20922776 – ESRA USTA
DOKTORA BAHAR DÖNEMİ
Selma Ömür
20922730
Doktora Öğrencisi
Soru:
hastane kapısında kendisinden yaşça büyük bir insana çarpıp geçen bir kızın
durumunu nasıl izah edersiniz?
Cevap:
İnsanın eylemlerini yöneten üç değer vardır. Yüksek değerler, araç (vasıta)
değerler, alışılan değerler. Hayatımıza yön verirken hangi değerleri ön plana
çıkarıp şahsiyetimizi oluşturduğumuza göre davranışlarımız şekillenir. Yüksek değerlere göre şekillendirirsek saygı
çerçevesi de güçlü olur. Bu da kimseye zarar vermeyen bir kişi haline getirir
bizi. Şayet alışılmış değerlere (moda, zevk, alışkanlık…) ya da araç değerlere
(çıkar, hased…) göre şekillendirmişsek kendimizi aynı sorudaki genç kızın yaptığı
gibi kıymetimiz de kendimize dönüktür. Dış dünyaya zarar verdiğimizin bir önemi
yoktur.
(Kur’an Nedir, 43-47
sayfalar arası)
Fatih BUBA
20922736 Bahar
2021
Küçük sınav: Kur’an Nedir?
İlk 70 sayfaya bağlı olarak bir soru
Soru: İki genç
kız kendisine saygı duymaları gereken bir büyüklerine onu yok sayarcasına yol
vermeyip hızlıca geçtiler. Kur’an Nedir eseri açısından değerlendirme.
Sorudaki
örnekte birkaç karakter bulunmaktadır: 2 genç kız, saygın bir insan ve
etraflarında başka soru(n)ları olan insanlar. İki genç niçin bu davranışta
bulundukları farklı şekillerde anlaşılabilir.
İlk
olarak bu olay, insanın anlam arayışının nasıl gerçekleşeceği kategorisinde ele
alınabilir. Ayrıca ve buna bağlı olarak Din, kültür, gelenek bilgilerinin
sunduğu ideallerin uygulanış biçimiyle alakalıdır. Eğer meçhul bir durum yoksa
iki kızın değerler sistemlerinin karışmış olması söz konusudur. Bu karışıklık
araç ve alışılan değerlerin olmaları gerektiği sıralarda olmamalarıyla
ilgilidir. Bugün medya ve tarihi süreçte yeniden düzenlenmiş kapitalist sistem,
insanların kendi önceliklerine önem vermelerini teşvik etmektedir. Dolayısıyla
insan ne yaparsa mutlu olmalıdır ve hakkını asla yedirmemelidir. İrade
(kavramsal olarak içi boşaltılmış versiyonu) olarak sağlamlığın ve üstünlüğün
övüldüğü, zamanın nakit olduğunu görmekteyiz. Bunu farklı medya ve dizilerde de
görmek mümkündür. Sertlik ve öne çıkma, kandırılmama ve sempatikliğin
enayilikle eş değer görüldüğü için yerilmesi konu edilen davranışlar
içerisindedir. Bu durumlar alışılmış davranışlara sebebiyet verebilmektedir. Bu
minvalde kaygısızlık ve nihilizmde yeni nesil filim kahramanları ve model
alınan ünlülerde karizmatik unsur olarak örnek gösterilir. Halbuki çarpık
olmayan bir değer sisteminde örnek alınanlar bambaşkadırlar.
İkinci
bir sebep bilgi eksikliği olarak gösterilebilir. Bu elbette önceki sebeple
yakından ilişkilidir. Bu da belirli bir amacın veya doğru bir amacın
olmamasıyla açıklanabilir (bu kısım kitapta anlam arayışı serüveni kısmında ele
alınmaktadır). Yine bu durumda oku-düşün-anla-yaşa prensibinin uygulanmasında
eksiklikler olduğunu gösterir. İki genç kızın davranışlarında benzer bir husus
kişilerin kişisel, eğitim ve ailevi durumlarının sebep olmasının yanında,
ülkemizdeki hastanelere ilişkin tasavvurlar ve ön yargılar etkin olmuş
olabilir. Halbuki insanı etkileyen bilgilerin bazı bilinen olaylarla
sınırlandırılması her zaman doğru bir davranış biçimi olmayabilir. Hastanelerde
sıraya riayet etmeme gibi durumlar toplumda alışılmış davranışlara sebebiyet
verebilir. Bu zihniyete göre ve özsaygılarına (?!) bağlı olarak karşıdan saygın
bir insan gelirse o daha kıymetli değildir(?!).
Büyüklerimize
verilen kıymet, sevgi ve saygıya gelince Din ve yüksek değerler insanın
zihninde temel bir konuma sahip değilse onlara yönelik saygıda birtakım
arızalar söz konusu olabilir. Sevgi, vefa gibi duygu-davranışlar temel olması
gerekirken menfaat ve rahat gibi değerler öne çıkarsa, insan egoist ve
egosantrik bir varlığa dönüşmesi an meselesidir. Bu da ona lütfedilenlerin
değerini bilmeyip büyük bir şey kaçırmasına sebep olur.
Mehmet Akif ÖZDEMİR
Öğrenci numarası: 20922777
Kur’an Nedir kitabındaki ödevimiz:
Hocamızın anlattığı olayın izahının s. 59’da
geçtiğini düşünüyorum.
“Eğer kişi fıtratına yabancılaşmışsa, insan olarak yapısal imkanlarını
köreltme, onlara ters düşme gibi, bir yaşantı içindeyse ne olacaktır. Öncelikle
bu kişi yukarıda anlatılan “insan olma” imkanlarından kendini mahrum etmiş
demektir. İnsani ilişkilerinde bu “değerleri ve anlamları”, “anlamsız ve
değersiz” görecektir. Hayatını anlamlandırmadaki ana amaçlarını fıtratıyla
uyumlu olan bu tip bilgiler oluşturmayacaktır.
Kur’an Nedir kitabından anladığım kadarıyla,
âdâb-ı mu’âşeret değerlerini “anlamsız ve değersiz” kılan sözkonusu gençlerin
tavrı, kendilerini mahrum ettiklerini ifade eder, kendi “özgü kültüründen”,
kendilerinden öncekilerin “hayat tecrübeleri”nden kendilerini mahrum etmişler
demektir.
İnsanın fıtratına uygun davranması, tek başına
gerçekleştirebileceği bir şey değildir. Ben merkezli kültür bunu engel
çekmektedir. Ancak, bir “örnek insan” vasıtasıyla kendine özgü özüne dönmesi
mümkün olabilir.
Atiye AKBAŞ
20922775
Sayfa 51. 'İnsan Eylemlerini Yöneten Değerlerin Hayata Katılmasının Sonuçları Nedir?' başlığı altında değerlendirilebilir. Eylemlerine anlam atfeden ve doğru ve değerli davranışta bulunma derdinde olan kişinin gösterebileceği hassasiyetin görülememesi, kişinin bütününü ve hayat şartlarını değerlendirmeden anlık bir kesit değerlendirmesi yapmak ve bir sonuca ulaşmak istendiğinde ya yeterince anlam ve değerin o kişide bulunmamasına ya da davranışlarıyla değerleri arasındaki bağın zayıf oluşu sonucuna işaret etmektedir.