Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)


Büşra Sarıtaş 17040371 SÖ

Kazanım: 4.3.3. Fatiha suresini okur, anlamını söyler.

Kur’an için önemli olan, ferdin tek tek davranışlarının niteliğinin yanında bir bütün olarak seçtiği hayatın niteliğidir. Kulluk sürecindeki ibadetler de yaşanan hayatın niteliğinde belirleyici oldukları sürece değerlidir. Öğrenci Fatiha suresini okuyarak ve ibadetlerde bu sureyi okuyarak kazanımı yerine getirmiş olacaktır. Fatiha suresini günlük yaşamına uygulayacaktır.

Kur’an-ı kerim, serbest seçim ve hür irade ürünü olmayan davranışlara değer vermez. Kur’an-ı kerim, hüküm vermeden önce yapılacak seçme işlemindeki bilgilenme sürecinin prensiplerini vermektedir, Çünkü “doğruyu seçmek” ve “doğruyu yapmak” ilkelerinin dayandığı ortak nokta “bilgi”dir. Fatiha suresi bizlerden doğru yolda olmamızı ve doğruyu seçmemizi istiyor. Bu makalede de doğru ve seçimlerin bilgiye ait olması gerektiği vurgulanıyor. Duyu organlarımız vasıtasıyla elde ettiğimiz algılamalarımızın doğru olup olmadığından sorumluyuz: “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme, kulak, göz ve kalp bunların hepsi sorumludur.” Kur’an-ı Kerim’de gerçeği yakalama yollarından biri de başkalarının sözlerini, ön yargılardan ve peşin hükümlerden uzak dinleyerek “anlamaya çalışmak” olarak gösterilmektedir: “ Sözleri dinleyip, en iyisine uyan kullarımı müjdele, Allah’ın doğru yola eriştirdiği akıl sahipleri onlardır.” “Hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz?” Fatiha suresinde doğru yoldan ayrılmayacağına ve sapmışların yolundan olunmayacağına değiniliyor. Bu bakımdan makale ile benzer olarak sure de doğru yol, doğru seçim çok önemlidir.  Kur’an, insana ulaşan herhangi bir haber ve bilginin hemen kabul edilmesinin doğru olmayacağını belirttiği gibi hemen inkâr ve ret edilmesini de eleştirir: “Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar”

Fatiha suresi önce Allah’ı en belirgin nitelikleriyle tanıtmakta ve insanı sağlam bir imanla O’na yöneltmekte, yaratıcıya ve yaratılmışlara karşı sorumluluk duygusuyla hareket etmeyi dinin ve dindarlığın temeli olarak belirlemektedir. Surenin, insanı yaratıcısıyla ve hemcinsleriyle uyum içinde yaşatmak şeklindeki evrensel hedefi gerçekleştirmeyi hedef edindiği dikkate alınırsa onun sadece Kur’an’ın özü değil aynı zamanda bütün hak dinlerin de özü olduğu sonucuna varılabilir.

Diğer dersler öğretim konusu hâline getirilmişse, din de bu sebeplerden dolayı öğretim konusudur şeklinde olacaktır. Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri edinmelerinde yardımcıdır. Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir. Her dersin bir öğretim amacı vardır. Her ders bireye bir şeyler katar. Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizde bu hususlara dikkat etmeliyiz ve önem vermeliyiz. Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir. Bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde öğretme vb. pek çok işlevi olan okul programlarının içinde, din olgusu doğal olarak yer alır.  Surede, Müslümanlar için toplum hayatının ve toplumsal dayanışmanın önemini, cemaat ve ümmet şuuruyla birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri gereğini ortaya koyar.

Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür.

1-      İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.

2-      Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.

3-      Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.

Kendi başına düşünmeyi öğrenen insan ise pek çok kabiliyetini kullanmak zorundadır. Olguları tanıma, akıl yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen bir zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır. Bu faaliyetin içinde olguları tanıtma, anlatma, olgular üzerinde düşünme ve olguları anlamlı bir zenginlik içinde sunma eylemlerinin bulunduğuna satır aralarında işaret ettik. Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir. Seçenekler arasında düşünüp taşınma bir “seçme” işidir. Yani insan için farklı hedefler vardır. İnsan bunlardan birini akli olarak seçer. Seçimi yapabilmesi için seçenekler hakkında bilgi sahibi olunması ve kişinin onlarla kendisi arasında bir istek bağını kurması gerekir. Hüküm böyle verilir, eylem de bu hükmün sonucunda oluşur. Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana ait olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçtan da, kendisi sorumludur. Fatiha suresini okuyan anlayan ve anlamlandıran birey bu tüm söylenilenlere dikkat eder. Eylemlerinden de sorumlu olan birey Fatiha suresinin bildirdiği gibi ceza gününün sahibi olan Allah’ın bu yanlış eylemlerden kötülüklerden dolayı ahiretteki karşılaşması verilir. Fatiha suresini hayatına anlamlandıran uygulayan birey kendi seçimlerini doğruyu takip ederek yapar.  Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılır.  Müslüman bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramlarıyla düşünüyoruz. Din öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Fatiha suresi de başlangıç suresi olarak öğrenciye doğruyu, Allah’ın birliğini, Allah’a hamdı anlatıyor. Allah’tan doğru yolda olmayı, gazaba uğramamış kimselerden olmayı istiyoruz.  Yardımı Allah’tan diliyoruz.

Tüm dersler din öğretimi de dahil öğrencileri düşündürmelidir. Öğretmenler öğrencileri düşündürmelidir öğrenciler düşünebildikleri zaman başarırlar. Böylece öğretim süreci içinde insanın zihnindeki karışıklıklar çözümlenebilir, seçenekler belirgin hale gelebilir ve insanın “bu iyidir” “bu ise kötüdür” yargılarını hayata geçirebilmesine yardımcı olur. Sureden anlaşılacağı üzere doğru yolda olmak ve Allah’ın bize söyledikleri yapılmalıdır. İnsanları kırmamak, kötülük yapmamak, yardımsever olmak gerekir. Örneğin sure ibadet etmemizden bahseder. Sosyal Bilgiler dersi de güzel ahlaktan, israftan kaçınmaktan, çevreyi temiz tutmaktan, tutumlu olmaktan, bilinçli tüketici olmaktan bahseder. Fatiha suresi de bizden bunları istiyor.


0 Yorum - Yorum Yaz


SEYİDE PORTUL/17040370/SÖ

 

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? - PROF. DR. MUALLA SELÇUK MAKALESİNDEN SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM

Sunumda ele aldığım kazanım, 4.3.2. insan ilişkilerinin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve gerekliliğini savunur. Makale kazanımı ilişkilendirdiğimde ise öğrencilerin bu kazanıma gelen kadar belli bir sevgi ve saygı anlayışlıları bulunduğunu göz önüne alarak dininde sevgi ve saygıya bakış açısını sunumumda kullanarak yararlandım. Sevgi ve saygının önemini sadece aile de ya da çevrelerinde edindikleri bilgilerle yetinmeyip öğrencilerin bu konu bakımından ufuklarının gelişmesinde ve sevgi ve saygının önemi, gerekliliği hakkında daha çok düşünme sağlanması için sunumumda makaleden yola çıkarak düzenlemeler yaptım. Öğrencilere sevgi ve saygının gerekliliği bilgisini dini ve disiplinlerarası bakış açısından bir bütün olarak sunulmasının sağlanmasında makalede yer alan bilgiyi çok boyutlu olarak sunabilmek kavramı üzerinde geliştirilerek sunuma yansıtıldı. Sevgi ve saygı değerleri evrensel birer değer oldukları için aslında makalenin de okuldan istediği öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı ilkesinden yola çıkılarak dinin sevgi ve saygı nasıl ele aldığı sunum ile öğrencilere sunulmaktadır. Öğrencilere sevgi ve saygı olguları tanıtarak, günlük yaşantılarından örnekler vererek bu olgular üzerine düşünmeleri sağlanmıştır. Öğrencilere sunuda sevgi ve saygı üzerinden düşündürmek makalede sözü geçen “seçilecek olanı dayatmak yerine seçmeyi öğretmek” ifadeleri de temel alınmıştır. Sunuda yer alan aileye, akrabaya, arkadaşa olan sevgi ve saygıdan bahsedilirken öğrenciye bir dayatma olarak değil de örneklerle düşünmesini sağlayarak çevresindeki insanlara olan saygı ve sevgisini kendi seçebilsin. Öğrenci bu sayede din de seçme ve eylem özgürlüğünün olduğunu kavrayacaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz


SEYİDE PORTUL/17040370/SÖ

 

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? - PROF. DR. MUALLA SELÇUK MAKALESİNDEN SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM

Sunumda ele aldığım kazanım, 4.3.2. insan ilişkilerinin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve gerekliliğini savunur. Makale kazanımı ilişkilendirdiğimde ise öğrencilerin bu kazanıma gelen kadar belli bir sevgi ve saygı anlayışlıları bulunduğunu göz önüne alarak dininde sevgi ve saygıya bakış açısını sunumumda kullanarak yararlandım. Sevgi ve saygının önemini sadece aile de ya da çevrelerinde edindikleri bilgilerle yetinmeyip öğrencilerin bu konu bakımından ufuklarının gelişmesinde ve sevgi ve saygının önemi, gerekliliği hakkında daha çok düşünme sağlanması için sunumumda makaleden yola çıkarak düzenlemeler yaptım. Öğrencilere sevgi ve saygının gerekliliği bilgisini dini ve disiplinlerarası bakış açısından bir bütün olarak sunulmasının sağlanmasında makalede yer alan bilgiyi çok boyutlu olarak sunabilmek kavramı üzerinde geliştirilerek sunuma yansıtıldı. Sevgi ve saygı değerleri evrensel birer değer oldukları için aslında makalenin de okuldan istediği öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı ilkesinden yola çıkılarak dinin sevgi ve saygı nasıl ele aldığı sunum ile öğrencilere sunulmaktadır. Öğrencilere sevgi ve saygı olguları tanıtarak, günlük yaşantılarından örnekler vererek bu olgular üzerine düşünmeleri sağlanmıştır. Öğrencilere sunuda sevgi ve saygı üzerinden düşündürmek makalede sözü geçen “seçilecek olanı dayatmak yerine seçmeyi öğretmek” ifadeleri de temel alınmıştır. Sunuda yer alan aileye, akrabaya, arkadaşa olan sevgi ve saygıdan bahsedilirken öğrenciye bir dayatma olarak değil de örneklerle düşünmesini sağlayarak çevresindeki insanlara olan saygı ve sevgisini kendi seçebilsin. Öğrenci bu sayede din de seçme ve eylem özgürlüğünün olduğunu kavrayacaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ GİZEM ÖZYILDIRIM 18040299

Bütün dersler gibi din kültürü ve ahlak bilgisi dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmeyi hedefler. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Bu özelliği ile din kültürü ve ahlak bilgisi dersi diğer derslerle belirli konularda bütünlük içinde çalışmaktadır ve disiplinler arası hareket etmektedir.

Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Okul programında yer alan derslerin ortak hedefler doğrultusunda belirlediği bazı ortak kazanımlar bulunmaktadır. Bu kazanımlar çerçevesinde baktığımızda din kültürü ve ahlak bilgisi dersi; özellikle sosyal bilgiler, hayat bilgisi ve Türkçe dersleri ile yakından ilişkilidir. Okul programında yer alan derslerin birbirleriyle ilişkili olmaları programın bütününe odaklanırsak bilginin bütünlüğünü ve disiplinler arası geçişliliği sağlamaya olanak sağlamaktadır.

Sunum hazırladığım kazanım “4.4.1. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini açıklar. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu çevrenin sosyal ve dinî özelliklerine yer verilir.”  Bu kazanımın sonunda öğrencilerin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu ve yaşadığı çevrenin özelliklerini sosyal ve dini özellikler bağlamında bilmesi ve gerektiği durumda açıklayabilmesi beklenmektedir. Bu kazanım okul programlarını incelediğimiz zaman sosyal bilgiler dersi kapsamında da konu olarak yer almaktadır. Bu bağlamda din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile sosyal bilgiler dersi Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu çevre, doğduğu çevrenin sosyal ve dini özellikleri konuları bakımından bilgi bütünlüğü oluşturmaktadır ve aynı konulara yer verilmesi ve dersler arası paralel konuların yer alması nedeniyle de disiplinler arası bir özellik göstermektedir.


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ-3.SINIF/ ALPEREN ÇELİK/18040262/ ÖDEV-4


 ϟ TAHLİL EDİLEN MAKALELER:

  • Din öğretiminin kuramsal temelleri.

  • Din öğretimi özgürleştiren bir süreç olabilir mi?


ϟ AÇIKLANMAYI BEKLEYEN HUSUSLAR

  • Bilginin bütünlüğü ve disiplinlerarası çalışma ilke-yaklaşımlarının Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin öğretiminde ve oluşturulan ders içeriğinde kullanımının gereklilikleri ve beraberindeki getirileri.

  • Hazırlanacak sunumun içeriğine; makalelerde ele alınan yöntem sorunlarının felsefi, bilişsel ve duyuşsal boyutlara yönelik cevaplarının katkısı.

 
    

Makaleler arasında tartışılan konuların yöntem sorunu olması hasebiyle bir benzerlik söz konusudur fakat kuramsal temellerin ele alındığı ilk makalede “nasıl bir din öğretimi?” sorusuna cevap aranırken din öğretiminin özgürleştiren bir süreç olup olamayacağının tartışıldığı diğer makalede ise yöntem için “nasıl” sorusunu eksene almaktan ziyade “neden din öğretimi?” sorusu ile din öğretiminin okullarda okutulması gereken bir ders olmasının gerekçelendirilmesi üzerine bir tartışma yürütülmüş ve her iki makalenin de konuları ele alış biçimleri, doğru soruları sorarak doğru yanıtlar vermekte muktedir oluşlarıyla öğretmenlere ve öğretmen adaylarına farkındalık verebilecek düzeyde oldukları su götürmez bir gerçek olarak tarafımdan kabul görmüştür.

 

    İlk makaleden edindiğim kazanımlar şu şekilde sıralanabilir:


  • Din öğretiminin kuramsal temelleri üzerine yöntem tartışması ve temellendirmesi ihtiva eden ilk makaleden edindiğim kazanımların başında okulun genel akademik başarısında ve eğitim amaçlarına erişiminde din dersinin üstlendiği rolü ve teslim edilmesi gereken önemini kavramam gelmektedir.

  • Bu kazanımı, öğrencilerin zihinsel gelişimine katkı sağlayacak üst bilişsel etkinlerin din öğretiminde nasıl kullanılacağı ve zihinsel gelişimlerini diğer dersler kadar nasıl besleyebileceği üzerine edindiğim farkındalık takip etmektedir. 

  • Doğru bir kavram sistemi üzerine oturtulan öğretim yönteminin kavram yanılgıları ve bilgi düzeyindeki eksiklikleri gidermede başarılı olarak öğrenme etkinliklerinin daha da içselleştirilmesine pozitif yönde katkı sunacağı sonucunu çıkardım. 

  • Yöntem olarak saygının temel alındığı bir yaklaşımda öğrencinin ilgisine ve istifadesine sunulan muhtevanın bir yığın olmaktan ziyade çözümlenmeye ve yorumlanmaya açık bir nitelikte olmasının gerekliliğini takdir edebildim.

  • Temelinde saygı fakat amaçlı, farkındalık eseri bir saygı temelli yöntemle bilgi düzeyindeki öğrenmelerin çözümlenmiş ve öğrenciyi etken bir konuma taşıyacak bilinç düzeyine dönüşmesi mümkün olacaktır.

 
    İkinci makaleden edindiğim kazanımlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Diğer derslerin öğretim programında oluşlarının gerekçesi ne ise din dersinin de programda yer bulmasının gerekçesi aynıdır.

  • Öğrencilerin öğretmen rehberliğinde gerçeği yorumlama sürecinde dinin getirdiği dünya görüşünü temel ilkeleriyle tanımalarının önemini kavradım.

  • Din dersi vasıtasıyla değer aktarımının sağlandığı ve yoksunluğunda değer aktarıcı konuma kültürümüzün içinden veya dışından istenmedik değerleri aktaran odakların türeyeceğini kestirebildim.

  • Kendi başına düşünebilme faaliyetlerinin öğrencilerin bilgisine vakıf olduğu konularda onları özgürleştirecek ve eylemlerini özgür eylem kılacak nitelikte olduğunu kavradım.

  • Değerleri bir otorite olarak tanıyarak onlara edilgen bir vaziyette ve dogmalara kapı aralayarak bağlanmak yerine otoriteye etkin bir şekilde bağlanmanın ilkeli bir yaşamı bireylere sunabileceğini takdir edebildim.

  • Otoriteye etkin bir şekide boyun eğişin sorumluluklardan kaçış olmadığını ve değerler otoritesini reddetmenin bireylere özgürlük sağlamadığını kavradım.

  • Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin akıl sahibi bireylere seçimlerinde doğruyu ve kaçınılmaz olarak da eylemlerinde doğruyu bulmaları için bilgi kaynağı niteliğinde oluşu sonucunu çıkardım. Bireylere seçme ve eyleme özgürlüğünü sunmakla beraber sonuçlarından da sorumlu olacakları üzerine özgürleştiren din öğretim felsefemi temellendirdim.

  • Bu makalede tartışılan yöntem sorununun ilk makaleye kıyasla daha çok felsefi bir temel üzerinden yürütüldüğünü ve öğrencilere sunulacak içeriğin katılımı, çözümlemeyi ve yorumlamayı teşvik eden nitelikte olacağı problem çözücü yöntemle verilmesi gerektiği sonucuna vardım.

 
    BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ-DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMA

  • Öğretimin kavramsal temel üzerine doğru ve güvenilir bir vaziyette oturmasını sağlamak için kavram içeren durumlarda Dini Terimler Sözlüğü ve TDV İslam Ansiklopedisini kaynak olarak kullandım.

  • Türkçe ve Sosyal Bilgiler dersinde yer alan yazılı, sözlü  ifade becerileri ve sosyal katılımı teşvik eden kazanımları kendi kazanımımla bütünleştirerek bilginin bütünlüğü ve disiplinlerarası çalışma zeminini hazırladım.

  • Sunumumun başında örnek olay verdim ve olayın içerisinde doğru bilgiye ulaşmada müslümana düşen sorumluluğu ve zanda bulunmama erdemini ortaya çıkardım. Öğrencilerin çözümlemesine ve yorumlamasına açık, hayatın içerisinden bir muhteva niteliği taşıyan bir örnek olay sunarak bilginin reel hayatla da bütünlüğünü kurmuş oldum.

  • Maddi ve manevi temizliğin kendi içlerindeki önemleri ve maddi temizlik koşulunun sağlanmasının manevi temizlik için zemin hazırladığını örneklendirdim, bilgi bütünlüğünü sağlamış oldum.

  • İlim-İrfan-Hikmet hiyerarşisini kendi hakikat arayışımda da ölçü kabul ettiğim için sunumda yer verdiğim bilgilerin, becerilerin ve tutumların da kendi içlerinde bu koşulu sağlamasına özen göstererek sadece mesleki yeteneklerimi değil aynı zamanda insani sezgilerimi de işin içine katmayı hedefledim.

 
 

 



0 Yorum - Yorum Yaz


Havva Nur CENGİZ 18040259 SÖ-3

“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN SUNUMUM İÇİN YARARLANDIKLARIM

Sunumumun konusu olan kazanım: “4.5.2. Temiz ve düzenli olmaya özen gösterir.” Bu sunumu hazırlarken makale ile ilişkilendirdiklerim ve yararlandıklarım şunlar oldu:

·       “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.”

Makaledeki bu cümle ile sunumumun konusu olan kazanımı ilişkilendirdim. Temiz ve düzenli olmak din öğretiminde var olduğu gibi kültürümüzde de mevcuttur. Bu sayede kültürümüzü anlamaya katkıda bulunur ve yardımcı olur.

·       “Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”

Kazanımda yer alan bilgi öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak ve değer yargılarını öğretmenin dahilindedir; insan yetiştirme olayıdır. Bu sebeple bu bilgiyi de ilişkilendirdim.

·       “Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır.”

Bu kazanım doğrultusunda öğrencinin ihtiyacı olan temiz ve düzenli olma davranışı kazandırılır. Bu öğrencinin ihtiyacı olduğu gibi toplumun beklentilerinde de yer alır. Bu hususta davranışlarına etki edilmeye çalışılır. Bu bilgiyi ilişkilendirmemim sebebi budur.

·       “Okul programında yer alan bilgiler için ilk bakışta “uzun vadeli bilgiler” nitelemesini yapmak mümkündür. Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir.”

Kazanımda yer alan bilgi hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olacak bir bilgidir, bu sebeple bunu da ilişkilendirdim.

·       “Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir.”

·       “Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.”

Kazanımda yer alan temiz ve düzenli olmak sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye etki edeceğinden bu kazanımın amacı toplumsal amaca girer. Bu sebeple bu bilgiyi sunumunla ilişkilendirdim.

Sunumumun konusu olan kazanımı disiplinler arası özelliği bakımından düşündüğümde Hayat Bilgisi dersi ile ilişkilendirdim. Hayat Bilgisi öğretim programında yer alan “Tuvalet kullanma ve temizlik alışkanlığı geliştirir.”, “Kişisel bakımını düzenli olarak yapar”, “Doğayı ve çevresini temiz tutma konusunda duyarlı olur.”, “Sağlıklı bir yaşam için temizliğin gerekliliğini açıklar.” gibi kazanımları din öğretiminde yer alan ve dinimizin gerektirdiği temiz ve düzenli olma konusu ile doğrudan ilişkilidir. Bu kazanım programlarını incelediğimiz zaman Hayat Bilgisi dersi kapsamında konu olarak yer almadığından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ile Hayat Bilgisi dersi temiz ve düzenli olmak konuları bakımından bilgi bütünlüğü oluşturur.

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN ELDE ETTİĞİM ÇIKARIMLAR

 

Fatma Ceyda YILMAZ

18040319- SÖ

 

“Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”

Bu cümleden hareketle şunu söyleyebiliriz. Eğitimin derdi, insanı yetiştirmek ve iyi bir birey olarak topluma kazandırabilmektir. Bu noktada okul programında var olan her dersin amacı ortak bir paydada toplanır. Din öğretimi de diğer dersler gibi ve diğer dersler ile bireyi gerçekleştirerek, kültürün ve toplumun değerlerinin taşıyıcılarını ortaya çıkarır. Din öğretimini programdaki diğer derslerle bir bütün olarak ele almak önemlidir. Disiplinler arası çalışmanın gerekliliği amacın ortak olmasının bir sonucudur. Çünkü disiplinler arası öğretimde hem konu bütünlüğü sağlanır hem de öğrencinin o konuyu başka disiplinlerden görme ve inceleme imkânı oluşur. Böylece dinin aslında diğer derslerden apayrı bir konuma yerleştirilme algısının da önüne geçilebilir. Sunumumuzu hazırlarken diğer derslerin kazanımları ile ilişki kurmamız bu açıdan değerlidir. Örneğin ‘İnsani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygı’ konusunun öğrenci tarafından önceki sınıf kademelerinde başka bir derste görülmüş olup, konuya din açısından bakış açısının oluşturulması isabet olmuştur.

Diğer dersleri neden okulda öğrenciye sunuyorsak din dersini okulda sunuş amacımız da aynıdır. Çünkü okul, hayata dair bilgi ve becerilerin sistemli olarak sunulduğu bir kurumdur. Öğrenen ve öğreten ilişkisi sadece okula mahsus bir özellik değildir. Çocuk okul olmasa da öğrenebilir düşüncesi tek başına doğrudur ancak eksiktir. Zihnindeki şemaya yerleştirebilmesi ve diğer disiplinlerle olan ilişkisini görebilmesi okulda sağlanır. Öğretmenlerin bu süreçte öğrenciyi aktif kılması ile bilgiler ezber yığınları olmaktan sıyrılır.

Bilginin bütüncül olarak verilmesi konusunda “Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” cümlesi önemli bir duruma değinir. Gerçeğin verildiği noktada din bunu nasıl yorumluyor ve hayatımızda bu kadar geniş bir zamanda var olan okulda bunu bütünsel olarak nasıl ele alıp yorumlayabiliriz soruları temelimizde olmalıdır. Davranış ve değerlerin kazandırılmasında şüphesiz din kavramının rolü büyüktür.

 

“Öğretmen konuyu salt önemli olduğu için aktarmayacak, öğrencilerini konuşturma, konu üzerinde düşündürmeye yöneltecektir.”

Öğrenciyi sürece dahil etmek de onun özgürleşmesinde önemli bir etken olacaktır. Din öğretimi dogmatik bilgilerin empoze edilmeye, ezberletilmeye çalışılması değildir. Öğrencilere sorgulanabilir ve incelenebilir bir alan olduğunu, bu konuda özgür olduklarını hissettirmemiz gerekir. Verilen bilginin hemen kabul edilmesini ya da tek seferde reddedilmesini değil, analiz edilip değerlendirildikten sonra bir sonuca ulaşılmasını hedeflemeliyiz. Onların zihinsel faaliyetlerini aktif kılmak, olabildiğince sorgulamaya ve araştırmaya yöneltmek öğretmenin görevidir. Hazırladığım programda sevgi ve saygı kavramlarını ele alırken olabildiğince somut örneklere dönük, cevabı buldurmaya yönelik sorular yer vermeye gayret ettim. Özellikle ayet ve hadisleri sıkça kullanarak bu sözlerin içerdiği anlamları öğrencilere tartıştırarak ilerlemeyi uygun buldum. Her ne kadar bunlara yer versem de tam anlamıyla öğrenciyi sıkı bir araştırmaya teşvik eden uygulamalar olmadı. Fakat düz aktaran- aktarılan ilişkisini oluşturmamaya da gayret ettim. Konunun günlük hayata aktarılması açısından, öğrenciyi sevgi ve saygıyı eyleme dönüştürebileceği bir etkinlik ile (huzurevi ziyareti) derinleştirme aşamasını gerçekleştirmesini uygun buldum. Ayrıca değerler eğitiminde etkili olabileceğini düşündüğüm drama çalışması ile öğrencinin ‘seçme’ yapmasına fırsat tanıyabileceğimi düşündüm: “Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek.” Öğrenci seçtiklerinden sorumlu olduğunun farkında olduğu zaman gerçekten din öğretimine temel oluşturabiliriz. Çünkü seçmek bireyin kendisinde irade olduğunu, sorumluluk alma gerekliliğini fark eder ve çeşitli tecrübeler yaşamasına olanak sağlar.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

ödev    30.04.2021

FATMA KÖRKOCA-18040284        SINIF ÖĞRETMENLİĞİ-3

·         Sunu ödevimde bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi planladım. Bunu yaparken ilk önce neden öğrencilere bu kazanımı öğretmeliyim? Bunu düşünmem gerekir. Makalenin giriş kısmında Din niçin okulda öğretim konusudur? Sorusu cevaplanmış. Din konusunu neden öğrettiğimi daha iyi anlamam için makalenin bu kısmından yararlandım.

 

·         Okulun aktarma iddiasında olduğu bilgiler bu tür bilgilerdir. Öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir. Okulda öğrendiğimiz bilgilerin büyük bir kısmını, meselâ, tarih bilgilerimizin çoğunu unutuyoruz. Fakat öğrendiğimiz bu bilgiler, bir yetişkin olduğumuzda bize bir tarih kitabı okumak veya bir tarihî eseri anlamak imkânı sağlıyor.(2. Sayfa)

Makalenin bu kısmında çocuğun okulda ne gibi becerileri edinebileceği konusunda bilgi veriliyor. Buradan yararlanarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi çocuğa yaşam boyu neler kazandırabilir? Bu konuda fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Sunum ödevimde de Salli ve Barik duaları olan kazanımım çocuklara ne katabilir? Bu konuda yararlandım.

 

·         Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu kez yanlı bir fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir. Bunun örnekleri pek çoktur. Örneğin “insan”la ilgili bir tanım yapmak durumunda insan için geçerli birçok anlamdan biri onaylanabilir ve diğerleri ise hükümsüz kalabilir. Bu tanımlardan en tipik olanı insan için yapılmış olan “hayvan-ı natık” tanımıdır. “İnsan düşünen bir canlıdır.”, “İnsan inanan bir varlıktır.” önermelerinin bu anlamda birbirinden farkı yoktur.(4.sayfa)

Sunu ödevimde kazanımların açıklamasında geçen ve öğrencilere verilmesi gerenken kavramları belirlerken, öğretirken nelere dikkat edeceğim konusunda makalenin kavramlarla ilgili olan açıklamalarından yararlandım.

 

·         Özgürlük kavramı

Makalede din öğretimi ve özgürlük kavramı üzerinde durulmuştur. Din öğretiminin özgür bir birey olmaya etkisinin olup olmadığı tartışılmıştır.

Özgür düşünebilmek bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır. Söz gelimi burada konumuzla ilgili olarak en yalın bir biçimde şöyle diyebiliriz: Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.(sayfa 9)

Burada da belirtildiği gibi din öğretiminin özgür birey olma konusunda engel olma gibi bir durumu yoktur.

  Makalede geçen şu cümlede cümlede aslında dinde zorlama olmadığı çok açık bir şekilde anlatılmıştır: Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek.

Bütün bunlar dikkate alınarak din öğretimi gerçekleştirirken nasıl bir yaklaşım izleyeceğimiz ve öğrenciye karşı tutumumuz konusunda bize bilgi verir.

·         Özgürlük-Din Öğretimi ve Yöntem Sorunu

Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.(sayfa 16)

Makalenin bu kısmında ise ders planımı hazırlarken öğrencilere ne tür sorular yönelteceğim, onların kavramlar hakkında düşünmelerini nasıl sağlayacağım konusunda bilgi edindim. Makalede bankacı model ve problem çözücü model anlatılmıştır.

 

Bilginin bütünlüğü

Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.(3. Sayfa)

Makalede de belirttiği gibi bilginin bütünlüğü, çok boyutlu olması önemlidir. Okulun görevlerinden biri de bu şekilde öğretmeyi gerçekleştirmek olduğu vurgulanmıştır. Okulda Din eğitimi makalede üç amaca bağlanmıştır. İnsani, kültürel ve toplumsal amaçlar. Din dersinde öğretilenlerin bu başlıklar altındakilere ne gibi etkileri vardır, çocuk öğrendiklerini okuldaki din eğitimi ile diğer kavramlar arasındaki ilişkiyi nasıl keşfedebilir? Bu soruların cevapları makalede vardır.

Disiplinlerarası çalışmak

Bir başka deyişle okuldaki eğitim ve öğretimi etkileyen faktörler arasında iki faktör sürekli gündemdedir. Bunlardan biri kalıtım faktörü diğeri ise çevre faktörüdür. Birincisinde insanın yaratılışı (fıtrat) gereği taşıdığı özellikler ağırlıklıdır. İkincisinde ise, kişinin hayatı boyunca kazandığı veya kendisine kazandırılan özellikler öncelik taşır. Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizde her iki husus da göz önüne alınmak durumundadır. İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.(3. Sayfa)

Din dersinin diğer derslerle olan ilişkisini ele almalıyız. Sadece dini konuları değil bu konuların hayatımızın hangi alanlarıyla bağlantılı olduğunu çocuklara hissettirmemiz gerekir. Örneğin din kazanımlarında temizlikten ve güzel ahlaktan bahseden konular vardır.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Sunumda ele aldığım konu Fatiha suresini okunup anlamının öğrenilmesine ilişkindir.  Bu kazanıma ilişkin oluşturduğum sunumda Mualla Selçuk’un DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? Makalesinde yer alan Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır” sözlerini kullandım. Çünkü Fatiha suresi okunmasının yanında bize verdiği mesajlarda önemlidir. Fatiha suresinde yer alan dualarda “biz” anlayışı hakimdir. Müslüman kişiler yalnızca kendileri için değil tüm müslüman kardeşleri için dua eder. Bu durum artık islam kütürünün bir mirasıdır ve bu şekilde nesilden nesile aktarılmaktadır.

Makalede “uzun vadeli bilgiler”den ve bunun öneminden bahsediliyor. Fatiha suresi Allah’ın kelamıdır. Aslında uzun vadeli bilginin ötesinde dünyanın sonuna kadar en değerli bilgiler arasında olacaktır. Yani Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir. Aslında okullarda verilen tüm derslerin de asıl amacı budur. İşe yaramayacak gereksiz bilgi vermek okulun amaçlarından değildir. Buradan din kültürünün diğer disiplinlerle ilişkisi ve ortak yönleri anlaşılır. Eğitim verilirken öğrencilerin fıtri özellikleri son derece önemlidir. Bu göz ardı edilerek bir program işlevsel olamayacaktır. Fatiha suresi, diğer disiplinlerde olduğu gibi insanın fıtratına uygundur ve aradığı sorulara cevap mahiyetindedir.

Okulda bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak son derece önemlidir. Fatiha suresinin anlaında da aslında bu vardır. Örneğin nerelerde Fatiha suresinin okunacağı anlamında gizlidir. Makalede yer alan bilgiler “bütüncül bir yaklaşım” içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir”. İfadeleri yer almaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere okul, din hakkında bilgi vermeyi reddederse amacını gerçekleştiremez. Çünkü insan öğrendiği tüm bilgileri aslında bir temel üzerine oturtur. O temel dindir. Fatiha suresi özellikle  anlamı bakımından o temeli çok sağlam biçimde ifade etmektedir. Yani öğrenilen bilgileri bütünleştirmektedir. Makalede yer alan amaçlardan 2si, Fatiha suresiyle yakından ilişkilidir;
1.Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir
bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak. Burada “biz” şeklinde dua edilmesi önemlidir.
2. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî
ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek. Burada Fatiha suresinde yer alan davranışlar aslında toplum yararınadır ve ahlaklı toplum için yol göstericidir.

Makalede geçen “Olguları tanıma, akıl yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen bir zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır.” Sözler yine disiplinler arası ilişkiyi ve bilgi bütünlüğünü öne çıkarmaktadır.  Makalede seçim konusu üzerinde durulmaktadır. Önemli olan seçtirmek değildir. Doğru olanı seçmeyi öğretmektir. Fatiha sruesinde yer alan ifadelerde buna uygundur. Fatiha suresi güzel ahlakı tanımlar. Çeşitli durumlarda seçmeyi insana bırakmıştır.ayrıca disiplinler ve okulun amacı da budur. Din öğretimi hem diğer disiplinlerle iç içedir hem de onlarla beraber bir bütünü oluştururlar. “zorla” öğretimi savunmazlar. Sadece yol gösterici rehber konumundadırlar. Gerisi insanın mantığına ve içinde bulunduğu şartlara bağlıdır.

Özetle; din öğretimi öğrencilerin diğer alanlarda olduğu gibi öğretmen rehberliğinde araştırıp,
inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.


0 Yorum - Yorum Yaz


BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ VE DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMAK AÇISINDAN “DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?”  MAKALESİNİN İNCELENMESİ

Din kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin amacı diğer derslerde de olduğu gibi bilginin doğru kaynaklardan, doğru sorularla ve doğru bir yöntemle kazandırılmasıdır. Bilinmeden inkar edilen bilgi kadar, sorgusuz sualsiz kabul edilen bilginin de geçerliliği yoktur. Bir otoritenin varlığını kabul ederken düşünme özgürlüğünü kullanmak sağlıklı bir bağlanmayı sağlar. Öğrencinin kendi iradesiyle yaratıcı bir varlığa inanmayı seçmesi için gerekli bilgileri vermekten ziyade, Neyi? Neden? Nasıl? Seçmesini gerektiren soruları ona sorduracak rehberliği yapmalıyız. Bu dersin kapsamında ele aldığım “4.1.2. Tekbir ve salavatı söyler.” Kazanımı günlük hayatta etrafımızdaki insanlardan sık sık işittiğimiz, ve günde beş defa her okunan ezanda söylenen tekbirin ve salavatın anlamının öğrenilmesi, çocukların da zihinlerinde Arapça anlaşılmaz, birkaç cümle olmaktan öteye geçecek, ve seçimleri için bir yön tayin edecektir.

            Sunumu hazırlarken kendini ifade etme becerilerinin gelişmesi için duygu ve düşüncelerini belirtmelerini istedim. Yazmak düşünmeyi, düşünmek ise tekrar tekrar  sorgulamayı sağlar. Çünkü Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersinden beklediğimiz körü körüne bağlanmak ve inanmak değildir. Doğruyu ve yanlışı bilmesi ve ayırt edebilmesidir. Sunumumda dikkat ettiğim ikinci nokta öğrencinin bilgiyi duyduğunda araştırma yapmaya gitmesidir. Coğrafya dersi ile bağdaştırarak verdiğim araştırma görevi ile de bunu sağlamaya çalıştım.


0 Yorum - Yorum Yaz


“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNİN SUNUM ÖDEVİNE ETKİSİ

Kübra Sevindik 18040303 Sınıf Öğretmenliği

             Sunumu hazırlarken makalede okulun, öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanımasını sağlayarak gerçeğin dini açıdan yorumlanması hakkında ilgi vermesi gerektiğine değinmiştir. Buradan yola çıkarak sunumda öğrencilerin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güzel ahlakını kendi hayatlarında uyguladıklarında nasıl bir değişim yaşadıklarını görmelerini sağlayacak bir etkinliğe yer verdim. Bu etkinliğin sonunda öğrenciler sadece din dersinin kazanımları kapsamında tutum ve davranış kazanmamaktadır.  Sunum sonunda da yer verildiği gibi Hayat Bilgisi dersi kapsamında da birçok kazanımlarını kapsayacak şekilde etkinliğe yer vermeye çalıştım.

             Din dersi özgürlük kısıtlayıcı bir ders değildir. Öğretmen, öğrencilerine din hakkında gerekli bilgileri öğrencilerin sorgulayarak düşünerek bilgiyi öğrenebilecekleri bir ortam hazırlamalıdır. Bu sayede öğrenci din hakkında bilgileri kendi kendine benimsediği için de beyin yıkama gibi bir şey söz konusu bile değildir. Öğrencilerin etkin katılımıyla sürdürülen ders öğretmenin bilginin bütünlüğü ilkesine göre düzenlemiş olduğu bir açıklamaya açıklaması ile devam eder. Sunum hazırlama aşamasında verilen bilgilerin kaynaklarının güvenilir olmasına dikkat ettim. Öğrencilere ne kadar doğru bilgiler aktarırsak onlara doğru düşünme ortamları sağlamış oluruz.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Makalede de bahsettiği gibi genel din öğretiminde ve kazanımımla ilişkili olarak, “öğrenciye bilgiyi çok boyutlu olarak sunmalı ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsenmelidir”. Kazanımım olan ‘’Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile büyüklerini tanır.’’ Peygamber Efendimizin (s.a.v.) aile bireylerini ve ilişkilerini anlatırken bütüncül bir yaklaşım ile ailevi ilişkileri dini açıdan yorumlayacağı konusunda bilgi vererek anlatmalıyım. Sunumumda öğrencilere aile kavramıyla ilgili, Peygamber Efendimizin ailesini neden tanımamız gerektiğine yönelik sorular sorarak  aralarında tartışarak önemini kavramalarına yardımcı olmaya çalıştım. Aile ilişkileri nasıl olmalı, konusunda Hz. Peygamberimizin aile ilişkilerinden örnek vererek öğrencilerin bu bilgiyi aktarırken bütünsel olarak yapmalıyız. Öğrenciye gerektiğinde bilgi aktarımı yapılmalı ama genel olarak öğrencilerimize bilgiye giden yolda rehber olmalıyız. Öğrencilere kazanımımla ilişkili ve yaş düzeylerine uygun olan Hz. Peygamberimizin ailesini ve aralarındaki ilişkiyi anlatan metinler sunarak onlarla birlikte metinden çıkarımlarda bulunmalarını, fikirler ortaya koymalarını veya Peygamber Efendimizin ailesi ile ilgili, doğru bilgiye ulaşacakları kaynaklarda yönlendirerek, araştırmalar, inceleme ve sorgulama yapmalarını isteyebiliriz. Kazanımla ilişkili bol bol soru sorulmalı ve öğrencilerin düşünmelerini ve sorgulamalarını sağlamalıyız. Öğrencilerin sadece bilgiyi alıp ezber yapan olmaktan çıkartıp, derste aktif rol oynamalarını sağlamalıyız. Din öğretiminde Problem Çözücü Model hedeflenmeli, bu hedefe yönelik dersler işlenmelidir. Bu doğrultuda dersler davranış geliştirme hedeflenmelidir. Ders programı dahilinde öğrencilerin hazır bulunuşlukları üzerinde durulmalı, bu hedef içerisinde Din öğretiminde disiplinlerarası ilişki göz önünde bulundurulmalıdır. Hayat Bilgisi, Türkçe ve Sosyal Bilgiler derslerindeki kazanımlar göz önünde bulundurarak, öğrencilere bu doğrultuda gerekli bilgi aktarımı sağlamalıdır. Derslerde kullanılan yöntemlerde öğrencilerin aktif katılım sağladığı ve sorgulayabilecekleri bir ortam oluşturmaya çalıştım.

Kazanımlarımızla ilişkili olarak diğer derslerdeki kazanımlarla bilgisel bütünlük sağlayacak şekilde disiplinlerarası çalışmalar yapabiliriz. Örneği kazanımımla ilişkili olarak Hayat Bilgisi dersi kazanımlarında olan “Aile bireylerini tanıtır.”  kazanımından yola çıkarak önceki öğrenmelerini, hazır bulunuşluklarını yoklamaya çalıştım. Yine din öğretiminde disiplinlerarası başvurabileceğimiz diğer ders Türkçedir. Öğrencilerin sorguladığı, araştırdığı bir dersin tasarlanmasında metinleri yorumlayabilmede, sorulara cevap aramada, araştırma yaparken doğru ve güvenilir kaynakları sorgulayabilmesinde Türkçe dersi kazanımlarıyla ilişkilendirerek çalıştım.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

so_ozlem cam_18040260    30.04.2021

Diğer dersler hangi sebeplerden dolayı öğretim konusu hâline getirilmişse, din de bu sebeplerden dolayı öğretim konusudur. Din dersi de diğer dersler gibi bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Ve bütün bu yardım etme çerçevesinde bilginin bütünlüğünü kullanır. Nasıl ki bir bilgi sıralı bir biçimde ve bir bütün şeklinde öğretilirse din dersi de bu şekilde öğretilmelidir. Çünkü günlük hayatımızdan örnek verecek olursak biz bir bilgiyi öğrendiğimiz zaman o bilginin pratiğe dökülmesi bilginin hafızadaki yerini derinleştirir. Din dersi de öyle derste islenenler sadece derste kalmamalı ve günlük hayatta da uygulayabilmeliyiz ki bu bilgi bütünlüğü korunsun. Bir bilgiyi öğrenme faaliyetleri içinde olguları tanıtma, anlatma, düşünme ve bunları  sunma yer alır. Bunlar birbirleri ile ilişkili olmalıdır bir bütünlük sağlanabilmesi için. Ve bir bilgiyi sunarken bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmaları hedef alınmalıdır. Sunumumda ise ben bilgi paylaşımı konusunda yeterli olacak şekilde bir bilgi bütünlüğü sağlayıp karmaşadan kurtardığımı düşünüyorum. Din dersi sadece bir ders değil hayatımızı çoğu anlamda düzenleyen bir ders de demektir bence.

Teşekkürler.


0 Yorum - Yorum Yaz


Ödev-4  Makale İncelemesi

4. 4.3. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler.

Bu kazanım ile öğrenciler. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yılları hakkında yaşadığı çevre, yaptığı işler, gittiği yerler, katıldığı topluluklar gibi birçok bilgiye sahip olurlar. Sosyal bilgiler dersinde de bu kazanım ile el alınabilecek genel anlamda konu ve kazanımlara yer verilmiştir.

Makalede geçen din dersinin çocuklara ve gençlere kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur cümlesinden yola çıkarak çocuklara Peygamber efendimizin ( s.a.v. ) yaşadığı dönemin kültürel özelliklerine dair görseller ve bilgiler sunulur. Özgür düşünmelerinin gelişebilmesi için öğrencilere dönemlere ait birçok olay verilir ve seçmeleri sağlanır. Makalede söylendiği gibi etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu sebeple sunumda öğrencilere doğum, çocukluk veya gençlik yıllarından herhangi bir olaya dair bir başlık verilir ve öğrencilerin bu başlığı detaylı araştırma, sorgulamasına fırsat verilir. Öğrencilere sunumda çeşitli sorular sorularak bu sorulara ilişkin inançlarını özgür bir biçimde ifade etme fırsatı sunulur.

Din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Günümüzde okul, her türlü eleştirilere rağmen, bireyin eğitim görevini üstlenen önemli bir kurum olarak varlığını sürdürüyor. Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır.  Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür. 

1-      İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.

2-      2- Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.

3-       3. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.

Özgür düşünebilmek bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır. Söz gelimi burada konumuzla ilgili olarak en yalın bir biçimde şöyle diyebiliriz: Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.

İnsanın özgürlüğü “seçme” yapması ile yakından ilgilidir. Eğer insan herhangi bir seçme yapmadan bir eyleme geçiyorsa, o eylem için özgür bir eylemdir, denemez. O halde insanın özgürlüğünün temelinde iki kavram var: biri “seçme” diğeri “eylem.

Kur’an’da Allah’ın insana “şunu yap, şunu yapma” şeklinde seslenilmesi ise zaten insanın bir seçme özgürlüğüne sahip olduğunu gösterir.

Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir. 


0 Yorum - Yorum Yaz


Kazanım: 4.3.1. Bireyin güzel ahlaklı olmasında dinin rolünü fark eder.

Makaledeki konu dinin, insanın özgürlüğüne etkisinden bahsetmiş. Din Eğitimi; bireylerin eğitimine, onları yetiştirmede, insan olmalarını sağlamayı hedefler. Tüm dersler gibi din dersi de bunu hedefler. Bunu yaparken kültürel mirasımızı anlamada katkıda bulunurlar. 7Okulun hedefi bilgiyi çok boyutlu sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Okuldaki din eğitimi, dinin gerektirdiği bakış açısını ve aslında dinin nasıl yorumlanması gerektiği bilgisini vermelidir. Kazanımda yer alan güzel ahlaklı olmak aslında din olgusunu gerektiren bir konudur. İnsanın varlığına dair açıklık kazandırmak, varoluşu anlamak, kültürel anlamda mirasımızı tanıtmak ve davranışlarımızın etkisini dini açıdan yaklaşmaktır.

Özgürlük olarak bakıldığında insanın kendi davranışlarının iyi-kötü olarak olarak seçme özgürlüğü vardır. Din, bu davranışların doğruluğunu veya yanlışlığını seçmede günah, sevap, haram şeklindeki kalıplarla yardım eder. Değerler eğitiminde kayıtsız kalmak da beyin yıkamadır. Çünkü sahip olunmayan bilgilerin seçilmemesi de özgürlüğün olmadığını gösterir.

Öğrencilerin davranışlarını sergilerken seçimleri önemlidir. Eğer öğrenciler doğru-yanlış değerleri ezberliyorsa burada düşüncenin yokluğundan bahsedebiliriz. Öğrencilerin düşünme, akıl yürütme, seçme gibi becerileri olduğunu bilmeliyiz. “Kendi başına düşünebile kabiliyeti” bu nedenle önemlidir. İçselleştirilmeyen davranışlar ezberlenir. Sorgulamadan kabul edilir. Bu nedenle öğrenilen her bir davranışın öğrencinin sorgulamasını sağlamak, dinin ne olduğunu anlamlandırmasını da sağlar.

Sergilenen davranışlar “güzel ahlaklı olma” için yapılıyor ama bu bir boyun eğiş ise yine bir özgürlük kısıtlayıcılık vardır. İnsanların sorgulamadan yaptıkları seçimlerinin de dinen doğru olmadığına yönelik birçok söz de vardır. “Dinin vaz’ edilişinin gerçek amacı, insanı zorunlu kulluktan çıkarıp kendi serbest seçimine dayalı kulluğa yükseltmektir.” Kur’an için önemli olan bireyin davranışlarını özgürce seçerek yaşadığı hayatın niteliğidir. Doğruyu seçmek ve doğruyu yapmak güzel ahlak için gereklidir.

İnsanları dinlerken peşin hüküm vermek, bir bilgiyi hemen kabul etmek ya da inkâr etmek doğru olarak gözükmemektedir. Bireyler, sahip oldukları aklı kullanarak seçimler yapmalıdır. Din öğretimi aslında hayata hazırlar. Yaşamın bütününü ilgilendirir. Müslüman bir kişilikten bahsederken onurlu, disiplinli sorumlu, düşünen, anlayan kavramlarıyla bütünleşen bir kişiliği düşünüyoruz. Din öğretimi sadece dini konular hakkında bilgilendirmeyi hedeflemez, güçlü bir kişiliğin oluşmasını hedefler. İnsanlar düşünür, sorgularsa davranışlarının da değerini ve neden öyle yapması gerektiğini anlar.

Din eğitimi insan ahlakının oluşmasında, neyi neden yaptığını anlamasında sorgulayıcı ve düşünsel anlamda bir yol göstericidir.


0 Yorum - Yorum Yaz


 

Rumeysa Ambarkütükoğlu 18040243 S.Ö. /3 

"4.1.1. Dini ifadeleri, günlük konuşmalarda doğru ve yerinde kullanır." kazanımına yönelik ders planı hazırlarken

Bilginin bütünlüğü kapsamında;

 

  • Günlük hayatımızda kullanmış olduğumuz dini ifadeleri gerçek hayatta kullanım şekillerine göre bir bütün olarak sundum ve kullanım alanlarına örnekler verdim  (syf 209). Örneğin, çeşitli vakitlerde karşılaştığımız insanlara nasıl selam verileceğini örneklendirdim. Yani, sabah günaydın, hayırlı sabahlar; öğlen iyi günler, hayırlı günler; akşam hayırlı akşamlar, iyi akşamlar veya hayırlı geceler şeklinde selamın farklı çeşitlerini bir bütün olarak ele aldım.
  • Dini ifadeleri tanımlarken kelimeyi bir bütün olarak ele aldım (syf 210-211). Örneğin estağfirullah kelimesi hem günahlarımızdan, hatalarımızdan arınmak amacıyla söylenmekte hem de teşekkür ve tevazu göstermek amacıyla söylenmektedir. Ders planı hazırlarken estağfirullah sözcüğü gibi diğer kelimeleri de farklı anlamlarını içine alarak yani bütüncül bir şekilde işledim. 
  • Dini ifadeleri kullanmak öğrencilerin tercihine bıraktım (seçme). Öğrencileri bunları kullanmakla zorunlu tutmadım. Sadece ne anlama geldiğini, nerelerde kullanıldığına ve değişik söylemlerine değindim. Sonuç kısmında öğrencilere bir metin vererek boşluk bırakılan yerlere yanda verilen uygun sözcüklerle doldurmalarını istedim. Yani bu sözcükleri sınıf içerisinde kullanmalısını gerektiren gibi bir etkinlik veya günlük hayatta kullanmak zorundasınız gibi bir söylemde bulunmadım. Öğrenciler dini ifadeleri öğrenirken serbesttirler.  Kullanmaları kendi düşünme kabiliyetlerine ve akıllarına bağlıdır (eylem özgürlüğü) (syf 212-217).

 

Disiplinler arası çalışma bakımından;

 

  • Dil ve dildeki söylemler kültürü ve kültürel mirası oluşturmaktadır. Öğrencilere dilimizdeki dini ifadeleri ve kullanım yerlerini öğreterek onlara kültürel mirası aktarmış ve anlamalarına katkıda bulunmuş olduğumu düşünüyorum. Öğrenciler kültürü geliştirecek bireyler oldukları için bu aktarım önemlidir (syf 207). Bu aktarım sayesinde gelecek nesil bilmemezlikten veya biz öğrenmedik sorumlu değiliz gibi söylemlerde bulunamayacaklardır (syf 220). Ayrıca bu aktarım sayesinde kültürel amaç da sağlanmış olur (syf 210).
  • Kazanımım kapsamında çevre faktörü de etkindir (syf 209). Günlük yaşamda kullandığımız dil bir çevre faktörüdür. Bu nedenle hazırlamış olduğum ders planında çevre faktörü etkindir. Örneğin öğrencinin çevresinde bu ifadeler kullanılmıyorsa öğrencinin bu ifadelere adapte olması uzun sürecektir. Ancak öğrenci günlük yaşamında çevresinde bu ifadeleri sıklıkla duyuyorsa onun adapte olması daha kolay olacaktır. 
  • Din öğretimi kişilerin ahlaki seviyesini iyi yerlere taşıyacağı (syf 211) için dini ifadeleri öğretirken öğrencilerin ahlaki bakımdan yüksek ahlaka sahip olmaları gerektiğini dolaylı bir şekilde vurguladım. Örneğin komşu, akraba veya arkadaşlara selam vermek, alışveriş yaptığımız veya iletişim kurduğumuz insanlara selam vermek gibi örneklere yer verdim. Vermiş olduğum bu örnekleri günlük hayatta uygulayan öğrenciler yakınlarına, büyüklerine saygı göstermiş olacaklar, bu da ahlaki değerlerini artıracaktır. Bunlara ek olarak insanlarla ılımlı iletişim kuracaklardır, bu da toplum tarafından sevilen ve saygı duyulan insan olmalarına olanak sağlayacaktır.

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Tutku-Alan-18040240-SÖ    30.04.2021

SÖ- Tutku ALAN 18040240 – Ödev-4

Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ve diğer tüm dersler öğrenciye sorgulama becerisini, insanları, çevresini ve kendini anlamayı kazandırmalıdır. Din dersi diğer derslerle birlikte öğrencilerin kültürel mirasımızı anlamada katkı sağlamaktadır. Kültür seviyesi gelişmiş zengin bireyler yetiştirmeye çalışılır. Öğretim sürecinde temel hedef de öğrenciye değer yargılarını kazandırmak, “insan” olmayı öğretmek ve onları topluma, hayata hazırlamak vardır. Okuldaki öğretimde önemli olan çocuklara neyi neden yaptıklarının cevabını buldurabilmektir. Kazanımım “Salli ve Barik dualarını okur, anlamını söyler ve nerelerde kullanıldığını öğrenir” şeklindeydi. Okulda veya günlük hayatta öğrendiğimiz bilgileri yaşantımızda ne derece kullanabildiğimiz, uygulamaya dökebildiğimiz oldukça önemlidir. Bu yüzden okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak değil, bilgiyi çok amaçlı olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaştırmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Din dersi ile çocuklara, bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilme gibi pek çok işlevi kazandırılmalıdır. Din olgusunda verilmek istenilenler ihmal edildiğinde yapılmamış olacak üç amaç ileri sürülmüştür:

1.       İnsanı amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.

2.       Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini yetişmekte olan nesle aktarmak.

3.       Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dini ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek .

Yukarıda belirtilen hususlar tüm derslerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardır. Eğitim her yerdedir; evde, okulda, sokakta, işte, oyunda…… Bu yüzden biz eğiticiler değerleri aktarırken özen ve hassasiyet göstermeliyiz.

Kazanımımda “Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’e salavat nasıl getirilir ve niçin getirilir?” konusuna da değiniliyor. Makaleden de yararlanarak salavat getirmenin aslında Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’e olan bağlılığımızın, sevgimizin, saygımızın ve O’nu anmak, özlemimizi dile getirmek olduğunu çocuklara vurgulamamız gerekmektedir.

Din dersinde, Kur’an’ın kendi nefsinden başlayarak, ilişkide olduğu kişilere, yaşadığı topluma ve dünyaya karşı haklar ve sorumluluklar ağı içinde olan insanın özgürlüğünü yerinde kullanmasını engelleyecek her türlü iç ve dış ( heva, heves, beşeri zaaflar, şeytan vb. ) faktörlere dikkat çektiğini  ve emaneti taşıma görevinin çok büyük bir ahlaki çaba gerektirdiğini belirtilmelidir.  


0 Yorum - Yorum Yaz


Gamzegül Bozkurt Sınıf Öğretmenliği 18040257

Kazanım: 4.4.3 Hz. Muhammedin (s.a.v)doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler.

ü  Din dersi gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına toplumun değer yargılarını öğrenmelerinde genel bir manada insan yetiştirilmesi üzerinde durmaktadır.

ü  Peygamberimizin davranışları, yaşamı ile uzun vadeli bilgiler nitelemesi yapılarak uyumsama evresinden özümseme evresinde yetişecek bir öğretim olduğu savunulabilir.

ü   Din dersi, bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma mutlu bir hayat sürme ve bunu elde edebilmeyi sağlama ilkelerini içerir.

ü  Din öğretimindeki ana esaslardan biri öğrenenin tavır takınıp hayata geçirebileceği din bilgisi tanımını doğru bilmesi ile ilgilidir.(Şartlanmamış ve ön yargısız bilgiler)

ü  Kuran-ı Kerim’de yer alan gerçeğe ulaşma gayesi başkalarının sözlerini, ön yargılardan uzak ve peşin hükümlerden uzak bir biçimde anlamlandırmaya çalışmak olarak ifade edilmiştir.

ü  İnsan “emanet” olarak resmedilen görevini yerine getirebilmek için irade, akıl, kavrayış ve varlığın sırlarını araştırma gibi çeşitli donanımlara sahiptir. Çocuklara kazandırılacak emaneti taşıma fikri, bütün insanlara aittir.

ü  Din öğretiminde en iyiyi seçme ve en iyiyi uygulayabilme.(bunu kültürel miras ile ilişkilendirebilme)

ü  Hz. Peygamberin görevleri olan insanlara gerçeği açık biçimde sunmak onlara örnek olmak ve yol göstermek.

ü  Din öğretiminde seçme özgürlüğü üzerinde durularak baskı zorlama unsurları(seçilecek olanı dayatmak yerine seçmeyi öğretmek) Peygamberimize gelen “Sana sadece tebliğ etmek düşer.”(24) vahyi ile ifade edilebilir.

ü  Yetiştirilecek neslin farklı bakış açıları ile ufkunun genişlemesi din olgusu hakkında temellenmiş bilgileri Hz. Peygamberin hayatı ile özümseyebilmesi


0 Yorum - Yorum Yaz


DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİ VE SUNUM İLİŞKİLENDİRMESİ

Makaleyi okuyup sunumuma aktarma sürecinde ‘’ Öğretmen, herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir.’’ cümlesi dikkatimi çekti ve sunumumda öğrencilerin araştırmalarını sağlayacak, keşfetme- düşünme süreçlerine yönlendirecek noktalar oluşturmaya çalıştım. Bilgiyi çok boyutlu sunarak gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını esas alan bir öğretim yolu benimsenmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkarak kazanımı sunuma aktarırken ayet, hadis, cüz gibi kavramların bütünsel olarak işlenmesi ve hayatla, hazırbulunuşlukları ve öğrendikleri ile ilişkilendirme yaparak, keşfetmelerini, düşünmelerini, araştırma yapmalarını sağlayacak çeşitli sorular eklemeye çalıştım. Bu ilişkilendirmeyi kurabilecekleri çeşitli örneklendirmeler yapmaya, bilginin bütüncül bir şekilde sunulmasına özen gösterdim. Kavramların yalnızca anlamlarının yazılı bir şekilde sunulmasından öte yaşamla ilişki kurabilecekleri, bütünsel düşünebilecekleri şekilde hazırlamaya özen gösterdim. Yalnızca bilgi verme amacıyla değil, değer aktarma, davranış kazandırma ve fikir oluşturma süreçlerini oluşturabilmek amacıyla hareket etmeye çalıştım. Bunları yaparken de yalnızca salt bilgi sunmayarak, bilginin disiplinlerarası işlenmesini sağlayacak çalışmalara yer vermeye çalıştım. Bu süreçte pek çok farklı ders kazanımı ile ilişkilendirmelere yer verdim. Örneğin Türkçe dersi kazanımlarından metinlere uygun başlıklar belirleme, metinlerin temel bölümlerini tanıma, okunan metnin konusunu belirleme gibi kazanımları ayet, sure ve cüzlerle ilişkilendirerek bilginin disiplinlerarası çalışılmasını ve bütüncül bir yaklaşımla işlenmesini hedefledim. Disiplinlerarası çalışmak, hem bilginin bütüncül şekilde düşünülebilmesini, işlenmesini ve hayata aktarılabilmesini sağlarken hem de öğrencilerin etkili bir öğretim gerçekleştirmesinde faydalı olabilir. 


0 Yorum - Yorum Yaz


Bilge Cankurt/18040258/SÖ-3

Kazanım: 4.4.4.Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çocukluk ve gençlik yıllarındaki davranışlarını kendi hayatı ile ilişkilendirir.

“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN SUNUMUM İÇİN YARARLANDIKLARIM

“Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur.” Din dersinin diğer derslerle ilişki halinde olması disiplinlerarası ilişkilerin olduğunun önemli bir kanıtıdır. Kazanımımda ise kültürel mirasımız, öğrencilere bilginin bütünlüğü esas alınarak aktarılmaktadır.

“İnsanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.” Kazanımımda öğrencilerin, Hz. Muhammed’in davranışlarını kendi hayatları ile ilişkilendirmeleri; öğrencilerin yetişmesine ve davranış geliştirmesine önemli ölçüde katkı sağlayacaktır ve böyle bir konunun okul programında yer alması, oldukça kıymetlidir.

“Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” Kazanımımda yer alan konu, kendinden önce ve sonra yer alan kazanımlar ile çok boyutlu olarak öğrencilere aktarılmış ve öğrencilerin, gerçeğin bütünüyle karşılaşmaları sağlanmıştır.

“Değerlere ‘kayıtsız kalmak’ veya ‘değerlerin eğitim dışında tutulmaya çalışılması’ gibi eğilimler de beyin yıkama kadar tehlikelidir. Din öğretiminin olmaması, bir beyin yıkama faaliyeti olarak yorumlanabilir.” Kazanımımda Hz. Muhammed’in hayatındaki ve davranışlarındaki değerleri; ders içerisinde öğrencilere aktarabilmek, bu değerleri örneklendirebilmek oldukça mühimdir. Bu değerlerin eğitim dışında tutulması hem din öğretimi hem de öğrenciler için büyük bir kayıptır. Öğrenci bu değerlere dair bir bilgiye sahip değilse özgür de değildir. Öğrencinin bu konuda olumlu veya olumsuz bir tavır takınması ancak dinin ne olduğunu bilmesiyle gerçekleşmektedir.

“Kişinin kendi başına düşünebilme kabiliyetine saygı göstererek ve bu kabiliyet geliştirilerek yapılan iş ise fikir aşılama diye adlandırılamaz.” Kazanımımda ele alınan konuda da bir beyin yıkama söz konusu değildir. Öğrenci, Hz. Muhammed’in davranışlarıyla kendi davranışlarını ilişkilendirirken düşünme ve akıl yürütme yeteneklerini kullanmaktadır.

“İnanmak, kişiliği ipotek altına alma anlamına gelmez, tıpkı özgürlüğün kişinin her istediğini yapması anlamına gelmediği gibi.” Kazanımımda öğrencilerin kendi davranışlarıyla bir ilişki kurması körü körüne inanmakla ve özgürlüğün olmaması ile karıştırılmamalıdır. Öğrenci, sahip olduğu davranışları açık bir şekilde söyleyip ilişkilendirebiliyorsa ve bunları tartışmaya açabiliyorsa özgürdür diyebiliriz.

“Öğrenciye ‘seçilecek olan’ı dayatmak yerine ‘seçme’yi öğretmek.” Kazanımımda göze çarpan önemli bir hususta ‘Hz. Muhammed şu şu davranışlara sahiptir, sizler de bu davranışları ilişkilendirmeden sorgulamadan kabul edin.’ gibi bir söylemin bulunmamasıdır. Kazanımımda bir otorite kurulmamıştır; öğrenci, baskısız bir şekilde davranışlarıyla ilgili ilişkilendirmede bulunmaktadır.

“İnsan için farklı hedefler vardır. İnsan bunlardan birini aklî olarak seçer. Seçimi yapabilmesi için seçenekler hakkında bilgi sahibi olunması ve kişinin onlarla kendisi arasında bir istek bağını kurması gerekir.” Kazanımımda öğrenciler, bilgi sahibi olmakta ve bilgi sahibi olduğu konuyla kendi yaşamı arasında bir bağ kurmaktadırlar. Bu bağ kurulduktan sonra gerçekleşecek olan seçim, öğrencinin hayatında büyük bir değişime yol açacaktır. Bunun sorumluluğunu da öğrencinin alması gerekir.

“Özgürlükler beraberinde seçenek imkânını getirdiklerinde anlamlıdır ve değerlidir. Tek seçenek söz konusu olduğunda özgürlükten söz etmek anlamsızdır.” Kazanımımda öğrenci, iyi davranışları ya da kötü davranışları seçme ve örnek alma imkanına sahiptir.

“Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır.” Kazanımımda hayatın içinden bir örnek yer almakta ve bu örnek, tüm hayat örneklerine değecek kadar büyük bir önem teşkil etmektedir. Öğrencilerin, Peygamber Efendimiz’in güzel davranışlarının onun hayatına olan güzel etkilerini görmeleri onlar için büyük bir mutluluktur. Çünkü bu etki, herkes tarafından gözler önüne serilecek niteliktedir.

“Din öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.” Kazanımımda yer alan ‘ilişkilendirir’ ifadesi uygun ve güzel bir yönteme aracılık etmektedir. Öğrencinin aktif oluşu, burada önemli bir husustur.

“Önemli olan çocuğun veya gencin kendi akıl yürütme gücünü kullanarak varlık karşısında tavır almasını öğrenmesidir.” Kazanımımda olduğu gibi öğretmen, öğrencisinin konuları analiz etmesini, tartışmasını, değerlendirmesini ve konular arası ilişkilendirmeleri sağlamasını gerçekleştirmelidir. Öğrencinin akıl yürütme gücünü kullanması adına bu durum önemlilik arz etmektedir.

“Anlatım öğrencilerin, anlatılan şeyi mekanik olarak ezberlemelerine yol açar. Daha beteri, onları, öğretmen tarafından doldurulması gereken ‘bidonlar’a, ‘kaplar’a dönüştürmesidir.” Kazanımımda ezbere dayalı bir konu öğretimi görülmemektedir. Kazanımımda kaplar doldurulmaktadır.

“Öğretmen, herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir.” Kazanımımda ele alınan model, problem çözücü modeldir. Çünkü öğrenci; keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirmekte, bankacı modelin ezberciliğinden kendini korumaktadır.


0 Yorum - Yorum Yaz


 

 Zeynep Büşra Atik -17040021- SÖ III

Kazanım: 4.1.4 Subhaneke duasını okur, anlamını söyler.

Makaleden din eğitiminin insanların özgür düşüncelerine ket vurmadığını öğrendim. Bir müslümanın,  hristiyanın veya musevinin ya da bir tanrıya inanan kişilerin de inanan insanların da özgür düşebileceği düşüncesini pekiştirdim. Bu noktada din eğitimi ilk sunum için hazırladığım ilk ödevde din eğitimi ile diğer dersler ve dolayısıyla okul ile ilişki kurdum. Okulda öğretilen diğer dersler de bir şeyin varoluşundan temel alınarak ortaya çıkmıştır. Temel bilimlerin çabası bu varoluşu anlamlandırma çabasıdır. Din eğitiminde de bu noktada kendi varoluşunu, yaratıcısını anlama/ anlatma çabası vardır. Din eğitimi ve diğer disiplinler birbirinden ayrı değildir. Daha iyi anlama, anlamlandırma, varoluşu nedenleriyle çözümleme her alanda vardır. Bu noktada ilk sunum konusu olan Subhaneke duası ile ilişki kurabildim.

Devletler iyi, nitelikli, vatandaşlar yetiştirmek isterler bu yetiştirmeyi de okul verilen eğitim ile gerçekleştirirler. Değerler eğitimi de eğitim biliminin en çok önemsediği konulardandır. Her bir dersin kendi içinde bireye kazandırmak istediği değerler ve davranış değişiklikleri vardır. Okul öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgilendirmelidir. Ben de bu görüşten hareketle din dersi ile diğer dersler arasındaki ilişkiyi, değer eğitiminin tek başına “bu değerler eğitimidir buna göre davranın” demek olmadığını anladım ve peygamberlerin, ayetlerin, yaşanan hikayelerin örnek oluşturabileceğini düşündüm.


0 Yorum - Yorum Yaz


AYŞE YENİ

Sınıf Öğretmenliği(3)

18040317

Kazanımım: 4.2.4Âmentü duasını okur, anlamını söyler. 

Eğitimin en bilindik tanımı, bireyde istenilen yön ve doğrultuda davranış değişikliği getirme süreci olduğudur. İstenilen yön ve doğrultudaki ifadesindeki kasıtlardan birisi de bireyi toplumla uyumlu hale getirmektir. Bu amaçlanır ancak bu konuda toplumun noksanlıklarına bakılmaz amaç sadece uyumlu hale getirmektir bu amacın gütmek bizi düşünen, sorgulayan bireyler yetiştirme amacından uzaklaştırmaktadır. Örneğin kitap okumayan bir toplumda sizin genel amacınız bireyi toplumla uyumlu hale getirmek olursa bu çocukta tıpkı toplumun diğer üyeleri gibi kitap okumayacaktır. O nedenle kasıtlı değişim ve istekler üzerine düşünülmelidir. Din konusunda da toplumda bazı yanlış düşünceler hakimdir çünkü kişiler araştırma, okuma, keşfetme yolunu meşaketli bulur ve kulaktan duyma bazı bilgileri topluma yayarlar. Onların bu kadar etkili olmasının bir sebebi de araştırma, incelemeye ayıracakları vakti duyduklarına kendilerini ve çevresindekileri inandırmaya harcamalarıdır. Eğer din öğrenimi sırasında yeterli düzeyde eğitim verilmezse kazanımlara erişememiş, neyi neden öğrendiğini ve öğrendiklerinin anlamını bilmeyen kişilerin eğitimin bir çıktısı olarak topluma karışması ve yukarda bahsettiklerimizin gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Din dersi İslamın temel buyruklarını karşılar nitelikte olmalıdır. İslam akıllı insanları sorumlu tutmuştur buradaki akıllıdan kasıt düşünebilen kişidir. O halde İslamiyet insanın düşünmesini ister buradan çıkarılacak ikinci sonuçta İslam’ın insanın sorgulasa dahi açığını bulamayacağı bir temel üzerine kurulu oluşudur. İnsan sorguladıkça bu kusursuzluğu keşfedecektir o nedenle İslam bağnazları ve bağnazlığı reddeder. İnsanın keşfedecek kadar akıllı yaratılması onu sorumlu yapmaktadır. Kişinin sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmesi sorumluluklarının gerekçeleri bilmesi ve sorumlu olduğuna inanmasıyla mümkündür.

Ben sunumumu hazırlarken bilgilerin bütünlüğünü sağlamak amacıyla çocuğun yeni öğrencekleri ile eski öğrenimlerini birleştiren ön bilgiyi yoklama çalışmalarına yer verdim. Ön bilgiyi yoklama çalışmasından başlayarak süreç boyunca öğrenciye birçok soru yönelttim ve çocuğun din dersinin sorgulamaya dayalı bir ders olduğunu uygulama yoluyla kavramasını, keşfetmesini amaçladım. Öğrenciye sorular yöneltilmesinin bir diğer sebebi ise öğrencinin öğrendiklerini anlamlandırmasını, öğrendikleri üzerinde düşünmesini sağlamaktı. Amentü duasının incelemesine Amentü kelimesinin anlamının sorgulaması ile başlanılmış “ben inandım” anlamına gelen sözcüğün bizlere ne gibi iletileri olduğuna değinilmiştir.

Sunumda disiplinler arası bir yaklaşım izlenmiş ele alınan konunun diğer dersler ve kazanımlarla olan ilişkisi belirtilmiştir. Burada ise amaçlanan bir dersle ilgili öğrenilenlerin yalnızca o derse katkı sağlamadığı, öğretim programının önemli amaçlarından biri olan çok yönlü öğrenim ve öğrenilenler arası ilişki kurarak yapılandırmacı bir eğitim anlayışı oluşturma amaçlanmıştır.

Sunumda doğrudan ezbere yöneltilmemiş öğrencinin duayı ve anlamını okuyup, yazacağı, üzerine düşüneceği birçok etkinlik uygulanarak öğrenci merkezli bir anlayış tercih edilmiştir.


0 Yorum - Yorum Yaz


SUNUM İÇİN “DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ” MAKALESİNDEN YARARLANDIKLARIM

Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Makalede verilen bu bilgi doğrultusunda Din dersi kapsamında yaptığım sunumun öğrenciler açısından nasıl bir önemi olduğunu anlamış oldum. Öğrencilerin sosyalleşmelerine katkı sağlamak, insanlar arası iletişimlerini kuvvetlendirmek için kazanımın öğrencilere doğru bir şekilde öğretilmesi gerektiğini anladım. Aynı zamanda bu bağlamda sunumumu diğer derslerle bağlantılı olarak, bir bütünlük içerisinde hazırlamaya özen gösterdim.

Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır. Bu cümle doğrultusunda sunumumu verilen program çerçevesinde yapmaya özen gösterdim. Böylece programda istenen olumlu yönlü davranış değişikliğini öğrencilere kazandırmayı hedefledim.

Okuldaki eğitim ve öğretimde önemli olan, bir yandan insanın yaratılıştan itibaren sahip olduğu yeteneklerin geliştirilmesi, diğer yandan da bu yeteneklerin hayatın gereklerine uygun olarak zenginleştirilmesi ve biçimlendirilmesidir. Bir başka deyişle okuldaki eğitim ve öğretimi etkileyen faktörler arasında iki faktör sürekli gündemdedir. Bunlardan biri kalıtım faktörü diğeri ise çevre faktörüdür. Birincisinde insanın yaratılışı (fıtrat) gereği taşıdığı özellikler ağırlıklıdır. İkincisinde ise, kişinin hayatı boyunca kazandığı veya kendisine kazandırılan özellikler öncelik taşır. Sunumu hazırlarken makalede verilen bu bilgiyi dikkate alarak hazırladım. Öğrencilerin birbirlerinden farklı olan özelliklerini göz önünde bulundurmaya çalıştım ve bu özelliklere saygı duyulması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Öğrencilere güzel ahlaklı birey olmayı, karşılarındaki insanlara sevgi ve saygıyla yaklaşmanın ne demek olduğunu öğretmeyi hedefledim. Ayrıca makalede verilen bu bilgiden hareketle kazanımı anlatırken öğrencilerin bu kazanıma dair belirli bir ön bilgileri olduğunu ve bu ö bilgilerin her öğrencide farklı olabileceğini göz önünde bulundurarak anlatmaya çalıştım.

Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Makalede verilen bu bilgiyi dikkate alarak bilgiyi bir bütün olarak, çok boyutlu sunmaya çalıştım.

Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez. Gerçek hayatta sözcükler, iki ya da daha fazla insan arasındaki iletişimin bir parçası olarak, kümeler hâlinde -tümceler, deyimler vb.- bulunurlar. Bir sözcüğün anlamı, o kümedeki yerine ve onu kullananların arasındaki ilişkinin doğasına bağlıdır. Bu bilgiler doğrultusunda sunumumda kavramları tanımlamakla bırakmayıp örneklemeler yapmaya çalıştım.

Makalede verilen “Yetişkinler tarafından yapılan sınırlamalar çoğu kez çocukların temel ihtiyaçları ile çatışır, onların büyümesini engelleyen bağlar gibi algılanır. Fakat yetişkin rehberliğinin yokluğu veya düşük seviyede olması ise beraberinde, çocuklarda huzursuzluğu ve tedirginliği meydana getirir.” Cümlesini dikkate alarak sunum boyunca öğrencilere rehberlik etmeye, doğru oranda yönlendirmeye dikkat ettim.

Kişinin din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi hâlde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir. Bu bilgi ile sunumu hazırlarken din konusunda öğrencileri yeterince bilgilendirici olmaya özen gösterdim.

İşte bu noktada eğitimcilerin üzerinde düşünmesi gereken önemli bir ilke bulunuyor: Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek. Bilgisini dikkate alarak kazanımımda yer alan olan sevgi, saygıyı ve güzel ahlaklı olmayı öğrencilerin nasıl seçebileceğini öğretmeye çalıştım.

Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır. Bilgisinden hareketle sunumunda kazanımla ilgili olan güzel ahlakı anlatmaya çalıştım.

Makalede yer alan “Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır.” Bilgisinden hareketle sunumda öğrencilere rehberlik ederek etkili öğrenmeyi gerçekleştirmeye çalıştım.


0 Yorum - Yorum Yaz


Sena Sütemen- 18040306- Sınıf Öğretmenliği 3

 

“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?” Makalesinden Sunumda Yararlandığım Kısımlar:

Kazanım: İslam Dininin Temizliğe Verdiği Öneme Örnekler Verir.

  “Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir.” Makalede verilen bu cümlelerden yararlanarak sunumda öğrencilere dinimizin temizliğe verdiği öneme ilişkin genel ilkeleri ve neyin temiz olduğuna ilişkin yorumlamayı nasıl yapacaklarını öğretecek bir yol izlemeye çalıştım. Aynı şekilde makalede eğitimcilerin üzerine düşünmesi gereken bir ilke olarak verilen “Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek.” İlkesini de sunumun tamamında göz önünde bulundurmaya çalışarak öğrencilerin dinimiz için temiz olan, kirli olan her şeyi ezberlemeleri yerine neyin temiz neyin kirli olabileceğine yönelik seçimleri kendilerinin yapabilecekleri bir öğrenme ortamı sağlamaya çalıştım.

“Dikkat edilirse, seçme yeteneğini geliştirecek ve kişisel tercihlerini yapabilecek bir ortamı sağlama insanın varlık şartlarının bir gereğidir.” Cümlesinden de öğrencilerin kendi tercihlerini yapabilecekleri, düşünme ve sorgulama kabiliyetlerini kullanacakları bir ders ortamını sunumumu yansıtmam gerektiği ve sunumda öğretmeninin rolünün öğrencilerin temiz olan şeyleri seçebilmesine yönelik seçme kabiliyetlerini geliştirmesi gerektiği sonuçlarını çıkararak bu bilgilerden yararlanmaya çalıştım.

“Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir” cümleleri ile ifade edilen bu kısımdan yola çıkarak sunum içerinde öğretmenin öğrenci ile birlikte incelemeler ve keşfetmeler yapacağı etkinliklere yer vermeye çalıştım. Düz anlatım haricinde öğrencilere öğretmenin rehberlik ettiği bir ders planı ortaya koymaya çabaladım.

Disiplinlerarası Çalışma:

  Makalede yer alan “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Cümlelerinde de ifade edildiği üzere öğrencilerin kültürel, sosyal anlamda gelişmesini sağlamada diğer derslerle beraber olan bu ders için öğretim programında yer alan birçok ders ile bağlantı kurulabilir. Ben de sunumumda özellikle Hayat Bilgisi dersinde olan birçok kazanım ile Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kapsamında yer alan bu kazanım arasında ilişki kurarak açıklamalar yapmaya çalıştım. Hayat Bilgisi dersi haricinde Türkçe ve Sosyal Bilgiler dersleri ile de bağlantılar kurmaya çalıştım. Diğer disiplinlerle kurulan bağlantılar öğretilmeye çalışan bilgilerin daha iyi kavranmasına olanak sağlamaktadır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi de disiplinlerarası çalışmaya oldukça elverişli bir derstir.

 

Bilginin Bütünlüğü:

  Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu kazanımını öğretim programında yer alan diğer disiplinlerle de ilişkilendirerek bilginin bir bütün olarak korunmasını amaçladım. Ayrıca dini terimleri açıklamada terimlerin doğru anlamlarına ulaşmak için güvenilir kaynaklardan (sunumun her sayfasında yararlandığım kaynağı belirterek), kavramların günlük hayatla ilişkilerini vurgulayarak bütünlüklü açıklamalar yapmaya özen gösterdim
0 Yorum - Yorum Yaz

SÖ-Zehra UZUN-18040314    30.04.2021

Sunumumda yer alan kazanım: İslam’ın Şartları

Makaleden yararlandığım noktalar:

Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Buna göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin diğer derslerle bir bütünlük içinde işlenmesi ve disiplinler arası bir biçimde ele alınması gerektiği sonucuna ulaştım. Bu nedenle sunumumu diğer disiplinler ile ilişkilendirip bütünlük sağlayacak şekilde hazırladım.

Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Buradan yola çıkarak öğreteceğim konuyu öğrencileri iyi insanlar olarak yetiştirebileceğim şekilde anlattım.

Okulun aktarma iddiasında olduğu bilgiler; öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir. Kazanımım öğrencilerin yaşamına yön vereceği için bilgileri öğrencilerin ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini kolayca bulabilecekleri şekilde aktardım.

Eğitim ve öğretimi etkileyen çevresel faktörler arasında kişinin hayatı boyunca kazandığı veya kendisine kazandırılan özellikler öncelik taşır. Bu nedenle konuyu anlatırken öğrencilerin bundan sonraki eğitim yaşantılarının olumlu etkilenmesi için onlara iyi özellikler kazandırmaya çalıştım.

İnsanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir. Bu nedenle İslam’ın Şartları konusunu öğrencileri iyi insanlar olarak yetiştirebilecek, onların davranışlarını geliştirebilecek şekilde ele aldım.

Öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsedim.

Öğretme faaliyeti kısaca öğrenmeyi kılavuzlama faaliyetidir. Bu faaliyetin içinde olguları tanıtma, anlatma, olgular üzerinde düşünme ve olguları anlamlı bir zenginlik içinde sunma eylemleri bulunmaktadır. Buradan yola çıkarak ben de sunumumda bazı olguları ele aldım, tanıttım ve anlattım.

Sunumumda öğrencilere olumlu, doğru, iyi, güzel ve helâl olan şeylerin (zekat vermek gibi) hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğunu belirttim.

Din öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle öğrencilere neyin iyi olduğunu anlamaları ve bu iyi olan şeyleri uygulayabilmeleri için sunumumda onları da aktif kılacak yöntemlerle yapılabilecek etkinliklere yer verdim.

Makaleden hareketle etkili öğrenmeyi sağlayabilmek için çocukları süreçte aktif kıldım. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu yüzden sunumumda çocukların üzerinde düşünebilecekleri çalışmalar bulundurdum.

Makaleden yararlandığım diğer bir nokta ise din öğretiminin dayanması gereken modelin “bankacı model” değil “problem çözücü model” olması gerektiği oldu. Öğrencilerin bilgi elde ederken, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştirmeye çalıştım. Aynı zamanda öğrencilerde güçlü bir kişiliğin oluşmasını sağlamaya özen gösterdim. Bunu yaparken de öğrencileri ezbercilik ve tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama yapmaya teşvik ettim.

Kişinin kendi başına düşünebilme kabiliyetine saygı göstererek ve bu kabiliyet geliştirilerek yapılan iş ise fikir aşılama diye adlandırılamaz. Aynı zamanda öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek önemli bir nokta.  Ben de buradan hareketle öğrencilerin beynini yıkamak yerine doğru olanı öğretip kendi kendilerine düşünebilmelerini, akıl yürütmelerini ve seçme becerilerinin gelişmesini sağladım.

Özgürlükler beraberinde seçenek imkânını getirdiklerinde anlamlıdır ve değerlidir. Tek seçenek söz konusu olduğunda özgürlükten söz etmek anlamsızdır. Bu cümleden yola çıkarak ise öğrencilere İslam’ın Şartlarını yerine getirip getirmemeleri konusunda bir karara zorlamak yerine seçimlerini kendileri yapacak şekilde konuyu ele aldım.

 

 

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Ödev - 4 "DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?"
Elif ALICI 17040431
Sınıf öğrt-3

Kazanım: Hz. Muhammed'in (s.a.v) aile büyüklerini tanır.

"Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır." Makalenin bu kısmında da belirtildiği gibi Din Öğretimi gelecek nesillere verebileceğimiz en büyük mirasların başında gelmektedir. Bireyler diğer derslerle nasıl ihtiyaç duyuyor ve öğrenme zorunluluğu hissediyorlarsa, hiç şüphesiz Din Öğretimi' de bu dersler gibi önem arz etmeli ve öğretilmelidir. Bu makaleden öğrendiğim bir çok husus, sunum ödevinde ki kazanımım ile yakından ilişkiliydi. Çünkü bireylerin sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v) tanımaları, sevmeleri ve onun aile büyüklerini öğrenmeleri için öncelikle onları bu konuda bilgi sahibi edecek olan Din Öğretimi dersini almaları gerekmektedir. Hazırlamış olduğum sunumda, bu yoldan hareketle Din Öğretimi' nin kültürel bir aktarıcı, sosyalleştirici ve geliştirici özellikleri ile ilgili bazı etkinlikler tasarladım.
Din Öğretimi dersi kazanımları genel itibariyle birbiri ile ilişkilidir. Çünkü din bir bütündür. Aynı şekilde dini bilgi aktarılırken de bilginin bütünlüğü esastır. Örneğin; dinde temizlik konusu anlatılırken, peygamber efendimizin hayatından örnekler vermemek olmaz. Çünkü peygamberimiz dini hususları en güzel şekilde göstermiş ve uygulanmıştır.
Bunun dışında Din Öğretimi' nde elbette yeri geldiğinde farklı disiplinlerden ve ya derslerden, belki de günlük hayattan örnekler verilmelidir. Din Kültürü dersi sadece içine dönük kapalı bir ders değildir. Çünkü din hayatımızın her yerindedir. Örneğin din dersinde aile büyüklerine saygı konusu üzerinde duruluyorsa, aynı konun işlendiği bir başka ders olan sosyal bilgiler dersi ile de ilişkilendirme yapılabilir. Aynı zamanda bu konu toplumsal bir konudur. Günlük hayatla da pek tabi ilişkilendirilebilir.


0 Yorum - Yorum Yaz


EMRULLAH KAYNAK

18040282 SINIF ÖĞRETMENLİĞİ-3

KAZANIM: 4.4.4. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çocukluk ve gençlik yıllarındaki davranışlarını kendi hayatı ile ilişkilendirir.

    Eğitimin amaçlarından biri, bireyin davranışlarında istendik yönde değişiklik meydana getirmektir. Bu hususta davranış değişikliği meydana getirilirken, Hz. Muhammed’in ahlakı kişiliği ve davranışsal tutumları öğrencilere aşılanabilir. Bende ödevimde bu davranışsal tutumları öğrencilere aşılayabilmek adına Hz. Muhammed’in örnek davranışlarına yer verdim.

   Bakara suresi 256. Ayet “Dinde zorlama yoktur.” Der. Yani Kuran-ı Kerim bireye özgür seçim ve yaşam hakkı sunar. Bu açıdan baktığımızda özgür iradeye verilen önem ile birlikte aynı zamanda “Seçim” kavramına da önem verir. Özellikle de doğruyu seçme ve yapma konusunda bireye yol gösterir. Hazırlamış olduğum ödevde özgür seçim ve hayata dair eklentiler vardır. Aynı zamanda öğretmen öğrenciye doğruyu yapma ve doğruyu seçmeyi güdülemektedir.  

   Her öğrenme bir davranış kazanmayı ifade etmektedir. Birey davranışları zihninde, duygularında ve hareketlerinde kazanır. Bir öğretim, bunlardan hangisinde davranış kazandırmayı hedef alıyorsa ona göre düzenlenmelidir. Örneğin inanç zihinsel, kanaat duygusal davranıştır, yüzebilme ise fiziksel (motor) davranıştır. Yüzme anlatımla, inanç deneyerek öğretilemez. Ancak bazı bilgi objeleri bu üç alanda da öğrenilmeyi gerektirebilir. Bu hususta düşündüğümüz zaman hazırlamış olduğum slayt zihinsel ve duygusal anlamda öğrenciyi doyurabilecek yeterliliktedir.

    Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür. Bu amaçlar insani, kültürel ve toplumsal olarak üç tanedir. Hazırlamış olduğum slayt ödevinde Kültürel amaca hizmet ettiğini düşündüğüm şu cümlelere yer verdim: Hz. Muhammed (s.a.v), insanlık için en büyük örnek şahsiyettir. Gençlik yıllarında yani İslam dini gelmeden önce de erdemli davranışlara sahipti. Öyle ki Mekkeli müşriklerin bile O’na “emin” yani “güvenilir kişi” demeleri de henüz İslam dini gelmeden önce verdikleri bir lakaptı. Hz. Muhammed (s.a.v) gençlik yıllarında yaptıkları hal ve hareketleri ile Mekke toplumunda bilinen ve sevilen bir kişiliğe ulaşmış biri idi. Bu yüzden de insanlar aralarında bir sorun çıktığında hakem olarak O’nu (s.a.v) tayin ederlerdi. Bu kısım kültürel olarak öğrencileri ileri taşıyabilir özelliklere sahiptir.

      Din en temelde insan hayatına anlam katmak için vardır. Öyleyse bu anlamlandırma faaliyetindeki araç olan din olgusu insanı aynı zamanda özgür kılar. Tanrı –İnsan ilişkisi çözümlendiği zaman, insan kendisini ve çevresini bulur. Kendini bulan insan özgürdür. Öğrencilerimize özgürlüğü din olgusu üzerinden hissettirmek için bir zorlama yol seçmemeliyiz. Ancak onların özgür iradesi ile birlikte bizim doğru rehberlik edişimiz. Onları iyiye ya da doğruya ulaştırır.


0 Yorum - Yorum Yaz


DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?  (Prof. Dr. Mualla SELÇUK) Makalesinden Kazanıma Dair Çıkarımlarım

Kazanım: 4.3.2. İnsani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve gerekliliğini savunur.

Din öğretimi, sadece din hakkındaki entellektüel bilginin elde edilmesini değil, aynı zamanda güçlü bir kişiliğin gelişmesini de sağlayabilmelidir. Güçlü bir kişilikte sevgi ve saygı oldukça önemlidir. Kazanımla bu kısım ilişkilidir.

Din dersinin diğer derslerle ilişkisinde de bu kısımdan yararlanabilirim. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürünü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Bütün disiplinler birbirleriyle ilişki içindedir ve bir derste öğrenilen bilgi başka bir derste tekrar kullanılarak öğrenme kalıcılaştırılır. Öğrenilen bilginin başka bir kullanım amacı, şekli öğrenci tarafından görülür. Örneğin kazanımda yer alan sevgi ve saygı kavramları öğrencinin sürekli karşılaştığı kavramlardandır.  Hatta öğrenciler farkında bile olmadan fıtratı gereği bunlara sahip olarak doğarlar. Birini sevmek sonradan öğrenilmez.

İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir. Sadece din dersinde yer almayan sevgi ve saygı kavramları okul programlarının çoğu kısmında yer almaktadır.

Öğrencinin tecrübelerinden faydalanılır, “öğrenmeye hazırbulunuşluk” üzerinde durulur. Çevre-aile-ders bütünleşmesine önem verilir.  Kazanımın açıklamasında da anne-babaya, büyüklere, öğretmene, kardeşe sevgi ve saygıya yer verilir. Öğrencinin yaşadığı çevreye bu kazanımda yer verilmektedir. Ben de sunumumda çevresindeki kişilere nasıl davranması gerektiğine, hadislerle örnek vererek açıkladım.


0 Yorum - Yorum Yaz


“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?” Makalesinden Sunumda Yararlandığım Kısımlar:

 

Kazanımım:  4.1.3 Dilek ve Dualarda Kullanılan Dini İfadelere Örnekler Verir.

 

“Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”  Bu şekilde bireylerin hayatında istendik davranışlar oluşturma ve onları yaşadıkları kültürde bilgi birikimleriyle yoğurmak, entelektüel bireyler haline getirmek amaçlanır. Bu hususta okullar bu görevi üstlenen önemli mecralardır. Biz öğretmenler bu görevi üstlenen önemli bir aracı konumunda yer almaktayız. “Okuldaki eğitim ve öğretimde önemli olan, bir yandan insanın yaratılıştan itibaren sahip olduğu yeteneklerin geliştirilmesi, diğer yandan da bu yeteneklerin hayatın gereklerine uygun olarak zenginleştirilmesi ve biçimlendirilmesidir.” İşte bu noktada öğrencilerin gündelik hayatta çok defa kullandıkları, günlük hayattaki dini ifadeler gerçeğini buradan yola çıkarak öğrencilere sundum.

                “Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu kez yanlı bir fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir.” Bu sunumda kavramlar üzerinden açıklamalara yer verilmiştir. Fakat bunun yetersiz olduğu yukarıda ifade de belirtilmiştir. Bu yüzden sunumda gerek dikkat çekme bölümü, gerek keşfetme, gerek derinleştirme kısmında öğrencinin konuyu içselleştirmesi sağlanmıştır. Böylelikle bireylere daha faydalı bir öğrenim sunulmuştur.

 

Disiplinlerarası Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü

 Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bu özelliği ile aslında Din Kültürü dersinin diğer derslerle birlikte belirli konularda bütünlük içinde çalıştığını ve disiplinlerarası hareket ettiğini görürüz. Burada okulun görevi de bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymayıp, bilgiyi çok boyutlu ele alıp gerçekleri bütünlük halinde verebilmedir.


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ-Aybüke Özeroğlu-18040296

‘’Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?’’ Makalesinden Sunum Ödevinde Yararlandığım Kısımlar

‘’Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkı da bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’’ paragrafını okuduktan sonra sunum ödevimde ele aldığım kazanımı diğer derslerle bilgisel bütünlük sağlamaya gayret ederek disiplinler arası bir çalışma ortaya koymaya çalıştım.

Sunum ödevimde ‘’Bireyin güzel ahlaklı olmasında dinin rolünü fark eder.’’ Kazanımını ele alırken makalenin ‘’ Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi ‘’insan’’ olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.’’ kısmından yola çıkarak ele aldığım kazanımı Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler dersi ile bilgisel bütünlük kurarak ele aldım.

Makalede yer alan ‘’ Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir.’’ cümlesini okuduktan sonra sunum ödevimde bireyin güzel ahlak ilkelerine uymasının toplumsal barış, huzur ve mutluluğun egemen olacağı bilgisini uzun vadeli bir bilgi olarak öğrenciye sunar hale getirmeyi amaçladım.

Makalede eğitimcilerin üzerinde düşünmesi gereken önemli bir ilkeden bahsedilmiş. ‘’Öğrenciye ‘seçilecek olanı’ dayatmak yerine ‘seçmeyi’ öğretmek.’’ Sunum ödevini hazırlarken bu cümleyi hatırlayarak, güzel ahlak konusunu ele alırken öğrencinin seçmeyi öğrenmesine yönelik bilgi cümlelerine yer vermeye, dayatan, baskı kuran bilgi cümlelerinden kaçınarak sunum ödevini hazırlamaya çalıştım.

‘’Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helal ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır.’’ cümlesinden yola çıkarak ödevimde ahlaki güzelliği, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin 5. Ünitesinde yer alan manevi temizliği de etkisine işaret ederek üniteler arası bir bilgi bütünlüğü sağlamaya çalıştım. Aynı zamanda güzel ahlaki ilkelere uymanın bireye ve topluma etkilerine de değinerek din öğretiminin hayatın bütününe etkisine dikkat çekmeye çalıştım.


0 Yorum - Yorum Yaz


Özge Yiğit 

18040320

SÖ-3

 

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?

 

Kazanım: 4.3.3. Fâtiha suresini okur, anlamını söyler.

 

Özgürleştiren bir süreç nedir, diye düşündüğümde öğrencinin yeni bilgiler öğrendiği, düşünce dünyasını genişlettiği, seçimler yapabildiği, kararlar aldığı süreçlerdir. Bu süreçler her derste yaşandığı gibi din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde de yaşanır. Yani din öğretiminin de diğer derslerden hiçbir farkı yoktur. Bazı kimseler için okulda din öğretimi, beyin yıkamaya neden oluyor deniyor. Beyin yıkamak ancak, öğretmenin; duyguları, düşünceleri, davranışları ve bilgileri doğrudan empoze ettiği dolayısıyla öğrenciye kendi başına düşünebilme kabiliyetinden yoksun bıraktığı zamanlarda gerçekleşir. Din öğretimini ya da başka bir dersi tam da bu şekilde işleyen öğretmenler olabilir ama bunun cezasını bir derse kesmemek gerekir. Aynı zamanda özgürlüğü getiren bir başka durumsa bilmektir, fikir sahibi olmaktır. Öğrenci din öğretimini okulda almazsa, din kavramı ona birisi oturup öğretmediği ya da öğrenci kendisi araştırıp bilgi edinmediği takdirde her zaman yabancı kalacak. Bilmediği bir kavram ve konu hakkında da fikir sahibi olamayacak, dolayısıyla bu konuda fikrini belirtmekte özgür olamayacak. Kısacası din öğretimi almak, özgürleştiren bir süreçtir. Bir de makalede Paulo Freire’nin bankacı eğitim modelinden bahsediliyor. Bankacı eğitim modelinde öğretmenler ezbere anlatan ve bilgileri öğrencilere dayatan birer yatırımcıdır, öğrenciler ise tüm bilgileri sorgulamadan alması gereken boş bidonlar, yatırım nesneleridir. Bankacı eğitim modelinin tersi de problem çözme yoludur. Bu yolda öğretmen, öğrencilerin herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir. Ben de sunum ödevimde sorduğum sorularla, yaptırdığım etkinliklerle ve değerlendirme sürecimde problem çözme yolunu hedefledim. Örneğin derinleştirme aşamasında oynattığım eğitici oyunlarda öğrencilerden doğrudan Fâtiha suresini ezberlemelerini istemedim. Oynadıkları oyun sayesinde, kendi kabiliyetlerini kullanarak, kendi istekleriyle ezberleyip anlamını öğrendiler. Başta dediğim gibi tüm dersler eşit düzeydedir, hepsi özgürleştiren, hepsi düşündüren ve hepsi birbiriyle bağlantılı olan derslerdir. Örneğin; Fâtiha suresini okuduk, anlamını öğrenmeye sıra geldi diyelim. Öğrenci, okuduğunu iyi anlayabilmesi, kafasında bağlantılar kurabilmesi için Türkçe dersinde başarılı olması, okuduğunu iyi anlaması gerekir. Başka bir örnek vermem gerekirse, öğrenci din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde güzel ahlak, maddi ve manevi temizlik gibi günlük hayatın içinde bulunan konuları da öğreniyor ve öğrenci 4.sınıfa gelmeden önceyse Hayat Bilgisi dersinde buna benzer konuları görüyor, bir hazırbulunuşluk ediniyor. Kısacası tüm dersler birbiriyle bağlantılı olduğu için öğretmenlerin de bunun farkınsa olup disiplinlerarası çalışmaya dikkat etmesi gerekir. Dikkat edip, öğrenciye de bu durumu fark ettirirse, öğrenci için de bağlantı kurmak, anlam vermek daha kolay olacaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz

RECEP ÖRS 18040291    30.04.2021

‘'DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ ?'' MAKALESİNİN SUNUMUMU ETKİLEDİĞİ HUSUSLAR
4.1.4 Sübhaneke duasını okur, anlamını söyler.
Eğitim bireyi hayata hazırlayan bir süreç olduğu için ‘Sübhaneke Duasını' hayatımızın hangi alanında hangi amaçla kullanıldığına dair bilgiler sundum.birey kendini anlamya başladığı zaman,çevresindeki olguları da anlamaya başlayacaktır. Ve en önemlisi nasıl meydana geldiğini,yaratılış amaç ve sürecini , kim tarafından yaratıldığını sorgulayacaktır. Sübhaneke duasında onu yaratan varlığın gücünü,sahip olduğu özellikleri belirgin bir şekilde bulunan maddeleri sunumuma ekledim.
Birey zorla ,yaratıcısının sıfatlarına inanmak zorunda bırakılmadan, yaratıcısının sıfatlarını bilmeli,tanımalıdır. Sübhaneke duası ile yaratıcısının sıfatlarını görecektir. Bireyler, hakkında fikir sahibi olmadıkları bir şeyi red veya kabul durumuna getirmemelidir. Yaratıcısı hakkında tercih yapabilmesi için fikir sahibi olmalıdır. Sübhaneke duasında yaratıcısına dair bilgiler edindikten sonra bu bilgileri yorumlamaları, tartışmaları için fırsat verebileceğim bir tema oluşturdum.
Son olarak sübhaneke duasını ezberlemekten ziyade, onlara ışık tutarak her bir maddesini birlikte yorumlayarak ,üzerinde fikir alışverişi yaparak kazandırmak zihinlerindeki düşünme becerisini pekiştirecektir.
0 Yorum - Yorum Yaz


 

Kazanımım 4.5.1 islam dininin temzliğe verdiği öneme örnekler verir,

Bütüncül olarak okul, gerçeğin yorumlanması konsunuda çocuklara yol göstermelidir. Bu yaşlarda çocuklar, dini çok boyutlu algılamada yaşları gereği zorluklar yaşamaktadır. Ama bu demek değildir ki eğitim ile bu açık kapatılamaz. Her insan “emanet” olarak tasvir edilen görevini yerine getirebilmek ve Allah’ın halifesi olma liyakatını gösterebilmek için irade, akıl, kavrayış ve varlığın sırlarını araştırma gibi çeşitli donanımlara sahiptir. Ama bu donanımlara sahip öğrencilerine karşı öğretmenin yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğü makalede şöyle belirtmiştir;

Öncelikle öğretmen, öğrencisinin gözlerine

yerleştirilen her çeşit merceğin farkında olmasını sağlayacak ve öğrencisini kendi aklına sahip olma noktasına getirecektir. Önemli olan çocuğun veya gencin kendi akıl yürütme gücünü

kullanarak varlık karşısında tavır almasını öğrenmesidir.

Bu noktada sunumumda islam dininin temizliğe verdiği önemi teorik bilgilerle değil de öğrencilerin dini algılayış seviyelerini gözeterek, onların sağlam olmayan ve taklit etme sonucu edindikleri din olgusuna bir anlam yüklemek olacaktır.

Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman,öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Makalede de sıklıkla vurgulandığı gibi yaparak-yaşayarak öğrenme ortamlarının dini öğretmek bağlamında çok daha verimli olacağıdır.

 

Disiplinler arası olarak din dersi;

 “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Cümlesinde de diğer derslerle birlikte, çevreden kopmadan işlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Örneğin kırmızı ışıkta neden geçmemeliyiz? sorusunu sadece trafik dersi kapsamında işlenirse ‘kurallar gereği yanlıştır.’ cevabı çıkar. Ama din dersi ile bağdaştırılırsa, islam dini, beden ve elbise temizliğini emrettiği gibi, kalp ve gönül temizliğini de emretmiştir. Bu yüzden de manevi açıdan temiz kalabilmek için kurallara uyulması gerektiği vurgulanabilir.

 


 


0 Yorum - Yorum Yaz


EBRAR ÇELİK 18040263

 

 

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?

Kazanım: 4.5.2 Temiz ve düzenli olmaya özen gösterir.

Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.”

“Temizlik” kavramı Türk toplumunda ve kültüründe önemli yeri olan bir kavramdır. Temizliğin imandan geldiğini belirterek her alanda temiz olmayı öğütleyen büyüklerimiz, küçüklüğümüzden itibaren bizleri bu kültür ile büyütmüşlerdir. Bu nedenle kazanım ile ilgili gördüm.  

Günümüzde okul, her türlü eleştirilere rağmen, bireyin eğitim görevini üstlenen önemli bir kurum olarak varlığını sürdürüyor. Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır.”

Düzenli olmak, bir davranış değişikliği ya da davranış oluşturmayı gerektirdiğinden kazanım ile ilişkili buldum.

İnsanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.”

Temizlik ve düzenli olmak bir davranışın gelişmesine yönelik kavramlar olduğu için kazanım ile ilişkilendirdim.

“Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.”

Bireysel, sosyal ve kültürel bir kavram olan temizlik kavramının çok boyutu sunularak ve gerçeğin bütününü hedef alan bir öğretim yolu ile benimsenmesini gerektirdiğinden kazanım ile ilişkilendirdim.

 Problem Çözücü Model

1.     Hedefler:  Davranış geliştirme, tutum ve anlayış kazandırma. Kültürel mirası, dünü anlamak, bugünü oluşturmak ve geleceğe ışık tutmak için öğretme çabası.”

Davranış, tutum ve anlayış kazandırmayı hedefleyen bu modeli birebir kazanım ile ilişkilendirdim.

        Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu kazanımını, Hayat Bilgisi dersinin, “HB.1.3.1. Kişisel bakımını düzenli olarak yapar.”

        “HB.2.3.4. Sağlıklı bir yaşam için temizliğin gerekliliğini açıklar.” Kazanımları ile ilişkilendirdim.


0 Yorum - Yorum Yaz


F. Sedef EŞEN-18040272-Sınıf Öğretmenliği 3

“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?” Makalesinden Sunumda Yararlandığım Kısımlar:

Kazanım: 4.2.3. Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni ile ilgili kavramları tanımlar.

“Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.” Makale de yer alan bu cümle eğitimin kısaca amacını açıklamıştır. Böylelikle eğitim kavramının içinde yer alan din kültürü dersinin de tanımlamış oldu. Kazanımımın temelin de yer alan Kuran-ı Kerim’in bir rehber olduğunu ve bu ancak hususta yaşarsak özgür, hür iradeli ve doğru yaşamış olacağımızı belirtiyor.

Kuran-ı Kerim nedir, niçin okunur , nasıl hayata uyarlanır, nelerden oluşur, ne anlatmak istenir? Gibi sorular zihnimize canlanarak aslında bu kazanımı öğrenmek için etkili ve doğru  bir yolda olduğumuzu gösterir. Zihnimizde bu gibi sorular oluştuğu sürece öğrenmenin ve anlamlandırmanın daha kolay olduğunu fark ettim. Sunumumda da en başta bu gibi sorulara cevap arayarak başladım.

“Din öğretiminin olmaması, bir beyin yıkama faaliyeti olarak yorumlanabilir. Çünkü bilgisine sahip olmadığı bir konuda, insanın özgürlüğünden söz edilemez. Kişinin din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.“ Makale de yer alan bu bölüm  en başta aradığımız soruların bir çoğunun cevabını taşımaktadır. İnsanın dinin ne olduğunu bilmesi onu özgürlüğe götüren yolda bir adım daha ilerlemesi demek olduğunu gösteriyor. Böylelikle yol gösterici olan Kuran-ı Kerimi daha yakından tanımamız gerektiği ortaya çıkıyor.

“Din öğretiminin dayanması gereken modelin “bankacı model” değil “problem çözücü model” olması gerektiği düşüncesindeyim. Bankacı modelle varılacak nokta, öğrencinin ezberlemesi, bellemesi ve tekrar etmesiyle sınırlı kalacaktır. Bir bilgi türü olarak din olgusunu öğretime konu ettiğimiz zaman bu bilginin özelliğini ve nesnesini iyi tayin etmek gerekir. Kanaatimizce, din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir. Din öğretimi, sadece din hakkındaki entellektüel bilginin elde edilmesini değil, aynı zamanda güçlü bir kişiliğin gelişmesini de sağlayabilmelidir. Öğrencilerin dinî bilgilerden bir dünya görüşü kazanacak tarzda yetiştirilmesi işi ise belletme, ezbercilik ve tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama ile mümkündür.” Makalenin bu kısmı aslında her şeyi açıklıyor. Verilen model örnekleri bir tek din öğretiminde değil tüm öğretim programları içinde geçerlidir. Problem çözücü model bakış açısıyla Kuran-ı Kerim’e bakıldığı zaman Kuran-ı Kerimin iç düzenini neden öğrenmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Bu hususta Ayet nedir, sure nedir, cüz nedir? Gibi sorular sorarak Kuran-ı Kerimi daha anlamlı ve sorgulayıcı hale getirmiş oluyoruz. Ben de sunumumda bu gibi sorulara oldukça yer vererek anlamı ve öğrenmeyi daha kalıcı hale getirmeye çalıştım.

 

 

Disiplinlerarası Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü:

Makale de yer alan şu cümle “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bu cümle de anlatıldığı üzere din dersi  disiplinlerarası bir yaklaşım ve kendi içinde anlamlı bir bütün oluşturan bir derstir. Her kazanımda olduğu gibi benim kazanımımda da bilgi bütünlüğü mevcuttur. Belli bir plan, düzene ve aşamaya göre ilerlemektedir. Mesala Kazanımım da Kuran’ın iç düzeninden bahsetmeden önce İslam Nedir, Din Nedir, İslam’ın şartları gibi konuları ele alındıktan sonra Kuran’ı Kerim ve iç düzenine geçilir.

Din Kültürü  dersi her konu da kaliteli bir hayat sürmemiz için  bize bir rehber olmuştur. Bu oluşturduğu yaşam biçimi içinde her alandan yararlanılmıştır. Hayat Bilgisi dersi, Türkçe dersi  gibi örneklendirebiliriz. Kısaca din kültürü dersi de kendi içinde bir bütün olup diğer derslerle etkileşim içerisindedir.

 

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Muhammed Ali Çinibulak/ SÖ-3.SINIF/ 18040265/ ÖDEV 4

KAZANIM: 4.1.2. Tekbir ve salavatı söyler

 

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİNİ SUNUMA ŞÖYLE YANSITTIM: 

·         “Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Yandaki makaleden alıntı sunum için yararlandığım bir alıntı. Çünkü tekbir ve salavatı söylemek bir takım bilgi ve beceri gerektirir. Öğrencilere bu bilgi ve beceriyi geliştirmek için sunum esnasından onlara bir video izleterek ve onların da videoya eşlik etmelerini istedim. Sonra bu eşlik etme sınıf arkadaşları ile beraber olacağı için bir sosyalleşme sağlanmış olunacaktı hemen ardından tekbiri ve salavatı günlük hayatımızda nerelerde kullanırız? Sorusuna sunumda yer vermem çocukların kültürel mirası anlamalarına katkıda bulunur.

·         “Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir.” Yandaki makaleden alıntıya baktığımızda sunumda bu alıntıya zaten toplumun değer yargılarından bir tanesi olan tekbir ve salavatı söylemeyi, kullanım yerlerini öğreterek sağlamış oluyorum.

·         “Oysa, ona bir harita yardımıyla yolunu bulması öğretilirse, o kişi her zaman ve farklı koşullarda kullanabileceği bir bilgi kazanmış olacaktır. Okulun aktarma iddiasında olduğu bilgiler bu tür bilgilerdir. Öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir.” Yandaki alıntıyı tekbir ve salavatın ne olduğunu, nasıl söylendiğini ve nerelerde kullanıldığını göstererek bir Müslüman olarak hayatlarında bir yön bulmalarını dini anlamda bir yön verir.

·         “Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” Yandaki alıntıyı sunumda öğrencilere videolar izleterek, onları tekbir ve salavatı günlük hayatımızda nerelerde kullanırız gibi sorularla düşündürerek, tekbir ve salavatın ne olduğunu öğreterek öğrenciye bilgiyi çok boyutlu kazandırmış oluyorum.

·         “Kişinin din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi hâlde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.” yandaki alıntıyı ise İslam dinini oluşturan unsurlardan olan tekbir ve salavatı öğreterek çocukların İslam dinini oluşturan unsurlardan bir tanesini bilmesini sağlamış olurum.

·         Sunumda bahsedilen seçme, özgürlük gibi konular ilkokul çocuklarında mümkün değildir. Çünkü ilkokul çocuklarında öğretmen ve aile onlar için hayatlarına yön veren en sevdikleri en büyük iki etkendir. Bu yüzden verilen fikir ve görüşleri sorgulamadan kabul ederler. Yani makalede de bahsedildiği gibi otorite kavramını kabul ederler.

·         Bilginin bütünlüğünü öğrencilerin merak duygularını uyandırıp, günlük hayatla ilişkilendirme yapmalarını sağlayarak bilgileri bir bütün/ düzen içerisinde vermiş oldum. Bu sırada videoya eşlik edilmesi, sorulara cevap vererek Türkçe dersindeki düşünme, hayal gücü kavramlarına yer verilmesi gibi etkinliklerle Türkçe ve müzik gibi disiplinler arası bir sunum/çalışma sağlanmış olundu.


0 Yorum - Yorum Yaz


Gül Cansu ÖZTAVLI

18040298

Sınıf Öğretmenliği

Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?

Kazanım: 4.3.3. Fatiha suresini okur, anlamını söyler.

Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.

Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir. Bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilmeyi öğretme vb. pek çok işlevi olan okul programlarının içinde, din olgusu doğal olarak yer alır. Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür.

1-      İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.

2-      Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.

3-      Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.

Ayrıca bu makale sayesinde öğrencilerin düşünme, akıl yürütme, seçme yeteneğini dumura uğratacak her türlü öğretimi bir beyin yıkama faaliyeti olarak gördüğümüzü ve bunun insana yapılabilecek en büyük kötülük olabileceğini ve öğretim ile beyin yıkama faaliyeti arasındaki farkı gördüm. Ve sunumumda beyin yıkamak yerine daha iyi öğretim yapmaya çalıştım.

Din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir. Öğrencilerin dinî bilgilerden bir dünya görüşü kazanacak tarzda yetiştirilmesi işi ise belletme, ezbercilik ve tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama ile mümkündür. Ben de Fatiha Suresini öğretirken aynı zamanda öğrencilerin gerçek hayatlarında da bir bakış açısı kazanmalarını sağlamak istedim.

Ve makaleden öğrendiğim bir diğer şey ise, bir öğretmen olarak biz disiplinler arası çalışmayı öğrenmeliyiz. Çünkü Fatiha Suresinin okunup, iyice kavranabilmesi için öğrencilerin başka derslerde de başarılı olması gerekir. Aynı zamanda diğer derslerde öğrendiği bilgilerle uyumlu olmalı ve öğrenci için bu bilgiler anlamlı olmalıdır.

İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır.

Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Ve Fatiha Suresi de aslında öğrencilerin düşünmesini, araştırıp incelemesini sağlayacaktır. 


0 Yorum - Yorum Yaz


Sıla KÖKSAL- Sınıf Öğretmenliği-3

Sunumda ele aldığım kazanım “4.4.2. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile büyüklerini tanır.” Makalede geçen “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Genel manada bu cümleden yola çıkarak konuları ele aldım. Öğrencilere bu konuyu anlatırken aynı zamanda kültürel mirasımızı anlamalarının önemine değindim. 

“ Okul programında yer alan bilgiler için ilk bakışta “uzun vadeli bilgiler”3 nitelemesini yapmak mümkündür. Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir” Anlatılmak istenenden yola çıkarak da öğrencilere aile hayatında karşılaşabilecek problemlerin nasıl çözüme kavuşturulması gerektiğine ve ailenin önemine yer verdim. 

“Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizde her iki husus da göz önüne alınmak durumundadır. İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış işbirliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.” Bu bölümde ise insanın kendisi dışında kalan bireyleri de anlaması gerektiğine vurgu yaptığı için aile bireylerini anlaması ve onlarla işbirliği içinde olmasının öğrencinin menfaatine olacağına değindim. 

“Değerlere “kayıtsız kalmak” veya “değerlerin eğitim dışında tutulmaya çalışılması” gibi eğilimler de beyin yıkama kadar tehlikelidir. Din öğretiminin olmaması, bir beyin yıkama faaliyeti olarak yorumlanabilir.” Bu cümlelerden yola çıkarak da sunumda aile değerinin üzerinde durdum ki öğrenciler din öğretimi sayesinde yanlış bilgilerden uzak dursunlar. 

“Kendi kendine karar verme ve verdiği kararı uygulamaya koyma seviyesine erişmemiş kimseler yetiştiren bir eğitim sistemi dinî açıdan da geçerli değildir. Böyle insanlar sorumlu (mükellef) bile sayılmaz. Aklını kullanamayan insan için ne dinin ne özgürlüğün anlamı olabilir.” Sunumda anlatılanlarla beraber Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesini tanıyarak kendi ailesinin önemini fark edebilmeli ve bu konuda kendi kararlarına vermesi ve aklını kullanması amaçladım. 

“. Doğumum olayıyla dünyaya bağlıyım. İçinde doğduğum kültüre, aileye, sosyal çevreye bağlıyım.” Her insan doğumu dolayısıyla bir aileye bağlıdır. Bu yüzden içinde bulunduğumuz aileyi tanımalı ve o aile kavramının önemini bilmelidir. 

“İslâmiyette, bir kimseye dini zorla kabul ettirme salâhiyeti Hz. Muhammed (s.a.v)’e bile tanınmamıştır. “Sana sadece tebliğ etmek düşer,” Artık uyar, düşündür sen bir uyarıcı/düşündürücüsün onlar üzerinde zorlayıcı değilsin,” Eğer Rabb’in dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı.” ve “Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır.” Genel olarak öğrencilere konuyu anlatırken onları bazı şeyleri düşündürmeye sevk ettim. 

“Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır. Müslüman bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramlarıyla düşünüyoruz.” Sunumda iyi, güzel ve doğru olanları anlatmaya çalıştım. Müslüman bir toplum olarak Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile hayatını bilmek bizim için önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrencilere Hz. Peygamberin aile hayatını anlatarak kendi ailelerinin önemini kavratmak amaçlanmıştır.

0 Yorum - Yorum Yaz


Adı Soyadı: Cansu Atay

Numara: 18040096

 

“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?” adlı Makale Ödevi

            Bütün dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmesini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.

            Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır.

            Ben sunumumu hazırlarken öğrencilere seçilecek olanı değil de seçmeyi öğretmeye çalıştım. Bunu da yaparken problem çözücü öğrenme modelini kullanmaya çalıştım. Çünkü etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bende öğrencilerin araştırıp düşünmeleri için yönlendirici bir rehber olarak onlara yardımcı oldum. Öğrencilerin akıl yürüterek öğrenebilmelerini sağlamaya çalıştım. Ben sadece bir öğreten değil üzerinde çalışılan problemle boğuşan ve öğrencilerle birlikte öğrenen biri olmaya çalıştım. Öğrencilerin derse aktif katılmalarını sağlamak için sorular, örnekler ve hikâyeler ekledim. Onları düşündürmeye sevk ettim. Konumuz üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirmeye çalıştım.  Öğrencilerin hazır bulunuşluklarını dikkate aldım. Onların ilgilerini çekecek şekilde planı hazırladım. Görseller ve hikâyelerle öğrencileri derse katmayı hedefledim.

            Ben sunumumu hazırlarken öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmayı hedefledim. Ayrıca planımın sonuna anlattığım konunun diğer derslerle ilişkisini de ekleyerek disiplinler arası çalışmayı amaçladım. Aslında birçok ders iç içe diyebilirim. Her dersin amacında bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilmeyi öğretme gibi kazanımlar bulunur. Her ders öğrencileri hayata hazırlamaya çalışmaktadır. Bu yüzden bir dersin içinde başka bir dersin konusuna yönelik kazanımlar da bulunabilir. Ben de ders planımda konumla ilişkili kazanımlar olan dersleri de belirttim.

            Din öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bende buna dayanarak öğrencilere bir şeyi dayatmaktan çok onların kendi fikirlerinin oluşturulmasına yönelik bir ders planı hazırladım.


0 Yorum - Yorum Yaz


KÜBRA SÜMER

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ 3.SINIF

18040305

 

“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNİNDEN ÖĞRENDİKLERİNİZİ SUNUM ÖDEVİNİZE NASIL UYARLADINIZ?

SUNUMDA ELE ALDIĞIM KAZANIM:

4. 4.3. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler.

 Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik öncesi hayatında; sütanneye verilmesi, seyahatleri, hilfü’l-fudûla katılması, Kâbe hakemliği, ticari hayatı ve evliliği konularına kısaca yer verilir.

 Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çocukluk ve gençlik yıllarındaki erdemli davranışlarına örnekler verilir.

1.BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ

Din dersi makalede de belirtildiği gibi diğer derslerle birlikte öğrencilerin kültürel mirasını anlamaya, tarihte olup bitenleri kavramasına katkı da bulunan bir derstir. Sunumum da Sevgili Peygamberimizin doğumu, çocuklu ve gençlik dönemlerinde yaşanan olayları öğrencilere aktarmayı amaçlamıştım. Bunu yaparken bilgiyi öğrencilere bütünlük içerisinde yani nedeni, nasılını aktararak sunmaya dikkat ettim. Din olgusunda ihmal etmememiz gereken üç noktadan biri olan dinin kültürel amacını göz önünde bulundurarak tarihi mirasımızı aktarmaya, dünü anlamak, bugünü oluşturmak ve geleceğe ışık tutmak çabası içerisinde sunmaya çalıştım.

Makalede de belirtildiği gibi din öğretimini bazı kesimler beyin yıkama faaliyeti veya öğrencilere birtakım bilgileri dayatmak olarak ifade edilmektedir. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Bu yanılgıyı din öğretiminde kullandığımız yöntemlerle değiştirebiliriz. Yani din öğretiminde öğrencilere bilgiyi doğrudan sunmak yerine örneğin; doğru davranış örneği, yanlış davranış örneği sunarak öğrenci aklını kullanarak, sunulan bilgileri sorgulayarak doğru bilgiye ulaşıp davranış haline getirebilir.

Makalede belirttiği gibi doğru anlatım yani “Bankacı Model” anlayışını benimseyerek öğrencilere bilgi yığınını sunup, benimsemesi için dayatırsak yanlış bir öğrenme-öğretme süreci gerçekleşmiş olacaktır. Etkili öğrenmeyi gerçekleştirmenin en iyi yolu, öğrencilerin öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Bir öğretmen adayı olarak öğrencilere farklı davranış örneklerini sunarak, bu davranışlardan hangisine yönelirse veya hayatına katarsa doğru olacağını düşüneceği bir ortam sunmalıyız. Yani din öğretiminin özgürleştiren, bireye seçim yapma hakkı sunan bir alan olduğunu yansıtmalıyız.

Öğrencinin doğru davranışı seçmek için örnek alacağı kişileri de sunarak yol göstermeliyiz. Bu cümlemden yola çıkarak sunumumda güzel ahlaklı olmak için kimi örnek almamız gerektiğini “Kimi Örnek Almalı” kitabından yararlanarak sunumda öğrencilere aktarmaya çalıştım.

Aynı zamanda sunumumda Sevgili Peygamberimizin örnek davranışlarından bahsederken bilgiyi doğrudan öğrencileri ezbere yöneltecek şekilde, seçilecek alanı dayatmak yerine ilk olarak kendilerinin erdemli davranış denilince akıllarına ne geldiği ve kendi davranışlarından örnekler vermelerini isteyerek sorgulamalarını, sınıfça tartışmalarını ve erdemli davranışın ne olabileceğini keşfetmelerini amaçladım. Sonrasında Sevgili Peygamberimizin örnek davranışlarını içeren metinler vererek, metinden yola çıkarak erdemli davranışların neler olabileceğini bulmalarını sağalamaya çalıştım. Bu sayede doğru davranışları öğrenci sorgulayarak keşfedebilecek ve kendi davranışlarına aktarabilecektir.

Sunumumda Sevgili Peygamberimizin isimlerini öğrencilere sunduktan sonra, isimlerinin anlamlarını doğrudan aktarmak yerine makale de belirtildiği gibi öğrencileri araştırmaya yönlendirerek, isimlerin anlamlarını dini terimler sözlüğünden yararlanarak bulmalarını istediğimi sunum da belirttim.

2. DİSİPLERARASI ÇALIŞMAK

Okul programında yer alan derslerin ortak amacı, öğrenciyi topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek kısaca “insan” olmak yolunda eğitmektir. Bunu göz önünde bulundurarak sunumumu hazırlarken öğrenme-öğretme süreci içerisinde “Sosyal Bilgiler, Türkçe, Hayat Bilgisi, Beden Eğitimi” derslerinde öğrencilere kazandırılan birtakım becerilerle ilişkilendirerek sunumumu hazırladım.

Sevgili Peygamberimizin doğumu, çocukluğu ve gençlik dönemlerinin tarihi sıralamasına ilişkin öğrencilere «Kronoloji Etkinliği» yaptırmayı planlarken Sosyal Bilgiler dersinden öğrendikleri bilgilerden yararlanarak kronolojik sıralama yapmalarını amaçladım.

Türkçe dersiyle ilişkilendirdiğim noktalar ise; Sevgili Peygamberimizin erdemli davranışlarının yer aldığı metinler ve doğumu, çocuklu ve gençlik yıllarının aktarıldığı kısa bir film izleterek öğrencilerin okumuş olduğu metinler ve izlediği videolardan çıkarımlarda bulunmasını amaçladım. Aynı zamanda kendi cümleleriyle ifade etmesi ve sınıfta tartışma ortamı oluşturarak bilgiye ulaşabilecekleri bir ortam oluşturmayı amaçlayarak sunumumda Türkçe dersinde kazandırılmak istenen becerilerle ilişkilendirdim. Disiplinler arası ilişkilendirmeyi yaparak makalede belirtildiği gibi öğrencilerin bilgiye ulaşmaları için sorgulamaları, tartışmalarını sağlamış oluyoruz. Bu sayede öğretimde “Bankacı Model” yerine “Problem Çözücü Model’le” öğretimi gerçekleştirmiş oluyoruz.

Din öğretimini disiplinler arası çalışarak makalede belirtildiği gibi bireylerde güçlü bir kişiliğin gelişmesini de öğrenme-öğretme süreci içerisinde gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu cümleme örnek verecek olursam eğer sunumda yer alan “Zarfı Çöz” adlı eğitsel oyunla öğrenciler hem öğrendikleri bilgileri pekiştiriyor hem de takım çalışması, iletişim, oyun kurallarına uyma gibi Beden Eğitimi dersinin kazanımında belirtilen becerileri de kazandırmış oluyoruz.

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?

Diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmekte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunmaktadır.

Eğitimin amacı insan yetiştirmektir. İlk bakışta okul programında yer alan bilgiler “uzun vadeli bilgi” olarak tanımlanabilir. Uzun vadeli bilgi, yaşamda karşılaşılabilecek sorunları çözmeye yardımcı olan bilgileri ifade eder. Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretimi sürecinde kullandığımız yöntemlerden biri olan 5E yöntemi bu anlamda buna katkı sağlamaktadır. Dikkat çekme aşaması öğrencinin konuya olan ilgisini toplarken keşfetme aşaması öğrencinin konuyu kendi başına keşfetmesini, sadece öğretmen anlatımı ile değil kendi çabası ile öğrenmesine olanak sağlar. Öğretimin bir kesim tarafından sadece anlatımdan ibaret olduğu zannedilmekteyken öğretmen, öğrencileri bilmedikleri konularda elbette bilgilendirmektedir. Fakat bilgilendirme, öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değil yalnızca açıklama aşamasıdır. Derinleştirme aşaması ise öğrencinin öğrendiği bilgileri içselleştirmesini, günlük hayatı ile ilişkilendirmesine katkı sağlamaktadır. Basamaklarının her biri ayrı çocukların konu/durumları anlamlandırmasına katkı sağlamaktadır.  Okulun aktarma iddiasında olduğu bu bilgiler öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir.

Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, içerik üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Düşünen bir zihne sahip olmak din kültürünün, eğitim-öğretimin temel amacıdır.

Okul eğitim ve öğretiminde önemli olan bir yandan insan yeteneklerinin yaratılıştan bu yana gelişmesi, diğer yandan bu yeteneklerin yaşamın ihtiyaçlarına göre zenginleştirilmesi ve şekillenmesidir. Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Öğrencilere çok boyutlu bilgi sunmayı ve tüm gerçekliği tatmin etmeyi amaçlayan, çok işlevli sosyal okullara uygun öğretim yöntemini benimsemeyi amaçlamaktadır. Okullar, öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmak ve onlara gerçeği yorumlamak için nasıl kullanacaklarını göstermek için bütüncül bir yaklaşım benimsemelidir.

Sunum hazırladığım kazanım İslam’ı Tanıyalım Ünitesinin ikinci konusu olan İslam’ın Şartlarıydı.  Bu kazanıma göre:

“İslâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak. Bu beş temel şart dinimizin temel ibadetlerini oluşturur. Bu temel ibadetlerin yapılması kulluğun bir gereğidir. Müslüman olan biri İslam’ın temel şartlarını yerine getirir, Kur’an-ı Kerim’de bildirilenlere inanır ve ona göre yaşamaya çalışır. İslam dini, emir ve yasaklarıyla Müslümanları iyi ve güzel olana yönlendirir. Sevgi, saygı, merhamet, adalet gibi değerlerin Müslümanın hayatına yerleşmesini sağlar.”

Bu kazanım ile birlikte öğretmen ders sonunda öğrencilere İslam’ın temel şartlarını öğretmiş olacaktır. Hangi kavramların ne anlama geldiğini anlamanın yolu sadece bu kavramları tanımlamak değildir. Tanım aramak kişiyi yanıltabilir, bu nedenle belirli veya genellikle önyargılı bir fikir, tanım aracılığıyla doğru olarak sunulabilir. Çocuklara başıboş bir serbestlik vermek onları şaşırtacağı ve zorlayacağı için çocuklara kişisel özgürlüklerine zemin hazırlayacak şekilde rehber olunmalıdır. Sonuç olarak bilgisine sahip olmadığı bir konuda, insanın özgürlüğünden söz edilemez. Kişinin din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir. Bu yüzden çocukların düşünme, akıl yürütme, seçme yeteneklerini geliştirmeliyiz ve onlara kendi başına düşünebilme kabiliyetini kazandırmalıyız.

İslam dini akıllı ve özgür insana hitap etmektedir. Kuran’ın anlayışı “Dinde baskı, zorlama yoktur.” Yönündedir. Doğruyu seçmek ve yapmak içi temel “bilgi”dir. Kuran ilk kelimesiyle, “oku”, insanları düşünmeye ve okumaya yönlendirir.

Kur’an’da Allah’ın insana “şunu yap, şunu yapma” şeklinde seslenilmesi insanın bir seçme özgürlüğüne sahip olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan Allah, günah, sevap, helâl, haram, iyi, kötü gibi belirlemelerle insanın neyi seçeceği konusunda yardım eder. İnsanın seçme kabiliyeti onun akıl sahibi olmasından kaynaklanıyor. Yani özgürlük aklî bir durumdur. Bu sebeple akıl sahibi olmayan varlıklarda özgürlükten bahsetmek uygun olmaz. Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek önemlidir. Çünkü çatışma, otorite ve özgürlük arasında olmayıp otoritenin ve özgürlüğün farklı görünümleri arasındadır.

Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır. Müslüman bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramları düşünülmektedir. İşte bu yüzden verdiğimiz temel bilgileri, İslam’ın 5 temel şartı, öğrenciye dayatmak yerine öğretmen olarak öğrencinin seçmesine vesile olmalıyız.

Seçme özgürlüğü yanında “eylem özgürlüğü” vardır. Din dersiyle öğrenciler özgürlüğün farkına varırlar. Sonuç olarak din öğretimi öğrencileri özgürleştiren bir süreçtir. Bu süreçte uygun yöntem ve teknikler kullanılmalıdır. 


0 Yorum - Yorum Yaz


Ayşenur Aygül

18040516

SÖ-3  

Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi Makalesi Ve Ders Sunumu

Ünite Adı: Hz. Muhammed’i Tanıyalım

Kazanım: Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve Medine yıllarını özetler.

Uygulanış:

·         Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir. Öğrenme faaliyeti kılavuzlama faaliyeti olduğundan dolayı olguları tanıtma, anlatma, olgular üzerinde düşünme ve olguları anlamlı bir zenginlik içinde sunma eylemleri vardır. Sunumumda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve Medine yıllarını anlatırken amaç öğrencileri bilmedikleri konularda bilgilendirmek olmuştur.

·         Öğretim süreci de genelde anlatan bir öğretmen ve dinleyen –çoğu kez de dinliyor görünen- öğrencilerden oluşur. Öğretimin sadece anlatımdan ibaret olduğu zannedilir. Öğretmen, öğrencileri bilmedikleri konularda elbette bilgilendirecektir. Fakat bilgilendirme, öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değildir. Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu “Problem Çözme” yoludur. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve Medine yıllarını anlatırken öğrenciler gruplara ayrılarak onlara olayların oluş sırası karışık bir şekilde verilmiştir ve öğretmen rehberliğinde, yanlarında bulunan kitaplardan da faydalanarak  araştırıp, inceleyerek öğrenmeleri sağlanmıştır. Problem çözme konuyu inceleme, araştırma ve keşfetme yoludur. Bu yolla öğrencilerin konuyu keşfetmesi sağlanmıştır. Bu da öğrencilerin düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirmesine katkı sağlar.

Bilginin Bütünlüğü ve Disiplinler Arası Çalışmak

·         Hayat bilgisi dersi için dini gün ve bayramların önemini kavramasını sağladım. Kadir gecesi ve Ramazan ayının önemini anlayabilir.

·          İnsan Hakları ve Vatandaşlık dersi için hak ve özgürlük kavramları ve saygı gösterilmesi gerektiğini anlar. Yapılan zulüm ve işkencelerden yola çıkarak hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesi gerektiğini fark eder.

·          Türkçe dersi için metin yazma, metinle ilgili sorular sorma, yazdıklarını paylaşması becerisi gelişir. Arkadaşlarına soru hazırlamasını sağlayarak, grup çalışması ve konuyla ilgili özet çalışması yaptırarak bu becerilerin gelişmesini sağlamayı amaçladım.


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ-Gamze Bingöl-18040256

"DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?" Makalesinden çıkarımlarım.

Kazanım: 4.4.2. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile büyüklerini tanır

Din bilgisi dersinin amacı, bireyin yaşam ile ilgili bilgileri anlamlandırıp düşünmesini ve sorgulamasını sağlamaktır. Din dersini çocuklara anlatmak onları körü körüne bir şeye zorlamak değildir. Öğrencilere din dersini anlatırken sorgulamadan kabullenmeleri yerine doğruları kendi zihinlerinde anlamlandırmaları sağlanmaktadır. Dinde bir zorlamanın olması söz konusu bile değildir. Peygamber efendimiz (s.a.v.) insanlara dini anlatmak ve onlara yol gösterici olmak için gönderilmiştir.

“Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır.27 Kur’an, Peygamberin görevini böyle gösterince, vahyin gayesini de “yol” göstermek olarak açıklıyor. Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana ait olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçtan da, kendisi sorumludur.”

Makalede de belirtildiği gibi “Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” Öğrenciye bilgileri çok boyutlu sunmak onun karar verme becerisine katkı sağlayacaktır. İslam dini dediğimizde sadece Kuran-ı Kerim’den ya da sadece Hz.Muhammed (s.a.v)’den bahsetmek doğru değildir. Din bilgisi dersi,  dini bir bütün halinde öğrenciye sunmaktadır.

Öğrenciye Peygamber efendimizin (s.a.v.) hayatını anlatarak onun ne kadar güzel ahlaklı,  hoşgörülü, yardımsever biri olduğunu ve dinen örnek bir insanın nasıl olması gerektiğini çocuğa göstermeye çalışıyoruz. Peygamber efendimizin aile büyüklerinden bahsederek onun nasıl bir ortamda büyüdüğünü, büyüklerine karşı nasıl davrandığını ve büyüklerinin ona nasıl yaklaştığını çocuğa anlatarak islam dininin elçisi olan Hz.Muhammed (s.a.v.)’in hayatı hakkında bilgi edinmesini sağlıyoruz.  


0 Yorum - Yorum Yaz


DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETİMİ

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ/ 2.SINIF

HÜMEYRA YILDZIZ 19040416

Hazırladığım sunumun kazanımı: Salli-Barik Dualarını Okur, Anlamını Söyler.

1)Makaleden öğrendiklerini sunum ödevine nasıl uygularsın?

     *’’Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’’

   Kültürel mirasımızda selam ve saygı kavramlarının önemi çok büyük bir yer kaplar. Salli-Barik duaları salavat dualarıdır. Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’e ve ailesine saygımızı ve sevgimizi salavat duaları ile hissettiririz. Öğrenciye salavat duaları hakkında ayet, hadis, kıssa anlatarak örnekler veririm ek olarak geçmişte büyüklerimize nasıl saygı gösterilirdi sorusunu yöneltirim. Bu sayede hem kültürel mirasımızı hem de Salli-Barik dualarını daha iyi kavramış olurlar.

     *’’ Kur’an için önemli olan, ferdin tek tek davranışlarının niteliğinin yanında bir bütün olarak seçtiği hayatın niteliğidir. Kulluk sürecindeki ibadetler de yaşanan hayatın niteliğinde belirleyici oldukları sürece değerlidir.’’

   Öğrenci günlük hayatında ve ibadetlerinde Salli-Barik dualarını anlamlarını bilerek okuyacaktır. Bu şekilde okuması ise hareketlerine, ibadetlerine daha çok değer ve anlam katacaktır.

      *’’ Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu kez yanlı bir fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir. Bunun örnekleri pek çoktur. Örneğin “insan”la ilgili bir tanım yapmak durumunda insan için geçerli birçok anlamdan biri onaylanabilir ve diğerleri ise hükümsüz kalabilir. Bu tanımlardan en tipik olanı insan için yapılmış olan “hayvan-ı natık” tanımıdır. “İnsan düşünen bir canlıdır.”, “İnsan inanan bir varlıktır.” önermelerinin bu anlamda birbirinden farkı yoktur.’’

    Öğrencilere sunumumdaki kavramları açıklarken nelere dikkat ederek açıklamam gerektiği konusunda katkısı oldu.

     *’’ Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.’’

   Öğrencilere surelerin anlamlarını söylemek, açıklamak yerine; birlikte araştırmamız, incelememiz gerektiğini öğrendim ve sunumuma da birliktelik esasında çalışmalar ekledim.

2)Bilginin bütünlüğü ve disiplinler arası çalışma ifadelerini açıkla.

    *’’ Bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.’’

    *’’Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’’

 

    Bilginin bütünlüğü ve disiplinler arası çalışma bir konuyu tek taraflı düşünmek değil de çok yönlü düşünmeyi ve aralarında ilişki kurmayı ifade eder.

  


0 Yorum - Yorum Yaz


DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİNDEN ÖĞRENDİKLERİMİN SUNUMDA UYGULANMASI

Kazanım: 4.4.1. Hz. Muhammed’in doğduğu çevrenin genel özelliklerini açıklar.

Öncelikle Mualla Selçuk hocanın da makalede bahsettiği üzere din öğretimi, okulda eğitimi öğretimi mevcut olan diğer dersler gibi öğrencilere belirli çerçeve yapıları doğrultusunda bilgi, beceri ve yetkinlikler ile kazanımları kazandırmayı hedefliyor ve öğrencilerin kendilerini, kişiliklerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Bu yüzden de büyük bir önem vaat ediyor. Makaleyi okurken bir paragrafta okuduklarım aslında baktığımda Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi dersinde konuştuğumuz, belki de en baştan beri en önemli noktalardan biri olan insan olmak, insan nasıl olunur sorusuna götürdü beni. Makalede yazdığı gibi tüm derslerin amaçları, hedefleri öğrencilerin olumlu gelişimler yaşayabilmesini sağlamak, onlara toplumda nasıl birey olunur sorusuna cevap niteliğinde hazır hale getirmek. Yani aslında tüm bunlara baktığımızda biz öğretmen adaylarının varacağı kapı insan yetiştirmektir. Ben de bu makalede öğrendiklerim ile kazanımım da Hz. Muhammed’i içerdiği için bir bakıma insan nasıl olunur sorusuna somut bir örneği olan Peygamberimizi tanımaya, tanıtmaya basamak sağladım diyebilirim. Çünkü sunumumdaki bilgiler ile aslında Hz. Muhammed’in yaşadığı çevreden başlayarak ilerideki Hz. Muhammed ile ilgili olan kazanımlara ön bilgi sağlamış, temel atmış ve bu şekilde aslında sunumumda bilgi bütünlüğü de sağlamış oldum.

Makalede yer alan “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” cümlesinden de kazanımımdaki Hz. Muhammed’in doğduğu ve yaşadığı çevreyi öğrenerek geçmişten geleceğe bir anlam yüklemelerini, varoluşumuzun sebebi bilgilere dayanır ifadesinden de etkilenerek bir bilgi bütünlüğü sağlamaya çalıştım. Makalede bir cümle okulun yani bu noktada biz öğretmen adaylarının görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir diyordu. Bu yüzden de aslında sunumumdaki Peygamberimizin doğduğu ve yaşadığı çevrenin şartlarını yansıtarak öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemeyi hedefledim.

Makalede “Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir ve din olgusu için üç amaç ileri sürülmüştür” diyordu. Bu paragraf ve amaçlardan sunumumda şu şekilde yararlandım; İnsanî amaç noktasında Hz. Muhammed’in yaşadığı toplum şartlarını yansıtan yazılara, kültürel amaç doğrultusunda Hz. Muhammed’in yaşadığı toplumdan bugüne süren gelen ve o şartlarda dinin nasıl benimsendiğini, ne durumlarla karşılaşıldığını anlatan yazılara, toplumsal amaç olarak da aynı şekilde yukarıda bahsettiğim gibi o dönemdeki dini inanışlar çerçevesinde nasıl olaylar gelişmiş bunun bilgilerini içeren yazılara sunumumda yer verdim. Özetle, bilginin çok boyutlu olması ile bilgi bütünlüğü arasında bir denge sağlamaya çalıştım.

 

Makalede “Din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir. Anlatan bir öğretmen (konuşan bir öğretmen değil) ile anlayan bir öğrenciden (dinleyen bir öğrenci değil) söz ederken sınıf içindeki zihinsel faaliyetler arasında bir kaynaşmanın yaşanması gerektiğini” söyleyen cümlelerden öğrendiklerimde Hz. Muhammed’in doğduğu yaşadığı çevrenin dini hayat boyutunda, toplumdaki farklı dini inanışların da mevcut olduğunu, toplumda farklı adlandırmaların olduğunu sunum ödevimde göstermeye çalıştım. Sunumda yaşadığı çevreyi yansıtan temsili bir animasyon videosu ile öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştım ve bunun öncesinde konuya hakimiyetlerini anlamak adına çeşitli sorular sordum. Öğrencinin süreçte kalıcılığı artırmak için sorular ile ilgili görseller ekledim. Derinleştirme aşamasında öğrenciyi aktif hale getirecek ve aynı zamanda bilgiyi kazanmasını sağlayacak, iş birliği içerisinde olmasına katkısını olacağını düşündüğüm Peygamberimizin dini ve sosyal hayatı ile ilgili oluşturduğum renkli kartlar etkinliğini hazırladım. Makalede din öğretimimin, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olunabileceği söyleniyordu. Bu doğrultuda bilgiyi her öğrencimin kavrayışlarında farklılıklar olacağı için sunumumda çeşitli yöntem ve tekniklerin kullanılmasına özen gösterdim.

 

 

Sonuç olarak makaleden edindiğim bilgiler boyutunda sunum ödevime yansıttığım durumları bilginin bütünlüğü kapsamında oluşturdum şeklinde özetleyebilirim. Devamında bilgi bütünlüğü, disiplinler arası çalışmalar doğrultusunda; sunumumdaki kazanım ile diğer derslerin öğretim programlarında bulunan yani kazanımlar/disiplinler arası çalışmamda ilk olarak hayat bilgisi dersinde bulunan “Aile büyüklerinin çocukluk dönemlerinin özellikleri ile kendi çocukluk döneminin özelliklerini karşılaştırır.” kazanımı ile öğrencinin Hz. Muhammed’in doğduğu/yaşadığı dönemin özelliklerinden yola çıkarak aile büyüklerinin de çocukluk dönemlerini merak edip ve karşılaştırma yapma isteğinde olmasını doğrusal bir şekilde ilişkilendirdim. Sosyal bilgiler dersi için oluşturulmuş olan “Çevresindeki ihtiyaçlardan yola çıkarak kendine özgü ürünler tasarlamaya yönelik fikirler geliştirir.” kazanımı ile de aslında öğrencinin geçmiş dönemdeki çevre şartlarından sonra kendi çevresini daha ileriye taşımak için ihtiyaçlarına çözüm arayabileceği ilişkisini bilgi bütünlüğü kurdum. Aynı şekilde Türkçe dersinin hedeflenen kazanımları ile ilişki kurarak bilgi bütünlüğünü ve disiplinler arası çalışmaya örnek teşkil etmiş oldum. Ek olarak din kültürü ve ahlak bilgisi dersi kapsamında da aslında dersin kendi iç bütünlüğünü sağlamak ve derste kazandırmayı hedeflediğim 4.4.1 kazanımı ile aynı ünitedeki bazı kazanımlara da basamak sağlayacağını düşündüğüm için “4. 4.3. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler, 4.4.5. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve Medine yıllarını özetler.” Kazanımları için bir ön bilgi bütünlüğünü nitelendirmiş oldum.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi? Makalesini Sunu Ödevine Uyarlama

SÖ-İlknur PEHLİVAN-17040368

Sunu ödevimin kazanımı:  

KAZANIM: 4.3.1. Bireyin güzel ahlaklı olmasında dinin rolünü fark eder.

‘Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür: 3. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.’ kısmından yararlanarak güzel ahlaklı olmada din kültürü dersinin okullarda öğretilmesi ve ahlakımızı şekillendirmede önemli bir rol üstlenmesi ile bağdaştırdım. Din Kültürü dersinde verilen değerlerden biride güzel ahlaklı olmak için yapılacak davranışların neler olduğudur. Bu nedenle toplumsal amaç ile birlikte dini ahlak ile toplumsal çevre davranışları düzenlemek ile bağdaştırdım.

‘Kendi başına düşünebilme kabiliyetini boğarak, ezerek, sindirerek ve bükerek yapılan iş, duyguların, düşüncelerin ve davranışların doğrudan doğruya belirtilmesi hadisesi bir beyin yıkama (fikir aşılama)’dır’. Bu paragraftan yola çıkarak onlara direk bilgiyi, davranış biçim ve eylemlerini aşılamak yerine çocukların güzel ahlaklı olmak için hangi davranışları yapmalarını hangilerini yapmamalarını öncelikle onlara sorgulattım. Slayttım da yer alan en çok önem verdiğiniz güzel davranışlar nelerdir? Sorusuyla kendi dünyalarında yer alan güzel davranışları düşünerek cevaplamaları, neden güzel davranış ya da neden değil şeklinde sorgulatmalarla kendi başlarına düşündürmeye çalıştım. Bu nedenle bu kısımdan yararlanabileceğimi düşündüm.

Makalede yer alan ‘Kur’an’da Allah’ın insana “şunu yap, şunu yapma” şeklinde seslenilmesi ise zaten insanın bir seçme özgürlüğüne sahip olduğunu gösterir. ‘ cümlesinden yararlanarak sunumuma şu cümleyi ekledim: ‘Bu davranışları yapmak ya da yapmamak sizin kararınızdır. Güzel ahlaklı olmayı seçmek ya da seçmemek sizin sorumluluğunuzdadır.’ Bu cümleye yer vererek güzel ahlaklı olmada dinin rolünü öğrenmelerinin yanı sıra dinin eylem ve düşüncelerde insanı özgür bıraktığını vurgulamaya çalıştım.

Makalede yer alan yöntem bölümünden yola çıkarak, problem çözücü yönteme uygun olması amacı ile öğrencilere derse gelmeden önce yapmaları gereken bir araştırma ödevi verdim. ‘ARAŞTIRALIM… Güzel ahlaka uygun olan ve uygun olmayan davranışlar nelerdir’ sorularını araştırmalarını istedim.

Disiplinler arası çalışmak hususunda makalede yer alan; ‘Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.’  Paragrafından yola çıkarak biz Din kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin öğretimini yaparken, sunumlarımızın son kısımlarında yaptığımız diğer derslerle ilişkilendirme çalışmasında olduğu gibi bu dersin öğretiminde Türkçe, Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi vb. derslerinin kazanımları ile  Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersinin kazanımları arasında ilişki kurarak disiplinler arası bağdaştırmalar ve çalışmalar yapmaya özen gösteriyoruz. Bu çalışma bizlere okulda öğretiminde bulunduğumuz dersler, değerler gibi unsurları öğretirken yalnızca tek ders ile değil birçok derslerin birbiriyle ilişkili noktalarını yakalayarak disiplinler arası çalışmaya özen gösterilmektedir. Aynı zamanda çocuğun öğrenme sorumluluğunda olduğu derslerin birbirinden tamamen kopuk olmaması çocuğun bilginin bütünlüğünü sağlaması noktasında önemli olduğunu düşünüyorum. Çocuklar öğrendikleri bilgileri farklı alan ve derslerde kullandıkları ve o derslerle bağdaştırdıklarında bilginin bütünlüğünü sağmakta ve bilgilerin birbiriyle ilişkilerinde anlamlar kurarak kendilerine neye nasıl inanacaklarını, bilginin doğruluğunu ve yanlışlığını yordama da ve inandıkları şeylerin farklı alanlarda münakaşasını yaparak öğrendikleri bilgileri sorgulayabilecekler hem de  farklı disiplinlerin bir konuyu nasıl ele aldığı üzerine düşünebileceklerdir.


0 Yorum - Yorum Yaz


 

Ad-Soyad: Miray ŞAHİN

Numara: 18040307

1.     Bilginin Bütünlüğü

Sunum ödevimde ‘Din ve Temizlik’ ünitesinden 4.5.2. Temiz ve düzenli olmaya özen gösterir. Kazanımı üzerinde çalışma yaptım başta ödevimi yaparken bu konunun genel hayatımızdaki yerini düşündüm çalışmamı genelden özele bir şekilde yürüttüm. Çünkü temizlik konusu genele yayabileceğimiz bir konudur. Herkesin bir noktada fikirlerini sunabileceği, derse katılım sağlayabileceği bir kazanım. Üç amaç (İnsani Amaç, Kültürel Amaç, Toplumsal Amaç) üzerinde de öğrencilere fikir sunabilecek aşamalara yer verdim. Yaptığım çalışmada direkt bilgi odaklı gitmek yerine çoğu yerde ortak tartışma alanları oluşturmaya çalıştım. Burada hazırladığım sunumun aslında tüm yaşamları boyunca kullanabilecekleri bilgiler olduğunu ifade etmeye çalıştım. Çünkü temizlik her yerdedir; evde, okulda, sokakta, kütüphanede, çalıştığınız iş yerinde. Bir nevi görgü kuralı olan temizliğin günlük hayatımızda nasıl bir yeri var ve biz neler yapıyoruz. Din bizden nasıl yaşamamızı istiyor? Gibi sorulara birlikte cevap bulmaya çalıştık. Aslında bu sunumda dinin dayatmaları olmadığını daha çok hayatımızda yön bulmamıza yardımcı olduğunu anlamaya çalıştık. Hz. Muhammed (s.a.v) dediği gibi “Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin!” (Buhari, 3:72) bizde bu hadisten yola çıkarak doğruya hep birlikte gitmeye çalıştık. Kur’an, insana ulaşan herhangi bir haber ve bilginin hemen kabul edilmesinin doğru olmayacağını belirttiği gibi hemen inkâr ve ret edilmesini de eleştirir: “Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar” 20  Burada da belirtildiği gibi akıl ve mantık yolunda düşündürmeye çalıştık. Yani sınıf içerisinde farklı inançlara sahip öğrenciler de olabilir. Önemli olan hep birlikte bir bütünlüğe varabilmektir. Bende sunumumda böyle bir yol izledim.

2.Disiplinlerarası çalışmak

Bu başlık için aslında Din kültürü dersinin genel çerçevesi üzerine konuşabiliriz. Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler için nasıl mihver ders terimini kullanıyorsak Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersi için de böyle olmalıdır. Çünkü bu derste kurallar bütününü değil yaparak yaşayarak öğrenmeyi içerisinde barındırıyor. Ben sunumum içerisinde sonda kazanımlar içerisinde disiplinlerarası yaklaşımdan bahsettim ama aslında benim konum tüm derslerin içeriğine destek olabilecek bir konuydu. Örneğin Fen dersinde laboratuvar ortamının temiz olması gereklidir ki orada çalışma yapılabilsin. Ya da gezi gözlem çalışmalarında herkes gittiği ortamı temiz bulmak ister ve buna bağlı olarak temiz bırakmalıdır. Sadece benim sunum yaptığım konu üzerinden diğer derslerle birçok bağlantı kurabiliriz. Yani bu ders diğer derslere çoğu noktada yardımcı olmaktadır. Öğrenimden elde edilebilecek en büyük kazanım tabiî ki özgürlüktür. Okullar bunu bir “bilgi istifleme atölyesi” olarak çalıştıklarında değil insanları “düşündürebildikleri” zaman başarırlar. Böylece öğretim süreci içinde insanın zihnindeki karışıklıklar çözümlenebilir, seçenekler belirgin hâle gelebilir ve insanın “bu iyidir” “bu ise kötüdür” yargılarını hayata geçirebilmesine yardım edilebilir. Bende ele aldığım konunun diğer derslerle ilişkisini bu şekilde değerlendiriyorum. Var olan konuyu anlatmada rehberlik yaparsınız ve seçimleri doğru bir şekilde seçebilecek konuma gelmelerine yardımcı olmaya çalışırsınız.

 

 


 


0 Yorum - Yorum Yaz


 

SÖ/Ebru ÖZCAN/ 18040292/ ödev 4

 

 DİSİPLİNLER ARASI ÇALIŞMA VE BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ

Her ders kendi adına çocukların kültürlenmesi, sosyalleşmesi, değer yargılarının çocuklara kazandırılmasında etkilidir. Din dersi de diğer dersler gibi çocuklara ve gençlere kültürel mirası aktarmamıza katkı sağlar. Nasıl tüm dersler hayatın içinden ve diğer tüm derslerle bağlantılı ise din dersinin de bu derslerden herhangi bir farkı yoktur.  Okul bireyin kültürel, sosyal, bireysel, tarihi birçok alanda gelişmesi ve bilgilenmesi için farklı düşünceleri ve bakış açılarını kazandırıyorsa dinin de bakış açısı kazandırılmalıdır. Dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkeleri tanıtılmalı ve ders öğrencilerin kendi akıl yürütebilme kabiliyetleri çerçevesinde öğrencilerle paylaşılmalıdır. Başta da dediğimiz üzere her ders hayatın içinden ve birbirleriyle bağlantılı olduğu için bu öğretim etkinliklerine disiplinler arası bir yaklaşımla yaklaşılmalı ve derslerde sunulan bilgiler birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Herhangi bir derste sunulan kazanımlar bir başka dersin de kazanımı olacak veya olan kazanımı tamamlayıcı nitelikte olabilecektir. Bu bağlantıları kurarak disiplinler arası bir yaklaşımla yaklaştığımızda ve hayatın içinden örneklerle de bunları desteklediğimizde daha kalıcı ve doğru öğrenmeler gerçekleşecektir.

   Etkili öğrenmenin gerçekleştiği sınıflara baktığımızda öğretmen rehber konumundadır ve öğrencilerle birlikte olayları, konuları araştırıp inceler. Bilginin direkt olarak sunulması ve öğrencilere yoğun bir şekilde bilgi yüklenmesinin aksine onlarla birlikte araştırılıp, üzerinde düşünüldüğü, tartışma ortamlarının olduğu sınıflarda öğrenme hem daha etkili hem de daha kalıcı olur. Makalede de bahsedildiği üzere öğrencilere bu şekilde hem bilgiler dayatılmamış olur hem de kendi akıl yürütme kabiliyetleriyle doğru bilgiyi elde etme konusunda daha aktif olurlar.  Benim sunumumun konusu İslam’ın İnanç Esasları. Makaleden faydalanarak sunumumda çocukların düşünmelerine ve araştırmalarına öncelik verdim. Konuyu direkt olarak öğrencilere aktarmak yerine birlikte düşünerek, sorular sorarak ortaya koyarız. Her bir inanç esasına geçmeden önce günlük hayatlarından bu inanç esasıyla ilgili neler biliyorlar sınıfla paylaşmalarını isterim. Örneğin konu içerisinde geçen meleklerin özelliklerinden sınıf ortamında konuştuktan sonra dört büyük meleği onların araştırmasını bilgilerini derste paylaşmalarını isterim. Ders süresince diğer dersler veya din dersinin başka kazanımlarıyla olan bütünlüğünü korurum, diğer derslerin kazanımlarından da faydalanır disiplinler arası bir yaklaşıma dikkat ederim.


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi makalesinden öğrendiğim ve sunumda kullandığım en önemli şey anlatılan konunun öğrenciler tarafından da eleştirilmeye açık olması gerektiği. Öğrencilere karşı sorumluluklarımız olduğu bu sorumlulukları layığı ile yerine getirmemiz gerektiğidir. Öğrencilere salt bilgi değil verilen bilgiyi anlama dönüştürme ve eleştirel açıdan bakabilmesini sağlamak gerekmektedir.

Disiplinlerarası çalışmak öğrencilerin geleceğe kültürel mirasını aktarmalarına yardımcı olur. Kültürlerini geliştirmeyi, farklı alanlarda öğrenmelerle geleceğe çok yönlü hazırlanmasını sağlar.

Okulun görevi ayrıştırmak değil toplumu bütünleştirmektir. Bunu da bilgi ile sağlamaktadır. Bilgiyi çok yönlü sunmak ve bilginin farklı yönleriyle anlaşılmasını ve farklı şekilde kullanılmasını sağlar.


0 Yorum - Yorum Yaz


 

Kübra Çıkma 17040343 SÖ

Kazanım: 4.2.3. Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni ile ilgili kavramları tanımlar.

‘Kur’an, insana ulaşan herhangi bir haber ve bilginin hemen kabul edilmesinin doğru olmayacağını belirttiği gibi hemen inkâr ve ret edilmesini de eleştirir: “Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar.’

‘Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır. Kur’an, Peygamberin görevini böyle gösterince, vahyin gayesini de “yol” göstermek olarak açıklıyor. Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana ait olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçdan da, kendisi sorumludur: “Biz, ona, eğri ve doğru iki yolu gösterdik.” “Biz insanoğluna yolu gösterdik, şükretmek veya etmemek ona aittir” “Şüphesiz bu Kur’an yol göstericidir” “Ey Muhammed! De ki, Rabb’inizden gelen bu gerçeğe isteyen inansın, isteyen inanmasın.” “Her insan kendi kazancından sorumludur.”

Sunumumda makalede yer alan bu iki söze Kur’an-ı Kerim’in özelliklerinden sonra yer verdim. Bu sözlerden yola çıkarak insanlara ulaşan bilginin hemen kabul edilmesinin ya da ret edilmesinin doğru olmadığını ulaşan bilgiyi insanların aklını kullaranarak düşünmelerini, bilgileri akıl süzgecinden geçirmelerini ve doğru buluyorlarsa benimsemelerini, kabul etmelerini ve Kur’an-ı Kerim’inde bu konularda ve diğer konularda  insana yol gösterdiğini, ancak seçimlerin insanın kendi sorumluluğunda olduğu şeklinde yer verdim.

Bilginin Bütünlüğü ve Disiplinlerarası Çalışmak

‘‘Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.’’

Bir konuda yeterli ve doğru bilgi sahibi olabilmek, tam ve eksiksiz kavrayabilmek için  o konuyu bir bütün olarak bilmek, bütün fertleri ile ele almak gerekir. Böyle bir davranış yanlış anlamalardan ve değerlendirmelerden uzak kalmamıza yardımcı olur. Örneğin insanın ne olduğunu kavrayabilmek için onun tabiatla, diğer yaratılmışlarla ve onu yaratan ile ilişkisini bilmek gerekir. Onu sadece canlı bir varlık olduğunu bilmek tam bir bilgi değildir. Bütüncül ve kapsamlı bilgi, yanlış anlamalardan ve değerlendirmelerden uzak kalmamıza yardımcı olur. Konulara bütüncül yaklaşmak, onları doğru anlamak için son derece önemlidir. Bir konuda yeterli ve doğru bilgi sahibi olabilmek için, o konuyu bir bütün olarak ele almak gerekir. Bilginin bütünlüğü dini konularda daha da önemlidir. Bir konu hakkında dinin ne dediğini anlayabilmek için, o konudaki ayet ve hadisleri, onlara getirilen yorumları bir bütün olarak anlamak gerekir. 

Bilginin hızla yayılıp eskidiği günümüzde disiplinler arası çalışmanın yenilikçilik ve geliştirme açısından önemi büyüktür. Artık tek bir alanda düşünme ve değerlendirmeler olmayıp bu düşünce ve değerlendirmeleri destekleyecek diğer disiplinlerden de yararlanılmaktadır. Tüm bu gelişmeler nitelikli ve kaliteli insanların yetişmesini ve bu kişilerin tek bir alan yerine çok disiplinli alanlarda eğitim almalarını zorunlu kılmaktadır. Disiplinler arası bir düzenleme sayesinde, hem belirli disiplinlere ait bilgi ve becerilerin öğrenilmesi hem de bunların anlamlı bir şekilde bütünleştirilmesi mümkün olur.

Makalede yer alan ‘Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’ Bu cümlede de anlatıldığı üzere din dersi  disiplinlerarası bir yaklaşım benimser. Öğrencilerin kültürel, sosyal anlamda gelişmesini sağlamak için diğer derslerle birlikte bir bütünlük içinde verilmelidir. Bende sunumumda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin Türkçe dersi, Hayat Bilgisi dersi ve Sosyal Bilgiler dersi ile bağlantısını kurmaya çalıştım. Diğer disiplinlerle kurulan bağlantılar, öğrenciye öğretilmeye çalışılan bilgilerin daha iyi kavranmasına, anlaşılmasına ve öğrencinin bir bütünlük kurmasına katkı sağlar.


 


0 Yorum - Yorum Yaz


‘’DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?’’ MAKALESİNİN SUNUMLA İLİŞKİLENDİRİLMESİ

 

Mustafa Kemal Gök/18040273/SÖ

Kazanım: 4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını söyler.

 

 Öncelikle din olgusunun kültürel boyutunun ciddiliği üzerinde durmak istiyorum. Zira kültür kavramı disiplinlerarasılık özelliğini taşıyan kavramlardan biridir. ‘’Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’’ ifadelerinden yola çıkarsak din dersinin genel amaçlarından birinin kültürel olanı aktarmak olduğunu rahatça anlayabiliriz. Peki bu aktarıcılık görevi benim hazırladığım sunumda nasıl meydana gelmiştir? Kazanımım ‘’ 4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını söyler.’’dir. Bu kazanımda dikkat edilmesi gereken husus İslam yapı taşlarından ‘’iman’’ ‘’kelime-i tevhid’’ ‘’kelime-i şahadet’’ ve ‘’ibadet’’ kavramlarını barındırıyor olması. Din öğretimi sürecinde de kavramların gelecek nesillere aktarılması büyük önem arz etmektedir. Başlı başına bir kültürleme işlemidir. Yalnız kültürlemenin bilinçli yapıldığına dikkat çekmek isterim. Aksi takdirde yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Diğer yandan bilginin bütünlüğü konusunda kültürlemenin üstlendiği rol kazanımımda açıkça ortaya çıkmaktadır. Sonuçta duanın özgün haliyle saklanıp günümüze getirilmesi ve benim aracılığımla(sunumda) aktarımın devam etmesi söz konusudur.

 Disiplinlerarasılığın sunumumda yer bulması adına diğer disiplinlerdeki kazanımları inceledim. Özellikle sosyal bilimlerin müfredatta sosyal bilgiler çatısı altında toplanması ve din öğretimiyle ortak yönlerinin bulunması din öğretimini nasıl zenginleştirebileceğimiz üzerine ipuçlar vermektedir. Din öğretiminin sosyal bilgiler dersi amaçlarıyla örtüştüğünü de görmekteyiz. Örnek olarak  toplumsal amacı verebiliriz : Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek. Yine burada karşımıza diğer derslerde öğrenilen bilginin bütünlüğünün korunması ve birkez daha öğrenciye iletilmesi dikkatimizi çekmektedir. Dilimizin inceliklerinin öğretildiği Türkçe de kazanımımla ortak yönlerin olduğu kazanımlara yer vermektedir bünyesinde. Dinlediklerinin konusunu belirleme bunun en bariz göstergelerindendir. Bilginin bütünlüğünde ise ders içi kazanımların ön planda olduğunu söylemeliyim. Sunumdaki kazanımıma gelene dek ‘’Amentü duası’’ içinde geçen kavramlar önceki ünitelerde ayrıntılı bir biçimde işlenmiştir. Böylece bilgi bütünlüğü korunmuştur.

 İkinci olarak makalede geçen ezber konusuna değinmek istiyorum. Makale yazarının ezberleme üzerine söylediklerini desteklemekle birlikte bunun sunumumda nasıl yer alabileceğini düşündüğümde kazanımımla örtüşen bir konu olduğuna karar verdim. Örneğin yaptığım sunumda öğrenciler ayetlerin yerini ve anlamlarını saptarlarken belli bir sırayı takip etmek zorunda değillerdir. Yalnızca ayetin neyi kastettiği üzerine tartışmalar yürütmeleri ve nihai sonucu öğrenimleriyle birlikte içselleştirmeleri beklenmektedir. Sunumumun bu şekilde işlenmesi dahilinde makale yazarının tabiriyle eğitim ‘’tasarruf yatırımı’’ olmaktan çıkar öğrencinin ezberden uzaklaşmasını sağlar. Eğer sunumumda bilginin aktarması zorlamaya yönelik olsaydı öğrenci öğrenme faaliyetinden çabucak uzaklaşabilirdi. Sunumdaki konunun işlenmesi sürecinde öğrencilere tanınan özgürlüklükler büyük ölçüde  öğretmenin davranışlarına  bağlıdır. ‘’Amentü duası’’nı sırf önemli gördüğü için aktarmayacak, öğrencilerini konuşturma, konu üzerinde düşündürmeye yöneltecektir. Bu yaklaşım din öğretiminde öğrencinin bilgi bütünlüğünü kavrama olgunluğuna geldiğinin göstergesidir.


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi? Makalesinden Öğrendiklerimi Sunum Ödevime Nasıl Uyguladım? 


Kazanım: 4.2.2. İslam’ın şartlarını söyler.

İslam’ın beş şartı, öğrenci seviyesi dikkate alınarak ayrıntıya girilmeden açıklanır.


Kazanım paylaşımları yapılmadan evvel çalışmalarıma başladığımda konu seçiminde zorluk yaşadım. Yardımıma Prof. Dr. Mualla Selçuk’un “din öğretimi özgürleştiren bir süreç olabilir mi?” adlı makalesi koştu. Çünkü makalenin ilk kısmında yer verilen “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” ifadeleri bana İslam’ı hatırlattı. Çünkü kültürel mirasımızın gelişmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan İslam’ın buyrukları, emirleri, yapmamızı istedikleridir. Bu hatırlatmadan dolayı 4.sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kazanımı olan “4.2.2. İslam’ın şartlarını söyler.” kazanımını sunum ödevinde konu edindim. Makalede yer alan “Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu

görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” Bu ifadelerden hareketle ödevimde tek bir tane yöntem ve teknik üzerinden hareket etmedim. 8-9 tane tekniğe yer vererek bilgiyi çok boyutlu olarak sunmaya gayret gösterdim. Aynı zamanda bu teknikler sayesinde bilginin bütünlüğüne sadık kalarak bilgileri aktarmaya çalıştım. Makalede yer alan “Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez” ifadesinden hareketle ödevimde yer verdiğim anahtar sözcükleri direkt açıklamak yerine süreç içerisinde çeşitli etkinlikler vasıtasıyla öğrencilere hissettirmeye, keşfettirmeye, kendilerinin bir tanım yapmalarına fırsat verdim. Sürecin sonunda da kendim tanımlara yer verdim. Ödevimde özellikle “yetişkinler tarafından yapılan sınırlamalar çoğu kez çocukların temel ihtiyaçları ile çatışır, onların büyümesini engelleyen bağlar gibi algılanır. Fakat yetişkin rehberliğinin yokluğu veya düşük seviyede olması ise beraberinde, çocuklarda huzursuzluğu ve tedirginliği

meydana getirir.” İfadelerine büyük önem vererek bu konu vakti içerisinde kesinlikle öğrencilere sınırlama getirmedim. Bu süreçte onlara özgürlük tanıyıp kendilerinin istenen olguya ulaşmalarını özellikle Süleyman’ın ilk orucu, afiş çalışması ve eğitsel gezide rehberlik etme rolüne büründüm. Açık uçlu sorular, yorum ağırlıklı sorularla öğrencileri kendini başına düşünmeye yönlendirdim. Bu sayede öğrencilere birçok olgu kazandıracağımı düşündüm. Nitekim makalede geçen şu ifadeler bana destek vermektedir; “Kendi başına düşünmeyi öğrenen insan ise pek çok kabiliyetini kullanmak zorundadır. Olguları tanıma, akıl yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen bir

zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır.” Bilginin bütünlüğünü sağlama işlevi bakımından ödevimde, öğrencilerin belli zamanlarda ve konularda değil; karşılaşması muhtemel durumlardaki yeterliliğinin gelişimini sürekli ölçülebilir kılmak adına İslam’ın şartlarının onların hayatlarına etkisinin ve hayatlarındaki olayları şekillendirmesi bakımından büyük bir önemi olduğunu yaptığım etkinliklerde farkına varmalarına,  hissettirmeye, keşfettirmeye çalıştım. Sadece bilgileri vererek değil, ilerleyen hayatlarında bu ibadetlerin ne gibi rolleri olacağı, bir problemin veya sorunun çözümünde kendilerine nasıl yarar sağlayacağını aktarmaya çalıştım. Gene bilginin bütünlüğü kapsamında sadece bilişsel ölçümlere göre değil; aynı zamanda çoklu -duyuşsal ve becerisel, çevresel- faktörlere göre başarı değerlendirmesi yapabilmeyi hedefledim. Burada ölçme ve değerlendirmede klasik test sorularına, öğrenciye özel hazırlanmış çok boyutlu teste, bulmacaya, röportaja yer vererek çeşitlilik sağladım. “Özgür düşünebilmek bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır.” Makalede geçen bu söz özellikle ödevimde başvurduğum disiplinlerarası çalışmaya başvurmamda beni yüreklendirdi. Bu doğrultuda hayat bilgisi, türkçe, sosyal bilgiler, fen bilimleri derslerinden faydalanarak birçok etkinliğe başvurdum. Örneğin, öğrencilere şiir okutarak hem İslam’ın şartlarını öğrettim hemde türkçe dersinde yer alan güzel, doğru ve akıcı okuma kazanımını yerine getirdim. Makalede eğitimcilerin üzerinde düşünmesi gereken önemli bir ilkeden bahsedilmektedir:  Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek. Bu ilkeyi ödevimde olmazsa olmaz gördüm. Bu ilkeyi gerçekleştirirken ölçme ve değerlendirme olarak 4 tane yönteme yer verdim, öğrencilere herhangi bir sınır getirmedim, kendilerinin seçmesini amaçladım. Etkinlikleri tasarlarken sadece o güne özel anlatıp geçme üzerinde durmadım. Bu etkinlikler ve bilgiler sayesinde öğrenciye neler kazandırabilirim? Hayatlarının bütünün bu bilgiler ne gibi yararlar sağlar? Soruları etrafında düşünerek İslam’ın şartları konusuyla birlikte  öğrencilerden beklediğim düşünen, anlayan, çabalayan öğrenci tipini oluşturmaya gayret ettim. Makalede geçen şu ifadelerin ödevin şekillenmesinde büyük bir önemi vardır: “Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerinin neler olduğu anlatılacaktır. Müslüman bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramlarıyla düşünüyoruz.” Tasarladığım ödevde kazanımı öğrencilere aktarırken nasıl bir yöntem uygulayacağım konusunda kararsızlar yaşadım. Makalede yer alan şu ifadeler bana yol gösterdi: “Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır.” Bu ifadelerden hareketle, İslam’ın esaslarını öğreniyorum, dikkat çekme çalışması, eğitsel gezi, röportaj ve bulmaca etkinliklerinde bu olgu üzerinde durdum. Bu çalışmalarda öğretmen olarak benim rehberliğimde öğrencilerini araştırmaya, incelemeye istenilen olguları keşfettirmeye çalışacak etkinliklere yer verdim. Ödevin içerisinde yer alan olayları, problemleri sadece öğrenciye inceletmek yerine birlikte inceleyip üzerinde düşünüp tartışma yaptırmaya gayret ettim. Makalede din öğretimi kapsamında iki model üzerinde durulmaktadır: bankacı model, problem çözücü model. Ben ödevimde problem çözücü modele yöneldim. Bu modele yönelmede makalede yer alan şu ifadeler bana kaynaklık etmektedir: “Bankacı modelle varılacak nokta, öğrencinin ezberlemesi, bellemesi ve tekrar etmesiyle sınırlı kalacaktır. Bir bilgi türü olarak din olgusunu öğretime konu ettiğimiz zaman bu bilginin özelliğini ve nesnesini iyi tayin etmek gerekir. Kanaatimizce, din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir. Din öğretimi, sadece din hakkındaki entellektüel bilginin elde edilmesini değil, aynı zamanda güçlü bir kişiliğin gelişmesini de sağlayabilmelidir. Öğrencilerin dinî bilgilerden bir dünya görüşü kazanacak tarzda yetiştirilmesi işi ise belletme, ezbercilik ve tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama ile mümkündür.” Bu yöntem sayesinde öğrencilerimi ezbere yöneltmedim. Öğrencilerin aklını ve duygularını kullanma kabiliyetlerini geliştirdim. Öğrencilerde güçlü bir kişilik gelişimlerine yardımcı oldum. Bunları sağlarken öğrencileri araştırmaya, anlamaya ve sorgulamaya yönlendirdim. Ödevimin son kısmında disiplinlerarası çalışmak yaklaşımını temel alarak diğer derslerden nasıl yararlandığımı gösteren bilgilere yer verdim. Ödevimde bilgilerin bütünlüğünü sağlamak amacıyla öğrencilerin hem yeni öğrenecekleri hemde eski öğrenimlerini birleştiren dikkat çekme, güdüleme ve gözden geçirme çalışmalarına yer verdim. Dikkat çekme çalışmasından itibaren öğrencilere çeşitli açık uçlu sorular ve yorum soruları sordum. Öğrencilerin makalede de yer verilen “din dersinin bir seçme, özgürlük ve sorgulamaya dayalı bir ders” olduğunu anlamasını, düşünmesini, kavramasını, keşfetmesini kendime amaç edindim. Bu sayede öğrencilerinin öğrendiklerini anlamlandırmasına, öğrendikleri üzerinde kafa yormasına yardımcı oldum. İslam’ın şartları konusu etrafında 5 tane kavram üzerinde durarak bu kavramlara değişik yönlerden ışık tutabilecek bilgi ve beceriler ilgili alanlardan gerekli bilgi, beceri ve tutumları alarak disiplinlerarası yaklaşım etrafında bütünleştirdim. Buradaki temel amacım, dersin konusunu teşkil eden kavramların incelenmesi olmakla birlikte, bu süreçte rol alan değişik konu alanlarının kavramla ilgili bilgi ve becerilerinin öğrenilmesi de önemlidir. Yani disiplinlerarası bir organizasyon sayesinde öğretim sürecini, hem belirli disiplinlere ait bilgi ve becerilerin öğrenilmesine hem de bunların anlamlı bir biçimde bir araya getirilerek kullanılmasına yardımcım oldum. Disiplinlerarası yaklaşımı kulanmamın anlamlı öğrenmeye katkısının yanında, öğretmenler arasındaki mesleki işbirliğini arttırıcı yönde bir katkısının olabileceğini de belirtmek istiyorum. Disiplinlerarası yaklaşım sayesinde öğretmenler birbirlerinin alanlarının özelliklerini, ihtiyaçlarını daha iyi tanıyabilirler ve etkili ve anlamlı öğrenmeyi oluşturma yönünde nasıl birlikte çalışabileceklerini keşfedebilirler. Gerek bilginin bütünlüğü gerekse de disiplinlerarası yaklaşım yoluyla yaptığım bu öğretimin sadece ilgili konunun öğrenilmesinin ötesinde de öğrenciye bir takım katkılar vardır: Bir konu üzerinde düşünürken farklı bakış açılarını kullanabilme, yeni düşünme biçimlerine açık olabilme, farklı alanlardan gelen bilgileri o konu üzerinde düşünürken anlamlı ve etkili bir biçimde kullanabilme gibi becerilerin gelişmesine de katkıda bulunması gibi.

0 Yorum - Yorum Yaz


SAKİNE SELCEN ASLAN 18040246   

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?

4.3.1’’Dilek ve dualarda kullanılan dini ifadelere örnekler verir. ‘’Allah razı olsun, Allah’a emanet ol, Allah şifa versin, inşallah, maşallah’’ gibi günlük hayatta kullandığımız dilek ve dualara yer verilir. ‘’

  Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Din dersinin ne kadar gerekli olduğunun farkına vararak sunumumu hazırlarken önce hayatla, toplumsal geçmişimizle, kültürün bir öğesi olan dili kullanmanın önemini hissettirmeye çalışarak dini ifadeleri öğrencilerime vermeye çalıştım. Güzel ahlakın bir örneği olan dini ifadeler –inşallah, maşallah vb.- öğrencilerin kişiliklerini geliştirmelerine, körü körüne bağlanarak değil anlayarak ve öğrenerek bu ifadeleri kullanmaları ya da duyduklarında kayıtsız kalmamaları için açıklayıcı bir şekilde vermeye çalıştım. Aynı zamanda din dersi diğer derslerle bütünlük içinde olduğundan sunumu hazırlarken diğer disiplinlerden de faydalanmaya çalıştım. Sunum ödevimde öğrencilerime günlük hayattan görseller vererek onlara soru sorular sordum. ‘’Bebeği olan bir anneye ne denir? ‘’Arkadaşınız hastalanırsa ona ne söylersiniz?’’ gibi sorularla öğrencilerin anlayış kazanmalarına önayak olmaya çalıştım. Öğrencilerime konu ile alakalı bir video izleterek onları teşvik edip kültürümüzü ve kişiliklerini gerçekleştirebilecekleri bireyler olmaları yolunda adım atmış oldum. Dini ifadeleri kullanmak bir seçim olduğundan öğrencilerimi sadece dini ifadeleri kullanmaya teşvik etmekle yetindim.

4.3.1’’Dilek ve dualarda kullanılan dini ifadelere örnekler verir. ‘’Allah razı olsun, Allah’a emanet ol, Allah şifa versin, inşallah, maşallah’’ gibi günlük hayatta kullandığımız dilek ve dualara yer verilir. ‘’ kazanımının sunum ödevini hazırladım. Ödevimi hazırlarken öğrencilerimin günlük hayatlarında ifadelerini onlara fark ettirmeye çalıştım. Dinin aslında hayatımızın tam ortasında olduğunu göstermeye çalışarak iyi dileklerde bulunurken Allah’ı unutmamayı, bu ifadeleri bu yüzden kullandığımızı hissettirmeye çalıştım. Sadece bu ifadelerin sözlük anlamını onlara vermek yerine daha akılda kalıcı, daha basit anlayabilecekleri ve kullanmak isteyecekleri şekilde tanımları ve açıklamaları öğrencilerime verdim.

Disiplinler Arası Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü

  ‘’Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.’’

   Din dersi disiplinler arası bir derstir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile bir Türkçe dersi, Sosyal Bilgiler dersi ortak paydada buluşabilmektedir. Ben de sunumumu hazırlarken Türkçe dersindeki şiirden faydalanarak derste öğrencilerime dini ifadelerle ilgili bir şiir vererek bunu kullandım. İyi ahlaklı olmanın verildiği diğer Sosyal Bilgiler, Türkçe gibi derslerle de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bu noktada paralel bir şekilde ilerlemektedir. Bu paralel ilerleme sayesinde öğrencilerin kafasında soru işareti kalmadan daha sağlıklı ve kalıcı bir öğrenme gerçekleşecektir.

  Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi de diğer derslerle bütünlük halindedir. Ben de sunumumda dini ifadelere bütün olarak yer vermeye çalıştım. Dersi belirlediğim plan doğrultusunda işleyerek bilgileri düzen içinde vermeye çalıştım.  

 

 

                                                                                                                                                      


0 Yorum - Yorum Yaz


Bahar ÖRGEN 18040290

Kazanım konusu

4.1.3. Dilek ve dualarda kullanılan dinî ifadelere örnekler verir.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi diğer dersler ile beraber aynı amaç için vardır. Bu amaç ise bireylerin hayata etkin birer vatandaş olarak karışmasını  sağlamaktır. Etkin vatandaşın özelliklerinden biri de iletişim konusunda iletişim becerileri oldukça gelişmiş, çevresindeki insanlar ile sevgi ve saygı çerçevesinde iletişim kurabilmesidir. Makalede bulunan din kültürü dersinin okulda neden öğretim konusu olduğu ile ilgili kısa yazısında aslında bütün eğitim sürecinin hedeflediği; eğitim sürecinin sonunda bireyleri topluma etkin birer vatandaş olarak kazandırma amacı ile aynı olduğunu gördüm. Benim sunumumdaki konum ile makalede geçen, genel olarak iletişim konusunun dahilinde ve iletişim becerisine sahip olmak, bu iletişim ortamında saygı, sevgi ve empati gibi diğer değerlerinde olması durumu tamamen  alakalı bir durumdu. Eğitimin bu etkin insanı yetiştirme amacı ile benim kazanımım da bu insanı yetiştirme sürecindeki en önemli becerilerden birinin kapsamında olduğu için makaledeki bilgiler ile beraber hazırladığım sunumu, ‘’İnsan yetiştirme sürecinde iletişim becerisinin bu süreç içerisindeki yeri ne?’’ sorusu ile sunumumdaki kurulacak iletişimlerde dilek ve duaların nasıl doğru bir şekilde kullanılacağını düşündüm ve ona göre ele aldım.  Makalede yer alan

1- İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.

2- Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini; yetişmekte olan nesle tanıtmak.

3. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.

 

Bu üç madde ile öğrencinin öncellikle bir birey olarak insani amacının ne olduğunu bilmesi gerektiğinin, içerisinde bulunduğu toplumun kültürünün ne olduğunu bilmesi ve kuracağı iletişimde bunu göz önünde bulundurarak bir iletişim ortamı kurmasını sağlamasının ve yaşadığı toplum ile dine ahlak yoluyla yaklaşıp onunla bir bütün oluşturarak kurulan iletişiminde bu bütünü göz önüne almasının çok önemli olduğunu gördüm ve bu üç madde çerçevesinde sunumdaki etkinlikleri belirledim. Birey özgür bir canlıdır. İnsanlara toplumun bir kuralı olduğu iletişimde nezaket sahibi olmasını, saygı ve sevgi çerçevesinde bu iletişimi kurmasının mecbur olduğunu söylemek, özgür olan birey için pek doğru bir karar değildir. Öğrenci bu toplum kurallarını bilmeli, çevresindeki insanlara güzel dilek ve dualar etmemin ne demek olduğunu yani bu şekilde oluşturulan bir iletişim sonunda iki tarafın da neler kazanacağını –duygusal bağlamda- bilmeli ve bu bilinç ile isteyerek bu yolu kullanmalıdır. Sunumda sırf ‘’İnsanlar ile nezaket kuralı olduğu için bu şekilde konuşma yapmayı’’ öğretmek yerine öğrencinin bu konuşmayı yapmasından sonra kişiler tarafından nasıl bir etki bıraktığını bilmesi ve bunu isteyerek yapmasının son derece önemli olduğu çerçevesinde hazırladım.

Yazının başında belirtilen eğitim sürecinin amacının etkin vatandaşlar yetiştirmek olduğu konusu öğretim programlarının hepsi için geçerlidir. Bütün programların amacı etkin vatandaşı yetiştirmektir. Bu etkin vatandaş iletişim becerisi, düşünme becerisi, karar verme becerisi, öğrendiği bilgileri yaşamında kullanması, problem çözme becerilerine sahip olması vb. gibi birçok beceriye sahiptir. Hâl böyle iken bu becerilerin tek bir öğretim programında kullanılması gibi bir ayrım yoktur. Öğrenci iletişiminde kullandığı güzel dilek ve duaları, hayat bilgisi dersinde çevresindeki insanlar ile sevgi ve saygı çerçevesinde iletişim ile görür, Türkçe dersinde bu konu ile ilgili bir şiir okur, müzik dersinde bu konu ile ilgili bir şarkı söyler ve görsel sanatlar dersi ile de bir çizim ile tamamlar. Bütün programlarda ortak bir hedef vardır ve bu da etkin vatandaşı yaşama katmaktır. Ben sunumu hazırlarken kazanımım ile ilgili diğer derslerinde bu kazanım ile ilgili olduğu bazı derslerin bu kazanıma benzer kazanımı farklı zamanda olduğu için daha sonra, bazılarınınki de aynı hafta içerisinde öğrenciler ile güzel bir tekrar olması için farklı şekillerde yukarıda verilen örnek gibi bütün eğitim sürecine yaydım. Öğretilmek istenilen beceri aynı beceri ve farklı etkinlik ve ders isimleri altında güzel bir tekrar ile eğitim sürecini her tarafında.


0 Yorum - Yorum Yaz


Beyda Aydınlatan- 18040251

Sınıf Öğretmenliği Bölümü

Kazanım: 4.3.1 Bireyin Güzel Ahlaklı Olmasında Dinin Rolünü Fark Eder

            Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi? adlı makalede: Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur.” denmektedir. Sunum ödevimi yaparken ilgili kazanımlar bölümüne yer verdim. İlgili kazanımlar güzel ahlaklı olmanın önemine dair olduğundan dolayı makalede de söylendiği gibi, sunumda din dersinin diğer dersler ile birlikte verilerek hazırlanmıştır.

            Makalede, gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda bilgi verilmesi gerektiği söylenmiştir. Bu durumdan yola çıkarak sunumda konu; Hz. Muhammed’in özelliklerinden yola çıkılarak açıklanmış, öğrencilere “Anne ve babaya iyi davranmak, komşu, dost ve akrabalarla iyi geçinmek de İslam’ın önem verdiği diğer bazı ahlaki davranışlardandır.” şeklinde günlük hayattan örnek verilerek gerçeğin dini açıdan nasıl yorumlandığı açıklanmıştır.

            Makalede öğrencilere bilgilerin direkt dayatılmaması gerektiği, onların kendi başına düşünebilmelerinin önemine değinilmiştir. Öğrencilerin düşünebilmesini sağlamak fikir aşılamanın önüne geçer ve beyin yıkamayı engeller. Buradan yola çıkarak sunumdaki giriş ve keşfetme bölümde öğrencilere sorular yöneltilmiştir. Öğrencilere sorular yöneltilmesindeki amaç, onların kendilerine göre düşünebilmesini ve fikir üretebilmesini sağlamaktır.

           


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ_18040304_BÜŞRA_SOYSAL_DKVABÖ_MAKALE_ve_SUNUM_İLİŞKİSİ_ÖDEV_4

“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN ÖĞRENDİKLERİNİ SUNUM ÖDEVİNE NASIL UYARLADIN?

Kazanım: 4.3.1 Bireyin güzel ahlâklı olmasında dinin rolünü fark eder.

1.BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ:

                “Diğer bütün derslerde olduğu gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder.” Seçtiğim kazanımım öğrencilerimin kişilik gelişimlerinde oldukça önemli olan konulardan “Güzel Ahlâk” konusuydu. Öğrencilerime kazandırmaya çalıştığım anlayış, beceri ve bilgi; Güzel Ahlâklı davranışta bulunmanın kendilerine ve çevrelerine olan güzel ve önemli etkilerinin ne olabileceği hakkında örnekler üzerine düşünerek bilgi kazandırmak, Güzel Ahlâklı davranışta bulunabilmeleri için gerekli düşünme ve harekete geçme becerilerini geliştirmek ve Güzel Ahlâka uygun hareket etmek ve en önemlisi bunu Yüce Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak için yapma anlayışını öğrencilerime kazandırmak için örnekler ve durumlar üzerinden hareketle yorumlamalar yaparak kazandırmaya çalıştım.

                “Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi ‘insan’ olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir say değildir.”  Sunumu hazırlarken verdiğim örneklerde bu duruma dikkat etmeye çalıştım. Verdiğim örneklerde maske takmak, yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmek ve morali bozuk olan bir insana yardımcı olabileceğimiz bir şeyin olup olmadığını sormak üzerinden verdiğim örneklerle öğrenciyi topluma hazırlarken ve onların değer yargılarını onlara kazandırmaya çalışırken iyi davranışlar üzerinden örnekler vermeye ve bu örnekleri yorumlatmaya çalıştım. “Neden maske takmalıyız? Nasıl yardımcı olabiliriz?” soruları üzerinden değer yargıları öğrencilere direkt kazandırmaya çalışmak yerine; güzel olan, doğru ve sağlıklı olan bu, bizler bu davranışlar sayesinde toplumda düzeni, birliği ve beraberliği sağlamayı amaçlıyoruz düşüncesini örnekler üzerimden düşündürerek öğrencilerime kazandırmaya çalıştım.

                Temel amacım öğrencilerime doğru olan güzel ahlâklı davranışta bulunmaktır düşüncesini öylece kazandırmaya çalışmak yerine. Güzel Ahlâklı davranış ve Güzel Ahlâka uygun olmayan davranışların ortaya çıkarabileceği durumları öğrencilerime keşfettirmek ve bu iki davranış arasında seçim hakları olduğunu onlara sunmaktır. Yani onlara doğru yolu tarif etmek yerine o yolu bulmalarında yardımcı olan bir rehber sunmak ve yeni rehberlerle tanışmalarını sağlamaya çalışmaktı. Öncelikle öğrencilerime davranışlarının sonuçları hakkında çeşitli durumlar üzerinden örnekler vererek ve ‘empati yapmalarını’ sağlayarak bu durumların sonuçları hakkında neler olabileceğini ve hissedebileceklerini keşfettirmeye çalıştım. Ardından ‘Güzel Ahlâklı davranışta neden bulunması gerektiği ve nasıl bulunacağı noktasında ona en iyi rehberlik edecek olan kaynaklara yani Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in örnek ahlâkına hadisler ve ayetler aracılığıyla yönlendirmeye ve bu sayede araştırarak öğrenmelerine vesile olmayı amaç edindim.

                Verdiğim örnekler ve izlettirdiğim videolar aracılığıyla öğrencilerin durumlar üzerinde yorumlar yapmalarını çok yönlü yorumlar geliştirerek kendi ufuklarını geliştirmelerini amaç edindim. Ayrıca dersin son bölümünde öğrencilerime yaptırdığım poster etkinliği ile oluşan bu yeni yorumların öğrencilerin diğer arkadaşlarına sunmaları ve ‘Güzel Ahlâkı’ çevrelerine yaymaları ve düşüncelerini çeşitli ürünlerle ortaya koyabilmelerini amaç edindim.

                Din öğretiminin bir ‘beyin yıkama’ faaliyeti olduğu üzerinde yanlış düşünceler var. Bu düşüncenin sebebi ise bu dersin veriliş şeklinin yani yanlış öğretim yöntemleri kullanılarak işlenmesinden kaynaklanmaktadır. Beyin yıkama duygu, düşünce ve davranışların doğrudan doğruya bireye empoze edilmesidir. Ancak ben sunumumu hazırlarken ve öğrencilerime nasıl anlatacağımı kafamda tasarlarken hep öğrencilerime bir seçim haklarının olduğunu ‘iyiyi ve güzeli seçmenin ve kötü ile yanlışı seçmenin’ ellerinde olduklarını ancak bu seçimlerinin ne gibi sonuçlar ortaya çıkarabileceğini örnek üzerinden düşündürerek hep yorumlama yapma imkanını onlara sağlamaya çalıştım. Örneğin; maske takmak ve takmamak onların ellerinde olan bir davranış ama maske takarlarsa ne olur takmazlarsa ne olur bunun sonuçlarının üzerine düşünerek ve yorumlanarak farkında olmaları doğru seçimler yapmaları konusunda onlara yardımcı olacak ve bu sayede herhangi bir konuda herhangi bir davranışta bulunurken kendi özgün yorumlamalarını yaparak eylemlerine karar verebileceklerdir.

                “Kişinin din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.” işte bu yüzden sunumun esnasında öncelikle günlük yaşantımızdan ardından ayetler üzerinden örnekler vererek dinimizin bizden aslında iyi ve güzel olanı istediğini, birbirimizle barış ve düzen içerisinde yaşayabilmemizin önemli olduğunu ve bu noktada Hz. Muhammed (S.A.V) ve onun örnek Kur’an ahlâkını kendimize rehber edinmemiz gerektiğini öğrencilerime göstermeyi amaçladım.

                Vermeye çalıştığım bilgilerin hep ‘Neden’ini ve Nasıl’ını yorumlamalarını ve dün, bugün ve yarın bağlantısını kurabilmelerini amaçladım. Davranışlarını değerlendirme noktasında bu hususlara dikkat etmeleri gerektiği gerçeğini içselleştirebilmeleri amaçladım. Örneğin; Maske takmam pandemi süreci öncesinde yani dün gerekmiyordu ama bugün gerekiyor ve yarın da gerekecek en azından bu süreci atlatacağımız ana kadar. Neden maske takmalıyız çünkü hem kendi hem de çevremizdeki insanların sağlığını korumamız gerekir peki nasıl yapacağız toplu alanlarda maske takarak yapacağız. Her davranış için bu ve buna benzer yorumlamalarda bulunarak eylemlerine karar vermelerini sağlamak en temel amacımdı.

                Ayrıca bir davranış doğru ise neden doğrudur? Peki nu doğruluk veya uygulama o davranış için yeterli midir? bu davranışın nasıl daha iyi bir hale gelmesini sağlayabiliriz noktasında da izlettirdiğim ikinci kısa film üzerinden yorum yapabilmelerini amaçladım. Ayrıca yanlış olarak nitelendirdiğimiz davranışlar için de neden yanlıştır? nasıl düzeltilir? gibi sorularla yorumlama yapmalarını sağlamak temel amaçlarımdandı ve bunu verdiğim örnek davranışlar üzerinden içselleştirmeye ve oynattığım eğitsel oyun, hazırlattığım poster çalışması ile eyleme dökmelerine olanak sağlamaya çalıştım.     

                Sunumun sonunda eylemlerinde seçme özgürlüğüne sahip olan, bulunduğu eylemin sonuçlarını bilen ve bu doğrultuda eylemlerini yerine getiren, doğru bilgiyi edinmek için en gerçek rehberin Kur-ân’ı Kerim olduğunun farkında olan ve kimi örnek almaları gerektiği ve nasıl örnek alacakları noktasında kendilerine en gerçek örnek olan Kur’ân ahlâkının en güzel örneği olan Hz. Muhammed (S.A.V)’i örnek almayı amaç edinen ama bunu kendi özgür iradeleri ile yapan bireyler yetiştirmekti.  

2.DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMA:

                “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bende bu cümleyi göz önünde bulundurmaya ve sunumun esnasında Disiplinlerarası ilişkiler kurmaya özen gösterdim. Hazırladığım etkinlikler aracılığıyla yaş düzeylerine uygun olarak eğlenerek öğrenmelerini amaçladım.

                Öğrenciler davranışlarla ilgili düzenli olarak ilk kazanımlarını hayat bilgisi dersinde 1,2 ve 3.sınıflarda kazanmaya başlamaktadırlar. Aile, arkadaş ve sosyal çevresi arasındaki ilişkilerin nezaket kuralları çerçevesinde, çevresini korumaya ve temiz tutmaya özen göstererek, dersin dikkat çekme aşamasında verilen ilk örnek bu konu üzerindedir, eğitsel oyun esnasında oyuna katılmaya istekli olma, kurallara uyma ve takım içerinde uyumlu olma gibi davranışlara yer verilmiştir. Bu davranışlar aynı zamanda güzel ahlâka uygun örnek davranışlardır.

                Öğrenciler eğitsel oyun etkinlikleri sırasında çeşitli psikomotor becerilerini kullanırlar ve oyunu kurallarına göre oynarlar. Bu davranışlar da güzel ahlâka uygun davranışlardır. Aynı zamanda dersi daha eğlenceli kılarak öğrencilerin derse olan ilgi ve motivasyonlarını arttırırlar.

                Öğrencilerin hazırladıkları posterler aracılığıyla bir tema üzerindeki duygu ve düşüncelerini ortaya resim vb. görsel sanatlar ürünleri ile ortaya koyarlar. Kendi düşüncelerini kendi ellerinden çıkan ürünler ile ortaya koyan ve paylaşma imkânı bulan öğrenciler hem yeni düşünceler geliştirme noktasında cesaretlenecekler hem de fikirlerini paylaşma noktasında daha açık ve kendilerini daha farklı yollarla ifade etme şansı bulacaklardır.

               Öğrencilerin izledikleri videolar ve afiş çalışmalarında ortaya koydukları (şiir, slogan vb.) ürünler de aynı zamanda bu düşüncelerin oluşma ve ifade edilmesi noktasında onlara yardımcı olacaktır. Aynı zamanda videoların yorumlanması konusunda türkçe dersi kazanımları ile ilişki kurmaya çalışılmıştır.

                Verilen örnekler ve dersin işlenişi aynı zamanda din kültürü dersinin kendi sınıf düzeyleri arasında da ilişki kurulmuştur. Kimi örnek almalı noktasında din kültürü dersinin 4.sınıf kazanımlarından Hz. Muhammed (S.A.V) erdemli davranışlarına, İslam dininin temizliğe verdiği öneme ve 5.sınıf kazanımlarından olan toplumsal hayatta nezaket kurallarına uyar kazanımına yer verilmektedir.

                Aynı zamanda sosyal becerilerle de ilişki kurmaya çalışılmıştır. İlişki geliştirme, duyguları tanıma, akran etkileşimi ve nezaket kuralları becerilerine örnekler aracılığıyla yer verilmiştir. İlişki geliştirme kapsamında tartışma etkinlikleri esnasında öğretmeni ve arkadaşları ile konuşurken göz kontağı kurma, kişilerle selamlaşma davranışları örneklenmektedir. Akran etkileşimi noktasında eğitsel oyun esnasında birbirleri ile iletişim halinde olurlar. Aynı zamanda poster etkinliği ile hazırladıkları poster aracılığıyla dolaylı yoldan da olsa akranları ile iletişim halinde olurlar. Aynı zamanda bir arkadaşının yüz ifadesinden üzgün olduğunu anlaması ve ona yardım teklifinde bulunması da duyguları tanıma noktasında önemli bir etkinliktir.

  


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ- ARİFE NUR ÇELİK- 18040487

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİNDEN YARARLANDIKLARIM

Sunumda ele aldığım kazanımım 4.4.4 Hz. Muhammed’in(sav) çocukluk ve gençlik yıllarındaki davranışlarını kendi hayatı ile ilişkilendirir.

İslâmiyette, bir kimseye dini zorla kabul ettirme salâhiyeti Hz. Muhammed (s.a.v)’e bile tanınmamıştır. “Sana sadece tebliğ etmek düşer,Artık uyar, düşündür sen bir uyarıcı/düşündürücüsün onlar üzerinde zorlayıcı değilsin,” Eğer Rabb’in dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı.” Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır. Genel olarak kazanımı sunumda ele alırken öğrencilere bilgileri ezberletmekten kaçınarak düşündürtmeye ve sorgulatmaya yönlendirici sorular sordum. Yani din dersi özgürlük kısıtlayıcı bir ders değildir. Beyin yıkama söz konusu bile değildir. Peygamber efendimizin örnek davranışlarından yola çıkarak başka derslerde de ilişki kurabilecekleri kazanımları yapılabilecek etkinlerle birlikte ifade ettim.

Okul bireyin kültürel, bireysel, sosyal gibi birçok alanda gelişmesi ve bilgilenmesi için farklı bakış açıları ve düşünceleri kazanmamızı sağlıyorsa, dinin de bakış açısı ortaya koyarak öğrencilerin ufuklarının genişlemesine ve din konusunda düşünüp bir fikir edinmelerini sağlamalıdır. Sunumumda bir kısmında bu konuya şöyle yer verdim: Asla putlara tapmadı. Allah’a (c.c.) ortak koşmadı. Putlar için kesilen hayvanların etinden yemedi. İçki, kumar, hile, falcılık gibi kötülüklerden her zaman kaçındı. Her zaman erdemli ve ahlaklı davranışlar sergiledi. Hz. Muhammed (s.a.v.), çocukluk ve gençlik dönemlerinde güzel ahlakı, dürüstlüğü, güvenilirliği ile tanınmıştı. Mekkeliler ona çok güveniyorlar, Mekke dışına seyahat ettiklerinde kıymetli eşyalarını Peygamber Efendimize (s.a.v.) emanet ediyorlardı. Sevgili Peygamberimize (s.a.v.) “el-Emin” yani güvenilir insan, diyorlardı.

Peygamber efendimizin(sav) güzel ahlaklı ve topluma örnek davranışlarını belirterek öğrencilerin kültürel ve bireysel alanda gelişmelerini bir görüşe sahip olmalarına sağlamaya çalıştım. Ders planımı hazırlarken problem çözücü öğrenme modelini kullandım. Çünkü keşfetme, araştırma ve karar verme gibi becerilerini geliştirmeye yöneliktir.

 

 

Disiplinlerarası Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü:                                               

Diğer derslerde olduğu gibi Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersinde de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Yani Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi diğer derslerle bir bütünlük içindedir. Birbirlerinden ayrı düşünülemez. “Okul programında yer alan derslerin ortak hedefleri vardır.  Öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumdaki değer yargıları öğreterek “insan” olma yolunda eğitmektir.” Bu amacı gerçekleştirebilmek için program da bazı kazanımlara yer verilmiştir. Bu kazanımlar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin kazanımlarıyla bir bütünlük içinde olacak şekildedir. Aynı zamanda disiplinler arası bir yaklaşıma da sahiptir diyebiliriz. Daha çok Türkçe, Sosyal Bilgiler ve Hayat bilgisi dersleriyle yakından ilişkilidir. Sunumumu da bu ilkelere dikkat ederek hazırladım.

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi? Makalesi ile Sunumun İlişkisi

   Sunum kazanımı: 4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını söyler.

 ‘’İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış, iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir. ‘’ İnsanın fıtratında getirmiş olduğu inanma ve anlama çabası, eğitim ve öğretim yoluyla desteklenir. Öğrenciye doğrudan bilginin sunulması yerine anlamlandırma ve nedensellik ilkesini kullanabilmesinin geliştirilmesi bu noktada önemlidir. ‘’4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını söyler ‘’ kazanımından yola çıkarak hazırlamış olduğum sunumumda da öğrencilere duayı sunarak ezberlemelerini beklemek yerine duanın içeriğinde yer alan bilgilerin analizi öğrencilerle yapılarak anlamlı öğrenmeleri desteklenmiştir. Disiplinler arası ilişki gözetilerek öğrencilerin kelimeleri doğru etmelerine önem verilmiştir.’’ Kişinin din konusunda olumlu ya da olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.’’ Vurgusundan yola çıkarak duanın içeriği tek tek açıklanmış ve dinin hangi boyutuyla ilişkili olduğuna değinilmiştir. Kazanım kapsamında değerlerin öğrencilere zoraki bir yolla benimsetilmesinden uzak durulmuş ve böylece bir beyin yıkama faaliyetine girişilmeden öğrencilerin akıl yürütme süreçlerini kullanarak kararlara varması sağlanmaya çalışılmıştır.

‘’ Değerleri sayıp sıralamak ve onlar üzerinde konuşmak, onları öğretmekten daha kolaydır. Bir erdemi anlatmak onu kazanmaktan daha kolaydır. Öğretim süreci de genelde anlatan bir öğretmen ve dinleyen –çoğu kez de dinliyor görünen- öğrencilerden oluşur. Öğretimin sadece anlatımdan ibaret olduğu zannedilir. Öğretmen, öğrencileri bilmedikleri konularda elbette bilgilendirecektir. Fakat bilgilendirme, öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değildir. Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Peki, öğretmenin görevi zihinlere bilgi yığmak, öğrencinin görevi ise bu bilgiyi almak ve tekrarlamaktan ibaretse böyle bir sürece ne ad verilir diye sorulursa, zihinlerde bir bankacı eğitim modeli belirir.’’ Makalede de belirtildiği üzere, öğrencilere dua ve anlamı hazır bir bilgi bütünü olarak sunulmadan çeşitli sorular ile ve duanın içerdiği bilgilerin öğrencilerle keşfedilmesine yönelik çalışmalara yer verilmiştir. Öğrencilerin öğrenmelerini desteklemek için akran öğrenmelerinden yararlanılmıştır. Sınıf içerisinde alınan öğrenci görüşlerinde sert eleştirilerden kaçınılarak öğrencilerin fikirlerini özgürce paylaşabildikleri bir öğrenme ortamı ortaya konulmuştur.

   


0 Yorum - Yorum Yaz


DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİ VE SUNUM

Makalede genel olarak din öğretiminin nasıl yapılması gerektiği anlatılıyor. Makale kapsamında sunumumu hazırlarken iki başlığı dikkate almaya çalıştım. Ben sunumumu “Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni ile ilgili kavramları tanımlar” kazanımı çerçevesinde oluşturdum.

1-BİLGİNİN BÜTÜNLEŞTİRİLMESİ

Din dersi öğrencilere bilgi, beceri, anlayış kazanma ve kişiliklerini geliştirmelerine katkı sağlar. Bütüncül yaklaşım ele alındığı zaman öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkeleri tanıtılmalı, gerçeğin dini açıdan nasıl yorumlandığı konusunda bilgi verilmelidir. “Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni ile ilgili kavramları tanımlar” kazanımıyla ilişkili hazırladığım sunumda bütüncül yaklaşımı ele alarak Kur’an-ı Kerim’i anlatmaya çalıştım.

Bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde etmeyi öğretme ve bilgiyi çok boyutlu sunarak öğretim yolu benimsemek bilginin bütünlüğü açısından önemlidir. Bunları ele alarak sunumumu hazırlamaya dikkat ettim. Kur’an-ı Kerimde zaten bize yol göstererek hayatı anlamlandırmamızı sağlıyor.

Din olgusunda ihmal etmememiz gereken üç nokta vardır. Bunlar insani, kültürel ve toplumsal amaçlardır. Öğretimi yaparken bu amaçları dikkate almamız gerekir. Sunumumda üç amacı da ele almaya dikkat ettim.

Kur’an’da Yüce Allah’ın insana şunu yap, yapma şeklindeki seslenmesi insanın seçme özgürlüğüne sahip olduğunu gösterir. İnsan, kendisinin ve kendi dışındakilerinin varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme becerilerine sahip olmalıdır. Kur’an-ı Kerimde varoluşu anlamaya çalışmada bize yol gösterir.

Kur’an, insana ulaşan haberin veya bilginin hemen kabul edilmesinin doğru olmayacağını hemen inkâr ve ret edilmemesi gerektiğini söyler. Kur’an-ı Kerim’in bize anlatmak istediği okuyup düşünmek anlamak, sorgulamak ve yaşamaktır. Bunları düşünerek bilgiyi doğrudan “Bankacı model” anlayışı ile ezbere yönelterek değil de sorgulayarak, anlayarak “Problem Çözümcü Model” ile anlatmaya çalıştım.

 

2-DİSİPLİNLER ARASI

Diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin bilgi ve beceri kazanmalarını, kişiliklerini geliştirmelerini, kültürel mirası anlamalarını sağlar. Bütün derslerin ortak amacı olan öğrenciyi yetiştirmek, toplumun değer ve yargılarını öğreterek topluma hazırlamak yani kısacası insan yetiştirmek din dersinin de amacıdır. Bütün bunları ele aldığımız zaman din dersinin de diğer derslerle ilişkili olduğunu görebiliriz. Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi, Türkçe gibi derslerin Din dersiyle anlatmak istediği ortak hedefleri vardır. Kazanımım kapsamında hazırladığım sunumda bunları ele aldığım zaman diğer disiplinlerle bazı ilişkilendirmeler yaptım. Bunlar Türkçe ve Peygamberimizin Hayatı dersiydi.

Her şeyden önce Kur’an-ı Kerim’i anlamak, anlamlandırmak önemlidir. Bu nedenle bu kazanımı Türkçeyle ilişkilendirdiğimde kelimeleri anlamak, anlamına uygun kullanmak, okuduklarını kendi anladıklarıyla, kendi cümleleriyle ifade edebilmek gibi becerileri kullanmasını amaçladım. Böylece öğrencilerin bilgiyi sorgulamasını, “Problem çözümcü Model” ile öğretim sağlamış oluyordum.

Peygamberimizin Hayatı dersiyle ilişki kurmamın nedeni ise sevgili Peygamberimizin hayatında Kur’an-ı Kerim’in büyük rol almasıydı. Bu sunumu hazırlarken bu ders kapsamında bazı bilgilerden de yararlandım. Örneğin, ilk inen Alak Suresinin 5 ayetinin Hira Mağarasında sevgili Peygamberimize vahiy gelmesi. Bu gibi konuları ele alarak sunumumda yararlandım.


0 Yorum - Yorum Yaz


Beytullah AYDOĞMUŞ-18040252-SÖ/3

‘DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?’ MAKALESİNDEN SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM

Sunumumda, ‘4.3.2. İnsani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve gerekliliğini savunur. ‘ kazanımını ele aldım.

Ele aldığım kazanım ile ilgili sunumu hazırlarken ise ‘DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?’ adlı makaleden oldukça yararlandım. Makalede geçen şu cümleden; Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.’ Yola çıkarak çıkarımlar elde ettim. Okulların eğitimli insan olarak iyi insan yetiştirdikleri konusunda çıkarımlarda bulundum. İnsanın yetiştirilmesi konusunun yanında, insani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının da öneminin ve gerekliliğinin olduğunun farkına vararak, kazanım doğrultusunda sunumuma katkı sağladım. Makaleden hareketle kişinin kendi başına düşünmesi, olguları tanıması, sentez yapması ve akıl yürütmesi beklenir. Bunları yapmayan bir birey maymun gibi ‘taklit etme’ melekesinden başka bir melekeye ihtiyacı yoktur. Makaleden hareketle öğrenciyi kendi başına düşünmeye itecek çalışmalara yer vermeye çalıştım.

‘Öğretmen, öğrencileri bilmedikleri konularda elbette bilgilendirecektir. Fakat bilgilendirme, öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değildir. Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.’ Bu cümlelerden hareketle etkili bir öğretim gerçekleştirmek adına öğrencilere yazılanlar doğrultusunda çalışmalar yapmaya gayret ettim. Öğrenciye bilgileri doğrudan değil, onların araştırıp keşfedebileceği şekilde vermeyi tercih ettim. Bu sayede hem makaleyi sunumuma uygulamış hem de öğrencilere kalıcı bilgiler öğretmiş oldum. Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu cümleyi sunumumda birçok yer de uygulamaya çalıştım. Özellikle ‘Dikkat Çekme’ ve ‘Keşfetme’ aşamalarında öğrenciden gerçek öğrenim ve öğretimi oluşturmak amacıyla araştırıp, incelemesini bekledim.

‘Din öğretiminin dayanması gereken modelin “bankacı model” değil “problem çözücü model” olması gerektiği düşüncesindeyim. Bankacı modelle varılacak nokta, öğrencinin ezberlemesi, bellemesi ve tekrar etmesiyle sınırlı kalacaktır. Bir bilgi türü olarak din olgusunu öğretime konu ettiğimiz zaman bu bilginin özelliğini ve nesnesini iyi tayin etmek gerekir. Kanaatimizce, din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir.’Öğrencinin, insani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının gerekliliğini savunması için bu hususa dikkat ettim. Öğrenciye bu durumu ezberletmekten ziyade öğreterek sınıf içinde zihinsel faaliyetler arasında bir kaynaşma ortamı meydana getirdim.

 

 

 

‘BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ’ ve ‘DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMAK’

‘Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’ Makalenin bu cümlesinden hareketle ‘kazanımlar arası bütünlük’ başlığı kapsamında hem bilginin bütünlüğü konusuna hem de disiplinlerarası çalışmak konusuna dikkat ettim. Kazanımlar arası bütünlük başlığı altında diğer derslerle ilişkilerine yer verdim. Bu sayede de din öğretiminin disiplinlerarası bir yaklaşım içinde olduğunun farkına vardım.

Bilginin bütünlüğünü koruyarak çalışmalarda öğrencilerin anlam kürelerinde yer edinerek, anlam arayışlarına katkı sağlamaya özen gösterdim.


0 Yorum - Yorum Yaz

ödev-4    30.04.2021

Osman Taha ASLANKAYA

Sınıf Öğretmenliği - 18040247

Bu makaleyi bir defa tamamını okuduğumda aklımda sunumumla ilgili birkaç değişiklik birkaç yeni fikir gelmişti. Sonrasında hocamız bu makaleden faydalanmamızı istediğini düşünerek bir tarafa sunum ödevimi bir tarafa da bu makaleyi açtım ve makaledeki belli birkaç noktayı okuyarak sunum ödevimdeki bölümlere eklemeler ve çıkartmalar yaptım. Bu yapmış olduğum ekleme ve çıkartmalara örnekler verecek olursam:

Makalede bahsedilen öğretim modellerinden örnekler alarak sunum ödevimdeki geliştirmek istediğim davranışları, tutumları ve aktarmak istediğim kültürel mirası geliştirdim. Bu konu da sunumuma eklediğim yeni bilgiler oldu. Benim sunum kazanımım Sübhaneke Duasını okur ve anlamını bilirdi. Bu kazanım doğrultusunda sunumuma sadece bu duanın okunuşu ve anlamından ziyade, bu duanın neden ve nereden geldiği konusunu da eklemekti. Eklemiş olduğum bu bilginin makalede ki yeri çok önemliydi. Bu eklemenin öğrencilere faydası bilginin bütünlüğünü ve bu dua ile ilgili disiplinler arası bir katkı sağlamasıydı. Öğrenci bu duanın nereden geldiğini nasıl geldiğini bilerek bu duaya ait kapsamlı bilgisini bu duaya ait bilgisini çoğaltmış oldu. Bu da dua ’da ki bilgilerin bütünlüğüne ve bilgilerin kalıcılığına katkı sağladığını düşünmekteyim.  Makaleden yola çıkarak uygulamış olduğum bu ekleri birazdan bilginin bütünlüğü ve disiplinler arası çalışmada da detaylı olarak açıklayacağım ve ele alacağım.

Makaleden yola çıkarak ödevime eklediğim diğer bir kısım ise öğrencileri süreçte daha çok özgürleştirmem gerektiği ve bu özgürleştirilmiş din öğretimi ile öğrencilere etkili bir din öğretimi sunmaktı. Bunu bir kademeye kadar önceki işlediğimiz derslerden bahsettiğimiz kadarıyla uygulamış ve kullanmıştım aslında ama bu makale ile de iyice bu özelliği sunumuma kattım. Bunu da şu şekilde yaptım: Öğrencilere bilgiyi doğrudan sağlamak yerine bu bilgileri kendilerinin edinmelerini sağlamaya, onları doğrudan bilgiyi söyleyen öğretmen olarak değil de rehberlik eden bir insan olarak yaklaştım. Önceki hazırlamış olduğum ödev düzeninde öğretmen aktarıcı ve doğrudan bilgileri aktaran, aktardığı bilgileri tekrarlar ile pekiştiren yapıdayken. Şu an da sunum sadece öğrencileri bu bilgilere yönlendirici şekilde ayarlandı. Bu değişiklik gerçekten ders ve bilgi kalitesi olarak sunumu, kazanımı çok iyi bir noktaya taşıdı.

Bilginin bütünlüğü; Aktarılan, saklanan bilginin ve verinin herhangi bir değişikliğe uğramamasıdır. Bunu özellik din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminde çok önemli bir özelliktir. Çünkü dini bilgilerin ve terimlerin kesinlikle değiştirilmemesi gerekir. Bilgiler parça parça ve dağınık şekilde olursa dağılır ve değişimlere uğrayacağından dolayı bilgileri bütün bir halde tutmak ve kazanımlarımızı da bu şekilde aktarmak gerçekten çok önemlidir. Sunumuma eklemiş olduğum Sübhaneke duasının oluşumu kısmı da bilginin bütünlüğü konusunda buna örnek olarak verilebilir.

Disiplinler arası çalışmak; Birden fazla disiplinin birbiriyle etkileşim halinde çalışılarak ortaya çok daha faydalı, uygulanabilir kazanımlar çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda ben de tarihi bir gelişme sayılabilecek ve tarih disiplini ile din kültürü ve ahlak bilgisi disiplinlerini bir araya getirecek olan bir ekleme yaptım ödevime. Bu eklemeyi de üst kısımda bahsettiğim gibi Sübhaneke duasının nereden, nasıl geldiği bilgisidir. Bu bilgi aslında bir tarihi olay boyutunda ele alınabilir. Kazanımımız olan Sübhaneke duasını okur ve anlamını bilir konusunda tarih disiplininden faydalanmış olduk. Bu alan da biraz araştırma yaptığım zaman aslında yapmış olduğum disiplinler arası çalışmayı din kültürü tarihi disiplini ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi disiplini arasında yapmış olduğumu anladım.

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Eğitimi, din ve eğitim kavramlarından meydana gelmiş bir tamlamadır. Yapısında din ve eğitim gibi iki farklı alan bulunduran bu tamlamanın, yapısını oluşturan kavramlardan farklı bir tanımının yapılması gerekmektedir. İlk bakışta, bu tamlamada dinin ön planda olduğu ve bu yeni alana eğitimin katkısının sınırlı olacağı izlenimi oluşmaktadır. Oysa din eğitimi, tek başına din değildir. Din eğitimi, tek başına eğitim de değildir. Yani din eğitimi bu haliyle ne dinin tanımını ne de eğitimin tanımını vermektedir. Din eğitimi, dinden ve eğitimden bağımsız değildir. Din eğitimi din ve eğitim kavramlarının bir araya gelmesiyle, din ve eğitimden bağımsız bir alan haline gelmiştir. Kaynağını din ve eğitimden alan bu yeni alan, insanla, onun tutum ve davranışlarıyla ilgili olması bakımından, işbirliğine oldukça açık bir alandır. Din ve eğitim, insanda istenilen davranışların geliştirilmesi bakımından işbirliği yapabilmektedir. Bu işbirliği, insanın doğuştan beraberinde getirdiği fıtrî ve kalıtımsal özelliklerin açığa çıkartılması ve geliştirilmesi bakımından gereklidir. İnsanın, yaşamını sağlıklı ve uyumlu biçimde sürdürebilmesi için, yeti ve yeteneklerinin açığa çıkarılmasına, fıtrat ile birlikte var olan dindarlık kabiliyetinin geliştirilmesine ihtiyacı vardır. Din eğitimi, bazen din öğretimi ile aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu hata, eğitim ve öğretim kavramlarının birbirinin yerine kullanılması alışkanlığından kaynaklanmaktadır. Bu yanlışa düşmemek için, din eğitiminin tanımı yapılırken öncelikle bu iki tamlamanın birbirinden farkını ortaya koymak gerekmektedir. Din öğretimi çoğunlukla, bireyin inandığı dinin gereklerini öğrenmesi, yani bir dini öğretme sürecidir. Din eğitimi ise, bu bilgilerin davranışlara dönüşmesini sağlama ve istenilen davranışları kazandırma süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere, din eğitimi ile din öğretimi biri diğerinin alternatifi değil, tamamlayıcısı olan süreçlerdir.59 Diğer eğitim faaliyetleri gibi, din eğitimi de, insanın yetişmesine ve gelişmesine katkı sağlarken bireyin içinde bulunduğu gelişimsel özelliklerini, kalıtımla getirdiği hazır bulunuşluklarını dikkate alan ve bunları çevre ile bütünleştirerek, yararlı hale getirmeye çalışan bir süreçtir. İnsanın din eğitimi ile yakınlaşmasını ve buluşmasını sağlayan, bireyin dine yönelik fıtrî yatkınlığıdır. Din eğitimi, insanın ilahî varlıkla ilgili tasavvurlarının istenilen yönde gelişmesini sağlar; inanma kabiliyetini doğru yönde geliştirip yanlış ve batıl inançlardan uzak durmasını temin ederek, onun dini inanç, ibadet ve duygularının, yaratılışına uygun biçimde açığa çıkarılıp geliştirilmesine katkıda bulunur. Din eğitimi ayrıca, genel eğitimle iş birliği içerisinde insanın bireyselleşmesine, toplumsallaşmasına, kültürlenmesine katkı sağlamaya yönelik olmalıdır. Din eğitimi, bir taraftan doğrudan insanın eğitimine katkı yaparken, bir taraftan da bireyin genel eğitim alabilir hale gelmesini kolaylaştırmaktadır. Din eğitimi, bireyin doğuştan beraberinde getirdiği din duygusunun açığa çıkarılması ve geliştirilmesinde ona yardımcı olmaktadır. Din alanını ile ilgili davranış geliştirmeye ihtiyacı olan birey, gelişim süreci içinde aldığı din eğitimi, onun kişilik gelişimine, varoluşsal sorularına cevap bulmasına ve yaşamını anlamlı hale getirebilmesine yardımcı olmaktır. Bireyselleşme sürecinde kişilik gelişiminin önemi dikkate alındığında, din eğitiminin genel eğitime bireyselleşmeye yaptığı katkıyla destek verdiği söylenebilir.61 Bu etkileşim ve iş birliğinin temelinde, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, insanların hem dine, hem de eğitime olan ihtiyacı yatmaktadır. İnsanın gelişimi ve yetişme süreci ve eğitimin hedefleri açısından her ikisinin varlığı da, iş birliği de kaçınılmazdır. 
0 Yorum - Yorum Yaz


Raşide Figan/ 17040048

Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?

 Prof. Dr. Mualla SELÇUK Makalesi

 Bu makalede edindiğim çıkarım; öğreten- öğrenen ve öğretimde çocukların etkin, öğretmenin ise rehber olduğu hem öğretmenin hem de öğrencinin anlamaya çalışan, sorgulayan, eleştirel bakış açısını kullanmaya çalışan, olay- olgular üzerinde tartışan bir yaklaşım ile öğretim sürecini yürütebilmesi din dersinin öğretiminde kişilerin bilgi, beceri ve anlayış kazanmalarına, kişiliklerini geliştirmelerine, kültürel mirası anlamalarına yardım etmesidir. Bütün bunlar yapılırken bilgi bütünlüğü ve disiplinler arası yaklaşıma da dikkat edilir. Bu  bağlamda kazanımım 4.2.1. 'İslam’ın inanç esaslarını sıralar' ile ilişkili hazırladığım sunuda öncelikle çocukların çevrelerinde gördüğü veya sıkça duyduğu kavram- olay- olgulardan yola çıkarak onlara açık uçlu sorular sordum. Bu sorular ile bağlantılı ‘İnanç nedir? İman nedir? İmanlı bir insan nasıl davranır?’ sorularına da açıklık getirmeye çalıştım. Böylece çocuğun kültürel mirasını din ile bağdaştırmasını ve öğreneceklerini daha kolay anlamlandırmasını sağlamaya çalıştım. Burada sosyal bilgilerden yararlanmaya çalıştım. Çünkü biz insanlar sosyal varlıklarız ve çevremizde olan biten her şeyi anlamaya, anlamlandırmaya çalışırız. Burada makalede yer alan ‘Kültürel ve toplumsal amaçlardan’ yararlandım. Daha sonra çocuklara inanç ve iman kavramları ile ilişkili olduğunu düşündüğüm “Toplum içinde senin ne tür sorumlulukların var? Sen sorumluluklarını yerine getirirken nelere dikkat edersin? Nasıl hissedersin? Bu sorumlulukları yerine getirmenden dinin etkisi var mı? Yaptığın işlerde imanlı ve inançlı olman sana ne gibi katkılar sağlar? ” sorular sordum ve her çocuğa zarf verip bu sorulardan yola çıkarak kendi benliklerine birer mektup yazmalarını istedim. Bu soruları din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde ele aldığım kazanımından yola çıkarak ve ilişkili olduğunu düşündüğüm Türkçe- sosyal bilgiler kazanımlarından faydalanarak sordum. Burada makalede yer alan “Kendi başına düşünmeyi öğrenen insan ise pek çok kabiliyetini kullanmak zorundadır. ”cümle ile kazanımımı ilişkilendirdim. Daha önce kendime yazdığım bir mektubu da çocuklara okuyarak onların duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri ve yazdıkları mektubu arkadaşlarına okumaları için teşvik etmeye çalıştım. “İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. ”makalede yer alan bu cümle ile bağ kurmaya çalıştım. Bu yüzden öğrencilerden arkadaşlarının yazdıklarına yorum getirmelerini, değerlendirmelerini ve sentezlemelerini esas aldım. Sonra da üzerine çalıştığımız konuya açıklık getirip her kavramı tek tek çocukların yaş düzeylerine uygun bir dille açıklamaya çalıştım. Daha sonra çocuklardan üzerinde çalıştığımız konuya ilişkin çevrelerini gözlemlemelerini ve gözlemlerini arkadaşları ile paylaşmaları ve son olarak çocukların ilgili konu hakkında öğrendiklerine ilişkin değerlendirme çalışmaları yapmaları üzere ödev verdim.  Çoğunlukla çocukla beraber düşünüp beraber keşf edip ve çocuğun olabildiğince etkin olduğu ve diğer dersler, disiplinler ile ilişkili bir plan hazırlamaya çalıştım.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Ödev 4- “Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?” Makale ve Sunu İlişkilendirmesi 

Elif Beyza Altun  

18040242/ Sınıf Öğretmenliği/3 

Kazanım: 4.5.2. Temiz ve düzenli olmaya özen gösterir. 

Makale: “Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.”  

“Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”

Sunumuma katkısı: “Diğer derslerle birlikte” ifadesinde de vurgulandığı gibi disiplinlerarası yaklaşımla ele aldığım kazanımımı Hayat Bilgisi, Türkçe, Görsel Sanatlar, Beden Eğitimi ve Oyun dersleriyle birlikte ilişkilendirerek sundum. Tüm bunların ahlaklı insan olma da önemli bir yere sahip olduğu bilinciyle bilginin bütünlüğünü sağlayarak yaptım. Özellikle manevi temizlik kavramının -ilgili yaş düzeyi çocukları için- anlaşılmasında zorlanacağını düşünerek diğer derslerle birlikte bu kavramı somutlaştırma, kavramın anlaşılması ve yerleşmesi amacıyla çeşitli etkinlikler düzenledim. Bunu yaparken öğrencimin ilgili kavramı anlam küresinde nasıl anlamlandırdığını bilmek ve konuya ilişkin ön bilgileri yoklama amacıyla bir metin verip ilgili sorularla sahip olduğu kıymetli bilgileri kullanmasını sağlayarak başladım. 

Makale:“Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.” 

“Problem çözme, konuyu inceleme, araştırma ve keşfetme yoludur. Öğretmen, herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir.” 

“Problem çözmeye dayalı program anlayışı. Öğrencinin tecrübelerinden faydalanılır, “öğrenmeye hazır bulunuşluk” üzerinde durulur. Program, öğrencinin ilgileri ve ihtiyaçları üzerine dayanır. Muhteva, öğrencinin kabiliyetlerini geliştirecek niteliktedir.” 

Sunumuma katkısı: Sunumumda, çocuğun günlük hayatta ailesinden aldığı bilgilerle sağladığı maddi temizliğin ne olduğu, neden gerekli olduğu, dinimizde temizliğin önemini, temizlik derken yalnızca maddi temizliğin mi kastedildiği, manevi temizliğin ne olduğu ve nasıl sağlanacağı sorularına yanıt olabilecek nitelikte problemler sundum. Tabii bunu yaparken dikkat ettiğim bir diğer nokta, öğrenci yaş düzeyine uygun olarak günlük yaşantıda karşılaştığı ya da karşılaşması mümkün problemler sundum. Böylece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle birlikte yürütülen diğer derslerle ilişkilendirilerek maddi- manevi temizlik, beden temizliğini öğrendiği şekliyle hayatına uyarlayabilsin. Problemi sunarken dikkat ettiğim bir diğer nokta ise, problemde yer verdiğim çocuk ile öğrencimin kolayca ilişki kurabileceği böylelikle empati becerisini geliştirebileceği ve problem çözümünü günlük yaşantısında kullanabileceği düzeyde olmasına özen gösterdim. 


0 Yorum - Yorum Yaz


''DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?'' MAKALESİNİN İNCELENMESİ

AD SOYAD: Sevim TANRIVERDİ

NUMARA: 18040310

            Eğitimin amacı, insanoğlunun kişiliğini, sergilediği davranışları ve ahlakı kazandırmaktır. Bu bilgiyle hareketle topluma  sağlıklı fertler yetiştirebilmemiz için ve bu bireyleri topluma kazandırabilmemiz için eğitim oldukça önemlidir. Öğretim esnasında öğrenciye aktarılması beklenen dersler aslında eğitimin amaçlarını kapsamaktadır. Din öğretimi dersi bu hususta ele alındığında disiplinler arası bir biçimde bireyleri topluma kazandırarak, kültürel aktarım  sayesinde sosyalleşmelerini de göz önünde bulundurup eğitimin hedefinin bir taşıyıcısıdır. Öğretimde eğitimin amaçlarının disiplinler arası kazandırılması öğretimin tamamını kapsayacak olup öğrencinin konu bağdaştırmasında ve düşünmesinde etkili olacaktır. Bu esnada öğrenciye kazandırılması hedeflenen din öğretimi hususu da etkin bir rol oynayacak ve diğer derslerden ayrı tutulmayacaktır. Çünkü din dersi de diğer dersler gibi öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve bireylerin kişilik gelişimlerine katkı da bulunmaktadır. Öğrencilerin akademik başarısının gelişiminde de din dersinin önemli bir işlevi makale de görülmektedir. Öğretim yöntemi ne kadar eksik olursa öğrencinin bilgiyi yanlış öğrenme ve kavram yanılgısı yaşaması da bir o kadar az olacağı makale de vurgulanmaktadır. Makale öğrencinin bilişsel düzeylerine göre öğretim üzerinde durmuş öğretmene bir çok yönden farkındalık kazandırabilecek bir makaledir.

            Okulun önemi öğrencinin bu disiplinler arası bilgilerle karşılaşması ve bu bilgileri doğru yerden öğrenip içselleştirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla okul öğrenci yaşamı için olmazsa olmazdır. Okulda doğru bilgiyi öğrenip öğrenilebilirliğin tüm temelleri okulda atılmaktadır. Öğrencinin şemalarına bilgi işlenmesi ve bu bilgilerin nasıl kullanılabileceği okullarda öğretilmektedir. Öğretmen bu aşamada aktif rol alarak ezberci bir yöntemden kaçınmalı ve öğrencinin yaratıcılığını sorgulama becerisini geliştirmelidir.

            Öğrencinin öğretimde etkin olabilmesi için özgür olması gerekmektedir. Çünkü öğrenci bu özgürlükle kendini güvende hissedecek ve yeni bilgilere erişmekte anlamakta kendisine yardımcı olmaya çalışacaktır. Din öğretiminin de ezbere verilmesi bu yönden makale de yanlış görülmektedir. Öğrencilere özgür olduklarını hissettirerek bir öğretim yapmamız uygun görülmektedir. Böylece öğrenci daha aktif olacak, sorgulamaya ve yaratıcı düşünmeye başlayacaktır.

            Sunumumda kazanımım (KAZANIM: 4.1.3. Dilek ve dualarda kullanılan dini ifadelere örnekler verir.) doğrultusunda öğrenciye dogmatik bilgileri direkt aktarmaktansa bilgiye ulaşmada farklı yöntem ve teknikler kullanarak bilgiyi kendilerinin keşfetmesini sağlamaya çalıştım. Kavramlar üzerine düşündürüp kavram yanılgılarını önlemek adına onlara hitap eden kelimeler kullanarak anlamlandırma sürecini de göz önünde bulundurdum. Bunların yanı sıra sadece ben anlatıcı onlar dinleyici modunda olmamaları için çeşitli etkinlikler ve konunun bağdaştırılabilmesi açısından da ölçme ve değerlendirme kısmında öğrenciyi aktif tutmaya çalıştım. Ayrıca konunun gündelik yaşamla ilişkilendirilebilmesi içinde gündelik olaylarla konuyu bağdaştırmaya çalıştım. Sunum esnasında da tüm bunları yaparken öğrencinin aktif düşünebileceği ve kendisini özgür hissetmeye çalışabileceği bir ortam oluşturmaya çalıştım.


0 Yorum - Yorum Yaz


BÜŞRA NUR ARSLAN

18040245

ÖDEV 4

 

Din öğretimi özgürleştiren bir süreç olabilir mi adlı makaleyi inceledik. Öncelikle sunumumla ilişkilendirdiğim yerlerden bahsetmek isterim. Ben sunumumda tekbir ve salavatı anlattım. Bunu anlatırken Allah’a ve Peygamber Efendimiz’e duyulan sevgiden ve Peygamber efendimiz’in ahlakından bahsettim.  Din öğretimi bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Din hem bu kültürün parçası hem de anlatıcısı görevindedir. Peygamber Efendimiz’in ahlakı ve kuran ahlakı da bizim aktarmamız gereken önemli bir husutur. Sunumumu bu anlatımlarla zenginleştirdim. Anlatım esnasında Peygamber Efendimiz’in dönemi hakkında sözlü birçok bilgilendirmede bulunacak ve onun ahlakının bu devirde nasıl ayrıcalıklı olduğunu söyleyeceğim. Eğitimin bir işlevinin insan yetiştirmek olduğunu söyleyen makaleyi esas alarak bu insan yetiştirme önemli olan kaynakları anlattım. Bunlar kuran ahlakı ve yaratıcıya ve elçisine duyduğumuz sevgidir. Makalenin bu kısmı benim konumun özünü oluşturuyor diyebilirim.

 

Makalede Bilgi Bütünlüğü açısından ele aldığım noktaya gelirsek ise dinin beyin yıkama olduğunu düşünen yanlış bir inanıştan bahsediyor. Fakat din dayatma dini değilir. Seçme hakkı, karar verme gibi ilkeler çevresinde bize imkanlar sunar. Bizlerde eğitimde bu husulara dikkat ederiz. Bu seçme işleminin gerçekleşmesi için insan bilgiye sahip olmalıdır. Okul programında yer alan bilgiler için ilk bakışta “uzun vadeli bilgiler” nitelemesini yapmak mümkündür. Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir. Bilgi buradan da anlaşılacağı üzere bütün ve nitelikli verilmeli ki gençlerde gerçek hayatta karar verirken ve problem çözerken rehberlik edebilsin. Bu sebeple yine makalede öğrendiğim üzere bilgilendirmek öğretmenin görevidir. Fakat bunu yaparken öğrencilerin araştırması, keşfetmesi, incelemesi gibi faaliyetlere yer vermeliyiz. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.  Bu doğru bir süreçtir ve problem çözücü modele girer. Bir de tüm bunların yapılmadığı ezbere dayalı, öğretmenin bilgiyi dayattığı öğrencinin ise sadece alıcı durumunda olduğu yöntem vardır. Buna bankacı eğitim modeli denir. Ben sunumumda problem çözmeyi esas almaya çalıştım. Tekbir ve salavatı ezberletmek yerine anlamını ve hayatımızdaki yerini kavratmaya çalışarak sundum.

 

Disiplinlerarası yaklaşıma gelirsek ise konum gereği özellikle hayat bilgisinden çokça yaralandım. Çünkü yazının başında belirttiğim gibi eğitim Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Bu durum esnasında din dersi de tıpkı diğer dersler gibi birçok alandan yararlanır. Dinin hayattaki yeri düşünüldüğünde belki de en ilişkili dersin ilkokul düzeyinde hayat bilgisi olması ne kadar isabetlidir. Ben tekbir konusunu anlatırken kurban bayramından sıkça söz ettim. Bu doğrudan bu dersle ilişkilidir. Bunun dışında Peygamber Efendimiz’e olan sevgi ve ahlakı anlatılırken kronolojik bilgilere de ihtiyaç vardır. Burada Hz. Muhammed’in Hayatı ve tarih alanlarıyla ilişkisini görüyoruz. Din dersi diğer derslerle yakından ilişki kurularak anlatılmalı ki probleme dayalı modelde ihtiyaç duyulan ilişkilendirme güçlü yapılabilsin. Ben sunumumu bu doğrultuda hazırlamay çalıştım.


0 Yorum - Yorum Yaz


ÖDEV-4 “DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN EDİNDİĞİM BİLGİLERİ SUNUM ÖDEVİME NASIL UYGULARIM?

ÖĞRENCİNİN;

ADI-SOYADI: Saliha ÇARDAKKAYA

SINIF/BÖLÜM: Sınıf Öğretmenliği/3

NUMARASI: 18040261

Ünite: 4. Ünite Hz. Muhammed’i Tanıyalım

Kazanım: 4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir.

    Eğitim, bireyin davranışlarını kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı ve istendik davranış değişikliği getirme sürecidir.  Okullar bizlere belirli bir yöne bakmak yerine nasıl bakacağımızı öğretmelidir. Bundan dolayı öncelikle “Bilginin Bütünlüğü” dediğimiz kavram ve “Disiplinlerarası yaklaşımlara” değinmek isterim.

   Makalede okullarda verilen din eğitimi özgürlüğümüzü kısıtlıyor mu? diye bir tartışma yürütülüyordu. Yazar, bu konuyu “Zorunlu olarak verilen bir eğitim seçme şansımız olmadığını gösterebilir. Ancak okullarda din eğitimi verilmezse öğrencilerin hiç seçme şansının olmayacağını da ifade etmektedir. Aslında din öğretiminin olması  bir seçme şansı vermektedir.” İfadelerini kullanmaktadır. Bir başka ifade ile “Özgür düşünebilmek bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır.” Sözü ile eğitimin bizlere özgür düşünebilme şansı verdiğini, iyiyi, kötüyü, olumluyu, olumsuzu gösterdiğini yani öğrencilerde anlam bütünlüğünü oluşturduğumuz zaman öğrencilerin o bilgiyi kullanıp kullanmayacağını yani din olgusu ile düşünürsek inanıp inanmamayı, yani bilgiyi çok boyutlu olarak sunup gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir modelle anlatıp öğrencilere seçme özgürlüğü sunmaktayız. Bu kısımda aslında bilginin bütünlüğü apaçık ortadır. İnsan bilgiyi sadece tek taraftan değil bilginin giriş, gelişme ve sonuç kısımlarını detaylı okuyup anlam küresinde anlamlandırıp o bilgiyi davranışa dökmesi gerekir. Yüce Allah’ta tam olarak aslında biz kullarından bunu istemektedir. Okuyup, anlayıp, anladığını düşünen ve anlayıp düşündüğünü yaşama aktaran varlık olmamızı, çünkü İslâm dini, akıllı ve özgür insana hitap eder. Dinde serbest seçim (ihtiyar ) esastır.

   Bilginin bütünlüğü ve çevresinde ele aldığımız konuları kendi sunum ödevimle ilişkilendirdiğimde kendime şu payları biçmekteyim. Örnek kazanımım üzerinden gidecek olursak “4.4.6 Salli-Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir.” İlk olarak ele almamız gereken kısım Salli ve Barik dualarının neden okunduğunu, faydalarını, inme sebebine kadar öğrencilere gelişim özelliklerine bağlı olarak bilginin bütünlüğü detaylı olmasa da bilmeleri gerektiği kadar aktarılır. Biz bu kısımda aslında öğrencilerin Ön bilgilerini oluştururuz. Ardından öğrencilere “Salli, Barik, Sure, Ehli-i Beyt” gibi kavramları açıklarız. Ancak bilgi tam olarak bütünlük içinde verilirken Ünite,konu ve kazanım alt alta ve öğrencinin bunu göreceği şekilde yazmalıyız. Öğrenci “4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir.” Kazanımının “4. Ünite Hz. Muhammed’i Tanıyalım” ünitesinin kazanımı olduğunu bu kazanımdan önce Hz. Muhammed (s.a.v) hayatı ile ilgili bilgileri edinmiş olması gerekmektedir. Yalnız makalede de ifade edildiği gibi “Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu kez yanlı bir fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir.” İfadesi gibi öğrencilere bu kavram öğretilirken tamamen objektif beyin yıkamaya gidilmeden, öğrenciye seçme şansı sunarak yani o bilgiyi öğrenip öğrenmemek, kullanıp kullanmamayı öğrenciye bırakarak hareket etmeliyiz. Ancak “İnsanın seçme ve eylem özgürlüğüne sahip olması onun eylemlerinin sorumluluğunu alabilmesi için yeterli sebep değildir. Burada insan bilgi edinmek, sebepleri görebilmek, davranışlarının sonuçlarını tahmin edebilmek vb. meselelerle karşı karşıyadır.” Sözleriyle de sadece özgür olmamızın yetmediği bu özgürlüğü aklın ve ilmin ışığında kullanmamız gerektiğini, bilgiyi yani bir bütün olarak ele alınması gerektiği açıklanmaktadır. Makaledeki bir başka ifade ise“Bir sözcüğün anlamı, o kümedeki yerine ve onu kullananların arasındaki ilişkinin doğasına bağlıdır.” Yani, öğrencilerimizin birbirinden farklı olduğunu gözeterek bu kavramları veya sure’yi öğretirken hepsinin aynı anda öğrenemeyeceğini ve kavram arası ilişki kurarken birbirinden farklı ilişkiler kuracağını gözardı etmemeliyiz. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de de İsra suresi 36. Ayetinde “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme, kulak, göz ve kalp bunların hepsi sorumludur” ayeti ile bizlere bilginin önemini bilgiyi bütün olarak ele almamızı, yani bir bilginin önü ve arkasını bilmeden körü körüne dediğimiz tabirle o bilginin ardına düşmemeyi bilgiyi parça-parça- bütün ilişkisi ile bir puzzle gibi tamamlanması gerektiğini de vurgular. Öğrendiğimiz her bilgi puzzle’ın bir parçasıdır. Puzzle da bir parça eksik olursa veya yanlış yere yerleştirirsek o puzzle tamamlanmaz veya yanlış tamamlanmış olur.

  Son olarak ise “Bilginin Bütünlüğü” sağlanırken “Disiplinlerarası Yaklaşım” gözardı edilmemelidir. Bilgi bütünlüğü oluşturulurken diğer derslerle yani disiplinlerle de ilişkiler kurulmalı, öğrencinin diğer derslerde kazandıklarını bir bütün olarak sunmamız gerekmektedir. Örneğin “4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur, anlamını söyler.” Kazanım çerçevesinde oluşturduğum sunum ödevimde;

TÜRKÇE

u T.1.2.1. Kelimeleri anlamlarına uygun kullanır.  (Salavat dediğimizde veya ehl-i beyt kavramlarını yerinde kullanmaya dikkat etmesi amaçlanır.)

u T.4.1.4. Dinlediklerinde/izlediklerinde geçen, bilmediği kelimelerin anlamını tahmin eder. (Dersin başında izlenilen videoda ‘’salavat nedir?’’ sorusunu yönelttiğimizde izlediklerinden yola çıkarak tahminde bulunması istenir.)

u T.4.1.7. Dinlediklerine/izlediklerine yönelik sorulara cevap verir. ( yöneltilen sorulara uygun cevap vermesi beklenir.)

u T.4.1.12. Dinleme stratejilerini uygular. (Dinlerken yeni öğrendikleri veya hoşlarına giden durumları not almaları beklenir.)

u T.4.3.2. Vurgu, tonlama ve telaffuza dikkat ederek okur. (Salli ve Barik dualarını okurken hızlı ve kelimeler anlaşılmaz şekilde değil kelimeleri doğru telaffuz ederek okumaları beklenir.)

u T.4.3.6 Okuma stratejilerini uygular.  (Öğrencilerin sesli, sessiz, tahmin ederek ve soru sorarak okuma yapmaları sağlanır.)

HAYAT BİLGİSİ

u HB.1.2.1. Aile bireylerini tanıtır. (Peygamber Efendimizin ailelerini tanıtır. Ve kendi ailesiyle de ilişki kurması amaçlanır.

   Yukarıda belirttiğim gibi “4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir” kazanımımı Türkçe ve Hayat Bilgisi dersleri ile ilişkisini kurdum. Ve bunu yaparken öğrencilerin bilginin bütünlüğünü sağlamayı amaçladım. Ayrıca bilginin bütünlüğünü oluştururken de de disiplinlerarası yaklaşımı ele almaktayız. Makalede “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.”  Sözleriyle belirtildiği gibi biz öğretmenler, kazanımlarımızı disiplinlerarası yaklaşımla da anlatmamız gerekmektedir. Örneğin Hz. Muhammed (s.a.v) hayatı ele alınırken doğduğu çevreyi anlatmak için coğrafya disiplininden, hayatını anlatmak için tarih disiplininden, o dönemin özelliklerini anlatırken antropoloji disiplininden yararlanılarak anlatılmalıdır.

   Son olarak ise tüm bu konular anlatılırken makalede geçen şu sözleri yüreğime ve belleğime kazımak isterim. “Öğretmen, öğrencisinin gözlerine yerleştirilen her çeşit merceğin farkında olmasını sağlayacak ve öğrencisini kendi aklına sahip olma noktasına getirecektir. Önemli olan çocuğun veya gencin kendi akıl yürütme gücünü kullanarak varlık karşısında tavır almasını öğrenmesidir.”  Bunu yaparken de peygamber efendimizin tebliğ ederken ki duruşu ve sergilediği tavrı örnek alarak dinimizi öğretmemiz gerekmektedir. Makalede ayetlerle de açıklayan şu ifadeyi yazmak isterim. “Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır. Kur’an, Peygamberin görevini böyle gösterince, vahyin gayesini de “yol” göstermek olarak açıklıyor. Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana ait olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçtan da, kendisi sorumludur: “Biz, ona, eğri ve doğru iki yolu gösterdik.”28 “Biz insanoğluna yolu gösterdik, şükretmek veya etmemek ona aittir”29 “Şüphesiz bu Kur’an yol göstericidir”30 “Ey Muhammed! De ki, Rabb’inizden gelen bu gerçeğe isteyen inansın, isteyen inanmasın.” 31 “Her insan kendi kazancından sorumludur.”32” ifadeleri ile aslında öğretimde nasıl bir yöntem izlememiz gerektiğini anlatmaktadır. Bu ifadeleri eğitime yansıttığımız zaman okulların, öğrencilerin nereye bakacaklarını değil, nasıl bakmaları gerektiğini öğretmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu bakış açısıyla eğitime baktığımız zaman öğrenci sadece anlatılan şeyi mekanik olarak ezberlemelerini önleyerek yani makalede bahsedilen “Bankacı Model” yerine “Problem Çözücü Model” hedef alınmalıdır.  Yani öğretmen, öğrencileri doldurulması gereken bidon veya kaplar gibi görmek yerine sulanması gereken bir çiçek kendini yetiştirmesi gereken bir fidan olarak görmeliyiz.


0 Yorum - Yorum Yaz


Fatma YEŞİLKAYA/18040318/SÖ-3

Ara sınav 4

“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” makalesinin “4.5.1  İslam dininin temizliğe verdiği önemi açıklar” kazanımlı sunumu ile ilişkisi aşağıdaki gibidir:

“Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bu cümlede din öğretiminin öğrencilerin birey olarak görevlerini yerine getirmeleri konusunda yardımcı bir ders olduğundan bahsedilmektedir. Sunumumda da konunun bireysel ve toplumsal açıdan ehemmiyet taşımasından kaynaklı olarak temiz olmanın bireyin iç ve dış güzelliğine ne gibi etkiler oluşturduğundan bahsettim.

“Okuldaki eğitim ve öğretimde önemli olan, bir yandan insanın yaratılıştan itibaren sahip olduğu yeteneklerin geliştirilmesi, diğer yandan da bu yeteneklerin hayatın gereklerine uygun olarak zenginleştirilmesi ve biçimlendirilmesidir.” Bu cümlede anlatılan konunun öğrencinin hayatına yakın olması gerektiği ve günlük hayatta kullanabileceği bilgilerin öğretilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sunumumda da çevre temizliği başlığı altında öğrencilerin atıkların geri dönüşümü hakkında bilgi sahibi olmasının önemine yer verdim.

“ Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.” Bu cümlede din öğretiminin amaçlarından olan toplumsal amaç açıklanmıştır. Temizlik bireyin yaşantısını etkilediği gibi çevresini de etkileyen bir unsurdur. Bu nedenle maddi ve manevi açıdan temiz olmanın toplumsal sorumluluklarımız arasında yer aldığından öğrencilere bahsettim.

1.Bilginin bütünlüğü açısından din öğretimi diğer derslerle ilişkili olmalı ve öğrencilerin gündelik hayatta işine yarar bilgiler sunulmalıdır. Sunumumda da bu bilgilere yer verdim. 

2. Disiplinlerarası çalışmak: Disiplinlerarası çalışmak bilginin zihinde var olan bilgilerle ilişkilendirilmesi açısından önemlidir. Örneğin öğrenci fen bilgisinde gördüğü bir konuyu beden eğitimi dersinde de görürse bilginin kalıcılığı artacaktır. Çok sayıda ilişkilendirme hatırda tutuculuğu artıran bir etkendir. Bu nedenle 4.5.1 kazanımımı ele alırken  hayat bilgisi, görsel sanatlar, Türkçe, müzik gibi derslerin kazanımları ile ilişki kurdum ve disiplinlerarası bir çalışma öne sürdüm. 

Örneğin; geri dönüşümün çevre temizliğimize olan etkisi hayat bilgisi dersi kazanimlari arasından alınmıştır.

Hayat Bilgisi:

HB.3.3.5. Kendisinin ve toplumun sağlığını korumak için ortak kullanım

alanlarında temizlik ve hijyen kurallarına uyar ➡

Beden ve giysi temizliğine özen gösterir.

HB.3.6.4 İnsanların doğal unsurlar üzerindeki etkisine yakın çevresinden

örnekler verir. ➡Çevreyi temiz tutmaya ve korumaya önem verir.

HB.3.6.6. Geri dönüşümün kendisine ve yaşadığı çevreye olan katkısına

örnekler verir. ➡Çevreyi temiz tutmaya ve korumaya önem verir.

HB.3.6.5. Doğa ve çevreyi koruma konusunda sorumluluk alır. ➡Çevreyi temiz

tutmaya ve korumaya önem verir.

Türkçe:

T.2.1.2. Dinlediklerinde /izlediklerinde geçen olayların gelişimi ve

sonucu hakkında tahminde bulunur. ➡Allah’ın sevgisini

kazanmada temizliğin önemini yorumlar.

T.2.2.2. Hazırlıksız konuşmalar yapar.➡ Beden ve çevre temizliğinin

sağlık açısından önemini açıklar.

Görsel Sanatlar:

G.2.1.3. Çalışmasına hayallerini yansıtır.

G.2.1.8. Günlük yaşamından yola çıkarak görsel sanat çalışmasını

oluşturur.➡ Maddi ve manevi temizlik kavramları ile günlük

yaşantısını ilişkilendirerek sanat çalışması oluşturur.



0 Yorum - Yorum Yaz

ödev 4    30.04.2021


SÖ- İFFET BALIK- 18040254 

 

Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi? Makalesi ve Sunum İlişkilendirmesi 

 

Hazırlamış olduğum sunumda ele aldığım kazanım olan ‘ 4.4.1.Hz. Muhammed’in ( s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini açıklar.’ ifadesini incelemiş olduğum makale çerçevesinde;  

Makalede, din dersinin diğer dersler ile birlikte okullarda öğrenim gören bireylerin kültürel miraslarını bilen ve anlayan bireyler olmasını sağlamak, onların sosyalleşmelerini ve içinde bulunmuş oldukları kültürü geliştirmelerinin sağlanmasında din dersinin önemi vurgulanmakta. Bu bağlamda ben de hazırlamış olduğum sunumda öğrencilerin Peygamber Efendimizin doğmuş olduğu çevreyi bilip anlamaları, o dönemde yaşamış olan insan topluluklarının yaşayış tarzlarını anlamlandırmaları ve Peygamber Efendimizin nasıl bir sosyal ve dini çevrede yetiştiğini öğrenmelerine yönelik bir ders planına yönelik etkinlikler tasarladım. Çocuklar her ne kadar o dönemde yaşayış tarzı ve zihniyeti şu an içinde bulundukları çevrede görmeseler de kendilerini o dönemde yaşamış insanlarla birlikte düşünerek neyi neden yaptıklarına dair zihinlerinde bir anlam tablosu oluşturulması sağlamak oldukça önem arz etmekle birlikte sunumda da bu doğrultuda açıklamalar yapmış bulunmaktayım. Kalıtım ve çevre faktörü okuldaki eğitimi oldukça etkilemekte ve bu sebepten ötürü de öğrencilerin çevresinde yer alan insanların ve kendisinin de ortak paydası olan unsurlar üzerinde düşünüp kafa yorması gerekliliğini gözler önüne seren bir kazanımı  ele aldığımı düşünmekteyim. Din kültürü eğitiminin hem insani, hem toplumsal hem de kültürel amaçları olmasının yanı sır aynı zamanda da bireyleri yaşama hazırlamak ve rollerini benimsemelerini sağlamak açısından da oldukça önem arz etmekte ve kazanımı bu ilişki çerçevesinde şekillendirmeye çalıştığımı belirtebilmekteyim.  

 

1- BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ ve DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMAK BAĞLAMINDA:  

 

Diğer öğretim programlarında olduğu gibi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin de öğretim programının temel gayesi de okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak öğretimin planlanması ve yapılması, öğrencilerde istendik yönde bir davranış değişikliği meydana getirmektir. Bununla birlikte öğrencilere sunulan ve aktarılan bili ve olguların da bilginin bütünlüğü yani bilgilerin belirli bir ilişki dahilinde, belirli sırayla birbirini takip eden ve anlam bütünlüğünün olması hem öğrenci hem de öğretmen açısından oldukça verimli bir ders olmasını sağlayacaktır. Makalede geçen bir ifadede bilginin bütünlüğü ilkesiyle ilgili şöyle bir söz ele alınmakta; ‘ Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.’ 

 

 

Bilgini bütünlüğü kadar disiplinlerarası çalışmak da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmakta. ‘Sözcükler kendi başlarına bir boşlukta ya da bir üstün zihinde var olmaz, hatta bir sözlük de anlamı ancak ya benzer sözcükler kullanılarak ya da örnekler vererek açıklayabilir’ Bir bilgi öğrencilere sunulurken sadece aktarılan bilgi değil o bilgiyle birlikte öğrencilerin daha önceden öğrenmiş oldukları ve diğer bilgiler ile ilişki sağlamalarına yönelik aktarım sağlanmalıdır. Bilgi yuvası olan ve eğitim- öğretimin gerçekleştiği okullarda bir dersin öğretim programı da ders planı da diğer disiplinler veya diğer dersler ile bir ilişki dahilinde ele alınmakta. Böylece öğrencilerin önceki öğrenmelerinden hareketle yeni bilgiyi anlamlandırmaları ve diğer dersler de öğrendikleriyle bağdaştırması daha iyi bir öğrenme- öğretme süreci ortaya çıkaracaktır. Doğruyu seçmek de doğruyu yapmak ilkeleri de ortak noktaya dayandığı unsur bilgi olmakta ve bilgi de belirli ilkeler dahilinde en iyi ve verimli şekilde öğrenciye sunulmalıdır.  

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Ödev 4    30.04.2021

Merve TIRAŞ

Sınıf Öğretmenliği Programı -3

18040312

29 Nisan 2021

 

          DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?

  Sunum ödevimde de aktarmaya çalıştığım kadarıyla öğrencilerin, İslam’ın İnanç Esaslarını anlamları, anlamlandırabilmeleri amacıyla diğer derslerden ve günlük yaşantıdan yaralanmaya çalıştım. Diğer dersler yani disiplinler arası bakımından; Matematik, Türkçe ve Hayat Bilgisi derslerindeki kazanımlarla ilişki kurmalarını, örtük ve açık bir biçimde sağlatmaya çalıştım. Günlük yaşantıdan faydalanmak ve öğrencilere, anlamlı öğrenmeyi; zihinlerinde şema oluşturmayı ya da şemayı genişletmeleri amacıyla yaşantımızda kullandığımız günlük dil ifadelerine yer verdim. Örneğin, “Melek gibi, Melek yüzlü” Böylece din dersi, diğer derslerle birlikte ve günlük yaşantıyla çocukların, kültürel mirasımızı anlamalarına katkı sağlayacaktır.

  Sunumda da kavramları açıklarken birden fazla sözlükten yararlandım çünkü makalede de bahsettiği üzere tek tip bir yorum geliştirmek yerine farklı bakış açılarıyla, dinin de bakış açısını ortaya koyacak öğrencilerin ufkunun genişlemesine yardımcı olacağını düşündüm. Kısacası sunumda bilgileri çok boyutlu olarak sunmak istedim.

  Bilginin bütünlüğü kısmında ise sunumumda herhangi bir surenin ya da bilginin bir değişim süreci ya da ifade edilirken, ifadenin değişmesi gibi bir durum olmamıştır. İslam’ın İnanç Esasları konusunda da bilgiler özgün hali ile verilmiştir. Bu bakımdan kendi düşüncelerim ile öğrencileri yönlendirmek yerine kendi düşünce kabiliyetlerini geliştirmeleri adına yönlendirmede bulunabilirim ancak.

  Makalede de çokça bahsedildiği üzere, kişinin kendi başına düşünebilme kabiliyetine saygı göstererek ve bu kabiliyet geliştirilerek yapılan iş ise fikir aşılama diye adlandırılamaz. Ben de sunumumda öğrencilere, ara ara sorular yönelterek konunun açıklamasını yaptım fakat açık bir kapı bırakarak öğrencilerin, düşünebilmelerine ortam sağlamış oldum.


0 Yorum - Yorum Yaz


SÖ- UFUK BADAS-18040253

Benim kazanımım öğrencimin Fatiha suresini anlamını ve okunuşunu öğrenmesi üzerineydi. Öğrencilerime karşı en dikkat edeceğim hususlardan birisi neden öğreniyoruz sorusunun cevabını bilmeleri olacaktır. Bu sayede daha anlamlı bir öğrenme ve öğrenme ortamı sağlanabilir. Makalede de ‘’Din niçin okulda öğretim konusudur’’ başlığıyla anlatılan kısım bu düşüncemi destekledi ve sunumumda izlediğim sırayı buna göre gerçekleştirdim. Öğrencilerimin gerekliliği kavrayabilmesi için kısa açıklamalar ekledim. Makalede katılım ve çevre faktörü üzerine analtılan kısım, Fatiha suresini nerede ve nasıl pekiştirme sorumluluğu yükleyebileceğime fikir oluşturdu. Makale kavramlar üzerinde de durmuş. Yeni bir dilden geelen kavramları ve öğrencilerin yeni karşılaşacağı kavramları onlara nasıl anlatabileceğim hususunda bu kısımdan faydalandım. Öğrencilerimde değerler farkındalığı oluşturmanın da eğitime etkisini yine bu makaleden öğrendim ve sunumumda bir kısıma ekledim. Tebliğin neden yapıldığını, düşünülmesi, akıl yürütülmesi gerektiğindende bahsettiği üzere öğrencilerime okuduklarım doğrultusunda bir sunum hazırladım.


0 Yorum - Yorum Yaz


Makaleyi okuduğumda din öğretimi ile ilgili nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini tam kavramış oldum. Makale din öğretimi ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan bahsetmiş. Din bazı insanlara göre zorlama yoluyla öğretilen bir süreç denmiştir. Ancak din öğretimi öğrencide din olgusunu oluşturmak ve öğrenciye "seçme" ve "eyleme geçme" hakkını kullandırmaya çalıştırmaktadır. 

Kendi sunumumda buna yönelik bir yol izlemeye çalıştım ama benim ödevim biraz ezberci öğretmenlerin öğretimi gibi oldu. Sunumumu düzenlerken bu makalede yazılanlara dikkat edeceğim. Öğrenciyi düşünmeye, öğrendiği bilgileri pekiştirmeye yönelik bir sunum hazırlayacağım. Bilginin bütünlüğünü bozmamak için öğrenciye verilenleri en uygun sırayla, önemli noktaları atlamadan ve bunları aktarırken öğrenciyi dersten uzaklaştırmadan öğretme sürecini yönetmek lazım.

Sunumumda disiplenler arası çalışmadım, kendi konumu yaparken diğer derslerle ilişkilendirme kısmını atlamışım. Konum, biraz ezbere yakın bir konu olduğu için ilişkilendirmekte zorlandım. Makakeyi okurken  ödevimde yaptığım hataları fark ettim. Düzenleme yaparken atladığım bütün noktalara dikkat edip tekrardan ele alıp, diğer disiplenlerle ilişkilendireceğim. Benim ödevimde çok kusur vardı ve bunları biraz geç fark ettim.


0 Yorum - Yorum Yaz


1.)    Bilginin bütünlüğü

 

Bilginin bütünlüğü ilkesi açıklarken şu alıntıdan başlamak istiyorum: Korkunç olan kötülük, hakikatin cüzleri arasındaki şiddetli çarpışma değil, ancak hakikatin yarısının sessiz sedasız ortadan kaldırılmasıdır(B, Bilgin.1988, s. 44).Nitekim burada da anlatıldığı bilgilerin kendi aralarında çarpışması değil bir bütünlük oluşturamamasıdır. Yine makalemizde de belirtildiği gibi okulun din olgusunu ihmal ettiği taktirde üç amacı ihmal ettiği görülür bunlar: İnsani amaç, kültürel amaç, toplumsal amaçtır yine burada makalemizde şunlar belirtilmiştir: Toplumsal bütünlük sağlamak, kültürel bütünlük sağlamak bütün bunlardan çıkarım sağlayacağım husus şudur: Öğrencilere bilgi aktarımda kültürel ve toplumsal yönden bütünlük sağlamak dini ilkeleri verirken bilginin bütünlüğünden vazgeçmemektir. İlerleyecek olursak  makalemizin devamında kavramların cevaplarının tek bir açıklamasının olduğu kişiyi yanılgıya düşürebileceğinden bahsedilmiştir. Bütün  verilenlerden yola çıkarak bilgilerin öğrenciye aktarılırken yaşamının her alanına uygulayabileceği ve de unutmayacağı şekilde bütünlük içerisinde yaşamın her alanında kullanması gerektiği yorumuna ulaşılabilir. Devamı olarak da  tekrardan şunları uygulamak isterim: Bilgi tüm boyutlarıyla eksiksiz bir şekilde aktarıldığında daha yapıcı ve anlamlı olacaktır. Yine bununla birlikte Kazanımımı diğer ders ve öğrenci yaşamına ilişkilendirmek daha isabetli olacaktır aslında makalemizde de anlaşıldığı gibi bilginin bütünlüğü ilkesiyle disiplinler arası ilkeleri birbirleriyle ilişkili görülmektedir.

 

2.)    Disiplinler arası yaklaşım

Bilginin bütünlüğü ilkesinde de değindiğimiz gibi disiplinler arası yaklaşım bilginin çok boyutlu olarak öğrenciye sunulması ilkesini anlatmaktadır. Fakat makalemizde de anlatıldığı ve bizimde anlayacağımız gibi disiplinler arası ilkesini bütünlük ilkesinden ayıran fark disiplinler arası ilişkinin var olan bütünsel bilgiye diğer branşlara ve hayatın çeşitli alanlarına yaymak olarak tanımlanır. Makalemizde değinilen başka bir nokta bilginin tek bir tanımının olamayacağı insanın düşünen bir varlık olduğu söylenmektedir yine burada anlatılanlar bize bilginin sunulmasında  disiplinler arası bilginin önemini vurgulamaktadır.

Genl anlamıyla makalemiz incelendiğinde çok boyutlu olarak sunulması gerektiği söylenmiştir. Buradan sunumumu çıkardığım sonuç şudur: Kelime i Tevhid ve Kelime i şehadet kavramlarının öğrenciye aktarırken  tüm boyutlarıyla eksiksiz olarak ve diğer disiplin dallarıyla ilişkilendirilerek verilmesidir. Diğer değinmek istediğim husus öğrenciye düzeyine uygun olarak kazandırılan kazanımın onun gelecekte anlam yaratabilmesi ve düşünebilmesi yeteneğinin artırılmasıdır. Nitekim makalemizde bu konuya şu şekilde değinilmiştir:(B,Bilgin.1988) Eğer insan, kendi başına düşünebilme kabiliyetini kullanamıyorsa onun maymun gibi “taklit etme” melekesinden başka bir melekeye ihtiyacı yoktur.


0 Yorum - Yorum Yaz

SÖ Jiyan Yağan 17040427    30.04.2021


 
DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
Prof. Dr. Mualla SELÇUK MAKALESİNDEN SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM

 

Kazanım:
 
4.4.1. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini açıklar.
Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğduğu çevrenin sosyal ve dinî özelliklerine yer verilir.

 

 

BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ
 
Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir. Bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilmeyi öğretme vb. Bu bilgiden hareketle sunumunda bilginin bütünlüğünü sağlamam için konu ile ilgili olabilecek derse girebilecek tüm anahtar kavramlarını vermeye çalıştım ki bu anahtar kavramlarla öğrenci konunun veya kazanımın bütünlüğünü ilk bakışta görmüş olacaklardır. Anahtar kavramları ilk başta vermemin amacı Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğduğu çevrenin sosyal ve dinî özelliklerine yer verdiğim zaman öğrenciler bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu bütünleştirip görebilsin ve ilişki kurabilsinler diye ardından öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak için ön bilgiyi yoklama aşamasında Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere, Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğduğu sosyal ortam ve çevre ile ilgili sorular sorarak onların bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçekliği bir bütün olarak öğrencilerin bilgiyi çok boyutlu olarak almalarını istedim. Dikkat çekme aşamasında da böyle bir çalışmaya yer verdim. Öğrencilere Sevgili Peygamberimizin doğduğu çevre ile ilgili video izlettirerek ardından keşfetme aşamasında da öğrencilerimi bilgiyi kendilerinin keşfedeceği grup çalışması yaptırarak onların video ile ilgili soruları grup arkadaşları ile birlikte cevaplamalarını isteyerek öğrencileri süreçte aktif tutarak bilginin bütünlüğünü kendileri anlamlandırıp görmelerini istedim. Derinleştirme aşamasında da öğrencilerimin bilgiyi bütünleştirmeleri için onlara Kabe-i Muazzam ile ilgili okuma metnini veya açıklama aşamasında Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğduğu çevrenin genel özellikleri ile ilgili duygu ve düşüncelerini ifade eden bir şiir her öğrenciden yazmalarını isteyerek öğrencilerimin bilgiyi bütünleştirmelerini sağladım. Böylelikle öğrencilerim konuyu kendileri anlamlandırıp içselleştirdikleri için ve bu süreçte bütün bilgilerini kullanırken bilgiyi bütünleştirmeler ve ortaya bir eser koyarak bilgiyi ne kadar bütünleştirdiklerini görmüş oldum.
 

DİSİPLİNLER ARASI ÇALIŞMAK

Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Dolayısıyla bu bilgiden hareketle öğrencilere kazandıracağım kazanımınla doğrudan ilgisi var. Kazanımımı nasıl işleyeceğime dair ve hangi temel bilgiler üzerinde sunumumu hazırlayacağım bilgisini verir. Çünkü Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini çocuklara anlattıktan sonra din dersi ve öğreteceğim kazanımım sayesinde öğrencilerimin kişiliklerini geliştirmelerine yardımcı olur. Bende bu bilgi doğrultusunda onların kişiliklerini geliştirmeye yönelik bir sunum yürüttüm. Yani Açıklama aşamasında Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) bizim için doğru yolu gösteren bir rehberdir. İnsanlık için en güzel örnektir. Allah'ın (c.c.) seçilmiş bir kulu ve elçisidir. Bütün bu sebeplerle Peygamber Efendimizi (s.a.v.) sevmemiz, onun yolundan gitmemiz gerekir. Açıklama yaparak öğrencilerimin kişiliklerini bu anlamda geliştirebildim. Sunumumda böyle bir çalışma yaparak ve sunumumdan bu makaleden yararlanıp din dersi ile diğer dersler arasında bağlantı kurarak sunumumda disiplinler arası bir çalışma yaptım. Sunumumda her aşamada disiplinler arası çalışmak istediğimden Ön bilgiyi yoklama aşamasında sosyal bilgiler ve görsel sanatlar dersi ilişki kurabilmek için Mekke ve Medine'nin coğrafi konumunu haritada bana gösterebilir misin? Gibi bir soru sordum ve öğrencilerimin verdiğim haritada Mekke ve Medine'nin coğrafi konumunu göstermelerini istedim. Burada sosyal bilgiler ve görsel sanatlar dersi ile disiplinler arası çalışma yaptım. Öğrencilerden derinleştirme aşamasında okudukları Kâbe ile ilgili okuma metnini veya açıklama aşamasında Hz. Muhammed'in (s.a.v) doğduğu çevrenin genel özellikleri ile ilgili duygu ve düşüncelerini ifade eden bir şiiri her öğrenciden yazmalarını istedim.Böylelikle Türkçe dersi ilişki kurarak disiplinler arası bir çalışma daha yaptım. En son olarak Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini çocuklara anlattırken Açıklama aşamasında İnsan Hakları Yurttaşlık ve Demokrasi dersi ile ilişkilendirme yaparak disiplinler arası bir çalışma daha yaptım. İnsan olma sorumluluğunu taşımanın yollarını, Hak ve özgürlüklere saygı göstermeyi vb. Kazanımlarını kazanmlarını sağladım. 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi

Adı Soyadı: Israa Muhajir

Öğrenci No: 18040466

SÖ3. SINIF

 

Eğitimciler değerleri öğretmekle mükelleftir. Din ise değerlerin en önemlilerinden biridir. Din öğretimi ilk insanla birlikte başlamış, tarihi seyir içerisinde çeşitli yöntemlerle ve farklı mekanlarda devam etmiştir. Diğer dersler hangi sebeplerden dolayı öğretim konusu hâline getirilmişse, din de bu sebeplerden dolayı öğretim konusudur. Bizler geleceğin birer eğitimcisi olarak milli, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlere sahip nesiller yetiştirmekse amacımız. Din dersi bu amaçlara katkı sağlayacak derslerden biridir.

1.       Bilginin bütünlüğü

 Makalede geçen “din dersinin çocuklara ve gençlere kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur” cümlesinden yola çıkarak 4.4.3 Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler kazanımı ile öğrencilere Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğumu, çocukluk ve gençlik yılları hakkında yaşadığı çevre, yaptığı işler, gittiği yerler gibi birçok bilgi verilir. Sunumumu hazırlarken Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğduğu yerin, yaşadığı dönemin kültürel özelliklerine dair görsellere yer verdim. Sunumumda öğrencilere kimi örnek almaları gerektiği hakkında güzel ahlaklı sevgili peygamberimizin örnek davranışlarına yer verdim. 

Günümüzde okul, her türlü eleştirilere rağmen, bireyin eğitim görevini üstlenen önemli bir kurum olarak varlığını sürdürüyor. Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır. Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür.

1-      İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan

2-       Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.

3-       Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.

 

Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.

Özgürlük kavramı üzerinde yapılan çalışmalarda ve bu kavramla ilgili yorumlarda, özgürlüğü sadece eylem (fiil) hâlinde aramanın doğru olmadığı belirtiliyor. İnsanın özgürlüğü “seçme” yapması ile yakından ilgilidir. Eğer insan herhangi bir seçme yapmadan bir eyleme geçiyorsa, o eylem için özgür bir eylemdir, denemez. O eylem ya biraz önce sözünü ettiğimiz taklittir veya tayin edilmiş bir eylemdir veya tesadüfen yapılmıştır. O halde insanın özgürlüğünün temelinde iki kavram var: biri “seçme” diğeri “eylem.

Öğrenimden elde edilebilecek en büyük kazanım tabiî ki özgürlüktür. Okullar bunu bir “bilgi istifleme atölyesi” olarak çalıştıklarında değil insanları “düşündürebildikleri” zaman başarırlar.

Böylece öğretim süreci içinde insanın zihnindeki karışıklıklar çözümlenebilir, seçenekler belirgin hâle gelebilir ve insanın “bu iyidir” “bu ise kötüdür” yargılarını hayata geçirebilmesine yardım edilebilir.


0 Yorum - Yorum Yaz


DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?

                                                                                   Prof. Dr. Mualla SELÇUK

Kazanımım: 4.5.1. İslam dininin temizliğe verdiği öneme örnekler verir.
İbadet temizlik ilişkisine ve abdestin alınışına değinilir.
Ahlaki güzellik ile manevi temizlik arasında ilişki kurulur.

“Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene, ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ant olsun ki, benliği temizleyip arındıran gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır.”(91. Şems, 7-10)

Makalede örnek olarak verilen Şems suresinde ahlaki temizlik ve manevi temizlikten bahsedilmek istenmiştir. Benim kazanım konumla  (‘İslam dininin temizliğe verdiği öneme örnekler verir.) arasındaki bağı açıklayan en iyi cümle budur.  

Yüce ayette biz insanlara belirtilen:

İnsanın önce kendi nefsine hakim olması gerektiği ve nefsinin kulu değil de Yüce Allah’ın(cc.) kulu olmamız gerektiğidir.  Kişinin kendi benliğini temiz tutup, onu günahlarla kirletmemesi gerektiği biz insanlara bildirilmiştir.

‘Kur’an, kendi nefsinden başlayarak, ilişkide olduğu kişilere, yaşadığı topluma ve dünyaya karşı bir haklar ve sorumluluklar ağı içinde olan insanın özgürlüğünü yerinde kullanmasını engelleyecek her türlü iç ve dış (heva, heves, beşeri zaaflar, şeytan v.b) faktörlere dikkat çeker ve emaneti taşıma görevinin çok büyük bir ahlâkî çaba gerektirdiğini belirtir. ‘

‘Ahlâkî çabaya gereken önemi vermeyen, bir anlama, kavrama ve anlamlandırma çabası içinde olmayanlar ise sert bir dille kınanır.’

Yukarıda koyu renkle makaleden alınan alıntılarla sunumum arasındaki ortak noktalar şunlardır:

Dinimizin ahlaki temizliğe verdiği önemi anlatmaktadır. Ahlaki temizliğin kişinin  kendi nefsinden başladığı ve daha sonra kişilere, toplumlara daha sonra ise tüm dünyaya karşı olduğu belirtilmiş.

 Ahlaki gereksinimleri taşımayan bireyler toplum içinde onaylanmaz ve düzelmesi istenir. 


0 Yorum - Yorum Yaz


ŞÜKRAN SILA KARA 18040279

 

“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?”, Din Öğretiminde Yeni Yaklaşımlar, MEB Yayınları , Ankara 2000, 207-225.

Kazanımım: 4.4.2.Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile büyüklerini tanır.

 

Olguları tanıma, akıl yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen bir zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır.” Öğrencilere bu fırsatı verip vermediğimi sorgulamamı sağladı.

 

Bilginin Bütünlüğü

   Bilgiler parçalanmadan, birbirini tamamlayacak şekilde ve birbiriyle uyumlu şekilde bütünlük içinde verilmelidir. Ben de sunumumda bilgileri bölmeden uyum ve bütünlük içinde vermeye çalıştım.

 

Disiplinlerarası Çalışmak

   “Dinle ilgili bilgilerin öğretiminde bilgilerin miktarı kadar bilgi birimlerinin birbiri ile ilişkisinin de öğretilmesi gerekmektedir.” Öğrenciler öğrendikleri bilgileri diğer disiplinlerde de kullanabilmeli ve aradaki ilişkiyi fark edebilmeli. Sunumumda bu bütünlüğe uymaya çalıştım.


0 Yorum - Yorum Yaz


Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmasana ve kişilerini geliştirmesine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımız anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Verilmiş olan bu durumla ilişkili olarak bu dersin önemi hususunun bilincini teşkil etmek amacıyla sunumu hazırlamaya çalıştım. Bilhassa görevlerin ehemmiyeti üzerinde çalışarak dini vecizeleri ( dilek ve dua) bu bilinci anlayarak öğrenciye zerk etmeye çalıştım: 1- İnsani amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayış açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak. 2- Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemlibir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak 3. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye dinle ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek. Ahlak-ı hassene-nin emsali olan dini vecizeleri Elhamdülillah, Hamdolsun, İnşaallah vs. Öğrencileri olgunlaştiracak ve bütünleştirecek ifadelerin bir nevi taklidi olarak değil de tahkiki tabakasına taşımaları açısında elimden geldiği kadar tefahhuslu vermeye çalıştım ve sunumunda diğer disiplinler arasındaki bağlantısını makalenin şu pasajı bu ilişkiyi netleştirmektedir: Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri vs anlayışı kazanmalanna ve kişilerini geliştirmesine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımız anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi "insan" olmak yolunda eğitmektir. Eğitim. genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Din dersi disiplinler arası bir derstir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile bir Sosyal Bilgiler dersi ortak paydada buluşabilmektedir. sunumumu sosyal bilgiler dersindeki bir çok toplumsal ve bireysel durumlardan esinlenerek derste öğrencilerime dini vecizeleri ilgili bir kaç durumu ifadeye vererek yaptım . Ahlaki hassene sahibilı olmanın verildiği diğer derslere sosyal bilgiler gibi derslerle de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bu noktalarda kesişiyor diyebiliriz. Bu kesişme sayesinde öğrenciler daha sağlıklı ve kalıcı bir öğrenme görmekteler

 

KAZANIM= 4.1.3 ASLAN DEMİR 18040266


0 Yorum - Yorum Yaz


Eyyup EKİNCİ 18040270 - SÖ

DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİ VE SUNUM İLİŞKİLENDİRMESİ

Kazanım: 4.1.4 Subhaneke duasını okur, anlamını söyler.

Kur’an için önemli olan, ferdin tek tek davranışlarının niteliğinin yanında bir bütün olarak seçtiği hayatın niteliğidir. Kulluk sürecindeki ibadetler de yaşanan hayatın niteliğinde belirleyici oldukları sürece değerlidir.

Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ve diğer dersler öğrenciye sorgulama becerisini, insanları, çevresini ve kendini anlamayı geliştirmek konusunda olumlu etkiler vermelidirler. Din dersi ve diğer dersler öğrencilerin kültürel mirasımızı anlamada katkı sağlamaktadır. Kültür seviyesi yüksek olan bireyler yetiştirmeye çalışılır. Makalede din eğitiminin insanların düşüncelerinin özgür olduğunu vurgulamaktadır. Ben burada bir Müslümanın, Hristiyan’ın veya bir Yahudi’nin inançlarına saygı duyulması gerektiğini de öğrendim. Öğretim sürecinde temel hedef olarak öğrenciye değer yargılarını kazandırmak, “insan” olmayı öğretmek ve onları topluma, hayata hazırlamak vardır. Sonuçta okulda öğretilen diğer dersler de bir şeyin var oluşundan temel alınarak ortaya çıkmıştır. Temel bilimin gereği bu var oluşu anlamlandırmadır. Okuldaki öğretimde önemli olan çocuklara neyi neden yaptıklarının cevabını buldurabilmektir. Okulda veya günlük hayatta öğrendiğimiz bilgileri yaşamımızda kullanmalı ve bunları uygulamaya dökmeliyiz. Bu nedenle okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak değil, bilgiyi çok amaçlı olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaştırmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Din dersi ile çocuklara, bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilme gibi pek çok işlevi kazandırılmalıdır.

Eğitimin genel tanımı, bireyde istendik yönde davranış değişikliğini meydana getirme sürecidir. Bu istendik yön de kastedilmek istenen bireyi toplumla birleştirmek yani toplumun değerlerini bireye aktarmak ve kazandırmaktır. Bunları yaparken doğruları iyileri ve noksanlıkları aktarırken öğrencileri bilinçlendirmek gerekir. Aksi halde bireylerin sorgulama ve düşünme becerileri pasif kalır ve o toplum ilerleme de sıkıntılar yaşayabilir. Bu nedenle eğitimin gereği kasıtlı yönde bireyler yetiştirilmelidir.  Din konusunda toplumda yanlış düşünceler mevcuttur. Bireylerin okuması, araştırması ve keşfetmesi gerekirken hiçbir gerçeklik payı olmayan kulaktan kulağa geçen bilgileri kullanırlar. Din dersi İslam’ın temel buyruklarını karşılar nitelikte olmalıdır. İslam düşünceli insanları sorumlu tutmuştur. İslamiyet insanın sorgulamasını ve düşünmesini ister. Tüm bunlar din eğitiminin özgürleştirme yolunda pozitif gelişmeler yaşattığını gösterir.


0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi