AD-SOYAD: SEDA KESİK
ÖĞR. NU.: 18952705 TARİH:16.01.2020
1) SORU: Kur’an’ın Kur’an’la
tefsirinden ne anlaşılmaktadır?
CEVAP: Sayfa 45, paragraf 2
2) SORU: Konularına göre Kur’an
tefsirinde ön plana çıkan müelliflerden bahsediniz.
CEVAP: Sayfa 52,paragraf 3,4
3) SORU: Kur’an’ın muhtevası
üzerine yapılan araştırmaların sonuçlarından kısaca bahsediniz.
CEVAP: Sayfa 53,paragraf 3
4) SORU: Kur’an’ın uslubundan
bahsediniz.
CEVAP: Sayfa 56,paragraf 4
5) SORU: Kur’an açıklanırken ve
kendisinden hüküm çıkarılırken izlenilen yöntemlerden kısaca bahsediniz.
CEVAP: Sayfa 59, paragraf 1
6) SORU: Kur’an’da “mutlak
ifadelerin mukayyed olması” lafzından ne anlıyorsunuz. Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 99, paragraf 1
7) SORU: Kayıtlama yoluyla
açıklama tarzında kullanılan yöntemler nelerdir?
CEVAP: Sayfa 101, paragraf 3; sayfa 104 paragraf
1
8) SORU: Kur’an’da “genel
ifadelerin tahsis olması” lafzından ne anlıyorsunuz. Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 107, paragraf 1,2,3
9) SORU: Kur’an’da “müphem
hususların açıklanması”nın yöntemleri nelerdir? Maddeler halinde yazınız.
CEVAP: Sayfa 113, paragraf 4; Sayfa 114, paragraf
6; Sayfa 115, paragraf 3; Sayfa 117, paragraf 1; Sayfa 118, paragraf 3
10) SORU: “İfadelerdeki
ihtimallerin bir’e indirilmesi” lafzından ne anlıyorsunuz? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 123, paragraf 1,2
11) SORU: Kur’an tefsirinde
sünnetin yeri nedir? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 146, paragraf 1
12) SORU: Hz. Peygamber’in
Kur’an’ı tefsir yöntemleri nelerdir?
CEVAP: Sayfa 147, paragraf 3
13) SORU: Fatiha suresinin son
ayetinin Adiyy b. Hatim, el-İsfehani ve İsmail Cerrahoğlu müelliflerince
tefsirini kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 150, paragraf 5; Sayfa 151, paragraf
1,2,3,4
14) SORU: Kur’an’ın tefsirinde sahabe
görüşlerinin yerini kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 155, paragraf 1
15) SORU: Sıdki’ye göre Kur’an’ın
ıstılahları kaç kısıma ayrılır? Maddeler halinde yazınız.
CEVAP: Sayfa 160, paragraf 2,3,4
16) SORU: Kur’an’ın kendi
bütünlüğü içinde anlaşılması hangi çerçevelere bağlıdır?
CEVAP: Sayfa 163, paragraf 3
17) SORU: Kur’an’ın Kur’an’la
anlaşılması nasıl bir olgudur? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 165, paragraf 3
18) SORU: Kur’an’ın çözümlenmesinde
hangi ilimlere başvurulmaktadır?
CEVAP: Sayfa 165, paragraf 5
19) SORU: Kur’an’ın tefsir kaynağı
olarak önemini kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sayfa 166, paragraf 4
20) SORU: Kur’an’ı anlamak için
insanlığın fikir tarihini bilmek sözünden ne anlaşılmaktadır?
CEVAP: Sayfa 166, paragraf 3
AD-SOYAD: Mustafa Yılmaz ÖĞR. NU.: 19922780 TARİH: 16-01-02021
Kur'an Nedir?
Her Müslüman birey Allah'a, gönderdiği Peygamberine (as.) ve indirdiği Kur'an'a iman etmiş olmakla esasında Hz. Allah ile sözleşmiş ve La ilahe illallah Muhammedun resulullah diyerek, yani bunu dil ile ifade edip kalp ile ikrar etmek suretiyle o anlaşmanın altına imzasını atmıştır. Bunun getirmiş olduğu birinci sorumluluk Kur'an'ı okumak, onun hükümlerini düşünmek, anlamak ve ihlas ile yaşayarak hayatına aktarmaktır. Yani hayatını Kur'an ile anlamlandırmaktır. Bunu yapabilmek için sorulması gereken ilk soru "Kur'an nedir" ve bizden talepleri nelerdir soruları olacaktır. Bu bağlamda Kur'an'ın tam olarak nasıl bir kitap olduğunu anlamadan, onunla hayatımızı anlamlandırmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle ben de okumalarımı yaparken Kur'an nedir kitabından başlamayı uygun gördüm.
Kur'an ve Bağlam
Kur'an'ın nasıl bir kitap olduğunu, benden beklentilerinin ne olduğunu ve hayatımı onunla nasıl anlamlandırmam gerektiği ile ilgili faydalı malumatlardan sonra, Kur'an'ın anlaşılmasında çok hayati bir rolü olan tarihsellik ve esbab-ı nüzul konularını derinlemesine mütalaa ve müzakere etmek için Kur'an ve Bağlam kitabını okumayı uygun gördüm. Kur’an’ın anlaşılmasında esbabı nüzul rivayetlerinin doğurduğu olumsuz sebepleri ve bu konuda yeni yaklaşımlara duyulan ihtiyacı ve bunlara getirilen önerileri büyük bir merakla okudum. Kuran'ı bu bağlamda anlamak isteyenler, başta Sahabiler olmak üzere, Esbab-ı Nüzul ilminden yararlanmayı önemli bir ilke olarak gördükleri belirtilmiştir. Ayrıca Esbab-ı Nüzul ilminin, Kur'an'ın soyut bir düşünce değil, yaşanabilir, yaşanmış bir hakikat olduğunun da delilidir.
Kur'an'ının Bütünlüğü Üzerine
Bu bilgilerden sonra Kur'an'ı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışırken ona (özellikle metodik açıdan) nasıl yaklaşmam gerektiğine dair doğru bilgiye erişebilmek adına Kur'an'ının Bütünlüğü Üzerine isimli kitabı okumaya karar verdim. Kur'an'ı anlama gayretinde olan bazı kimselerin metod açısından tutarsızlığa düştüğünü, kendi şahsi düşüncelerini ön plana çıkarmaya çalıştığını, ona kendi doğrularını onaylatmak istediğini üzülerek müşahede ettim. Bu yaklaşımlar Kur'an'ın bütünlüğüne gölge düşürmüş ve onun hatalı yorumlanmasına yol açmıştır. Aynı hatalara düşmemek adına Kur'an'ı kendi bütünlüğü ve fikir sistemi içinde anlamanın önemli ve elzem olacağını düşündüm. Bu bağlamdaki bilgi eksikliğimi bu eserde verilen faydalı malumat ve örneklerle bir nebze de olsa giderme imkanı buldum.
Tefsir Tarih Atlası
Bu eser tefsir metinleri müzakere edilirken tefsir tarihi konusunda yapılacak okumalara eşlik edecek bilginin pratiğe aktarılması / kullanılır kılınması aracı olarak tasarlanmıştır. Ayrıca hicri I-XV arasında yaşamış müfessirlerin hayat hikayeleri harita üzerinde gözlemlenebilmektedir. Böylece doğum ve vefat tarihlerinin, nereli olduklarının, eğitimi nerede ve kimden aldıklarının, hocalıklarının, yetiştirdikleri talebelerin, tefsirlerindeki kaynak ve yöntem tercihlerinin bilgisi elde edilecek ve bütün bu hususlar arasındaki bağlantı tespit edilecektir. Bir klasik tefsir metnini okurken tefsirlerin telif edilmelerinin farklı koşullarını tarihsel ve coğrafi bağlamını bilerek okumak, müfessirleri, eserlerini ve ne yapmak istediklerini kavramak açısından çok faydalı oldu. Ayrıca eserde klasik tefsir metinleri seçilmiş, çünkü alanın ana konularını, temel sorularını ve ana problemlerini, kavramların kullanılışını ve anlam içeriklerini tanıma süreçlerini, farklı anlamlar ve yorumlarla daha anlamlı kılmaya katkı sağlamaktadır.
Ömerül
Faruk ALTUN
Dr.19922783
Esbab-ı Nüzul I
1) KUR’AN NEDİR?
2) KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ
ÜZERİNE
3) KUR’AN ve BAĞLAM
4) TEFSİR TARİHİ ATLASI
Kitapları okuma sırası da
böyle olmuştur.
KUR’AN
NEDİR?
Yazar: Prof. Dr. Ahmet
Nedim SERİNSU
Kitap Şule yayınların
tarafından 1999 da İstanbul’da ikinci baskı olarak basılmıştır.
Kitap; sunuş, önsöz,
giriş ve iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.
Birinci bölümde yazar bu
kitabında aslında insanın anlam arayışı çerçevesinde başladığı kitabına yine
kendisinin fomüle ettiği “ gören kimdir, nerede görmüştür, neyi görmüştür ve
nasıl görmüştür?” soruları ve bunların cevaplarıyla başladığı kitabını, insanın
bu çabası karşısında Kur’an’ın insana verdiği örneklerden bahsetmiş ve
Kur’an’ın önerdiği metodu “oku, tedebbür et, anla, ihlasla yaşa” formüle
etmiştir.
İkinci bölümde yazar
Kur’an nedir, sorusunun cevabıyla başladığı konusunu bir kitap olarak Kur’an,
vahiy, ayet sure kavramları ve en nihaye Kur’an’ın kavram olarak tanımı ve en
sonun da Kur’an da Kur’an başlığı altında kitabını hitama erdirmiştir.
KUR’AN’IN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
Yazar: Prof. Dr. Halis
ALBAYRAK
Kitap Şule yayınların
tarafından 2018 de İstanbul’da sekizinci baskı olarak basılmıştır.
Kitap; sunuş, önsöz, giriş
ve üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır.
Yazar önsözde neden böyle
bir çalışma yapma ihtiyacı hissettiğini izah sadedinde, “Kur’an’ın kedi
bütünlüğü ve fikir sistemi içinde anlama esası çok önemli olmasına rağmen, bu
esasın pratikte zaman zaman ihmal edildiğini gördüğümüz için..” demektedir.
Giriş kısmında ise konunun önemi, gayesi, metodu ve Kur’an’ın bir bütün oluşu,
açık ve anlaşılır oluşu ve çelişkiden uzak oluşunu izah etmektedir.
Birinci bölümde;
Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri başlığı altında, ayet çerçevesi, siyak-sibak
çerçevesi ve Kur’an’ın bütünlüğü çerçevelerini anlatmaktadır. Daha sonra
Kur’an’ı anlamaya engel faktörlerden bahsetmektedir.
İkinci bölümde ise
Kur’an’ın kendini tefsir edişini, mutlak ifadenin kayıtlanması, umumun tahsis edilmesi,
müphemin beyanı, garip kelimenin beyanı, ihtimallerin bire indirilmesi, kısa ve
veciz ifadenin beyanı, mecazın tayini ve izahı güç hususların açıklanması
konularını pek çok örnek vererek anlatmaktadır.
Üçüncü bölümde ise;
Kur’an kendini açıklamaya yeter mi üst başlığı altın da Sünnetin, sahabe görüşü
ve tarihi bilgilerin tefsir dek yerinden bahseder. Bu bölümde yazar tefsirde
bizzat Kur’an’ın kendisi, Hz. peygamber ve sahabeyi zikrettikten sonra
Kur’an’ın indirildiği dönemi bilmenin önemini de ayrıca vurgulayarak dördüncü
bir kaynak olarak ele alınması gerektiğini vurgulamıştır.
KUR’AN
ve BAĞLAM
Yazar: Prof. Dr. Ahmet
Nedim SERİNSU
Kitap Şule yayınların
tarafından 2018 de İstanbul’da üçüncü baskı olarak basılmıştır.
Kitap; Önsöz, üç kitap ve
eklerden oluşmaktadır.
Yazar birinci kitapta
Esbab-ı nüzul’ün rolü başlığı altında; Bir giriş ve üç bölümde konuyu
işlemiştir.
Birinci kitabın birinci
bölümünde; Kur’an ilimleri ve Esbab-ı nüzul iminden, ikinci bölümde esbab-ı
nüzul rivayetlerinin değerlendirilmesinin sonuçlarından, üçüncü bölümde ise;
Esbab-ı nüzule yeni bir yaklaşım başlığı altında, bu konuda ilk iki bölümde
sıraladığı eksiklikler ve yanlışlıkların giderilmesi için nelere dikkat
edilmesi gerektiğini izah etmektedir.
İkinci kitap; Sa’lebe
Kıssası üst başlığı altında ikinci bir başlık olarak Esbab-ı nüzul’e yeni bir
yaklaşım şeklindedir. Yazar burada giriş kısmında Esbab-ı nüzul’ün tanımı, yeni bir yaklaşımın
sebebini ve amacını izah edip kitabının beş bölüm halinde devam ettirmiştir.
Başlıklar dikkat çekicidir; Önce Salebe hadisi,
sonra sire, rical ve tarih kitaplarında sonra hadis, tefsir kitaplarında
konu araştırılıp kaynağı ile ilgili bilgiler verilmiş ve en son yazar birinci
kitapta bahsettiği yeni yaklaşım şekliyle kıssayı değerlendirip Esbab-ı nüzul
hakkında oluşturduğu metodunu uygulamıştır.
Üçüncü kitap; Tarihsellik
ve Esbab-ı nüzul üst başlığı altında, bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır.
Giriş bölümünde;
Tarihsellik problemi ve açılaması, araştırmanın amacı ve metodu izah edilmiştir.
Birinci bölümde Tarihsellik kavramının temellendirilmesi başlığı altında
doğuşu, gelişimi, kullanım çevresi ve alanlarından bahsedilip üçüncü bölümde
tarihsellik ve Esbab-ı nüzul konusu işlenmiştir. Yazar burada tarihsellik ve
tarihselcilik hakkında “bu kavramlar ve benzerleri İslam düşüncesi içerisinde
değerlendirilirken, geçirmiş oldukları tarihsel süreç ve mana sapmalarının göz
önünde bulundurulmasının isabetli olacağıdır.” Demektedir. Ayrıca “Esbab-ı
nüzul rivayetleri ile yazılacak orijinal tarih, nüzul asrını en sahih şekilde
izleme imkanı verecektir. Tefsir için yapılan esbab-ı nüzul rivayetleri ile
yazılacak düşünülmüş tarih de çok sayıda insani faaliyetleri / başarıları,
kur’an’ı Kerim’i anlamak isteyen insanın bakış ufkuna sunacaktır.” Demektedir.
Her üç kitabın bir arada
verilmesinin çok isabetli olduğu görülmektedir. Esbab-ı nüzul ile ilgili anlam
çerçevesi ve ilgili hususlar verilip
Esbab-ı nüzul’ün anlaşılmasında bir metod belirleme gayreti ve meseleyi
izah için bir örneğin enine boyuna incelenip yenilerde de aynı konu ile
ilişkilendirilen bir idğer konunun izahı ile kitabın bitirilmesi çok faydalı
olmuştur.
TEFSİR
TARİHİ ATLASI
Yazar: Prof. Dr. Ahmet
Nedim SERİNSU
Kitap Grafiker yayınların
tarafından 2019 da Ankara’da birinci baskı olarak basılmıştır.
Kitap; bir giriş ve altı
ana başlıktan sonra yirmi bir adet müfessir bunların eserlerini, tefsir tarihi
ve uygulama haritaları daha sonra da tekrar dört konu ve uygulama haritaları
ile konu bitmektedir.
Eser incelendiğin de
yazarın da dediği gibi bu işin büyük emek ve organizasyon istediği
görülmektedir. Ancak eserle gerçekleştirilmek istenen gayenin hakikaten
yıllarca okuduğumuz ve öğrendiğimiz bilgilerin aslında çok uzakta değil
gözümüzün önünde olduğunu ve anlaşılmasının öyle çok zor olmadığını
görmekteyiz. İnsanın gözüyle gördüğünün daha kolay anlaşıldığı düşüncesinden
yola çıkılarak oluşturulan bu eserin ne kadar büyük bir boşluğu doldurduğunu
belirtmemekten geçemeyeceğim.
AD-SOYAD: Mikail AKBOĞA ÖĞR. NU. : 19922778 TARİH: 17. 01. 2021
3.
DÖRT
kitabı başlıklarını vererek “Neden ve nasıl bir sıra ile birlikte okudun?”
sorusuna ilişkin en az 350 kelimeden oluşan bir metin yazın.
İlk olarak ismi dikkat
çekici olan kur’an nedir? Kitabı öncelendi. Bunun nedeni yazarın zihin
dünyasındaki veya kitapta anlattığı kur’an’ın ne? liğinin merak edilmesiydi.
Kitap üç bölüm ve üç ek makaleden oluşmaktadır.
Birinci bölümde insanın anlam arayışı ana başlığı ve anlam arayışı
serüveni ve nasıl gerçekleştiği, görenin kim olduğu nede gördüğü, neyi gördüğü,
nasıl gördüğü alt başlıkları işlenmiştir. İkinci bölümde insanın anlam arayışı
ve kur’an’ı kerim konusu işlenmiştir. Üçüncü bölümde ise kur’an nedir? Ana
başlığı ve kur’an bir kitaptır, kur’an vahiy mahsulü bir kitaptır, kur’an
ayetlerden ve surelerden oluşan bir kitaptır ve kur’an’da kur’an alt başlıkları
işlenmiştir. Ek bölümde ise ilk olarak “bizi biz yapan değerlerimiz ve
hayatımızı anlamlandırmadaki rolü”, sonra “türk ailesinin ev içi düzeninde levhalar”,
son olarak “Osmanlı mimarisinde kültürel ifadelerin görsel kullanımı” başlıklı
üç makale işlenmiştir. Konular etkileyici ve bilimsel bir dille yazılmış olup
son derece faydalanılmıştır.
İkinci olarak “kur’an’ın bütünlüğü üzerine” kitabına
bakıldı. Bu kitap, bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde,
konunun önemi, gayesi ve metodu üzerine bilgiler verildikten sonrasında birinci
bölümde Kur’ân’ın bütünlüğüne dikkat
çekilir. Çünkü bir bütün olarak Kur’ân’a yaklaşılmayınca doğru anlaşılması bir
yana vermiş olduğu mesajdan da fersah fersah uzaklaşılacağından bahsedilir,
ardından Yazar tarafından öncelikle
Kur’ân’ın Kur’ân’la tefsirinden ne anlaşıldığı ortaya koymaya çalışılır. İkinci
bölümde Kur’ân’nın bütünlüğünden ne anlaşıldığını ve buna nelerin engel olduğu
ortaya koyulduktan sonra bu bölümde Kur’ân’ın açık ve anlaşılır olduğunun
üstünde durulur. Son bölümde ise Kur’ân’ın çelişkiden uzak olduğunun üzerinde
durulur. Zira Kur’ân’a bütüncül yaklaşmamanın kararı olan çelişkiler ona
bütüncül yaklaşmanın ehemmiyetini ortaya koyduğu üzerinde durulur.
Üçüncü sırada herhangi bir önem ve neden olmaksızın
kuran ve bağlam kitabına bakılmıştır. Bu kitap
“Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü”, “Sa‘lebe Kıssası” ve
“Tarihsellik ve Esbâb-ı Nüzul” kitaplarından oluşmuştur. Birinci kitap
“Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl İlmi”, “Kur'ân-ı Kerim’in Anlaşılmasında
Esbâb-ı Nüzûl Rivayetlerinin Değerlendirilmesinin Sonuçları” ve “Esbâb-ı Nüzûle
Yeni Bir Yaklaşım” bölümlerinden oluşmaktadır. Bu bölümlerde; Esbâb-ı Nüzûl
ilminin tanımı yapılmış, doğuşu ve gelişimi açıklanarak Kur'ân-ı Kerim İlimleri
arasındaki konumuna vurgu yapılmış, esbâb-ı nüzûl’un Kur'ân-ı Kerim’in
anlaşılmasında yetersiz kalması ve rivayetlerinin doğurduğu olumsuz sonuçlar
incelenmiş ve bazı esbâb-ı nüzûl rivayetleri yeniden bir değerlendirmeye tâbi
tutulmuştur. Daha sonra esbâb-ı nüzûl İlminin Kur'ân-ı Kerim’i anlama açısından
yetersiz kaldığı bir takım hususların bulunduğuna, Bunların rivayetler, umum
husus, taaddüt taahhür ve tarih ilmi olmak üzere 4 grupta toplandığına işaret
edilmiştir. Esbâb-ı Nüzûl rivayetlerinin doğurduğu olumsuz sonuçların yorum
zenginliğine engel olması, Kur'ân-ı Kerim’in evrensel hedefi olan
Kur’ân-İnsan-Hayat bütünleşmesini önlemesi ve konunun istismar edilmesine
dikkat çekilmiştir. Daha sonra Kur'ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule
olan ihtiyacın ilk olarak Kur’ân’ın belirlemesi gerektiğine İkinci olarak
Kur'ân-ı Kerim’in bütünlüğünün dikkate alınmasına Üçüncü olarak siyak-sibak
ilişkisi göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Beş ana
bölümden oluşan ikinci Kitabın ilk bölümünde Sa’lebe Hadisine yer
verilmiştir. İkinci bölümünde siret, ricâl ve tarih kitaplarında bu kıssanın
nasıl ele alındığı incelenmiş, kıssanın sıhhatinde sıkıntı görmeyenler, olayın
doğru ancak kahramanın başkası olduğunu söyleyenler ve kıssanın sıhhatinden
şüphe edenler olmak üzere 3 farklı yaklaşımdan söz edilmiştir. Üçüncü bölümde
hadis kitaplarından, dördüncü bölümde tefsir kitaplarından Sa’lebe kıssası incelenmiş,
Son bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım ile bu kıssa
değerlendirilmiştir. Diğer kitaplarda olduğu gibi üçüncü kitapta da ilk
olarak konuya bir giriş ile başlanmış, ardından amaç ve metottan
bahsedilmiştir. Girişte tarihsellik kavramından ve bu kavramın felsefeye ait
bir kavram olduğundan söz edilmiş, tarihsellik kavramı esbâb-ı nüzul
çerçevesinde ele alınıp, incelenmiş ve kendi kültür alanımızda bu kavramın
nasıl kullanılabileceği irdelenmiştir. Üçüncü kitap “Tarihsellik Kavramının
Temellendirilmesi” ve “Tarihsellik ve Esbâb-ı Nüzûl” temel iki bölümünden
oluşmaktadır. İlk bölümde tarihsellik ve tarihselcilik terimlerinin, Batı’da
17. ve 19. yüzyıllarda tabiat ilimleri ile beşerî ilimler arasındaki zıtlık,
epistemolojik bir çatışmaya dönüştüğünde ortaya çıkmış kavramlar olduğuna, Bu
kavramlardan doğan anlam çerçevelerinin günümüzde de bulanık halini koruduğuna,
Bu kavramların çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılmalarına neden olduğuna
ve Batı düşünce sistemine ait çok geniş anlam alanlarına sahip olduklarına
değinilmiştir. Sonraki bölümde ise Tarihsellik ve tarihselcilik kavramları Batı
kültürüne ait kavramlar olduğu için, kendisini kuşatan bu kültürel ortamdan
etkilenmesinin kaçınılmazlığına Kur'ân-ı Kerimin ise insana hidayet rehberi olmayı
ana gaye edinerek, tarih ve tarihsellik bağlamında temel karakteristiğini
ortaya koyduğuna dikkat çekilmiştir. Esbâb-ı nüzûl-tarihsellik kavramı
ilişkisine, esbâb-ı nüzulün Kur'ân-ı Kerim’in bütünlüğü içerisindeki yeri ve
insanın tarihsel bir varlık olması bağlamında bakılması gerektiğine dikkat
çekilmiştir.
Dördüncü sırada ele alınan kitap ise tefsir tarihi atlası ve uygulama haritaları kitabıdır. Bu kitabın önemi ise müellifin diliyle kısaca şöylece özetlenebilir. “Tefsirlerin telif sürecinde birçok bağlam olup bu gerçeği bir müfessirin hayatı, eserleri ve tefsiri üzerine yapılan derinlikli çalışmalarda tespit etmek mümkündür. Günümüzde İslâmi ilimler çerçevesinde yapılan tefsir çalışmalarının gerek telif gerekse tercüme olsun güçlü bir kitabiyat/literatür oluşturduğu söylenebilir. Ancak İslam kültür tarihinin içerisinde Tefsir Tarihi’nin geniş, yaygın bir araştırma alanına sahip olduğundan hareketle, yeni bir perspektiften Tefsir Tarihi’ni incelemek bir gereklilik olarak düşünülmelidir. Sathi ve kısa soluklu açıklamalara alanı bırakmamak için bu muhteşem bilimsel birikimi yeterince tahlil ve terkip eden çalışmalara ihtiyaç vardır. Bilindiği üzere Tefsir Tarihi’nde bugüne kadar haritaların sağladığı kolaylıklar ve bağlamlar dikkate alınmamıştır. Tefsir Tarihi Atlası ve Uygulama Haritaları, söz konusu yaklaşımı benimseyerek, Müslüman kültür mirasının tefsir alanındaki bilimsel ürünlerinden haritalar aracılığıyla yararlanabilmek ve anılan bağlamları bir arada görmeye yardımcı olmak amacıyla tasarlanmış bir çalışmadır”
RAMAZAN
ÜNSAL (19922782) DOKTORA ESBABI NÜZUL
I.
ÖDEV: DÖRT KİTABI HANGİ SIRAYLA OKUDUM.
İlk olarak Kur’an nedir kitabını okudum. Kur’an nedir sorusunun
insanın hayatına anlam katması açısından sorulmuş olduğunu anladım. Böylece
insan-hayat-tabiat-evren bütünlüğünün gerçekleşmesinde vahiy temelli kurallar
konulmuştur. Allah Teâlâ Kur’an’ı oku, düşün anla ihlasla yaşa diye
göndermiştir. Kur’an’ın insan hayat ve kâinata can veren ilkelerini, hidayet
rehberi olarak teoriği pratiğe aktararak hayata anlam katmak nasıl gerçekleşir
bunun yollarını öğrendim. Hayatımızı anlamlandırmada Kur’an’dan nasıl
yararlanacağımı bu kitabı okuyarak anladım. İnsanın anlam arayışında Kur’an’ın
teorik ilkelerini yüksek değerler olarak hayatına katması ve böylece fıtratına
varlık şartlarına uygun bir hayat yaşamasının önemli olduğu anlaşıldı. Anlamlı
bir hayat nasıl değerli olduğu, anlamsız bir hayatın nasıl
değersizleştirildiğini Kur’an nedir kitabını okuyarak öğrendim. Kur’an’ın nasıl
bir kitap olduğu sorusunun cevabını da bu kitabın ikinci bölümünde öğrendim.
Kur’an nedir kitabından sonra Kur’an’ın bütünlüğü üzerine kitabını
okudum. Kur’an’ın hayatımıza anlam katma hedefinden sonra Kur’an’ı bütünlük
çerçevesinde okumanın gerekliliği kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Kur’an’ın
anlaşılması için bütünlüğe dikkat edilmelidir.
İlk önce ayet çerçevesindeki bütünlük görülmeli sonra siyak-sibak, yani
bağlam çerçevesindeki bütünlük ve Kur’an bütünlüğü çerçevesindeki bütünlük
dikkate alınmalıdır. Kur’an’ın bütünlüğü çerçevesinde anlaşılmasının önündeki
engellerin neler olduğunu öğrendim. Daha sonra tefsir metodu olarak Kur’an’ın
kendisini tefsir etmesi üzerinde bu kitaptan bilgi elde ettim. Hz.
Peygamberimizin ve Sahabenin Kur’an’ı tefsir edişlerinin önemi sahabenin sebebi
nüzul olaylarını yaşamaları şahit olmaları tefsirdeki değerlerini hakkında
Kur’an bütünlüğü çerçevesinde anladım.
Kur’an’ın bütünlüğü üzerine kitabını okuduktan sonra Kur’an ve
Bağlam kitabını okudum. Bu kitap da Kur’an’ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzul’ün
önemini anladım. Ancak Esbab-ı Nüzul rivayetlerini anlamak ayırt emek konusu
üzerinde durulmuş ve imamı Ahmed’in üç şeyin aslı olmadığı rivayeti üzerinde
durularak bunun aslı değil senetsiz rivayet edilmelerinden dolayı senedi yoktur
anlamında kullanıldığını öğrendim. Bu kitapta en önemli edindiğim bilgi Esbab-ı
Nüzul rivayetlerinin sınıflandırılmasıydı. Böylece rivayetlerin
değerlendirilmesi gerçek Esbab-ı Nüzul rivayetleri ve tefsir için Esbab-ı Nüzul
rivayetleri olarak sınıflandırılmıştır. Rivayetlerin değerlendirilmesinde hadis
usulündeki cerh ve ta’dil metodunun kullanılması gerekmektedir. Böylece teaddüt
ve teahhur problemleri çözülmüş olacaktır. Salebe kıssası değerlendirilerek bu
kıssanın Tevbe 75 ayetin nüzul sebebi olarak değerlendirilemeyeceği
açıklanmıştır.
Son olarak Tefsir Tarihi Atlası kitabını okudum. Bu kitapta teori
ve pratik ilişkisinin nasıl kurulduğunu öğrendim. İlk olarak kavramları ve
tanımlarını ele aldık. Bu başlık altında “anlam küre”den bahsettik. Mütalaa, müzakere, münakaşa, tebliğ tebyin, amel,
ihtilaf ve hilaf, fıtrat… gibi kavram ve tanımları üzerinde duruldu. Tarih
nedir bölümünde olgu-olay ayrımının ne olduğu tarihin geçmiş şimdi ve gelecek
olarak dönemlere ayrılmasından bahsedildi. Hemen bu bağlamda tefsir tarihi
haritası oluşturularak nüzul ortamından ve tefsir tarihinin 15 asrından
müzakereler yapıldı. Sonra kavram ve terim nedir açıklık ve seçiklik üzerinde
durularak tarihsellik kavramı üzerinde mütalaa yaptık. Muallim kimdir? Sorusuna
cevap aradık. Hz. Muhammed’in ilk muallim olduğundan söz ettik. Akabinde
müfessir kimdir sorusuna cevap aradık.
AD-SOYAD: Muhammed SAQAAN ÖĞR. NU.: 20922734 TARİH: 17.01.2021
3.
Ödev: DÖRT kitabı başlıklarını vererek “Neden ve nasıl bir
sıra ile birlikte okudun?” sorusuna ilişkin en az 350 kelimeden oluşan
bir metin yazın.
Bir gece masama okumak için dört kitap koydum, ve bu
kitaplar İmam Gazzâlî’ya aitti.
Bu kitaplar şöyleydi:
§ Tehâfütü’l-Felâsife
§ İhyâü
Ulûmi’d-Dîn
§ el Munkız
Mine'd-Dalâl ve'l-Mufsıhu A'ni'l-Ahvâl
§ El-Müstasfâ
Kendime hangi kitapla başlayacağımı sordum. Ve (el-Münḳıẕ
mine’ḍ-ḍalâl ve’l-müfṣıḥ ʿani’l-aḥvâl) kitapla başlamaya karar verdim,
çünkü bu kitap, Gazzâlî’nin (ö. 505/1111) kendi düşünce hayatının gelişimini özetlediği, dönemindeki
İslâmî inanç ve düşünce hareketlerini değerlendirdiği bir kitaptır.
Kitapta Gazzâlî (ö. 505/1111), yaklaştığı ve onlardan hakikate geçmeye çalıştığı bir grup öğretiyi gözden
geçiriyor ve onun için gerçek, tam bir kesinlik içinde Tanrı'nın bilgisiydi.
Eserin giriş kısmında, taklitten hoşlanmayan bir
karakter olarak hakikati ararken duyulara ve akla dayanan bilgilerin gerçekliği
konusunda derin bir şüpheye düştüğünü, kendisini bütün deneysel ve aklî
bilgilerin dayandığı temellerden şüphelenmeye kadar götüren, bu sebeple
“hastalık” ve “safsata” diye nitelediği bu kriz döneminin iki ay kadar
sürdüğünü anlatan müellif, “Allah’ın kalbine attığı nur” sayesinde yeniden
sağlığına kavuştuğunu ve aklın zorunlu bilgilerini bütün kesinliğiyle kabul
ettiğini belirtir.
Gazzâlî, Allah’ın kendisini bu hastalıktan kurtarmasının ardından
hakikati araştıranların sadece dört gruptan ibaret olduğunu anladığını söyler.
Kelâmcılar, bâtınîler, filozoflar ve sûfîlerden oluşan bu grupların bilgi
anlayışları ve yöntemleri Hakkında kendi kaynaklarına dayanarak yaptığı
incelemelere ve ulaştığı sonuçlara dair bilgi verir.
Filozofları dehrîler, tabiatçılar ve ilâhiyatçılar
şeklinde başlıca üç gruba ayıran Gazzâlî (ö. 505/1111), onların üzerinde durduğu düşünce alanlarını
matematik, mantık, tabiat ilimleri, ilâhiyat, siyaset ve ahlâk olmak üzere altı
kısımda incelemektedir.
(el-Münḳıẕ
mine’ḍ-ḍalâl) Kitabı, Gazzâlî'nin (ö. 505/1111), tüm kitapları arasındaki bağlantıdır. Müellif, bu
akımları inceleyip yanlışlarını ve eksilerini tesbit ettikten sonra aradığı
hakikate sûfîlerin yoluyla ulaştığını bildirir. Onların hayat tarzlarının en
güzel hayat tarzı, yollarının en güzel yol, ahlâklarının en güzel ahlâk
olduğunu kavradığını, zâhir ve bâtınlarının nübüvvet kandilinin nuruyla
aydınlandığını, esasen yeryüzünde nübüvvet nurundan başka aydınlanılacak ışık
olmadığını vurgular.
Sonra, bu kitabı bitirdikten sonra, İmam Gazzâlî'nin (ö. 505/1111) bu konuya göre ne kurduğunu
öğrenmek için (İhyâü Ulûmi’d-Dîn) kitabıyla başladım.
Gazzâlî'nin (ö. 505/1111) bu eseri İslâm ümmeti için bir ıslah projesi
niteliğinde kaleme aldığını göstermektedir.
Müellif eserin önsözünde, âhiret yolunun öncüleri
olması gereken âlimlerin şeytanın aldatmasına kapılmış şekilciler olduğundan
yakınır; bunların ilim kavramını yozlaştırdıklarını, ilmi siyasetçilerin
taleplerine uygun olarak verilen fetvalardan veya içeriksiz kelâmî
tartışmalardan ya da vâizlerin sıradan insanları etkileyen tumturaklı
konuşmalarından ibaret sayarak halkı yanılttıklarını söyler; gerçek ilimlerin
ve selef-i sâlihînin takip ettiği âhiret yolunun artık unutulduğunu
görerek İḥyâʾü ʿulûmi’d-dîn adını verdiği kitabı yazmanın gerekli
olduğu kanaatine vardığını belirtir.
Dört
ciltten oluşan eserin her cildinde “kitâb” başlığı altında on konu işlenmiştir.
“Rub‘u’l-ibâdât” başlıklı ilk ciltte, “Rub‘u’l-âdât” başlıklı II. Ciltte,
“Rub‘u’l-mühlikât” başlıklı III. Ciltte, ve “Rub‘u’l-münciyât” başlıklı son
bölümdedir .
(İhyâü
Ulûmi’d-Dîn) kitabI ona karşı farklı görüşlere sahip vardı, bu yüzden
bazıları onu övüdü, hatta övgülerle çok abartmışlardır. Ve bazıları eseri ağır eleştirmişlerdir.
ve Henüz Gazzâlî (ö. 505/1111) hayatta iken Endülüs’te İḥyâʾın
yakılması yönünde fetvalar verilmiş.
Ondan sonra onun kitabını (El-Müstasfâ)yı okumaya başladım.
Usulü'l-Fıkıh'ın terminolojisini ve genel yapısını ilk
kuranın kendisi olduğuna dair katkısını gördüm. Gazzâlî'nin (ö. 505/1111), fıkhın fürû ve usulüyle
ilgili birçok kitap yazdıktan sonra tasavvuf ve ahlâka yöneldiğini ve o
alanlarda da geniş eserler tasnif ettiğini, ardından tekrar ders vermeye
başlaması üzerine bu eseri kaleme aldığını belirtmesi ve önceki eserlerinin
büyük çoğunluğuna burada ismen atıfta bulunması da el-Müstaṣfâ’yı
hayatının sonlarına doğru telif ettiğini göstermektedir .
Gazzâlî (ö. 505/1111), bu eserinde fıkıh usulü konularını özellikle Ehl-i sünnet zâviyesinden ve başta Mu‘tezile olmak üzere diğer ekollerle karşılaştırmalı olarak en ince ayrıntılarına kadar tartışmış, tenkit ve tekliflerini ortaya koymuştur.
Son olarak, felsefeyi nasıl sindirdiğini ve filozoflara nasıl cevap verebildiğini öğrenmek için (Tehâfütü’l-Felâsife) kitabını okudum.
Bu kitabı bir giriş, dört mukaddime, yirmi konunun (mes’ele) incelendiği “İlâhiyyât” ve “Tabîiyyât” başlıklı iki bölümle kısa bir hâtimeden oluşmaktadır. Konuların on altısı ilâhiyat ve metafizik, dördü tabîiyyâta dairdir. Gazzâlî filozofları eleştirirken yirmi meseleden onunda “ibtâl” (çürütme, geçersiz kılma), altısında “ta‘cîz” (âciz bırakma, köşeye sıkıştırma), iki meselede filozofların ortaya koyduğu kanıtların yetersizliğini belirtmek üzere “acz”, bir meselede aldatmacaya başvurduklarını belirtmek için “telbîs” kelimesini kullanmıştır. Gazzâlî'ye göre filozofların öğretileri tutarsızdır, doğru temellendirilmemiştir; yargıları incelemeye ve kesin bilgiye değil zan ve tahmine dayandığı için aralarında görüş birliği yoktur. Eğer metafizik hakkındaki bilgileri tahminden arındırılsa ve matematikte görüldüğü gibi kesin kanıtlara dayandırılsaydı bu konularda görüş ayrılığına düşmezlerdi.
Kaynakça:
1-
Gazzâlî,Tehâfütü’l-Felâsife,Tahkik:
Süleyman Dünya, Daru'l-Mârif, Kahira, 6. Baskı.
2-
Gazzâlî,
İhyâü Ulûmi’d-Dîn, Daru'l-Marif, Beyrut.
3-
Gazzâlî, el
Munkız Mine'd-Dalâl ve'l-Mufsıhu A'ni'l-Ahvâl, Tahkik: Muhammed Cabir,
el-Mektebetu's-Sekafiyye, Beyrut.
4-
Gazzâlî,
El-Müstasfâ,Tahkik: Muhammed Abdusselam Abduşşafi, Daru'l Kutübi'l-İlmiyye,
Beyrut, 1. Baskı, 1413 - 1993.
5-
https://islamansiklopedisi.org.tr/
AD-SOYAD: Azime Betül DEMİREL
YİĞİT
ÖĞR. NU.: 20922731/Doktora TARİH: 16.01.2021
3.
DÖRT kitabı başlıklarını
vererek “Neden ve nasıl bir sıra ile birlikte okudun?” sorusuna ilişkin
en az 350 kelimeden oluşan bir metin yazın.
Daha genel bir konu ve içeriğe sahip olması ve ilk olarak bu iki kitabı
tedarik edebilmem sebebiyle öncelikle Kur’ân Nedir?’, Tefsir Tarihi Atlası daha
sonra Kur’ân ve Bağlam ve Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine eserlerini okudum. Bu
dört kitabı aynı anda tedarik imkânı olmadığından (bazılarının yeni
baskılarının basılması sebebiyle) hepsini bir arada inceleyip bir öncelik sıralaması
yapmamız mümkün olmadı.