ÖDEV 3
KUR’ÂN NEDİR’E GÖRE NUH SÛRESİ’NİN
YORUMUNU YAZARMISINIZ?
NUH SÛRESİ HAKKINDA:
Mekke’de inmiştir. 28 ayettir. Adını konusundan
almaktadır. Hem mushaftaki hem de nüzûl sırasına göre 71. Sûredir. Nahl
suresinden sonra, İbrâhim suresinden önce inmiştir.
Surenin ana konuları:
-
Nuh peygamberin mücadeleleri.
-
Nuh tufanı.
-
Hz. Nuh’un kavmini uyarma süreçleri.
-
Tevhid inancına davet, Allah’a karşı saygılı olma ve
risâletini benimseyerek Hz. Nûh’a itaat etme.
Sûrenin
içeriğini iki bölüm olarak incelersek:
Birinci bölüm (1-20. Ayetler), Hz. Nûh’un kavmine
peygamber olarak gönderildiğini ve kendilerine elem verici bir azap gelmeden
onları uyarmakla görevlendirildiğini ifade eden âyetle başlar. Ardından Nûh’un
kavmine hitap tarzına temas edilerek onları putlara değil Allah’a kulluk
etmeye, O’na saygılı olmaya ve kendi nübüvvetini benimseyip yanında yer almaya
çağırdığı belirtilir. Bu yola girdikleri takdirde Cenâb-ı Hakk’ın mağfiretine
mazhar olup O’nun belirlediği zamana kadar varlıklarını sürdürebilecekleri
bildirilir. Nûh’un hak dine davet şekli kendi dilinden aktarılır; onun bu
faaliyetini gece gündüz, gizli âşikâr her fırsatta tekrar ettiği, fakat
muhataplarının çağrıyı duymamak için kulaklarını tıkadıkları, Nûh’u görmemek ve
onunla karşılaşmamak için çeşitli çarelere başvurdukları ifade edilir. Bölümün
son kısmında Hz. Nûh’un muhataplarını etkilemek amacıyla yeni bir davet
girişiminde bulunduğu, bağışlanma istedikleri takdirde Allah’ın nihayetsiz lütüfkârlığına
mazhar olacakları, dünyada da mal ve evlât nimetlerine kavuşacaklarını haber
verdiği belirtilir.
İkinci bölümde (21-28. Ayetler), Hz. Nûh’un kavmi
hakkında rabbine olan şikâyetiyle başlar. Zira Nûh uzun yıllar kavmiyle
birlikte bulunarak kendilerini hakka çağırmış, fakat onların büyük çoğunluğu
servet ve taraftar sahibi inançsızların yanında yer almış, çeşitli hile ve
tuzaklar kurarak Nûh’u susturmak istemiş, putlara tapmayı sürdürmüş ve birçok
kişiyi hak yoldan saptırmıştır. Bölümün son âyetlerinde Hz. Nûh’un, ıslah
olmayacağı kanaatine vardığı bu insanların yok edilip nesillerinin
kurutulmasını Cenâb-ı Hak’tan talep ettiği, bunun üzerine onların suda
boğulduğu ifade edilir. Sûre Hz. Nûh’un kendisinin, anne ve babasının, aile
fertlerinden mümin olanların ve kadın erkek bütün müminlerin bağışlanmasını,
zalimlerin ise yok edilmesini istediği bir dua ile son bulur.
Çıkarılacak Güncel
Değerler:
-Allah’ın gönderdiği uyarıcıya uymayıp kendi
bildiğimizi okursak; kötü durumlarla (helâk olmak gibi) karşılaşabiliriz.
-Yüce Allah’a ortak koşmamalıyız aksi takdirde
cehennem azabıyla karşılaşırız.
Kur’ân Nedir Kitabına Göre:
Kur’ân insanın
hayatını anlamlandıran bir kitaptır, insanlara yol gösterir. İnsan anlam
arayışında Kur’ân’a bakarsa birçok çözüm yolu olduğunu görür.
Hayatımızı
anlamlandırmak için hayatını Kur’ân ahlakıyla ahlaklandıranları (başta
peygamberleri, yüksek ahlakî değerlere sahip olanları) örnek almalıyız. Nuh
suresinde de Hz. Nuh’un kavmine yol gösterdiğini; kavminin ise onu örnek
almayıp hayatlarını anlamlandıramadıklarını görüyoruz.
İnsan kâmil
insan olmak için arayış içindedir. Allah “Kurân’da insana oku, düşün, anla,
yaşa diyerek insanın anlam arayışını bulmasına yardımcı olur.” Nuh kavmi bunun
inceliğini kavrayamadıkları için helak olmuş, anlam arayışlarında boşluğa düşen
topluluklardan olmuştur. Kişi, Allah’a karşı sorumlu olduğunun bilincinde
olursa hayatını anlamlandırır, yapıp etmelerine yön verir. Bizler bunun
bilincinde olmalıyız.
Nuh Suresinin
Yorumu
Kur’an, insanlığa yüksek ahlaki değerleri
gösteren vahy mahsulü bir kitaptır. İnsanın hayatını anlamlandırır ve insana
hayat verir. Allah Kur’an ile insanın Allah ile olan ilişkisini, insan-insan,
insan-toplum, insan-evren ilişkisini nasıl olacağı ile ilgili ilkeler sunar.
Ancak bu ilkeler bilinmezse veya bu ilkelere uyulmazsa insan kendisi bu
ilişkileri düzenleyen ilkeler koyar. Ancak insan zaaflı yaratılmış, sınırlı bir
varlık olması dolayısıyla herkesi kuşatıcı, adaleti gerçekleştirici ilkeleri
belirleyemez. Bundan dolayı yüce Allah insanlara rehberlik etmesi amacıyla
kitaplar ve peygamberler göndermiştir. Yani Kur’an insanın hayatını
anlamlandırmak için gönderilmiş bir hidayet rehberidir.
Kur’an geçmiş toplumların kıssalarından
bahseder. Bu kıssaları anlatmasının sebebi tarihsel olayları saptamak değildir.
Asıl sebep, insana öğüt vermeyi amaçlar. Böylece insana, hayatını
anlamlandırmada ve hayatına yön vermede vahye uymazsa sonunun ne olacağını
kıssalar vasıtasıyla anlatır, onların şahsında somut bir şekilde gösterir.
Çünkü Kur’an, insanın hayatını anlamlandırarak fıtratını gerçekleştirmesi ve
kişinin mutlu olmasını sağlamak için gönderilmiştir.
Nuh suresinde de Nuh peygamberin kavmiyle
olan mücadelesinden bahseder. Nuh peygamber, kavmini tevhide, Allah’a kulluğa
davet eder. Ayrıca Nuh peygamberin bu tebliğde kullandığı yöntemden bahseder.
Ancak kavmi bu daveti kabul etmez ve onu yalanlarlar. Surenin sonunda Nuh
peygamber kendisi ve müminler için dua eder. Bunun sonucunda Nuh kavmi Allah’a
iman etmediği için Nuh tufanı gerçekleşir. Bu yüce Allah’ın Nuh peygamberden
beri gelen sünnetidir. Aynı yolu izleyenler aynı akıbeti paylaşırlar.
Surede Nuh peygamberin tebliğ esnasında
izlediği yöntemden bahseder ve bu mücadele esnasında gösterdiği sabır Hz.
Muhammed’e bir örnek aynı zamanda onun için bir teselli olarak sunulur.
Filiz
Kılıç
18071560
Tefsir2
B şubesi
Kuran vahiy
mahsülüdür. Rabbimiz tarafından bize gönderilen vahyin mesajlarını okumalı
üzerinde düşünmeli, idrak etmeli anlamalı ve hayatımıza tatbik etmeli yani
yaşamalıyız. Nuh suresi de bizlere tevekkül ettirici ve sonrasında hayatımıza
katacağımız birçok ibreti kendisinde barındırır. Hz. Nuh kavmine azap gelmeden önce uyarıcı
olarak gönderilmiş Allah’a kulluk ve
itaatin gerekliliğini tebliğ etmiştir. Ancak onun kavmini hakka daveti karşılık
bulamamış kavminin kaçışını ve kibrini arttırmıştır. Buna rağmen Hz. Nuh tebliğini açık ve gizli birçok yoldan sürdürmeye devam etmiştir. Kavmine
Allah’ın nimetlerini hatırlatarak türlü evreler sonucu yaratıldığımızı ifade etmiş ve bununla Rabbimize karşı olan minnet ve şükür duygumuzun gerekliliğini
ve Rabbimiz’in büyüklüğünü vurgulamıştır. Ayette belirtilen ‘’Allah sizi yerden
bitirip yetiştirmiştir. Sonra sizi yine oraya döndürecek ve yeniden
çıkaracaktır.’’ ifadesi insanın yaratılışını ve uhrevi sorumluluğunu hatırlatır.
Toplumun ileri gelenleri Hz. Nuh'un tebliğine karşı toplumu yoldan çıkarmaya
devam etmişler ve başarmışlardır da günümüzde de hakkın karşısında sapkınlığa ve
inkara götüren insanların yanında heves ve arzularımız, maddi kazançlar vb gibi etkenler de sıralanabilir. En sonunda Nuh kavmi tufan da boğularak bu dünyada çektikleri
cezanın yanında ahirette de cehenneme düçar olmuşlardır. Böylece putlara tapan
her kavim uyarılmıştır. Hz. Nuh gelecek
nesillerin kurtuluşu için inkarcılara beddua ederken mümin erkek ve kadınlar
için bağışlanma dilemiştir. Bu duanın kıyamete kadar geçerliliğinin idrakinde
olmalı ve bağışlanma dilenen kullardan olma yolunda çabalamalıyız.
KURAN NEDİR’E GÖRE
NUH SURESİ
Nuh suresi Mekke döneminde inmiştir. Bu nedenle Mekki surelerde
görüldüğü üzere iman konularını içermektedir. Bununla birlikte ismini de almış
olduğu, Hz. Nuh’un kavmiyle yaşadığı olaylar, onlarla olan mücadelesi ve Nuh
tufanı gibi konuları içermektedir. Hz. Nuh Allah-u Teala dan gelen emir üzerine
kavmini şu konularda uyarmaktadır
1) Allah’a kulluk edin ve karşı gelmekten sakının
2) Bana itaat edin
Bunlar yerine getirilmediği takdirde azapla uyarılmışlardır.
Hz. Nuh Rabbinden gelen bu emirle sürekli kavmini uyarmış ama, belirtildiği üzere
kavmi sürekli kulaklarını kapatıp bu uyarıları umursamamışlar ve bir büyüklük içerisinde
olmuşlardır. Bundan sonra Allah’ ın alemi yaratmasına dair anlatım söz konusudur.
Yedi göğün yaratılışı , güneş ve ay, bitkiler ve insanın bu şekilde yerden
yetiştirildiği ve yeniden diriltilecek olması. Hz. Nuh bu davetine uymayan
kavminin kendisine karşı geldiğini, hile ve tuzak içerisinde olduklarını ifade
etmektedir. Bu yaptıkları nedeniyle kendilerine büyük bir tufan gelerek helak
olmuşlardır. Surenin son kısmında ise Hz. Nuh’ un duasını görmekteyiz. Bu duada
Hz. Nuh yeryüzünde bulunan kafirlerden kimsenin bırakılmamasını ve kendisi anne
ve babasını, iman etmiş olarak evine giren kadın ve erkeklerin bağışlanmasını
ve zalimlerin de helakinin artmasını niyaz etmiştir.
Hz. Nuh ‘ un tevhit mesajına ve mücadelesine dair yine Kuran-ı
Kerim’ in farklı surelerinde anlatımlar bulunmaktadır. Bu surede ise konu
tamamen Hz. Nuh ve kavmi ile olan mücadelesidir. Hz. Nuh kavmini uzun bir süre
ve sürekli olarak uyarsa da onlar şirk ve bozgunculuğa devam etmişler bu davete
hiç kulak vermemişler ve helake uğramışlardır. İnsanları, gönderdiği
peygamberler ve vahiyle sürekli uyaran Rabbimizin, uyarılarına kulak vermeli,
emir ve yasaklarına uymalıyız kurtuluş ancak bununla mümkündür.
Avni Can Özkan / 19070185 / Tefsir 2 B şubesi
Nuh Suresi, Nuh peygamberin davetindeki süreçleri anlatır. Bu süreçleri Kur'an Nedir? Kitabına göre yorumlayalım.
İlk öncelikle Kur'an-ı Kerim insandan; okunmasını, üzerinde düşünülmesini, anlaşılmasını ve ihlasla fikri ve ameli/düşünsel ve edimsel açıklanmasını istemekle ve okuyucularını/muhataplarını buna teşvik etmekle anılan amacın gerçekleşmesini bizzat desteklemektedir(s.13). Hz. Nuh'un davetindeki süreçlerde yaşadığı zorluklar gerek ailesi gerekse kavmiyle olan ilişkisine bakıp geçmişte ve günümüzde de bu süreçlerin izlerine rastladığımızı görebilmekteyiz. Kur'an-ı Kerim'in hayatın, reel olanın, bizzat yaşadığımızın değişen safhalarını yönetme kabiliyetine sahip ve ‘'her asra hitap edecek'' yeterlikte yegane semavi kitap olduğu(s.13) sonucuna varabilmekteyiz. Hz. Nuh'da diğer peygamberler gibi vahyin ışığında biz insanların yüklendiği emanetin bilince varıp Allah'a karşı sorumluluklarımızı hatırlatmak ve beşerden insan olma sürecinde doğruyu, iyiyi,güzeli bulma noktasında yardımcı
olmak gayretinde bulunmuştur. Nuh Suresinde geçen olaylar ve sonucunda görüyoruz ki Kur'an bütün özellikleri ile insanın hayatını anlamlandıran, insana hayat veren bir kitaptır(s.105).
Nuh Suresinden çıkardığım sonuç:
Öğütlere kulak verip gereğini yerine getirirsek Allah'ın rahmetiyle, getirmezsek ise Allah'ın Celal sıfatıyla muamele göreceğiz. Biz Allah'ın verdiği imkanlar doğrultusunda üstümüze düşen görevi yerine getirip sonucu Allah'a bırakacağız. Hidayet yalnızca Allah'dandır. İmtihanların ağır geldiği süreçlerde ise yaşadığımız durumun sadece bize has olmadığını geçmişte de böyle olayların yer aldığını ve nasıl davranmamız gerektiği noktasında bize rehber olması için Kur'an-ı Kerim'den yardım alacağız. Sad Suresi 29. ayette de belirtildiği üzere:
‘'Bir kitab ki indirdik, çok mübarek, ayetlerini düşünsünler ve ibret alsın temiz özlüler.''
Temiz özlülerden olmak duası ile..
Nuh suresi mushafta 71. sure olup 28 ayettir. Surede Hz. Nuh'un bir kavmi ikaz etmesi için gönderilmesi anlatılmaktadır. Kuran-i Kerim insanlığa yüksek ahlaki değerleri öğretmek amacıyla vahiy yoluyla gönderilen yüce bir kitaptır. Normal bir kitap gibi 2 kapak arasında yazılı sayfalarının olmasının yanı sıra eşsiz ve benzersiz olup insan ürünü değil Allah kelamı olması, tek bir harfinin dahi asla değişmemesi ve değişmeyecek olması gibi özellikler bakımından normal kitaplardan çok daha üstündür. Kuran insanlara hayata dair anlam kazandırır. Zifiri karanlık olan yaşamı rengarenk bir gökkuşağı yahut masmavi bir gök edasında canlandırır. Afaki ve anlamsız bir hayata karşı insanlığa rehber olma niteliklidir. Lakin Kuran-i Kerimi rehber edinmek kolay değildir. Bunun için şartlar vardır. Zira düşünen akıl sahibi bir insan olmak, öğüt alabilme kabiliyetine sahip olmak, gerçeklere inanmak istemek, gayriihtiyari yaşanan bir hayata karşı anlamlı bir hayat yaşamayı dilemek bu şartlardan bazılarıdır. Örneğin Nuh suresinde anlatıldığı gibi Hz. Nuh'un defalarca kez uyarmasına karşılık o uyardıkça sapkınların sapkınlıklarının artması o da yetmezmiş gibi başkalarını da sapkınlıklarına sürüklemeleri bu şanlı kitaptan herkesin nasiplenemeyeceğini gösterir. Allah'ın onlara mal ve çocuk vermesi onları hidayete erdirmeye yetmedi. Çünkü verilen onca nimet gönülde olan en ufak bir anlam arayışı ve ahlakın yerini tutamazdı. Ne var ki bu olanlar tamamen onların özgür iradeleri ile seçtikleri bir yoldu. Onlar nefslerini de kendilerini de hadlerini de rablerini de bilmiyorlardı. Hakikat o dur ki tasavvuf ehlinin de dediği gibi:
Nefsini bilen kendini bilir, kendini bilen haddini bilir, haddini bilen Rabbini bilir.
Cenab-ı Hak bizleri haddini bilenlerden eylesin.
Nefsini bilen kendini bilir, kendini bilen haddini bilir, haddini bilen Rabbini bilir.
Cenab-ı Hak bizleri haddini bilenlerden eylesin.
ESRA KILIÇ 19070147
Kur'an Nedire göre Nuh suresinin yorumu;
Nuh suresinin içinde geçen konular; İman esasları, Nuh'un peygamberliği, inkârcılara karşı verilen mücadele, tufan konuları ve son olarak müminler için yapılan duayı içermektedir.
1-10 Ayetler; Biz Nuh'u * kendilerine can yakıcı bir azap gelmeden önce halkını uyar*... * ey kavmim şüphesiz ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım*... Allaha kulluk edin ve bana karşı gelmekten sakının ...
Allah bir kısım günahınızı bağışlasın ve size belirli bir vadeye kadar süre tanısın..* doğrusu be kavmimi gece gündüz hakka çağırdım.( afaki ayet)
Ayetlerde Kuran Nedirde söylendiği gibi, apaçık, gözle görülebilen somut alametler vardır. Misal, can yakıcı bir azap
1-10 arası ayetlerde hakka çağırış doğru olanı gösterme ve Allah'ın affedici olduğu vurgulanmaktadır.
11-12. ayetler; " Dileyin ki üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin" "Mallar ve oğullar vererek sizi desteklesin" (enfüsi ve afaki)
Ayetlerinde istenildiği ve inanıldığı sürece insanlara verilecek olanlardan ve Allahu Teâlâ'nın ne kadar büyük bir kudrete sahip olduğu vurgulanmıştır. Bu ayeti bir mucize ayeti sayıp surenin ise tamamından ibret almamız gerekir. Bu ayet âleme ait bir örnek niteliği taşıyabilir
13-14. Ayetler ,"N e oluyor size de Allah'ın büyüklüğünü hesaba katmıyorsunuz", " oysa o sizi türlü evrelerden geçirerek yaratmıştır." ( Alamet - delil- afaki ayete örnek)
15-20. Ayetler, " Görmüyor musunuz Allah yedi göğü birbiriyle nasıl uyumlu yaratmıştır?" , " Onların içinde ay bir ışık, güneşi ışık kaynağı yapmıştır." " Allah sizi yerden bitirip yetiştirmiştir.", " sonra sizi yine oraya döndürecek ve yeniden çıkaracaktır." " Allah yeryüzünü sizin için sergi gibi döşemiştir ki onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz ( mücize ve ibret alınması gereken ayetlere bir örnektir.)
21-28. ayetlerinde ise ibret almamız gerekir ve bu ayetler enfüsi ayetlere bir örnektir, insanların dünyevi hayattaki aldanmışlık ve müşrikler tarafından kandırılmaları söz konusudur.
MERAL BÖCEK/20070099
İLAHİYAT FAKÜLTESİ-TEFSİR II
2. SINIF
KUR’AN NEDİR’E GÖRE NUH SURESİNİN YORUMU
Nuh
Suresi Mekke döneminde inmiştir. Sure 28 ayetten oluşmaktadır. Nüzul ve tertip
sırasına göre 71. Suredir. Nahl Suresinden sonra, İbrahim Suresinden önce
inmiştir. Surede başlıca olarak, Nuh peygamberin mücadeleleri ve Nuh tufanı
konu edilmektedir. Sure adını konusundan almaktadır.
Kur’an
Nedir kitabına göre Nuh Suresini yorumlayacak olursam;
Kur’an
insanın hayatına anlamlandıran kitaptır. Kur’an insanın hayatına anlam vermek,
yön vermek için nazil olmuştur. Kur’an ile hayatımıza anlam vermek için de ilk
olarak onu okumalı, düşünmeli, anlamalı ve yaşamalıyız. Kur’an ile hayata anlam
vermek ancak bu şekilde mümkün olabilir.
Kur’an insana öğüt vermeyi gaye edinir. İnsanlara
öğüdü çeşitli yöntemler vasıtası ile vermektedir. Bu metotlardan biri de geçmiş
toplumların ve önceki peygamberlerin kıssalarını anlatmaktır. Bunu yaparken de amaçlarının
arasında insanların bu olaylardan ders çıkarmasını sağlamak, hayatını çıkardığı
bu dersler doğrultusunda Kur’an’ın ve Sünnetin çizdiği çerçevede yaşamasını
sağlamak yer almaktadır. İşte bu çerçevede Nuh Suresini okuduğumuzda surede yer
alan iman esaslarını okumalı, düşünmeli, anlamalı ve yaşamalıyız. Hayatımıza bu
esaslar ışığında anlam vermeye çalışmalıyız.
Kur’an’da tebliğ konusunda kavmiyle mücadelesine yer verilen peygamberlerin ilki Nuh aleyhisselamdır. Onun tebliği, inkarcılara karşı verdiği mücadele ve davetindeki süreçler etkin bir şekilde okunmalıdır. Bu etkin okumaya, verilen bu mücadelelerin nasıl verildiği, verilen mücadelenin mahiyetinin ne olduğu, mücadele verilen halkın başlıca karakterlerinin neler olduğu ve en nihayetinde yapılan çağrıya kulak vermeyen topluluğun sonunun nasıl olduğu düşünülerek başlanılabilir.
Bu etkin okuma faaliyeti ancak Surede geçen kavramları doğru anlamak ile mümkün olur. Surede kullanılan kelimelerin doğru anlaşılabilmesi için, kullanılan kelimelerin bir tek anlamının olmadığı, anlamın kelimenin öncesinde ve sonrasında gelen kelimelere göre farklı anlamlar kazanabileceği, kelimenin geldiği bağlamın anlamı etkileyeceği ve kelimenin içinde geçtiği cümlenin manayı etkilediği bilinmelidir.
Kur’an en temel konusu Tevhid’dir. Kur’an Allah’ın üstün olduğunu
ve Allah’ın tek gerçek varlık olduğunu vurulmaktadır. Nuh aleyhisselamın da
halkına tebliğ ettiği en başlıca konu budur.
Nuh suresi, Mekke döneminde nazil olan bir sure olup toplam 28 ayetten oluşmaktadır. Adını içeriğinden almaktadır. Muhtevasına baktığımızda ise, Hz. Nuh’un Allah’ın elçisi olarak görevlendirilmesi ve tebliğ faaliyetlerinden söz edildiği için sure bu isimle anılmıştır. Bu surede Nuh peygamberin kavmiyle olan mücadelesinden bahsedilmektedir. Surenin ana konularına baktığımızda ise, Nuh peygamberin mücadelesi, tufanı,kavmini uyarma süreçleri, tevhid inancına davet, Allah' a saygı ve Hz.Nuh'a itaat gibi konuların yer aldığını görüyoruz.
Kuran nedir kitabına göre Nuh suresini ele alacak olursak,Kuran-ı Kerim şüphesiz insanlığın en yüksek değere sahip olan, eşi ve benzeri olmayan, yaşamını ve ruhunu anlamlandıran ,sorularına ve sorunlarına cevap aradığı, hayatının merkezinde yer alan vahiy mahsulü ilahi bir kitaptır. Bu yüzden insanoğlu, Kuran'ın ahlakı ile ahlaklanmalı ve ahlaklandıranları yani bunlara vesile (örnek) ve yüksek ahlaki değerlere sahip olanları rehber edinmelidir.Aksi takdirde, Hz.Nuh peygamberin örneğinde olduğu gibi kavmine ışık ve yol gösterici olduğu halde, kavmi onu örnek almayıp hayatlarını ziyan ettiklerine şahit oluyoruz. Bunun sebebi Nuh kavminin dünya servetine boyun eğip, çok tanrılı inançtan ayrılmamak,inatçı ve kibirli olmak, ruhi yeteneklerini gerçeğe karşı kapalı tutmalarıdır. Bundan dolayı Allah'ü Teala kuran'da "Akletmez misiniz" şeklindeki uyarıları ile insanoğluna seslenerek aslında kıymetli hocam Ahmed Nedim Serinsu hocamın da zikrettiği üzere "Oku-Düşün-Anla-Yaşa(uygula)" bağlamında insanlığın kurtuluşuna vesile olacak bir çağrıda bulunmaktadır.Fakat Nuh kavmi buradaki inceliği idrak noktasında zayıf kaldığı için helak olmuş ve yitip giden topluluklardan biri haline gelmişlerdir.
Kuran-ı Kerim, insana, hayata, kainattaki tüm canlılara can veren ve rehberlik eden ilahi bir emirdir.Oysa ki, Nuh kavmine baktığımız vakit Kuran'ın yol göstericiliğinden hiçbir nasip almayışını aksine putlara tapındıklarına şahit oluyoruz, bu da gösteriyor ki, Hz. Nuh'un kavmine yol gösterdiği halde kavmi onu örnek almayıp putlara taparak onlara kulluk etmişlerdir.
Dolayısıyla, kişi Allah' a karşı görev ve sorumluluklarının bilincini kulluk şuuruyla farkındalığına ererse,hem dünya hayatı hem de uhrevi yaşantısı anlam kazanmış olur.Bu şuurda yaşayan insanlar olabilmek için Kuran ve sünneti esas almalı ve aynı zamanda anne baba rızasına riayet ederek yaşamına bir yön vermesi son derece önem arz etmektedir. Resullah'ın da buyurmuş olduğu gibi; Müminlerin kurtuluşu şu üç şeyledir:Nuh'un duası,İshak'ın duası ve Muhamed'in şefaatidir. Allah bizleri Celal sıfatıyla muamele ettiği kullarından eylemesin...
Dicle Yoldaş B Şubesi
Kıymetli Hocama Saygılarımla...
KUR’AN
NEDİR’E GÖRE NUH SURESİNİN YORUMU
GÜLSÜM
TEKELİ – 19070215 – 2. SINIF B ŞUBESİ
Mekki bir suredir. 28 ayettir. Hz. Nuh’un
mücadelesinden ve Nuh tufanından bahseder. İman esaslarına değinilir. Nuh
peygamber Kur’an’da mücadelesinin anlatıldığı ilk peygamberdir. Kavmin iman
etmeye yönelmeleri, eğer karşı gelmeye devam ederlerse helak olacakları
söylenmiştir. Hz. Nuh, kavmi için çok çabalamış, peygamberlik görevini yerine
getirmiştir lakin insanlar, Hz. Nuh’u dinlememiş ve inkâr etmeye devam
etmişlerdir. Hz. Nuh, insanları imana çağırmak için Allah’ın varlığını, gücünü
gösteren delillere dikkat çekmiş, insanın yaratılışını ve gelişimini örnek
vermiştir. Hz. Nuh tıpkı diğer peygamberler gibi direnişle karşı karşıya
kalmıştır. İşte bu direniş ve inkara devam, onları yok oluşa sürüklemiştir.
Bazı inkarcılar Nuh peygambere tuzaklar kurmuş, O’nu öldürmeye çalışmışlardır.
Zenginliklerini güç kabul etmişler ve bunun doğru yol olduğunu söylemişlerdir.
Aynı zamanda bu inkarcılar insanları da baskı ve zulümle kendi taraflarına
çekmiş ve onları da putperest yapmışlardır. Hz. Nuh kavmine beddua etmiş,
Allah’tan sapkınlıklarının artmasını değil, yaptıklarının başarısızlıkla
sonuçlanmasını niyaz etmiştir. Bu kavim tufanda helak olmuş ve ahirette
cehenneme gidecekleri bildirilmiştir. Putlara tapmaya devam edenlere uyarı
niteliğinde bir suredir. Hz. Nuh Allah’a inkarcıları sağ bırakmaması için ve
gelecek nesillerin kurtulması için dua etmiştir.
Beyza Sıkan, 19071567, İlahiyat Fakültesi, 2. Sınıf, B Şubesi
Kur'an Nedir'e göre insanın hayatı, tabiatı ve evreni anlamlandırması ancak Allah'ın (c.c.) vahyine uymakla mümkündür. Allah, insanların onlar için anlamlı ve onların fıtratına en uygun olan hayatı yaşayabilmeleri için onlara rehber olan Peygamberleri göndermiştir ve peygamberlere vahiy göndererek insanlarla konuşmuştur (Kur'an Nedir, s. 81). Nuh suresinde de aynı durum mevcuttur. Hz. Nuh, bir peygamber olarak insanları hakka davet ediyor ve onlara manevî değerleri tebliğ ediyor. Fakat onlar bu davete kulak asmayıp, kendilerine sahte değerler ve önderler ediniyorlar ve anlamı bunlarda arıyorlar (Kur'an Nedir, 99; Nuh Suresi, 21-23). Bu seçtikleri sahte önderler ve değerler onları felakete sürüklüyor ve sonunda tûfan onları helak ediyor. Kuran ise bunun gibi kıssaları çokça anlatmaktadır, ki insanlar bunlardan ibret alsınlar ve hayatlarını vahiyle anlamlandırsınlar (Kur'an Nedir, 99).
Hasan DİLMEN 19070793 (İLH205-B)
Sûrenin
muhtevasını iki bölüm halinde ele almak mümkündür. Birinci bölüm (âyet 1-20),
Hz. Nûh’un kavmine peygamber olarak gönderildiğini ve kendilerine elem verici
bir azap gelmeden onları uyarmakla görevlendirildiğini ifade eden âyetle
başlar. Ardından Nûh’un kavmine hitap tarzına temas edilerek onları putlara
değil Allah’a kulluk etmeye, O’na saygılı olmaya ve kendi nübüvvetini
benimseyip yanında yer almaya çağırdığı belirtilir. Bu yola girdikleri takdirde
Cenâb-ı Hakk’ın mağfiretine mazhar olup O’nun belirlediği zamana kadar
varlıklarını sürdürebilecekleri bildirilir. Nûh’un hak dine davet şekli kendi
dilinden aktarılır; onun bu faaliyetini gece gündüz, gizli âşikâr her fırsatta
tekrar ettiği, fakat muhataplarının çağrıyı duymamak için kulaklarını
tıkadıkları, Nûh’u görmemek ve onunla karşılaşmamak için çeşitli çarelere
başvurdukları ifade edilir. Bölümün son kısmında Hz. Nûh’un muhataplarını
etkilemek amacıyla yeni bir davet girişiminde bulunduğu, bağışlanma istedikleri
takdirde Allah’ın nihayetsiz lutufkârlığına mazhar olacakları, dünyada da mal
ve evlât nimetlerine kavuşacaklarını haber verdiği
belirtilir; Allah’ın insanın yaratılışı ve tabiatın işleyişine dair bazı
lutuflarını hatırlattığı kaydedilir.
Hz. Nûh ilâhî vahye dayanan
çağrıyı etkin bir şekilde insanlara ilk tebliğ eden, Kur’âni beyanın zâhirî
mânasına göre kavmi içinde 950 yıl kalan azimli ve iradeli bir peygamberdir.
Israrlı tebliğ ve irşad faaliyetlerine rağmen muhataplarının büyük çoğunluğu
çağrısına uymamıştır. Bunun sebebi Nûh kavminin dünya servetine boyun eğip çok
tanrılı inançtan ayrılmamak, inatçı ve kibirli olmak, ruhî yeteneklerini
gerçeğe karşı kapalı tutmaktır.
Nuray Er
19072073
Kur'an ve nüzul sırasına göre yetmiş birinci sure olan Nuh suresi Mekkede inmiş Nahl suresinden sonra İbrahim suresinden önce gelir yirmi sekizinci ayettir. Kur'an her şeyi bilen her şeye gücü yeten Allah'ın varlığını ve birliğini gaye edinmiştir.Nuh suresi Hz.Nuhun peygamberiliğini ,inkarcılarla mücadelesini ele alır.
( Hazal AKBABA - Tefsir 2B - 19070034 )
Kuran-ı Kerim insandan özünü bulmasını, duygu düşünce ve davranışlarıyla hayatı kucaklamasını, yani varolma bilincinin farkına varmasını ister. Yoksa tabiatı ve kendi dış fıtratı üzerine ulaşacağı şuur dünyevi bir şuur olacaktır. Kuran insana bu yönde bir yol gösterici olduğunu söyler. Nuh kavmi dünyevi şuurla fıtrata aykırı olarak Nuh Peygamberin çağrılarına kulak asmadı. Kuran'ın oku, düşün,anla,yaşa önerisi Peygamberlerin çağrılarında belirtilmiştir. Nuh Peygamber de bu öneriyle kavmine yaklaşsa da onlar körü körüne tapınmaya anlamadan düşünmeden yaşamaya devam etmişlerdir. Kuran kendini 'hidayet rehberi' olarak tanımlamakta, insan modelinin nasıl olacağını göstermekte, insan-tabiat-evren bütünlüğünün gerçekleştirilmesi için kurallar koymaktadır. Allah, anlam arayışında insanın fıtri dengesini korumak için peygamberler göndermiştir. Peygamberler vahyin öngördüğü şnsan modelleridir. Nuh kavmi doğruyu, insanın özüne uygun olanı kabul etmek yerine dünyevi şuurla yaşamaya devam etmiştir.
Kuran'ın 71.suresi olan Nuh suresi 28 ayetten oluşmaktadır ve mekkede nazil olmuştur.Hz.Nuh ve kavmini anlatan sure kavminin hz.Nuh'a karşı gelişini ve kavminin putlara tapmasını konu edinmiştir.
Kuran Nedir kitabına göre bu sureyi yorumlayacak olursam şunu söylemeliyim ki sure içerisinde geçen ayetler son derece de çarpıcı ve insanı derinden etkileyen ayetlerdir ama özellikle 19.ayette . "Allah,yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır." ifadesi kuran nedir kitabı ile birebir örtüşmektedir.İnsanın anlam arayışını ve bu arayışta kuran'ın rolünü tarif eden bu kitabın ne kadar haklı yargılar içerdiğini ayeti okuduğumuzda anlıyoruz.Yüce Allah yeryüzünü bizler için sergi yapmıştır ki seyir eden insanlar ora da Allahı bulsunlar.Nitekim yaşamın anlamını arayan insan evvela yaşamın kendisine yani yaşadığı coğrafyaya yönelecektir ve orada Allahı aramaya başlayacaktır.Bundan dolayı Nuh suresinde geçen bu ifadeyi Hz.İbrahimin kıssası anlatılırken bir kez daha görüyoruz orada da hz.İbrahim önce yaşadığı bölgede havaya,yere bakarak anlam arayışına başladı.Hülase surede geçen Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle ahenktar olarak nasıl yaratmış! ifadesi de evrene bakan arayışını sürdüren insanlara Allah'ın nasıl kanıtlar sunduğunu anlatmaktadır.
Özetleycek olursak Nuh suresi bizim kuran dayanaklı anlam arayışımıza ışık tutacak bizi yaşadığımız yerlere bakarak düşünmeye sevk edecek tarifleri içerisinde bulundurması sebebiyle oldukça dikkatli okumamız gereken sureler arasındadır.
AHMET ERDOĞAN 19070111
Muhammed Ali Erdoğan/17521654742
İLH205-TEFSİR II
KUR'AN NEDİR'E
GÖRE NUH SURESİNİN YORUMU
Nuh Suresi Mekke döneminde inmiş olup 28
ayetten oluşmaktadır. Nüzul ve tertip sırasına göre 71. Sure olan Nuh suresi,
Nahl Suresinden sonra, İbrahim Suresinden önce nazil olmuştur. Nuh peygamberin gayretleri
ve Nuh tufanı konu edinilmektedir. Adını da konusundan almaktadır.
Kur’an Nedir kitabına göre Nuh Suresini
yorumlamaya gayret gösterdiğimde;
İnsanın hayatını anlamlandıran bir kitap
olarak Kur’an-ı Kerim, o anlamlı hayatı muhafaza ve taayyüş edebilmemiz için
nazil olmuştur. Bu muhafaza ve taayyüş gayreti ise onu okumayı, düşünmeyi ve
anlamayı gerektirir. Kur’an-ı Kerim ancak bu şekilde hayata anlam verir.
İnsana yol gösterme gayesiyle Kur’an-ı
Kerim çeşitli yöntemlerle yol göstermektedir. Nitekim anlayış ve kavrayış
açısından insanlar eşit yaratılmamıştır. Alimin de, avamın da anlaması ise Kur’an-ı
Kerimin bir mucizesidir. Bu surede ise yol gösterme metotlarından biri olan
geçmiş toplumların ve önceki peygamberlerin kıssalarını anlatma metodu
kullanılmıştır. İnsanların geçmişte yaşanmış olan bu olaylardan ders çıkarması
ve hayatını çıkardığı bu dersler doğrultusunda, Kur’an’ın ve Sünnetin çizdiği
çerçevede yaşaması bu metodun gayesi ve gayretidir. Bu çerçevede Nuh Suresini
okuduğumuzda, surede yer alan iman esaslarını okuma, düşünme, anlama ve yaşama gayretinde
bulunmalı ve hayatımıza bu esaslar ışığında anlam vermeye çalışmalıyız.
Kur’an nedir? Kitabına
göre Nuh Suresinin yorumu;
18070095- FATMA DURAN –
İLH-205
Nuh Suresi Mekke
döneminde inmiştir. Sure 28 ayetten oluşmaktadır. Nüzul ve tertip sırasına göre
71. Suredir. Nahl Suresinden sonra, İbrahim Suresinden önce inmiştir. Surede
başlıca olarak, Nuh peygamberin mücadeleleri ve Nuh tufanı konu edilmektedir.
Sure adını konusundan almaktadır.
Nuh suresinin
hayatımızı Kuran ile anlamlandırmadaki rolü büyüktür. Çünkü Nuh suresinde
anlatılan kıssa bizlere peygamberlerin ve Kuran’ın gönderiliş amacının ne
olduğunu anlamamızda en iyi örneklerden bir tanesidir. Nuh peygamberin kavmini
uyarması fakat kavminin onun uyarısına kulak vermemesi ve sonunda helak edilmiş
olmaları anlatılmaktadır. Kuranın uyarıcı ve Rahmanın mühlet verici olduğu, ve
ilahi uyarıya kulak vermeyenlerin sonunda helak edilecek olduğu bilgisini yine
bu sureden almaktayız.
Surenin ana konularına
baktığımızda ;
*Nuh peygamberin mücadeleleri.
* Nuh tufanı
* Hz. Nuh’un kavmini uyarma süreçleri.
*Tevhid inancına davet, Allah’a karşı
saygılı olma ve risâletini benimseyerek Hz. Nûh’a itaat etme.
Surenin konularıyla da bağlantılı olarak
düşündüğümüzde Kuran bizi imanın yapı taşı olan tevhide ve kendisini doğru
anlayıp, hayatımızı Kuran ile anlamlandırmaya çağırır.
Allah bizleri işiten ve anlayan ve
yaşayanlardan eylesin inşallah.
saygılarımla
Nuh Suresi Ve Kur'an Nedir'e Göre Yorumu
Mekke döneminde inmiştir ve 28 âyettir. Bu surede Nuh
peygamberin kavmini hak yola çağırması ve bu çağrı sürecinde karşılaştığı zorluklar
anlatılır ve bu yoldaki mücadelelerden bahsedilir.
4. Ayet hak yola girmelerini yoksa geri dönüşü olmayacak
sonuçlarla karşılaşacaklarından bahseder. Ayetin devamında çağrıya karşı
insanların kayıtsız kalmak için nasıl çaba gösterdiklerinden bahsedilir. Bu da insanların
bazen ne kadar nankör olduğuna ve doğruyu bile bile bu çıkarlarına uygun
olmadığı için ona yüz çevirdiğine delalettir. Ama bunlara rağmen Hz. Nuh’un onlara çağrı da
bulunması ve bağışlanma dileyin, o çok bağışlayıcıdır demesi bizi Allah’ın
günahlar içine batmış da olsak tövbe etmemiz sonucu bizi bağışlayacağı çünkü Allah’ın
insanlara zorluk değil kolaylık istediği ve insanlara büyük bir sevgi duyduğu anlayışına
çıkarır. Allah bizim için kolaylık istemese ve bizi değerli görmese Kur’an’da
bu kadar çok örnek ve kılavuz değerinde önermelerde bulunmazdı.
Kur’an nedir? adlı kitabın da dediği gibi bu ayette Allah etrafa
bakıp hakkı fark etmemiz için bize birçok örnek vermiştir ve Kur’an böylelikle hayatımızı
anlamlandırmada bize yardımcı olur ve bize nasıl hayatımızı anlamlandıracağımıza
dair adeta aşama aşama yol gösterir. Biz de eğer Kur’an’da Allah’ın söylediği
gibi en yakınımızdan, en uzağımıza kadar dikkatli bir şekilde etrafımıza baktığımız
zaman bu kusursuz düzeni ve bizim için serilmiş bu sergiyi görürsek ve hakkı
fark edersek, daha anlamlı yaşar, Rabbimize hamd eder ve inşallah kurtuluşa
erenlerden oluruz.
Rabia Ayçiçek 19071590 (İLH205 B)
Ödev 3: Kuran Nedir’e göre Nuh
Suresi’nin yorumunu yazar mısın?
İnsandaki öğrenme arzusu ve yaşamını anlamlandırma arayışı
fıtridir. İlk insanın var olmasından bu yana, insanın tecrübe ettiği her şey,
bu anlamlı arayışın konusu olmuştur. Bu çabanın başarılı olması neticesinde
insan, yaşamından keyif alır, kendi özündeki yetenekleri keşfeder ve
karşılaştığı sorunlarla etkin şekilde baş edebilir. Tam tersi başarısız olduğu
durumlarda ise, adeta hayatın içerisinde kaybolur, sorunlarıyla başa çıkamaz ve
yaşam ona büyük bir yük haline gelmeye başlar.
İşte Kuran’ı Kerim, insanın bu kıymetli arayışına ışık tutan,
rehberlik eden, yoldaşlık eden yegane kitaptır. Bizim evrenle, tabiatla,
varlıkla kuracağımız ilişkiyi, uyumu temellendirir. Kuran’ı Kerim, pedagojik
açıdan da, bizleri belirli bir akli olgunluk seviyesine ulaştırmak için çeşitli
yöntemler kullanır. Eski toplumlardan, bilindik olaylar üzerinden, ve önceki peygamberlerden
örnekler sunar ve üzerinde düşünmemizi ister. Hazreti Nuh Peygamber ve kavmi de,
bu bakımdan verilen önemli örneklerden biridir.
Nuh suresi, yüksek sabırlı ve Allah’a davet konusunda ısrarlı
olan Nuh Peygamber’in (a.s.) , kendi oğlu da dahil inançsız bir kavimle olan
mücadelesini, üstün gayretlerini ve tebliğ faaliyetlerini sistematik bir
bütünlük içinde bizlere aktarır. Sevgili
peygamberimizin de yaşadığı zorlukları düşündüğümüzde, bu surenin nazil olması
O’nun açısından hem yöntem, hem direnme gücü hem de umut verici olduğu açıktır.
Bazı müfessirlerce Nuh tufanının yerelliği veya genelliği
konusu tartışmalı olsa da bizim üzerinde durmamız gereken kısmı, anlam dünyamızda
nasıl karşılık bulacağı ve ne tür bir katkı sağlayacağıdır. Allah herkes için
belirli bir süre mühlet tanımıştır ve o sürenin sonu gelmeden üzerimize düşeni
yapmak, kendimize gelmek ve bir an önce iyiye güzele olan davete icabet etmek
bizim sorumluluğumuzdur. Hem dünya hem ahiret kurtuluşumuz bu davete verdiğimiz
cevapla yakından ilişkilidir.
"Bu insanların
söylediklerinin seni gerçekten üzdüğünü biliyoruz. Onlar gerçekte seni
yalanlamıyorlar; bu zalimler bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
Kesinlikle (yine bilmelisin ki Ey Peygamber!) Senden önce de Peygamberler
yalanlanmıştı da Bizim yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete
uğratıldıkları şeylere karşı sabrettiler. Allah'ın kelimelerini değiştirecek
hiçbir güç yoktur. Andolsun, peygamberlerin (başlarına gelen olaylarla ilgili)
haberlerin (bilgilerin) bir kısmı sana geldi.” (Enam 33-34)
“Peygamberlerin başlarından geçmiş haberlerden, kalbini
olaylar karşısında kuvvetlendirecek her şeyi sana anlatıyoruz. Öyle ki bu
kıssalarla sana hak, mü'minlere de bir öğüt ve ihtar gelmiştir." (Hud 120)
Rabia Ayçiçek 19071590 (İLH205 B)
Ödev 3: Kuran Nedir’e göre Nuh
Suresi’nin yorumunu yazar mısın?
İnsandaki öğrenme arzusu ve yaşamını anlamlandırma arayışı
fıtridir. İlk insanın var olmasından bu yana, insanın tecrübe ettiği her şey,
bu anlamlı arayışın konusu olmuştur. Bu çabanın başarılı olması neticesinde
insan, yaşamından keyif alır, kendi özündeki yetenekleri keşfeder ve
karşılaştığı sorunlarla etkin şekilde baş edebilir. Tam tersi başarısız olduğu
durumlarda ise, adeta hayatın içerisinde kaybolur, sorunlarıyla başa çıkamaz ve
yaşam ona büyük bir yük haline gelmeye başlar.
İşte Kuran’ı Kerim, insanın bu kıymetli arayışına ışık tutan,
rehberlik eden, yoldaşlık eden yegane kitaptır. Bizim evrenle, tabiatla,
varlıkla kuracağımız ilişkiyi, uyumu temellendirir. Kuran’ı Kerim, pedagojik
açıdan da, bizleri belirli bir akli olgunluk seviyesine ulaştırmak için çeşitli
yöntemler kullanır. Eski toplumlardan, bilindik olaylar üzerinden, ve önceki peygamberlerden
örnekler sunar ve üzerinde düşünmemizi ister. Hazreti Nuh Peygamber ve kavmi de,
bu bakımdan verilen önemli örneklerden biridir.
Nuh suresi, yüksek sabırlı ve Allah’a davet konusunda ısrarlı
olan Nuh Peygamber’in (a.s.) , kendi oğlu da dahil inançsız bir kavimle olan
mücadelesini, üstün gayretlerini ve tebliğ faaliyetlerini sistematik bir
bütünlük içinde bizlere aktarır. Sevgili
peygamberimizin de yaşadığı zorlukları düşündüğümüzde, bu surenin nazil olması
O’nun açısından hem yöntem, hem direnme gücü hem de umut verici olduğu açıktır.
Bazı müfessirlerce Nuh tufanının yerelliği veya genelliği
konusu tartışmalı olsa da bizim üzerinde durmamız gereken kısmı, anlam dünyamızda
nasıl karşılık bulacağı ve ne tür bir katkı sağlayacağıdır. Allah herkes için
belirli bir süre mühlet tanımıştır ve o sürenin sonu gelmeden üzerimize düşeni
yapmak, kendimize gelmek ve bir an önce iyiye güzele olan davete icabet etmek
bizim sorumluluğumuzdur. Hem dünya hem ahiret kurtuluşumuz bu davete verdiğimiz
cevapla yakından ilişkilidir.
"Bu insanların
söylediklerinin seni gerçekten üzdüğünü biliyoruz. Onlar gerçekte seni
yalanlamıyorlar; bu zalimler bile bile Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar.
Kesinlikle (yine bilmelisin ki Ey Peygamber!) Senden önce de Peygamberler
yalanlanmıştı da Bizim yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete
uğratıldıkları şeylere karşı sabrettiler. Allah'ın kelimelerini değiştirecek
hiçbir güç yoktur. Andolsun, peygamberlerin (başlarına gelen olaylarla ilgili)
haberlerin (bilgilerin) bir kısmı sana geldi.” (Enam 33-34)
“Peygamberlerin başlarından geçmiş haberlerden, kalbini
olaylar karşısında kuvvetlendirecek her şeyi sana anlatıyoruz. Öyle ki bu
kıssalarla sana hak, mü'minlere de bir öğüt ve ihtar gelmiştir." (Hud 120)
USAME GÖKTAŞ /19070118/ B şubesi
Kur’an Nedir Kitabı Işığında Nuh suresi Tefsiri
Nuh suresi Kuran’da 71. Sure olup 28 ayetten oluşur. Surenin konusu Nuh(a.s)’ın peygamberliğidir. Hz. Nuh’un kavmine Allah’a ibadet etmelerini emretmiş, onlara Allah’ın vahyini açıklamıştır. Peki vahyi neden anlamadılar ? Öyleyse vahy kim analar? Gibi sorular sorulmalıdır. Öncelikle vahyi aklı başında , düşünen inanmak isteyen ve inançsızlıkta diretmeyenler ve aklı selim düşünüp hareket eden kimse anlayabilir , bilebilir. İşte Kur’an’ın mucizeviliği de vahy oluşunda yatmaktadır. Çünkü böyle muazzam ve benzersiz bir kitabın insan ürünü olması imkansızdır. Kur’an kişinin hayatına anlam katan , onu Nuh kavminin yaptığı gibi Allah’ave peygamberine itaatsizlikte diretmekten kurtaran bir kitaptır. Kur’an her mümin tarafından hayat rehberi yapılması gerekmektedir. Fakat bu o kadar kolay olmaz . Bunun için bazı şartlar gerekir. Bunlar : Aklını kullanma kabiliyetine sahip olmak , fıtratının farkında olup ona göre yaşayabilmek , öğütleri hayata tatbik isteğinin olması , olaylara karşı Kur’ani ve İslami çözümler üretebilmek gerekir. Nitekim Nuh suresinde anlatılan kavmin bu özelliklerden mahrum olduğu görülmektedir. Nuh (a.s) ‘un onları büyük azaptan kurtarmak istemesine rağmen sapıklık ta diretmişlerdir. Allah’ın onlara bağşettiği bunca nimetin onlarda ne bir ahlak ne de bir inanç emaresinin oluşturmaması da bu sapiklita diretmeleri neden olmuştur. Çünkü onlar verilen bunca nimetin ne ifade ettiğini anlayamamış ya da anlamak istememişlerdi. Böylece elim dolu bir azaba mazhar oldular.
Mekke döneminde nâzil olmuştur. İçeriğinde Hz. Nûh’un Allah elçisi olarak görevlendirilmesinden ve tebliğ faaliyetlerinden söz edildiği için sûre bu adla anılmıştır. Yirmi sekiz âyetten oluşmaktadır. Genellikle Mekkî sûrelerde olduğu gibi Nûh sûresinde de tevhid inancına davet, Allah’a karşı saygılı olma ve risâletini benimseyerek Nûh’a itaat etme konuları işlenir. Bu sûre aynı zamanda Hz. Nûh’un, çağrısına uymayan kavmine yaptığı bedduayı da içermektedir. Nûh sûresi, muhtevasının sadece Hz. Nûh ve kavmiyle ilgili olması açısından peygamber isimleriyle anılan diğer altı sûreden farklılık gösterir. Zira diğerlerinde sûreye adı verilen peygamberle birlikte başka peygamberin kıssaları ve tebliğlerine de yer verilmektedir.
Esmanur TAŞKIN / 19070214 , B/ŞUBESİ
Nuh Suresi Mekke de inmiştir. Mekki sureler gibi iman konusunu içerir. Hz. Nuh' un kavmiyle yaşadığı olayları ve onlarla mücadelelerini ve büyük Nuh tufanından bahseder. Allah'a kulluk edip karşı gelmekten sakınmalarını ve kendisine itaat etmeleri konusunda uyarmış ama karşılık alamamıştır. Surede Allah' ın alemi yaratmasından bahsedilir. İnsanın yaratılmasından ve yeniden diriltilecek olmasından bahsedilir. Hz. Nuh'un tüm uyarılarına rağmen kendisine karşı gelen kavminin kendine karşı geldiğinden bahseder. Tüm bunlardan dolayı büyük bir tufanla helak olmuşlardır. Surenin sonunda ise hz. Nuh'un duasından bahseder. Duasında, dünyadaki kafirlerden kimsenin kalmamasını; kendisinin, anne babasının ve iman etmiş kimselerin bağışlanmasını ve zalimlerin de helak olmalarının artmasını istemiştir. Bu surede konu tamamen Hz. Nuh ve kavmi ile olan münasebetidir. Allah' a iman ve kendisine itaat etmedikleri için helak olmuşlardır. Sureden şuna varmalıyız; Yalnızca Yüce Allah' iman edip bildirdiklerine itaat ederek kurtuluşa ereriz. Aksi takdirde helaka uğrayanlardan oluruz. Her daim ALlah' a karşı kulluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
Niyazi
Cangir No: 20070342, İLH 205 Tefsir II
KUR’AN NEDİR’E GÖRE NUH SURESİNİN YORUMU
Nuh Suresi Hz. Nuh’un doğru yoldan sapmış halkını doğru yola, yani tevhide ve adalete davetini konu almaktadır. Sembolik olarak her bilinçli müminin kör bir maddeciliğe ve dolayısıyla insanın anlam arayışında en doğru seçeneği sunan manevi/ruhi unsurlardan yoksunluğa karşı mücadelesini anlatır. Surede, Hz. Nuh’un enfüsi ve kevnî delilleri, ödül ve cezayı hatırlatan yoğun çabasına rağmen, halkının çoğunluğunun davete sırtını döndüğü Kur’anın kendine haz üslubuyla ifade edilmektedir. Tüm müjdeleme ve uyarılara rağmen davetine karşılık alamayan Hz. Nuh’un kavmine bedduada bulunduğu ve sonunda kavminin hak ettiği akibete uğradığı beyan edilmektedir. Bu noktada, 27. ayette geçen facir ve keffar terimlerinin kişileri değil nitelikleri ve davranışları gösteren mecazlar olduğu şeklindeki yorum tercihe daha şayan görünmektedir. Zira bir Peygamberden, zalimlerin soyundan gelenin mutlaka zalim olacağını söylemesi beklenmez (M. Esed).
Bu kısa özetten sonra Kur’an Nedir? Kitabı çerçevesinde yoruma geçebiliriz. Anılan kitap, Kur’anın okunması, üzerinde düşünülmesi, anlaşılması ve hayata aktarılmasını kendisine temel sorunsal olarak seçmektedir. Bu amaçla insan üzerinde etkili olan psikolojik ve sosyolojik faktörlere dikkat çekilmektedir. Önce kitaptan konumuz ile ilgili bazı noktaların kısaca ifade edilmesi yararlı olacaktır:
· İnsanın fıtratı (öz varlığı, somut varlık bütünlüğü, bilgisayar terimleriyle hem donanımı hem de işletim sistemi) değişken değildir. Her çağda ve kültürde geçerliğini koruyan bir özelliğe sahiptir.
· İnsan inanma ve anlamlandırma hasletlerine sahiptir. Bu özelliği de değişken değildir. İnsanın varlık koşullarından olan anlam görülen, bilincine varılan ve inanmayı da içeren bir şeydir.
· İnsan eylemleri değerler tarafından yönetilir. İnsan eylemlerini yöneten yüksek (evrensel) değerler, araç (ilgi ve faydaya, çıkara dayalı) değerler ve alışılan (kitle kültürü) değerler vardır.
· İnsan hareket tarzını anlamsız bulmaz. Hayatını anlamlandırmadan hayatta kalması mümkün değildir. Hayatın anlamının keşfedilmesi üretme, bir insanı/şeyi sevme (E. Fromm’un ifadesiyle onun için emek harcama) ve sabır ile gerçekleşir.
· Kur’an insan, hayat ve tabiata anlam veren, rehberlik eden bir kitaptır. Fıtrat varoluştan önce gelir. Bu nedenle hayatın vahiy temelli olarak anlamlandırılması gerekir. İnsan Kur’an ile hayata anlam verme nispetinde fıtri kabiliyetlerini gerçekleştirir. Allah insanlığın fıtrata uygun hayatı anlamlandırması için peygamberler gönderme lütfunda bulunmuştur. Peygamberlerin hayatı anlamlandırmanın temel içeriği (din) aynı kalmış, uygulamalarda (şeriat) değişiklik olmuştur.
· İnsanların vahyi kavrayışlarında ve algılayışlarında alış farklılığı vardır. Zira bilgi seviyesi ve kültürel şartlar aynı değildir. Öte yandan, vahyi düşünebilen, gerçeklere inanmak isteyen, söz ve öğüt dinleyen, yani fıtrata kulak veren insan anlar. Mucize, inanma eylemini fıtri imkânlarına karşıt yönde kullanmak isteyen insanın inadını arttırır, orada kilitlenir ve böylece fıtratına yabancılaşarak onu köreltir.
Hz. Nuh bir elçi olarak Allah’ın mesajını muhataplarına iletmiştir. Burada mesajın kaynağı Yüce Allah, muhataplar ise insanlardır. Mesaj ve onu tebliğ eden elçi bir verici ile sembolize edilebilir. Bu mesajı, alıcılarının ayarı (fıtratı) bozulmamış tüm muhatapların alma kabiliyeti vardır. Nuh Kavminde olduğu gibi tarih boyunca ilahi mesaja kulaklarını tıkayanların, çeşitli sebeplerle alıcılarının mesajı alma özelliği tahrip olmuş veya tamamen körelmiş insanlar olarak temsil edilmesi mümkün görünmektedir. Burada şu soru can alıcı öneme sahiptir: İnsanoğlunun ilahi mesajı almasının önünü tıkayan temel şey nedir? İnsan eylemlerinin temelinde değerler olduğundan cevabın burada aranması ve ayrıca insanın irade hürriyetine sahip olduğunun hatırlanması gerekir. Burada ise araç değerler ve özellikle de alışılmış değerler ön plana çıkmaktadır. Surenin 21. ayetinde maddi değerleri örneklendiren mal ve çocuk ile 23. ayetteki tapılan nesne isimleri aslında konuyu aydınlatmaktadır. İnsan araç değerlere doğuştan sahip olur. Araç değerler yüksek değerler alanına müdahale edip bir kenara itebilir ki bu durum kendi kendini besleyen bir yabancılaşma ve dünyevileşme (fıtrata yabancılaşma) ile sonuçlanır. Kelam literatüründe bu konu “hızlan” kavramıyla ifade edilir. Nuh kavminde bu durumun kültüre ve zihniyete şeklini vererek toplumsal düzeyde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. İnsanların adeta kültürünün çocuğu olduğunu, içine doğduğu kültürden ve dinden farklı bir kültürü ve dini benimsemelerinin istisna düzeyinde kaldığını tarihte de günümüzde de rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Kur’anın “atalar dini” vurgusunun ve fıtrattan sapmayı anne-babayla ilişkilendiren Hadisin bu çerçevede anlaşılması gerektiği kanaatindeyim.
Mekke döneminde inmiştir. 28 âyettir. Sûrede başlıca, Nûh peygamberin mücadeleleri ve Nûh Tufanı konu edilmektedir. Hem mushaftaki sıralamaya hem nüzûl sırasına göre yetmiş birinci sûredir. Müslümanlar açısından oldukça önemli konulara değinen bir suredir. Bu kapsamda sure içerinde Nuh peygamberin gelişinden, onun kavminden ve peygamberlik vazifelerinden bahsedilmektedir. Sure içerinde Hz. Nuh'u dinlemeyip, Allah'a karşı gelenlerin nasıl cezalandırıldığına da vurgular yapılmaktadır. Müslümanlar için oldukça önemli bir konu olan Nuh Tufanı da bu sure içerisinde ele alınan konulardan biridir.
Nuh suresini Kur'an nedir kitabına göre yorumlayacak olursak`, Kur'an bize kendisini hidayet rehberi olarak tanımlıyor ve insanın hayatını anlamlandıran bir kitap olduğunu söylüyor yani Kur'an'ı kerim bizim hayatımızı anlamlandıran anlam arayışımıza cevap veren bir kitaptır. Kur'ân-ı Kerim'de peygamberlere ve milletlere ait kıssalar bol miktarda bulunmaktadır. Nuh suresinde bu kıssalardan bir tanesidir. Nuh peygamberin kavmiyle olan mücadelesini bize anlatır. Kur'ân'ın indiriliş gayesi ile kıssaların anlatılma sebebi aynıdır. Kurân'ın temelde indiriliş gayesi ne ise, kıssaların da anlatılmasında esas gaye odur. Kurân, geçmişe ait tarihî haber örnekleri ve sahneleri, Kurân'ın temel gayesi olan insanları irşad ve tebliğ doğrultusunda muhataplarının ibretlerine sunmuştur. Kur'ân, kendisini "hakîm bir kitab" olarak nitelerken, kapsadığı her şeyin bir hikmet ve gaye temeline dayanmış olduğu hakikatini vurgulamaktadır. Zikredilen her hüküm, bahsedilen her hadise, bir arka plan ve hikmetler serisine hakim kılınmıştır. Kur'ân'daki helâk kıssalarının amacı, helâk olan kavimlerin güç ve ihtişamına dikkat çekmek, onların azıp barbarlaştıklarında, Allah'a engel olamadıkları, Allah'ın onları üzerine azabını boşalttığı ve onları cezalandırdığını anlatmak, kendisine karşı barbar, azgın ve şımarıkça bir yol tutan herkese Allah'ın gücünün yettiğini ispatlamaktır. Yüce Allah peygamberler aracılığı ile kullarıyla konuşmuş ( vahiy) ve insanlığın fıtratına uygun hayatı anlamlandırmalar gerçekleştirebilmesi için rehberler göndermiştir. ( kur'an nedir sayfa 81) hayatı değerlendirmek ve anlamlı kılmak bütün varlıkların fıtratlarına ait ilkeleri ihtiva eden vahyine uymakla ve aynı zamanda onu okuyup, düşünüp, anlayıp, yaşamakla mümkündür. Hz Nuh Aleyhisselam da kavmini doğru yola, tevhide davet etmiştir. ancak kavmi ona uymamıs ve bunun sonucu olarak tufan gerçekleşmiştir. Kur'an bizden bir metni bir sözü anlayıp hayata katmamızı istiyor. Bu ibret verici kıssaları okuyarak düşünmemizi, anlamamızı ve hayatımızı anlamlandırmamızı amaçlıyor.
Fatma selen kurt
19070159
Tefsir2 B Şubesi
Nuray Maraz 19070161 205/B
Nuh suresi Mekke'de nazil olmuştur. 28 ayetten oluşur. Hz.Nuh'un ilahi elçi olarak gönderilişinden ve mücadelelerinden bahseder.
‘'Kuran Nedir'' e göre yorumlanacak olur ise çıkarılması gereken manalar şunlardır; O Rab ki Hz. Nuh'u gönderdiği kavim, uyarıyı alsın kendilerine azap gelip çatmadan kendilerini düzeltsin diye elçi olarak göndermiştir. O kavim ise kendilerine yapılan uyarıyı üzerine alınıp düzelmek bir yana dursun kulaklarını tıkayıp, kendilerine gönderilen elçiyi de asla dikkate almamışlardır. Demek dinde zorlama yoktur, her kavim gibi her insan da kendi özgür iradesi sonucu ortaya koyduğu eylemleri doğrultusunda kendi sonunu hazırlar. Allah kimseye haksız yere zulmetmez ama insanlar kendilerine zulmetmeleri sonucu hak ettiklerini yaşarlar. O Rab ki kendilerine zulmedenlerden eylemesin.
Kur'an Nedir'e Göre Nuh Suresi Yorumu
Çok bağışlayıcı ve çok merhametli Allah'ın adıyla
28 ayetten oluşmaktadır. Mekke' de inmştir. Nuh Peygamber ( a.s.)'in kavmiyle olan mücadelesini anlatır. Nuh tufanı konu edilmektedir. Mushaftaki sıralaması ve nuzül sırası 71. suredir. Kur'an-ı Kerim'in, kendisinden önceki kıssa ve mesellerden bahsetmesi insanın anlam arayışına bir kanıttır. Kur'an bu kıssaları kendi üslubuyla anlatır. Bu da onun mucizevi tarafını gösterir. Kur'an bu kıssaları tarihsel bir olayı ortaya çıkarma amacı gütmez. Onun amacı ınsana öğüt verip, ders almasını sağlamaktır. Bu kıssa da mesele tufanı anlatmak degil tufana sebep olan olayı anlatıp ınsanoğluna ders vermektir. Sure de Allah' a iman etmenin önemini ve onunla birlikte verilecek olan mükafatlardan bahsedilir. Lakin aksi gercekleşip iman etmeyip , doğru yola girmeyenlerin cezalandırılacağı açıkça beirtilmiştir. Nuh (a.s.) kavmini uyardı lakin kavmi onu dinlemeyip kulaklarını tıkadılar. en nıhayetinde helak oldular. Sure sadece bununla sınırlı değildir. 14, 15, 16. ayetlerde insanın ve dış dünyanın nasıl aşama aşama yaratıldığı anlatılır. buna karşılık olarak Allah'ın isteği ise O'na şükredip minnet duymamızı ister. Sure Nuh (a.s.) müminlere duası, inkarcılara bedduası ile son bulur. Şüphe yok ki kainatın muhteşem yarayılışına hergün şahit oluyoruz. Aklı olanın bunu farketmemesi mümkün değildir. İnsan mükemmel yaratılışlı bir varlık olarak Allah'a iman edip O'nun gösterdiği yolda dosdoğru ilerleyerek anlam arayışını tamamlamalıdır.
ZEYNEP BİNİCİ 19070075 2. SINIF B ŞUBESİ
Şeyma Nur
YILMAZ/19070255/İLH205-B
KUR’AN
NEDİR’E GÖRE NUH SURESİ’NİN YORUMU
Mekke-i
Mükerreme’de efendimizin risaletinin ilk yıllarında nazil olan Nuh Suresi’nde
Hz. Nuh’un Allah’ın elçisi olarak görevlendirilmesi ve tebliğ faaliyetinden
bahsedilir.
Surede Nuh aleyhisselamın
kavmini İslam’a daveti ve bu davetin o insanların ona kulak asmamaları ile
sonuçsuz kalması anlatılmıştır. Buna rağmen Hz. Nuh yılmamış gece ve gündüz
kavmini Allah’ın azabına karşı uyarmış, batılın karşısında hakkı savunmuştur. Buradan
Hz. Nuh’un mesai tanımayan ve görevinin sorumluluklarını sonuna kadar yerine
getiren bir peygamber olduğunu görüyoruz. Hz. Nuh onu dinlemeyip onun tebliğine
engel olmak isteyen batılın temsilcilerine karşı dimdik bir tutum
sergilemiştir.
Bu sure, Resul-i Ekrem’in
Mekke yıllarında müşrikler tarafından baskı gördüğü bir zamanda nazil olmuştur.
Yani aslında Hz. Peygambere ve ashabına bir tesellidir. Çünkü ayetin sonunda
Hak galip gelmektedir. Hz. Nuh gibi yılmamayı Allah’ın dini için sonuna kadar
mücadele etmeyi, usanmamayı bize öğretiyor.
Bu sure, bize günümüz
açısından da çok şey öğretmektedir. Kâfirlerin bize ekonomik, siyasi, sosyal
alanlar gibi birçok alanda hem fiziki hem psikolojik olarak saldırmalarına
karşı bizim ümitsizliğe düşmememizi, usanmadan mücadele etmemiz gerektiğini
söyler. O halde bizim daima Hakkı savunup Allah’ın dinini en güzel şekilde
yaşayıp, yaymamız gerekmektedir. Unutmamalıyız ki Allah-ü Teâlâ’nın yardımı
daima Hakkı savunanlarladır. Allah’ın yardımı ile karşımızda hiç kimse duramaz.
Surenin devamında yine
Hz. Nuh pes etmemiş kavmini açıktan ve gizliden Allah’a iman etmeye çağırmış ve
onlara Allah’a itaat edip bağışlanma dilemelerini tavsiye etmiştir. Nuh
aleyhisselam halkına, bağışlanma diledikleri takdirde Allah’ın kurak toprakları
yağmur ile bereketlendireceğini ve onlara dünyada mallar ve çocuklar vermekle mükâfatlandıracağını
anlatarak Hakka davet etmiştir. Yine surenin devamında Allah insanın yaratılışı
ve tabiatın işleyişine dair bilgiler verir. Yani insanı ve evreni en mükemmel
biçimde yaratan rabbimiz için yağmur yağdırmak onun sonsuz lütuflarında
biridir. Şüphesiz Allah’ın her şeye gücü yeter.
Surenin son bölümünde Nuh
aleyhisselam son bir defa kavminin durumunu Allah’a arz etmiştir. Uzun yıllar
kavmini uyarmasına rağmen onların büyük çoğunluğu inanmayıp Hz. Nuh’a tuzaklar
kurarak Hz. Nuh’u susturmak istemiş ve putlarına tapmaya devam etmişlerdir. Hz
Nuh tebliğine uymayıp başkalarını da yoldan çıkaran kavmine beddua ederek
Allah’tan onların helak olmasını istemiştir.
NUH SÜRESİ HAKKINDA
AD: ZHENG WEI
ÖĞRENCI NUMARASI:18072061
ŞUBE:B
I. Kur'ân-1 Kerim'in Klasik Tarifi ve Kur'ân Kur'ân-1 Kerim' in gesitli yönleri, farkhi özellikleri vurgula-narak degisik tanumlar1 yapilmistir. Bu tanimlar, onun bütün ni-teliklerini icine alan tanumlamalar degildir.
Öte yandan islâm kültür tarihinde kelâm alimleri ile usal álimleri arasinda Kur'ân' in tarifi konusunda "ihtilâf" (hilaf degil) olmustur. Bu " münâzara" nun (tartisma degil) fikih usûlü eserlerinde mevcut Kur'ân tarifleri cephesini ok önemsemelidir.
Kur'ân-1 Kerim'in, Kur'ân ilimlerine dair eserlerde ve fikih usalu kitaplarinda alimlerin çogunlugunun birlestigi klasik tarifi söyledir:
Kur'ân-1 Kerim, Hz. Muhammed'e (1)
vahiy yoluyla parça parça (müneccemen) indirilmis, (I)
mushaflarda yazilmis.
Nuh Suresi, indirilme sırasına bakılınca Nahl Suresi ve İbrahim Suresi ortasında kalmaktadır. Toplamda 28 ayetten oluşan bu sure Nuh Tufanı gibi büyük bir yıkımı anlattığı için Müminler için oldukça değerli sayılmaktadır. Nuh Suresi, Müslümanların en sık dinlediği ve okuduğu surelerdendir.
Sûrenin muhtevasını iki bölüm halinde ele almak mümkündür. Birinci bölüm (âyet 1-20), Hz. Nûh’un kavmine peygamber olarak gönderildiğini ve kendilerine elem verici bir azap gelmeden onları uyarmakla görevlendirildiğini ifade eden âyetle başlar. Ardından Nûh’un kavmine hitap tarzına temas edilerek onları putlara değil Allah’a kulluk etmeye, O’na saygılı olmaya ve kendi nübüvvetini benimseyip yanında yer almaya çağırdığı belirtilir. Bu yola girdikleri takdirde Cenâb-ı Hakk’ın mağfiretine mazhar olup O’nun belirlediği zamana kadar varlıklarını sürdürebilecekleri bildirilir. Nûh’un hak dine davet şekli kendi dilinden aktarılır; onun bu faaliyetini gece gündüz, gizli âşikâr her fırsatta tekrar ettiği, fakat muhataplarının çağrıyı duymamak için kulaklarını tıkadıkları, Nûh’u görmemek ve onunla karşılaşmamak için çeşitli çarelere başvurdukları ifade edilir. Bölümün son kısmında Hz. Nûh’un muhataplarını etkilemek amacıyla yeni bir davet girişiminde bulunduğu, bağışlanma istedikleri takdirde Allah’ın nihayetsiz lutufkârlığına mazhar olacakları, dünyada da mal ve evlât nimetlerine kavuşacaklarını haber verdiği belirtilir; Allah’ın insanın yaratılışı ve tabiatın işleyişine dair bazı lutuflarını hatırlattığı kaydedilir.
Sûrenin ikinci bölümü (âyet 21-28) Hz. Nûh’un kavmi hakkında rabbine olan şikâyetiyle başlar. Zira Nûh uzun yıllar (el-Ankebût 29/14) kavmiyle birlikte bulunarak kendilerini hakka çağırmış, fakat onların büyük çoğunluğu servet ve taraftar sahibi inançsızların yanında yer almış, çeşitli hile ve tuzaklar kurarak Nûh’u susturmak istemiş, Ved, Süva’, Yegūs, Yeûk, Nesr diye isimlendirilen putlara tapmayı sürdürmüş ve birçok kişiyi hak yoldan saptırmıştır. Bölümün son âyetlerinde Hz. Nûh’un, ıslah olmayacağı kanaatine vardığı bu insanların yok edilip nesillerinin kurutulmasını Cenâb-ı Hak’tan talep ettiği, bunun üzerine onların suda boğulduğu ifade edilir. Sûre Hz. Nûh’un kendisinin, anne ve babasının, aile fertlerinden mümin olanların ve kadın erkek bütün müminlerin bağışlanmasını, zalimlerin ise yok edilmesini istediği bir dua ile son bulur.
Allah’a iman etmek, O’na bağlanmak ve güvenmek, Ondan sakınıp çekinmek, insan hayatını olumlu yönde etkileyen en güçlü dinamiktir. Buna ilaveten dünyada yaptıklarının melekler tarafından kaydedilip ahirette bütün gizli yönleriyle ortaya konacağına ve iyi ya da kötü, bunların karşılıklarını göreceğine inanma, öncelikle istenmeyen durumlara düşmeyi ve kötülükleri önlemede en önemli destek noktasıdır.
Müslüman toplumda hayatı düzenleyen en önemli manevî temellerden biri yine imandır. Allah’ın emir ve yasakları, iman eden insanda makes bulur.
Nuh Peygamber, misyonerlik işini Allah'a anlatmış, kabilesine nasıl "öğrettiğini" ve "nasıl tembihlediğini" ayrıntılı bir şekilde açıklamış, ancak çok az etkili bir şekilde, dinlemeyi reddetmiş ve inatçı ve kibirliydiler. Örneğin, görevi sırasında şöyle demiştir: "Rabbinizden rahmet dileyin -o çok bağışlayıcıdır- üzerinize bol bol yağmur yağdırır, size mal ve mirasçılarla yardım eder, sizin için bir bahçe ve ırmaklar yaratır. Allah'ın saygısını mı istiyorsun? O gerçekten seni birkaç aşamada yarattı. Allah'ın yedi göğü nasıl yarattığını görmedin mi, ay nur, güneş ışık olarak? Sonra sizi yeryüzüne geri döndürür, sonra sizi yerden çıkarır. Allah, yeryüzünü sizin için düzleştirir ki, yeryüzünde geniş bir yol yürüyesiniz." (10-19) Bu ateşli bir yazıdır. katı yürekli olarak nitelendirilen ve hepsi kırılmayan gerçeklerdir. Ama dersi dinleyen insanlar "parmaklarıyla kulaklarını tıkar ve başlarını giysilerle kapatırlar".Çok mu üşütücü? Geçmişte çeşitli ekollerin metin araştırmalarına göre, Nuh Peygamber'in devri sadece beş bin yıl öncedir.O dönemdeki bu konuşma, insan düşüncesinin olgunluğunu kanıtlamıştır.
Nuh peygamberin görevi ciddi ve sonuçsuzdu. Peygamber Noha'nın "Kur'an"daki misyonunun yönteminin ve içeriğinin ayrıntılı açıklaması, modern psikologlara "Kur'an"ın hakikatini ve ezoterikliğini anlamak için modern psikolojik bilgileri kullanabilmeleri için canlı tarihsel veriler sağlar. Modern tabirle Nuh Peygamber "akılcı müjdecilik" yöntemini kullanmıştır.Bilimsel gerçekler akılla insanları ikna edebilir ama insanların manevi inançlarını değiştiremez. Örneğin çağdaş dünyada dünya çapında birçok bilim insanı vardır, bilgilidirler, araştırma uzmanlıkları sürekli gelişmektedir ve Tanrı'nın gökleri ve yeri yaratmasının gizemini derinlemesine görmüşlerdir, ancak çoğu ateist ve ateisttir. onlara inanmayın.
İslam hiçbir zaman "tüm insanlığı özgürleştirme" misyonunu üstlendiğini söylemedi, herkesi Müslüman yapma hırsını da gizlemedi, çünkü Allah'ın yarattığı iki tür insan manevi özelliği vardır. Tanrı'da. Asil karakterli insanlar, Tao'yu duyunca mutlu olurlar. Kadimler, "Tao'yu duyarsan, geceleri pişmanlık duymadan ölürsün" dediler. "Alt tabaka insanlar Tao'yu duyunca gülecekler. Gülmemek yol sahibi olmaya yetmez." Allah'ın nuru yeryüzünde parlar ve nerede karanlık varsa bu ışık Daha göz kamaştırıcı, daha parlak. Bu nedenle Allah, "Cennetin Merdiveni"nde son elçisini şöyle bildirmiştir: "Onları, uyarılacakları günü görene kadar konuşsunlar ve oynasınlar" (70/42) diye bildirmiştir. materyalden daha önemlidir.Fakirler zenginlerden daha iyidir;algısallar rasyonelden daha fazladır ve düşük eğitimli insanlar, üst düzey entelektüellerden daha fazla dine adanmıştır.Çok okumamak algısal anlayışı etkilemez, bu yüzden dindarlığa inanırlar.
Peygamber Noha hayatı boyunca ciddiyetle vaaz vermiştir.Klanının büyük çoğunluğu hala Tanrı'ya inanmayı reddediyor ve Wangde, Suvar, Yewusi, Yeoq, Nasr ve benzeri gibi taptıkları çeşitli putları terk etmiyor. Misyonerlik çabalarının etkisiz ve aşağılayıcı olması, onun büyük bir zihinsel baskıya maruz kalmasına ve Allah'tan utanmasına neden oldu ve Allah'ın bu insanları cezalandırması ve onları yeryüzünden silmesi için dua etti. Nuh Peygamber dedi ki: "Rabbim! Lütfen yeryüzünde bir kâfir bırakma. Eğer onları tutarsan, kullarının kafasını karıştırırlar. Onlar ancak ahlaksız ve nankör çocuklar doğururlar."(26-27) Hz. Nuh Bu inkarcılar, taptıkları çok çeşitli tanrıları ve putları yücelterek daha çok insanı saptırdılar ve kötü etki birçok iyi insanı aldattı ve Allah'a, onları helak et ve insanlığı kurtar diye yalvardılar. Ancak Allah'ın hikmeti, insanlığın, hatta insanlar arasındaki hikmetli peygamberin bile ulaşamayacağı kadar geniştir. Bu dünya, takva nuru ve insan kalbinin lütfu olmadan olamaz, ancak kaosta şeytanlar da olmalıdır.Işık ve karanlık zıttır.Kötülüğün varlığı, müminlerin tavlanmasıdır ve dereceleri yükseltilebilir. (6: 128) Cezalandırmanın pek çok yolu vardır, örneğin sel, insanların yedi deliğini boğma, akciğer boşluklarını boğma ve bir yangın çıkınca yanması gibi. Ölüler için önce cildi haşlayın, sonra yumuşak eti ve iç organları kavurun ve son olarak kemikleri bırakın. Bir deprem, tsunami, kasırga bütün kasabayı bir anda yerle bir etti.Evler çöktü, insanlar ve hayvanlar yok oldu, iyi ve kötü insanlar birlikte öldü.Korku ve acı kısa sürdü.Kolay bir ölümdü ve bu hiç de kolay değildi. en kötü suçluları cezalandırmak için yeterli.
Allah’a îman eden kimse ise, yalnızlıktan kurtulur; her an Onun sonsuz rahmeti, ilmi, hikmeti, koruması ve gözetimi altında olduğunu bilir. Her an Ona sığınır, Ondan yardım bekler, kolaylık görür. Hareketlerini kontrol altında tutar, daima iyiye, doğruya, mükemmele yönelir; kötülüklerden uzaklaşır.
Allah’a inanan insan, her şeyin dizgininin Onun elinde, her şeyin hazinesinin Onun yanında olduğunu, her şeyin Onun emri ve izniyle halledileceğini bilir. Sadece Ona güvenir, Ona bağlanır, Ondan yardım bekler. Hiçbir varlıktan da korkmaz, hiçbir şeye boyun eğmez, minnet etmez. Böylelikle iman, maddeye kul ve köle olmaktan kurtarır. İnsana gerçek şahsiyet kazandırır.
İnsan, âciz ve zayıf bir varlıktır, ihtiyaçları sonsuzdur. Sonsuza dek yaşamak ister. Bu ihtiyaçlarını karşılayacak, arzularını yerine getirecek sonsuz bir kuvvet, kudret, ikram sahibi birine mutlaka iman etmesi gerekir. Aksi halde sıkıntılardan ve taşkınlıklardan kurtulamaz.
Allah'a inanan kimse onun bütün sıfatlarına da inanmış demektir. Onun her sıfatının hayatımıza bakan yönleri vardır. Bu nedenle Allah'ın her sıfatına ve her ismine inanmak, mümine ayrı bir saadet ve huzur verecektir.
Örneğin Beka sıfatına inanan bir kimse, kendisinin de Onun beka vermesiyle, baki ve ebedi olacağını düşünür, ölümden korkmaz ve yok olma endişesi taşımaz.
Zulme uğrayan bir kimse Allah'ın Adil ismine yapışır ve kendine yapılan zulmün karşılığını alacağını, zalimin de cezasını çekeceğini bilir.
Bunun gibi hayatımızın her safhasında Allah'ın sıfatlarının ve ismlerinin tesirini görmek mümkündür.
Nitekim, Allah`a inanan ve O`na sevgiyle bağlanan insanın mânevî ufku kâinat kadar geniş, huzûru ve neş`esi cennet bahçesi gibi daima taze ve ölümsüzür. Gözlerinde îman nuru parlar, sözlerinde hakikat, sevgi ve neş`e çağlar. İş ve hareketlerinde ahlâk, vekar ve isabet göze çarpar. O, insanları hilkat itibariyle kardeşi bilir, onlara lütuf ve merhamet gözüyle bakar. Şefkatlidir, insanların dertlerine bir karşılık beklemeden koşar. Boynu büküklerin gönlünü alır, yetimleri bağrına basar. Kâinatla ve içindeki varlıklarla ünsiyet içindedir. Tanış gibidir. Hiçbir hâdise, onu korkutmaz, gözünü yıldırmaz. Kalbindeki îman kuvveti ile kâinata bile meydan okuyabilir. Allah`ın kendisine bahşettiği nimetlerden O`nun iradesine uygun şekilde faydalanır ve tadar.
Kur'an'ı Kerim başlı başına insana hitap eden, ona mesaj vere, geçmişten ders almasını isteyen, ibretlik kıssalar anlatan bir kainat kitabıdır. Her suresinin, her ayetinin derin mesaj ve mana vermesi suretiyle Nuh suresinde de yine bu derinlikli mana ve mesajı, düşünerek okuduğumuzda idrak edebiliyoruz. Nuh suresi aslında bize, onun kavmi gibi olmamayı emrettiģi gibi onun kavmi gibi davrananların sonunun gerek dünyada gerekse ahirette helak olacağını bize açıkça ifade ediyor. Yüce Kur'an'ın bu suresini anlayarak, düşünerek idrak etmeli ve o fikirde amel etmeliyiz ki helak olanlardan olmayalım.
Nurgül ŞAHİN
19070203
AÜİF
19070068 Faruk Bayramoğlu İLH205 02.01.2022
Kur'an-ı Kerim, insanlardan özlerini bulmalarını, duygu,
düşünce ve davranışlarıyla hayatı kucaklamalarını, yani varlık
bilincini gerçekleştirmelerini, yoksa kendi tabiatlarına ve dış tabiatlarına
ulaşacak şuurun dünyevi bir şuur olmasını istemektedir. Kuran insanlara
benim bu yolda rehber olduğumu söyler. Kur'an-ı Kerim'in okuma, düşünme,
anlama ve yaşama tavsiyesi, peygamberlerin çağrılarında teyid edilmiştir.
Nuh peygamber bu öneriyle kavmine yaklaşmasına rağmen onlar körü
körüne ve düşünmeden ibadet etmeye devam ettiler. Kuran
kendisini bir "rehber-rehber" olarak tanımlar,
insan-doğa-evren modelinin nasıl olacağını gösterir ve evrenin
birliğinin sağlanması için kuralları belirler. Allah, İnsanın Anlam
Arayışındaki Doğal Dengesini Korumak İçin Peygamberler Göndermiştir.
Peygamberler, vahyin öngördüğü insan rol modelleridir. Sonunda Nuh'un
kavmi Tufan'da boğuldu ve bu dünyada çektikleri azapla birlikte
ahirette Cehenneme düştüler. Böylece putlara tapan her ümmet uyarıldı.
Nuh peygamber ise gelecek nesillerin kurtuluşu için inkarcıları
lanetlemiştir. , mümin erkek ve kadınlar için mağfiret diledi. Kıyamete
kadar bu duanın sahihliğini bilmeli ve mağfiret dileyenlerden
olmaya gayret etmeliyiz.
Muhammed Biçici
Oğrenci numara : 19072055
“İnsana hidayet rehberi olmak, yani insanın hayatını anlamlandırmaktır
Kur’an’ı Kerim’de ve Nuh suresinde de bir insanın nasıl yaratıldığı, nasıl olunması gerektiğini, Allah’tan nasıl istememiz gerektiğini ve bize verilen eş, aile, çocuk gibi nimetleri bildirmektedir. Nuh (as) da kavmine bu gibi nimetlerin olduğu ve şükür, dua edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Bize hizmet etmesi için yaratılan hayvanlar, etinden sütünden yararlandıklarımız ve yeryüzünü bize sergi gibi döşemesinden kavmine her daim bahsetmiştir. Nuh suresinde belirtildiği gibi de Kur’an’ı kerimde Allah’ın verdiği nimetlerden ve bize sunulanlar karşısında nasıl olmamız gerektiğini, nasıl yaşantı sürdürmemiz gerektiğini belirten bir yol arkadaşıdır. Kulun nasıl olması ve hayatın bize neler getireceğini belirten bu ayetler Kur’an’ın ana konularıyla bize mesaj vermesi (bilgilendirmesi) dir. Kabul etmezsek neler başımıza geleceğinin de örneğidir. Yol arkadaşı olarak kabul edip bizi güzelliklere götürmesini talep ettiğimiz kitaptır Kur’an...
Betül Sadioğlu 19070193 B şubesi
Kur'anı Kerim'de Kavmiyle mücadelesi anlatılan ilk peygamber Nuh peygamberdir. Bu sürede kavmini uyarmasına rağmen ona inanmayan hatta içerisin de kendi öz ailesi de bulunan bir kavmin helakı anlatılır. Bu helak Nuh peygamberin bedduasıyla gerçekleşir. Ona inananlar içinse dua eder . Ona inanan Anne-Babası , mü'min kadınlar ve mü'min erkekler yeryüzünde kalır geriye kalan tüm inkarcılar ise gelen bir tufanla helak olup gider. Ku'an insanlara apaçık bir uyarıcıdır . Kur'anı Kerim'den önce gelen peygamberler de onlara gelen kitaplara göre insanlara bir tek Allah'a imana davet için gönderilmiş uyarıcılardır. Biz kulların görevi de Allah'ın bizim için gönderdiklerine inanıp , oyoldsn gitmektir. İnkar edenlerin sonunun ne olduğunu bize gösteren Kur'anı Kerim i gittiğimiz bu yolda Önder alıp sonrasında peygamberin yolunu takip edip bunun üzerine ahlaklanıp mü'min kullar olarak şu kısa ömrümüzü Allah'a layık kullar olarak olarak geçirmemiz icap eder.
Dilhan Yavuz 19071583 / Şube: B
KURAN NEDİR'E GÖRE NUH SURESİ YORUMU
Nuh nebinin insanların hidayeti için verdiği mücadeleyi ve devamındaki ayetlerde insan evren uyumunu ve buna umursamaz davranan toplumun yine evrenin kendi kuralları çerçevesinde boğularak cezalandırıldığını görüyoruz.
Nuh nebi, Kuran'da birçok kez adı geçen ve kavmiyle din tebliği konusundaki mücadelelerine yer verilen ilk peygamberdir. Kuran, Nuh'tan önceki bazı peygamberlerden bahsetmekle birlikte, onların inkarcılarla mücadeleleri hakkında ayrıntılı bilgi vermez.
Hz. Nûh’un gece gündüz demeden bütün gücüyle halkının hidayeti için uğraştığı, böylece sorumluluğunu yerine getirmiş oldu. Hz Nûh’un insanları hidayete çağırması karşısında günahkârların parmaklarını kulaklarına tıkamaları ve elbiselerini başlarına bürümeleri, peygamberin tebliğ ettiği dini reddettiler.
Nuh suresi mekki olup iman ve akaid temellerini içermektedir.Hz.Nuh’un kıssasından bahsedip onun verdiği mücadeleye değinmektedir.Kafirlere karşı yaptığı tebliğ ve sabrından bahsedilir.Ardından helak oldukları tufandan bahsedilir.Bu surede kur’an nedir kitabını ele alıp yorumlayacak olursak bize tevhid ve iman açısından vurgu yapılmaktadır.Her ne sebebden olursa olsun insanın maddeye tapmaması onun yolunda kul köle olmaması gerektiği ancak tek Rabbin Allah olduğu bahsedilmiştir.Çünkü insan aklını kullanan bir varlıktır bu doğrultuda asla hiç kimseye aklını kiraya veremez .Nitekim ayettede geçtiği üzere ilalahları olan suva ,yeğus,nesre tapan nuh kavmi tanrılarını bırakmayarak inatlaştılar.Allahın bizlere verdiği onca nimet ve mucizeye inanmadılar şükrünü yerine getirmediler ve en sonunda helak oldular. 24.ayettede bellirtildiği gibi kavmin ileri gelenleri tüm toplumu saptırdı.Bu batıl yolu süslü bir şekilde göstererek hak zannettiler.İşte bizlerinde her ne sebebden olursa olsun koyun sürüsü gibi değil Kitabımız Kur’an ve Hz. Peygamberin sünnetiyle ölçümüzü bilmemiz gerekir.
Mekki, 28 ayettir.
Nuh peygamberin mücadelelerini ve Nuh tufanını konu alır.
Cenabı Allah, Elçiler gönderdi ki sadece zatına ibadet edilsin (şirk koşulmasın), haramlardan ittika edilsin, yasak sınırları korunsun, hürmet sınırları korunsun diye.
Peygamberler gönderildikleri toplumlara -izaha gerek olmadan- net bir uyarıcı olarak gönderilmişlerdir, elem verici bir azaptan sakınmaya çağırmışlardır.
Ayetleri zamana göre düşünmemiz gerektiğini yine bu surede de görmekteyiz. Örneğin; 12. ayette; harpta erkekler lazım olduğu için. 15. ayette göğü göstermesi ise; o zamanki insanların gökyüzüne olan ilgisine dikkat çekmektedir. Seyahat için, tarım için. (Ayetleri, tarih ve coğrafyayla insanı görmeye çalışarak kültürel antropolojik okumalar yaparak değerlendirmeliyiz.)
Kur'an vahyine ve Allah'ın peygamberlerine itaat edersek O'nun rahmetiyle, şayet inkar edersek O'nun gazabıyla hemhal oluruz.
Kur'an, insanın hayatını anlamlandırmayı hedeflemiştir. Kur'an'ı aşama aşama; okuyup, düşünüp, anlayıp, hayatımıza tatbik etmeliyiz. Nuh kıssasından da ibret almalıyız.
Bir kitap indirdik ki,
çok mübarek,
ayetlerini düşünsünler
ve ibret alsın
temiz özlüler!
(Kur'an 38/29)
Fatih SÜRMELİ - 19070200
İLH205-B
Nuh Suresi Kur'an'ın 71. suresidir, 28 ayetten oluşur, mekki bir suredir.
Kur'an-ı Kerim Cenabı Allah'ın emirlerini, yasaklarını, nehiylerini kullarına bildirmek için peygamber vasıtasıyla gönderdiği kitaptır. Bu kitap amaçsız olan her insan için bir amaç ortaya koyar niteliktedir. Düşünen her insana öğüt verir. Lakin her insan düşünemediği gibi her insan da öğüt almaz. Kur'an'dan ders almak nasip işidir.
Nuh Suresi'nde Hz. Nuh'un kavmini uyardığı ancak onun uyarılarına rağmen sapkınların azgınlarının arttığı görülmektedir. İşte Kur'an'daki bu örnek her insanın öğüt alamayacağını gösterir. Hz. Nuh'un oğlunun da inkarcılara dahil olması görüşümüzü destekler niteliktedir. Bahsi geçen sure-i şerifte kendisine nimet ve evlat verilenlerin nimet ve evlatlar tarafından Allah'ın gazabından korunamayacağı bildirilir. 'Kur'an Nedir?' kitabının perspektifinden bu sureyi yorumlayacak olursak; Nuh Suresi, düşünebilen, nasihat almak isteyen her insan için son ayetine dek öğüt verici bir suredir.
1)
İnsanoğlu tabiatı, fıtratı gereği hayatın
anlamı, gayesi içindedir. Bir anlam arayışında debelenir durur. Kur’an-ı Kerim
bu anlam arayışına, hayatın gayesine en güzel ve en iyi cevaptır. Allah bizlere
kendini tanıtmak, anlam arayışına cevap vermek için
Peygamberler/Önderler/Rehberler göndermiştir. Peygamberlerin getirdiği
mesajların ana konusu ise “ Tevhid “dir. Allah kendisine ve Peygamberlerine
tabii olmamızı mesajlarını yerine getirmemize emretmektedir. Şayet bunu yerine getirmezsek
nankörlerden ve zalimlerden oluruz. Allah teala bizlere Kur’an’da geçmiş
kavimlerden bahseder ve bunlardan öğüt almamızı ister. Onların yaptığı hataları,
yanlışları yapmamalıyız ki sonumuz onlar gibi olmasın.
Nuh Suresi’nde Rabbimiz bize Hz.
Nuh’un kavmine mesajını iletme sürecindeki mücadelesini anlatır. Hz. Nuh,
peygamber olarak gönderildiği kavmini bir ve tek olan Allah’a kulluk etmeyi ve
mesajlarına itaat etmeye çağırmıştır. Davetini hem açıktan hem gizliden yapan
Hz. Nuh (a.s) kavmini uyarmış, tebliğini yapmış ve Allah’ın dinine iman etmeye
çağırmıştır. Lakin Hz. Nuh’un tüm çabalarına ve gayretlerine rağmen kavmi Hz.
Nuh’un dediklerine itibar etmemişlerdir. Hz. Nuh’a tuzak kuracak kadar sapıtan Hz.
Nuh’un kavmi, şirk içinde yaşamaya devam etmişler ve yoldan iyice çıkmışlardır.
Hz. Nuh bu durumda Allah’a, kavminin daha çok sapıtarak helak olması için
beddua etmiştir. Nihayet Hz.Nuh’un kavmine tufan gelmiş ve hepsi boğularak yok
olmuştur. Nuh aleyhisselam, Allah Teala Hazretlerine yeryüzünde hiçbir kafir
kalmaması ve gelecek nesillerin mü’min olması için dua etmiştir.
İbretlik bir vaka olan Hz.Nuh’un
kavminin sonu şüphesiz bizlere apaçık bir uyarı ve öğüt almamız için bir
mesajdır. Kur’an’ın bize verdiği mesajlara hakkıyla iman edip, tatbik edersek hayatın
anlamına ulaşmış oluruz. Hayatı Kur’an ve sünnetle anlamlandırırsak hem bu
dünyada hem de diğer dünyada hakiki saadete ulaşmış oluruz.
Nuh suresib öncelikle sure kelimesinin lügat anlamları şünlardır: yüksek yer, bir kenti kuşatan sur; yüksek rütbeb mevki; şeref ve şan; alamet ve nişan; binanın kısmı veya katları. Ayetlerden meydana gelenb başı ve sonu bulunan müstakil kur'an bölümülerinin adıdır.
Mekke'de indiğine inanılan surede Nuh'un kavmine peygamber olarak gönderilişinden, Nuh peygamberin kavmini Allah'a ibadet ve itaat etmeye davet edişinden, Allah'ın insanların emrine sunduğu çeşitli nimetlerden, putlara tapanların suda boğulmalarından bahseder.Hz. Nûh ilâhî vahye dayanan çağrıyı etkin bir şekilde insanlara ilk tebliğ eden, Kur’ânî beyanın zâhirî mânasına göre kavmi içinde 950 yıl kalan azimli ve iradeli bir peygamberdir.
Kur'an-i kerim'in çeşitli yönleri, farklı özellikleri vurgulanarak değişik tanımları yapılmıştır.bu tanımlar, onun bütün niteliklerini içine alan tanımlamalar değildir.
Muhammed Erkan Asan - 19070051
Nuh Suresi’nde Rabbimiz bize Hz. Nuh’un
kavmine mesajını iletme sürecindeki mücadelesini anlatır. Hz. Nuh, peygamber
olarak gönderildiği kavmini bir ve tek olan Allah’a kulluk etmeyi ve
mesajlarına itaat etmeye çağırmıştır. Davetini hem açıktan hem gizliden yapan
Hz. Nuh (a.s) kavmini uyarmış, tebliğini yapmış ve Allah’ın dinine iman etmeye çağırmıştır.
Lakin Hz. Nuh’un tüm çabalarına ve gayretlerine rağmen kavmi Hz. Nuh’un
dediklerine itibar etmemişlerdir. Hz. Nuh’a tuzak kuracak kadar sapıtan Hz.
Nuh’un kavmi, şirk içinde yaşamaya devam etmişler ve yoldan iyice çıkmışlardır.
Hz. Nuh bu durumda Allah’a, kavminin daha çok sapıtarak helak olması için
beddua etmiştir. Nihayet Hz.Nuh’un kavmine tufan gelmiş ve hepsi boğularak yok
olmuştur. Nuh aleyhisselam, Allah Teala Hazretlerine yeryüzünde hiçbir kafir
kalmaması ve gelecek nesillerin mü’min olması için dua etmiştir.
İbretlik bir vaka olan Hz.Nuh’un kavminin sonu şüphesiz bizlere apaçık bir uyarı ve öğüt almamız için bir mesajdır. Kur’an’ın bize verdiği mesajlara hakkıyla iman edip, tatbik edersek hayatın anlamına ulaşmış oluruz. Hayatı Kur’an ve sünnetle anlamlandırırsak hem bu dünyada hem de diğer dünyada hakiki saadete ulaşmış oluruz.
Muhammed Erkan Asan - 19070051
1) İnsanoğlu tabiatı, fıtratı gereği hayatın anlamı, gayesi içindedir. Bir anlam arayışında debelenir durur. Kur’an-ı Kerim bu anlam arayışına, hayatın gayesine en güzel ve en iyi cevaptır. Allah bizlere kendini tanıtmak, anlam arayışına cevap vermek için Peygamberler/Önderler/Rehberler göndermiştir. Peygamberlerin getirdiği mesajların ana konusu ise “ Tevhid “dir. Allah kendisine ve Peygamberlerine tabii olmamızı mesajlarını yerine getirmemize emretmektedir. Şayet bunu yerine getirmezsek nankörlerden ve zalimlerden oluruz. Allah teala bizlere Kur’an’da geçmiş kavimlerden bahseder ve bunlardan öğüt almamızı ister. Onların yaptığı hataları, yanlışları yapmamalıyız ki sonumuz onlar gibi olmasın.
Nuh Suresi’nde Rabbimiz bize Hz. Nuh’un kavmine mesajını iletme sürecindeki mücadelesini anlatır. Hz. Nuh, peygamber olarak gönderildiği kavmini bir ve tek olan Allah’a kulluk etmeyi ve mesajlarına itaat etmeye çağırmıştır. Davetini hem açıktan hem gizliden yapan Hz. Nuh (a.s) kavmini uyarmış, tebliğini yapmış ve Allah’ın dinine iman etmeye çağırmıştır. Lakin Hz. Nuh’un tüm çabalarına ve gayretlerine rağmen kavmi Hz. Nuh’un dediklerine itibar etmemişlerdir. Hz. Nuh’a tuzak kuracak kadar sapıtan Hz. Nuh’un kavmi, şirk içinde yaşamaya devam etmişler ve yoldan iyice çıkmışlardır. Hz. Nuh bu durumda Allah’a, kavminin daha çok sapıtarak helak olması için beddua etmiştir. Nihayet Hz.Nuh’un kavmine tufan gelmiş ve hepsi boğularak yok olmuştur. Nuh aleyhisselam, Allah Teala Hazretlerine yeryüzünde hiçbir kafir kalmaması ve gelecek nesillerin mü’min olması için dua etmiştir.
İbretlik bir vaka olan Hz.Nuh’un kavminin sonu şüphesiz bizlere apaçık bir uyarı ve öğüt almamız için bir mesajdır. Kur’an’ın bize verdiği mesajlara hakkıyla iman edip, tatbik edersek hayatın anlamına ulaşmış oluruz. Hayatı Kur’an ve sünnetle anlamlandırırsak hem bu dünyada hem de diğer dünyada hakiki saadete ulaşmış oluruz.
hocam 2.kez yüklüyorum ismimi unutmuştum
Ayşenur Hastürk
17070109
B Şubesi
Kur’an ,Yüce Allah’ın insanlığa olan mesajını anlama ve hayatlarımıza tatbik etme konusundaki en büyük rehberimizdir. Peygamberler ise bu mesajı insanlara iletmek ve baktıklarında göremediklerini onlara göstermekle görevli kişilerdir. Her insan kendi anlam arayışını, yaratıcısı ile olan ilişkisi ve kutsal bağını kendisi inşa etmek sorumluluğundadır. Gerçekten düşünen, okuyan, anlayan insan küfür ile mesafesini uzaklaştırır. Nuh’un kavmi için o Yüce Kur’an da, senelerini hakikati gözetmek ve tebliğ etmek için sarfeden peygamberde kifayetsiz kalmıştı. Çünkü onlar nefislerinin gölgesinde kalarak yaşamlarının asıl gayesine erişemediler ve böylece Allah’ın hidayetinden mahrum kaldılar.
İnsan dünyaya geldiği andan itibaren anlam arayışı içerisindedir. Bu onun fıtri/özsel bir durumudur. İçindeki bu arayışı ise inanmayla bütünleştirir. Bu da kişinin dünya da bir amaç uğruna yaşamasını sağlar böylelikle kişi umutsuzluk için de değil de daha mutlu bir hayat yaşamış olur.
Kur'an geçmiş toplumların kıssalarından bahsederek insanlara ders vermektedir. Burada detaylara girmez sadece olaylardan bahseder çünkü insanoğlu hangi yüzyılda yaşarsa yaşasın aynı karakterdedir. Kıssalarla toplumları uyarmaktadır, onlara öğüt vermektedir. Tanrı göndermiş olduğu bu kitapla onu okuyup üzerinde düşünmeyi anlamayı ve eylemlerimize yansıtmayı istemektedir.
Hz. Nuh ise kavmine bir uyarıcı olarak gönderilmiştir. Onları tevhid dinine davet etmiş fakat halkı ona kulaklarını tıkamıştır yine de açıktan ve gizli olarak tebliğine devam etmiştir. Onlara bu dünyada mal ve evlat vad etmiştir ama onların büyüklenmeleri ve Hz. Nuh'u öldürme teşebbüsleri sonucunda beddua etmiş ve sonunda helak olmuşlardır.
Peygamberlik tarihi boyunca Tanrı'nın en önem verdiği ve üzerinde durduğu şey tevhid inancıdır. Hz. Nuh da kavmini bu konuda uyarmaktadır. Halkının doğru yolu bulması için sürekli uyarılarda bulunmuştur.
Esra Nur Salda
18070194