Kuran Nedir ? Kitabı hakkında 25 soru ve cevap:
1. İnsanın anlam arayışı başarılı olduğunda ne olur?
· Mutlu olur
2. Boşa çıkarsa ne olur?
· Fıtri yeteneklerini iptal eder.
3. Anlam neyi içerir?
· Anlam inanmayı içerir.
4. Fıtrat nedir?
· Büyüsel zihniyet ve Eleştrisel zihniyet
5. Etkin okuma nasıl olur?
· Oku, Düşün, Anla, Yaşa
6. Kuranın nasıl bir işlevi vardır?
· Kuran insanın hayatını anlamlandırarak fıtratını gerçekleştirmesi ve mutlu olmasını sağlamak için gelmiştir.
7. Kuran kime inmiştir?
· İnsana inmiştir.
8. Peygamberler ne ile görevlidirler?
· Allaha, Peygambere ve Kitaba imana çağırmaya.
9. Vahy ne demektir?
· Birine, bir kimseyi, bir nesneyi göndermek süratle ve gizlice.
10. Ayeti anlamak hangi varlığa düşüyor?
· İnsan ayeti incelemesigereken, ayeti inceleme görevi olan varlıktır.
11. Kurandan başka Kuranın ne isimleri vardır?
· El Kitab, el Furkan, ez Zikr
12. Eğer hayat reçete edilebilir ise bu nasıl olur?
· Sadece belirli bir noktaya kadar reçete edilebilir.
13. O nokta bizim ne işimize yarar?
· Hayatı anlamlandırmada yardımcı olur.
14. Hayatı anlamlandırırken bizi biz yapan nedir?
· Değerlerimizizdir.
15. ‘Değer’ ne anlama gelir?
· İnsanın gerçeğinin bir olgusudur. Kendini ifade etmesidir.
16. Değer nasıl oluşur?
· İnsaın varlıkla olan ilişkileri sonucu oluşur.
17. Değer ne işe yarar?
· İnsan davranışlarının yol göstericisi bir inanç olmak bakımından insanın dünya ile olan münasebetlerini müşahede etmesidir.
18. İnsanın hayatına anlam vermesi nasıl olur?
· İnsan hayatına anlam veren değerlere dayanarak ve seçerek eylemlerini düzenler onları önemine göre sıralar ve kendi amaçlarına hizmet edeneylemi anlamlı bulur.
19. İnsan nasıl bir varlıktır?
· Kendi yeteneklerinden kuşku duymaz aksine her eyleminde bir anlam görür.
20. Kültürün insan hayatında ne gibi bir yeri vardır?
· İnsanın var oluşunun oluşması ve onu hissetmesi kültür sayesinde olur.
21. İnsanın özünde hangi özellik vardır?
· Hürriyet! İnsan olmasını sağlayan doğal bir hak.
22. Doğru ve değerli eylemde bulunması nasıl mümkün olacaktır?
· Örnek kişilere yani Peygamberlere ihtiyaç vardır!
23. İnsan ‘insan olma’ imkanını nasıl kaybeder?
· Kişi fıtratına yabancılaşmışsa!
24. Eğer insan kendini ve çevresini anlayamassa ne olur?
· Dış dünyayı tehlikeli bir alan olarak algılar.
25. İnsan anlam arayışı ile kendi yaşantısı arasında ilişki bulamazsa ne olur?
· Fıtratına ters düşen bir hayat yaşar.
M. KAYA 08070127 HAZIRLIKSIZ İLAHİYAT
1-
Kuran
insandan ne ister?
Kuran insandan, O’nu okumasını, üzerinde düşünmesini, anlaşılmasını ve
ihlasla açıklamasını ister.
2-
İnsanın
anlam arayışı nedir?
İnsanın anlam arayışı onun fıtri kabiliyetlerindendir. İnsanın
gerçekliğinin bir olgusu olan anlam, insanın yapıp-etmeleriyle ortaya koyduğu
hayat biçiminin yansımasıdır. İnsan, hayata ve kendine verdiği değeri bu fıtri
kabiliyetini kullanabildiği ölçüde gösterir.
İnsan, hayatın anlamını sorgulamada ilk önce eylemlerinin anlamını sorar.
3-
Kişi,
hayatın anlamını nasıl bulur?
İnsan yaşadığı bu yaşam sürecinde, eylemlerinin anlamını sorgulamaya
başladıktan sonra, hayatına bir anlam yüklemek ister ve bu eylemlerini de ona
göre şekillendirmeye çalışır. Varlık yapısından gelen bu sorgulama özelliği,
onun gerçeklikle yüzleşmesini ve varoluşunu gerçekleştirmesini sağlar.
Kişinin bu bütünlük içinde hayatının anlamını keşfetmesi ise üç farklı
yoldan olur. Birincisi, amel-eylem ortaya koyarak. İkincisi, bir şeyi bir
insanı severek. Üçüncüsü ise, musibetlere sıkıntılara sabrederek.
4-
Anlam
arayışında başarılı olan insan neleri başarmış olur?
Kişi, hayatın anlamını arama ve varoluşunu gerçekleştirme yolunda
ilerlemesiyle, fıtri yani özsel yeteneklerini keşfeder. Bu sayede hayatın
problemleri ile başa çıkabilecek yetenek kazanır ki bu sabretmeyi öğrendiğinde
gerçekleşir. Bunların yanında mutlu olur, yani kendini değerli hisseden insan,
kendine ve topluma eylem ve düşünceleriyle
faydalı olan mutlu olur.
5-
Anlam
arayışında başarılı olamayan insanın nelerle karşılaşır?
Hayatın anlamını sorgulamamış ve bir hiçlikten gelip bir hiçliğe gideceğine
inanan insan gerçek bir hüsrana kapılmış olur. Bu kişi sosyal hayatta kendini
tanımlayamaz ve değerini fark edemez. Bir birey olarak bu hayatta ne olduğunu,
nereden geldiğini, nereye gidiyor olduğunu anlayamaz, idrakine varamaz. Bu
kişinin durumu öldürücü bir durumla sonuçlanabilir. Çünkü kişi fıtri
yeteneklerini görmezden gelir, iptal eder. Hayat o kişiye bir yük, anlık
yaşamak olduğu için artık bağımlılıklar ve anlık hazlar peşinden sürüklenir.
6-
İnsanın
fıtratına ait imkanlar nelerdir?
Bu meseleyi açıklarken zihniyetin tanımı önem arz eder. Zihniyet, insanın
zihninin içinde hareket ettiği ortamdır. Bu ortamda bir tür akıl yürütme
yolları ile içerik kazanır. Akıl yürütme ise insanın kavramlara yüklediği
anlamlardır. Fıtrat insanda iki ayrı ana zihniyette ortaya çıkar. Birincisi
büyüsel zihniyet. İkincisi ise olgusal- eleştirisel zihniyet.
Bu iki zihniyet iki ayrı modeli temsil eder. İşte bu ana zihniyetler
insanın fıtri koşullarıdır. Bunlar insan olmanın halleridir. İnsan konuşarak
toplum içinde kendini ifade eder. Bu insanın fıtri kabiliyetlerinden biridir.
Zihin faaliyetinin elde ettiği bilgi ile iletişime girer insan. Ancak fertlerin
bilgi alış ve anlamalarında farklılıklar oluşur. Yani fertler, ayrı ayrı alış
gücü ile dünyaya gelmişlerdir.
7-
Kültür
nedir?
Kültür, medeniyetler boyunca insanın kendi varlığını, varoluşunu üzerinde
sürdürdüğü bilgi ve yaşayış biçimidir. Bu bilgi ve yaşayışta ortaya koyduğu
eser ve davranışlardan medeniyetlerin, toplumların kültürü anlaşılır. Bilgiler
tüm türleri ile mesela felsefe, bilim, sanat, büyüsel bilgi, din hayatı anlamak
ve anlamlandırmak için var olanlar hakkında bilgi verir. Tümüyle ele
alındığında kültür, insanın kendini gerçekleştirme sürecidir. İnsan tüm bu
bilgi türlerinde hayatını anlamlandırma gücünü göstermek, ölümsüzleştirmek
istemiştir.
8-
Fıtratına
yabancılaşmış ve fıtratını köreltmiş bir kişinin durumu nedir?
Bu kişi varoluşunun kaidesi yani fıtratı gereği insan olma imkanlarından
vazgeçmiştir. Toplum içindeki sorumlulukları ve kendine karşı olan
sorumlulukları artık robotik bir biçimselliğe bürünecek, her şey anlamsız ve
değersiz görünecektir. Bu insan önce kendini, sonra toplumu, sonra da artık
içinde yaşadığı evreni anlayamıyordur. Bu kişi gerçekleri reddeder, yüzleşmek
istemez. Bunun için de değişik ve olumsuz savurma yolları bulur.
9-
İnsanın
hayatının anlamını bulması ve varoluşunu gerçekleştirmesi için bir rehbere
ihtiyacı var mıdır?
İnsan ona yol gösterecek bir rehber olmadan, ne kendini ne de içinde
bulunduğu evreni tanıyabilir ve anlam verebilir. O halde, kişi önce kendini ona
tanıtacak, kişisel ve maddi-manevi doyumlarını ona gösterecek olan bir rehbere
ihtiyacı vardır. İnsan, fıtratı gereği sürekli ileriye dönük yaşayan, yarının
düşünen varlıktır. O halde bu varlık sürekli bir gaye ve hedef uğruna çalışma
isteği duyar bunun için yaşar. Peki, her üzerinde düşünülen hedeflenen şey
insanın kendisini bulmasına, yarınlarının boşa gitmemesine öncü müdür? Elbette
ki hayır, bu yüzden kişinin sadece bir gaye arayışı olmamalı, bu gayeyi elde
edebileceği doğru rehberi bulabilmiş olmanın gayreti içinde olmalıdır. Bu
yüzden vahiy yani Kur’an’ı Kerim, insan hayatını her anlamda yönlendirecek,
rehber olacak, onun fıtratına hakim tam bir kaynaktır. Bu rehberi takip eden
insan muttaki insan olma yolunda giden insandır.
10- Bir rehber olarak Kur’an’ı Kerim insanın anlam
arayışında ne kadar etkilidir?
Kur’an’ı Kerim, insanın varoluşunun kaynak ve değerini en iyi aktaran, buna
göre insanın yaşam kalitesini yükseltmek için ona en isabetli öğütleri, emir ve
yasakları gösteren kitaptır. Kur’an insanın tabiatının aynı olduğunu ister
Türkiye’de yaşayan ister Malezya’da yaşayan insanın fıtri imkanlarının aynı
olduğunu ancak bunları kullanma ve yararlanma derecelerinin farklılık içinde
olduğuna dikkat çeker.
11- İnsan anlam arayışında girdiği serüvende nasıl
bir yol izler?
Bahsedildiği gibi, insanın fıtri imkanları nerede yaşarsa yaşasın, nerede
doğarsa doğsun, hangi kültürün içinde yetişirse yetişsin, aynıdır, değişmez.
Farklı olan tek şey her insanın bu fıtri imkanları farklı seviyelerde
değerlendirmesi ve önem kazandırmasıdır. Anlam arayışında çıkılan yolda da bazı
insanlar anlam sorusunun cevabını tabiata atfederken, bazıları da vahye yani
Tanrı’ya yönelirler. İşte bu farklı yönelimlerin farklı sonuçları ortaya çıkar
böylece. Tabiata yönelen insan bir kısır döngü içine girmiş, fıtri
kabiliyetlerinin kaynağını kendisi ile savaştığı tabiat olarak görmüştür. Diğer
taraftan Tanrı’ya yönelen insan ise fıtri kabiliyetlerinin kaynağını kendisini
ve evreni yaratan aşkın kaynakta görerek, kendini ve evreni tanıma yoluna
girmiştir.
12- Fıtri kabiliyetlerinin kaynağını vahiy veya
tabiatta bulan insanın hayatı anlamlandırmada farklılıkları nelerdir?
Fıtri kabiliyetlerinin kaynağını tabiatta bulan insan ben merkezli bir
anlam verme yoluna girmiş olur. Ben merkezli bir anlam arayışında insan kendine
ermektedir. Kendine eren insan da fıtri kabiliyetlerini önlemiş olur. Artık ne
kendine, ne topluma, ne de evrene bir faydası olmaz bu insanın. Kendini
sınırlayan bu kişi kemale erme yüceliğini de köreltir. Diğer yandan, insanın
fıtri kabiliyetlerinin kaynağını vahiyde yani kendini ve evreni yaratan aşkın
kaynak Tanrı’da gören insan ise diğer insanın girdiği tüm olumsuzların aksine
kemale giden yolda kendine, topluma ve evrene faydalı bir birey haline gelir.
13- Fıtrat nedir?
Fıtrat insanın teknik donanımıdır. Yani ruhsal ve bedensel işletim
sistemidir. Allah, peygamberleri vasıtasıyla insanla konuşmuş (vahiy) ve
insanlığın fıtratına uygun hayatı anlamımalar gerçekleştirmeleri için rehberler
göndermiştir. Bu vahye uyan insan, tabiatı değerlendirebilir, anlamlı kılar,
evreni değerlendirip anlamlı kılar. Çünkü vahiy Allah’ın bilgisidir.
Peygamberler aracılığıyla gelen mesaj aynı kalırken, şeriat yani uygulamalarda
farklılıklar belirmiştir.
14- Allah’ın mesajının insanın hayatı
anlamlandırmadaki rolü nedir?
Tevhid, Allah’ın Hz. Adem’den kıyamete kadar insanlığa Peygamberleriyle
gönderdiği en önemli mesajdır. Peygamberlerin getirdiği mesajın yani hayatı
anlamlandırmanın içeriği aynı kalmışken, uygulamada yani şeriatte bir farklılık
belirmiştir. Bunun sebebi ise, insanın imtihan edilen ve sorumlulukları olan
bir varlık olması ve insanın aynı zamanda Allah’ın yeryüzündeki halifesi
olmasındandır.
İnsan bu dünyada sorumluluk yüklenilmiş bir varlıktır. Bu sorumluluğu
yerine getirmesi bunun en büyük emanetidir. Bütün varlıklar insana emanet
edilmiş ve bütün varlık kategorileri de insanda mevcut bulunmaktadır. İşte bu
yüklenilmiş sorumluluğun ortaya çıkardığı doğal sonuç ise insanın hür bir
varlık olmasıdır.
Hür olan bu varlık aynı zamanda Allah’ın halifesidir. İnsanın fıtratı ve
tabiattaki yeri, emanet ve hilafet görevini yerine getrime sınavında başarılı
olması içindir. Bu rehberlik üzere, Kur’an’ı Kerim insandan, özünü bulmasını,
duygu düşünce ve davranışlarıyla hayatı kucaklamasını ve var olma bilincinin
farkında olmasını ister.
15- Kuran insanın hayatını anlamlandırmasında insanın
hangi yönlerine hitap eder?
Kur’an insanın bütün olarak varoluşunu gerçekleştirmesinin hem iç hem de
dış dünyasındaki başarılarıyla mümkün olacağını belirtir. İnsan hem iç aleminde
hem de dış aleminde kendi yani fıtratı ile barışık olmalıdır. Kur’an ile
gerçekleştirilmiş anlam insana, Allah’ın sevgisi kazanma ve ona yönlenme
imkanını sağlar. Ayrıca insanın yüksek ahlaki değerleri yaşayarak insan olarak
önce kendi değerini yükseltmesini sağlar. Bunun yanında Allah’ın insan için
yarattıklarından yeterli ölçüde çok fayda edecek şekilde yararlanmasının
yollarını imkanlarını sağlar. İşte bütün bunlar insanın imanı ile orantılı olup,
insanın kendisini bulmasıyla, rabbine yaklaşmasıyla alakalıdır.
16- Kur’an nedir?
Kuran Hz. Muhammed vasıtasıyla Allah tarafından insanlığa rehber olarak
gönderilen muciz kitabın özel adıdır. Kuran yapısı ve içeriği bakımından insanı
hayrete düşürecek kendine has üslubu ile hayranlık verici bir kitaptır. Kuran,
birbirine yakın harfler, kelimeler, ayetler ve surelerden oluşur. Kur’an,
dönemin muhatapları Araplara indirilmiş olması bakımından Arapça dilindedir.
İçerik olarak, ayetler ve surelerden oluşup, bu ayetler ve surelerin içerdiği
anlamlar birbirlerini doğrular. Allah’ın kelamı olup, kıyamete kadar korunacağı
Allah tarafından Kur’an’da belirtilmiştir. Hükümler ve kurallar iç içedir ve
Kur’an’da anlatılan her şey ve anlam öteki anlatılanlar ve anlamlar ile
bütünlük arz eder.
17- Kur’an’ın insanın hayatını anlamlandırmasındaki
kapsayıcılığı nedir?
Yüksek ahlaki değerleri bütününde barındıran vahiy mahsulü bu mucizevi
kitap, insanın hayatını anlamlandıran, hayat veren, fıtratına kaynaklık eden en
önemli rehberdir. Az kelime ile bir çok manaya işaret eden Kur’an’da 5 kelime
güneş sistemi Yasin suresinin 36-38 ayetlerinde anlatılır. Bu muciz muhtevanın
en büyük amacı insan hayatına hidayet rehberi olmaktır. Yani insanın hayatını
anlamlandırmadaki yön belirleyici olmaktır. Bunun için de Allah, insan, hayat,
tabiat, evren onun muhtevasında anlatılır ve tanıtılır.
18- Muciz kaynak Kur’an insandan ne ister?
Kur’an ise verilen bu kapsamlı içeriği ile insana kendinden başlayıp
evrenin tanınmasında büyük rehberlik etmesi yanında insandan şunları ister; tek bir yaratıcı olduğuna iman etmesini,
bütün yapıp-etmelerini bu inancına göre düzenlemesini, kendi fıtratı ile
barışık olmasını, varoluşunu gerçekleştirmesini ve Allah’a iman itaat ve
sevgiyle yönelmesini. Bu nedenle Kur’an’ın ilk suresi Fatiha’dır. Bu sure
Kur’an’nın muhtevasını çok açık ve kapsamlı bir şekilde vermektedir.
19- Değer nedir ve nasıl oluşur?
Değer yani kıymet kavramı bir çok şekilde tanımlanmıştır. Bu tanımlardan
bazılarına göre değer, bir toplum, bir sınıf bir topluluk için önem taşıyan
nesne ve olaylardır. Bazılarına göre ise, kişinin, isteyen, gereksinme duyan,
erek koyan bir varlık olarak, nesne ile bağıntısında beliren şeydir. Bunun
dışında, değer bir şeyin arzu edilebilir iyi veya edilemez kötü olduğu hakkındaki
inanç olarak da tanımlanır.
Kendini ifade etme tarzını belirleyen değer kavramı insan gerçeğinin bir
olgusudur.
Değer insan ilişkileri neticesinde ortaya çıkar. Bireylerin birbirleriyle
girdiği iletişim sonucu, ortaya çıkan değerler insanı başka varlıklardan
ayıran, insanın varlık şartıdır. Özellikle ahlaki davranış konusunda insanların
birbirlerine karşı tutumunu düzenleyen değer, bir ölçüt görevi görür.
20- İnsanın hayatına anlam vermesi nasıl gerçekleşir?
Hayatının
anlamını gerçekleştirmek isteyen insan kendine ve toplumun değerlerine
hayatının anlamına kaynaklık eden kaynağın uyduğu doğrultuda tutunur ve
yapıp-etmeleriyle onu yaşatır. Anlamının kaynağı onun değerlerini oluşturmasına
rehberlik eder ve ahlaki değerlerini bu temel üzere oturtur. Bu kişi bu anlamda
hayatını üç farklı yoldan gerçekleştirebilir. Birincisi, amelleriyle ortaya
koyarak, üreterek, eser yaratarak yapabilir bunu. Mesela, geçmişte Allah’a
karşı olan sevgisini ve bağlılığını kabiliyetlerine yansıtan sanatçılar,
mimarlar, yazarlar buna en iyi örnektirler. Mimar Sinan’ın göz alıcı tüm sanat
yapıtlarının içinde yer alan Selimiye Camii sadece bir ibadethane veya üst üste
konulmuş taşlardan oluşmuş bir bina değil, onun hayat görüşünü ve ilmini
yansıtan müthiş de bir abidedir. Bu güzide sanat yapıtının her detayı İslam
inancının her anlamını sembolleştirmiş, örneğin, pencerelerinin beş kademeli
olması İslam’ın beş şartını, pencerelerin doksan dokuz tane olması ise Esma-ül
Hüsna’yı sembolize etmektedir. İkincisi, bir insanı veya bir şeyi severek,
karşılıklı sevgi etkileşimi içinde olarak yapabilir. Üçüncü ve sonuncu yol ise,
hayatında başından geçen iyi ve kötü veya onu mutlu eden ve üzen her şeyin
farkında olup, rabbinden geldiği bilincinde olmak. Yani kişi özellikle başından
geçen üzücü ve zorlayıcı meselelere karşı gösterdiği sabır.