأنصاري -وهما من التابعين- وشعبة والثوري، والحمادان، وأبو عوانه، وهشيم، وسفيان بن عيينة، وخلقٌ كثير.

قال محمد مسلم بن شهاب الزهري، وقد سئل عن مغازيه، فقال: هذا أعلم الناس -يعني محمد بن إسحق.

وروى حرملة عن الشافعي قال: "من أراد أن يتبحر في المغازي فهو عيال على محمد بن إسحاق". وقال شعبة: "محمد بن إسحق أمير المؤمنين في الحديث".

وجاء عن البخاري قوله: "محمد بن إسحق ينبغي أن يكون عنده ألف حديث ينفرد بها لا يشاركه فيها أحد". قال ابن سعد في الطبقات: "كان محمد بن إسحق أول من جمع مغازي رسول الله صلى الله عليه وسلم وألَّفها، وكان يروي عن عاصم ابن عمر بن قتادة، ويزيد بن رومان، ومحمد بن إبراهيم، وغيرهم ويروي عن فاطمة بنت المنذر بن الزبير، وكانت امرأة هشام بن عروة، فقال: هو كان يدخل على امرأتي ؟ كأنه أنكر ذلك".

وخرج من المدينة قديمًا فلم يروِ أحد منهم عنه غير إبراهيم بن سعد، وكان ابن إسحق خرج مع العباس بن محمد إلى الجزيرة، وأتى أبا جعفر المنصور بالحيرة، فكتب له المغازي، فسمع منه أهل الكوفة بذلك السبب. وسمع منه أهل الجزيرة، وأتى الري فسمع منه أهل الري، فرواته في هذه البلدان أكثر ممن روى عنه من أهل المدينة. وكان كثير الحديث، وقد كتبت عنه العلماء، ومنهم من يستضعفه.

كلام العلماء في ابن إسحاق
وقد تكلم فيه مالك وهشام بن عروة، واتُهم بغير نوع من البدع، ودافع عنه عدد من العلماء بدءًا بالبخاري. قال البخاري: "والذي يذكر عن مالك في ابن إسحاق لا يكاد يبين أمره، وكان إسماعيل بن أبي أويس من أتبع من رأينا لمالك، أخرج إلي كتب ابن إسحق عن أبيه في المغازي وغيرها فانتخبت منه كثيرًا.

ولم ينج كثير من الناس من كلام بعض الناس فيهم، نحوَ ما يذكر عن إبراهيم من كلامه في الشعبي، وكلام الشعبي في عكرمة، وفيمن كان قبلهم، وتناول بعضهم في العرض والنفس. ولم يلتفت أهل العلم في هذا النحو إلا ببيان وحجة، ولم تسقط عنه التهم إلا ببرهان ثابت وحجة، والكلام في هذا كثير"، اتهى كلام البخاري.

وقال أبو زرعة الدمشقي: "محمد بن إسحاق رجل قد اجتمع الكبراء من أهل العلم على الأخذ عنه، منهم سفيان، وشعبة، وابن عيينة ..، وروى عنه الأكابر: يزيد بن أبي حبيب، وقد اختبره أهل الحديث فرأوا خيرًا وصدقً،ا مع مدحة ابن شهاب له. وقد ذاكرت دحيمًا قول مالك -يعني فيه- فرأى أن ذلك ليس للحديث، وإنما هو لأنه اتهمه بالقدر".

وقد بحث ابن عدي في مروياته، وفتش في أحاديثه، وتقصى الأقوال فيه، وقال: "ولمحمد بن إسحاق حديث كثير، وقد روى عنه أئمة الناس ..، وقد روى المغازي عنه: إبراهيم بن سعد، وسلمة بن الفضل، ومحمد بن سلمة، ويحيى بن سعيد الأموي، وسعيد بن بزيع، وجرير بن حازم، وزياد البكائي وغيرهم".

ثم قال ابن عدي: "ولو لم يكن لمحمد بن إسحق من الفضل إلا أنه صرف الملوك عن كتب لا يحصل منها شيء فصرف أشغالهم حتى اشتغلوا بمغازي رسول الله صلى الله عليه وسلم، ومبتدأ الخلق، ومبعث النبي صلى الله عليه وسلم، فهذه فضيلة لابن إسحق سبق بها. ثم بعده صنفها قوم آخرون، فلم يبلغوا مبلغ ابن إسحق منها.

وقد فتشت أحاديثه الكثيرة، فلم أجد في أحاديثه ما يتهيأ أن يقطع عليه بالضعف وربما أخطأ أو وهم في الشيء بعد الشيء كما يخطئ غيره، ولم يتخلف في الرواية عنه الثقات والأئمة، وهو لا بأس به" (ابن عدي: الكامل في ضعفاء الرجال، ترجمة رقم 1623).

لقد أخذ ابن إسحق زمام الزعامة في علم المغازي والسير، وسار به إلى يوم الدين فكل من جاء بعده كان عالة عليه كما يقول الشافعي.

قال الذهبي في سير أعلام النبلاء: "وهو أول من دون العلم بالمدينة، وذلك قبل مالك وذويه، وكان في العلم بحرًا عجاجًا، ولكنه ليس بالمجود كما ينبغي". وقال الحافظ ابن حجر في تقريب التهذيب: "إمام المغازي، ولهذا علق عنه البخاري في صحيحه، وروى له مسلم مقرونًا بغيره، وأخرج له غيرهما".

منزلة السيرة النبوية لابن إسحاق
لقد بلغ ابن إسحاق في تصنيفه الذروة في علم السيرة من حيث الحشد والجمع والتنقير ثم من حيث المنهج إذ بدأ بالمبعث وما قبله، ثم بالمغازي واحدة تلو أخرى، ولهذا فقد انتشر مصنفه في عصره، وما تلاه في شرق الأرض وغربها. درسه الدارسون من نواح عديدة قديمًا وحديثًا، وبقيت سيرته عبر العصور أم المصنفات في هذا الباب، وإليها المرجع على الدوام، وإن كانت هنا انتقادات وملاحظات، ولقيت من العناية والرعاية مالم يلقه كتاب آخر في السيرة، بل أستطيع أن أقول: "إن ما كتب من كتب السيرة بعده كان هالة حول هذا الكتاب".

فابن سعد تلميذ الواقدي الذي جعل كتاب ابن إسحاق موازيًا لكتاب شيخه الواقدي، ومرورًا بالأعلام بعد ابن سعد عبر القرون وإلى يومنا هذا، مما يؤكد كلمة ابن عدي أن هذه الفضيلة سبق بها ابن إسحاق، ولم يبلغ من بعده مبلغه.

منهج ابن إسحاق في السيرة النبوية
وإذا أردت أن ألمع إلى ومضات موجزة من منهجه في هذا الكتاب، أقول: رغم أن الكتاب كاملاً لم يظهر حتى نستطيع الجزم بمنهجه، ولم يظهر منه إلا قطعة رغم بقائه متداولًا حتى الأعصر المتأخرة، إلا أنه من خلال النصوص التي أخذت عنه، ومن خلال تهذيب ابن هشام يمكننا أن نبني عنه تصورًا منهجيًا ربما يكون قريبًا من الحقيقة.

ومن هذا يظهر أنه قد قسم كتابه ثلاثة أقسام: المبتدأ، والمبعث، والمغازي، فالقسم الأول: المبتدأ، عالج فيه ما كان من أحداث ورسل ووقائع قبل الإسلام، واعتمد في هذا القسم بقسط غير قليل على وهب بن منبه، وكعب الأحبار، ومسلمة أهل الكتاب، وغيرهم. وذكر فيه بعض أخبار القبائل العربية، وهذا القسم فيه الأخبار المنقطعة والآثار، والإسناد طبعًا نادر، إن لم يكن معدوماً بعد مَنْ حدّثه بها، وسواء غابت هذه الأخبار أو حضرت لا تضر بصفة عامة، وهي تروى ولا تدخل في السيرة أو التشريع من قريب ولا بعيد.

وأما القسم الثاني: وهو المبعث، فيشمل حياة النبي صلى الله عليه وسلم قبل البعثة إلى أن فجأه الوحي، ثم إلى الهجرة، وفي هذا القسم يروي النصوص بأسانيده وأحيانًا يرسل عن شيوخه، وأحيانًا يسوق الخبر بلا إسناد، وله في ذلك تفردات.

القسم الثالث: عرض الغزوات النبوية وحياته في المدينة بشكل عام إلى مرضه ووفاته صلى الله عليه وسلم. وكان يسلك في هذا القسم مسلك التقسيم للأحداث على السنن، ويبرز أسانيده ورواته بصفة عامة، وقد يرسل، أو يسوق الخبر دون إسناده لأحد، أو يجمع عدة أسانيد، ويسوق الخبر عنهم جميعاً مساقاًَ واحداً، وأحياناً يبهم شيخه في الخبر كأن يقول: حدثني من لا أتهم من أهل العلم، أو ذكر بعض آل فلان، أو بلغني عن فلان، أو حدثني بعض أصحابنا.

ومما يلاحظ أنه اعتمد على عدد من علماء السيرة؛ الزهري، عروة بن الزبير، وعاصم بن عمر بن قتادة، وعبد الله بن أبي بكر بن حزم. وقد حاول ابن إسحاق ربط الآيات القرآنية بأسباب نزولها، وكان يذكر الأشعار التي بلغته في مواضع الغزوات والفخر أو الهجاء. وبعد أن شاع الكتاب وذاع تعاورته العقول والأقلام.

تهذيب ابن هشام لسيرة ابن إسحاق
ومن أبرز من عُني بهذا الكتاب حتى نسب إليه هو عبد الملك بن هشام المتوفى 218هـ؛ إذ حاول تهذيب الكتاب وتشذيبه، أي أنه أرد أن يُقوم ما يراه في الكتاب من عوج ومن خلال كلامه نتبين المآخذ على ابن إسحاق.

قال ابن هشام: "وتارك بعض ما ذكره ابن إسحق في هذا الكتاب مما لرسول الله صلى الله عليه وسلمذكر، ولا نزل فيه من القرآن شيء، وليس سببًا لشيء من هذا الكتاب، ولا تفسيرًا له ولا شاهدًا عليه لما ذكرت من الاختصار، وأشعارًا ذكرها لم أر أحدًا من المعرفة بالشعر يعرفها، وأشياء بعضها يشنع الحديث به، وبعض يسوء بعض الناس ذكره.

وبعض لم يقرّ لنا البكائي بروايته، ومستقصٍ إن شاء الله تعالى، ما سوى ذلك منه بمبلغ الرواية والعلم به". وقد لقي عمل ابن هشام هذا القبول والرضا، وبه عرفت سيرة ابن إسحق، بل ونسب إلى ابن هشام.

وتوالت الشروح والدراسات حول عمل ابن هشام هذا، قال الفلاس: سمعت يحيى بن سعيد يقول لعبيد الله: إلى أين تذهب؟ قال: أذهب إلى وهب بن جرير أكتب السيرة، قال الذهبي: كان وهب يرويها عن أبيه عن ابن إسحق، وأشار يحيى القطان إلى ما في السيرة من الواهي من الشعر ومن بعض الآثار المنقطعة المنكرة، فلو حذف منها ذلك لحسنت، وَثَمَّ أحاديث جمَّة في الصحاح والمسانيد مما يتعلق بالسيرة والمغازي ينبغي أن تُضمَّ إليها وتُرَتَّب، وقد فعل غالب هذا الإمام أبو بكر البيهقي في دلائل النبوة له".

قلت: "وبهذا فلا يعدو كتاب البيهقي أن يكون مستخرجًا على كتاب ابن إسحق وهذا ظاهر فيه".

ملاحظات على سيرة ابن إسحاق
ودون أن أمرُّ على تأثير كتاب ابن إسحاق ومغازيه فيمن جاء بعده، أبدي ملاحظات حول أهمية كتاب ابن إسحق، فأقول:
 إن ابن إسحق لم يلتزم بالإسناد في قسم من أخباره، ولم يضع شروطاً معينة لتلقي أخبار السيرة من رجال معينين، أو كيفية معينة، ولهذا كان كثير السؤال والتطلاب لأخبار السيرة والمغازي حتى اشتهر بذلك، فكان يأتيه أبناء البيوتات والأسر ليحدثوه عن أمجاد آبائهم، ويحملون له في ذلك أشعارًا قيلت في المناسبات التي يتحدث عنها وبخاصة الغزوات، فيرويها له في كتابه، حتى جاء النقاد بعده، وقالوا: إن كثيراً من هذه الأشعار غير صحيح. واضطر ابن هشام وغيره من بعده لحذف كثير من هذه الأشعار والأخبار، ولكن ابن إسحق جمع الجزئيات مع الكليات، فأطال وأطال، ولهذا عرَّض به مالك، وأثنى على موسى بن عقبة بأن عمله مختصر غير طويل كغيره، -أي ابن إسحاق.
إن سعة علم ابن إسحق وتطوافه في البلاد، وبحثه عن العلم، وتفوقه على أقرانه، واستناده إلى بيان مشرق، وقلم سيال، وكلمة وضاءة وتصوير بارع للأحداث جعلت عمله يحظى بالقبول عند جُلِّ معاصريه ومن جاء بعده، وسار مسير الشمس في الأرض، وقد أشاد بهذا غير واحد ممن اقتفى أثره، وانتحى نحوه. ومنهم الأديب البليغ، الكلاعي في كتابه "الاكتفاء في مغازي رسول الله صلى الله عليه وسلم والثلاثة الخلفاء"، حين جعل اعتماده ابن إسحاق دون الواقدي، بقوله: رأيته كثيرًا ما يجري مع ابن إسحاق، فاستغنيت عنه لفضل فصاحة ابن إسحاق في الإيراد، وحسن بيانه الذي لا يعقل معه استحسان المعاد". وقد قام الخشني في شرح السيرة، وكذلك السهيلي، وهذا يدل على قوة النص الذي قدمه ابن إسحق.
وهذا يقودنا إلى الأمر الثالث في عمل ابن إسحاق ألا وهو صياغة السيرة بتسلسل منهجي، وتتابع تاريخي، وكان عصره مبتكرًا يدلف بالقارئ أو المستمع من خبر إلى تابعه، ومن غزوة إلى أخرى فكانت السيرة النبوية من الولادة إلى الهجرة إلى الغزوات المصطفوية قد سلكت أمام القارئ في سلك واحد، وكأنه يراها رأي العين.
والأمر الذي يجب أن يلاحظ في تأريخ علم السيرة النبوية أن منهجية ابن إسحاق هي التي صبغت جميع المؤلفات في هذا العلم، وبقيت تقفو أثر ابن إسحاق، وهذا شيء في غاية الأهمية والقيمة والقدر المتجدد لعمل ابن إسحق أبرزِ كاتبٍ في السيرة النبوية عبر العصور وهو من رجال القرن الثاني.
4- ولما لم يلتزم ابن إسحاق الإسناد في كل أخبار السيرة، بل كان همُّه جمعَ أطراف الأخبار في الحدث الواحد وسوقها في كلياتها وجزئياتها مساقاً واحداً قاصداً إعطاء أكبر التفصيلات، هذا جعل بذلك السيرة التي صنفها في السيرة النبوية قصة متكاملة شاملة، قريبة للقارئ والمستمع، سهلة للفهم والتلقين والحفظ، وهذا سَهَّل لها القبول والانتشار في كل الأوساط العلمية المتخصصة وغير العلمية، وغدت في كل بيت.

وقد حاول غير واحد أن يسلك مسلكه كما فعل الواقدي، وابن حبان وغيرهما من بعده، وهذا مما جعل عمل ابن إسحق عمدة لهذا العلم بوجه أو بآخر ولأجله قال ابن سيد الناس في صدر سيرته التي لقيت بدورها القبول والثناء: "وعمدتنا فيما نورده من ذلك على محمد بن إسحق إذ هو العمدة في هذا الباب لنا ولغيرنا".

وخلاصة القول: فإن ابن إسحاق -مهما قيل في نقده- قد ارتقى بالتصنيف في السيرة النبوية مرتقى رفيعاً، وخلد بعمله علمًا عظيمًا، وفتح بابًا للخير كبيرًا، وسبق الناس في هذا المهيع سبقًا مبينًا، وأرسى ركنًا ركينًا بنى من جاء بعده عليه، ونحا نحوه فيما يهدف إليه، فرحمه الله رحمة واسعة.

0 Yorum - Yorum Yaz



قوله تعالى : ( وإن خفتم ألا تقسطوا في اليتامى فانكحوا ما طاب لكم من النساء مثنى وثلاث ورباع ) الآية . اختلفوا في تأويلهم ، فقال بعضهم : معناه إن خفتم يا أولياء اليتامى أن لا تعدلوا فيهن إذا نكحتموهن فانكحوا غيرهن من الغرائب مثنى وثلاث ورباع

الاحداث التاريخية التي مهدت لنزول الايات ...  
اخبرنا عبد الواحد بن أحمد المليحي ، أنا أحمد بن عبد الله النعيمي ، أنا محمد بن يوسف ، أنا محمد بن إسماعيل ، أنا أبو اليمان ، أنا شعيب ، عن الزهري ، قال : كان عروة بن الزبير يحدث أنه سأل عائشة رضي الله عنها ( وإن خفتم ألا تقسطوا في اليتامى فانكحوا ما طاب لكم من النساء ) قالت : هي اليتيمة تكون في حجر وليها فيرغب في جمالها ومالها ويريد أن يتزوجها بأدنى من سنة نسائها ، فنهوا عن نكاحهن إلا أن يقسطوا لهن في إكمال الصداق ، وأمروا بنكاح من سواهن من النساء ، قالت عائشة رضي الله عنها : ثم استفتى الناس رسول الله صلى الله عليه وسلم ، فأنزل الله تعالى : ( ويستفتونك في النساء قل الله يفتيكم فيهن ) إلى قوله تعالى ( وترغبون أن تنكحوهن ) . فبين الله تعالى في هذه الآية أن اليتيمة إذا كانت ذات جمال أو مال ، رغبوا في نكاحها ولم يلحقوها بسنتها بإكمال الصداق ، وإذا كانت مرغوبة عنها في قلة المال والجمال تركوها والتمسوا غيرها من النساء ، قال : فكما يتركونها حين يرغبون عنها فليس لهم أن ينكحوها إذا رغبوا فيها إلا أن يقسطوا لها الأوفى من الصداق ويعطوها حقها .

قال الحسن : كان الرجل من أهل المدينة يكون عنده الأيتام وفيهن من يحل له نكاحها فيتزوجها لأجل مالها وهي لا تعجبه كراهية أن يدخله غريب فيشاركه في مالها ، ثم يسيء صحبتها ويتربص بها أن تموت ويرثها ، فعاب الله تعالى ذلك ، وأنزل الله هذه الآية ..  

وقال عكرمة : كان الرجل من قريش يتزوج العشر من النساء والأكثر فإذا صار معدما من مؤن نسائه مال إلى مال يتيمه الذي في حجره فأنفقه ، فقيل لهم : لا تزيدوا على أربع حتى لا يحوجكم إلى أخذ أموال اليتامى ، وهذه رواية طاووس عن ابن عباس رضي الله عنهما .. 

وقال بعضهم : كانوا يتحرجون عن أموال اليتامى ويترخصون في النساء ، فيتزوجون ما شاءوا وربما عدلوا وربما لم يعدلوا ، فلما أنزل الله تعالى في أموال اليتامى ( وآتوا اليتامى أموالهم ) أنزل هذه الآية (وإن خفتم ألا تقسطوا في اليتامى )
 يقول كما خفتم أن لا تقسطوا في اليتامى فكذلك خافوا في النساء أن لا تعدلوا فيهن فلا تتزوجوا أكثر مما يمكنكم القيام بحقهن ، لأن النساء في الضعف كاليتامى ، وهذا قول سعيد بن جبير وقتادة والضحاك والسدي ،
 ثم رخص في نكاح أربع فقال : ( فانكحوا ما طاب لكم من النساء مثنى وثلاث ورباع فإن خفتم ألا تعدلوا ) فيهن ( فواحدة ) وقال مجاهد : معناه إن تحرجتم من ولاية اليتامى وأموالهم إيمانا فكذلك تحرجوا من الزنا فانكحوا النساء الحلال نكاحا طيبا ، 
ثم بين لهم عددا ، وكانوا يتزوجون ما شاءوا من غير عدد ، قوله تعالى : ( فانكحوا ما طاب لكم من النساء ) وطاب أي : حل لكم من النساء مثنى وثلاث ورباع ، معدولات عن اثنين ، وثلاث ، وأربع ، ولذلك لا ينصرفن ، والواو بمعنى أو ، للتخيير ، كقوله تعالى : " أن تقوموا لله مثنى وفرادى " ( سبأ - 46 ) : " أولي أجنحة مثنى وثلاث ورباع " ( غافر - 1 ) وهذا إجماع أن أحدا من الأمة لا يجوز له أن يزيد على أربع نسوة ، وكانت الزيادة من خصائص النبي صلى الله عليه وسلم ، لا مشاركة معه لأحد من الأمة فيها ، وروي أن قيس بن الحارث كان تحته ثمان نسوة فلما نزلت هذه الآية قال له رسول الله صلى الله عليه وسلم : " طلق أربعا وأمسك أربعا " قال فجعلت أقول للمرأة التي لم تلد يا فلانة أدبري والتي قد ولدت يا فلانة أقبلي . وروي أن غيلان بن سلمة الثقفي أسلم وعنده عشر نسوة فقال له النبي صلى الله عليه وسلم : " أمسك أربعا وفارق سائرهن " . 

وإذا جمع الحر بين أربع نسوة حرائر يجوز ، فأما العبد فلا يجوز له أن ينكح أكثر من امرأتين عند أكثر أهل العلم ، أخبرنا عبد الوهاب بن أحمد الخطيب ، أنا عبد العزيز بن أحمد الخلال ، أنا أبو العباس الأصم ، أنا الربيع ، أنا الشافعي ، أنا سفيان ، عن محمد بن عبد الرحمن مولى أبي طلحة ، عن سليمان بن يسار ، عن عبد الله بن عتبة ، عن عمر بن الخطاب رضي الله عنه أنه قال : ينكح العبد امرأتين ويطلق طلقتين وتعتد الأمة بحيضتين ، فإن لم تكن تحيض فبشهرين أو شهر ونصف " وقال ربيعة : يجوز للعبد أن ينكح أربع نسوة كالحر . 

( (فإن خفتم ) خشيتم ، وقيل : علمتم ، ( ألا تعدلوا ) بين الأزواج الأربع ، ( فواحدة  أي فانكحوا واحدة . وقرأ أبو جعفر ( فواحدة ) بالرفع ، ( أو ما ملكت أيمانكم ) يعني السراري لأنه لا يلزم فيهن من الحقوق ما يلزم في الحرائر ، ولا قسم لهن ، ولا وقف في عددهن ، وذكر الأيمان بيان ، تقديره : أو ما ملكتم ، وقال بعض أهل المعاني : أو ما ملكت أيمانكم أي : ما ينفذ فيه إقسامكم ، جعله من يمين الحلف ، لا يمين الجارحة ، ( ذلك أدنى ) أقرب ، ( ألا تعولوا ) أي : لا تجوروا ولا تميلوا ، يقال : ميزان عائل ، أي : جائر مائل ، هذا قول أكثر المفسرين ، وقال مجاهد : أن لا تضلوا ، وقال الفراء : أن لا تجاوزوا ما فرض الله عليكم ، وأصل العول : المجاوزة ، ومنه عول الفرائض ، وقال الشافعي رحمه الله : أن لا تكثر عيالكم ، وما قاله أحد ، إنما يقال من كثرة العيال : أعال يعيل إعالة ، إذا كثر عياله . وقال أبو حاتم : كان الشافعي رضي الله عنه أعلم بلسان العرب منا ولعله لغة ، ويقال : هي لغة حمير ، وقرأ طلحة بن مصرف ( " أن لا تعيلوا . . . " ) وهي حجة لقول الشافعي رضوان الله عليه 

0 Yorum - Yorum Yaz

DERSTEN KAZANDIKLARIMIZ    31.05.2015

HİKMET KIRATLI

12912709-DOKTORA

ESBÂB-I NÜZÛL II DERSİ

Hocamızın bu dönemki derslerinde her zamanki gibi prensiplerini muhafaza ettiğini farkettim. Bize edep, ilim, hikmet anlayışında ufuk vermeye devam etmiştir.

Taberi tefsiri bağlamında Siyer-i Nebi'de seçtiğimiz herhangi bir konu hakkındaki ayet-i kerimeyi tahlil ettikten sonra, o ayetin sebeb-i nuzûl rivayetlerini ve sebeb-i nuzûl değerlendirmelerini inceleyerek bize araştırma bilinci vermiştir. Derslerimiz gayet akıcı ve verimli olmuştur.


0 Yorum - Yorum Yaz


Sakına Onen

13912744

Derslerde Kazandıklarım:

Ahmet Nedim Serinsu Hoca’nın yürüttüğü derslerde bilgi bütünlüğünü oluşturan kazanımlar elde ettik. Bu kazanınlar özet olarak şu şekildedir:

1.     Bilginin bütünlüğü konusunun önemli olduğunu

2.     Adap ve Talim: öğrenmede ve hayatta Adap ve Talimin temel esas olduğunu

3.     Kur’an’ı anlamada esbabı nüzul ve bağlamın önemli olduğu

4.     Sure inceleme: özellikle Fetih suresinin incelenmesi öğretici olmuştur. Böylece Esbabı nüzul konusunu uygulama ve bilgi yönünden görmüş olduk.

5.     Tefsirler ve Müfessirlerin usulü hakkında bilgi,

6.     Öğrenci seminerleri ile farklı bakış açılarını,

7.     Hz. Peygamber ve Sahabenin Kur’an’ı anlama biçimleri,

8.     Siyer hakkında değerlendirmeler yapıldı.

9.     Kur’an ilimleri ve Kur’an tarihini,

10.                       Siyak- Sibak tabirlerinin dikkate alınması gerektiğini öğrendik.

11.                       Ayrıca, Hoca karikatür, resim, sanat eserleri üzerinde öğrencilerin fikirlerini aldı. Bütünü görmemizi ve dikkatimizi artırmayı sağlamak istedi.

 

Kur’an’ı anlamak ve incelemek için bu koşullara dikkat etmek ve takip etmek gerekmektedir. 


0 Yorum - Yorum Yaz

Dersten Kazanımlar    02.06.2015

Adı ve Soyadı:  Mehmet UZUN

                                 (Doktora Öğrencisi)

Dönemi           : 2014-2015

Öğrenci No      : 14922717

Konu               : Dersten Kazanımlar

1.      Bilginin Bütünlüğü meselesiyle ilgili bir farkındalık oluştu.

2.      Bu konudaki literatürü tanıma fırsatı oldu.

3.      İleride yeni ufuklar açmak için bir başlangıç oluştu.

4.      İslami ilimlerde bilginin bir bütün olduğunu anladık

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Kazanımlarımız:

Bilginin bütünlüğü hakkında malumat sahibi olduk. Kur'an'ın anlaşılması noktasında ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu kavradık. Alim olabilmek için tek bir alanda ihtisas yapmanın yeterli olmayacağı, diğer anlanlar hakkında da muhakkak malumat sahibi olunması gerektiğini anladık.

Müfessir kimdir ? Alim kimdir ? Eğitim-öğretim nasıl gerçekleşir ? bunlar hakkında bilgi edindik.

Bilim tarihine genel hatlarıyla baktığımıda geçmişte yaşamış ilim adamlarının keldilerini yalnızca bir tek alanda yetiştirip, sadece o alanda yetkin olmadığını müşahade ettik.

Esbab-ı nüzul ile alakalı kaleme alınmış ve araştırmalarımızda baş vurabileceğimiz önemli kaynaklar hakkında malumat sahibi olduk. Ayrıca araştırmalarımızda baş vurabileceğimiz internet adreslerini öğrendik. Ödevlerimizde Esbab-ı nüzulün bir ayeti anlama noktasında ne kadar önemli olduğunu gördük.

Mukayeseli olarak yapmış olduğumuz okumalarda hiçbir ilmin diğerinden bağımsız olmadığını, tefsir, hadis ve fıkhın adeta iç içe geçmiş olduğunu gördük. Nitekim her birinin doğuşu ve gelişimi birbiriyle etkileşim içindedir.

Kur'an ve bağlam kitabının mütalasında, esbab-ı nüzul'ün kur'an'ı anlamadaki önemini kavradık. Nitekim esbâb-ı nüzûl ilmi sahabeye nazarında çok önemli bir bilgi olarak görülmüş ve Kur’ân’ı anlamayı, bu bilgiye (esbab-ı nüzul) sahip olmakla eşdeğerde görmüşlerdir. Bununla birlikte esbab-ı nüzul rivayetlerinin hadis usulü açısından değerlendirilmesi gerektiğini ve hadis metodolojisinden yararlanarak bu rivayetlerin bir süzgeçten geçirilmesi gerektiğini öğrendik.


0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi