Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)




Mahir Duvar 09070333. Hazırlıksız Uluslararası İlahiyat 4 ILA Tefsir tarihi ders ödevi.

 

S 3. Kur’ân ve Hadis İlimleri kitabının her ünitesinden beş soru ve  cevap:

 

S 3.1 Unit 1:Kur’an ilimleri bölümü

 

S 3.1.1:  Tefsir ilimini açıklayınız ?

Kur’an indiği dönemde kullanılan dil arapça idi. Ayetlerin geldiği zaman diliminin şartları da bilinmelidir. Bu yüzden Hz Peygamberden sahabe ye aktarılan tarihsel bilgilere ihtiyaç duyarız.  Tefsirde kesin olarak şu veya bu anlama gelmektedir denilebilir, İmam maturidi’’kesin bir delile dayanarak bir kelime ile Allah kesin olarak şu anlamı ifade etmiştir denilebiliyorsa, bu doğru bir tefsirdir demektedir.

S 3.1.2:  Tevil nedir ?

İmam Maturidi’ye göre tefsir sahabe işidir. Çünkü kur’an’ın indiği zamanı sadece onlar yaşamışlardır ve Ayetler hakkında net bilgiler vermişlerdir. Te’vil ise maturidi’ye göre alimlerin işidir. Te’vil, bir konunun varacağı nihai noktayı açıklamak demektir. Burada sözü muhtemel anlamlara yönlendirmek söz konusudur. Tev’ilde söze şu yada bu anlam verilebilir. Tefsirden farklı olarak te’vilde yorumlayan kişinin yorumdaki etkisi artmaktadır. Deliller onu kesin bir bilgiye götüremektedir. Bu durumda müfessir veya yorumcu kendi tercihlerini daha etkin kılmak durumunda kalmaktadır. Yani tefsir ile üretilen bir bilginin hayata aktarılabilmesi için kur’an ile birlikte sünnet ve icma tarafından sağlanan bilgileri de kendi yöntemleriyle yorumlarlar ve hayatta kullanabilecek bilgiler üretirler. Bu bilgi te’vil yaklaşımını ortaya koyar.

S 3.1.3:  Terceme nerede kullanılır ?

Bir sözü bir dilden başka bir dile çevirmek; bir sözün anlamını diğer bir dilde dengi bir söz ile aynen ifade etmek anlamına gelmektedir.

Lafzi terceme: metne bağlı kalınarak yapılan bu tercümede, asıl metindeki bütün kelimelere tercüme edilen dilde karşılık vermeye çalışır. Kur’anı’ı uygulanması son derece güç, hatta bazen imkansızdır. Allah’ın mu’ciz kelamı olan kur’an’ı bütün fesahat, belagat, icaz ve üslüp özellikleriyle başka bir dile çevirmek imkansızdır.

Tefsiri terceme; asıl metinin ifade ettiği mana esas alındığından bazı kelimeler atlanabilir veya bazı kelimeler  ilave edilebilir. Bu çeşit tercümede her harf ve kelimenin tercüme edilmesi zorunlu değildir. Hz Peygamber de bazı davranış ve uygulamalarıyla kur’an’ı tercüme etmenin gerekli olduğunu göstermiştir. Peygamberimiz, Bizans, iran, Habeşistan gibi ülkelerin hükümdarlarına tercüme edileceğini bilerek içinde Ayetler bulunan mektuplar göndermiştir. Zeyb b sabit’de Hz Peygamber yabancı dil öğrenmesini emretmiştir, selman-ı farisi’nin fatiha süresini farsça’ya çevirmesine karşı çıkmamıştır.

 

S 3.1.4:  Tefsir ilimini ve amacını yazınız ?

Tefsir, kur’an-ı kerim’in ifadelerine doğru açıklamalar getirmeyi amaçlar. Suyuti de el-itkamda; tıp ve matematik gibi ilimler hakkında yazılan kitapları okuyanlar nasıl onları anlamak için bu kitaplar üzerine yazılmış şerhlerden istifade etmeleri gerekiyorsa, müminlerin temel kitabı olan kur’an’ın anlaşılması için tefsire ihtiyaç bulunmaktadır.

Şuara suresinin 19 Ayette: firavun Hz Musa’ya ‘’sonunda yapacağını yaptın sen nankör birisin ’’ şeklinde hitap etmektedir. Tercümede ‘’nankör’’kelimesi Ayette’’Kafir’’ kelimesi ile ifade edilmiştir. Ayetin tam anlayabilmek için sözcük ve kur’an öncesi anlamını da bilmek gerekmektedir. Arapça kfr fiilinden gelir ve anlamı nankördür. Firavun, Hz Musa ya burada kendisini çocukken himayesine alıp yetiştirdiğinden hatırlatmayı amaçlamaktadır. Kur’an da ise Allah inanmayan (Nankör) olarak tabir edilmiş ve Kafir kelimesidir.

Kur’an’ın Ayetlerinin tam ve doğru anlamak için ne zaman ve ne gibi kuşullarda indiğini bilmemiz gerekmektedir. İbn Kesir: kişi eğer rey ile tefsir ederse yani, doğru yöntem olan rivAyete dayanarak tefsir etmek yolunu secmeden bir yorum yaparsa ulaştığı sonuç rivAyete dayanarak elde edilen sonuç ile aynı olsa bile bu kabul edilemez bir tefsirdir. Çünkü kişi yöntemi izlememiştirve ilkesiz davranmıştır.

 

S 3.1.5:  Tefsir ilimininin diğer ilimlerle ilişkisini açıklayınız ?

Tefsir Ayetleri açıklama getirirken birçok farklı ilimden yararlanmaktadır. Hadis, tarih, dil bilimleri gibi disiplin ve bilimler sayılabilir.

Dil bilimlerinde önce arapça bilinmelidir. Cümle yapısı ile ilgili nahiv ilmi, kur’an’ın edebi inceliklerini ele almak ma’ani, beyanve bedii ilimlerinin bilinmesi gerekmektedir.

Hadis rivAyetleri Ayetlerin sebebi nüzül bilgilerini, Ayetlerin iniş sırasıyla ilgili olarak nasih ve mensuh bilgilerini ve doğrudan Ayetlere açıklama getiren rivAyetleri ve kıraat bilgilerini bize sağlamaktadır.

Kur’an’da  yer alan ahlak, siyaset ve itikat konularının yorumlanması ve değişik zamanlarda yaşama taşınması işlemi kelam disiplini tarafında gerçekleştirilmişti.

Genel anlamıyla hukuk ve ibadet konularını ise fıkıh disiplini ele almiş ve bu ilişkin Ayetlerin sistemli bir şekilde yorumlanması bu disiplin tarafından gerçekleştirilmiştir.

Kur’an ibadetlerinin anlamların ve değerlerini belirleme, ortaya koyma ve bunları hayata yansıtmanın yöntemi fıkıh usülü tarafından geliştirilmişti. Usülü fıkıh  eserlerinde kur’an, sünnet ve icma’dan yola çıkarak te’vilin nasıl gerçekleştirileceği ince ayrıntısıyla ortaya konulmuştur. Kıyas ve istihsan gibi akıl yürütmelerin kuralları ortaya konmuştur.

Kelam ve fıkıh anlama sürecini adete tefsirin bıraktığı yerden devam ettirerek, hükümler üretmeye kadar gitmiştir. Kelam Müslüman cemaat için inançsal bir çerçeve çizer ve tanrı, ahlak, siyaset alanlarda, kaynakları kullanarak itikadi hükümler üretir.

 

S 3.2 Unit 2: Kur’an ilimleri ve tefsir’in kullandığı ilimler

 

S 3.2 .1:  Ulum-i kur’an’ı açıklayınız ?

Ulumu’l-kur’an  inişi tertibi, toplanması, yazılması, okunması, tefsiri, icazı, nasihi , mensuhuve hakkındaki şüphelerin giderilmesi açısından kur’an’la ilgili olan ilimlerdir.

Kuran ilimleri, kur’an’ı kerim’i tanımak ve onu anlamaya giriş olarak kabul edilebilir. Ulumu’l-kur’an’ın temel konusu kur’an ve özel inceleme anlamına giren meseledir.

S 3.2.2:  Tefsir’in kullandığı ilimleri açıklayınız ?

Hadis ilimide çok önemlidir bu şekilde Hz Peygamberin kur’an Ayetlerini nasıl vahiyle alıp insanlara aktardığı öğreniyorsuz, hadis olmaksızın Ayetleri nasıl kendi toplumuna açıkladığını ve yaşadığını bilinemeyecektir. Vahyin elçisi ilk muhatabın hayatını anlatmaktadır ve bu şekilde Hz Peygamber tarih içerisinde nasıl insanlara Ayetleri aktardığını öğreniyoruz.

Sarf-iştikak: sarf (biçim bilgisi, morfoloji) kelimenin, istenilen manaya göre biçimlen değiştirmesini inceleyen ilimdir.

İştikak: bir şeyin yarısını almak anlamında kullanılmaktadır. Bedii ilminde ise iştikak, bir cümlede veya bir beyitte aynı kökten türetilmiş(müştak) kelimeler kullanılmaktadır.

فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا    

Dedimki : rabbimizden mağfiret dileyin doğrusu o çok bağışlayandır(nuh 71/10)

 Ayette geçen اسْتَغْفِرُوا ve  غَفَّارًا  aynı kökten türemişlerdir.

Gramerle ilgili olan nahiv çalışması, cümlelerin zahiri anlamlarını doğru bir şekilde tesbit edebilmek için vazgeçilmez bir yere sahiptir. Buna dikkat edilmediğinde cümlenin öğelerini karıştırma tehlikesi bulunmaktadır. Bunun sonucunda özne, fiil, nesne gibi öğeleri birbirine karıştıracak cümlelere yanlış anlam verilebilir.

                                                                                                           Tövbe suresinin 3 Ayetinde

 أَنَّ اللّهَ بَرِيءٌ مِّنَ الْمُشْرِكِينَ وَرَسُولُهُ

doğru anlamı ‘’Allah ve rasulu müşriklerden uzaktır’’. Ayetteki ikinci fail(özne) olan rasul mef’ul(nesne)konumuna konduğu için Ayete şu anlamı ifade edecek şekilde okunmuştur ‘’Allah, müşriklerden ve rasulünden uzaktır.’’ İşte tefsirde bu gibi yanlışlara düşmemek için nahiv bilgisi kaçınılmazdır.

 

 

 

S 3.2.3:  Tefsir’in çağdaş ilimlerle ilişkisini açıklayınız ?

Semantik son zamanlarda yapılan çalışmalarda kur’an’ı anlamak için de kullanılmaktadır ve kur’an’ın gramatik ve dil bilimsel tanımasına katkıda bulunmaktadır. Böylece kur’an semantiği, kelimelerin kazandığı anlam derecelerini ortaya koyma çabasıdır.

Kur’an kendinden önceki dönemlerin kavram dünyasını miras almiş ve sürdürmüştür. Arapça ile diğer sami diller arasındaki yakınlık, kur’an ıstılahına da yansıtmıştır. Kur’an’ın indiği çevrede, arapların yanında Yahudiler ve hiristiyanlar bulunuyordu. Dolayısıyla bu din mensuplarının kullandığı kavramları da kullanmıştır. Ancak kur’an bununla kalmamış kendi öğretisi doğrultusunda miras aldığı bu kavramlara yeni anlamlar da kazanmıştır. Bir kelimenin hem esas manası hemde izafe içerisinde bulunduğu sistemden kazandığı farklı manadır.

S 3.2.4:  Kur’an ilminden semiyotik ve antropoloji’leri açıklayınız ?

Semiyotik konu bakımından üç kısma ayrılmaktadır:

1.sentaks(sözdizimi bilgisi): semboller ya da dilsel göstergeler arasındaki ilişkiyi konu edilir.

2 semantik (anlam bilgisi):semboller ya da dilsel göstergelerin dil dışı karşılıkları arasındaki bağıntıyı konu edinir.

3 pragmatik (Kullanım bilgisi): sembolleri ya da göstergeleri kullananları konu edinir.

Kur’an’ın kullandığı kavram dünyasının daha iyi çözümlenebileceği ve anlaşabileceği düşünülmektedir. Kur’an’da geçen kitap kavramının, hangi kökten türediğinden ziyade, kur’an’ın indiği toplumda bu kavramın başka hangi kavramlarla ilişkilendirildiği ve o toplumun zihin dünyasında ne gibi bir yer işgal ederek kazandığı üzerine durulmaktadır.

 

S 3.2.5:  Kur’an ilminden arkeoloji ve hermeneutik açıklayınız ?

Önceki çağlarda kalma eserleri toplak altından çıkararak tarih ve sanat bakımından inceleyen bilimdir arkeoloji. Arapların islam öncesinde taptıkları putlara dair kalıntılar, onaların islam öncesinde ve sonrasındaki bazı kitabeleri ortaya çıkarılmaktadır.

İslamın ortaya çıktığı zamanlara alakalı yazı malzemeleride bu şekilde gün yüzüne çıkmıştır, yani yazılmış Ayetlerin hangi deri, kemik, dallara yazılmış olanlar ortaya çıkmıştır bu şekilde.

Hemeneutik: kur’an’ın anlaşılmasına dair insan eylemleri, sözleri, insanın yarattığı ürünlerin ve kurumların anlamını kavrama; anlama ve yorumlama sanatına bu ad verilmiştirçkur’an metninin yapısı, onu okuyan ve anlayan öznenin, kur’an’ın anlamlarını bulmada ne kadar belirleyici olabileceğini gibi konular ele almış tartışılmıştır.


 

Unit 3:Kur’an’ın dil özellikleri

 

S 3.3.1: 7 harf hangi lehçelere denir ?

Yedi harf lehçeleri;  kureyş, huzeyl, Temin, Ezd, Rabia, Hevazim vede sa’d b. Bekr.

S 3.3.2: Arza niçin ve ne zaman kimin tarafından kullanılırdı ?

Hz Muhammed(s.a) her yıl ramadan ayında, o ana kadar inen kur’an Ayetlerini Cebrail ile tekrarlayarak yani mukabele(arza denir) ederdi, vefatındaki yılın ramadan ayında iki kez yani Arza-i Ahire etmiştir.

S 3.3.3: Kur’an Uslübü nedir ?

Kur’an uslübü  çekiciliği onun Yüce Allah tarafından gelmesi ve dinlendiğinde hem akla hemde kalbe nüfus etmesidir, birçok alim onu Elmas mİsali her tarafa ışık saçan olarak görmektedir.

S 3.3.4: Rahman kime ve niçin denir ?

Allah’ın bir ismide Rahman’dır, gerçekten insan anlar ki her an varlıklar üzerinde yenilenerek görülen bütün varlığı kuşatan tükenmez rahmetin sahibi olan ancak Allahtır.

S 3.3.5: Nehiy nedir ve niçin kullanılır ?

Nehiy el çekme ve fiili terk etme talebine delalet eden lafızdır. Örnek: yemeyin, haram kılındı, gibi yasaklar nehiy lafızdır.

 

Unit 4: Kur’an ve tarih bilgisi

S 3.4.1:   Hz Muhammed (s.a) dönemindeki türk devletlerin dinleri nedir ?

Hz Muhammed döneminde orta asya’da Türkler tarafından kurulan göktürk devleti vardı. Tüklerin göğü kutsal sayarlar, göğü ve yeri yaratan ve Yüce olan tek tanrı inancına inanırlardı.

S 3.4.2: Arap yarımadasında hangi bölüm sulaklığa elverişli idi ?

Arap Yarımadasının kuzey ve güney bölgeleri, tarım için uygun bir iklime sahiptir. Özellikle yemende erken dönemlerden beri baharat tarımı ve ticareti yapıldığı, ayrıca M.Ö ikinci bin yıldan beri Ma’rib vahasının suni sulama sistemi ile sulandığı ve yılda iki kez ürün aldığı kaynaklarda yazmaktadır.

S 3.4.3:  Kimler ve hangi tarihte Pers hakimiyetine son verdi ?

Hire’nin yerleşik şehir hayatının bir gereği olarak arap yazısının gelişmesinde aldığı rolü büyük olmuştur . 633 yılında Halid Bin Velid komutasındaki islam orduları hiredeki hakimiyete son verdi.

S 3.4.4: Yesrib’te kimler ne tür ticaretle uraşıyordu ?

Hz Ebu Bekir ve Hz Osman elbise  ticareti, Haris b Abdulmuttalip suriye’de elbise satar, Köle alırdı. Ebu Talib ise yine elbise ve ıtır ticareti yapardı, Ebu sufyan da değirmencilik yapardı. Yahudiler ise sonradan adı mendine olan yesrib ve etrafında çiftçilik ve ticaret yapıyorlardı.

S 3.4.5: Kur’an insanlara bir şey anlatırken nasıl bir uslüb kullanmaktadır ?

Kur’an hedefini gerçekleştirmede kıssalar diliyle muhataplarına hitap ederken, beşeriyetin özünde, yaratılışında mevcut sosyal ve psikolojik yönleri de gözönünde tutarak anlatım ve ifadede daha cazip, daha canlı ve tesirli üslup takip ettiğini görmekteyiz. Çünkü insan fıtratı, anlayış ve kavrama yönünden kuru fikirleri dinlemekten ziyade müşahhas fikirlere mütemayildir.


 

 

Unit 5:Tarih içinde tefsir eğilimleri.

 

S 3.5.1: Hz Muhammed (s.a)’in tefsir ettiği birkaç Ayetler hangileridir?

Bakara 196 Ayette Hac esnasında fidye verilecek durumlar belirtilirken, fidyenin miktarı ifade edilmemişti, Hz Muhammed ‘’üç gün oruç tatma veya altı fakiri doyurmak’’ şeklinde belirlendi(Tirmizi 1981)

Al-i İmran suresi 97 Ayette geçen ‘’sebil’’ kelimesini ‘’azık ve dişi binek devesi’’ olarak Hz Muhammed(s.a) açıklamıştır(Taberi 1954)

S 3.5.2:  Abdullah b Abbas ve Ubeyd b Kab’ın  bazı öğrencilerini yazınız ?

Mekke’dekiler Said b Cubeyr, Mucahid, İkrime, Ata b Ebi Rebah gibi tabiun müfessileridir.

Medinede ise Ebu’l-Aliye, Muhammed b. Ka’b el-Kurazi ve Zeyd b. Eslem Ubeyd b. Kab’ın öğrencileridir.

S 3.5.3: Kur’an’ı tefsir edenler onu nasıl açıklamışlardır ?

Kur’an’ı tefsire çalışan herkes, ilmi kapasitesine, kavrayış derecesine, çeşitli ilim dallarındaki ihtİsasına, siyasi ve mezhebi kanaatlerine ve bilinç muhtevasına göre kur’an’ı açıklamıştır.

S 3.5.4: Kur’an rivAyet tefsirimidir ?

RivAyet tefsirlerindeki amaç, kur’an’ın tefsirine ilişkin öncekilerin bir araya getirmek olduğuna göre kur’an’la bu görüşleri birbirnden mahiyet itibariyle ayırmak gerekir.

S 3.5.5: Harici İbadi koluna mensup müfessir kimdir ?

müfessirHud b Muhakkem  el-Huvvari, ve Tefsiru kitabillahi’l-Aziz’i, 4 cilt halinde 1990’da beyrut’ta basılmıştır.

 

Ünite 6: Örnek Tefsir metinleri ve araştırmaları:

 

S 3.6.1: Bize ulaşan ilk tefsir kitabı kimindir ?

Mukatil’in tefsiri, et-Tefsiru’l-Kebir, tefsiru mukatil diye de anılır. Kur’an’ın tamamını Ayet sırasına göre içine alan bir tefsirdir ve bizim günümüze kadar ulaşmış ilk tefsirdir.

 

S 3.6.2: El-Ferra nerede yaşadı ve asıl memleketi neresiydi?

Ferra, Bağdat’ta ikamet etmekle birlikte küfe ile de ilgisini kesmemiş, her sene memleketine ziyaret edip fakirleri görüp gözetmiştir.

 

S 3.6.3: İbn Kuteybe’nin ilim hocaları kimlerdir ?

Fıkıh, tefsir ve hadis gibi ilimlerde hocası, İshak b Rahuye. Nahiv ve lügat ilimlerinde İbrahim b Süfyan ez-ziyadi, Ebu’l-Fadl Abbas b. Ferac er-Riyaşi, Ulumu’l-kur’an’da ise Ebu hatim Es-Sicistani’dir.

 

S 3.6.4: Kurtubi tefsirinde hangi kaynakları kullanmıştır ?

Kurtubi’nin kaynaklarını liste olarak yazılacak olsa sayfalarca yazı olur ancak hadis, fıkıh, kıraat, dil ve belagat, akait ve kelam, tarih sahalarında zamanına kadar yazılmış birçok eserden kaynak vererek alıntılarda bulunmuştur.

 

S 3.6.5: Razi Dünya’nın zamanı hakkında nasıl bir fikir öne sürmüştür ?

İslami ilim dallarının yanında felsefe, fen bilimleri, bilhassa astronomi ilimlerinin sahasına girmiştir. Bu durum onun bazen yanılmasına da sebep olabilmiş. ‘’O yeryüzünü size bir döşek yaptı’’ Ayetinden Dünya’nın dönmediği neticesini çıkarmasıdır.


0 Yorum - Yorum Yaz


M. KAYA 08070127 

Ünite 1

1-    Tefsir nedir?

Arapçada fsr kökünden gelen tefsir, ayetlerin, indirildiği dönem göz önüne alınarak, kastettiği anlamı açıklayan disiplinin adıdır.  Ayetlerin geldiği dönemin şartları burada kilit nokta olması bakımından, bu bilgilerin de kaynakları önemlidir. Hz. Peygamberin sünneti, Sahabenin rivayetleri ve yaşam tarzları, Tabiundan gelen rivayetler ve yaşam tarzları dönemin koşullarını anlama açısından en önemli kaynaklardır.

2-    Te’vil nedir?

Bazı ayetlerin birden fazla anlam taşıması ve hangi anlamın kastedildiğini tespitte zorluk çıkabilir. Bu durumda müfessir elindeki bilgi ve verileri değerlendirir ve dönemin şartlarını, sebeb-i nüzul gibi önemli kaynaklardan da yardım alarak bu anlam seçenekleri arasında tercih yaparak, yoruma gitmek durumunda kalabilir. İşte buna te’vil denir. İmam Maturidi’ye göre, Te’vilde Allah kesin olarak bu anlama işaret etmiştir denilmez. Ona göre, tefsir sahabenin çalışma alanı, te’vil ise alimlerin çalışma alanıdır.

3-    Terceme nedir, kaça ayrılır?

Tercüme bir metnin aslına bağlı kalarak ya da metnin anlamı esas alınarak iki şekilde yapılır. Birincisi lafzi tercemedir ki bu çeşit terceme, metnin aslına sadık kalınarak, birebir kelimelerin karşılıklarını tercüme edilen dildeki karşılığı verilir. İkinci çeşit terceme ise tefsiri tercemedir ki bu tercüme de mana esas alınır, bazı kelimeler atlanabilir. Meal bu çeşit tercüme için ifade edilen kavramdır.

4-    Tefsir ilminin diğer temel İslam bilimleriyle ilişkisi nedir?

Tefsir ilmi öncelikle Hadis, tarih ve dil bilimlerinden yararlanır. Bir müfessir Arapça dil bilimlerine çok iyi hakim olmalıdır. Tarih alanında ise Kur’an’ın indirildiği dönemin şartlarına hakim olmak için hakim olmanı ve hadis rivayetlerine ve usul bilgisine de hakim olmalı, sebeb-i nüzul, ayetlerin iniş sırası, nasih-mensuh bilgilerini edinmek için.

5-    Tefsir ilminin amacı ve yöntemi nedir?

Tefsir ilminin amacı, Kur’an ayetlerinin ilk indiği anda kastettikleri anlamları sonraki kuşaklara aktarabilmektir. Yöntemi ise, öncelikle Kur’an’daki ayetleri cümle cümle dil açısından çözümler ve bu konuda Arapçanın dil kurallarını bilmekten ve Kur’an’daki edebi sanatlardan yardım alır.

Ünite 2

1-    Ulum’ul Kur’an nedir?

Ulum’ul Kur’an “inişi, tertibi, toplanması, yazılması, okunması, tefsiri, icazı, nasihi, mensuhu ve nakkındaki şüphelerin giderilmesi açısından Kur’an’la ilgili olan ilimlerdir.” Bu alanın temel konusu Kur’an ve Kur’an’ın özel inceleme alanına giren meselelerdir.

2-    Ulum’ul Kur’an terimleri nedir?

Garibul Kur’an, Kur’an’daki yabancı kelimeleri ele alır.

Vucüh ve Nezair, Kur’an’daki eş sesli- eş anlamlı kelimeleri alanında işler.

Sarf ve Nahiv, ayetleri cümle cümle gramer bakımından inceler.

Müşkilül Kur’an, Kur’andaki kapalı ve açık ifadeleri ele alır.

Belağat, Meani, beyan ve bedii olmak üzere üç ilimi alır alanında. Haber ve inşa gibi farklı cümle şekillerini inceler. Bunun yanında sözü açık ve fasih bir şekilde ifade etmeyi, sözlerdeki edebi sanatlarla ilgilenir.

3-    Tefsirin kullandığı ilimler nedir?

Bu alanda üç temel ilim vardır. Klasik ilimler, nakli bilimler, çağdaş bilimler.

4-    Nakli bilimler nedir?

Nakli bilimler üç önemli ilmi içerir, hadis ilmi, siyer ilmi ve tarih. Hadis ilmi Peygamberimizin, özellikle Kur’an’ın nüzul süresini ve hayati uygulamalarını ele alan tefsirin oluşumunda önemli bir kaynaktır. Siyer ilmi ise, genel olarak Peygamberimiz (sav)’in İslam öncesi hayatını ve İslam sonrası hayatını sosyal, ekonomik, siyasi çerçevede elen alan ilimdir. Tarih ise ayetlerin nazil olduğu dönemin ortam ve şartlarını inceleyen, zaman mekan bağlamında ayetleri tek tek alan, sebeb-i nüzul kapsamında sonuçlandıran ilimdir.

5-    Klasik ilimler nedir?

Dört ayrı alanda işlenen klasik ilimler, genel olarak lafzi olarak Kur’an’ın anlaşılması ve mananın ortaya çıkmasına yardımcı olan ilimlerdir. Dil bilimleri, sarf ve iştikak, nahiv ve son olarak belagat klasik ilimlerin temel alanlarıdır. Dil bilimleri, Kur’an’ın tercemesinde yararlanılan ilim ve materyalleri kapsar. Sarf ve iştikak ise kelimenin biçim bilgisi ile ilgilenir, istenilen mananın ortaya çıkmasını sağlayacak tüm alternatif kelime manalarını sıralar. Nahiv ise sözcüğün cümle içindeki durumunu bir bütün olarak cümle manası ile beraber inceler. Son olarak, belagat ise dil üzerinde çalışır, meani, beyan ve bedii olmak üzere üçe ayrılır. Meani bölümünde belagat, farklı cümle şekillerini inceler ve bunların doğru bir biçimde kullanılmasını örnekler. Beyan ise sözü açık bir şekilde nasıl ifade edilebileceğini konu eder. Bedi’ ise sözü çok ince edebi sanatlarla süslemek ile ve sözdeki bu sanatları incelemek ile ilgilenir.

Ünite 3

1-    Yedi harf nedir?

Kur’an’ı Kerim’in yedi harf üzere indirilmiş olduğu sahih hadisler ile sabittir. Rasulullah Kur’an’ın yedi harf üzere indirildiğini ve hangisi kolayına gelirse, insanların o harfi okumasına müsaade edildiğini bildiren rivayeti buna örnek olarak gösterilebilir. Yedi harfin lehçesi yani Arap kabilelerinden yedisinin dili olmasından gelen bir terimdir. Bunlar Kureyş, Hüzeyl, Temim, Hevazin, Ezd, Rabia ve Sad b. Bekir lehçeleridir.

2-    Kur’an ve Kıraatı açıklayınız

Kur’an, Rasullullah döneminde, kendi sağlığında Kureyş hattına göre yazdırmış, Hz. Ebubekir döneminde ise aynı hatta göre Mushaf halinde cem edilmiş ve Hz. Osman döneminde ise istinsah edilen bu Mushaf bir kelimenin yerine eş anlamlısı dahi olsa başka bir kelimenin yazılabileceğine cevaz veren bir durum yoktur.

3-    Kıraat imamlarından 3 ünü sıralayıp, ravileri ile veriniz.

Ebu amr: ravileri, ed Duri ve es Susi

Nafi: ravileri, Kalun ve Verş

Hamze: ravileri, Halef ve Hallad

4-    Kur’an üslubunun özellitlerinden 4 tanesini veriniz.

Kur’an üslubunun bir çok özelliği olmasının yanında bunlardan çok önemlilerinden dört tanesini saymak gerekirse bunlar,

-       Kur’an’ın mevcut edebi türlerinden farklı olması

-       Tekrar keyfitenin bulunması

-       Ayetlerde mana ve lafız bağlantı ve dengesinin bulunması

-       Ses nizamı, lügavi güzelliklerinden ve mükemmelliğinden kaynaklanan eşsiz bir ahenge sahip olması

5-    Kur’anın ebedi dilinden bahsediniz.

Kur’an’ın edebi dilinden bahsederken Hakikat yani kastedilen manada kullanılan lafıza verilen ad, Mecaz,  Teşbih, İstihare ve Kinaye olamk üzere 5 hususu dikkate almak gerekir. Hakikat, lugavi, şer’i ve örfi hakikat olmak üzere kendi içinde ayrılır. Teşbih ise kapalı olan bir manayı açık hale getirme işlemini konu edinir. İstihare ise mecaz cinsinden olup, sözlükte ödünç almak istemek anlamına gelirken, kinaye, bir manayı kapalı olarak anlatan söz anlamına gelir. Kur’an’ın kinaye kullanmasının sebepleri arasında Allah’ın kudret ve yüceliğini göstermek, daha güzeli ile ifade etmek amaçları vardır.

Ünite 4

1-    Sebeb-i nüzul nedir?

Nüzul dönemi ortaya çıkan hadise veya hadiseler, toplumun ahlakı ve düzeni ile ilgili meseleler üzerine hüküm açıklamak, cevap vermek üzere inmesine vesile teşkil eden rivayete denir. Esbab-ı nüzul çoğulu olup, bu meseleler, nakil ile bilinebilir. Sahabe ve sonrasında Tabiundan gelen esbab-ı nüzul rivayetleri hasil usulünde Mürsel olarak adlandırılmıştır.

2-    Esbab-ı nüzul rivayetlerinin sigaları nelerdir?

İki sigadan oluşur. Birincisi sebep ifade etmede nass olan kalıp ve rivayetlerdir. Bu kalıplardan rivayet edilmiş bir haberin başka bir unsura ihtiyaç olmadan ayetin gerçekten inmesine neden olan hadiseyi anlattığı anlaşılabilir. İkincisi ise sebep ifade etmede nass olmayan kalıp veya rivayetlerdir. Bu rivayetler, rivayet edilmiş bir haber söz konusu ayetin gerçek sebeb-i nüzulünü ifade etmez.

3-    Mekki ve Medeni sure nedir?

Nüzul dönemi Mekke’de inzal olmuş surelerdir. Medine’ye hicret öncesi inen sureleri kapsar. Medeni sure ise Medine’ye hicretten sonra inzal olan ayetlerin oluşturduğu surelerdir. Mekki surelerdeki ayetler genellikle kısa olup, konuları akide, inanç, tevhid ve ahlak merkezliyken, Medeni surelerin ayetleri uzun ve hukik hükümleri vazaden fert, aile, toplum, uluslararası hukuk, düzen gibi düzen sağlayıcı prensipleri anlatan ayetlerdir.

4-    Mekki ve Medeni surelerin özellikleri nelerdir?

Mekki surelerin özellikleri

-       ‘Kella’ lafzının geçtiği surelerdir

-       ‘Ya Eyyühan-nas’ hitabı ile tüm insanlığın tevhide davet edildiği ayetlerin çoğunluğunu oluştururlar

-       İçinde secde olan ayetleri kapsayan surelerdir.

Medeni surelerin özellikleri

-       Ankebut suresi hariç münafıkların durumlarından bahseden ayetlerin oluşturduğu surelerdir.

-       Cihada izin ve cihadın hükümlerinden bahseden ayetlerin oluşturduğu surelerdir.

-       Ehli kitaptan bahseden surelerdir.

5-    Nasih- mensuh nedir?

Nesh, şeri bir hükmün, şeri bir hüküm tarafından yürürlükten kaldırılmasına verilen addır. Burada, hükmü kaldırılan hükme, mensuh, yeni hükme de nasih adı verilir.

Ünite 5

1-    Sahabe dönemi tefsirinin özellikleri nedir?

Sahabe dönemi tefsiri müşahedelerine dayalı açıklamaları üzerinden yapılmıştır. Yani kişisel bilgi ve kavrayışları bu dönemin tefsir kaynaklarındaki önemli etken kaynaklardandır. Sahabe de Kuran kıssalarının açıklanması mevzusunda özellikle Yahudi ve Hıristiyan kültüründen yararlanmışlardır. Sahabenin tefsir kaynakları ise, Hz. Peygamber (sav), Arap Dili ve Edebiyatı, kendi müşahadeleri ve ehl-i kitap olmuştur.

2-    Tabiun dönemi tefsirinin özellikleri nedir?

Tabiun dönemi tefsirlerinde kelime ve kavram açıklamaları ayrıntılı bir şekilde tetkik edilir. Müşkil ve mübhem kelimelerin izahı yanında geniş fıkhi izahlar yapılmış ve ayetlerden hüküm çıkarılmıştır. Kelimelerin ve kavramların açıklamalarında yapılan dil tahlillerinde, dil biliminin kullanımı yanında edebi kaynaklardan delil getirilmiş, garib kelimeler biraz daha geniş bir düzlemde açıklanmıştır. Ahirete dair ve gayb alemine dair açıklamalar da bu dönemde yapılmıştır. İsraili rivayetler yoğun olarak Kuran tefsirinde bu dönemde kullanılmıştır. Tabiunun tefsir kaynakları sahabe, ehli kitap ve kendi bilgi ve kavrayışları olmuştur.

3-    Rivayet tefsiri nedir? iki örnek veriniz.

Ayetlerin tefsirine ilişkin Hz. Peygamber (sav)’den, sahabeden ve tabiundan nakledilen rivayetleri bünyesinde toplayan tefsirlerdir. Bu tefsirlere akli tefsir adı da verilir. Bu çerçevede rivayet tefsirinin kaynakları Kuran, Sünnet, Sahabe ve taibun görüşleri olmuştur. Bu alanda İbn Cerir et Taberi- Camiul Beyan an Te’vilil Kuran eseri ve İbn Ebi Hatim- Tefsiru’l Kur’an’il Azim adlı eserleri örnek gösterilebilir.

Rivayet tefsiri üç noktada tenkit edilmiştir. Birincisi uydurma haberlerin çokluğunu bünyesinde barındırması. İkincisi, israiliyata yer vermesi ve üçüncüsü ise isnadların hazfedilmesi noktalarında.

4-    Dirayet tefsiri nedir? İki örnek veriniz.

Müfessirler bu tefsiri yaparken, ayetleri arap dili ve edebiyatı, tarih-dinler tarihi, felsefe, tabii ilimler gibi pek çok disiplini çerçevesine alarak yararlandıkları tefsirlerdir. Bu noktada bu tefsir için müfessirin çok yönlü bir bilgi birikiminin olması şarttır. Bunun olması halinde müfessir çok yönlü dirayet tefsiri yazabilirken, tek yönlü dirayet tefsirleri de yalnızca müfessirin ilgi alanını ağırlıklı olarak kaynak olarak kullandığı tefsirler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yönden örneğin, dilbilimsel tefsir, fikhi tefsir, ilmi tefsir, felsefi tefsir vb gibi alanların ağırlıklı olarak kullanıldığı tefsirler olarak ele alınmaktadır.

5-    Tarihsel tenkitçi tefsir çalışmaları ne yönde olmuştur?

Nüzul döneminin, tarihsel koşullarını, özelliklerini inceleyen tarih biliminin işlediği tefsir çalışmaları genel olarak, o dönemin, sosyal, dini, ekonomik, politik sistematiği içinde bir değerlendirme ile ayet ve sureleri inceler. Bu tefsirde bir çok etkili isim yer almakla beraber Emin el- Huli, Aişe Abdurrrahman ve Ahmet Halefullah bu tefsirde tanınan isimlerdir.

Ünite 6

1-    mukati’l b Süleyman kimdir, tefsirinin özellikleri nedir?

Belh’te doğmuş, 150 senesinde vefat eden Mukatil, siyasi ve kelami fikirler yönünden eleştiriye uğramışş ve tefsir ilmi sahasında önemli eserler yazmıştır. Tefsiri Tefsiru’l Kebir veya Tefsiru Mukatil diye isimlendirilir. Kur’an’ın tamamını ayet sırasına göre alan bu tefsirin en önemli özelliği, günümüze kadar ulaşan ilk tefsir olmasıdır. Bu tefsirde muğlak kelimelerin izahı yapılır, vücuh ve nezair üzerinde durulur, ehli kitabı tasvir eden ayetler izah edilir veya sebebi nüzulleri verilirken şahır adları zikredilir.

2-    İbn ebi Hatim kimdir, tefsirinin özellikleri nedir?

Rey’de doğan İbn ebi Hatim, 240 yılında vefat etmiş ve tefsir eserinin adı Tefsiru’l Kur’ani’l Azim Müsneden an Rasulillahi ve Sahabeti ve Tabiin’dir. Bu tefsirin yarısına yakın kısmı kayıptır. Müfessir rivayetleri derlerken öncelikle bir ayetin tefsiri ile ilgili olarak Hz. Peygamber (sav)’den bir rivayet varsa onu almış, aynı görüşü belirten sahabiyi de zikretmiştir. Kendisi bu tefsirde görüşünü belirtmemiş, rivayetler arasında bir tercih yapmıştır.

3-    Razi kimdir, tefsirinin özellikleri nedir?

Rey şehrinde doğan Razi, 543 yılında vefat etmiştir. Tefsirinin adı Mefatihu’l Ğayb’tır. Müfessir eserini yazmaktan maksadının akıl prensipleri ve istidlal yolları ışığında Kuran’a yöneltilen asılsız tezleri çürütmek ve İslam inanç esaslarını temelli bir şekilde ele alıp savunmaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi