AD-SOYAD:Faziletnur AYKILIÇ
NO:17070299
BÖLÜM-SINIF:İLAHİYATİLH205 B Şubesi
Müfessir;Kur'anı kerimin manasını anlayıp,yorumlayan ve açıklayan din alimine denir.Müfessirler Kur'anı kerimi ilim kapasitesi,kavrayış derecesi,ilim dallarındaki ihtisasları,bilinç muhtevası,siyasi ve mezhebi kanaatleri gibi kişisel anlayış ve bilgi birikimleri ile açıklamışlardır.
İlk müfessir Kur'anı ahlak edinen peygamber efendimizdir.
Bir müfessirin Kur'anı doğru anlayabilmesi için arap dilini,surelerin nuzül sebeplerini,rasulullah sünnetini,içinde yaşadığı toplumu iyi bilmesi, keskin zeka ve kuvvetli muhakeme gücüne sahip olması gerekmektedir.
Nigar
NAZLIM
14070161
İLH 441/A/LİSANS 4.SINIF
MÜFESSİR KİMDİR?
Sözlükte
açıklamak, beyan etmek, izhar etmek" anlamındaki fesr kökünün
"tef'il" kalıbından (tefsir) türeyen müfessir kelimesi "Kur'
an-ı Kerim'i yorumlayan kimse" demektir. Tefsir Kur'an'da bir yerde geçer
(el-Furkan 25/33) Kaynaklarda müfessir yerine "ehlü't-tefsir, ashabü't-tefsir, ehlü't-te'vil,
ashabü't-te'vil" tabirleri de kullanılmıştır. Kuran-ı Kerim'e göre onu
yorumlama yetkisi Allah'tan sonra Rasul-i Ekrem'e aittir. Ashap, Rasul-i Ekrem'in
sağlığında Kur-an'ı yorumlamak yerine ortaya çıkan problemlerin halli için ona
başvurmuştur. Rasulullah'ın vefatından sonra bu görevi onun eğitiminden geçerek
Kuran tefsiri alanında ehliyet kazanan sahabiler yapmaya çalışmıştır. Başta
Abdullah b. Abbas olmak üzere Übey b. Ka'b ve Abdullah b. Mes'ud ashap içinde
bilinen meşhur müfessirlerdir. Tabiin döneminde oluşan Mekke, Medine ve Irak
(Kufe) tefsir mektepleri bu üç müfessirin çevresinde onların talebeleri
tarafından şekillendirilmiştir. İslam coğrafyasının genişlemesi tefsir ilminin
seyrini de etkilemiştir. Tebeu't-tabiin ve daha sonra gelenler kaynaktan uzaklaşmış
olmaları sebebiyle Kuran'ın yorumlanması konusunda bazı yeni şartlarla karşı
karşıya geldiler. Zamanla toplumların ilerlemesi ve teknolojinin gelişmesiyle
müfessirin bilmesi gereken ilimler konusu her devirde güncelliğini korumuştur.
(BİRIŞIK,
Abdulhamit, Tdv İslam Ansiklopedisi, Müfessir Maddesi, 2006, cilt XXXI, sayfa 498-500)
Ayşe Sena Üstüntaş
15070236
İLH 441/A şubesi/Lisans 3.sınıf
Müfessir Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Fesr kökünden gelir .Fesr açiklamak izhar etmek beyan etmek anlamlarına gelir.Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi (CâmiǾu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir. Kur’ân-ı Kerîm’e göre onu yorumlama yetkisi Allah’tan sonra Resûl-i Ekrem’e aittir. Nitekim Hz. Peygamber bazan âyetteki bir kapalılığa işaret eder, bazan âyetle ilişkili olarak sorulan bir soruya cevap verir, bazan da Kur’an’ı Kur’an’la tefsir ederdi (Buhârî, “Tefsîr”, 2, “Śavm”, 16; Tirmizî, “Tefsîr”, 2; Süyûtî, IV, 502-539; Yıldırım, s. 139-199). Resûl-i Ekrem’in Kur’an’ı tefsir edici mahiyette davranışlarda bulunduğuna dair örnekler vardır ve bunlar sözlü tefsirinden daha yaygındır. Resûlullah’ın ahlâkını soran bir kimseye Hz. Âişe’nin, “Sen Kur’an’ı okumaz mısın? Onun ahlâkı Kur’an’dı” diye cevap vermesi (Müslim, “Śalâtü’l-müsâfirîn”, 139; Tirmizî, “Birr”, 69) bu konuda önemlidir.
Kaynak:BİRIŞIK Abdülhamit,”Müfessir”,TDV İslam Ansiklopedisi C:31
Hatice Nur Özaslan / 15070184
İLH 441 / A Şubesi / Lisans 3.Sınıf
Müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir.
Kur’ân-ı Kerîm’e göre onu yorumlama yetkisi Allah’tan sonra Resûl-i Ekrem’e aittir. Zira bir meselenin halli konusunda Allah-Resûlullah-ilim sahibi üçlemesi muhtelif vesilelerle zikredilmiş, Nahl sûresinde (16/44) Resûlullah’a Kur’an’ı açıklama görevinin verildiği belirtilmiştir (ayrıca bk. İbrâhîm 14/4; en-Nahl 16/64). Kıyâme sûresindeki (75/19), “Sonra şüphen olmasın ki onu açıklamak da bize aittir” ifadesinden Kur’an’ı yorumlama işinin Resûl-i Ekrem’e Allah tarafından öğretildiği anlaşılmaktadır.
Kaynak: Birışık, Abdülhamit, Müfessir, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt 31, Sayfa 498-500
GÜLNUR KURT 14070150 İLH441/A/LİSANS 4.SINIF
MÜFESSİR KİMDİR?
Müfessir
sözlükte “açıklayan, izah eden, yorumlayan” anlamlarına gelmektedir.Istılahta
ise; Kuran’ı tefsir eden, yorumlayan ilim adamlarına denir.
Kur’an’ı anlama konusunda insanların eşit
seviyede olmadıkları bir gerçektir. Çünkü o, hayatın her alanına hitap eden,
hukuk, tarih vs. gibi konulardan söz eden bir kitaptır. Kendi dilleriyle indiği
ve inişinin sebeplerine şahid oldukları halde Sahabe’nin, onu anlama seviyeleri
bile birbirinden farklıydı. Hz. Peygamber (sav) ashaba kapalı gelen ayetleri,
onlara açıklıyordu. Bu nedenle ilk müfessir, Peygamber efendimizdir. Zaten
Kuran’ın dili Arapçaydı ve çok fazla açıklamaya ihtiyaç duymazdı sahabeler. Bu
yüzden de Kuran’ı açıklama işi sahabe döneminden sonraki dönemlerde ün
kazanmıştır.
Meryem Şehide Mete 14070158 A lisans 4.sınıf
Müfessir kendi anlayış kapasitesi , yaşadığı çevre ve birikimi neticesinde Kur'an'ı anlamlandırmaya çalışan kişidir. Her müfessir tefsir yaparken kendi metodları neticesinde bir yapı ortaya koyar.Bu sebeple tefsirler arasında da farklar vardır. Bu da aslında birikim açısından bir zenginlik ifade etmektedir. Tarih boyunca birçok müfessir gelip geçmiştir; Razi, İbn Kesir, Taberi , Kurtubiyi bu müfessirlere örnek verebiliriz. Bütün bu birikim bizlere de Kur'an'ı daha iyi anlamak ve hayatimiza tatbik etmek noktasında katkılar sağlamaktadır.
Esra Şahintürk
15070215/İLH441/3.sınıf/A
Sözlükte “açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki fesr kökünün “tef‘îl” kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi (CâmiǾu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir.Kur’ân-ı Kerîm’e göre onu yorumlama yetkisi Allah’tan sonra Resûl-i Ekrem’e aittir. Hz. Peygamber’in âyetlerin ne kadarını tefsir ettiği hususu tartışmalıdır. Hz. Âişe’nin, “Resûlullah, Allah’ın kitabından Cibrîl’in ona öğrettiği kadar tefsir ederdi” şeklindeki sözü (Taberî, I, 79, 83) onun tefsirlerinin hem ilâhî kaynağa dayandığını hem çok olmadığını göstermektedir.Ashap, Resûl-i Ekrem’in sağlığında Kur’an’ı yorumlamak yerine ortaya çıkan problemlerin halli için ona başvurmuştur. Resûlullah’ın vefatından sonra bu görevi onun eğitiminden geçerek Kur’an tefsiri alanında ehliyet kazanan sahâbîler yapmaya çalışmıştır.
Esra Şahintürk
15070215/İLH441/3.sınıf/A
Sözlükte “açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki fesr kökünün “tef‘îl” kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi (CâmiǾu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir.Kur’ân-ı Kerîm’e göre onu yorumlama yetkisi Allah’tan sonra Resûl-i Ekrem’e aittir. Hz. Peygamber’in âyetlerin ne kadarını tefsir ettiği hususu tartışmalıdır. Hz. Âişe’nin, “Resûlullah, Allah’ın kitabından Cibrîl’in ona öğrettiği kadar tefsir ederdi” şeklindeki sözü (Taberî, I, 79, 83) onun tefsirlerinin hem ilâhî kaynağa dayandığını hem çok olmadığını göstermektedir.Ashap, Resûl-i Ekrem’in sağlığında Kur’an’ı yorumlamak yerine ortaya çıkan problemlerin halli için ona başvurmuştur. Resûlullah’ın vefatından sonra bu görevi onun eğitiminden geçerek Kur’an tefsiri alanında ehliyet kazanan sahâbîler yapmaya çalışmıştır.
Sultan Duman 15070368 İLH 441/A/LİSANS 4.SINIF
Müfessir kavramı sözlükte “açıklamak, beyan
etmek, izhar etmek” anlamındaki ‘fesr’ kökünün “tef‘îl” kalıbından türemiş olup
“Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” anlamına gelmektedir. Istılah anlamı
ise “kişisel yetenek ve birikimlerini kelamı anlama uğrunda sergileyen ve derin
çabası sonunda Kelâmullah’ı anlayabilen; anladığını yeni bir ifade ile
sunabilen veya başka bir dile aktaran kimsedir.” Bir başka tarife göre ise müfessir “belirli
bir bilgi donanımı ile bazı şart ve özelliklere sahip olarak Kur’ân-ı Kerîm’i
yorumlayan ve açıklayan kişiye denir. Kur’ân’ın baştan sona veya bir sure ve
ayetinin tefsirini, açıklamasını yazana da müfessir denilmektedir.”
Yararlanılan kaynaklar:
Abdülhamit Birışık,
DİA, "Müfessir" mad. 31/498
Hikmet Koçyiğit, Çağdaş
Dönemde Müfessirin Halka Ulaşma Çabalarının Tesire Etkisi, Tefsir Araştırmaları
Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2017, s.48
MÜZEYYEN EROL NO:15070104 SINIF:3 ŞUBE:C
MÜFESSİR KİMDİR?
Sözlükte "açıklamak, beyen etmek, izhar etmek"anlamındaki fesr kökünün " tef'il" kalıbından (tefsir)türeyen müfessir kelimesi "ku'an-ı kerimi yorumlayan kimse" demektir. Tefsir Kur'an-ı kerimde bir yerde geçer.(el-furkan 25/33).Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberi gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur'an-ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi(cami'ul-beyan ,I,88)daha öncesinde de kullanıldığını işareti olarak kabul edilebilir. Abdullah İbn Abbas için İbn Mes'ud'un zikrettiği "tercüman'ul-kuran " ifadesi (a.g.e.,I,84;İbn hacer, V,276-279) büyük ihtimalle "müfessir" manasına geliyordu.kaynaklarda müfessir yerine "ehlü't-tefsir , ashabü't-tefsir , ehlü't-te'vil , ashabü't-Te'vil "tabirleride kullanılmıştır.
KAYNAK: TDV İSLAM ANSİKLOPEDİSİ MÜELLİF : ABDULHAMİT BİRIŞIK
Saliha Kaymakoğlu- 15070152 - 3.sınıf - Aşubesi
Sözlükte “açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki fesr kökünün “tef‘îl” kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi (Câmiʿu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir. Abdullah b. Abbas için İbn Mes‘ûd’un zikrettiği “tercümânü’l-Kur’ân” ifadesi (a.g.e., I, 84; İbn Hacer, V, 276-279) büyük ihtimalle “müfessir” anlamına geliyordu. Kaynaklarda müfessir yerine “ehlü’t-tefsîr, ashâbü’t-tefsîr, ehlü’t-te’vîl, ashâbü’t-te’vîl” tabirleri de kullanılmıştır.
Tdv İslam Ansiklopedisi,31.cilt,489-500
TUĞBA NUR HAKBİLİR 15070120 3. SINIF A ŞUBESİ
Tefsir kelimesi fesr (فسر) tefil vezninde bir masdardır. Fesr, beyân etmek, izhâr etmek ve üzeri kapalı bir şeyi açmak gibi anlamlara gelir.
Tefsir kelimesi ıstılah olarak "müşkil olan lafızdan murad edilen şeyi keşfetmektir." diye tarif edilir. Hakiki tefsir, Allah ve Resûlü'nün beyanı ile yapılandır. Kısacası, hakiki tefsir rivayete muhtaç bulanan yani tevkîfi olandır. (Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi, DİB yayınları, ankara/1988 cilt:1)
Müfessir ise, kişisel yetenekve birikimlerini kelamı anlama uğrunda sergileyen ve derin çabası sonunda kelâmullahı anlayabilen, anladığını yeni bir ifade ile sunanveya başka bir dile aktaran (meâl) ya da geniş bir şekildeanlatan, çıkarımlarını kendi dili ile ifade eden kimsedir.
Bir başka tarife göre müfessir, belirli bir bilgi donanımı ile bazı şart ve özelliklere sahip olarak Kur'an-ı Kerim'i yorumlayan ve açıklayan kişiye denir. Kur'an'ın baştan sona veya bir sure ve ayetinin tefsirini,açıklmasını yazana da müfessir denilmektedir.
Müfessiri, âlimlerin Kur'an'ı tefsir etmede yetkinliğe ulaşmak için belirlemiş olduklarışartları taşıyan ve tefsir muhayyilesi ile Kur'an'ın tamamını veya belli başlı cüzlerini ufuk açacak şekilde açıklayıp yorumlayan âlim şeklinde tanımlamak mümkündür. ( ÇAğdaş Dönemde Müfessirin Halka Ulaşma Çabalarının Tefsire Etkisi, Doç. Dr. Hikmet Koçyiğit, Tefsir Araştırmaları Dergisi Nisan/2017 cilt:1 sayı:1 ss.47-72)
Büşra KAYA
15070149/3.Sınıf/A
Sözlükte "açıklamak, beyan etmek, izhar etmek" anlamındaki fesr kökünden türeyen müfessir kelimesi "Kur'an-ı Kerim'i yorumlayan kimse" demektir. Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı hakkında açık bilgi yoksa da Taberi gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur'an'ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir.
Bayram Demir 15070084
İLH441/A şube/lisans3.sınıf MÜFESSİR
Kur'an'ı tefsir eden, anlamını açıklayıp yorumlayan ve bu maksatla eser yazan ilim adamı.
Kendi dilleriyle indiği ve inişinin sebeplerine şahit oldukları halde Sahabe'nin onu anlama seviyeleri bile birbirinden farklıydı. Hz. Peygamber (s.a.s), Ashaba kapalı gelen ayetleri onlara açıklıyordu. Bu nedenle ilk müfessir, Peygamber (s.a.s)'in kendisidir.
Kur'an'ı anlama konusunda insanlar birbirlerinden farklı olduklarına göre; başkalarına onu tefsir etmeğe kalkışan kişinin, kendilerine Kur'an'ın tefsir edildiği kişilerden farklı seviyede olması gerektiği tabiîdir.
Bu sebepledir ki alimler, Kur'an'ı tefsir edecek kişinin bazı ilimleri bilmesinin şart olduğunu söylemişlerdir. Bu şartları şu şekilde özetlemek mümkündür:
a- Arap dilini çok iyi bilmesi. Çünkü Kur'an, Arapça olarak inmiş ve Arapların dili kullandıkları üslûplara riayet etmiştir.
b- Nüzûl sebeplerini bilmesi. Nüzûl sebeplerini bilmek, anlamayı kolaylaştırdığı gibi, bazı durumlarda tercih edilecek manâyı yakalayabilmek konusunda da yönlendirici bir öneme sahiptir.
c- Rasûlüllah'ın sünnetini bilmesi. Rasûlüllah (s.a.s), Allah tarafından Kur'an'ı açıklamakla da görevlendirilmiştir.
d- İçinde yaşadığı toplumu, toplumun sosyal meselelerini bilmesi.Kur'an'ı tefsir etmekten maksat, topluma yol göstermek olduğuna göre, toplumun problemlerini bilmeyen bir kimsenin topluma yol göstermesi mümkün değildir.
e- Keskin bir zekâ ve kuvvetli bir muhakeme gücüne sahip olması. Ancak böyle bir özelliğe sahip olan bir ilim adamı insanlara faydalı olabilir. İlim adamı insanlara faydalı olabilir.
İbn-i Mesud (ö. 32/652), İbn-i Abbas (ö. 68/687-88), Übeyy b. Ka'b (ö. 19/640), Zeyd b. Sabit (ö. 45/665), Ebu Musa'l-Eşari (ö. 44/644) ve Abdullah İbn Zübeyr (ö. 73/692) sahabenin önde gelen müfessirleridir. Tabiiler devrinde Mekke okulunu kuran İbn Abbas'tır. Talebeleri arasında Mücahid (Ö. 103/721), Atâ b. Ebi Rebah (Ö. 115/733) İkrime (Ö. 105/723), Said b. Cübeyr (Ö. 95/714), Tavus (ö. 106/724) vb. kimseler sayılabilir.
KAYNAK.https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/mufessir
SEMA MISIRLIOĞLU NO:15070784/3- A İLH
Alimler "müfessir" kavramına bir tarif vermemişlerdir.Daha ziyade Kur'an tefsiri ile meşgul olan veya bu alanda az çok eser vermiş, Kur'an'ın tamamını veya bir kısmını içeren tefsir itabı yazmış olan kişileri bu kavramın içine dahil etmişlerdir. Burada kasdedilen müfessir olarak adlandırılacak kişinin şahsiyeti ve misyonudur.Öncelikle salt kur'an'ı anlamak bir değer ifade etmez.Çünkü Ebu Cehil, Ebu Lehep, Veliid b. Muğire de Kur'an'ı anlıyorlardı.Ayrıca Kur'an tefsircilere bir meşgale alanı olarak da nazil olmadı.İnen her ayet muhatabından bir davranış, bir tavır ve bir yöneliş beklemektedir.İşte Kur'an'ın anlamını insanlara anlatma durumundaki müfessirin bunlara sessiz kalması beklenemez.Bu açıdan tefsirin mahiyeti bakımından müfessir kimliğini taşımak için Kur'an'ın insanlığa nüzulündeki gayelere uygun tefsiri İslam'ı benimseyen bunu hayatına yansıtmanın gereğine inanan kişi yapabilir.
Kaynak: Sülün, Murat, Tefsir İlim midir? Nasıl Bir İlimdir?, Tartışmalı İhtisas Toplantısı,2010-2011, s.17-18
Duygu Aykaç 15070035 Hazırlıklı İlahiyat 3. Sınıf
Müfessir 'fesr' kelimesinin tef'il babından türetilmiş olup Kuran-ı Kerim'i yorumlayan açıklayan kimse demektir. Müfessir kelimesinin eş anlamlısı olarak ehl-i tefsir, ashabu tefsir ya da ehl-i tevill, ashabu tevil kelimeleri kaynaklarda kullanılmıştır. Müfessir ilk olarak ailede aldığı eğitim ve toplumunun sahip olduğu değerleri yansıtır. Müfessir tek başına dışarıdan gelen etkilere kapalı olarak düşünülmemeli aksine dönemin siyasi, iktisadi, kültürel olaylarından etkilenmiş ve şahsiyet kaznmıştır. Müfessir eğitim aldığı hocaları, yaşadığı tecrübelerle var olmuştur zira müfessirlerimizin eserleri bunu destekler niteliktedir.
Ad :İbrahim Soyad: ÖZCAN 13070890 İLH441 4.SİNİF
Kur'an'ı tefsir eden, anlamını açıklayıp yorumlayan ve bu maksatla eser yazan ilim adamı. Kur'an, anlaşılmak ve kendisiyle amel edilmek üzere indirilmiştir: "(Bu Kur'an), çok mübarek bir kitaptır. Onu sana indirdik ki âyetlerini düşünsünler ve akl-ı selîm sahipleri öğüt alsınlar" (es-Sâd, 38/29).
Kur'an-ı okuyan herkes onu anlamak üzere okumalıdır. Arapça bilen herkes, Kur'an-ı okurken, onun manasını anlamak için gayret ederse, kendi kapasitesi oranında onu anlar. Ancak Kur'an-ı anlama konusunda insanların eşit seviyede olmadıkları bir gerçektir. Çünkü o, hayatın her alanına hitap eden, hukuk, ahlâk, tarih vs. gibi konulardan söz eden bir kitapdır. Hattâ Kur'an'ı tefsir eden müfessirler bile onu tefsir ederken, daha mütehassıs oldukları bilim dalı açısından tefsir etmişler ve meselâ; dilci olan, dil yönüne; fakîh olan, ahkâm yönüne; kelâmcı olan, kelâm yönüne ağırlık vermişlerdir.
Kendi dilleriyle indiği ve inişinin sebeplerine şahit oldukları halde Sahabe'nin onu anlama seviyeleri bile birbirinden farklıydı. Hz. Peygamber (s.a.s), Ashaba kapalı gelen ayetleri onlara açıklıyordu. Bu nedenle ilk müfessir, Peygamber (s.a.s)'in kendisidir
ELİF USANMAZ
14070228
4.SINIF
Müfessir sözlükte ''açıklamak,beyan etmek,izhar etmek'' anlamındaki ''fesr'' kökünün ''tef'il'' kalıbından türemiştir. Yani Kur’ân-ı Kerîm’i Allah’ın ne dediğini anlayıp yorumlayan kimse” demektir. Bir başka tarife göre ise müfessir, kişisel yetenek ve birikimlerini kelamı anlama uğrunda sergileyen ve derin çabası sonunda kelâmullahı anlayabilen, anladığını yeni bir ifade ile sunan veya başka bir dile aktaran ya da geniş bir şekilde anlatan kimsedir. Yada diğer bir ifade ile Kur’ân’ın baştan sona veya bir sure ve ayetinin tefsirini, açıklamasını yazana da müfessir denilmektedir.
Tdv İslam Ansiklopedisi,31.Cilt,s498
Hikmet Koçyiğit, Çağdaş Dönemde Müfessirin Halka Ulaşma Çabalarının Tesire Etkisi, Tefsir Araştırmaları Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2017, s.48
SÜMEYYE KAYRETLİ 14070226
Kur'an'ı tefsir eden, anlamını açıklayıp yorumlayan ve bu
maksatla eser yazan ilim adamıdır.
Kendi dilleriyle indiği ve inişinin sebeplerine şahit
oldukları halde Sahabe'nin onu anlama seviyeleri bile birbirinden farklıydı.
Hz. Peygamber (s.a.s), Ashaba kapalı gelen ayetleri onlara açıklıyordu. Bu
nedenle ilk müfessir, Peygamber (s.a.s)'in kendisidir.
Kur'an'ı anlama konusunda insanlar birbirlerinden farklı
olduklarına göre; başkalarına onu tefsir etmeğe kalkışan kişinin, kendilerine
Kur'an'ın tefsir edildiği kişilerden farklı seviyede olması gerektiği tabiîdir.
Bu sebepledir ki alimler, Kur'an'ı tefsir edecek kişinin bazı
ilimleri bilmesinin şart olduğunu söylemişlerdir. Bu şartları şu şekilde
özetlemek mümkündür:
a-
Arap dilini çok iyi
bilmesi.
b-
Nüzûl sebeplerini bilmesic-
Rasûlüllah'ın sünnetini bilmesi.
c-
Rasûlüllah'ın sünnetini
bilmesi.
d-
İçinde yaşadığı toplumu, toplumun sosyal
meselelerini bilmesi.
e-
Keskin bir zekâ ve
kuvvetli bir muhakeme gücüne sahip olması
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi Kur'an-ı Kerim'i
ashaba ilk açıklayan kişi Hz. Peygamber (sas) olduğundan ilk müfessir olarak da
yine o kabul edilmiştir.
İbn-i Mesud (ö. 32/652), İbn-i Abbas (ö. 68/687-88), Übeyy b. Ka'b (ö. 19/640), Zeyd b. Sabit (ö. 45/665), Ebu Musa'l-Eşari (ö. 44/644) ve Abdullah İbn Zübeyr (ö. 73/692) sahabenin önde gelen müfessirleridir
Merve Nur TEKECİ 14070213
Müfessir : Tefsir ile uğraşan ilahiyatçılara verilen isimdir. Aynı zamanda müfessir, tefsir kitabı yazan demek değildir. Müfessir, “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir. Kur'an ayetleri üzerinde yorum yapmanın ilk olarak Hz.Peygamber ve okuma yazma bilen sahabiler tarafından başlatıldığı ifade edilir. Tefsirciler faaliyetlerini başlangıç emri olarak kabul ettikleri şu ayete dayandırırlar;
"Vaktiyle Allah, kitap verilen okur yazarlardan: «Andolsun
ki, onu insanlara anlatacaksınız ve gizlemeyeceksiniz.» diye
söz almıştı. Derken onlar, onu arkalarına atıp az bir para karşılığında
sattılar." (Ali İmran, 187)
İslam'ın Arap coğrafyasından Arap olmayan topluluklara ulaşmasıyla tefsirin önemi de arttı ve gelişimi hızlandı. Bu dönem müfessirlerine örnek olarak Selman-ı Farisi verilebilir. Selman-ı Farisi, aslen İranlı olmasına rağmen peygamber toplumu içinde bulunmuş, İslam'ı kabul etmiş ve İranlıların İslam'ı kabul etmesiyle onlara hem fetva vermiş hem de Kur'an ayetlerini açıklamıştır.
Ünlü müfessirlerden ; Sahabe Devrinde; İbn-i Mesud (ö.
652), Ubeyy bin Ka'b (ö.
640
Tabiin Devrinde; Abdullah bin Abbas, Öğrencileri olan: Mücahid (ö.721),
Bu dönemlerin yanında; İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Malik ve Ahmed bin
Hanbel, Muhammed Esed, Mevdudi
gibi müfessirlerde vardır.Aynı zamanda son dönemde yetişenlerden Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen, İsmail Hakkı İzmirli de sayılabilir.
Sevim TOK 14070215 İLH
441/A/Lisans 4. Sınıf
MÜFESSİR
KİMDİR?
İslami ilimlerden biri
olan "Tefsir" lugatta, “örtülü ve kapalı olan şeyi
ortaya çıkarmak, açmak, beyan etmek” demektir. Terim olarak ise tefsir
beşer kudreti dahilinde, Kur’an-ı kerim ayetlerindeki Allah telanın
muradını bildiren ilimdir. Yani Kur’ân-ı Kerîm’i Allah’ın ne dediğini
anlayıp yorumlayan kimse” demektir.
Kelâm-ı İlahi olan Kur’an-ı kerimden
muradı-ı İlahiyi anlayıp, bildiren alimlere "müfessir" denilir.
Buna göre tefsir ilminin mevzu, konusu Kur’an-ı kerimdir.
Müfessir, tefsir
kitabı yazan demek değildir. Müfessir ,kelam-ı ilahiden, murat-ı ilahiyi
anlayan derin alim demektir.
*Tdv İslam Ansiklopedisi
*Web Sİtesi
Muhammet Eren Öcal 14070167 Seçme Tefsir Metinleri A Şubesi
Müfessir; Kur'an-ı Kerim'i insanların anlayabileceği şekilde, Kur'an ilimlerinden yararlanarak yorumlayan, Allah'ın ayetlerindeki esas amacı ortaya çıkarmaya çalışan ve tefsir ilminde otorite olan din bilginidir. Kur'an-ı Kerim'in ilk müfessiri Hz. Peygamber'dir. O, Kur'an-ı Kerim'in ayetlerini kendi hayatında uygulayıp yaşayarak ve açıklayarak tefsir etmiştir.
Kur'an-ı Kerim'i tefsir edecek kimselerin; bütün incelikleriyle Arap dilini, ayetlerin nerede ve niçin indiğini, nasih-mesuhunu, hz. peygamberin tefsirini, kıraat ilimlerini, Kur'an-ı Kerim'deki meseller ve kıssaları, edebi sanatları bilmesi gerekir.
Kaynak: Dini Terimler Sözlüğü - Ankara 2009
Fatih Savcı
no:14070195 4.sınıf
Müfessir kimdir?
Sözlükte
“açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki fesr kökünün “tef‘îl”
kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan
kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer
(el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda
açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı
açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi (Câmiu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde
de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir.
Müfessirin
arap dilini bilmesi , içinde yaşadığı toplumun siyasal olayları , ders gördüğü
hocalar müfessirin tefsirinde etkili olan bazı unsurlardır.
SAMİ SEFA
ALAKAYA 14070012 4. SINIF
MÜFESSİR KİMDİR?
Tefsir yapan
kişidir. Müfessirin yaptığı iş insan ürünüdür. Tefsir metinlerde insanların
anlamadığını anlama çabasıdır. Peygamber döneminde Kur’an-ı anlamada sorun
olması buna rağmen sahabe bazı ayetleri anlamıyordu ve hemen Hz. Peygambere
soruyorlardı. Hz. Peygamber ayetleri onlara açıklıyordu.
Müfessir bir
insandır. Her insanın yaşadığı dönem ve o dönemin anlam küresi içinde tefsir
yapar. Müfessir kuranı anlama çabası içindedir. Metinlere farklı farklı manalar
verebilir. Müfessirler kendi dönemlerinden etkilenirler. Müfessirin ailesi
hocası çevresi onun karakterini ortaya çıkarır.
SAMİ SEFA
ALAKAYA 14070012 SEÇMELİ TEFSİR METİNLERİ 4. SINIF
MÜFESSİR KİMDİR?
Tefsir yapan
kişidir. Müfessirin yaptığı iş insan ürünüdür. Tefsir metinlerde insanların
anlamadığını anlama çabasıdır. Peygamber döneminde Kur’an-ı anlamada sorun
olması buna rağmen sahabe bazı ayetleri anlamıyordu ve hemen Hz. Peygambere
soruyorlardı. Hz. Peygamber ayetleri onlara açıklıyordu.
Müfessir bir
insandır. Her insanın yaşadığı dönem ve o dönemin anlam küresi içinde tefsir
yapar. Müfessir kuranı anlama çabası içindedir. Metinlere farklı farklı manalar
verebilir. Müfessirler kendi dönemlerinden etkilenirler. Müfessirin ailesi
hocası çevresi onun karakterini ortaya çıkarır.
-Sultan DEĞİRMENCİ
-15070079
-İlahiyat(Hazırlıklı)/3.Sınıf/A Şubesi
MÜFESSİR: Müfessir, "açıklamak, beyân etmek, bildirmek..." gibi anlamlara gelen tefsir ilmiyle uğraşan âlimdir.
Müfessir Kur'an'da bildirilenleri anlayıp, beyân eder. Yani aslında Allah'ın insanlara vahiy yoluyla bildirdiği emirlerinden ne kastettiğini önce kendisi anlayıp daha sonra insanlara açıklayan âlim kimse demektir.
Kur'an-ı Kerîm Allah tarafından Hz. Peygambere indirilmiştir. Bu anlamda Kur'an'ın mübin olduğunu söyleyebiliriz. Fakat âyetlerden bir kısmının daha net anlaşılabilmesi adına âlim kimselerce yorumlanmasına ihtiyaç vardır ki bu âlim kimseler müfessirlerdir. Müfessirlerde bazı özellikler bulunması gerekir.Bunları şöyle sıralayabiliriz.
-Arap dilini çok iyi derecede bilmek.
-Âyetlerin nüzûl sebeplerini bilmek.
-Sünneti iyi bilmek.
-Kur'an'a genel bir açıdan bakabilmek.
-Kuvvetli bir zekâya sahip olmak.
-Yaşadığı toplumu tanımak ve sosyal konuları bilmek.
-Tefsir yaparken bazı ilimlerden faydalanması gerekeceği için başvurması muhtemel ilimlerle ilgili bilgi sahibi olamak.(tarih, sosyoloji vb.)
Aynur İÇER, 16070330, 3.Sınıf
Sözlükte açıklamak, beyan etmek, izhar
etmek anlamındaki fesr kökünün “tef’îl” kalıbından türeyen müfessir kelimesi “Kur’an-ı
Kerim’i yorumlayan kimse” demektir. Müfessir, tefsir kitabı yazan demek
değildir. Müfessir, kelam-ı ilahiden, murad-ı ilahiyi anlayan derin âlim
demektir.
Müfessir Kimdir?
Sadettin Emre ÜLKER
14070232/4.Sınıf/A Şubesi
Sözlükte “açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki fesr kökünün “tef‘îl” kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān 25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar için bu kelimeye yer vermesi (CâmiǾu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde de kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir. Abdullah b. Abbas için İbn Mes‘ûd’un zikrettiği “tercümânü’l-Kur’ân” ifadesi (a.g.e., I, 84; İbn Hacer, V, 276-279) büyük ihtimalle “müfessir” anlamına geliyordu. Kaynaklarda müfessir yerine “ehlü’t-tefsîr, ashâbü’t-tefsîr, ehlü’t-te’vîl, ashâbü’t-te’vîl” tabirleri de kullanılmıştır.
Müfessir Kimdir?
Sadettin Emre ÜLKER
14070232/4.Sınıf/A Şubesi
Sözlükte “açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki
fesr kökünün “tef‘îl” kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı
Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir. Tefsir Kur’an’da bir yerde geçer (el-Furkān
25/33). Müfessir kelimesinin ilk defa ne zaman kullanıldığı yolunda açık bilgi
yoksa da Taberî gibi nisbeten müteahhir bir müfessirin Kur’an’ı açıklayanlar
için bu kelimeye yer vermesi (CâmiǾu’l-beyân, I, 88) daha öncesinde de
kullanıldığının işareti olarak kabul edilebilir. Abdullah b. Abbas için İbn
Mes‘ûd’un zikrettiği “tercümânü’l-Kur’ân” ifadesi (a.g.e., I, 84; İbn Hacer, V,
276-279) büyük ihtimalle “müfessir” anlamına geliyordu. Kaynaklarda müfessir
yerine “ehlü’t-tefsîr, ashâbü’t-tefsîr, ehlü’t-te’vîl, ashâbü’t-te’vîl”
tabirleri de kullanılmıştır.
TDV İSLAM ANSİKLOPEDİSİ
Müfessir kelimesi Kur'anı yorumlayan kimse manasına gelmektedir. Kur'anı Kerime göre onu yorumlama yetkisi Allah'tan sonra Hz. Muhammed'e aittir. Nitekim Hz. Peygamber bazen ayetteki kapalılığa işaret eder bazen ayetle ilişkili sorulan soruya cevap verir, bazen de Kur'anı Kur'anla tefsir ederdi. Hz. Peygamberin vefatında sonra bu görevi onun eğitiminden geçerek Kur'an tefsiri alanında ehliyet kazanan sahabiler yapmaya başlamışlardır. Hz. Peygamberin sözleri uyarınca sahabiler kendi heva ve heveslerine göre tefsir yapmaktan kaçınmışlar bu konuda ihtiyatlı davranmışlardır. Tebei Tabiin döneminde müfessir sayısı oldukça artmıştır. En güzel rivayet tefsir örnekleri bu zamanda verilmiştir. Giderek sayıları artan itikadi mezhepler bid'at fırkalarına mensup bazı alimlerin tefsir yazma girişimleri müfessirde aranacak şartları gündeme getirmiştir. Zerkeşi'ye göre Kur'anı tefsir edecek kişi öncelikle geniş bilgiye ve takvaya sahip olmalı, şüpheli şeylerden kaçınmalı, günah sayılan işlerde ısrar etmemeli, kibirden ve dünya sevgisinden uzak bulunmalı ve tahkiki bilgilere sahip olmalıdır. Ayrıca Hz. Peygamberden ve sahabeden gelen bilgilere başvurmalıdır. Zamanla toplumların ilerlemesi ve teknolojinin gelişmesiyle müfessirin bilmesi gereken ilimler konusu güncelliğini korumuştur.
Türkiye Diyanet Vakfı Ansiklopedisi "Müfessir Maddesi"
Ömer Baloğlu
14070034 A şubesi
Müfessirin ailesi çevresi ve hocaları vardır. Çevresinden siyasi, felsefi, ideoloji,ahlaki,iktisadi ve kültürel oluşumlardan etkilenir. Bunlardan ortaya alim çıkıyor.
Okuduğu metinler araç ve teml olmak üzere ikiye ayrılır. Araç metinleri sarf, nahv, meani ve mantık gibi
Temel eserler ise usul,astronomi,tıp ve ana arapça metinler gibi
Sonra Müfessir bilgiyi dönüştürüyor. Anlama yorumlama zemini oluşturuyor.
Müfessir kapasite, kavrayış derecesi, siyasi ve mezhebi kanaat ile bilinç muhtevasına göre Kur'an'ı açıklamıştır.
Tefsir, insan gücü ve Arap dilinin verdiği imkan nispetinde Allah'ın muradına delalet etmesi bakımından Kur'an metninin içerdiği manaları ortaya koymak demektir. Tefsir, ilk bakışta anlaşılma güçlüğü bulunan ifadelerin manasını açıklamaktır,keşf ve beyandır. İlahi muradı kesin olarak beyan etmeyi hedeflediği için daha fazla hassasiyet ve itina gerektirir. Tüm bunları gayretle yerine getirmeye çalışan kişiye müfessir denir. Müfessir Kur'anı tefsir ederken gerekli donanıma sahip olmalıdır. Bunun yanında müfessirin de bir hayatının, belli bir kültürle harmanlandığının, döneminin her alanında bütün yaşananlardan maddi manevi etkilenebileceğini gözardı etmemek gerekir. Müfessir Kur'an'a kendi perspektifinden bakar, kendi anlam küresine uygun düşen manalar verir.
Bu bağlamda tefsirlerde asıl mesele insanı tanımaktır. Tefsir okumak demek insanı okumak demektir-kendi tarihindeki insanı-.
Abdulatif Ali OSMAN
14070822
4.Sınıf
Müfessir Allahın Kelamını ilk dönemi Müslümanların anladığı şekilde anlayan ve içinde yaşadığı dönemi de gözönüne bulundurarak yorumlayan ve ortaya koyandır. Bunu Yapmak için de gerekli ilimlere vakıf olması gerekir.
Müfessir Ailesi ve Hocaları olan çevresinden Felsefi, Ideoloji,Ahlaki ve Kültürel oluşumlardan etkilenerek Kapasite, Kavrayış derecesi, Siyasi ve Mezhebi Kanaat ile bilinç muhtevasına göre Kuranı açıklayandır. Bunlardan etkilenerek Alim Ortaya çıkıyor ve Bilgiyi Dönüştürüp anlama yorumlama zemini oluşturuyor.
Müfessir Dönemin özelliklerinden etkilenir böylece tefsir yaparken kişisel olarak kendi görüşlerini ve dönemini yansıtır.