Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı   
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)

İHTİLAF VE HİLAF

İHTİLAF VE HİLAF

Sıddık BAYSAL, Doktora

Gerek ihtilaf gerekse hilaf sözcüklerinin türediği h-l-f kökü Arapçada, geride kaldı, sonradan geldi anlamlarına gelmektedir. Half arka, halef de arkadaki demektir. Aynı fiilden türeyen halâf veya hilâf bir şeyin ya da birinin arka tarafında olmak, çaprazlama kesmek, bağlamak; ahlefe kökü ve onun mastarı olan ihlâf, sözünden dönmek, caymak; muhalefet, karşı olmak anlamına gelir. Halife ile alakalı olarak half selefin yerini alan, sonradan gelen (nesil) demektir[1]. Hilafet ise kelime anlamı itibarıyla, bir öncekinin yerine geçmek, başka birinin yerini almak, başkasına vekâlet etmektir.[2]

            Ragıp, bu kelimeyi açıklamaya mefhumu muhalifi ile başlar. H-l-f kökünün zıddı zaman itibarı ile önce olmak, ileri gitmek veya ileride, önde olmak anlamlarına gelen t-k-dd-m ve s-l-f filleridir. Dilimizde özellikle siyasette ve bürokraside kullandığımız selef tabiri sabık/önceki anlamındadır. Bu durumda halef, arkasında olmak, birinden sonra gelmek, sonra yapmak, arkasından tutmak, birinin makamına halife olmak, en arkadaki çadırı direği, topluluğun gerisinde kalmak gibi anlamları içermektedir. Tekaddeme fiilinin zıddı olarak ise geç gelmek, sonradan gelmek manalarını işaret eder. Nitekim her halef selefi düşünüldüğünde sonradan gelmiştir. Daha açık ifade edecek olursak halef olan kimsenin mutlaka öncesinde bir başka özne bulunmaktadır ve onun halef olması öncekinin varlığına bağlıdır.[3] 

            İhtilaf ise vekil tayin etmek, halifesi olmak, gidip gelmek, arkasında kılmak, iki dosttan biri dışarı gittiğinde diğeri ev işlerini görmek üzere anlaşma yapmak demektir. Ayrıca fiil bu hali ile çeşitli ve farklı olmak anlamlarını da taşır.

Ragıp sözcüğün anlam aralığına açıklık getirmek üzere açıklamalarına şu şekilde devam eder:

Eğer ihtilaf insanlar arasında söz düzeyinde ise bunun için müstear ismi ile münazaa ve mücadele tabirlerini kullanırız. Mücadele, cedel fiilinin türevidir ve “Onlarla en güzel şekilde tartış.” ayetinde olduğu gibi tartışma anlamına gelir. Buna ilaveten fikir düzeyinde farklı eğilimleri olan grupların tartışmalarının hikaye edildiği 19/Meryem suresi 37 ve 43/Zuhruf suresi 65. ayetleri de örnek olarak verebiliriz. 30/Rum suresi 22. ayette ise dillerin farklı oluşunu anlatmak için seçilen kelime ihtilaftır. Büyük haber konusundaki tartışma[4], sözlerin farklılığı[5], renklerin çeşitliliği[6], apaçık delil ve belgelerden sonra bölünüp ayrışma[7], insanların tek bir ümmet oluşu ve sonradan tarih içinde milliyetlerin ortaya çıkışı (ayrışmalar)[8], başta hukuki konular olmak üzere insanların ayrılığa düştükleri konular[9] ve buna benzer durumlar ihtilaf sözcüğü ile verilmiştir. Kozmolojik düzen içerisinde gece ve gündüzün oluşumu gibi sıralı ve tekrar eden olaylar da bu sözcükle anlatılmıştır.[10]

             Mufaale vezninde fiil an ve ila edatları ile kullanılır. Bu durumda muhalefet etmek, karşı çıkmak, engel olmak, iki şey birbiri ile uyuşmamak, aykırı davranmak demektir. İhtilaf ve muhalefet mastarlarının anlamlarını Ragıp, söz ve tavırlarda iki kişiden her birinin farklı bir yol izlemesi, yöntem ve söylemde farklılaşmaları şeklinde tespit etmektedir. Muhalefet bir tür ayrışma ve bir tür çeşitliliktir; tek düzeliğe aykırı, monotonluğa ve durağanlığa karşı bir duruşu ifade eder. Çeşitli, farklı, ayrı anlamlarına gelen muhtelif sözcüğü ile yakın anlam ilişkisi vardır. Zira ihtilaf ve muhtelif birden fazla olmaklığın yanı sıra farklı olmaklığı da açıklamak için kullanılır.[11]

Yukarıda kelimenin kök anlamının tabi olduğu genişliği ve derinliği çeşitli morfolojik kullanımlarını esas alarak kısaca tespit etmeye çalıştık. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu kökün türevleri, kullanım çeşitliliği ve medlulünün yaygınlığı itibarıyla oldukça geniş sahaya yayılmıştır. Bu durum aynı kökten türeyen fakat farklı anlamlara delalet eden hilaf ve ihtilaf sözcükleri için de vakidir. Bu sözcükler aynı kökten türeyen iki kelimenin birbirinden ne kadar farklı delalet tablolarına sahip olabileceğinin tipik örnekleri arasındadır. Şöyle ki her iki kelime biçimsel hususiyetleriyle temsil edilen farklı anlamları taşımakla kavramın anlam sahası içinde zenginlik nevinden bir yoğunlaşmayı barındırıyorlar ve neredeyse zıtlığa kadar uzanabilecek söz konusu bu farklılıklar diğer taraftan da çelişmezlik ilkesine uygunlukları dolayısıyla herhangi bir strese neden olmuyorlar. Belki de meseleyi şöyle görmek daha yerinde olur: ihtilaf kavramının tutarsızlık ve asılsızlık düzeyinde bir çeşitliliği içermediğini anlatmak üzere bu lafzi çeşitliliğin olması gerekiyor. Yani, ihtilaf rahmet ama artık şirazesi akıl mantık ilkelerinin aksi istikamette seyreden, İslam toplumunun entelektüel gayretlerini abese sürükleyen ayrışmalar rahmet nevinden olmadığı için bir başka şekilde ifade etmek gerekir ki hilaf ayrışmanın, uzaklaşmanın ve kutuplaşmanın ifadesi olarak bu meyanda literatüre eklenmiştir.

İhtilaf sözcüğünün dilimizde menfi anlam taşıması ise diller arası geçişliliğin zaman zaman muhteviyatı tamamen almayı gerekli görmeyişi, ihtiyaçlar mucibince lafızları süzerek ve sağaltarak alması dolayısıyladır. Nitekim ihtilaf Arapçadan Türkçeye kısmen daralarak fikir uyuşmazlığı, bağdaşmazlık, düşünce ve pratikte ayrışma anlamlarıyla geçerken hilaf, asılsızlık ve yalana tekabül edecek şekilde intikal etmiştir. Her iki kelimeye ilişkin verilen anlamlar sözcüklerin lügatteki asıllarından fazlaca uzaklaşmadığını göstermektedir. Ancak taşıdığı müspet mananın ihmal edilmesinden ötürü ihtilaf sözcüğünün Türkçeye kısmen sağaltılarak aktarıldığını söyleyebiliriz. Şöyle ki ihtilaf, tekdüzelik ve monotonluğun zıddı olarak çeşitliliğe, farklılığa, çoğulluğa delalet eder. Allah’ın Beşer türünü tek bir fert ve başta ruhsal yapısı olmak üzere her bakımdan biri diğerinin aynı olmayacak şekilde yaratmasındaki hikmet, bu türün düşünce ve eylemlerinde de tecelli etmiş; bu nedenle de Muhammed (sav) ihtilafı ümmetinin rahmeti ilan etmiştir. Yine aynı şekilde kıraatleri örtüşmeyen Hişam bin Hakîm bin Hizam ve Hz. Ömer’in ihtilafını her ikisine de “Evet, bu sure bana böyle indirildi.” diyerek çeşitliliği, mümkün olan iki veçhin de cevazına hükmederek korumuştur.[12]    

Yukarıda da işlendiği üzere ihtilaftan modern Müslüman toplum için bir rahmet çıkabilir. Kutuplara ayrılarak marjinalleşmek yerine çeşitlilikleri birer zenginlik kabul ederek birbirlerine bir binanın tuğlaları gibi kenetlenmiş bir toplum inşa etmenin yolu bu menfezden bulunabilir. Gruplar birbirlerine iman ve küfür noktayı nazarından bakmak yerine anlayış farklılıklarının insani ve sosyal bir gereklilik olduğu açısından bakabilirler.    



[1] Mu’cemu’l-Vasit.250-252; Ragıp, Müfredat, 222-224;Zemahşeri, Ebu’l-Kasım Carullah Mahmud bin Ömre bin Ahmed, Esasu’l-Belaga, tah. Muhammed Basil Uyunu’s-sud, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 1998, c. 1 s. 263; Razi, Tefsiru Garibi’l-Kur’an, 324-328

[2] İbn Manzur, Lisanu’l-Arab , IX/83-84; Mukatil bin Süleyman, Tefsiru Mukatil , I/96; Zemahşeri, Keşşaf, I/124; Maturudi vr. 9a

[3] Ragıp, Müfredat, 222-224; 19/Meryem suresi 59. ayet; Furkan suresinin 62. ayet; 43/Zuhruf 60

[4] 78/Nebe 1-3

[5] 30/Rum 22

[6] 16/Nahl 13

[7] 3/Al-i İmran 105;19/Meryem 37; 43/Zuhruf 65

[8] 5/Maide 48; 10/Yunus 19

[9] 3/Al-i İmran 55; 6/En’am 164; 10/Yunus 93; 16/Nahl 92; 22/Hacc 69; 2/Bakara 176, 253

[10] 2/Bakara 164;10/Yunus 6; 3/Al-i İmran 190; 23Mü’minun 80; 45/Casiye 5

[11] Ragıp, Müfredat, 222–224; Zemahşeri, Ebu’l-Kasım Carullah Mahmud bin Ömre bin Ahmed, Esasu’l-Belaga, tah. Muhammed Basil Uyunu’s-sud, Daru’l-Kutubi’l-İlmiyye, Beyrut, 1998, c. 1 s. 263

[12] Kütübü Sitte Muhtasarı ve Şerhi, ter. ve tah. Prof Dr. İbrakim Canan, Akçağ yay, Ankara, 1995, c. 4 s. 457-58 


Yorumlar - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2023-2024 Arşivi
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi