7. “Yaşamak” ne demektir? (250 kelime)
İnsan fıtratına uygun yaşamalıdır. Bu fıtrat varlığını anlama ve kendisini tanımadır. İnsan varlığını okuyarak ve araştırarak anlayabilir. Cenab-ı Allah kitabında bizlere nasıl etmemiz ve eylememiz gerektiğini anlatmıştır. Üstelik örnek teşkil etmesi ve bildirilenleri bize iletmesi adına bir Peygamber göndermiştir. Bu peygamberi meleklerinden seçmemiş insanlar hareketlerini anlasın ve uygulasın diye insan cinsinden seçmiştir. Bu nedenle yaşamanın yollarını ararken örneklerimizi Kur’an-ı Kerim’den ve Peygamberimizden almalıyız. Kur’an Nedir isimli kitapta geçtiği gibi bu kitabı düşünebilen, gerçeklere inanmak isteyen söz ve öğüt dinleyen insanlar anlayabilir.
Düşünmek ve kalbini iman edebilecek şekilde eğitmek zor iki süreçtir. İnsan bu yolda yürürken bazı nefsi isteklerinden feragat etmeli kendisini ve içindeki alt benliklerini terbiye etmeye çabalamalıdır. Bilhassa gençlik çağında fazlasıyla açığa çıktığı söylenen bu gibi davranışları söz ve öğüt dinleyerek ve elbette geçmiş yaşantılardan ders çıkararak iyiye çevirmeliyiz. Kimi zaman insan çevresinde örnek alınacak kimseyi bulamaz. Belki de bu sebeple Cenab-ı Allah kitabında bizlere geçmiş peygamberlerinin de yaşantılarından bahsetmiştir.
Eyüp Peygamber’in sabrı, İbrahim Peygamber’in imanı, Yusuf Peygamber’in dürüstlüğü bizlere örnek olmalıdır. En çokta bize daha yakın zamanda yaşayan öğretileri, sözleri ve sünnetleri hala günümüze ışık tutan Efendimize (s.a.v) kulak vermeliyiz. İnsanın öğrenimi ve nefsi mücadelesi hiçbir zaman bitmez. Dünya imtihan dünyasıdır. Burada tükettiğimiz her bir dakika kum tanesi gibidir. Zaman akıp geçer ve geriye cebimize dolduklarımız kalır. Bu nedenle bence insan her sabah yeni bir hayatı kurar gibi yaşamalıdır. Bütün çabasını o güne vermeli, o günün ardında faydalı ve yararlı ne bırakabildiyse; ceplerini ne kadar doldurabildi ve omzundaki yükleri ne kadar bırakabildiyse faydadır. Bir müslüman tövbe, şükür, tefekkür ve ibadet ederek yaşamalı. Hem kendisini hem tüm dünyayı sorumluluğunda saymalıdır.
Son olarak ilk gençliğimde babamdan öğrendiğim ve bütün yaşamım boyunca kulağıma küpe ettiğim bir hadisi paylaşmak isterim. “Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol.” (Câmiu’s-Sagîr, II/12, Hadis No:1201) Şükürler olsun ki bize böyle kolaylaştırıcı bir öğüt veren Peygambere (s.a.v) sahibiz.
ZEYNEP ASEL SEÇKİNER- 17040308- SÖ 4
8. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
“Nasıl yaşamalı?” sorusunun cevabını verebilmek için ilk olarak cevaplanması geren soru İnsanın dünyaya niye geldiğinin, kainatın yaratılış amacının ne bulması gerekir. Bu sorulara cevap bulunduğunda kişi hayatı anlam noktasında sorgulama sürecine girecektir. Kişinin kendini tanıması, kainatı anlamlandırması sonucunda insan inandıklarının gereklerini yerine getirerek “nasıl yaşamalı?” sorusunun cevabını da bulmuş olacaktır.
Bu soruya verilecek en anlamlı cevap
‘’anlamlı yaşamaktır. Yaşadığımız hayatın bir anlamı olmalı. Boş ve anlamsız
yaşanmış bir hayat, hayat değildir. Dolayısıyla hayatımızda bir amacımız ve o
amaca hizmet eden bir anlam olmalıdır. Hayatın anlamını her bir birey çok
farklı alanlarda bulabilir. Örneğin kimisi için hayatın anlamı bir insandır.
Kimisi için bir makamdır. Kimisi için mutlu bir yaşam, kimisi içinse iyi
varlıklı bir hayat sahibi olmaktır. Hayatın anlamı göreceli bir kavramdır. Bu
açıdan herkes için hayatın anlamı aynı şeyi ifade etmeyebilir. Fakat temele
bakıldığında aslında her bir hayat anlamının altında aynı olgular yatmaktadır.
Bu olgular okumak, düşünmek, anlamak ve yaşamaktır. Merkezde bu dört öge
vardır. Dolayısıyla hayatın anlamı bu olgular ekseninde gerçekleşir. Oluşan
sistem çerçevesinde birey hayatın anlamını bulmaya başlar. Ve böylelikle
hayatını nasıl yaşaması gerektiğine karar verir. Özetle hayat okumaya,
düşünmeye, anlamaya ve yaşamaya dayalı bir şekilde yaşanmalıdır.
8. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
Benim bireysel yaşama anlayışım şudur; insan inanmalıdır. Kendisine, varoluşuna, üstünlüğüne ve düşünme kabiliyetine hayranlıkla bakabilmeli, yaratılanlar arasında en yüce olduğunu mevlanın halifesi olmakla görevlendirilen bir türden geldiğini idrak etmelidir.
İnanmanın ardından emre riayet etmeli ve “Oku!” malıdır. Nereden başlarsa başlasın iyiye ve faydalıya doğru ilerlemeli. Önce kendisini sonra çevresini sonra milletini sonra da tüm dünyayı etkileyen her şeyi doğru kaynaklardan anlamalı öğrenmelidir. İnsan köküne saygı duymalı ama herkese kucak açabilecek kadar gönlü geniş olmalıdır. İnsan sabredebilmeli, öfkesini yönetebilmeli, içindeki şeytani dürtüyü nefsi biraz dahi olsun dinginleyebilmelidir. İnsan büyüklerinden, alimlerden faydalanmalı ilmin akışını hiç durdurmamalıdır bazen susmalı bazen konuşmalı fakat her zaman dengeli olmalıdır. Bu cevaplar nasıl verilir?
Ben yanıtlarımı buralarda buluyorum:
Okumak: “Gerçekten size Allah’tan bir nur, apaçık bir kitap geldi. Rızasını arayanı Allah onunla kurtuluş yollarına götürür ve onları iradesiyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, dosdoğru bir yola iletir.” (Mâide 15, 16)
“Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik.” (A’râf 52)*
Doğru Olmak: “Emrolunduğunuz gibi, kendi, kendinizi dahi aldatmayan doğrulukla, dosdoğru ve dürüst olun, Allah her işinizde yaptıklarınızı görendir." (Hud Suresi 112)
“Her türlü hareketinizde, doğru ve dürüst davranın çünkü Allah, doğru ve dürüstleri sever, kendi kendinizi aldatmayan doğrulukla ve dürüstlükle yaşayın, İslam Dini’nin yolundan ayrılmayın. Her şeyi yapamazsınız, İyi ve yararlı ameller, işler yapın.“ (Bakara 195)*
İlim Edinmek: “Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, ona gerçekten pek çok iyilik ve güzellik verilmiştir. Fakat bu hakikatleri ancak gerçek akıl sahipleri anlar, üzerinde düşünüp ibret alır.” (Bakara 269)*
“Allah içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir.” (Mücâdele sûresi 58)
Sabretmek: “Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çokça zikreden erkekler ve (Allah'ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.” (Ahzab 35)
“Andolsun, Biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara 155)
Öfkelenmemek: “Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.” (Al-i İmran 134)
Güzel Konuşmak: “İnsanlarla güzel konuşun.” buyuruyor. (Bakara: 83)*
kuranfihristi.net
Dürüst ve ahlaklı yaşanmalı. Müslüman olduğumuz için bunun vasıflarını ve sorumluluğunu güzelce üstlenmeli. Günah işlemekten sakınılmalı, yaptığımız kötü şeylerde ısrar etmemeli, namazımızı kılmalı, uygun olduğumuzda zekatımızı vermeli, sözleri doğru konuşmalı. Tevbe etmekten kaçınmamalı, insanlara güzel niyetle yaklaşmalı, samimi ve içten davranmalı ve öyle olmalı, her zaman şükretmeli, Allah rızası için sabretmeli , yoksulu yetimi gözetmeli , dünyanın çirkin zevklerinden kaçınmalı, hiç ölmeyecekmiş gibi iyilik etmeye devam etmeli, yarın ölecekmiş gibi hep hazırlıklı olmalıyız.
1. “Yaşamak” ne demektir? (250 kelime)
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Canlılar,
doğar, büyür, gelişir ve ölür. İnsan da canlıdır ve ölecektir. Bu yüzden nasıl
yaşarsan öyle ölürsün. Anlamsız yaşarsan ölümün de anlamsızlaşır. Hayatın
anlamı herkes için farklıdır. Nasıl anlamlandırıyorsan hayatta odur.
Fıtratındakini yaşamak asıl yaşamaktır. Teoride canlıyız, yaşıyoruz ancak
pratikte ne kadar canlıyız. Yiyip, içip, canının istediğini yapmak, hareketli
olmak yaşamak mıdır? Öyleyse neden ruhumuz daralıyor? Yaşamak ruh sahibi
olmaksa ruhumuz neden bedenle aynı şeyi yapmaktan memnun değil? Anlamsız bir
hayat sürmek yaşamak mıdır?
Evet,
bedensel olarak yaşamaktır, her canlı gibi, ancak diğer canlılardan insanın bir
farkı olmalıdır. Hayatı pratiğe taşımak bir diriliştir. Bu da hayatı
anlamlandırarak olabilir. Hayata anlam katmakta eylemlerle, değerlerle
mümkündür. İnsanın hayattan bekledikleri hayatın da insandan bekledikleri
vardır. İnsanoğlu hayatına sadece teoride değil pratikte de yani eyleme geçerek
de anlam vermelidir. İnsan eylem ortaya koyarak, üreterek, eser çıkararak,
karşılıksız severek yaşamına pratikte hayat vermiş olur. Böylece karşılaşacağı
sıkıntılara acılara tahammül gösterebilir. İnsanın dirilişi ancak bu şekilde
gerçekleşir. Değerlerine değer vererek değerlenmeye başlar. Dürüst insan, adil
insan, saygılı bir insan olma yolunda hayat bulmaya başlar. İnsanın hayatta
kalmasını sağlayan, onun bazı yetenekleri yapıp ettiklerine anlam vermesidir. Böylece
içinde bulunduğu durumu meşrulaştırmış olacaktır. Yoksa insan yaşayamaz.
Bu durumda
insan, gerçekleştirmek istediği amaçlarına, hedeflerine ulaşmada başarılı da
olabilir, başarısız da. Başarılı olduğunda fıtri yeteneklerini keşfetmiş,
problemlerle başa çıkacak gücü bulmuş, hayatta bir denge oluşturmuş ve mutlu
olmuş olur. Başarmadığında ise, hayat yük hale gelir, dengesi bozulur, yaşayan
ölü durumuna düşer. Böylece mutsuz olur. İnsanı diğer canlılardan ayıran
özelliği hayatı anlamlı yaşamasıdır. Keşke dememek için, yarın çok geç olmaması
için insan ayağa kalkıp değerlerini eyleme geçirmelidir.
AD-SOYAD: Sümeyra YAKIŞIKLI ÖĞR.
NU.:18071592 TARİH: 17.01.2021
8. “Yaşamak” ne
demektir? (250 kelime)
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Teori: Yaşamak insanın kendini keşfetmesi,
değer verdiği şeyler üzerine hayatını sürdürmesi, onlar üzerine çalışması
çabalamasıdır. İnsan yaşarken tek başına değildir çevresiyle bir bütün
halindedir kendi yaşamını sürdürürken etrafının da iyi ya da kötü etkisine
maruz kalmaktadır. Yaşamımızı doğru yada yanlış tercihlerle sürdürürüz.
Pratik: Örneğin; ben nasıl bir insanım iyi
miyim? Kötü müyüm? Diye düşünen bir insan karara varır bu karardan sonra acaba
ben yaşamımı nasıl anlamlı hale getirebilirim diye düşünür bunun için nerden
faydalanmam lazım der bu noktada kendisine kaynak olarak birçok şey bulur ve
Kur’an’ı Kerim’i de bu noktada okuyup anlamaya çalışır bunun devamında
Peygamber (sav.)’in de hayatında çok önemli olduğunu da kavrar. Bunun akabinde
insan ben iyi bir insansam Allah’a layık bir kul olmalıyım der. İnsanlara iyi
davranır, hayvanlara iyi davranır çevresine zarar vermez, kimsenin kalbini
kırmamaya özen gösterir. Bu kişi etrafında kötü şeylerle karşılaştığında bunun
doğru ya da yanlışlığını yine Kur’an’dan, sünnetten hareketle ve aklıyla
farkında olur.
Ve bunlarla beraber tercihlerde bulunur,
örneğin mesleğini seçerken doktor olmak ister insanları iyileşmelerine yardımcı
olarak iyilikte bulunabilirim der ve hayatını anlamlandırır yada bir öğretmen
olur daha çok kişiye ulaşır veya bir kasap olur insanlara helal et satar, marangoz
olur sağlam mobilyalar inşa eder, manav olur en iyi en kaliteli ürünleri
insanlara satar, mühendis olur vatanına milletine en iyi işler yapmayı planlar…
Baba olan birey ailesine helalinden ekmek getirmek ister hayatını bu şekilde
yaşar, anneler çocuklarına eşine en iyi şekilde nasıl faydalı olurum der her
ihtiyaçlarında onlara yardımcı olur, en temiz kıyafetleri giydirir en leziz
yemekleri yemelerini sağlar. İşte insanın yaşaması böyledir.
“Yaşamak” ne demektir?
(250 kelime)
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Canlılığını, hayatını sürdürmek,
sağ olmak., Varlığını sürdürmek,oturmak, eğleşmek, geçinmek, herhangi bir
durumda bulunmak veya olmak, Sürmek, devam etmek, varlık, endişesiz, hoş vakit
geçirmek, keyif sürmek, keyfi yerine gelmek, mutlu olmak, işleri yolunda olmak,
Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla özdeşleşmek, duymak, hissetmek, Görüp
geçirmek, başından geçmek, gibi bir çok anlama gelen yaşamak, insanın yaratılış
gayesini unutmadan Allah’ın ona yüklediği kulluğun sorumluluklarını yerine
getirerek bu dünyada ki ruh ve bedenden
oluşan birlikteliğin sona ermesine kadar varlığını sürdürmek, ve ahrette ise
kendisini ruhen sonsuz bir hayatın beklediğini bilmek ve o sonsuz hayata
yolculuğa başladığında bu dünyadaki yolculuğunun tamama ermesidir. Örnek olarak
ben şuan bu yazıyı yazarken bu dünya hayatındayım ve nefes alıp verirken ahiret
yolculuğumun nezaman başlayacağını bilmediğim için bu dünyada devam edecek olan
hayatımın devamını düşünerek ödev yapmaktayım ve yaşamımı daha güzel hale
getirebilmek için teori olarak bazı düşüncelerim var ve bu düşüncelerimi pratiğe
geçirmek için de okulumu bitirmek ilk düşüncem olduğundan teoride olanları
sırasıyla şuan ödevimi yaparken pratiğe nasıl geçiriyorsam diğerlerini de
sırası geldikçe pratiğe geçirmenin gayretinde olacağım ve ben bu dünyada
yaşadığım sürece bu teori pratik ilişkisi yaşamımda var olacak.
Eda Nur Çelik/18070064/İLH205-B
8. “Yaşamak” ne demektir? (250 kelime)
Yaşamak canlılığını sürdürmek,var olmak, faaliyet demektir.Yaşamak kimine göre çok çalışıp zengin olmak, güçlü olmak, kimine göre ölmeden önce hayallerini gerçekleştirmek, kimine göre vatanını himaye etmek, kimine göre ise yaşamın anlamını aramaya çalışarak özünü bulmak ve Allah’a ibadet edip hakikati yani ölümü beklemektir.
İnsanların bazısı neden var olmadığını bilmeyip, sorgulamadan yaşar. Dünyadaki gelip geçici heveslere kaptırırlar kendilerini. Niçin var olduklarını sorgulamaz, oradan oraya savrulurlar. Hayatın anlamını anlayamazlar ve bu sayede hayat onlara bir yük gibi gelir.Anlık haz arayışlarına yönelip en kötüsü de her şeyden vazgeçerler.İnsanların bazısı ise bu sorumluluğunun farkındadır ve buna göre yaşar.Neden var olduğunu sorgular, hayatın anlamını anlamaya çalışır.Bunun sonucunda da fıtrî yeteneklerini keşfetmiş,bu sayede de hayatın problemleriyle başa çıkabilecek bir yetenek kazanmış ve mutlu olmuş olur.Yüce Kur’an’da bizlerden bunu istemektedir.Onu okuyarak, düşünerek ve bunu tatbik ederek yaşamamızı ister bizden.Hayatın anlamını, niçin varolduğumuzu anlayarak, özünü bulmasını varolma bilincinin farkına varmasını istemektedir.
Yaşadığımız dünyada pek çok zorluk ve kötülük vardır.Bunlara katlanabilmek, sabırla dimdik durabilmektir yaşamak. Her daim şükretmeyi bilebilmek, Allah’ın her daim bizlerle olduğu bilincinde olabilmek,O’nun bizlere karşı beslediği karşılıksız sevgiye karşılık verebilmektir. Paylaşabilmek, merhamet gösterebilmek,sevebilmektir.Öncelikle kendisine sonrasında da çevreye karşı sorumluluklarımızın bilinciyle hareket edebilmektir yaşamak.Bir gün bu dünyadan ayrılacağımızın farkında olmaktır.
Netice olarak Yaşamak, düşünmek, anlamlandırmak, özünü bulmak, duygu düşünce ve davranışlarla hayatı kucaklamak ve varolma bilincinin farkına varmaktır.
“Yaşamak” ne demektir? (250 kelime)
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER
ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Bir söz vardır:
şikayet ettiğiniz hayat belki de başkasının hayalidir. Her daim Allah’ a
şükretmeliyiz. Bu tende bu nefesi verdiği için. Bu hayatı gerçek manada yaşamak
istiyorsak Allah için yaşamalıyız. Hakkını vererek yaşamalıyız. Menfaat uğruna
veya çıkar uğruna yaşamamalıyız. Kendi benliğinden vazgeçmemeliyiz. Yaşamak
annenin karnına düştüğün ilk günden beri başlar. Doğarsın ortalığa bakınırsın
fakat bir şeycikler anlayamazsın. Sonra
büyürsün yavaş yavaş bir şeylerin farkına varmaya çalışırsın. Hayatı
anlamlandırmaya çalışırsın. Ben niçin yaşıyorum dersin. Belki de büyüdüğümüzde
çekeceğimiz acının ağlamasını bebekken ağlayarak kapatıyoruz. Artık bir süre
sonra okul hayatı başlar. Bitmeyen dersler sınavlar ödevler. Onların telaşesine
kapılmış ve bir bakmışız ki kocaman bir adam olmuşuz. Hayatımıza artık birileri
girmeye başlamıştır. Ona saygı ve sevgi duyarız. Daha da önemlisi sıcak bir
yuva kurarız. Aslında hayat kısır bir döngüdür.
Doğar-büyür-gelişir-evlenir ve çocuğumuz olur ve bu evreni bir sonraki
nesle aktarılır aynı veya farklı bir yaşam mücadelesi verilir. Hayatta kalmak
ve savaşmak için. Ve bu böyle devam ediyor. Her zaman doğrunun peşinde
olmalıyız. Doğruyu savunmalı ve doğru işler yapmalıyız. Hayatı keyfince
yaşamalıyız. Bir cümle: carpe diem yani
anı yaşamalıyız. Nerde yüzümüz gülüyorsa orda çiçek açmalıyız.
KÜBRA NUR ŞAHİN
18070203/B
8.“Yaşamak”
ne demektir? (250 kelime)
Yaşamak kelimesinin ne olduğunu anlamak için önce ne
olmadığını anlamak gerekiyor.
Yaşamak tüm gününü sosyal medyada harcamak değildir.
Yaşamak gençliğini dizilerde, filmlerde, oyunlarda
harcamak değildir.
Yaşmak tüm gününü alışveriş merkezlerinde, kafelerde
öldürmek değildir.
Yaşamak arzuları için yaşamak değildir.
Yaşamak plansız, düzensiz, kafanın estiği yönde
hareket etmek değildir.
Yaşamak canlı, hareketli, dinamik olmaktır. Demek ki
yaşamak için bir karpuza benzemememiz gerekiyor. Günümüzün çoğunu uyuyarak,
yatarak değil de dinamik, hareketli olmak yaşama değer kazandırır.
Yaşamak dolu dolu nefes almaktır. Yaşamak
sorumluluktur. Yaşamak her anının geri gelmeyeceğinin farkına vararak santim
santim her dakikanın değerini vererek yaşamaktır. Çocukluğun, gençliğinin,
yetişkinliğinin, yaşlılığın yani her dönemin hakkını vererek nefes almaktır.
Yaşamak uzun veya kısa bir yolculuktur. Herkesin varacağı
nokta aynı olsa da yolculuk süresi kişiden kişiye değişir. Kimisi yolculuğun
her dakikasını değerlendirir. Arada hata yapsa da yolun değerini bilmeyi her
dakikasının tadını çıkartmayı bilir. Kimisi ise yolun nasıl geçtiğini
anlayamaz. O kadar boş bir yolculuktur ki ne zaman yola çıktığını yolun
neresinin hatalarla dolu olduğunu bile anlayamaz. Yolun sonunda yolculuğun boşluk
içerisinde geçirmiş olmanın pişmanlığı düşer.
Yaşamak aynı zamanda görmek demektir. Bakmak değil
görmek etrafımızda olup biten her şeyi görmek farkına varmak. Bakmak gözün
gerçekleştirdiği bir eylem iken görmek kalp ve beynin ortaklaşa yürüttüğü bir
eylemdir. Bakmak eylem, görmek ise düşünceyi ifade eder. Bakmak bir
göz hareketi, görmek ise bir şuur faaliyeti…Bakmak bir oluş, görmek ise fark
etmek! O yüzden hayata bakmak yerine hayatı görmeye çalışması gerekir insanın.
Zamanın içinde yaşananlara tanıklık etmek, yön vermek; mutluluğu, hüznü,
heyecanı, sabrı, beklemeyi, koşmayı her durumu olması gerektiği gibi yaşamak.
Merve Aslanhan 18070032 İLH-205 B Tefsir II
Teori: yaşamak anlamak demektir. İnsan kendi kendisine yaşama
anlam katmıştır. İdealine uygun eylemler üreterek hayatı yaşamasıdır yaşamak.
Hayat yolunda yürümektir. Bireyin kendini kuşatan, dışındaki varlıklar âleminde
hayatın anlamını keşfetmesi, arayışı, anlaması ve gerçekleştirmesidir yaşamak.
Pratik: doğru demek insanlık için doğru, insanların amaç
ve hedefleri için doğru demektir. Bu hayatta biz doğru dediklerimizle varız ve
biziz. Biz mesela hak din İslam olduğuna inandığımız ve doğrusu bu olduğunu
bildiğimiz için yaşıyoruz. Bir inanç için yaşıyoruz.
AD-SOYAD: Sümeyra YAKIŞIKLI ÖĞR.
NU.:18071592 TARİH: 17.01.2021
8. “Yaşamak” ne
demektir? (250 kelime)
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Teori: Yaşamak insanın kendini keşfetmesi,
değer verdiği şeyler üzerine hayatını sürdürmesi, onlar üzerine çalışması
çabalamasıdır. İnsan yaşarken tek başına değildir çevresiyle bir bütün
halindedir kendi yaşamını sürdürürken etrafının da iyi ya da kötü etkisine
maruz kalmaktadır. Yaşamımızı doğru yada yanlış tercihlerle sürdürürüz.
Pratik: Örneğin; ben nasıl bir insanım iyi
miyim? Kötü müyüm? Diye düşünen bir insan karara varır bu karardan sonra acaba
ben yaşamımı nasıl anlamlı hale getirebilirim diye düşünür bunun için nerden
faydalanmam lazım der bu noktada kendisine kaynak olarak birçok şey bulur ve
Kur’an’ı Kerim’i de bu noktada okuyup anlamaya çalışır bunun devamında
Peygamber (sav.)’in de hayatında çok önemli olduğunu da kavrar. Bunun akabinde
insan ben iyi bir insansam Allah’a layık bir kul olmalıyım der. İnsanlara iyi
davranır, hayvanlara iyi davranır çevresine zarar vermez, kimsenin kalbini
kırmamaya özen gösterir. Bu kişi etrafında kötü şeylerle karşılaştığında bunun
doğru ya da yanlışlığını yine Kur’an’dan, sünnetten hareketle ve aklıyla
farkında olur.
Ve bunlarla beraber tercihlerde bulunur,
örneğin mesleğini seçerken doktor olmak ister insanları iyileşmelerine yardımcı
olarak iyilikte bulunabilirim der ve hayatını anlamlandırır yada bir öğretmen
olur daha çok kişiye ulaşır veya bir kasap olur insanlara helal et satar, marangoz
olur sağlam mobilyalar inşa eder, manav olur en iyi en kaliteli ürünleri
insanlara satar, mühendis olur vatanına milletine en iyi işler yapmayı planlar…
Baba olan birey ailesine helalinden ekmek getirmek ister hayatını bu şekilde
yaşar, anneler çocuklarına eşine en iyi şekilde nasıl faydalı olurum der her
ihtiyaçlarında onlara yardımcı olur, en temiz kıyafetleri giydirir en leziz
yemekleri yemelerini sağlar. İşte insanın yaşaması böyledir.
Merve Aslanhan 18070032 İLH-205 B Tefsir II
Teori: yaşamak anlamak demektir. İnsan kendi kendisine yaşama
anlam katmıştır. İdealine uygun eylemler üreterek hayatı yaşamasıdır yaşamak.
Hayat yolunda yürümektir. Bireyin kendini kuşatan, dışındaki varlıklar âleminde
hayatın anlamını keşfetmesi, arayışı, anlaması ve gerçekleştirmesidir yaşamak.
Pratik: doğru demek insanlık için doğru, insanların amaç
ve hedefleri için doğru demektir. Bu hayatta biz doğru dediklerimizle varız ve
biziz. Biz mesela hak din İslam olduğuna inandığımız ve doğrusu bu olduğunu
bildiğimiz için yaşıyoruz. Bir inanç için yaşıyoruz.