Büşra Sarıtaş 17040371 SÖ
Kazanım: 4.3.3. Fatiha suresini
okur, anlamını söyler.
Kur’an için önemli olan, ferdin
tek tek davranışlarının niteliğinin yanında bir bütün olarak seçtiği hayatın
niteliğidir. Kulluk sürecindeki ibadetler de yaşanan hayatın niteliğinde
belirleyici oldukları sürece değerlidir. Öğrenci Fatiha suresini okuyarak ve
ibadetlerde bu sureyi okuyarak kazanımı yerine getirmiş olacaktır. Fatiha
suresini günlük yaşamına uygulayacaktır.
Kur’an-ı kerim, serbest seçim ve
hür irade ürünü olmayan davranışlara değer vermez. Kur’an-ı kerim, hüküm
vermeden önce yapılacak seçme işlemindeki bilgilenme sürecinin prensiplerini
vermektedir, Çünkü “doğruyu seçmek” ve “doğruyu yapmak” ilkelerinin dayandığı
ortak nokta “bilgi”dir. Fatiha suresi bizlerden doğru yolda olmamızı ve doğruyu
seçmemizi istiyor. Bu makalede de doğru ve seçimlerin bilgiye ait olması
gerektiği vurgulanıyor. Duyu organlarımız vasıtasıyla elde ettiğimiz
algılamalarımızın doğru olup olmadığından sorumluyuz: “Hakkında bilgin olmayan
şeyin ardına düşme, kulak, göz ve kalp bunların hepsi sorumludur.” Kur’an-ı
Kerim’de gerçeği yakalama yollarından biri de başkalarının sözlerini, ön
yargılardan ve peşin hükümlerden uzak dinleyerek “anlamaya çalışmak” olarak
gösterilmektedir: “ Sözleri dinleyip, en iyisine uyan kullarımı müjdele,
Allah’ın doğru yola eriştirdiği akıl sahipleri onlardır.” “Hakkında hiçbir
bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz?” Fatiha suresinde doğru
yoldan ayrılmayacağına ve sapmışların yolundan olunmayacağına değiniliyor. Bu
bakımdan makale ile benzer olarak sure de doğru yol, doğru seçim çok
önemlidir. Kur’an, insana ulaşan
herhangi bir haber ve bilginin hemen kabul edilmesinin doğru olmayacağını
belirttiği gibi hemen inkâr ve ret edilmesini de eleştirir: “Onlar, ilmini
kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar”
Fatiha suresi önce Allah’ı en
belirgin nitelikleriyle tanıtmakta ve insanı sağlam bir imanla O’na
yöneltmekte, yaratıcıya ve yaratılmışlara karşı sorumluluk duygusuyla hareket
etmeyi dinin ve dindarlığın temeli olarak belirlemektedir. Surenin, insanı
yaratıcısıyla ve hemcinsleriyle uyum içinde yaşatmak şeklindeki evrensel hedefi
gerçekleştirmeyi hedef edindiği dikkate alınırsa onun sadece Kur’an’ın özü
değil aynı zamanda bütün hak dinlerin de özü olduğu sonucuna varılabilir.
Diğer dersler öğretim konusu
hâline getirilmişse, din de bu sebeplerden dolayı öğretim konusudur şeklinde
olacaktır. Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi,
beceri edinmelerinde yardımcıdır. Okul programında yer alan derslerin ortak
hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını
öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir
bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Din dersi,
diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek
bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. İnsan, kendi varoluşuyla
beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru
anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi
kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış
geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına
alınabilir ve okul programında yer alabilir. Her dersin bir öğretim amacı
vardır. Her ders bireye bir şeyler katar. Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizde
bu hususlara dikkat etmeliyiz ve önem vermeliyiz. Bütüncül bir yaklaşım içinde
okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı,
onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir.
Bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde öğretme
vb. pek çok işlevi olan okul programlarının içinde, din olgusu doğal olarak yer
alır. Surede, Müslümanlar için toplum
hayatının ve toplumsal dayanışmanın önemini, cemaat ve ümmet şuuruyla birlik ve
beraberlik içinde hareket etmeleri gereğini ortaya koyar.
Okul, din olgusunu ihmal ederse
görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür.
1- İnsanî
amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan
dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.
2- Kültürel
amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir
bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.
3- Toplumsal
amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla
yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.
Kendi başına düşünmeyi öğrenen
insan ise pek çok kabiliyetini kullanmak zorundadır. Olguları tanıma, akıl
yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi
kabiliyetler düşünen bir zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır. Bu faaliyetin
içinde olguları tanıtma, anlatma, olgular üzerinde düşünme ve olguları anlamlı
bir zenginlik içinde sunma eylemlerinin bulunduğuna satır aralarında işaret
ettik. Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz
inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en
önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz
demektir. Seçenekler arasında düşünüp taşınma bir “seçme” işidir. Yani insan
için farklı hedefler vardır. İnsan bunlardan birini akli olarak seçer. Seçimi
yapabilmesi için seçenekler hakkında bilgi sahibi olunması ve kişinin onlarla
kendisi arasında bir istek bağını kurması gerekir. Hüküm böyle verilir, eylem de
bu hükmün sonucunda oluşur. Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana
ait olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçtan da, kendisi
sorumludur. Fatiha suresini okuyan anlayan ve anlamlandıran birey bu tüm
söylenilenlere dikkat eder. Eylemlerinden de sorumlu olan birey Fatiha
suresinin bildirdiği gibi ceza gününün sahibi olan Allah’ın bu yanlış
eylemlerden kötülüklerden dolayı ahiretteki karşılaşması verilir. Fatiha
suresini hayatına anlamlandıran uygulayan birey kendi seçimlerini doğruyu takip
ederek yapar. Din öğretiminde
öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve
haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu
anlatılır. Müslüman bir toplum ve
Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği
gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramlarıyla düşünüyoruz. Din
öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve
uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Fatiha suresi
de başlangıç suresi olarak öğrenciye doğruyu, Allah’ın birliğini, Allah’a hamdı
anlatıyor. Allah’tan doğru yolda olmayı, gazaba uğramamış kimselerden olmayı
istiyoruz. Yardımı Allah’tan diliyoruz.
Tüm dersler din öğretimi de dahil
öğrencileri düşündürmelidir. Öğretmenler öğrencileri düşündürmelidir öğrenciler
düşünebildikleri zaman başarırlar. Böylece öğretim süreci içinde insanın
zihnindeki karışıklıklar çözümlenebilir, seçenekler belirgin hale gelebilir ve
insanın “bu iyidir” “bu ise kötüdür” yargılarını hayata geçirebilmesine yardımcı
olur. Sureden anlaşılacağı üzere doğru yolda olmak ve Allah’ın bize
söyledikleri yapılmalıdır. İnsanları kırmamak, kötülük yapmamak, yardımsever
olmak gerekir. Örneğin sure ibadet etmemizden bahseder. Sosyal Bilgiler dersi de
güzel ahlaktan, israftan kaçınmaktan, çevreyi temiz tutmaktan, tutumlu
olmaktan, bilinçli tüketici olmaktan bahseder. Fatiha suresi de bizden bunları
istiyor.
SEYİDE PORTUL/17040370/SÖ
DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? - PROF. DR. MUALLA SELÇUK MAKALESİNDEN
SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM
Sunumda ele aldığım
kazanım, 4.3.2. insan ilişkilerinin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve gerekliliğini
savunur. Makale kazanımı ilişkilendirdiğimde ise öğrencilerin bu kazanıma gelen
kadar belli bir sevgi ve saygı anlayışlıları bulunduğunu göz önüne alarak
dininde sevgi ve saygıya bakış açısını sunumumda kullanarak yararlandım. Sevgi
ve saygının önemini sadece aile de ya da çevrelerinde edindikleri bilgilerle
yetinmeyip öğrencilerin bu konu bakımından ufuklarının gelişmesinde ve sevgi ve
saygının önemi, gerekliliği hakkında daha çok düşünme sağlanması için sunumumda
makaleden yola çıkarak düzenlemeler yaptım. Öğrencilere sevgi ve saygının
gerekliliği bilgisini dini ve disiplinlerarası bakış açısından bir bütün olarak
sunulmasının sağlanmasında makalede yer alan bilgiyi çok boyutlu olarak sunabilmek
kavramı üzerinde geliştirilerek sunuma yansıtıldı. Sevgi ve saygı değerleri
evrensel birer değer oldukları için aslında makalenin de okuldan istediği öğrencilere,
dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı ilkesinden yola
çıkılarak dinin sevgi ve saygı nasıl ele aldığı sunum ile öğrencilere
sunulmaktadır. Öğrencilere sevgi ve saygı olguları tanıtarak, günlük
yaşantılarından örnekler vererek bu olgular üzerine düşünmeleri sağlanmıştır.
Öğrencilere sunuda sevgi ve saygı üzerinden düşündürmek makalede sözü geçen “seçilecek
olanı dayatmak yerine seçmeyi öğretmek” ifadeleri de temel alınmıştır. Sunuda
yer alan aileye, akrabaya, arkadaşa olan sevgi ve saygıdan bahsedilirken
öğrenciye bir dayatma olarak değil de örneklerle düşünmesini sağlayarak
çevresindeki insanlara olan saygı ve sevgisini kendi seçebilsin. Öğrenci bu
sayede din de seçme ve eylem özgürlüğünün olduğunu kavrayacaktır.
SEYİDE PORTUL/17040370/SÖ
DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? - PROF. DR. MUALLA SELÇUK MAKALESİNDEN
SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM
Sunumda ele aldığım
kazanım, 4.3.2. insan ilişkilerinin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve gerekliliğini
savunur. Makale kazanımı ilişkilendirdiğimde ise öğrencilerin bu kazanıma gelen
kadar belli bir sevgi ve saygı anlayışlıları bulunduğunu göz önüne alarak
dininde sevgi ve saygıya bakış açısını sunumumda kullanarak yararlandım. Sevgi
ve saygının önemini sadece aile de ya da çevrelerinde edindikleri bilgilerle
yetinmeyip öğrencilerin bu konu bakımından ufuklarının gelişmesinde ve sevgi ve
saygının önemi, gerekliliği hakkında daha çok düşünme sağlanması için sunumumda
makaleden yola çıkarak düzenlemeler yaptım. Öğrencilere sevgi ve saygının
gerekliliği bilgisini dini ve disiplinlerarası bakış açısından bir bütün olarak
sunulmasının sağlanmasında makalede yer alan bilgiyi çok boyutlu olarak sunabilmek
kavramı üzerinde geliştirilerek sunuma yansıtıldı. Sevgi ve saygı değerleri
evrensel birer değer oldukları için aslında makalenin de okuldan istediği öğrencilere,
dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı ilkesinden yola
çıkılarak dinin sevgi ve saygı nasıl ele aldığı sunum ile öğrencilere
sunulmaktadır. Öğrencilere sevgi ve saygı olguları tanıtarak, günlük
yaşantılarından örnekler vererek bu olgular üzerine düşünmeleri sağlanmıştır.
Öğrencilere sunuda sevgi ve saygı üzerinden düşündürmek makalede sözü geçen “seçilecek
olanı dayatmak yerine seçmeyi öğretmek” ifadeleri de temel alınmıştır. Sunuda
yer alan aileye, akrabaya, arkadaşa olan sevgi ve saygıdan bahsedilirken
öğrenciye bir dayatma olarak değil de örneklerle düşünmesini sağlayarak
çevresindeki insanlara olan saygı ve sevgisini kendi seçebilsin. Öğrenci bu
sayede din de seçme ve eylem özgürlüğünün olduğunu kavrayacaktır.
SÖ GİZEM ÖZYILDIRIM 18040299
Bütün dersler gibi din kültürü ve
ahlak bilgisi dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı
kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmeyi hedefler. Din
kültürü ve ahlak bilgisi dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve
gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır. Bu özelliği ile din kültürü ve ahlak bilgisi dersi diğer
derslerle belirli konularda bütünlük içinde çalışmaktadır ve disiplinler arası
hareket etmektedir.
Okul programında yer alan
derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun
değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir.
Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey
değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok
boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir
öğretim yolu benimsemektir. Okul programında yer alan derslerin ortak hedefler
doğrultusunda belirlediği bazı ortak kazanımlar bulunmaktadır. Bu kazanımlar
çerçevesinde baktığımızda din kültürü ve ahlak bilgisi dersi; özellikle sosyal
bilgiler, hayat bilgisi ve Türkçe dersleri ile yakından ilişkilidir. Okul
programında yer alan derslerin birbirleriyle ilişkili olmaları programın
bütününe odaklanırsak bilginin bütünlüğünü ve disiplinler arası geçişliliği
sağlamaya olanak sağlamaktadır.
Sunum hazırladığım kazanım “4.4.1.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini açıklar. Hz.
Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu çevrenin sosyal ve dinî özelliklerine yer
verilir.” Bu kazanımın sonunda
öğrencilerin Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu ve yaşadığı çevrenin özelliklerini
sosyal ve dini özellikler bağlamında bilmesi ve gerektiği durumda
açıklayabilmesi beklenmektedir. Bu kazanım okul programlarını incelediğimiz
zaman sosyal bilgiler dersi kapsamında da konu olarak yer almaktadır. Bu
bağlamda din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile sosyal bilgiler dersi Hz.
Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu çevre, doğduğu çevrenin sosyal ve dini özellikleri
konuları bakımından bilgi bütünlüğü oluşturmaktadır ve aynı konulara yer
verilmesi ve dersler arası paralel konuların yer alması nedeniyle de
disiplinler arası bir özellik göstermektedir.
SÖ-3.SINIF/ ALPEREN ÇELİK/18040262/ ÖDEV-4
ϟ TAHLİL EDİLEN MAKALELER:
Din öğretiminin kuramsal temelleri.
Din öğretimi özgürleştiren bir süreç olabilir mi?
ϟ AÇIKLANMAYI BEKLEYEN HUSUSLAR
Bilginin bütünlüğü ve disiplinlerarası çalışma ilke-yaklaşımlarının Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin öğretiminde ve oluşturulan ders içeriğinde kullanımının gereklilikleri ve beraberindeki getirileri.
Hazırlanacak sunumun içeriğine; makalelerde ele alınan yöntem sorunlarının felsefi, bilişsel ve duyuşsal boyutlara yönelik cevaplarının katkısı.
Makaleler arasında tartışılan konuların yöntem sorunu olması hasebiyle bir benzerlik söz konusudur fakat kuramsal temellerin ele alındığı ilk makalede “nasıl bir din öğretimi?” sorusuna cevap aranırken din öğretiminin özgürleştiren bir süreç olup olamayacağının tartışıldığı diğer makalede ise yöntem için “nasıl” sorusunu eksene almaktan ziyade “neden din öğretimi?” sorusu ile din öğretiminin okullarda okutulması gereken bir ders olmasının gerekçelendirilmesi üzerine bir tartışma yürütülmüş ve her iki makalenin de konuları ele alış biçimleri, doğru soruları sorarak doğru yanıtlar vermekte muktedir oluşlarıyla öğretmenlere ve öğretmen adaylarına farkındalık verebilecek düzeyde oldukları su götürmez bir gerçek olarak tarafımdan kabul görmüştür.
İlk makaleden edindiğim kazanımlar şu şekilde sıralanabilir:
Din öğretiminin kuramsal temelleri üzerine yöntem tartışması ve temellendirmesi ihtiva eden ilk makaleden edindiğim kazanımların başında okulun genel akademik başarısında ve eğitim amaçlarına erişiminde din dersinin üstlendiği rolü ve teslim edilmesi gereken önemini kavramam gelmektedir.
Bu kazanımı, öğrencilerin zihinsel gelişimine katkı sağlayacak üst bilişsel etkinlerin din öğretiminde nasıl kullanılacağı ve zihinsel gelişimlerini diğer dersler kadar nasıl besleyebileceği üzerine edindiğim farkındalık takip etmektedir.
Doğru bir kavram sistemi üzerine oturtulan öğretim yönteminin kavram yanılgıları ve bilgi düzeyindeki eksiklikleri gidermede başarılı olarak öğrenme etkinliklerinin daha da içselleştirilmesine pozitif yönde katkı sunacağı sonucunu çıkardım.
Yöntem olarak saygının temel alındığı bir yaklaşımda öğrencinin ilgisine ve istifadesine sunulan muhtevanın bir yığın olmaktan ziyade çözümlenmeye ve yorumlanmaya açık bir nitelikte olmasının gerekliliğini takdir edebildim.
Temelinde saygı fakat amaçlı, farkındalık eseri bir saygı temelli yöntemle bilgi düzeyindeki öğrenmelerin çözümlenmiş ve öğrenciyi etken bir konuma taşıyacak bilinç düzeyine dönüşmesi mümkün olacaktır.
Diğer derslerin öğretim programında oluşlarının gerekçesi ne ise din dersinin de programda yer bulmasının gerekçesi aynıdır.
Öğrencilerin öğretmen rehberliğinde gerçeği yorumlama sürecinde dinin getirdiği dünya görüşünü temel ilkeleriyle tanımalarının önemini kavradım.
Din dersi vasıtasıyla değer aktarımının sağlandığı ve yoksunluğunda değer aktarıcı konuma kültürümüzün içinden veya dışından istenmedik değerleri aktaran odakların türeyeceğini kestirebildim.
Kendi başına düşünebilme faaliyetlerinin öğrencilerin bilgisine vakıf olduğu konularda onları özgürleştirecek ve eylemlerini özgür eylem kılacak nitelikte olduğunu kavradım.
Değerleri bir otorite olarak tanıyarak onlara edilgen bir vaziyette ve dogmalara kapı aralayarak bağlanmak yerine otoriteye etkin bir şekilde bağlanmanın ilkeli bir yaşamı bireylere sunabileceğini takdir edebildim.
Otoriteye etkin bir şekide boyun eğişin sorumluluklardan kaçış olmadığını ve değerler otoritesini reddetmenin bireylere özgürlük sağlamadığını kavradım.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin akıl sahibi bireylere seçimlerinde doğruyu ve kaçınılmaz olarak da eylemlerinde doğruyu bulmaları için bilgi kaynağı niteliğinde oluşu sonucunu çıkardım. Bireylere seçme ve eyleme özgürlüğünü sunmakla beraber sonuçlarından da sorumlu olacakları üzerine özgürleştiren din öğretim felsefemi temellendirdim.
Bu makalede tartışılan yöntem sorununun ilk makaleye kıyasla daha çok felsefi bir temel üzerinden yürütüldüğünü ve öğrencilere sunulacak içeriğin katılımı, çözümlemeyi ve yorumlamayı teşvik eden nitelikte olacağı problem çözücü yöntemle verilmesi gerektiği sonucuna vardım.
Öğretimin kavramsal temel üzerine doğru ve güvenilir bir vaziyette oturmasını sağlamak için kavram içeren durumlarda Dini Terimler Sözlüğü ve TDV İslam Ansiklopedisini kaynak olarak kullandım.
Türkçe ve Sosyal Bilgiler dersinde yer alan yazılı, sözlü ifade becerileri ve sosyal katılımı teşvik eden kazanımları kendi kazanımımla bütünleştirerek bilginin bütünlüğü ve disiplinlerarası çalışma zeminini hazırladım.
Sunumumun başında örnek olay verdim ve olayın içerisinde doğru bilgiye ulaşmada müslümana düşen sorumluluğu ve zanda bulunmama erdemini ortaya çıkardım. Öğrencilerin çözümlemesine ve yorumlamasına açık, hayatın içerisinden bir muhteva niteliği taşıyan bir örnek olay sunarak bilginin reel hayatla da bütünlüğünü kurmuş oldum.
Maddi ve manevi temizliğin kendi içlerindeki önemleri ve maddi temizlik koşulunun sağlanmasının manevi temizlik için zemin hazırladığını örneklendirdim, bilgi bütünlüğünü sağlamış oldum.
İlim-İrfan-Hikmet hiyerarşisini kendi hakikat arayışımda da ölçü kabul ettiğim için sunumda yer verdiğim bilgilerin, becerilerin ve tutumların da kendi içlerinde bu koşulu sağlamasına özen göstererek sadece mesleki yeteneklerimi değil aynı zamanda insani sezgilerimi de işin içine katmayı hedefledim.
Havva Nur
CENGİZ 18040259 SÖ-3
“DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN SUNUMUM İÇİN
YARARLANDIKLARIM
Sunumumun konusu olan kazanım: “4.5.2. Temiz
ve düzenli olmaya özen gösterir.” Bu sunumu hazırlarken makale ile
ilişkilendirdiklerim ve yararlandıklarım şunlar oldu:
· “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.”
Makaledeki bu cümle ile sunumumun
konusu olan kazanımı ilişkilendirdim. Temiz ve düzenli olmak din öğretiminde
var olduğu gibi kültürümüzde de mevcuttur. Bu sayede kültürümüzü anlamaya
katkıda bulunur ve yardımcı olur.
· “Okul programında yer alan derslerin ortak
hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını
öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir
bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”
Kazanımda yer alan bilgi öğrenciyi
yetiştirmek, topluma hazırlamak ve değer yargılarını öğretmenin dahilindedir;
insan yetiştirme olayıdır. Bu sebeple bu bilgiyi de ilişkilendirdim.
· “Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına,
toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan
programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış
değişikliği meydana getirmeye çalışılır.”
Bu kazanım doğrultusunda öğrencinin
ihtiyacı olan temiz ve düzenli olma davranışı kazandırılır. Bu öğrencinin
ihtiyacı olduğu gibi toplumun beklentilerinde de yer alır. Bu hususta
davranışlarına etki edilmeye çalışılır. Bu bilgiyi ilişkilendirmemim sebebi
budur.
· “Okul programında yer alan bilgiler için ilk bakışta
“uzun vadeli bilgiler” nitelemesini yapmak mümkündür. Uzun vadeli bilgilerden
kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan
bilgilerdir.”
Kazanımda yer alan bilgi hayatta
karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olacak bir bilgidir, bu sebeple
bunu da ilişkilendirdim.
· “Bütüncül bir yaklaşım içinde okul,
öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara
gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir.”
· “Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu
olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla
bütünleşmek.”
Kazanımda
yer alan temiz ve düzenli olmak sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye etki
edeceğinden bu kazanımın amacı toplumsal amaca girer. Bu sebeple bu bilgiyi
sunumunla ilişkilendirdim.
Sunumumun konusu olan kazanımı disiplinler arası
özelliği bakımından düşündüğümde Hayat Bilgisi dersi ile ilişkilendirdim. Hayat
Bilgisi öğretim programında yer alan “Tuvalet kullanma ve temizlik alışkanlığı
geliştirir.”, “Kişisel bakımını düzenli olarak yapar”, “Doğayı ve çevresini
temiz tutma konusunda duyarlı olur.”, “Sağlıklı bir yaşam için temizliğin
gerekliliğini açıklar.” gibi kazanımları din öğretiminde yer alan ve dinimizin
gerektirdiği temiz ve düzenli olma konusu ile doğrudan ilişkilidir. Bu kazanım programlarını incelediğimiz zaman Hayat Bilgisi
dersi kapsamında konu olarak yer almadığından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi
ile Hayat Bilgisi dersi temiz ve düzenli olmak konuları bakımından bilgi
bütünlüğü oluşturur.
“DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN ELDE ETTİĞİM
ÇIKARIMLAR
Fatma Ceyda YILMAZ
18040319- SÖ
“Eğitim,
genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”
Bu cümleden hareketle
şunu söyleyebiliriz. Eğitimin derdi, insanı yetiştirmek ve iyi bir birey olarak
topluma kazandırabilmektir. Bu noktada okul programında var olan her dersin
amacı ortak bir paydada toplanır. Din öğretimi de diğer dersler gibi ve diğer
dersler ile bireyi gerçekleştirerek, kültürün ve toplumun değerlerinin
taşıyıcılarını ortaya çıkarır. Din öğretimini programdaki diğer derslerle bir
bütün olarak ele almak önemlidir. Disiplinler arası çalışmanın gerekliliği
amacın ortak olmasının bir sonucudur. Çünkü disiplinler arası öğretimde hem
konu bütünlüğü sağlanır hem de öğrencinin o konuyu başka disiplinlerden görme
ve inceleme imkânı oluşur. Böylece dinin aslında diğer derslerden apayrı bir
konuma yerleştirilme algısının da önüne geçilebilir. Sunumumuzu hazırlarken
diğer derslerin kazanımları ile ilişki kurmamız bu açıdan değerlidir. Örneğin
‘İnsani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygı’ konusunun öğrenci tarafından
önceki sınıf kademelerinde başka bir derste görülmüş olup, konuya din açısından
bakış açısının oluşturulması isabet olmuştur.
Diğer dersleri neden
okulda öğrenciye sunuyorsak din dersini okulda sunuş amacımız da aynıdır. Çünkü
okul, hayata dair bilgi ve becerilerin sistemli olarak sunulduğu bir kurumdur.
Öğrenen ve öğreten ilişkisi sadece okula mahsus bir özellik değildir. Çocuk okul
olmasa da öğrenebilir düşüncesi tek başına doğrudur ancak eksiktir. Zihnindeki
şemaya yerleştirebilmesi ve diğer disiplinlerle olan ilişkisini görebilmesi
okulda sağlanır. Öğretmenlerin bu süreçte öğrenciyi aktif kılması ile bilgiler
ezber yığınları olmaktan sıyrılır.
Bilginin bütüncül
olarak verilmesi konusunda “Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan,
öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile
karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” cümlesi
önemli bir duruma değinir. Gerçeğin verildiği noktada din bunu nasıl yorumluyor
ve hayatımızda bu kadar geniş bir zamanda var olan okulda bunu bütünsel olarak
nasıl ele alıp yorumlayabiliriz soruları temelimizde olmalıdır. Davranış ve
değerlerin kazandırılmasında şüphesiz din kavramının rolü büyüktür.
“Öğretmen konuyu salt
önemli olduğu için aktarmayacak, öğrencilerini konuşturma, konu üzerinde
düşündürmeye yöneltecektir.”
Öğrenciyi sürece dahil
etmek de onun özgürleşmesinde önemli bir etken olacaktır. Din öğretimi dogmatik
bilgilerin empoze edilmeye, ezberletilmeye çalışılması değildir. Öğrencilere
sorgulanabilir ve incelenebilir bir alan olduğunu, bu konuda özgür olduklarını
hissettirmemiz gerekir. Verilen bilginin hemen kabul edilmesini ya da tek
seferde reddedilmesini değil, analiz edilip değerlendirildikten sonra bir
sonuca ulaşılmasını hedeflemeliyiz. Onların zihinsel faaliyetlerini aktif
kılmak, olabildiğince sorgulamaya ve araştırmaya yöneltmek öğretmenin
görevidir. Hazırladığım programda sevgi ve saygı kavramlarını ele alırken
olabildiğince somut örneklere dönük, cevabı buldurmaya yönelik sorular yer
vermeye gayret ettim. Özellikle ayet ve hadisleri sıkça kullanarak bu sözlerin
içerdiği anlamları öğrencilere tartıştırarak ilerlemeyi uygun buldum. Her ne
kadar bunlara yer versem de tam anlamıyla öğrenciyi sıkı bir araştırmaya teşvik
eden uygulamalar olmadı. Fakat düz aktaran- aktarılan ilişkisini oluşturmamaya
da gayret ettim. Konunun günlük hayata aktarılması açısından, öğrenciyi sevgi
ve saygıyı eyleme dönüştürebileceği bir etkinlik ile (huzurevi ziyareti)
derinleştirme aşamasını gerçekleştirmesini uygun buldum. Ayrıca değerler
eğitiminde etkili olabileceğini düşündüğüm drama çalışması ile öğrencinin
‘seçme’ yapmasına fırsat tanıyabileceğimi düşündüm: “Öğrenciye “Seçilecek olan”ı
dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek.” Öğrenci seçtiklerinden sorumlu
olduğunun farkında olduğu zaman gerçekten din öğretimine temel oluşturabiliriz.
Çünkü seçmek bireyin kendisinde irade olduğunu, sorumluluk alma gerekliliğini
fark eder ve çeşitli tecrübeler yaşamasına olanak sağlar.
FATMA
KÖRKOCA-18040284 SINIF
ÖĞRETMENLİĞİ-3
· Sunu ödevimde bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi planladım. Bunu yaparken ilk önce neden öğrencilere bu kazanımı öğretmeliyim? Bunu düşünmem gerekir. Makalenin giriş kısmında Din niçin okulda öğretim konusudur? Sorusu cevaplanmış. Din konusunu neden öğrettiğimi daha iyi anlamam için makalenin bu kısmından yararlandım.
·
Okulun
aktarma iddiasında olduğu bilgiler bu tür bilgilerdir. Öğrencilerin, ileriki
yıllarda hayatlarında yönlerini bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir.
Okulda öğrendiğimiz bilgilerin büyük bir kısmını, meselâ, tarih bilgilerimizin
çoğunu unutuyoruz. Fakat öğrendiğimiz bu bilgiler, bir yetişkin olduğumuzda
bize bir tarih kitabı okumak veya bir tarihî eseri anlamak imkânı sağlıyor.(2.
Sayfa)
Makalenin bu kısmında çocuğun okulda ne gibi becerileri edinebileceği konusunda bilgi veriliyor. Buradan yararlanarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi çocuğa yaşam boyu neler kazandırabilir? Bu konuda fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Sunum ödevimde de Salli ve Barik duaları olan kazanımım çocuklara ne katabilir? Bu konuda yararlandım.
·
Kavramların
ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları
tanımlamaktan geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu
kez yanlı bir fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir. Bunun örnekleri pek
çoktur. Örneğin “insan”la ilgili bir tanım yapmak durumunda insan için geçerli
birçok anlamdan biri onaylanabilir ve diğerleri ise hükümsüz kalabilir. Bu
tanımlardan en tipik olanı insan için yapılmış olan “hayvan-ı natık” tanımıdır.
“İnsan düşünen bir canlıdır.”, “İnsan inanan bir varlıktır.” önermelerinin bu
anlamda birbirinden farkı yoktur.(4.sayfa)
Sunu ödevimde kazanımların açıklamasında geçen ve öğrencilere verilmesi gerenken kavramları belirlerken, öğretirken nelere dikkat edeceğim konusunda makalenin kavramlarla ilgili olan açıklamalarından yararlandım.
· Özgürlük kavramı
Makalede din öğretimi ve özgürlük kavramı üzerinde durulmuştur. Din öğretiminin özgür bir birey olmaya etkisinin olup olmadığı tartışılmıştır.
Özgür düşünebilmek
bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır. Söz gelimi burada konumuzla
ilgili olarak en yalın bir biçimde şöyle diyebiliriz: Sahip olduğumuz inançları
söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor
ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya
açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.(sayfa 9)
Burada da belirtildiği gibi din öğretiminin özgür birey olma konusunda engel olma gibi bir durumu yoktur.
Makalede geçen şu
cümlede cümlede aslında dinde zorlama olmadığı çok açık bir şekilde
anlatılmıştır: Öğrenciye “Seçilecek
olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek.
Bütün bunlar dikkate alınarak din öğretimi gerçekleştirirken nasıl bir yaklaşım izleyeceğimiz ve öğrenciye karşı tutumumuz konusunda bize bilgi verir.
· Özgürlük-Din Öğretimi ve Yöntem Sorunu
Etkili öğrenmenin en
iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip
bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları,
fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri
ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim
ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.(sayfa 16)
Makalenin bu kısmında ise ders planımı hazırlarken öğrencilere ne tür sorular yönelteceğim, onların kavramlar hakkında düşünmelerini nasıl sağlayacağım konusunda bilgi edindim. Makalede bankacı model ve problem çözücü model anlatılmıştır.
Bilginin bütünlüğü
Okulun görevi
bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe
saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun
olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile
karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.(3. Sayfa)
Makalede de belirttiği gibi bilginin bütünlüğü, çok boyutlu olması önemlidir. Okulun görevlerinden biri de bu şekilde öğretmeyi gerçekleştirmek olduğu vurgulanmıştır. Okulda Din eğitimi makalede üç amaca bağlanmıştır. İnsani, kültürel ve toplumsal amaçlar. Din dersinde öğretilenlerin bu başlıklar altındakilere ne gibi etkileri vardır, çocuk öğrendiklerini okuldaki din eğitimi ile diğer kavramlar arasındaki ilişkiyi nasıl keşfedebilir? Bu soruların cevapları makalede vardır.
Disiplinlerarası
çalışmak
Bir başka deyişle
okuldaki eğitim ve öğretimi etkileyen faktörler arasında iki faktör sürekli
gündemdedir. Bunlardan biri kalıtım faktörü diğeri ise çevre faktörüdür.
Birincisinde insanın yaratılışı (fıtrat) gereği taşıdığı özellikler ağırlıklıdır.
İkincisinde ise, kişinin hayatı boyunca kazandığı veya kendisine kazandırılan
özellikler öncelik taşır. Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizde her iki husus da
göz önüne alınmak durumundadır. İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi
dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama,
algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi
kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış
geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına
alınabilir ve okul programında yer alabilir.(3. Sayfa)
Din dersinin diğer derslerle olan ilişkisini ele almalıyız. Sadece dini konuları değil bu konuların hayatımızın hangi alanlarıyla bağlantılı olduğunu çocuklara hissettirmemiz gerekir. Örneğin din kazanımlarında temizlikten ve güzel ahlaktan bahseden konular vardır.
Sunumda ele aldığım
konu Fatiha suresini okunup anlamının öğrenilmesine ilişkindir. Bu kazanıma ilişkin oluşturduğum sunumda Mualla
Selçuk’un DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? Makalesinde yer alan Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini
ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır”
sözlerini kullandım. Çünkü Fatiha suresi okunmasının yanında bize verdiği
mesajlarda önemlidir. Fatiha suresinde yer alan dualarda “biz” anlayışı hakimdir.
Müslüman kişiler yalnızca kendileri için değil tüm müslüman kardeşleri için dua
eder. Bu durum artık islam kütürünün bir mirasıdır ve bu şekilde nesilden
nesile aktarılmaktadır.
Makalede “uzun vadeli
bilgiler”den ve bunun öneminden bahsediliyor. Fatiha suresi Allah’ın kelamıdır.
Aslında uzun vadeli bilginin ötesinde dünyanın sonuna kadar en değerli bilgiler
arasında olacaktır. Yani Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta
karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir. Aslında okullarda
verilen tüm derslerin de asıl amacı budur. İşe yaramayacak gereksiz bilgi
vermek okulun amaçlarından değildir. Buradan din kültürünün diğer disiplinlerle
ilişkisi ve ortak yönleri anlaşılır. Eğitim verilirken öğrencilerin fıtri
özellikleri son derece önemlidir. Bu göz ardı edilerek bir program işlevsel
olamayacaktır. Fatiha suresi, diğer disiplinlerde olduğu gibi insanın fıtratına
uygundur ve aradığı sorulara cevap mahiyetindedir.
Okulda
bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak son derece önemlidir. Fatiha suresinin
anlaında da aslında bu vardır. Örneğin nerelerde Fatiha suresinin okunacağı
anlamında gizlidir. Makalede yer alan bilgiler “bütüncül bir yaklaşım” içinde okul,
öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara
gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir”. İfadeleri
yer almaktadır. Buradan da anlaşılacağı üzere okul, din hakkında bilgi vermeyi
reddederse amacını gerçekleştiremez. Çünkü insan öğrendiği tüm bilgileri
aslında bir temel üzerine oturtur. O temel dindir. Fatiha suresi özellikle anlamı bakımından o temeli çok sağlam biçimde
ifade etmektedir. Yani öğrenilen bilgileri bütünleştirmektedir. Makalede yer
alan amaçlardan 2si, Fatiha suresiyle yakından ilişkilidir;
1.Kültürel amaç: Çağdaş kültürü
damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir
bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak. Burada “biz”
şeklinde dua edilmesi önemlidir.
2. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla
sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî
ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek. Burada Fatiha suresinde yer alan
davranışlar aslında toplum yararınadır ve ahlaklı toplum için yol göstericidir.
Makalede geçen “Olguları
tanıma, akıl yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma,
değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen bir zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır.”
Sözler yine disiplinler arası ilişkiyi ve bilgi bütünlüğünü öne çıkarmaktadır. Makalede seçim konusu üzerinde durulmaktadır. Önemli
olan seçtirmek değildir. Doğru olanı seçmeyi öğretmektir. Fatiha sruesinde yer
alan ifadelerde buna uygundur. Fatiha suresi güzel ahlakı tanımlar. Çeşitli durumlarda
seçmeyi insana bırakmıştır.ayrıca disiplinler ve okulun amacı da budur. Din öğretimi
hem diğer disiplinlerle iç içedir hem de onlarla beraber bir bütünü
oluştururlar. “zorla” öğretimi savunmazlar. Sadece yol gösterici rehber
konumundadırlar. Gerisi insanın mantığına ve içinde bulunduğu şartlara
bağlıdır.
Özetle; din öğretimi
öğrencilerin diğer alanlarda olduğu gibi öğretmen rehberliğinde araştırıp,
inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Fikirleri ortaya çıkartır,
muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Araştırma, bulma, inceleme ve
sorgulama sürecidir.
BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ VE DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMAK
AÇISINDAN “DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNİN İNCELENMESİ
Din kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin
amacı diğer derslerde de olduğu gibi bilginin doğru kaynaklardan, doğru
sorularla ve doğru bir yöntemle kazandırılmasıdır. Bilinmeden inkar edilen
bilgi kadar, sorgusuz sualsiz kabul edilen bilginin de geçerliliği yoktur. Bir
otoritenin varlığını kabul ederken düşünme özgürlüğünü kullanmak sağlıklı bir
bağlanmayı sağlar. Öğrencinin kendi iradesiyle yaratıcı bir varlığa inanmayı
seçmesi için gerekli bilgileri vermekten ziyade, Neyi? Neden? Nasıl? Seçmesini
gerektiren soruları ona sorduracak rehberliği yapmalıyız. Bu dersin kapsamında
ele aldığım “4.1.2. Tekbir ve salavatı söyler.” Kazanımı günlük hayatta
etrafımızdaki insanlardan sık sık işittiğimiz, ve günde beş defa her okunan ezanda
söylenen tekbirin ve salavatın anlamının öğrenilmesi, çocukların da
zihinlerinde Arapça anlaşılmaz, birkaç cümle olmaktan öteye geçecek, ve
seçimleri için bir yön tayin edecektir.
Sunumu
hazırlarken kendini ifade etme becerilerinin gelişmesi için duygu ve
düşüncelerini belirtmelerini istedim. Yazmak düşünmeyi, düşünmek ise tekrar
tekrar sorgulamayı sağlar. Çünkü Din
Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersinden beklediğimiz körü körüne bağlanmak ve
inanmak değildir. Doğruyu ve yanlışı bilmesi ve ayırt edebilmesidir. Sunumumda
dikkat ettiğim ikinci nokta öğrencinin bilgiyi duyduğunda araştırma yapmaya
gitmesidir. Coğrafya dersi ile bağdaştırarak verdiğim araştırma görevi ile de
bunu sağlamaya çalıştım.
“DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNİN SUNUM ÖDEVİNE ETKİSİ
Kübra Sevindik 18040303 Sınıf
Öğretmenliği
Sunumu
hazırlarken makalede okulun, öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel
ilkelerini tanımasını sağlayarak gerçeğin dini açıdan yorumlanması hakkında
ilgi vermesi gerektiğine değinmiştir. Buradan yola çıkarak sunumda öğrencilerin
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) güzel ahlakını kendi hayatlarında uyguladıklarında
nasıl bir değişim yaşadıklarını görmelerini sağlayacak bir etkinliğe yer verdim.
Bu etkinliğin sonunda öğrenciler sadece din dersinin kazanımları kapsamında
tutum ve davranış kazanmamaktadır. Sunum
sonunda da yer verildiği gibi Hayat Bilgisi dersi kapsamında da birçok
kazanımlarını kapsayacak şekilde etkinliğe yer vermeye çalıştım.
Din dersi özgürlük kısıtlayıcı bir
ders değildir. Öğretmen, öğrencilerine din hakkında gerekli bilgileri
öğrencilerin sorgulayarak düşünerek bilgiyi öğrenebilecekleri bir ortam
hazırlamalıdır. Bu sayede öğrenci din hakkında bilgileri kendi kendine
benimsediği için de beyin yıkama gibi bir şey söz konusu bile değildir.
Öğrencilerin etkin katılımıyla sürdürülen ders öğretmenin bilginin bütünlüğü
ilkesine göre düzenlemiş olduğu bir açıklamaya açıklaması ile devam eder. Sunum
hazırlama aşamasında verilen bilgilerin kaynaklarının güvenilir olmasına dikkat
ettim. Öğrencilere ne kadar doğru bilgiler aktarırsak onlara doğru düşünme
ortamları sağlamış oluruz.
Makalede de bahsettiği gibi genel din öğretiminde ve
kazanımımla ilişkili olarak, “öğrenciye bilgiyi çok boyutlu olarak sunmalı ve
gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu
benimsenmelidir”. Kazanımım olan ‘’Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile büyüklerini
tanır.’’ Peygamber Efendimizin (s.a.v.) aile bireylerini ve ilişkilerini
anlatırken bütüncül bir yaklaşım ile ailevi ilişkileri dini açıdan
yorumlayacağı konusunda bilgi vererek anlatmalıyım. Sunumumda öğrencilere aile
kavramıyla ilgili, Peygamber Efendimizin ailesini neden tanımamız gerektiğine
yönelik sorular sorarak aralarında
tartışarak önemini kavramalarına yardımcı olmaya çalıştım. Aile ilişkileri
nasıl olmalı, konusunda Hz. Peygamberimizin aile ilişkilerinden örnek vererek
öğrencilerin bu bilgiyi aktarırken bütünsel olarak yapmalıyız. Öğrenciye gerektiğinde
bilgi aktarımı yapılmalı ama genel olarak öğrencilerimize bilgiye giden yolda
rehber olmalıyız. Öğrencilere kazanımımla ilişkili ve yaş düzeylerine uygun
olan Hz. Peygamberimizin ailesini ve aralarındaki ilişkiyi anlatan metinler
sunarak onlarla birlikte metinden çıkarımlarda bulunmalarını, fikirler ortaya
koymalarını veya Peygamber Efendimizin ailesi ile ilgili, doğru bilgiye
ulaşacakları kaynaklarda yönlendirerek, araştırmalar, inceleme ve sorgulama
yapmalarını isteyebiliriz. Kazanımla ilişkili bol bol soru sorulmalı ve
öğrencilerin düşünmelerini ve sorgulamalarını sağlamalıyız. Öğrencilerin sadece
bilgiyi alıp ezber yapan olmaktan çıkartıp, derste aktif rol oynamalarını
sağlamalıyız. Din öğretiminde Problem Çözücü Model hedeflenmeli, bu hedefe
yönelik dersler işlenmelidir. Bu doğrultuda dersler davranış geliştirme
hedeflenmelidir. Ders programı dahilinde öğrencilerin hazır bulunuşlukları
üzerinde durulmalı, bu hedef içerisinde Din öğretiminde disiplinlerarası ilişki
göz önünde bulundurulmalıdır. Hayat Bilgisi, Türkçe ve Sosyal Bilgiler
derslerindeki kazanımlar göz önünde bulundurarak, öğrencilere bu doğrultuda
gerekli bilgi aktarımı sağlamalıdır. Derslerde kullanılan yöntemlerde
öğrencilerin aktif katılım sağladığı ve sorgulayabilecekleri bir ortam oluşturmaya
çalıştım.
Kazanımlarımızla ilişkili olarak diğer derslerdeki
kazanımlarla bilgisel bütünlük sağlayacak şekilde disiplinlerarası çalışmalar
yapabiliriz. Örneği kazanımımla ilişkili olarak Hayat Bilgisi dersi
kazanımlarında olan “Aile bireylerini tanıtır.” kazanımından yola çıkarak önceki
öğrenmelerini, hazır bulunuşluklarını yoklamaya çalıştım. Yine din öğretiminde
disiplinlerarası başvurabileceğimiz diğer ders Türkçedir. Öğrencilerin
sorguladığı, araştırdığı bir dersin tasarlanmasında metinleri yorumlayabilmede,
sorulara cevap aramada, araştırma yaparken doğru ve güvenilir kaynakları
sorgulayabilmesinde Türkçe dersi kazanımlarıyla ilişkilendirerek çalıştım.
Diğer dersler hangi sebeplerden dolayı öğretim konusu hâline getirilmişse, din de bu sebeplerden dolayı öğretim konusudur. Din dersi de diğer dersler gibi bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Ve bütün bu yardım etme çerçevesinde bilginin bütünlüğünü kullanır. Nasıl ki bir bilgi sıralı bir biçimde ve bir bütün şeklinde öğretilirse din dersi de bu şekilde öğretilmelidir. Çünkü günlük hayatımızdan örnek verecek olursak biz bir bilgiyi öğrendiğimiz zaman o bilginin pratiğe dökülmesi bilginin hafızadaki yerini derinleştirir. Din dersi de öyle derste islenenler sadece derste kalmamalı ve günlük hayatta da uygulayabilmeliyiz ki bu bilgi bütünlüğü korunsun. Bir bilgiyi öğrenme faaliyetleri içinde olguları tanıtma, anlatma, düşünme ve bunları sunma yer alır. Bunlar birbirleri ile ilişkili olmalıdır bir bütünlük sağlanabilmesi için. Ve bir bilgiyi sunarken bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmaları hedef alınmalıdır. Sunumumda ise ben bilgi paylaşımı konusunda yeterli olacak şekilde bir bilgi bütünlüğü sağlayıp karmaşadan kurtardığımı düşünüyorum. Din dersi sadece bir ders değil hayatımızı çoğu anlamda düzenleyen bir ders de demektir bence.
Teşekkürler.
Ödev-4 Makale İncelemesi
4. 4.3. Hz. Muhammed’in
(s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler.
Bu kazanım ile öğrenciler.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yılları hakkında yaşadığı
çevre, yaptığı işler, gittiği yerler, katıldığı topluluklar gibi birçok bilgiye
sahip olurlar. Sosyal bilgiler dersinde de bu kazanım ile el alınabilecek genel
anlamda konu ve kazanımlara yer verilmiştir.
Makalede geçen din
dersinin çocuklara ve gençlere kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur
cümlesinden yola çıkarak çocuklara Peygamber efendimizin ( s.a.v. ) yaşadığı
dönemin kültürel özelliklerine dair görseller ve bilgiler sunulur. Özgür
düşünmelerinin gelişebilmesi için öğrencilere dönemlere ait birçok olay verilir
ve seçmeleri sağlanır. Makalede söylendiği gibi etkili öğrenmenin en iyi
oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir
şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma,
bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu sebeple sunumda öğrencilere doğum,
çocukluk veya gençlik yıllarından herhangi bir olaya dair bir başlık verilir ve
öğrencilerin bu başlığı detaylı araştırma, sorgulamasına fırsat verilir.
Öğrencilere sunumda çeşitli sorular sorularak bu sorulara ilişkin inançlarını
özgür bir biçimde ifade etme fırsatı sunulur.
Din dersi de öğrencilerin
gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini
geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır. Günümüzde okul, her türlü eleştirilere rağmen, bireyin
eğitim görevini üstlenen önemli bir kurum olarak varlığını sürdürüyor.
Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim
felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve
öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır. Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam
olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür.
1-
İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki
varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı
açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.
2-
2- Kültürel amaç: Çağdaş kültürü
damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan
dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.
3-
3.
Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî
ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.
Özgür düşünebilmek bir
eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır. Söz gelimi burada konumuzla
ilgili olarak en yalın bir biçimde şöyle diyebiliriz: Sahip olduğumuz inançları
söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor
ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya
açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.
İnsanın özgürlüğü “seçme”
yapması ile yakından ilgilidir. Eğer insan herhangi bir seçme yapmadan bir
eyleme geçiyorsa, o eylem için özgür bir eylemdir, denemez. O halde insanın
özgürlüğünün temelinde iki kavram var: biri “seçme” diğeri “eylem.
Kur’an’da Allah’ın insana
“şunu yap, şunu yapma” şeklinde seslenilmesi ise zaten insanın bir seçme
özgürlüğüne sahip olduğunu gösterir.
Sahip olduğumuz inançları söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.
Kazanım: 4.3.1. Bireyin güzel ahlaklı olmasında dinin
rolünü fark eder.
Makaledeki konu dinin, insanın özgürlüğüne etkisinden
bahsetmiş. Din Eğitimi; bireylerin eğitimine, onları yetiştirmede, insan
olmalarını sağlamayı hedefler. Tüm dersler gibi din dersi de bunu hedefler.
Bunu yaparken kültürel mirasımızı anlamada katkıda bulunurlar. 7Okulun hedefi
bilgiyi çok boyutlu sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan
bir öğretim yolu benimsemektir. Okuldaki din eğitimi, dinin gerektirdiği bakış
açısını ve aslında dinin nasıl yorumlanması gerektiği bilgisini vermelidir.
Kazanımda yer alan güzel ahlaklı olmak aslında din olgusunu gerektiren bir
konudur. İnsanın varlığına dair açıklık kazandırmak, varoluşu anlamak, kültürel
anlamda mirasımızı tanıtmak ve davranışlarımızın etkisini dini açıdan yaklaşmaktır.
Özgürlük olarak bakıldığında insanın kendi davranışlarının
iyi-kötü olarak olarak seçme özgürlüğü vardır. Din, bu davranışların
doğruluğunu veya yanlışlığını seçmede günah, sevap, haram şeklindeki kalıplarla
yardım eder. Değerler eğitiminde kayıtsız kalmak da beyin yıkamadır. Çünkü
sahip olunmayan bilgilerin seçilmemesi de özgürlüğün olmadığını gösterir.
Öğrencilerin davranışlarını sergilerken seçimleri önemlidir.
Eğer öğrenciler doğru-yanlış değerleri ezberliyorsa burada düşüncenin yokluğundan
bahsedebiliriz. Öğrencilerin düşünme, akıl yürütme, seçme gibi becerileri olduğunu
bilmeliyiz. “Kendi başına düşünebile kabiliyeti” bu nedenle önemlidir.
İçselleştirilmeyen davranışlar ezberlenir. Sorgulamadan kabul edilir. Bu
nedenle öğrenilen her bir davranışın öğrencinin sorgulamasını sağlamak, dinin
ne olduğunu anlamlandırmasını da sağlar.
Sergilenen davranışlar “güzel ahlaklı olma” için yapılıyor
ama bu bir boyun eğiş ise yine bir özgürlük kısıtlayıcılık vardır. İnsanların
sorgulamadan yaptıkları seçimlerinin de dinen doğru olmadığına yönelik birçok söz
de vardır. “Dinin vaz’ edilişinin gerçek amacı, insanı zorunlu kulluktan
çıkarıp kendi serbest seçimine dayalı kulluğa yükseltmektir.” Kur’an için
önemli olan bireyin davranışlarını özgürce seçerek yaşadığı hayatın niteliğidir.
Doğruyu seçmek ve doğruyu yapmak güzel ahlak için gereklidir.
İnsanları dinlerken peşin hüküm vermek, bir bilgiyi hemen kabul
etmek ya da inkâr etmek doğru olarak gözükmemektedir. Bireyler, sahip oldukları
aklı kullanarak seçimler yapmalıdır. Din öğretimi aslında hayata hazırlar.
Yaşamın bütününü ilgilendirir. Müslüman bir kişilikten bahsederken onurlu, disiplinli
sorumlu, düşünen, anlayan kavramlarıyla bütünleşen bir kişiliği düşünüyoruz. Din
öğretimi sadece dini konular hakkında bilgilendirmeyi hedeflemez, güçlü bir
kişiliğin oluşmasını hedefler. İnsanlar düşünür, sorgularsa davranışlarının da
değerini ve neden öyle yapması gerektiğini anlar.
Din eğitimi insan ahlakının oluşmasında, neyi neden yaptığını
anlamasında sorgulayıcı ve düşünsel anlamda bir yol göstericidir.
Rumeysa Ambarkütükoğlu 18040243 S.Ö. /3
"4.1.1. Dini ifadeleri, günlük konuşmalarda doğru ve yerinde
kullanır." kazanımına yönelik ders planı hazırlarken
Bilginin bütünlüğü
kapsamında;
Disiplinler arası
çalışma bakımından;
SÖ- Tutku ALAN 18040240 – Ödev-4
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ve diğer tüm dersler
öğrenciye sorgulama becerisini, insanları, çevresini ve kendini anlamayı
kazandırmalıdır. Din dersi diğer derslerle birlikte öğrencilerin kültürel mirasımızı
anlamada katkı sağlamaktadır. Kültür seviyesi gelişmiş zengin bireyler yetiştirmeye
çalışılır. Öğretim sürecinde temel hedef de öğrenciye değer yargılarını
kazandırmak, “insan” olmayı öğretmek ve onları topluma, hayata hazırlamak
vardır. Okuldaki öğretimde önemli olan çocuklara neyi neden yaptıklarının
cevabını buldurabilmektir. Kazanımım “Salli ve Barik dualarını okur, anlamını
söyler ve nerelerde kullanıldığını öğrenir” şeklindeydi. Okulda veya günlük
hayatta öğrendiğimiz bilgileri yaşantımızda ne derece kullanabildiğimiz,
uygulamaya dökebildiğimiz oldukça önemlidir. Bu yüzden okulun görevi bireysel,
sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak değil, bilgiyi
çok amaçlı olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaştırmalarını hedef alan
bir öğretim yolu benimsemektir. Din dersi ile çocuklara, bilgi verme, değer
aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilme gibi pek çok işlevi
kazandırılmalıdır. Din olgusunda verilmek istenilenler ihmal edildiğinde yapılmamış
olacak üç amaç ileri sürülmüştür:
1.
İnsanı amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına,
dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum
getirmek ve açıklık kazandırmak.
2.
Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan
tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini yetişmekte
olan nesle aktarmak.
3.
Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz
toplumsal çevreye, dini ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek .
Yukarıda belirtilen hususlar tüm
derslerde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardır. Eğitim her yerdedir;
evde, okulda, sokakta, işte, oyunda…… Bu yüzden biz eğiticiler değerleri aktarırken
özen ve hassasiyet göstermeliyiz.
Kazanımımda “Peygamber
Efendimiz(s.a.v.)’e salavat nasıl getirilir ve niçin getirilir?” konusuna da
değiniliyor. Makaleden de yararlanarak salavat getirmenin aslında Peygamber
Efendimiz(s.a.v.)’e olan bağlılığımızın, sevgimizin, saygımızın ve O’nu anmak,
özlemimizi dile getirmek olduğunu çocuklara vurgulamamız gerekmektedir.
Din dersinde, Kur’an’ın kendi
nefsinden başlayarak, ilişkide olduğu kişilere, yaşadığı topluma ve dünyaya
karşı haklar ve sorumluluklar ağı içinde olan insanın özgürlüğünü yerinde kullanmasını
engelleyecek her türlü iç ve dış ( heva, heves, beşeri zaaflar, şeytan vb. )
faktörlere dikkat çektiğini ve emaneti
taşıma görevinin çok büyük bir ahlaki çaba gerektirdiğini belirtilmelidir.
Gamzegül Bozkurt Sınıf Öğretmenliği 18040257
Kazanım: 4.4.3 Hz. Muhammedin
(s.a.v)doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler.
ü
Din dersi gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına toplumun değer yargılarını öğrenmelerinde genel bir manada insan
yetiştirilmesi üzerinde durmaktadır.
ü
Peygamberimizin davranışları, yaşamı ile uzun
vadeli bilgiler nitelemesi yapılarak uyumsama evresinden özümseme evresinde
yetişecek bir öğretim olduğu savunulabilir.
ü
Din dersi,
bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma mutlu bir hayat sürme ve bunu
elde edebilmeyi sağlama ilkelerini içerir.
ü
Din öğretimindeki ana esaslardan biri öğrenenin
tavır takınıp hayata geçirebileceği din bilgisi tanımını doğru bilmesi ile
ilgilidir.(Şartlanmamış ve ön yargısız bilgiler)
ü
Kuran-ı Kerim’de yer alan gerçeğe ulaşma gayesi
başkalarının sözlerini, ön yargılardan uzak ve peşin hükümlerden uzak bir
biçimde anlamlandırmaya çalışmak olarak ifade edilmiştir.
ü
İnsan “emanet” olarak resmedilen görevini yerine
getirebilmek için irade, akıl, kavrayış ve varlığın sırlarını araştırma gibi
çeşitli donanımlara sahiptir. Çocuklara kazandırılacak emaneti taşıma fikri,
bütün insanlara aittir.
ü
Din öğretiminde en iyiyi seçme ve en iyiyi uygulayabilme.(bunu
kültürel miras ile ilişkilendirebilme)
ü
Hz. Peygamberin görevleri olan insanlara gerçeği
açık biçimde sunmak onlara örnek olmak ve yol göstermek.
ü
Din öğretiminde seçme özgürlüğü üzerinde
durularak baskı zorlama unsurları(seçilecek olanı dayatmak yerine seçmeyi
öğretmek) Peygamberimize gelen “Sana sadece tebliğ etmek düşer.”(24) vahyi ile
ifade edilebilir.
ü
Yetiştirilecek neslin farklı bakış açıları ile
ufkunun genişlemesi din olgusu hakkında temellenmiş bilgileri Hz. Peygamberin
hayatı ile özümseyebilmesi
DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİ VE SUNUM İLİŞKİLENDİRMESİ
Makaleyi okuyup sunumuma aktarma sürecinde ‘’ Öğretmen, herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir.’’ cümlesi dikkatimi çekti ve sunumumda öğrencilerin araştırmalarını sağlayacak, keşfetme- düşünme süreçlerine yönlendirecek noktalar oluşturmaya çalıştım. Bilgiyi çok boyutlu sunarak gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını esas alan bir öğretim yolu benimsenmesi gerektiği düşüncesinden yola çıkarak kazanımı sunuma aktarırken ayet, hadis, cüz gibi kavramların bütünsel olarak işlenmesi ve hayatla, hazırbulunuşlukları ve öğrendikleri ile ilişkilendirme yaparak, keşfetmelerini, düşünmelerini, araştırma yapmalarını sağlayacak çeşitli sorular eklemeye çalıştım. Bu ilişkilendirmeyi kurabilecekleri çeşitli örneklendirmeler yapmaya, bilginin bütüncül bir şekilde sunulmasına özen gösterdim. Kavramların yalnızca anlamlarının yazılı bir şekilde sunulmasından öte yaşamla ilişki kurabilecekleri, bütünsel düşünebilecekleri şekilde hazırlamaya özen gösterdim. Yalnızca bilgi verme amacıyla değil, değer aktarma, davranış kazandırma ve fikir oluşturma süreçlerini oluşturabilmek amacıyla hareket etmeye çalıştım. Bunları yaparken de yalnızca salt bilgi sunmayarak, bilginin disiplinlerarası işlenmesini sağlayacak çalışmalara yer vermeye çalıştım. Bu süreçte pek çok farklı ders kazanımı ile ilişkilendirmelere yer verdim. Örneğin Türkçe dersi kazanımlarından metinlere uygun başlıklar belirleme, metinlerin temel bölümlerini tanıma, okunan metnin konusunu belirleme gibi kazanımları ayet, sure ve cüzlerle ilişkilendirerek bilginin disiplinlerarası çalışılmasını ve bütüncül bir yaklaşımla işlenmesini hedefledim. Disiplinlerarası çalışmak, hem bilginin bütüncül şekilde düşünülebilmesini, işlenmesini ve hayata aktarılabilmesini sağlarken hem de öğrencilerin etkili bir öğretim gerçekleştirmesinde faydalı olabilir.
Bilge Cankurt/18040258/SÖ-3
Kazanım: 4.4.4.Hz. Muhammed’in (s.a.v.)
çocukluk ve gençlik yıllarındaki davranışlarını kendi hayatı ile
ilişkilendirir.
“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN
BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN SUNUMUM İÇİN YARARLANDIKLARIM
“Din
dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur.” Din dersinin diğer
derslerle ilişki halinde olması disiplinlerarası ilişkilerin olduğunun önemli
bir kanıtıdır. Kazanımımda ise kültürel mirasımız, öğrencilere bilginin
bütünlüğü esas alınarak aktarılmaktadır.
“İnsanın
yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve
öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.”
Kazanımımda öğrencilerin, Hz. Muhammed’in davranışlarını kendi hayatları ile ilişkilendirmeleri;
öğrencilerin yetişmesine ve davranış geliştirmesine önemli ölçüde katkı
sağlayacaktır ve böyle bir konunun okul programında yer alması, oldukça kıymetlidir.
“Çok
amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak
sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu
benimsemektir.” Kazanımımda yer alan konu, kendinden önce
ve sonra yer alan kazanımlar ile çok boyutlu olarak öğrencilere aktarılmış ve öğrencilerin,
gerçeğin bütünüyle karşılaşmaları sağlanmıştır.
“Değerlere
‘kayıtsız kalmak’ veya ‘değerlerin eğitim dışında tutulmaya çalışılması’ gibi
eğilimler de beyin yıkama kadar tehlikelidir. Din öğretiminin olmaması, bir
beyin yıkama faaliyeti olarak yorumlanabilir.”
Kazanımımda Hz. Muhammed’in hayatındaki ve davranışlarındaki değerleri; ders
içerisinde öğrencilere aktarabilmek, bu değerleri örneklendirebilmek oldukça
mühimdir. Bu değerlerin eğitim dışında tutulması hem din öğretimi hem de
öğrenciler için büyük bir kayıptır. Öğrenci bu değerlere dair bir bilgiye sahip
değilse özgür de değildir. Öğrencinin bu konuda olumlu veya olumsuz bir tavır
takınması ancak dinin ne olduğunu bilmesiyle gerçekleşmektedir.
“Kişinin
kendi başına düşünebilme kabiliyetine saygı göstererek ve bu kabiliyet
geliştirilerek yapılan iş ise fikir aşılama diye adlandırılamaz.” Kazanımımda
ele alınan konuda da bir beyin yıkama söz konusu değildir. Öğrenci, Hz.
Muhammed’in davranışlarıyla kendi davranışlarını ilişkilendirirken düşünme ve
akıl yürütme yeteneklerini kullanmaktadır.
“İnanmak,
kişiliği ipotek altına alma anlamına gelmez, tıpkı özgürlüğün kişinin her
istediğini yapması anlamına gelmediği gibi.” Kazanımımda
öğrencilerin kendi davranışlarıyla bir ilişki kurması körü körüne inanmakla ve
özgürlüğün olmaması ile karıştırılmamalıdır. Öğrenci, sahip olduğu davranışları
açık bir şekilde söyleyip ilişkilendirebiliyorsa ve bunları tartışmaya açabiliyorsa
özgürdür diyebiliriz.
“Öğrenciye
‘seçilecek olan’ı dayatmak yerine ‘seçme’yi öğretmek.” Kazanımımda
göze çarpan önemli bir hususta ‘Hz. Muhammed şu şu davranışlara sahiptir, sizler
de bu davranışları ilişkilendirmeden sorgulamadan kabul edin.’ gibi bir
söylemin bulunmamasıdır. Kazanımımda bir otorite kurulmamıştır; öğrenci, baskısız
bir şekilde davranışlarıyla ilgili ilişkilendirmede bulunmaktadır.
“İnsan
için farklı hedefler vardır. İnsan bunlardan birini aklî olarak seçer. Seçimi
yapabilmesi için seçenekler hakkında bilgi sahibi olunması ve kişinin onlarla
kendisi arasında bir istek bağını kurması gerekir.” Kazanımımda
öğrenciler, bilgi sahibi olmakta ve bilgi sahibi olduğu konuyla kendi yaşamı
arasında bir bağ kurmaktadırlar. Bu bağ kurulduktan sonra gerçekleşecek olan
seçim, öğrencinin hayatında büyük bir değişime yol açacaktır. Bunun
sorumluluğunu da öğrencinin alması gerekir.
“Özgürlükler
beraberinde seçenek imkânını getirdiklerinde anlamlıdır ve değerlidir. Tek
seçenek söz konusu olduğunda özgürlükten söz etmek anlamsızdır.” Kazanımımda
öğrenci, iyi davranışları ya da kötü davranışları seçme ve örnek alma imkanına
sahiptir.
“Din
öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel,
çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler
olduğu anlatılacaktır.” Kazanımımda hayatın içinden bir örnek
yer almakta ve bu örnek, tüm hayat örneklerine değecek kadar büyük bir önem
teşkil etmektedir. Öğrencilerin, Peygamber Efendimiz’in güzel davranışlarının
onun hayatına olan güzel etkilerini görmeleri onlar için büyük bir mutluluktur.
Çünkü bu etki, herkes tarafından gözler önüne serilecek niteliktedir.
“Din
öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve
uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.”
Kazanımımda yer alan ‘ilişkilendirir’ ifadesi uygun ve güzel bir yönteme
aracılık etmektedir. Öğrencinin aktif oluşu, burada önemli bir husustur.
“Önemli
olan çocuğun veya gencin kendi akıl yürütme gücünü kullanarak varlık karşısında
tavır almasını öğrenmesidir.” Kazanımımda olduğu gibi
öğretmen, öğrencisinin konuları analiz etmesini, tartışmasını, değerlendirmesini
ve konular arası ilişkilendirmeleri sağlamasını gerçekleştirmelidir. Öğrencinin
akıl yürütme gücünü kullanması adına bu durum önemlilik arz etmektedir.
“Anlatım
öğrencilerin, anlatılan şeyi mekanik olarak ezberlemelerine yol açar. Daha
beteri, onları, öğretmen tarafından doldurulması gereken ‘bidonlar’a, ‘kaplar’a
dönüştürmesidir.” Kazanımımda ezbere dayalı bir konu
öğretimi görülmemektedir. Kazanımımda kaplar doldurulmaktadır.
“Öğretmen,
herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin, keşfetme,
düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir.” Kazanımımda
ele alınan model, problem çözücü modeldir. Çünkü öğrenci; keşfetme, düşünme,
araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirmekte, bankacı modelin
ezberciliğinden kendini korumaktadır.
Zeynep Büşra Atik -17040021- SÖ III
Kazanım: 4.1.4 Subhaneke duasını okur, anlamını söyler.
Makaleden din eğitiminin insanların özgür düşüncelerine ket
vurmadığını öğrendim. Bir müslümanın, hristiyanın
veya musevinin ya da bir tanrıya inanan kişilerin de inanan insanların da özgür
düşebileceği düşüncesini pekiştirdim. Bu noktada din eğitimi ilk sunum için
hazırladığım ilk ödevde din eğitimi ile diğer dersler ve dolayısıyla okul ile
ilişki kurdum. Okulda öğretilen diğer dersler de bir şeyin varoluşundan temel
alınarak ortaya çıkmıştır. Temel bilimlerin çabası bu varoluşu anlamlandırma
çabasıdır. Din eğitiminde de bu noktada kendi varoluşunu, yaratıcısını anlama/
anlatma çabası vardır. Din eğitimi ve diğer disiplinler birbirinden ayrı
değildir. Daha iyi anlama, anlamlandırma, varoluşu nedenleriyle çözümleme her
alanda vardır. Bu noktada ilk sunum konusu olan Subhaneke duası ile ilişki
kurabildim.
Devletler iyi, nitelikli, vatandaşlar yetiştirmek isterler
bu yetiştirmeyi de okul verilen eğitim ile gerçekleştirirler. Değerler eğitimi
de eğitim biliminin en çok önemsediği konulardandır. Her bir dersin kendi
içinde bireye kazandırmak istediği değerler ve davranış değişiklikleri vardır.
Okul öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı,
onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgilendirmelidir.
Ben de bu görüşten hareketle din dersi ile diğer dersler arasındaki ilişkiyi,
değer eğitiminin tek başına “bu değerler eğitimidir buna göre davranın” demek
olmadığını anladım ve peygamberlerin, ayetlerin, yaşanan hikayelerin örnek
oluşturabileceğini düşündüm.
AYŞE YENİ
Sınıf Öğretmenliği(3)
18040317
Kazanımım: 4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını söyler.
Eğitimin en bilindik
tanımı, bireyde istenilen yön ve doğrultuda davranış değişikliği getirme süreci
olduğudur. İstenilen yön ve doğrultudaki ifadesindeki kasıtlardan birisi de
bireyi toplumla uyumlu hale getirmektir. Bu amaçlanır ancak bu konuda toplumun
noksanlıklarına bakılmaz amaç sadece uyumlu hale getirmektir bu amacın gütmek
bizi düşünen, sorgulayan bireyler yetiştirme amacından uzaklaştırmaktadır.
Örneğin kitap okumayan bir toplumda sizin genel amacınız bireyi toplumla uyumlu
hale getirmek olursa bu çocukta tıpkı toplumun diğer üyeleri gibi kitap
okumayacaktır. O nedenle kasıtlı değişim ve istekler üzerine düşünülmelidir. Din
konusunda da toplumda bazı yanlış düşünceler hakimdir çünkü kişiler araştırma,
okuma, keşfetme yolunu meşaketli bulur ve kulaktan duyma bazı bilgileri topluma
yayarlar. Onların bu kadar etkili olmasının bir sebebi de araştırma, incelemeye
ayıracakları vakti duyduklarına kendilerini ve çevresindekileri inandırmaya
harcamalarıdır. Eğer din öğrenimi sırasında yeterli düzeyde eğitim verilmezse
kazanımlara erişememiş, neyi neden öğrendiğini ve öğrendiklerinin anlamını
bilmeyen kişilerin eğitimin bir çıktısı olarak topluma karışması ve yukarda
bahsettiklerimizin gerçekleşmesi kaçınılmaz olacaktır. Din dersi İslamın temel
buyruklarını karşılar nitelikte olmalıdır. İslam akıllı insanları sorumlu
tutmuştur buradaki akıllıdan kasıt düşünebilen kişidir. O halde İslamiyet
insanın düşünmesini ister buradan çıkarılacak ikinci sonuçta İslam’ın insanın
sorgulasa dahi açığını bulamayacağı bir temel üzerine kurulu oluşudur. İnsan
sorguladıkça bu kusursuzluğu keşfedecektir o nedenle İslam bağnazları ve
bağnazlığı reddeder. İnsanın keşfedecek kadar akıllı yaratılması onu sorumlu
yapmaktadır. Kişinin sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmesi
sorumluluklarının gerekçeleri bilmesi ve sorumlu olduğuna inanmasıyla
mümkündür.
Ben sunumumu
hazırlarken bilgilerin bütünlüğünü sağlamak amacıyla çocuğun yeni öğrencekleri
ile eski öğrenimlerini birleştiren ön bilgiyi yoklama çalışmalarına yer verdim.
Ön bilgiyi yoklama çalışmasından başlayarak süreç boyunca öğrenciye birçok soru
yönelttim ve çocuğun din dersinin sorgulamaya dayalı bir ders olduğunu uygulama
yoluyla kavramasını, keşfetmesini amaçladım. Öğrenciye sorular yöneltilmesinin
bir diğer sebebi ise öğrencinin öğrendiklerini anlamlandırmasını, öğrendikleri
üzerinde düşünmesini sağlamaktı. Amentü duasının incelemesine Amentü
kelimesinin anlamının sorgulaması ile başlanılmış “ben inandım” anlamına gelen
sözcüğün bizlere ne gibi iletileri olduğuna değinilmiştir.
Sunumda disiplinler
arası bir yaklaşım izlenmiş ele alınan konunun diğer dersler ve kazanımlarla
olan ilişkisi belirtilmiştir. Burada ise amaçlanan bir dersle ilgili
öğrenilenlerin yalnızca o derse katkı sağlamadığı, öğretim programının önemli
amaçlarından biri olan çok yönlü öğrenim ve öğrenilenler arası ilişki kurarak
yapılandırmacı bir eğitim anlayışı oluşturma amaçlanmıştır.
Sunumda doğrudan ezbere
yöneltilmemiş öğrencinin duayı ve anlamını okuyup, yazacağı, üzerine düşüneceği
birçok etkinlik uygulanarak öğrenci merkezli bir anlayış tercih edilmiştir.
SUNUM
İÇİN “DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ” MAKALESİNDEN
YARARLANDIKLARIM
Bütün
diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına
ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle
birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda
bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak
yetişmelerini sağlamaya çalışır. Makalede verilen bu bilgi doğrultusunda Din
dersi kapsamında yaptığım sunumun öğrenciler açısından nasıl bir önemi olduğunu
anlamış oldum. Öğrencilerin sosyalleşmelerine katkı sağlamak, insanlar arası
iletişimlerini kuvvetlendirmek için kazanımın öğrencilere doğru bir şekilde
öğretilmesi gerektiğini anladım. Aynı zamanda bu bağlamda sunumumu diğer
derslerle bağlantılı olarak, bir bütünlük içerisinde hazırlamaya özen
gösterdim.
Okullarda
öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun
olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu
edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır. Bu cümle doğrultusunda
sunumumu verilen program çerçevesinde yapmaya özen gösterdim. Böylece programda
istenen olumlu yönlü davranış değişikliğini öğrencilere kazandırmayı
hedefledim.
Okuldaki
eğitim ve öğretimde önemli olan, bir yandan insanın yaratılıştan itibaren sahip
olduğu yeteneklerin geliştirilmesi, diğer yandan da bu yeteneklerin hayatın
gereklerine uygun olarak zenginleştirilmesi ve biçimlendirilmesidir. Bir başka
deyişle okuldaki eğitim ve öğretimi etkileyen faktörler arasında iki faktör
sürekli gündemdedir. Bunlardan biri kalıtım faktörü diğeri ise çevre
faktörüdür. Birincisinde insanın yaratılışı (fıtrat) gereği taşıdığı özellikler
ağırlıklıdır. İkincisinde ise, kişinin hayatı boyunca kazandığı veya kendisine
kazandırılan özellikler öncelik taşır. Sunumu hazırlarken makalede verilen bu
bilgiyi dikkate alarak hazırladım. Öğrencilerin birbirlerinden farklı olan
özelliklerini göz önünde bulundurmaya çalıştım ve bu özelliklere saygı
duyulması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Öğrencilere güzel ahlaklı birey
olmayı, karşılarındaki insanlara sevgi ve saygıyla yaklaşmanın ne demek
olduğunu öğretmeyi hedefledim. Ayrıca makalede verilen bu bilgiden hareketle kazanımı
anlatırken öğrencilerin bu kazanıma dair belirli bir ön bilgileri olduğunu ve
bu ö bilgilerin her öğrencide farklı olabileceğini göz önünde bulundurarak anlatmaya
çalıştım.
Okulun
görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu
hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun
olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını
hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Makalede verilen bu bilgiyi dikkate
alarak bilgiyi bir bütün olarak, çok boyutlu sunmaya çalıştım.
Kavramların
ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları
tanımlamaktan geçmez. Gerçek hayatta sözcükler, iki ya da daha fazla insan
arasındaki iletişimin bir parçası olarak, kümeler hâlinde -tümceler, deyimler
vb.- bulunurlar. Bir sözcüğün anlamı, o kümedeki yerine ve onu kullananların
arasındaki ilişkinin doğasına bağlıdır. Bu bilgiler doğrultusunda sunumumda
kavramları tanımlamakla bırakmayıp örneklemeler yapmaya çalıştım.
Makalede
verilen “Yetişkinler tarafından yapılan sınırlamalar çoğu kez çocukların temel
ihtiyaçları ile çatışır, onların büyümesini engelleyen bağlar gibi algılanır.
Fakat yetişkin rehberliğinin yokluğu veya düşük seviyede olması ise beraberinde,
çocuklarda huzursuzluğu ve tedirginliği meydana getirir.” Cümlesini dikkate
alarak sunum boyunca öğrencilere rehberlik etmeye, doğru oranda yönlendirmeye
dikkat ettim.
Kişinin
din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle
mümkün olur. Aksi hâlde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir. Bu bilgi ile
sunumu hazırlarken din konusunda öğrencileri yeterince bilgilendirici olmaya özen
gösterdim.
İşte
bu noktada eğitimcilerin üzerinde düşünmesi gereken önemli bir ilke bulunuyor: Öğrenciye
“Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek. Bilgisini dikkate alarak kazanımımda
yer alan olan sevgi, saygıyı ve güzel ahlaklı olmayı öğrencilerin nasıl
seçebileceğini öğretmeye çalıştım.
Din
öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel,
çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler
olduğu anlatılacaktır. Bilgisinden hareketle sunumunda kazanımla ilgili olan
güzel ahlakı anlatmaya çalıştım.
Makalede
yer alan “Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde
araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır.” Bilgisinden hareketle
sunumda öğrencilere rehberlik ederek etkili öğrenmeyi gerçekleştirmeye
çalıştım.
Sena Sütemen- 18040306- Sınıf
Öğretmenliği 3
“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir
Süreç Olabilir Mi?” Makalesinden Sunumda Yararlandığım Kısımlar:
Kazanım:
İslam Dininin Temizliğe Verdiği Öneme Örnekler Verir.
“Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya
görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı
konusunda da bilgi vermelidir.” Makalede verilen bu cümlelerden yararlanarak sunumda
öğrencilere dinimizin temizliğe verdiği öneme ilişkin genel ilkeleri ve neyin
temiz olduğuna ilişkin yorumlamayı nasıl yapacaklarını öğretecek bir yol
izlemeye çalıştım. Aynı şekilde makalede eğitimcilerin üzerine düşünmesi
gereken bir ilke olarak verilen “Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine
“seçme”yi öğretmek.” İlkesini de sunumun tamamında göz önünde bulundurmaya
çalışarak öğrencilerin dinimiz için temiz olan, kirli olan her şeyi
ezberlemeleri yerine neyin temiz neyin kirli olabileceğine yönelik seçimleri kendilerinin
yapabilecekleri bir öğrenme ortamı sağlamaya çalıştım.
“Dikkat edilirse, seçme yeteneğini
geliştirecek ve kişisel tercihlerini yapabilecek bir ortamı sağlama insanın
varlık şartlarının bir gereğidir.” Cümlesinden de öğrencilerin kendi
tercihlerini yapabilecekleri, düşünme ve sorgulama kabiliyetlerini kullanacakları
bir ders ortamını sunumumu yansıtmam gerektiği ve sunumda öğretmeninin rolünün
öğrencilerin temiz olan şeyleri seçebilmesine yönelik seçme kabiliyetlerini geliştirmesi
gerektiği sonuçlarını çıkararak bu bilgilerden yararlanmaya çalıştım.
“Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu
zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup
keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve
problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır,
muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim,
araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir” cümleleri ile ifade edilen
bu kısımdan yola çıkarak sunum içerinde öğretmenin öğrenci ile birlikte
incelemeler ve keşfetmeler yapacağı etkinliklere yer vermeye çalıştım. Düz anlatım
haricinde öğrencilere öğretmenin rehberlik ettiği bir ders planı ortaya koymaya
çabaladım.
Disiplinlerarası Çalışma:
Makalede yer alan “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve
gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.” Cümlelerinde de ifade edildiği üzere öğrencilerin kültürel,
sosyal anlamda gelişmesini sağlamada diğer derslerle beraber olan bu ders için
öğretim programında yer alan birçok ders ile bağlantı kurulabilir. Ben de
sunumumda özellikle Hayat Bilgisi dersinde olan birçok kazanım ile Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi dersi kapsamında yer alan bu kazanım arasında ilişki kurarak
açıklamalar yapmaya çalıştım. Hayat Bilgisi dersi haricinde Türkçe ve Sosyal
Bilgiler dersleri ile de bağlantılar kurmaya çalıştım. Diğer disiplinlerle
kurulan bağlantılar öğretilmeye çalışan bilgilerin daha iyi kavranmasına olanak
sağlamaktadır. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi de disiplinlerarası çalışmaya
oldukça elverişli bir derstir.
Bilginin Bütünlüğü:
Sunumumda
yer alan kazanım: İslam’ın Şartları
Makaleden yararlandığım noktalar:
Bütün
diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı
kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer
derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına
katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler
olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Buna göre Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersinin diğer derslerle bir bütünlük içinde işlenmesi ve disiplinler arası bir
biçimde ele alınması gerektiği sonucuna ulaştım. Bu nedenle sunumumu diğer disiplinler
ile ilişkilendirip bütünlük sağlayacak şekilde hazırladım.
Okul
programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma
hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak
yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından
başka bir şey değildir. Buradan yola çıkarak öğreteceğim konuyu öğrencileri iyi
insanlar olarak yetiştirebileceğim şekilde anlattım.
Okulun
aktarma iddiasında olduğu bilgiler; öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında
yönlerini bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir. Kazanımım öğrencilerin
yaşamına yön vereceği için bilgileri öğrencilerin ileriki yıllarda hayatlarında
yönlerini kolayca bulabilecekleri şekilde aktardım.
Eğitim
ve öğretimi etkileyen çevresel faktörler arasında kişinin hayatı boyunca kazandığı
veya kendisine kazandırılan özellikler öncelik taşır. Bu nedenle konuyu
anlatırken öğrencilerin bundan sonraki eğitim yaşantılarının olumlu etkilenmesi
için onlara iyi özellikler kazandırmaya çalıştım.
İnsanın
yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve
öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir. Bu nedenle
İslam’ın Şartları konusunu öğrencileri iyi insanlar olarak yetiştirebilecek, onların
davranışlarını geliştirebilecek şekilde ele aldım.
Öğrencilere
bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef
alan bir öğretim yolu benimsedim.
Öğretme
faaliyeti kısaca öğrenmeyi kılavuzlama faaliyetidir. Bu faaliyetin içinde
olguları tanıtma, anlatma, olgular üzerinde düşünme ve olguları anlamlı bir
zenginlik içinde sunma eylemleri bulunmaktadır. Buradan yola çıkarak ben de
sunumumda bazı olguları ele aldım, tanıttım ve anlattım.
Sunumumda
öğrencilere olumlu, doğru, iyi, güzel ve helâl olan şeylerin (zekat vermek
gibi) hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğunu belirttim.
Din
öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve
uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle
öğrencilere neyin iyi olduğunu anlamaları ve bu iyi olan şeyleri uygulayabilmeleri
için sunumumda onları da aktif kılacak yöntemlerle yapılabilecek etkinliklere yer
verdim.
Makaleden
hareketle etkili öğrenmeyi sağlayabilmek için çocukları süreçte aktif kıldım. Gerçek
öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu yüzden
sunumumda çocukların üzerinde düşünebilecekleri çalışmalar bulundurdum.
Makaleden
yararlandığım diğer bir nokta ise din öğretiminin dayanması gereken modelin
“bankacı model” değil “problem çözücü model” olması gerektiği oldu. Öğrencilerin
bilgi elde ederken, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştirmeye
çalıştım. Aynı zamanda öğrencilerde güçlü bir kişiliğin oluşmasını sağlamaya
özen gösterdim. Bunu yaparken de öğrencileri ezbercilik ve tekrardan ziyade,
araştırma, anlama ve sorgulama yapmaya teşvik ettim.
Kişinin
kendi başına düşünebilme kabiliyetine saygı göstererek ve bu kabiliyet
geliştirilerek yapılan iş ise fikir aşılama diye adlandırılamaz. Aynı zamanda öğrenciye
“Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek önemli bir nokta. Ben de buradan hareketle öğrencilerin beynini
yıkamak yerine doğru olanı öğretip kendi kendilerine düşünebilmelerini, akıl yürütmelerini
ve seçme becerilerinin gelişmesini sağladım.
Özgürlükler
beraberinde seçenek imkânını getirdiklerinde anlamlıdır ve değerlidir. Tek
seçenek söz konusu olduğunda özgürlükten söz etmek anlamsızdır. Bu cümleden
yola çıkarak ise öğrencilere İslam’ın Şartlarını yerine getirip getirmemeleri
konusunda bir karara zorlamak yerine seçimlerini kendileri yapacak şekilde
konuyu ele aldım.
Kazanım: Hz. Muhammed'in (s.a.v) aile büyüklerini tanır.
"Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır." Makalenin bu kısmında da belirtildiği gibi Din Öğretimi gelecek nesillere verebileceğimiz en büyük mirasların başında gelmektedir. Bireyler diğer derslerle nasıl ihtiyaç duyuyor ve öğrenme zorunluluğu hissediyorlarsa, hiç şüphesiz Din Öğretimi' de bu dersler gibi önem arz etmeli ve öğretilmelidir. Bu makaleden öğrendiğim bir çok husus, sunum ödevinde ki kazanımım ile yakından ilişkiliydi. Çünkü bireylerin sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed'i (s.a.v) tanımaları, sevmeleri ve onun aile büyüklerini öğrenmeleri için öncelikle onları bu konuda bilgi sahibi edecek olan Din Öğretimi dersini almaları gerekmektedir. Hazırlamış olduğum sunumda, bu yoldan hareketle Din Öğretimi' nin kültürel bir aktarıcı, sosyalleştirici ve geliştirici özellikleri ile ilgili bazı etkinlikler tasarladım.
Din Öğretimi dersi kazanımları genel itibariyle birbiri ile ilişkilidir. Çünkü din bir bütündür. Aynı şekilde dini bilgi aktarılırken de bilginin bütünlüğü esastır. Örneğin; dinde temizlik konusu anlatılırken, peygamber efendimizin hayatından örnekler vermemek olmaz. Çünkü peygamberimiz dini hususları en güzel şekilde göstermiş ve uygulanmıştır.
Bunun dışında Din Öğretimi' nde elbette yeri geldiğinde farklı disiplinlerden ve ya derslerden, belki de günlük hayattan örnekler verilmelidir. Din Kültürü dersi sadece içine dönük kapalı bir ders değildir. Çünkü din hayatımızın her yerindedir. Örneğin din dersinde aile büyüklerine saygı konusu üzerinde duruluyorsa, aynı konun işlendiği bir başka ders olan sosyal bilgiler dersi ile de ilişkilendirme yapılabilir. Aynı zamanda bu konu toplumsal bir konudur. Günlük hayatla da pek tabi ilişkilendirilebilir.
EMRULLAH KAYNAK
18040282 SINIF ÖĞRETMENLİĞİ-3
KAZANIM: 4.4.4. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çocukluk ve gençlik yıllarındaki davranışlarını kendi hayatı ile ilişkilendirir.
Eğitimin amaçlarından biri, bireyin davranışlarında istendik yönde değişiklik meydana getirmektir. Bu hususta davranış değişikliği meydana getirilirken, Hz. Muhammed’in ahlakı kişiliği ve davranışsal tutumları öğrencilere aşılanabilir. Bende ödevimde bu davranışsal tutumları öğrencilere aşılayabilmek adına Hz. Muhammed’in örnek davranışlarına yer verdim.
Bakara suresi 256. Ayet “Dinde zorlama yoktur.” Der. Yani Kuran-ı Kerim bireye özgür seçim ve yaşam hakkı sunar. Bu açıdan baktığımızda özgür iradeye verilen önem ile birlikte aynı zamanda “Seçim” kavramına da önem verir. Özellikle de doğruyu seçme ve yapma konusunda bireye yol gösterir. Hazırlamış olduğum ödevde özgür seçim ve hayata dair eklentiler vardır. Aynı zamanda öğretmen öğrenciye doğruyu yapma ve doğruyu seçmeyi güdülemektedir.
Her öğrenme bir davranış kazanmayı ifade etmektedir. Birey davranışları zihninde, duygularında ve hareketlerinde kazanır. Bir öğretim, bunlardan hangisinde davranış kazandırmayı hedef alıyorsa ona göre düzenlenmelidir. Örneğin inanç zihinsel, kanaat duygusal davranıştır, yüzebilme ise fiziksel (motor) davranıştır. Yüzme anlatımla, inanç deneyerek öğretilemez. Ancak bazı bilgi objeleri bu üç alanda da öğrenilmeyi gerektirebilir. Bu hususta düşündüğümüz zaman hazırlamış olduğum slayt zihinsel ve duygusal anlamda öğrenciyi doyurabilecek yeterliliktedir.
Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri sürülmüştür. Bu amaçlar insani, kültürel ve toplumsal olarak üç tanedir. Hazırlamış olduğum slayt ödevinde Kültürel amaca hizmet ettiğini düşündüğüm şu cümlelere yer verdim: Hz. Muhammed (s.a.v), insanlık için en büyük örnek şahsiyettir. Gençlik yıllarında yani İslam dini gelmeden önce de erdemli davranışlara sahipti. Öyle ki Mekkeli müşriklerin bile O’na “emin” yani “güvenilir kişi” demeleri de henüz İslam dini gelmeden önce verdikleri bir lakaptı. Hz. Muhammed (s.a.v) gençlik yıllarında yaptıkları hal ve hareketleri ile Mekke toplumunda bilinen ve sevilen bir kişiliğe ulaşmış biri idi. Bu yüzden de insanlar aralarında bir sorun çıktığında hakem olarak O’nu (s.a.v) tayin ederlerdi. Bu kısım kültürel olarak öğrencileri ileri taşıyabilir özelliklere sahiptir.
Din en temelde insan hayatına anlam katmak için vardır. Öyleyse bu anlamlandırma faaliyetindeki araç olan din olgusu insanı aynı zamanda özgür kılar. Tanrı –İnsan ilişkisi çözümlendiği zaman, insan kendisini ve çevresini bulur. Kendini bulan insan özgürdür. Öğrencilerimize özgürlüğü din olgusu üzerinden hissettirmek için bir zorlama yol seçmemeliyiz. Ancak onların özgür iradesi ile birlikte bizim doğru rehberlik edişimiz. Onları iyiye ya da doğruya ulaştırır.
DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
(Prof. Dr. Mualla SELÇUK) Makalesinden Kazanıma Dair Çıkarımlarım
Kazanım:
4.3.2. İnsani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve
gerekliliğini savunur.
Din
öğretimi, sadece din hakkındaki entellektüel bilginin elde edilmesini değil,
aynı zamanda güçlü bir kişiliğin gelişmesini de sağlayabilmelidir. Güçlü bir
kişilikte sevgi ve saygı oldukça önemlidir. Kazanımla bu kısım ilişkilidir.
Din
dersinin diğer derslerle ilişkisinde de bu kısımdan yararlanabilirim. Din
dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürünü
geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Bütün disiplinler
birbirleriyle ilişki içindedir ve bir derste öğrenilen bilgi başka bir derste
tekrar kullanılarak öğrenme kalıcılaştırılır. Öğrenilen bilginin başka bir
kullanım amacı, şekli öğrenci tarafından görülür. Örneğin kazanımda yer alan sevgi
ve saygı kavramları öğrencinin sürekli karşılaştığı kavramlardandır. Hatta öğrenciler farkında bile olmadan
fıtratı gereği bunlara sahip olarak doğarlar. Birini sevmek sonradan
öğrenilmez.
İnsan,
kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya
çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve
doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine
ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin
kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir. Sadece din dersinde yer
almayan sevgi ve saygı kavramları okul programlarının çoğu kısmında yer
almaktadır.
Öğrencinin
tecrübelerinden faydalanılır, “öğrenmeye hazırbulunuşluk” üzerinde durulur. Çevre-aile-ders
bütünleşmesine önem verilir. Kazanımın
açıklamasında da anne-babaya, büyüklere, öğretmene, kardeşe sevgi ve saygıya
yer verilir. Öğrencinin yaşadığı çevreye bu kazanımda yer verilmektedir. Ben de
sunumumda çevresindeki kişilere nasıl davranması gerektiğine, hadislerle örnek
vererek açıkladım.
“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?”
Makalesinden Sunumda Yararlandığım Kısımlar:
Kazanımım: 4.1.3 Dilek
ve Dualarda Kullanılan Dini İfadelere Örnekler Verir.
“Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi
yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi
“insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın
yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.” Bu şekilde bireylerin hayatında istendik
davranışlar oluşturma ve onları yaşadıkları kültürde bilgi birikimleriyle
yoğurmak, entelektüel bireyler haline getirmek amaçlanır. Bu hususta okullar bu
görevi üstlenen önemli mecralardır. Biz öğretmenler bu görevi üstlenen önemli
bir aracı konumunda yer almaktayız. “Okuldaki
eğitim ve öğretimde önemli olan, bir yandan insanın yaratılıştan itibaren sahip
olduğu yeteneklerin geliştirilmesi, diğer yandan da bu yeteneklerin hayatın
gereklerine uygun olarak zenginleştirilmesi ve biçimlendirilmesidir.” İşte bu
noktada öğrencilerin gündelik hayatta çok defa kullandıkları, günlük hayattaki
dini ifadeler gerçeğini buradan yola çıkarak öğrencilere sundum.
“Kavramların ne olduğunu ve
hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan
geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu kez yanlı bir
fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir.” Bu sunumda kavramlar üzerinden
açıklamalara yer verilmiştir. Fakat bunun yetersiz olduğu yukarıda ifade de
belirtilmiştir. Bu yüzden sunumda gerek dikkat çekme bölümü, gerek keşfetme,
gerek derinleştirme kısmında öğrencinin konuyu içselleştirmesi sağlanmıştır. Böylelikle
bireylere daha faydalı bir öğrenim sunulmuştur.
Disiplinlerarası
Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü
“Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel
mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü
geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bu özelliği
ile aslında Din Kültürü dersinin diğer derslerle birlikte belirli konularda
bütünlük içinde çalıştığını ve disiplinlerarası hareket ettiğini görürüz. Burada
okulun görevi de bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi gerçeklik olan din
olgusunu hiçe saymayıp, bilgiyi çok boyutlu ele alıp gerçekleri bütünlük
halinde verebilmedir.
SÖ-Aybüke Özeroğlu-18040296
‘’Din Öğretimi
Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?’’ Makalesinden Sunum Ödevinde Yararlandığım
Kısımlar
‘’Bütün diğer dersler
gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına
ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle
birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkı da
bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak
yetişmelerini sağlamaya çalışır.’’ paragrafını okuduktan sonra sunum ödevimde ele
aldığım kazanımı diğer derslerle bilgisel bütünlük sağlamaya gayret ederek
disiplinler arası bir çalışma ortaya koymaya çalıştım.
Sunum ödevimde ‘’Bireyin
güzel ahlaklı olmasında dinin rolünü fark eder.’’ Kazanımını ele alırken
makalenin ‘’ Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi
yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca
öğrenciyi ‘’insan’’ olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın
yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.’’ kısmından yola çıkarak ele
aldığım kazanımı Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler dersi ile bilgisel bütünlük
kurarak ele aldım.
Makalede yer alan ‘’ Uzun
vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne
yardımcı olan bilgilerdir.’’ cümlesini okuduktan sonra sunum ödevimde bireyin
güzel ahlak ilkelerine uymasının toplumsal barış, huzur ve mutluluğun egemen olacağı
bilgisini uzun vadeli bir bilgi olarak öğrenciye sunar hale getirmeyi
amaçladım.
Makalede eğitimcilerin
üzerinde düşünmesi gereken önemli bir ilkeden bahsedilmiş. ‘’Öğrenciye ‘seçilecek
olanı’ dayatmak yerine ‘seçmeyi’ öğretmek.’’ Sunum ödevini hazırlarken bu
cümleyi hatırlayarak, güzel ahlak konusunu ele alırken öğrencinin seçmeyi
öğrenmesine yönelik bilgi cümlelerine yer vermeye, dayatan, baskı kuran bilgi cümlelerinden
kaçınarak sunum ödevini hazırlamaya çalıştım.
‘’Din öğretiminde
öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helal ve
haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu
anlatılacaktır.’’ cümlesinden yola çıkarak ödevimde ahlaki güzelliği, Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi dersinin 5. Ünitesinde yer alan manevi temizliği de etkisine
işaret ederek üniteler arası bir bilgi bütünlüğü sağlamaya çalıştım. Aynı zamanda
güzel ahlaki ilkelere uymanın bireye ve topluma etkilerine de değinerek din
öğretiminin hayatın bütününe etkisine dikkat çekmeye çalıştım.
Özge Yiğit
18040320
SÖ-3
DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
Kazanım: 4.3.3. Fâtiha suresini okur, anlamını söyler.
Özgürleştiren bir süreç nedir, diye düşündüğümde öğrencinin yeni bilgiler öğrendiği, düşünce dünyasını genişlettiği, seçimler yapabildiği, kararlar aldığı süreçlerdir. Bu süreçler her derste yaşandığı gibi din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde de yaşanır. Yani din öğretiminin de diğer derslerden hiçbir farkı yoktur. Bazı kimseler için okulda din öğretimi, beyin yıkamaya neden oluyor deniyor. Beyin yıkamak ancak, öğretmenin; duyguları, düşünceleri, davranışları ve bilgileri doğrudan empoze ettiği dolayısıyla öğrenciye kendi başına düşünebilme kabiliyetinden yoksun bıraktığı zamanlarda gerçekleşir. Din öğretimini ya da başka bir dersi tam da bu şekilde işleyen öğretmenler olabilir ama bunun cezasını bir derse kesmemek gerekir. Aynı zamanda özgürlüğü getiren bir başka durumsa bilmektir, fikir sahibi olmaktır. Öğrenci din öğretimini okulda almazsa, din kavramı ona birisi oturup öğretmediği ya da öğrenci kendisi araştırıp bilgi edinmediği takdirde her zaman yabancı kalacak. Bilmediği bir kavram ve konu hakkında da fikir sahibi olamayacak, dolayısıyla bu konuda fikrini belirtmekte özgür olamayacak. Kısacası din öğretimi almak, özgürleştiren bir süreçtir. Bir de makalede Paulo Freire’nin bankacı eğitim modelinden bahsediliyor. Bankacı eğitim modelinde öğretmenler ezbere anlatan ve bilgileri öğrencilere dayatan birer yatırımcıdır, öğrenciler ise tüm bilgileri sorgulamadan alması gereken boş bidonlar, yatırım nesneleridir. Bankacı eğitim modelinin tersi de problem çözme yoludur. Bu yolda öğretmen, öğrencilerin herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir. Ben de sunum ödevimde sorduğum sorularla, yaptırdığım etkinliklerle ve değerlendirme sürecimde problem çözme yolunu hedefledim. Örneğin derinleştirme aşamasında oynattığım eğitici oyunlarda öğrencilerden doğrudan Fâtiha suresini ezberlemelerini istemedim. Oynadıkları oyun sayesinde, kendi kabiliyetlerini kullanarak, kendi istekleriyle ezberleyip anlamını öğrendiler. Başta dediğim gibi tüm dersler eşit düzeydedir, hepsi özgürleştiren, hepsi düşündüren ve hepsi birbiriyle bağlantılı olan derslerdir. Örneğin; Fâtiha suresini okuduk, anlamını öğrenmeye sıra geldi diyelim. Öğrenci, okuduğunu iyi anlayabilmesi, kafasında bağlantılar kurabilmesi için Türkçe dersinde başarılı olması, okuduğunu iyi anlaması gerekir. Başka bir örnek vermem gerekirse, öğrenci din kültürü ve ahlak bilgisi dersinde güzel ahlak, maddi ve manevi temizlik gibi günlük hayatın içinde bulunan konuları da öğreniyor ve öğrenci 4.sınıfa gelmeden önceyse Hayat Bilgisi dersinde buna benzer konuları görüyor, bir hazırbulunuşluk ediniyor. Kısacası tüm dersler birbiriyle bağlantılı olduğu için öğretmenlerin de bunun farkınsa olup disiplinlerarası çalışmaya dikkat etmesi gerekir. Dikkat edip, öğrenciye de bu durumu fark ettirirse, öğrenci için de bağlantı kurmak, anlam vermek daha kolay olacaktır.
Kazanımım 4.5.1 islam
dininin temzliğe verdiği öneme örnekler verir,
Bütüncül olarak okul, gerçeğin
yorumlanması konsunuda çocuklara yol göstermelidir. Bu yaşlarda çocuklar, dini
çok boyutlu algılamada yaşları gereği zorluklar yaşamaktadır. Ama bu demek
değildir ki eğitim ile bu açık kapatılamaz. Her insan “emanet” olarak tasvir
edilen görevini yerine getirebilmek ve Allah’ın halifesi olma liyakatını
gösterebilmek için irade, akıl, kavrayış ve varlığın
sırlarını araştırma gibi çeşitli donanımlara sahiptir. Ama bu donanımlara sahip
öğrencilerine karşı öğretmenin yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğü makalede
şöyle belirtmiştir;
Öncelikle öğretmen, öğrencisinin
gözlerine
yerleştirilen her çeşit merceğin
farkında olmasını sağlayacak ve öğrencisini kendi aklına sahip olma noktasına
getirecektir. Önemli olan çocuğun veya gencin kendi akıl yürütme gücünü
kullanarak varlık karşısında
tavır almasını öğrenmesidir.
Bu noktada sunumumda islam
dininin temizliğe verdiği önemi teorik bilgilerle değil de öğrencilerin dini algılayış
seviyelerini gözeterek, onların sağlam olmayan ve taklit etme sonucu
edindikleri din olgusuna bir anlam yüklemek olacaktır.
Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu
zaman,öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler
bulup keşfettikleri zamandır. Makalede de sıklıkla vurgulandığı gibi
yaparak-yaşayarak öğrenme ortamlarının dini öğretmek bağlamında çok daha
verimli olacağıdır.
Disiplinler arası olarak din
dersi;
“Din dersi, diğer derslerle birlikte,
çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur.
Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.” Cümlesinde de diğer derslerle birlikte, çevreden kopmadan
işlenmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Örneğin kırmızı ışıkta neden
geçmemeliyiz? sorusunu sadece trafik dersi kapsamında işlenirse ‘kurallar
gereği yanlıştır.’ cevabı çıkar. Ama din dersi ile bağdaştırılırsa, islam dini,
beden ve elbise temizliğini emrettiği gibi, kalp ve gönül temizliğini de
emretmiştir. Bu yüzden de manevi açıdan temiz kalabilmek için kurallara
uyulması gerektiği vurgulanabilir.
EBRAR ÇELİK 18040263
DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
Kazanım:
4.5.2 Temiz ve düzenli olmaya özen gösterir.
“Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel
mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü
geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.”
“Temizlik” kavramı Türk
toplumunda ve kültüründe önemli yeri olan bir kavramdır. Temizliğin imandan
geldiğini belirterek her alanda temiz olmayı öğütleyen büyüklerimiz,
küçüklüğümüzden itibaren bizleri bu kültür ile büyütmüşlerdir. Bu nedenle
kazanım ile ilgili gördüm.
“Günümüzde okul, her türlü eleştirilere rağmen, bireyin eğitim görevini
üstlenen önemli bir kurum olarak varlığını sürdürüyor. Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına,
toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak hazırlanan
programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen davranış
değişikliği meydana getirmeye çalışılır.”
Düzenli olmak, bir
davranış değişikliği ya da davranış oluşturmayı gerektirdiğinden kazanım ile
ilişkili buldum.
“İnsanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her
konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.”
Temizlik ve düzenli olmak
bir davranışın gelişmesine yönelik kavramlar olduğu için kazanım ile
ilişkilendirdim.
“Okulun
görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu
hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna
uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü
ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.”
Bireysel, sosyal ve
kültürel bir kavram olan temizlik kavramının çok boyutu sunularak ve gerçeğin
bütününü hedef alan bir öğretim yolu ile benimsenmesini gerektirdiğinden
kazanım ile ilişkilendirdim.
“
Problem Çözücü Model
1. Hedefler: Davranış geliştirme, tutum ve anlayış
kazandırma. Kültürel mirası, dünü anlamak, bugünü oluşturmak ve geleceğe ışık
tutmak için öğretme çabası.”
Davranış,
tutum ve anlayış kazandırmayı hedefleyen bu modeli birebir kazanım ile
ilişkilendirdim.
•
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin bu
kazanımını, Hayat Bilgisi dersinin, “HB.1.3.1. Kişisel bakımını düzenli olarak
yapar.”
•
“HB.2.3.4. Sağlıklı bir yaşam için
temizliğin gerekliliğini açıklar.” Kazanımları ile ilişkilendirdim.
F. Sedef EŞEN-18040272-Sınıf Öğretmenliği 3
“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç
Olabilir Mi?” Makalesinden Sunumda Yararlandığım Kısımlar:
Kazanım: 4.2.3. Kur’an-ı Kerim’in iç
düzeni ile ilgili kavramları tanımlar.
“Okul programında yer alan derslerin ortak
hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını
öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir
bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.” Makale
de yer alan bu cümle eğitimin kısaca amacını açıklamıştır. Böylelikle eğitim
kavramının içinde yer alan din kültürü dersinin de tanımlamış oldu. Kazanımımın
temelin de yer alan Kuran-ı Kerim’in bir rehber olduğunu ve bu ancak hususta
yaşarsak özgür, hür iradeli ve doğru yaşamış olacağımızı belirtiyor.
Kuran-ı Kerim nedir, niçin okunur , nasıl hayata uyarlanır,
nelerden oluşur, ne anlatmak istenir? Gibi sorular zihnimize canlanarak aslında
bu kazanımı öğrenmek için etkili ve doğru bir yolda olduğumuzu gösterir. Zihnimizde bu gibi
sorular oluştuğu sürece öğrenmenin ve anlamlandırmanın daha kolay olduğunu fark
ettim. Sunumumda da en başta bu gibi sorulara cevap arayarak başladım.
“Din öğretiminin olmaması, bir beyin
yıkama faaliyeti olarak yorumlanabilir. Çünkü bilgisine sahip olmadığı bir
konuda, insanın özgürlüğünden söz edilemez. Kişinin din konusunda olumlu veya
olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi
halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.“ Makale
de yer alan bu bölüm en başta aradığımız
soruların bir çoğunun cevabını taşımaktadır. İnsanın dinin ne olduğunu bilmesi
onu özgürlüğe götüren yolda bir adım daha ilerlemesi demek olduğunu gösteriyor.
Böylelikle yol gösterici olan Kuran-ı Kerimi daha yakından tanımamız gerektiği
ortaya çıkıyor.
“Din öğretiminin dayanması gereken modelin
“bankacı model” değil “problem çözücü model” olması gerektiği düşüncesindeyim.
Bankacı modelle varılacak nokta, öğrencinin ezberlemesi, bellemesi ve tekrar
etmesiyle sınırlı kalacaktır. Bir bilgi türü olarak din olgusunu öğretime konu
ettiğimiz zaman bu bilginin özelliğini ve nesnesini iyi tayin etmek gerekir.
Kanaatimizce, din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi
elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir
süreç olarak kabul edilmelidir. Din öğretimi, sadece din hakkındaki
entellektüel bilginin elde edilmesini değil, aynı zamanda güçlü bir kişiliğin
gelişmesini de sağlayabilmelidir. Öğrencilerin dinî bilgilerden bir dünya
görüşü kazanacak tarzda yetiştirilmesi işi ise belletme, ezbercilik ve
tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama ile mümkündür.” Makalenin
bu kısmı aslında her şeyi açıklıyor. Verilen model örnekleri bir tek din
öğretiminde değil tüm öğretim programları içinde geçerlidir. Problem çözücü
model bakış açısıyla Kuran-ı Kerim’e bakıldığı zaman Kuran-ı Kerimin iç düzenini
neden öğrenmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Bu hususta Ayet nedir, sure nedir,
cüz nedir? Gibi sorular sorarak Kuran-ı Kerimi daha anlamlı ve sorgulayıcı hale
getirmiş oluyoruz. Ben de sunumumda bu gibi sorulara oldukça yer vererek anlamı
ve öğrenmeyi daha kalıcı hale getirmeye çalıştım.
Disiplinlerarası Çalışma ve Bilginin
Bütünlüğü:
Makale de yer alan şu cümle “Din dersi, diğer
derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına
katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler
olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bu cümle de anlatıldığı üzere din
dersi disiplinlerarası bir yaklaşım ve
kendi içinde anlamlı bir bütün oluşturan bir derstir. Her kazanımda olduğu gibi
benim kazanımımda da bilgi bütünlüğü mevcuttur. Belli bir plan, düzene ve
aşamaya göre ilerlemektedir. Mesala Kazanımım da Kuran’ın iç düzeninden
bahsetmeden önce İslam Nedir, Din Nedir, İslam’ın şartları gibi konuları ele
alındıktan sonra Kuran’ı Kerim ve iç düzenine geçilir.
Din Kültürü dersi
her konu da kaliteli bir hayat sürmemiz için bize bir rehber olmuştur. Bu oluşturduğu yaşam
biçimi içinde her alandan yararlanılmıştır. Hayat Bilgisi dersi, Türkçe dersi gibi örneklendirebiliriz. Kısaca din kültürü
dersi de kendi içinde bir bütün olup diğer derslerle etkileşim içerisindedir.
Muhammed Ali
Çinibulak/ SÖ-3.SINIF/ 18040265/ ÖDEV 4
KAZANIM: 4.1.2. Tekbir ve salavatı söyler
DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİNİ SUNUMA ŞÖYLE YANSITTIM:
·
“Bütün diğer dersler gibi din dersi de
öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini
geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.” Yandaki makaleden alıntı sunum için yararlandığım bir alıntı.
Çünkü tekbir ve salavatı söylemek bir takım bilgi ve beceri gerektirir.
Öğrencilere bu bilgi ve beceriyi geliştirmek için sunum esnasından onlara bir
video izleterek ve onların da videoya eşlik etmelerini istedim. Sonra bu eşlik
etme sınıf arkadaşları ile beraber olacağı için bir sosyalleşme sağlanmış olunacaktı
hemen ardından tekbiri ve salavatı günlük hayatımızda nerelerde kullanırız? Sorusuna
sunumda yer vermem çocukların kültürel mirası anlamalarına katkıda bulunur.
·
“Okul programında yer alan derslerin ortak
hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını
öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir.” Yandaki makaleden
alıntıya baktığımızda sunumda bu alıntıya zaten toplumun değer yargılarından
bir tanesi olan tekbir ve salavatı söylemeyi, kullanım yerlerini öğreterek
sağlamış oluyorum.
·
“Oysa, ona bir harita yardımıyla yolunu bulması
öğretilirse, o kişi her zaman ve farklı koşullarda kullanabileceği bir bilgi
kazanmış olacaktır. Okulun aktarma iddiasında olduğu bilgiler bu tür
bilgilerdir. Öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini
bulabilmeleri için gerekli olan bilgilerdir.” Yandaki alıntıyı tekbir ve
salavatın ne olduğunu, nasıl söylendiğini ve nerelerde kullanıldığını
göstererek bir Müslüman olarak hayatlarında bir yön bulmalarını dini anlamda
bir yön verir.
·
“Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve
tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek
değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok
boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir
öğretim yolu benimsemektir.” Yandaki alıntıyı sunumda öğrencilere videolar
izleterek, onları tekbir ve salavatı günlük hayatımızda nerelerde kullanırız
gibi sorularla düşündürerek, tekbir ve salavatın ne olduğunu öğreterek
öğrenciye bilgiyi çok boyutlu kazandırmış oluyorum.
·
“Kişinin din konusunda olumlu veya olumsuz bir
tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi hâlde lehte
veya aleyhte bir şartlanma olabilir.” yandaki alıntıyı ise İslam dinini
oluşturan unsurlardan olan tekbir ve salavatı öğreterek çocukların İslam dinini
oluşturan unsurlardan bir tanesini bilmesini sağlamış olurum.
·
Sunumda bahsedilen seçme, özgürlük gibi konular ilkokul
çocuklarında mümkün değildir. Çünkü ilkokul çocuklarında öğretmen ve aile onlar
için hayatlarına yön veren en sevdikleri en büyük iki etkendir. Bu yüzden
verilen fikir ve görüşleri sorgulamadan kabul ederler. Yani makalede de bahsedildiği
gibi otorite kavramını kabul ederler.
·
Bilginin bütünlüğünü öğrencilerin merak
duygularını uyandırıp, günlük hayatla ilişkilendirme yapmalarını sağlayarak
bilgileri bir bütün/ düzen içerisinde vermiş oldum. Bu sırada videoya eşlik
edilmesi, sorulara cevap vererek Türkçe dersindeki düşünme, hayal gücü
kavramlarına yer verilmesi gibi etkinliklerle Türkçe ve müzik gibi disiplinler
arası bir sunum/çalışma sağlanmış olundu.
Gül Cansu ÖZTAVLI
18040298
Sınıf Öğretmenliği
Din
Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi?
Kazanım: 4.3.3. Fatiha suresini okur, anlamını söyler.
Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin
gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini
geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.
Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin
getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî
açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir. Bilgi verme, değer
aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilmeyi öğretme vb. pek
çok işlevi olan okul programlarının içinde, din olgusu doğal olarak yer alır.
Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda
üç amaç ileri sürülmüştür.
1- İnsanî
amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle
doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık
kazandırmak.
2- Kültürel
amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu
mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle
tanıtmak.
3- Toplumsal
amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal
çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.
Ayrıca bu makale sayesinde öğrencilerin düşünme, akıl
yürütme, seçme yeteneğini dumura uğratacak her türlü öğretimi bir beyin yıkama
faaliyeti olarak gördüğümüzü ve bunun insana yapılabilecek en büyük kötülük
olabileceğini ve öğretim ile beyin yıkama faaliyeti arasındaki farkı gördüm. Ve
sunumumda beyin yıkamak yerine daha iyi öğretim yapmaya çalıştım.
Din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber,
insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini
geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir. Öğrencilerin dinî bilgilerden
bir dünya görüşü kazanacak tarzda yetiştirilmesi işi ise belletme, ezbercilik
ve tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama ile mümkündür. Ben de
Fatiha Suresini öğretirken aynı zamanda öğrencilerin gerçek hayatlarında da bir
bakış açısı kazanmalarını sağlamak istedim.
Ve makaleden öğrendiğim bir diğer şey ise, bir
öğretmen olarak biz disiplinler arası çalışmayı öğrenmeliyiz. Çünkü Fatiha
Suresinin okunup, iyice kavranabilmesi için öğrencilerin başka derslerde de başarılı
olması gerekir. Aynı zamanda diğer derslerde öğrendiği bilgilerle uyumlu olmalı
ve öğrenci için bu bilgiler anlamlı olmalıdır.
İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır.
Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Ve Fatiha Suresi de aslında öğrencilerin düşünmesini, araştırıp incelemesini sağlayacaktır.
Sıla KÖKSAL- Sınıf Öğretmenliği-3
Sunumda ele aldığım kazanım “4.4.2. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile büyüklerini tanır.” Makalede geçen “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Genel manada bu cümleden yola çıkarak konuları ele aldım. Öğrencilere bu konuyu anlatırken aynı zamanda kültürel mirasımızı anlamalarının önemine değindim.
“ Okul programında yer alan bilgiler için ilk bakışta “uzun vadeli bilgiler”3 nitelemesini yapmak mümkündür. Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir” Anlatılmak istenenden yola çıkarak da öğrencilere aile hayatında karşılaşabilecek problemlerin nasıl çözüme kavuşturulması gerektiğine ve ailenin önemine yer verdim.
“Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizde her iki husus da göz önüne alınmak durumundadır. İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama, algı-davranış işbirliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul programında yer alabilir.” Bu bölümde ise insanın kendisi dışında kalan bireyleri de anlaması gerektiğine vurgu yaptığı için aile bireylerini anlaması ve onlarla işbirliği içinde olmasının öğrencinin menfaatine olacağına değindim.
“Değerlere “kayıtsız kalmak” veya “değerlerin eğitim dışında tutulmaya çalışılması” gibi eğilimler de beyin yıkama kadar tehlikelidir. Din öğretiminin olmaması, bir beyin yıkama faaliyeti olarak yorumlanabilir.” Bu cümlelerden yola çıkarak da sunumda aile değerinin üzerinde durdum ki öğrenciler din öğretimi sayesinde yanlış bilgilerden uzak dursunlar.
“Kendi kendine karar verme ve verdiği kararı uygulamaya koyma seviyesine erişmemiş kimseler yetiştiren bir eğitim sistemi dinî açıdan da geçerli değildir. Böyle insanlar sorumlu (mükellef) bile sayılmaz. Aklını kullanamayan insan için ne dinin ne özgürlüğün anlamı olabilir.” Sunumda anlatılanlarla beraber Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ailesini tanıyarak kendi ailesinin önemini fark edebilmeli ve bu konuda kendi kararlarına vermesi ve aklını kullanması amaçladım.
“. Doğumum olayıyla dünyaya bağlıyım. İçinde doğduğum kültüre, aileye, sosyal çevreye bağlıyım.” Her insan doğumu dolayısıyla bir aileye bağlıdır. Bu yüzden içinde bulunduğumuz aileyi tanımalı ve o aile kavramının önemini bilmelidir.
“İslâmiyette, bir kimseye dini zorla kabul ettirme salâhiyeti Hz. Muhammed (s.a.v)’e bile tanınmamıştır. “Sana sadece tebliğ etmek düşer,” Artık uyar, düşündür sen bir uyarıcı/düşündürücüsün onlar üzerinde zorlayıcı değilsin,” Eğer Rabb’in dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı.” ve “Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır.” Genel olarak öğrencilere konuyu anlatırken onları bazı şeyleri düşündürmeye sevk ettim.
“Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır. Müslüman bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramlarıyla düşünüyoruz.” Sunumda iyi, güzel ve doğru olanları anlatmaya çalıştım. Müslüman bir toplum olarak Hz. Muhammed’in (s.a.v.) aile hayatını bilmek bizim için önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrencilere Hz. Peygamberin aile hayatını anlatarak kendi ailelerinin önemini kavratmak amaçlanmıştır.Adı
Soyadı: Cansu Atay
Numara:
18040096
“Din Öğretimi Özgürleştiren Bir
Süreç Olabilir Mi?” adlı Makale Ödevi
Bütün dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli
bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine
yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin
kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmesini ve
kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.
Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi
yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi
“insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın
yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Okullarda öğrencilerin
ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak
hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve öğrencilerde arzu edilen
davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır.
Ben sunumumu hazırlarken öğrencilere seçilecek olanı
değil de seçmeyi öğretmeye çalıştım. Bunu da yaparken problem çözücü öğrenme
modelini kullanmaya çalıştım. Çünkü etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman,
öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup
keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri
öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, tartışma yaptırır.
Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.
Bende öğrencilerin araştırıp düşünmeleri için yönlendirici bir rehber olarak
onlara yardımcı oldum. Öğrencilerin akıl yürüterek öğrenebilmelerini sağlamaya
çalıştım. Ben sadece bir öğreten değil üzerinde çalışılan problemle boğuşan ve
öğrencilerle birlikte öğrenen biri olmaya çalıştım. Öğrencilerin derse aktif
katılmalarını sağlamak için sorular, örnekler ve hikâyeler ekledim. Onları
düşündürmeye sevk ettim. Konumuz üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin
keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirmeye
çalıştım. Öğrencilerin hazır
bulunuşluklarını dikkate aldım. Onların ilgilerini çekecek şekilde planı
hazırladım. Görseller ve hikâyelerle öğrencileri derse katmayı hedefledim.
Ben sunumumu hazırlarken öğrencilere bilgiyi çok boyutlu
olarak sunmayı hedefledim. Ayrıca planımın sonuna anlattığım konunun diğer
derslerle ilişkisini de ekleyerek disiplinler arası çalışmayı amaçladım.
Aslında birçok ders iç içe diyebilirim. Her dersin amacında bilgi verme, değer
aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilmeyi öğretme gibi
kazanımlar bulunur. Her ders öğrencileri hayata hazırlamaya çalışmaktadır. Bu
yüzden bir dersin içinde başka bir dersin konusuna yönelik kazanımlar da
bulunabilir. Ben de ders planımda konumla ilişkili kazanımlar olan dersleri de
belirttim.
Din öğretimi, uygun yöntemlerle yapılırsa öğrencilerimizin
en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini geliştirmelerine yardımcı
olabilir. Bende buna dayanarak öğrencilere bir şeyi dayatmaktan çok onların
kendi fikirlerinin oluşturulmasına yönelik bir ders planı hazırladım.
KÜBRA SÜMER
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ 3.SINIF
18040305
“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR
SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNİNDEN ÖĞRENDİKLERİNİZİ SUNUM ÖDEVİNİZE NASIL
UYARLADINIZ?
SUNUMDA
ELE ALDIĞIM KAZANIM:
4.
4.3. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu, çocukluk ve gençlik yıllarını özetler.
Hz.
Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik öncesi hayatında; sütanneye verilmesi,
seyahatleri, hilfü’l-fudûla katılması, Kâbe hakemliği, ticari hayatı ve
evliliği konularına kısaca yer verilir.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) çocukluk ve gençlik
yıllarındaki erdemli davranışlarına örnekler verilir.
1.BİLGİNİN
BÜTÜNLÜĞÜ
Din dersi makalede de
belirtildiği gibi diğer derslerle birlikte öğrencilerin kültürel mirasını
anlamaya, tarihte olup bitenleri kavramasına katkı da bulunan bir derstir.
Sunumum da Sevgili Peygamberimizin doğumu, çocuklu ve gençlik dönemlerinde
yaşanan olayları öğrencilere aktarmayı amaçlamıştım. Bunu yaparken bilgiyi öğrencilere
bütünlük içerisinde yani nedeni, nasılını aktararak sunmaya dikkat ettim. Din
olgusunda ihmal etmememiz gereken üç noktadan biri olan dinin kültürel amacını
göz önünde bulundurarak tarihi mirasımızı aktarmaya, dünü anlamak, bugünü
oluşturmak ve geleceğe ışık tutmak çabası içerisinde sunmaya çalıştım.
Makalede de belirtildiği gibi din
öğretimini bazı kesimler beyin yıkama faaliyeti veya öğrencilere birtakım bilgileri
dayatmak olarak ifade edilmektedir. Bu çok yanlış bir düşüncedir. Bu yanılgıyı
din öğretiminde kullandığımız yöntemlerle değiştirebiliriz. Yani din
öğretiminde öğrencilere bilgiyi doğrudan sunmak yerine örneğin; doğru davranış
örneği, yanlış davranış örneği sunarak öğrenci aklını kullanarak, sunulan
bilgileri sorgulayarak doğru bilgiye ulaşıp davranış haline getirebilir.
Makalede belirttiği gibi doğru
anlatım yani “Bankacı Model” anlayışını benimseyerek öğrencilere bilgi yığınını
sunup, benimsemesi için dayatırsak yanlış bir öğrenme-öğretme süreci
gerçekleşmiş olacaktır. Etkili öğrenmeyi gerçekleştirmenin en iyi yolu,
öğrencilerin öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup
keşfettikleri zamandır. Bir öğretmen adayı olarak öğrencilere farklı davranış
örneklerini sunarak, bu davranışlardan hangisine yönelirse veya hayatına
katarsa doğru olacağını düşüneceği bir ortam sunmalıyız. Yani din öğretiminin
özgürleştiren, bireye seçim yapma hakkı sunan bir alan olduğunu yansıtmalıyız.
Öğrencinin doğru davranışı seçmek
için örnek alacağı kişileri de sunarak yol göstermeliyiz. Bu cümlemden yola
çıkarak sunumumda güzel ahlaklı olmak için kimi örnek almamız gerektiğini “Kimi
Örnek Almalı” kitabından yararlanarak sunumda öğrencilere aktarmaya çalıştım.
Aynı zamanda sunumumda Sevgili
Peygamberimizin örnek davranışlarından bahsederken bilgiyi doğrudan öğrencileri
ezbere yöneltecek şekilde, seçilecek alanı dayatmak yerine ilk olarak
kendilerinin erdemli davranış denilince akıllarına ne geldiği ve kendi
davranışlarından örnekler vermelerini isteyerek sorgulamalarını, sınıfça
tartışmalarını ve erdemli davranışın ne olabileceğini keşfetmelerini amaçladım.
Sonrasında Sevgili Peygamberimizin örnek davranışlarını içeren metinler
vererek, metinden yola çıkarak erdemli davranışların neler olabileceğini
bulmalarını sağalamaya çalıştım. Bu sayede doğru davranışları öğrenci
sorgulayarak keşfedebilecek ve kendi davranışlarına aktarabilecektir.
Sunumumda Sevgili Peygamberimizin
isimlerini öğrencilere sunduktan sonra, isimlerinin anlamlarını doğrudan
aktarmak yerine makale de belirtildiği gibi öğrencileri araştırmaya
yönlendirerek, isimlerin anlamlarını dini terimler sözlüğünden yararlanarak
bulmalarını istediğimi sunum da belirttim.
2. DİSİPLERARASI ÇALIŞMAK
Okul
programında yer alan derslerin ortak amacı, öğrenciyi topluma hazırlamak,
toplumun değer yargılarını öğretmek kısaca “insan” olmak yolunda eğitmektir.
Bunu göz önünde bulundurarak sunumumu hazırlarken öğrenme-öğretme süreci
içerisinde “Sosyal Bilgiler, Türkçe, Hayat Bilgisi, Beden Eğitimi” derslerinde
öğrencilere kazandırılan birtakım becerilerle ilişkilendirerek sunumumu hazırladım.
Sevgili
Peygamberimizin doğumu, çocukluğu ve gençlik dönemlerinin tarihi sıralamasına
ilişkin öğrencilere «Kronoloji Etkinliği» yaptırmayı planlarken Sosyal Bilgiler
dersinden öğrendikleri bilgilerden yararlanarak kronolojik sıralama yapmalarını
amaçladım.
Türkçe
dersiyle ilişkilendirdiğim noktalar ise; Sevgili Peygamberimizin erdemli
davranışlarının yer aldığı metinler ve doğumu, çocuklu ve gençlik yıllarının
aktarıldığı kısa bir film izleterek öğrencilerin okumuş olduğu metinler ve
izlediği videolardan çıkarımlarda bulunmasını amaçladım. Aynı zamanda kendi
cümleleriyle ifade etmesi ve sınıfta tartışma ortamı oluşturarak bilgiye
ulaşabilecekleri bir ortam oluşturmayı amaçlayarak sunumumda Türkçe dersinde
kazandırılmak istenen becerilerle ilişkilendirdim. Disiplinler arası
ilişkilendirmeyi yaparak makalede belirtildiği gibi öğrencilerin bilgiye
ulaşmaları için sorgulamaları, tartışmalarını sağlamış oluyoruz. Bu sayede
öğretimde “Bankacı Model” yerine “Problem Çözücü Model’le” öğretimi
gerçekleştirmiş oluyoruz.
Din
öğretimini disiplinler arası çalışarak makalede belirtildiği gibi bireylerde
güçlü bir kişiliğin gelişmesini de öğrenme-öğretme süreci içerisinde
gerçekleştirmiş oluyoruz. Bu cümleme örnek verecek olursam eğer sunumda yer
alan “Zarfı Çöz” adlı eğitsel oyunla öğrenciler hem öğrendikleri bilgileri
pekiştiriyor hem de takım çalışması, iletişim, oyun kurallarına uyma gibi Beden
Eğitimi dersinin kazanımında belirtilen becerileri de kazandırmış oluyoruz.
Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?
Diğer dersler gibi din dersi de
öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve
anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım etmekte,
çocukların ve gençlerin kültürel
mirasımızı anlamalarına katkıda bulunmaktadır.
Eğitimin
amacı insan yetiştirmektir. İlk bakışta okul programında yer
alan bilgiler “uzun vadeli bilgi” olarak tanımlanabilir. Uzun vadeli bilgi,
yaşamda karşılaşılabilecek sorunları çözmeye yardımcı olan bilgileri ifade
eder. Din Kültürü ve Ahlak bilgisi öğretimi sürecinde kullandığımız
yöntemlerden biri olan 5E yöntemi bu
anlamda buna katkı sağlamaktadır. Dikkat çekme aşaması öğrencinin konuya olan
ilgisini toplarken keşfetme aşaması öğrencinin konuyu kendi başına
keşfetmesini, sadece öğretmen anlatımı ile değil kendi çabası ile öğrenmesine
olanak sağlar. Öğretimin bir kesim tarafından sadece anlatımdan ibaret olduğu
zannedilmekteyken öğretmen, öğrencileri bilmedikleri konularda elbette
bilgilendirmektedir. Fakat bilgilendirme, öğretme-öğrenme sürecinin bütünü
demek değil yalnızca açıklama aşamasıdır. Derinleştirme aşaması ise öğrencinin
öğrendiği bilgileri içselleştirmesini, günlük hayatı ile ilişkilendirmesine
katkı sağlamaktadır. Basamaklarının her biri ayrı çocukların konu/durumları
anlamlandırmasına katkı sağlamaktadır. Okulun
aktarma iddiasında olduğu bu bilgiler öğrencilerin, ileriki yıllarda hayatlarında yönlerini bulabilmeleri için gerekli
olan bilgilerdir.
Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman,
öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup
keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve
problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, içerik
üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma,
bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Düşünen
bir zihne sahip olmak din kültürünün, eğitim-öğretimin temel amacıdır.
Okul eğitim ve öğretiminde önemli olan
bir yandan insan yeteneklerinin yaratılıştan bu yana gelişmesi, diğer yandan bu
yeteneklerin yaşamın ihtiyaçlarına göre zenginleştirilmesi ve şekillenmesidir. Okulun
görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu
hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Öğrencilere çok boyutlu bilgi sunmayı ve tüm gerçekliği tatmin etmeyi amaçlayan, çok
işlevli sosyal okullara uygun öğretim yöntemini benimsemeyi amaçlamaktadır. Okullar,
öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmak ve onlara
gerçeği yorumlamak için nasıl kullanacaklarını göstermek için bütüncül bir yaklaşım benimsemelidir.
Sunum
hazırladığım kazanım İslam’ı Tanıyalım Ünitesinin ikinci konusu olan İslam’ın
Şartlarıydı. Bu kazanıma göre:
“İslâm beş esas üzerine
kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü
olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan
orucunu tutmak. Bu beş temel şart dinimizin temel ibadetlerini oluşturur. Bu
temel ibadetlerin yapılması kulluğun bir gereğidir. Müslüman olan biri İslam’ın temel
şartlarını yerine getirir, Kur’an-ı Kerim’de bildirilenlere inanır ve
ona göre yaşamaya çalışır. İslam dini, emir ve yasaklarıyla Müslümanları iyi ve güzel olana
yönlendirir. Sevgi, saygı, merhamet, adalet gibi değerlerin Müslümanın
hayatına yerleşmesini sağlar.”
Bu kazanım ile birlikte öğretmen ders
sonunda öğrencilere İslam’ın temel şartlarını öğretmiş olacaktır. Hangi
kavramların ne anlama geldiğini anlamanın yolu sadece bu kavramları tanımlamak
değildir. Tanım aramak kişiyi yanıltabilir, bu nedenle belirli veya genellikle
önyargılı bir fikir, tanım aracılığıyla doğru olarak sunulabilir. Çocuklara
başıboş bir serbestlik vermek onları şaşırtacağı ve zorlayacağı için çocuklara kişisel özgürlüklerine zemin hazırlayacak
şekilde rehber olunmalıdır. Sonuç olarak bilgisine sahip olmadığı bir
konuda, insanın özgürlüğünden söz edilemez. Kişinin din konusunda olumlu veya
olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi
halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir. Bu yüzden çocukların düşünme, akıl yürütme, seçme yeteneklerini
geliştirmeliyiz ve onlara kendi başına düşünebilme kabiliyetini
kazandırmalıyız.
İslam dini akıllı ve özgür insana hitap
etmektedir. Kuran’ın anlayışı “Dinde baskı, zorlama yoktur.”
Yönündedir. Doğruyu seçmek ve yapmak içi temel “bilgi”dir. Kuran ilk
kelimesiyle, “oku”, insanları düşünmeye ve okumaya yönlendirir.
Kur’an’da Allah’ın insana “şunu yap,
şunu yapma” şeklinde seslenilmesi insanın bir seçme özgürlüğüne sahip olduğunu göstermektedir. Diğer taraftan
Allah, günah, sevap, helâl, haram, iyi, kötü gibi belirlemelerle insanın neyi
seçeceği konusunda yardım eder. İnsanın seçme kabiliyeti onun akıl sahibi
olmasından kaynaklanıyor. Yani özgürlük
aklî bir durumdur. Bu sebeple akıl sahibi olmayan varlıklarda özgürlükten
bahsetmek uygun olmaz. Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi
öğretmek önemlidir. Çünkü çatışma, otorite ve özgürlük arasında olmayıp
otoritenin ve özgürlüğün farklı görünümleri arasındadır.
Din öğretiminde öğrencilere olumlu,
olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın
bütününde meydana getirdikleri etkilerin neler olduğu anlatılacaktır. Müslüman
bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç
kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramları
düşünülmektedir. İşte bu yüzden verdiğimiz temel bilgileri, İslam’ın 5 temel
şartı, öğrenciye dayatmak yerine öğretmen olarak öğrencinin seçmesine vesile
olmalıyız.
Seçme özgürlüğü yanında “eylem özgürlüğü” vardır. Din dersiyle öğrenciler özgürlüğün farkına varırlar. Sonuç olarak din öğretimi öğrencileri özgürleştiren bir süreçtir. Bu süreçte uygun yöntem ve teknikler kullanılmalıdır.
Ayşenur Aygül
18040516
SÖ-3
Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi Makalesi Ve Ders
Sunumu
Ünite
Adı: Hz. Muhammed’i Tanıyalım
Kazanım: Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve Medine yıllarını özetler.
Uygulanış:
·
Bütüncül bir
yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel
ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda
da bilgi vermelidir. Öğrenme faaliyeti kılavuzlama faaliyeti olduğundan dolayı
olguları tanıtma, anlatma, olgular üzerinde düşünme ve olguları anlamlı bir
zenginlik içinde sunma eylemleri vardır. Sunumumda Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke
ve Medine yıllarını anlatırken amaç öğrencileri bilmedikleri konularda
bilgilendirmek olmuştur.
·
Öğretim süreci
de genelde anlatan bir öğretmen ve dinleyen –çoğu kez de dinliyor görünen-
öğrencilerden oluşur. Öğretimin sadece anlatımdan ibaret olduğu zannedilir.
Öğretmen, öğrencileri bilmedikleri konularda elbette bilgilendirecektir. Fakat
bilgilendirme, öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değildir. Etkili
öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde
araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli
öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte
inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma
yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama
sürecidir. Bu “Problem Çözme” yoludur. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve Medine
yıllarını anlatırken öğrenciler gruplara ayrılarak onlara olayların oluş sırası
karışık bir şekilde verilmiştir ve öğretmen rehberliğinde, yanlarında bulunan
kitaplardan da faydalanarak araştırıp,
inceleyerek öğrenmeleri sağlanmıştır. Problem çözme konuyu inceleme, araştırma
ve keşfetme yoludur. Bu yolla öğrencilerin konuyu keşfetmesi sağlanmıştır. Bu
da öğrencilerin düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini
geliştirmesine katkı sağlar.
Bilginin Bütünlüğü ve Disiplinler Arası Çalışmak
·
Hayat bilgisi
dersi için dini gün ve bayramların önemini kavramasını sağladım. Kadir gecesi
ve Ramazan ayının önemini anlayabilir.
·
İnsan Hakları ve Vatandaşlık dersi için hak ve
özgürlük kavramları ve saygı gösterilmesi gerektiğini anlar. Yapılan zulüm ve
işkencelerden yola çıkarak hak ve özgürlüklere saygı gösterilmesi gerektiğini
fark eder.
·
Türkçe dersi için metin yazma, metinle ilgili
sorular sorma, yazdıklarını paylaşması becerisi gelişir. Arkadaşlarına
soru hazırlamasını sağlayarak, grup çalışması ve konuyla ilgili özet çalışması yaptırarak
bu becerilerin gelişmesini sağlamayı amaçladım.
SÖ-Gamze
Bingöl-18040256
"DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?" Makalesinden
çıkarımlarım.
Kazanım: 4.4.2. Hz. Muhammed’in
(s.a.v.) aile büyüklerini tanır
Din
bilgisi dersinin amacı, bireyin yaşam ile ilgili bilgileri anlamlandırıp
düşünmesini ve sorgulamasını sağlamaktır. Din dersini çocuklara anlatmak onları
körü körüne bir şeye zorlamak değildir. Öğrencilere din dersini anlatırken
sorgulamadan kabullenmeleri yerine doğruları kendi zihinlerinde
anlamlandırmaları sağlanmaktadır. Dinde bir zorlamanın olması söz konusu bile değildir.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) insanlara dini anlatmak ve onlara yol gösterici
olmak için gönderilmiştir.
“Hz.
Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır.27 Kur’an,
Peygamberin görevini böyle gösterince, vahyin gayesini de “yol” göstermek
olarak açıklıyor. Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana ait
olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçtan da, kendisi sorumludur.”
Makalede
de belirtildiği gibi “Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihi bir
gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok
amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak
sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu
benimsemektir.” Öğrenciye bilgileri çok boyutlu sunmak onun karar verme
becerisine katkı sağlayacaktır. İslam dini dediğimizde sadece Kuran-ı Kerim’den
ya da sadece Hz.Muhammed (s.a.v)’den bahsetmek doğru değildir. Din bilgisi
dersi, dini bir bütün halinde öğrenciye
sunmaktadır.
Öğrenciye
Peygamber efendimizin (s.a.v.) hayatını anlatarak onun ne kadar güzel ahlaklı, hoşgörülü, yardımsever biri olduğunu ve dinen örnek
bir insanın nasıl olması gerektiğini çocuğa göstermeye çalışıyoruz. Peygamber efendimizin
aile büyüklerinden bahsederek onun nasıl bir ortamda büyüdüğünü, büyüklerine
karşı nasıl davrandığını ve büyüklerinin ona nasıl yaklaştığını çocuğa anlatarak
islam dininin elçisi olan Hz.Muhammed (s.a.v.)’in hayatı hakkında bilgi
edinmesini sağlıyoruz.
DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETİMİ
SINIF ÖĞRETMENLİĞİ/ 2.SINIF
HÜMEYRA YILDZIZ 19040416
Hazırladığım sunumun
kazanımı: Salli-Barik Dualarını Okur, Anlamını Söyler.
1)Makaleden
öğrendiklerini sunum ödevine nasıl uygularsın?
*’’Din
dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek
bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’’
Kültürel
mirasımızda selam ve saygı kavramlarının önemi çok büyük bir yer kaplar. Salli-Barik
duaları salavat dualarıdır. Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’e ve ailesine saygımızı
ve sevgimizi salavat duaları ile hissettiririz. Öğrenciye salavat duaları
hakkında ayet, hadis, kıssa anlatarak örnekler veririm ek olarak geçmişte
büyüklerimize nasıl saygı gösterilirdi sorusunu yöneltirim. Bu sayede hem
kültürel mirasımızı hem de Salli-Barik dualarını daha iyi kavramış olurlar.
*’’ Kur’an için önemli olan, ferdin tek tek davranışlarının niteliğinin yanında
bir bütün olarak seçtiği hayatın niteliğidir. Kulluk sürecindeki ibadetler de
yaşanan hayatın niteliğinde belirleyici oldukları sürece değerlidir.’’
Öğrenci günlük hayatında ve ibadetlerinde
Salli-Barik dualarını anlamlarını bilerek okuyacaktır. Bu şekilde okuması ise
hareketlerine, ibadetlerine daha çok değer ve anlam katacaktır.
*’’ Kavramların
ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları
tanımlamaktan geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu
kez yanlı bir fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir. Bunun örnekleri pek
çoktur. Örneğin “insan”la ilgili bir tanım yapmak durumunda insan için geçerli
birçok anlamdan biri onaylanabilir ve diğerleri ise hükümsüz kalabilir. Bu
tanımlardan en tipik olanı insan için yapılmış olan “hayvan-ı natık” tanımıdır.
“İnsan düşünen bir canlıdır.”, “İnsan inanan bir varlıktır.” önermelerinin bu
anlamda birbirinden farkı yoktur.’’
Öğrencilere sunumumdaki kavramları açıklarken nelere
dikkat ederek açıklamam gerektiği konusunda katkısı oldu.
*’’ Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman,
öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup
keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve
problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır,
muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim,
araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.’’
Öğrencilere
surelerin anlamlarını söylemek, açıklamak yerine; birlikte araştırmamız,
incelememiz gerektiğini öğrendim ve sunumuma da birliktelik esasında çalışmalar
ekledim.
2)Bilginin
bütünlüğü ve disiplinler arası çalışma ifadelerini açıkla.
*’’
Bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü
ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.’’
*’’Din dersi, diğer derslerle birlikte,
çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur.
Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.’’
Bilginin bütünlüğü ve disiplinler arası
çalışma bir konuyu tek taraflı düşünmek değil de çok yönlü düşünmeyi ve
aralarında ilişki kurmayı ifade eder.
DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR
Mİ? MAKALESİNDEN ÖĞRENDİKLERİMİN SUNUMDA UYGULANMASI
Kazanım: 4.4.1. Hz. Muhammed’in doğduğu çevrenin genel özelliklerini
açıklar.
Öncelikle Mualla Selçuk hocanın
da makalede bahsettiği üzere din öğretimi, okulda eğitimi öğretimi mevcut olan
diğer dersler gibi öğrencilere belirli çerçeve yapıları doğrultusunda bilgi, beceri
ve yetkinlikler ile kazanımları kazandırmayı hedefliyor ve öğrencilerin
kendilerini, kişiliklerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Bu yüzden de büyük
bir önem vaat ediyor. Makaleyi okurken bir paragrafta okuduklarım aslında
baktığımda Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi dersinde konuştuğumuz, belki
de en baştan beri en önemli noktalardan biri olan insan olmak, insan nasıl
olunur sorusuna götürdü beni. Makalede yazdığı gibi tüm derslerin amaçları,
hedefleri öğrencilerin olumlu gelişimler yaşayabilmesini sağlamak, onlara
toplumda nasıl birey olunur sorusuna cevap niteliğinde hazır hale getirmek. Yani
aslında tüm bunlara baktığımızda biz öğretmen adaylarının varacağı kapı insan
yetiştirmektir. Ben de bu makalede öğrendiklerim ile kazanımım da Hz.
Muhammed’i içerdiği için bir bakıma insan nasıl olunur sorusuna somut bir örneği
olan Peygamberimizi tanımaya, tanıtmaya basamak sağladım diyebilirim. Çünkü
sunumumdaki bilgiler ile aslında Hz. Muhammed’in yaşadığı çevreden başlayarak ilerideki
Hz. Muhammed ile ilgili olan kazanımlara ön bilgi sağlamış, temel atmış ve bu şekilde
aslında sunumumda bilgi bütünlüğü de sağlamış oldum.
Makalede yer alan “Din
dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek
bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” cümlesinden de kazanımımdaki Hz.
Muhammed’in doğduğu ve yaşadığı çevreyi öğrenerek geçmişten geleceğe bir anlam
yüklemelerini, varoluşumuzun sebebi bilgilere dayanır ifadesinden de
etkilenerek bir bilgi bütünlüğü sağlamaya çalıştım. Makalede bir cümle okulun
yani bu noktada biz öğretmen adaylarının görevi bireysel, sosyal, kültürel ve
tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek
değildir diyordu. Bu yüzden de aslında sunumumdaki Peygamberimizin doğduğu ve
yaşadığı çevrenin şartlarını yansıtarak öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak
sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu
benimsemeyi hedefledim.
Makalede “Bütüncül bir yaklaşım içinde okul, öğrencilere, dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkelerini tanıtmalı, onlara gerçeğin dinî açıdan nasıl yorumlandığı konusunda da bilgi vermelidir ve din olgusu için üç amaç ileri sürülmüştür” diyordu. Bu paragraf ve amaçlardan sunumumda şu şekilde yararlandım; İnsanî amaç noktasında Hz. Muhammed’in yaşadığı toplum şartlarını yansıtan yazılara, kültürel amaç doğrultusunda Hz. Muhammed’in yaşadığı toplumdan bugüne süren gelen ve o şartlarda dinin nasıl benimsendiğini, ne durumlarla karşılaşıldığını anlatan yazılara, toplumsal amaç olarak da aynı şekilde yukarıda bahsettiğim gibi o dönemdeki dini inanışlar çerçevesinde nasıl olaylar gelişmiş bunun bilgilerini içeren yazılara sunumumda yer verdim. Özetle, bilginin çok boyutlu olması ile bilgi bütünlüğü arasında bir denge sağlamaya çalıştım.
Makalede “Din öğretimi,
bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını
ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul
edilmelidir. Anlatan
bir öğretmen (konuşan bir öğretmen değil) ile anlayan bir öğrenciden (dinleyen
bir öğrenci değil) söz ederken sınıf içindeki zihinsel faaliyetler arasında bir
kaynaşmanın yaşanması gerektiğini” söyleyen cümlelerden öğrendiklerimde Hz. Muhammed’in
doğduğu yaşadığı çevrenin dini hayat boyutunda, toplumdaki farklı dini inanışların
da mevcut olduğunu, toplumda farklı adlandırmaların olduğunu sunum ödevimde
göstermeye çalıştım. Sunumda yaşadığı çevreyi yansıtan temsili bir animasyon
videosu ile öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştım ve bunun öncesinde konuya
hakimiyetlerini anlamak adına çeşitli sorular sordum. Öğrencinin süreçte
kalıcılığı artırmak için sorular ile ilgili görseller ekledim. Derinleştirme
aşamasında öğrenciyi aktif hale getirecek ve aynı zamanda bilgiyi kazanmasını
sağlayacak, iş birliği içerisinde olmasına katkısını olacağını düşündüğüm
Peygamberimizin dini ve sosyal hayatı ile ilgili oluşturduğum renkli kartlar
etkinliğini hazırladım. Makalede din öğretimimin, uygun yöntemlerle yapılırsa
öğrencilerimizin en iyiyi seçebilme ve uygulayabilme kabiliyetlerini
geliştirmelerine yardımcı olunabileceği söyleniyordu. Bu doğrultuda bilgiyi her
öğrencimin kavrayışlarında farklılıklar olacağı için sunumumda çeşitli yöntem
ve tekniklerin kullanılmasına özen gösterdim.
Sonuç
olarak makaleden edindiğim
bilgiler boyutunda sunum ödevime yansıttığım durumları bilginin bütünlüğü
kapsamında oluşturdum şeklinde özetleyebilirim. Devamında bilgi bütünlüğü, disiplinler
arası çalışmalar doğrultusunda; sunumumdaki kazanım ile diğer derslerin öğretim
programlarında bulunan yani kazanımlar/disiplinler arası çalışmamda ilk olarak
hayat bilgisi dersinde bulunan “Aile büyüklerinin çocukluk dönemlerinin
özellikleri ile kendi çocukluk döneminin özelliklerini karşılaştırır.” kazanımı ile öğrencinin Hz. Muhammed’in
doğduğu/yaşadığı dönemin özelliklerinden yola çıkarak aile büyüklerinin de
çocukluk dönemlerini merak edip ve karşılaştırma yapma isteğinde olmasını doğrusal
bir şekilde ilişkilendirdim. Sosyal
bilgiler dersi için oluşturulmuş olan “Çevresindeki ihtiyaçlardan yola çıkarak
kendine özgü ürünler tasarlamaya yönelik fikirler geliştirir.” kazanımı ile de
aslında öğrencinin geçmiş dönemdeki çevre şartlarından sonra kendi çevresini
daha ileriye taşımak için ihtiyaçlarına çözüm arayabileceği ilişkisini bilgi
bütünlüğü kurdum. Aynı şekilde Türkçe dersinin hedeflenen kazanımları ile ilişki
kurarak bilgi bütünlüğünü ve disiplinler arası çalışmaya örnek teşkil etmiş
oldum. Ek olarak din
kültürü ve ahlak bilgisi dersi kapsamında da aslında dersin kendi iç
bütünlüğünü sağlamak ve derste kazandırmayı hedeflediğim 4.4.1 kazanımı ile
aynı ünitedeki bazı kazanımlara da basamak sağlayacağını düşündüğüm için
“4. 4.3. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğumu,
çocukluk ve gençlik yıllarını özetler, 4.4.5. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Mekke ve
Medine yıllarını özetler.” Kazanımları için bir ön bilgi bütünlüğünü
nitelendirmiş oldum.
Din
Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi? Makalesini Sunu Ödevine Uyarlama
SÖ-İlknur
PEHLİVAN-17040368
Sunu
ödevimin kazanımı:
KAZANIM: 4.3.1.
Bireyin güzel ahlaklı olmasında dinin rolünü fark eder.
‘Okul, din olgusunu ihmal
ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda üç amaç ileri
sürülmüştür: 3. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal
çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.’ kısmından
yararlanarak güzel ahlaklı olmada din kültürü dersinin okullarda öğretilmesi ve
ahlakımızı şekillendirmede önemli bir rol üstlenmesi ile bağdaştırdım. Din
Kültürü dersinde verilen değerlerden biride güzel ahlaklı olmak için yapılacak
davranışların neler olduğudur. Bu nedenle toplumsal amaç ile birlikte dini
ahlak ile toplumsal çevre davranışları düzenlemek ile bağdaştırdım.
‘Kendi başına düşünebilme
kabiliyetini boğarak, ezerek, sindirerek ve bükerek yapılan iş, duyguların,
düşüncelerin ve davranışların doğrudan doğruya belirtilmesi hadisesi bir beyin
yıkama (fikir aşılama)’dır’. Bu paragraftan yola çıkarak onlara direk bilgiyi,
davranış biçim ve eylemlerini aşılamak yerine çocukların güzel ahlaklı olmak
için hangi davranışları yapmalarını hangilerini yapmamalarını öncelikle onlara
sorgulattım. Slayttım da yer alan en çok önem verdiğiniz güzel davranışlar
nelerdir? Sorusuyla kendi dünyalarında yer alan güzel davranışları düşünerek
cevaplamaları, neden güzel davranış ya da neden değil şeklinde sorgulatmalarla
kendi başlarına düşündürmeye çalıştım. Bu nedenle bu kısımdan
yararlanabileceğimi düşündüm.
Makalede yer alan
‘Kur’an’da Allah’ın insana “şunu yap, şunu yapma” şeklinde seslenilmesi ise
zaten insanın bir seçme özgürlüğüne sahip olduğunu gösterir. ‘ cümlesinden yararlanarak
sunumuma şu cümleyi ekledim: ‘Bu davranışları yapmak ya da yapmamak sizin
kararınızdır. Güzel ahlaklı olmayı seçmek ya da seçmemek sizin
sorumluluğunuzdadır.’ Bu cümleye yer vererek güzel ahlaklı olmada dinin rolünü
öğrenmelerinin yanı sıra dinin eylem ve düşüncelerde insanı özgür bıraktığını
vurgulamaya çalıştım.
Makalede yer alan yöntem
bölümünden yola çıkarak, problem çözücü yönteme uygun olması amacı ile
öğrencilere derse gelmeden önce yapmaları gereken bir araştırma ödevi verdim.
‘ARAŞTIRALIM… Güzel ahlaka uygun olan ve uygun olmayan davranışlar nelerdir’
sorularını araştırmalarını istedim.
Disiplinler arası
çalışmak hususunda makalede yer alan; ‘Okul programında yer alan derslerin
ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer
yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir.
Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey
değildir.’ Paragrafından yola çıkarak
biz Din kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin öğretimini yaparken, sunumlarımızın
son kısımlarında yaptığımız diğer derslerle ilişkilendirme çalışmasında olduğu
gibi bu dersin öğretiminde Türkçe, Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi vb. derslerinin
kazanımları ile Din Kültürü ve Ahlak
bilgisi dersinin kazanımları arasında ilişki kurarak disiplinler arası
bağdaştırmalar ve çalışmalar yapmaya özen gösteriyoruz. Bu çalışma bizlere
okulda öğretiminde bulunduğumuz dersler, değerler gibi unsurları öğretirken
yalnızca tek ders ile değil birçok derslerin birbiriyle ilişkili noktalarını yakalayarak
disiplinler arası çalışmaya özen gösterilmektedir. Aynı zamanda çocuğun öğrenme
sorumluluğunda olduğu derslerin birbirinden tamamen kopuk olmaması çocuğun
bilginin bütünlüğünü sağlaması noktasında önemli olduğunu düşünüyorum. Çocuklar
öğrendikleri bilgileri farklı alan ve derslerde kullandıkları ve o derslerle
bağdaştırdıklarında bilginin bütünlüğünü sağmakta ve bilgilerin birbiriyle
ilişkilerinde anlamlar kurarak kendilerine neye nasıl inanacaklarını, bilginin
doğruluğunu ve yanlışlığını yordama da ve inandıkları şeylerin farklı alanlarda
münakaşasını yaparak öğrendikleri bilgileri sorgulayabilecekler hem de farklı disiplinlerin bir konuyu nasıl ele
aldığı üzerine düşünebileceklerdir.
Ad-Soyad:
Miray ŞAHİN
Numara:
18040307
1.
Bilginin Bütünlüğü
Sunum
ödevimde ‘Din ve Temizlik’ ünitesinden 4.5.2. Temiz ve düzenli olmaya özen
gösterir. Kazanımı üzerinde çalışma yaptım başta ödevimi yaparken bu konunun
genel hayatımızdaki yerini düşündüm çalışmamı genelden özele bir şekilde
yürüttüm. Çünkü temizlik konusu genele yayabileceğimiz bir konudur. Herkesin
bir noktada fikirlerini sunabileceği, derse katılım sağlayabileceği bir
kazanım. Üç amaç (İnsani Amaç, Kültürel Amaç, Toplumsal Amaç) üzerinde de
öğrencilere fikir sunabilecek aşamalara yer verdim. Yaptığım çalışmada direkt
bilgi odaklı gitmek yerine çoğu yerde ortak tartışma alanları oluşturmaya
çalıştım. Burada hazırladığım sunumun aslında tüm yaşamları boyunca kullanabilecekleri
bilgiler olduğunu ifade etmeye çalıştım. Çünkü temizlik her yerdedir; evde,
okulda, sokakta, kütüphanede, çalıştığınız iş yerinde. Bir nevi görgü kuralı
olan temizliğin günlük hayatımızda nasıl bir yeri var ve biz neler yapıyoruz. Din
bizden nasıl yaşamamızı istiyor? Gibi sorulara birlikte cevap bulmaya çalıştık.
Aslında bu sunumda dinin dayatmaları olmadığını daha çok hayatımızda yön
bulmamıza yardımcı olduğunu anlamaya çalıştık. Hz. Muhammed (s.a.v) dediği gibi
“Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz!
Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilafa düşmeyin!” (Buhari, 3:72) bizde bu
hadisten yola çıkarak doğruya hep birlikte gitmeye çalıştık. Kur’an, insana ulaşan herhangi bir haber ve
bilginin hemen kabul edilmesinin doğru olmayacağını belirttiği gibi hemen inkâr
ve ret edilmesini de eleştirir: “Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu
kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi yalanladılar” 20 Burada da belirtildiği gibi akıl ve mantık
yolunda düşündürmeye çalıştık. Yani sınıf içerisinde farklı inançlara sahip
öğrenciler de olabilir. Önemli olan hep birlikte bir bütünlüğe varabilmektir.
Bende sunumumda böyle bir yol izledim.
2.Disiplinlerarası
çalışmak
Bu
başlık için aslında Din kültürü dersinin genel çerçevesi üzerine konuşabiliriz.
Hayat Bilgisi ve Sosyal Bilgiler için nasıl mihver ders terimini kullanıyorsak
Din Kültürü Ve Ahlak Bilgisi dersi için de böyle olmalıdır. Çünkü bu derste kurallar
bütününü değil yaparak yaşayarak öğrenmeyi içerisinde barındırıyor. Ben sunumum
içerisinde sonda kazanımlar içerisinde disiplinlerarası yaklaşımdan bahsettim
ama aslında benim konum tüm derslerin içeriğine destek olabilecek bir konuydu. Örneğin
Fen dersinde laboratuvar ortamının temiz olması gereklidir ki orada çalışma
yapılabilsin. Ya da gezi gözlem çalışmalarında herkes gittiği ortamı temiz
bulmak ister ve buna bağlı olarak temiz bırakmalıdır. Sadece benim sunum
yaptığım konu üzerinden diğer derslerle birçok bağlantı kurabiliriz. Yani bu
ders diğer derslere çoğu noktada yardımcı olmaktadır. Öğrenimden elde edilebilecek en büyük kazanım tabiî ki özgürlüktür.
Okullar bunu bir “bilgi istifleme atölyesi” olarak çalıştıklarında değil
insanları “düşündürebildikleri” zaman başarırlar. Böylece öğretim süreci içinde
insanın zihnindeki karışıklıklar çözümlenebilir, seçenekler belirgin hâle
gelebilir ve insanın “bu iyidir” “bu ise kötüdür” yargılarını hayata
geçirebilmesine yardım edilebilir. Bende ele aldığım konunun diğer
derslerle ilişkisini bu şekilde değerlendiriyorum. Var olan konuyu anlatmada rehberlik
yaparsınız ve seçimleri doğru bir şekilde seçebilecek konuma gelmelerine
yardımcı olmaya çalışırsınız.
SÖ/Ebru ÖZCAN/ 18040292/ ödev 4
Her ders kendi adına
çocukların kültürlenmesi, sosyalleşmesi, değer yargılarının çocuklara kazandırılmasında
etkilidir. Din dersi de diğer dersler gibi çocuklara ve gençlere kültürel
mirası aktarmamıza katkı sağlar. Nasıl tüm dersler hayatın içinden ve diğer tüm
derslerle bağlantılı ise din dersinin de bu derslerden herhangi bir farkı
yoktur. Okul bireyin kültürel, sosyal,
bireysel, tarihi birçok alanda gelişmesi ve bilgilenmesi için farklı
düşünceleri ve bakış açılarını kazandırıyorsa dinin de bakış açısı kazandırılmalıdır.
Dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkeleri tanıtılmalı ve ders öğrencilerin
kendi akıl yürütebilme kabiliyetleri çerçevesinde öğrencilerle paylaşılmalıdır.
Başta da dediğimiz üzere her ders
hayatın içinden ve birbirleriyle bağlantılı olduğu için bu öğretim
etkinliklerine disiplinler arası bir yaklaşımla yaklaşılmalı ve derslerde
sunulan bilgiler birbirlerini tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Herhangi bir derste sunulan kazanımlar bir başka dersin
de kazanımı olacak veya olan kazanımı tamamlayıcı nitelikte olabilecektir. Bu bağlantıları
kurarak disiplinler arası bir yaklaşımla yaklaştığımızda ve hayatın içinden
örneklerle de bunları desteklediğimizde daha kalıcı ve doğru öğrenmeler
gerçekleşecektir.
Etkili öğrenmenin gerçekleştiği sınıflara
baktığımızda öğretmen rehber konumundadır ve öğrencilerle birlikte olayları,
konuları araştırıp inceler. Bilginin direkt olarak sunulması ve öğrencilere yoğun
bir şekilde bilgi yüklenmesinin aksine onlarla birlikte araştırılıp, üzerinde
düşünüldüğü, tartışma ortamlarının olduğu sınıflarda öğrenme hem daha etkili
hem de daha kalıcı olur. Makalede de bahsedildiği üzere öğrencilere bu şekilde
hem bilgiler dayatılmamış olur hem de kendi akıl yürütme kabiliyetleriyle doğru
bilgiyi elde etme konusunda daha aktif olurlar. Benim sunumumun konusu İslam’ın İnanç Esasları.
Makaleden faydalanarak sunumumda çocukların düşünmelerine ve araştırmalarına öncelik
verdim. Konuyu direkt olarak öğrencilere aktarmak yerine birlikte düşünerek, sorular
sorarak ortaya koyarız. Her bir inanç esasına geçmeden önce günlük
hayatlarından bu inanç esasıyla ilgili neler biliyorlar sınıfla paylaşmalarını
isterim. Örneğin konu içerisinde geçen meleklerin özelliklerinden sınıf
ortamında konuştuktan sonra dört büyük meleği onların araştırmasını bilgilerini
derste paylaşmalarını isterim. Ders süresince diğer dersler veya din dersinin
başka kazanımlarıyla olan bütünlüğünü korurum, diğer derslerin kazanımlarından
da faydalanır disiplinler arası bir yaklaşıma dikkat ederim.
Din Öğretimi
Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi makalesinden öğrendiğim ve sunumda
kullandığım en önemli şey anlatılan konunun öğrenciler tarafından da
eleştirilmeye açık olması gerektiği. Öğrencilere karşı sorumluluklarımız olduğu
bu sorumlulukları layığı ile yerine getirmemiz gerektiğidir. Öğrencilere salt
bilgi değil verilen bilgiyi anlama dönüştürme ve eleştirel açıdan bakabilmesini
sağlamak gerekmektedir.
Disiplinlerarası çalışmak
öğrencilerin geleceğe kültürel mirasını aktarmalarına yardımcı olur. Kültürlerini
geliştirmeyi, farklı alanlarda öğrenmelerle geleceğe çok yönlü hazırlanmasını
sağlar.
Okulun görevi
ayrıştırmak değil toplumu bütünleştirmektir. Bunu da bilgi ile sağlamaktadır.
Bilgiyi çok yönlü sunmak ve bilginin farklı yönleriyle anlaşılmasını ve farklı
şekilde kullanılmasını sağlar.
Kübra Çıkma
17040343 SÖ
Kazanım: 4.2.3. Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni ile ilgili
kavramları tanımlar.
‘Kur’an,
insana ulaşan herhangi bir haber ve bilginin hemen kabul edilmesinin doğru
olmayacağını belirttiği gibi hemen inkâr ve ret edilmesini de eleştirir:
“Onlar, ilmini kuşatamadıkları ve yorumu kendilerine hiç gelmemiş bir şeyi
yalanladılar.’
‘Hz.
Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde sunmaktır. Kur’an, Peygamberin
görevini böyle gösterince, vahyin gayesini de “yol” göstermek olarak açıklıyor.
Kendisine gösterilen yollardan birini seçmek insana ait olduğu gibi, seçiminin
sonunda meydana gelecek sonuçdan da, kendisi sorumludur: “Biz, ona, eğri ve
doğru iki yolu gösterdik.” “Biz insanoğluna yolu gösterdik, şükretmek veya
etmemek ona aittir” “Şüphesiz bu Kur’an yol göstericidir” “Ey Muhammed! De ki,
Rabb’inizden gelen bu gerçeğe isteyen inansın, isteyen inanmasın.” “Her insan
kendi kazancından sorumludur.”
Sunumumda makalede yer alan bu
iki söze Kur’an-ı Kerim’in özelliklerinden sonra yer verdim. Bu sözlerden yola
çıkarak insanlara ulaşan bilginin hemen kabul edilmesinin ya da ret edilmesinin
doğru olmadığını ulaşan bilgiyi insanların aklını kullaranarak düşünmelerini, bilgileri
akıl süzgecinden geçirmelerini ve doğru buluyorlarsa benimsemelerini, kabul
etmelerini ve Kur’an-ı Kerim’inde bu konularda ve diğer konularda insana yol gösterdiğini, ancak seçimlerin
insanın kendi sorumluluğunda olduğu şeklinde yer verdim.
Bilginin
Bütünlüğü ve Disiplinlerarası Çalışmak
‘‘Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan
din olgusunu hiçe saymak, onu görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun
okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin
bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.’’
Bir konuda yeterli ve doğru bilgi sahibi olabilmek, tam ve
eksiksiz kavrayabilmek için o konuyu bir
bütün olarak bilmek, bütün fertleri ile ele almak gerekir. Böyle bir davranış
yanlış anlamalardan ve değerlendirmelerden uzak kalmamıza yardımcı olur. Örneğin insanın ne olduğunu
kavrayabilmek için onun tabiatla, diğer yaratılmışlarla ve onu yaratan ile
ilişkisini bilmek gerekir. Onu sadece canlı bir varlık olduğunu bilmek tam
bir bilgi değildir. Bütüncül ve kapsamlı bilgi, yanlış anlamalardan ve
değerlendirmelerden uzak kalmamıza yardımcı olur. Konulara bütüncül yaklaşmak,
onları doğru anlamak için son derece önemlidir. Bir konuda yeterli ve doğru
bilgi sahibi olabilmek için, o konuyu bir bütün olarak ele almak gerekir.
Bilginin bütünlüğü dini konularda daha da önemlidir. Bir konu hakkında dinin ne
dediğini anlayabilmek için, o konudaki ayet ve hadisleri, onlara getirilen
yorumları bir bütün olarak anlamak gerekir.
Bilginin
hızla yayılıp eskidiği günümüzde disiplinler arası çalışmanın yenilikçilik ve
geliştirme açısından önemi büyüktür. Artık tek
bir alanda düşünme ve değerlendirmeler olmayıp bu düşünce ve değerlendirmeleri
destekleyecek diğer disiplinlerden de yararlanılmaktadır.
Tüm bu gelişmeler nitelikli ve kaliteli insanların yetişmesini ve bu
kişilerin tek bir alan yerine çok disiplinli alanlarda eğitim almalarını
zorunlu kılmaktadır. Disiplinler
arası bir düzenleme sayesinde, hem belirli disiplinlere ait bilgi ve
becerilerin öğrenilmesi hem de bunların anlamlı bir şekilde bütünleştirilmesi
mümkün olur.
Makalede yer alan ‘Din
dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek
bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.’ Bu cümlede de
anlatıldığı üzere din dersi disiplinlerarası bir yaklaşım benimser. Öğrencilerin
kültürel, sosyal anlamda gelişmesini sağlamak için diğer derslerle birlikte bir
bütünlük içinde verilmelidir. Bende sunumumda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersinin Türkçe dersi, Hayat Bilgisi dersi ve Sosyal Bilgiler dersi ile
bağlantısını kurmaya çalıştım. Diğer disiplinlerle kurulan bağlantılar, öğrenciye
öğretilmeye çalışılan bilgilerin daha iyi kavranmasına, anlaşılmasına ve
öğrencinin bir bütünlük kurmasına katkı sağlar.
‘’DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?’’ MAKALESİNİN SUNUMLA İLİŞKİLENDİRİLMESİ
Mustafa Kemal Gök/18040273/SÖ
Kazanım: 4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını
söyler.
Öncelikle din olgusunun kültürel boyutunun
ciddiliği üzerinde durmak istiyorum. Zira kültür kavramı disiplinlerarasılık özelliğini
taşıyan kavramlardan biridir. ‘’Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır.’’ ifadelerinden yola çıkarsak din dersinin genel
amaçlarından birinin kültürel olanı aktarmak olduğunu rahatça anlayabiliriz. Peki
bu aktarıcılık görevi benim hazırladığım sunumda nasıl meydana gelmiştir? Kazanımım
‘’ 4.2.4.
Âmentü duasını okur, anlamını söyler.’’dir. Bu kazanımda dikkat edilmesi
gereken husus İslam yapı taşlarından ‘’iman’’ ‘’kelime-i tevhid’’ ‘’kelime-i
şahadet’’ ve ‘’ibadet’’ kavramlarını barındırıyor olması. Din öğretimi
sürecinde de kavramların gelecek nesillere aktarılması büyük önem arz etmektedir.
Başlı başına bir kültürleme işlemidir. Yalnız kültürlemenin bilinçli yapıldığına
dikkat çekmek isterim. Aksi takdirde yanlış anlaşılmalara sebep olabilir. Diğer yandan
bilginin bütünlüğü konusunda kültürlemenin üstlendiği rol kazanımımda açıkça
ortaya çıkmaktadır. Sonuçta duanın özgün haliyle saklanıp günümüze getirilmesi
ve benim aracılığımla(sunumda) aktarımın devam etmesi söz konusudur.
Disiplinlerarasılığın sunumumda yer bulması
adına diğer disiplinlerdeki kazanımları inceledim. Özellikle sosyal bilimlerin
müfredatta sosyal bilgiler çatısı altında toplanması ve din öğretimiyle ortak
yönlerinin bulunması din öğretimini nasıl zenginleştirebileceğimiz üzerine
ipuçlar vermektedir. Din öğretiminin sosyal bilgiler dersi amaçlarıyla örtüştüğünü
de görmekteyiz. Örnek olarak toplumsal
amacı verebiliriz : Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî
ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek. Yine burada karşımıza diğer
derslerde öğrenilen bilginin bütünlüğünün korunması ve birkez daha öğrenciye
iletilmesi dikkatimizi çekmektedir. Dilimizin inceliklerinin öğretildiği Türkçe
de kazanımımla ortak yönlerin olduğu kazanımlara yer vermektedir bünyesinde. Dinlediklerinin
konusunu belirleme bunun en bariz göstergelerindendir. Bilginin bütünlüğünde
ise ders içi kazanımların ön planda olduğunu söylemeliyim. Sunumdaki kazanımıma
gelene dek ‘’Amentü duası’’ içinde geçen kavramlar önceki ünitelerde ayrıntılı
bir biçimde işlenmiştir. Böylece bilgi bütünlüğü korunmuştur.
İkinci
olarak makalede geçen ezber konusuna değinmek istiyorum. Makale yazarının
ezberleme üzerine söylediklerini desteklemekle birlikte bunun sunumumda nasıl
yer alabileceğini düşündüğümde kazanımımla örtüşen bir konu olduğuna karar
verdim. Örneğin yaptığım sunumda öğrenciler ayetlerin yerini ve anlamlarını
saptarlarken belli bir sırayı takip etmek zorunda değillerdir. Yalnızca ayetin
neyi kastettiği üzerine tartışmalar yürütmeleri ve nihai sonucu öğrenimleriyle birlikte
içselleştirmeleri beklenmektedir. Sunumumun bu şekilde işlenmesi dahilinde makale
yazarının tabiriyle eğitim ‘’tasarruf yatırımı’’ olmaktan çıkar öğrencinin
ezberden uzaklaşmasını sağlar. Eğer sunumumda bilginin aktarması zorlamaya
yönelik olsaydı öğrenci öğrenme faaliyetinden çabucak uzaklaşabilirdi. Sunumdaki
konunun işlenmesi sürecinde öğrencilere tanınan özgürlüklükler büyük ölçüde öğretmenin davranışlarına bağlıdır. ‘’Amentü duası’’nı sırf önemli gördüğü
için aktarmayacak, öğrencilerini konuşturma, konu üzerinde düşündürmeye
yöneltecektir. Bu yaklaşım din öğretiminde öğrencinin bilgi bütünlüğünü kavrama
olgunluğuna geldiğinin göstergesidir.
Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi? Makalesinden Öğrendiklerimi Sunum Ödevime Nasıl Uyguladım?
Kazanım: 4.2.2. İslam’ın şartlarını söyler.
İslam’ın beş şartı, öğrenci seviyesi dikkate alınarak ayrıntıya girilmeden açıklanır.
Kazanım paylaşımları yapılmadan evvel çalışmalarıma başladığımda konu seçiminde zorluk yaşadım. Yardımıma Prof. Dr. Mualla Selçuk’un “din öğretimi özgürleştiren bir süreç olabilir mi?” adlı makalesi koştu. Çünkü makalenin ilk kısmında yer verilen “Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” ifadeleri bana İslam’ı hatırlattı. Çünkü kültürel mirasımızın gelişmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan İslam’ın buyrukları, emirleri, yapmamızı istedikleridir. Bu hatırlatmadan dolayı 4.sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi kazanımı olan “4.2.2. İslam’ın şartlarını söyler.” kazanımını sunum ödevinde konu edindim. Makalede yer alan “Okulun görevi bireysel, sosyal, kültürel ve tarihî bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak, onu
görmezlikten gelmek değildir. Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.” Bu ifadelerden hareketle ödevimde tek bir tane yöntem ve teknik üzerinden hareket etmedim. 8-9 tane tekniğe yer vererek bilgiyi çok boyutlu olarak sunmaya gayret gösterdim. Aynı zamanda bu teknikler sayesinde bilginin bütünlüğüne sadık kalarak bilgileri aktarmaya çalıştım. Makalede yer alan “Kavramların ne olduğunu ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan geçmez” ifadesinden hareketle ödevimde yer verdiğim anahtar sözcükleri direkt açıklamak yerine süreç içerisinde çeşitli etkinlikler vasıtasıyla öğrencilere hissettirmeye, keşfettirmeye, kendilerinin bir tanım yapmalarına fırsat verdim. Sürecin sonunda da kendim tanımlara yer verdim. Ödevimde özellikle “yetişkinler tarafından yapılan sınırlamalar çoğu kez çocukların temel ihtiyaçları ile çatışır, onların büyümesini engelleyen bağlar gibi algılanır. Fakat yetişkin rehberliğinin yokluğu veya düşük seviyede olması ise beraberinde, çocuklarda huzursuzluğu ve tedirginliği
meydana getirir.” İfadelerine büyük önem vererek bu konu vakti içerisinde kesinlikle öğrencilere sınırlama getirmedim. Bu süreçte onlara özgürlük tanıyıp kendilerinin istenen olguya ulaşmalarını özellikle Süleyman’ın ilk orucu, afiş çalışması ve eğitsel gezide rehberlik etme rolüne büründüm. Açık uçlu sorular, yorum ağırlıklı sorularla öğrencileri kendini başına düşünmeye yönlendirdim. Bu sayede öğrencilere birçok olgu kazandıracağımı düşündüm. Nitekim makalede geçen şu ifadeler bana destek vermektedir; “Kendi başına düşünmeyi öğrenen insan ise pek çok kabiliyetini kullanmak zorundadır. Olguları tanıma, akıl yürütme, kavram oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen bir
zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır.” Bilginin bütünlüğünü sağlama işlevi bakımından ödevimde, öğrencilerin belli zamanlarda ve konularda değil; karşılaşması muhtemel durumlardaki yeterliliğinin gelişimini sürekli ölçülebilir kılmak adına İslam’ın şartlarının onların hayatlarına etkisinin ve hayatlarındaki olayları şekillendirmesi bakımından büyük bir önemi olduğunu yaptığım etkinliklerde farkına varmalarına, hissettirmeye, keşfettirmeye çalıştım. Sadece bilgileri vererek değil, ilerleyen hayatlarında bu ibadetlerin ne gibi rolleri olacağı, bir problemin veya sorunun çözümünde kendilerine nasıl yarar sağlayacağını aktarmaya çalıştım. Gene bilginin bütünlüğü kapsamında sadece bilişsel ölçümlere göre değil; aynı zamanda çoklu -duyuşsal ve becerisel, çevresel- faktörlere göre başarı değerlendirmesi yapabilmeyi hedefledim. Burada ölçme ve değerlendirmede klasik test sorularına, öğrenciye özel hazırlanmış çok boyutlu teste, bulmacaya, röportaja yer vererek çeşitlilik sağladım. “Özgür düşünebilmek bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır.” Makalede geçen bu söz özellikle ödevimde başvurduğum disiplinlerarası çalışmaya başvurmamda beni yüreklendirdi. Bu doğrultuda hayat bilgisi, türkçe, sosyal bilgiler, fen bilimleri derslerinden faydalanarak birçok etkinliğe başvurdum. Örneğin, öğrencilere şiir okutarak hem İslam’ın şartlarını öğrettim hemde türkçe dersinde yer alan güzel, doğru ve akıcı okuma kazanımını yerine getirdim. Makalede eğitimcilerin üzerinde düşünmesi gereken önemli bir ilkeden bahsedilmektedir: Öğrenciye “Seçilecek olan”ı dayatmak yerine “seçme”yi öğretmek. Bu ilkeyi ödevimde olmazsa olmaz gördüm. Bu ilkeyi gerçekleştirirken ölçme ve değerlendirme olarak 4 tane yönteme yer verdim, öğrencilere herhangi bir sınır getirmedim, kendilerinin seçmesini amaçladım. Etkinlikleri tasarlarken sadece o güne özel anlatıp geçme üzerinde durmadım. Bu etkinlikler ve bilgiler sayesinde öğrenciye neler kazandırabilirim? Hayatlarının bütünün bu bilgiler ne gibi yararlar sağlar? Soruları etrafında düşünerek İslam’ın şartları konusuyla birlikte öğrencilerden beklediğim düşünen, anlayan, çabalayan öğrenci tipini oluşturmaya gayret ettim. Makalede geçen şu ifadelerin ödevin şekillenmesinde büyük bir önemi vardır: “Din öğretiminde öğrencilere olumlu, olumsuz, doğru, yanlış, iyi, kötü, güzel, çirkin, helâl ve haramın hayatın bütününde meydana getirdikleri etkilerinin neler olduğu anlatılacaktır. Müslüman bir toplum ve Müslüman bir kişilikten söz ederken biz onurlu, disiplinli, iç kontrol yeteneği gelişmiş, sorumlu, düşünen, anlayan ve çabalayan kavramlarıyla düşünüyoruz.” Tasarladığım ödevde kazanımı öğrencilere aktarırken nasıl bir yöntem uygulayacağım konusunda kararsızlar yaşadım. Makalede yer alan şu ifadeler bana yol gösterdi: “Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır.” Bu ifadelerden hareketle, İslam’ın esaslarını öğreniyorum, dikkat çekme çalışması, eğitsel gezi, röportaj ve bulmaca etkinliklerinde bu olgu üzerinde durdum. Bu çalışmalarda öğretmen olarak benim rehberliğimde öğrencilerini araştırmaya, incelemeye istenilen olguları keşfettirmeye çalışacak etkinliklere yer verdim. Ödevin içerisinde yer alan olayları, problemleri sadece öğrenciye inceletmek yerine birlikte inceleyip üzerinde düşünüp tartışma yaptırmaya gayret ettim. Makalede din öğretimi kapsamında iki model üzerinde durulmaktadır: bankacı model, problem çözücü model. Ben ödevimde problem çözücü modele yöneldim. Bu modele yönelmede makalede yer alan şu ifadeler bana kaynaklık etmektedir: “Bankacı modelle varılacak nokta, öğrencinin ezberlemesi, bellemesi ve tekrar etmesiyle sınırlı kalacaktır. Bir bilgi türü olarak din olgusunu öğretime konu ettiğimiz zaman bu bilginin özelliğini ve nesnesini iyi tayin etmek gerekir. Kanaatimizce, din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir. Din öğretimi, sadece din hakkındaki entellektüel bilginin elde edilmesini değil, aynı zamanda güçlü bir kişiliğin gelişmesini de sağlayabilmelidir. Öğrencilerin dinî bilgilerden bir dünya görüşü kazanacak tarzda yetiştirilmesi işi ise belletme, ezbercilik ve tekrardan ziyade, araştırma, anlama ve sorgulama ile mümkündür.” Bu yöntem sayesinde öğrencilerimi ezbere yöneltmedim. Öğrencilerin aklını ve duygularını kullanma kabiliyetlerini geliştirdim. Öğrencilerde güçlü bir kişilik gelişimlerine yardımcı oldum. Bunları sağlarken öğrencileri araştırmaya, anlamaya ve sorgulamaya yönlendirdim. Ödevimin son kısmında disiplinlerarası çalışmak yaklaşımını temel alarak diğer derslerden nasıl yararlandığımı gösteren bilgilere yer verdim. Ödevimde bilgilerin bütünlüğünü sağlamak amacıyla öğrencilerin hem yeni öğrenecekleri hemde eski öğrenimlerini birleştiren dikkat çekme, güdüleme ve gözden geçirme çalışmalarına yer verdim. Dikkat çekme çalışmasından itibaren öğrencilere çeşitli açık uçlu sorular ve yorum soruları sordum. Öğrencilerin makalede de yer verilen “din dersinin bir seçme, özgürlük ve sorgulamaya dayalı bir ders” olduğunu anlamasını, düşünmesini, kavramasını, keşfetmesini kendime amaç edindim. Bu sayede öğrencilerinin öğrendiklerini anlamlandırmasına, öğrendikleri üzerinde kafa yormasına yardımcı oldum. İslam’ın şartları konusu etrafında 5 tane kavram üzerinde durarak bu kavramlara değişik yönlerden ışık tutabilecek bilgi ve beceriler ilgili alanlardan gerekli bilgi, beceri ve tutumları alarak disiplinlerarası yaklaşım etrafında bütünleştirdim. Buradaki temel amacım, dersin konusunu teşkil eden kavramların incelenmesi olmakla birlikte, bu süreçte rol alan değişik konu alanlarının kavramla ilgili bilgi ve becerilerinin öğrenilmesi de önemlidir. Yani disiplinlerarası bir organizasyon sayesinde öğretim sürecini, hem belirli disiplinlere ait bilgi ve becerilerin öğrenilmesine hem de bunların anlamlı bir biçimde bir araya getirilerek kullanılmasına yardımcım oldum. Disiplinlerarası yaklaşımı kulanmamın anlamlı öğrenmeye katkısının yanında, öğretmenler arasındaki mesleki işbirliğini arttırıcı yönde bir katkısının olabileceğini de belirtmek istiyorum. Disiplinlerarası yaklaşım sayesinde öğretmenler birbirlerinin alanlarının özelliklerini, ihtiyaçlarını daha iyi tanıyabilirler ve etkili ve anlamlı öğrenmeyi oluşturma yönünde nasıl birlikte çalışabileceklerini keşfedebilirler. Gerek bilginin bütünlüğü gerekse de disiplinlerarası yaklaşım yoluyla yaptığım bu öğretimin sadece ilgili konunun öğrenilmesinin ötesinde de öğrenciye bir takım katkılar vardır: Bir konu üzerinde düşünürken farklı bakış açılarını kullanabilme, yeni düşünme biçimlerine açık olabilme, farklı alanlardan gelen bilgileri o konu üzerinde düşünürken anlamlı ve etkili bir biçimde kullanabilme gibi becerilerin gelişmesine de katkıda bulunması gibi.SAKİNE
SELCEN ASLAN 18040246 SÖ
DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
4.3.1’’Dilek
ve dualarda kullanılan dini ifadelere örnekler verir. ‘’Allah razı olsun, Allah’a emanet ol, Allah şifa versin, inşallah,
maşallah’’ gibi günlük hayatta kullandığımız dilek ve dualara yer verilir. ‘’
Bütün diğer dersler gibi din dersi de
öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini
geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların
sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır. Din dersinin ne kadar gerekli olduğunun farkına vararak
sunumumu hazırlarken önce hayatla, toplumsal geçmişimizle, kültürün bir öğesi
olan dili kullanmanın önemini hissettirmeye çalışarak dini ifadeleri
öğrencilerime vermeye çalıştım. Güzel ahlakın bir örneği olan dini ifadeler –inşallah,
maşallah vb.- öğrencilerin kişiliklerini geliştirmelerine, körü körüne
bağlanarak değil anlayarak ve öğrenerek bu ifadeleri kullanmaları ya da
duyduklarında kayıtsız kalmamaları için açıklayıcı bir şekilde vermeye
çalıştım. Aynı zamanda din dersi diğer derslerle bütünlük içinde olduğundan sunumu
hazırlarken diğer disiplinlerden de faydalanmaya çalıştım. Sunum ödevimde
öğrencilerime günlük hayattan görseller vererek onlara soru sorular sordum. ‘’Bebeği
olan bir anneye ne denir? ‘’Arkadaşınız hastalanırsa ona ne söylersiniz?’’ gibi
sorularla öğrencilerin anlayış kazanmalarına önayak olmaya çalıştım. Öğrencilerime
konu ile alakalı bir video izleterek onları teşvik edip kültürümüzü ve
kişiliklerini gerçekleştirebilecekleri bireyler olmaları yolunda adım atmış
oldum. Dini ifadeleri kullanmak bir seçim olduğundan öğrencilerimi sadece dini
ifadeleri kullanmaya teşvik etmekle yetindim.
4.3.1’’Dilek
ve dualarda kullanılan dini ifadelere örnekler verir. ‘’Allah razı olsun, Allah’a emanet ol, Allah şifa versin, inşallah,
maşallah’’ gibi günlük hayatta kullandığımız dilek ve dualara yer verilir. ‘’
kazanımının sunum ödevini hazırladım. Ödevimi hazırlarken öğrencilerimin günlük
hayatlarında ifadelerini onlara fark ettirmeye çalıştım. Dinin aslında
hayatımızın tam ortasında olduğunu göstermeye çalışarak iyi dileklerde
bulunurken Allah’ı unutmamayı, bu ifadeleri bu yüzden kullandığımızı
hissettirmeye çalıştım. Sadece bu ifadelerin sözlük anlamını onlara vermek
yerine daha akılda kalıcı, daha basit anlayabilecekleri ve kullanmak
isteyecekleri şekilde tanımları ve açıklamaları öğrencilerime verdim.
Disiplinler
Arası Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü
‘’Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi
yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca
öğrenciyi “insan” olmak yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın
yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.’’
Din dersi disiplinler arası bir derstir. Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile bir Türkçe dersi, Sosyal Bilgiler dersi
ortak paydada buluşabilmektedir. Ben de sunumumu hazırlarken Türkçe dersindeki
şiirden faydalanarak derste öğrencilerime dini ifadelerle ilgili bir şiir
vererek bunu kullandım. İyi ahlaklı olmanın verildiği diğer Sosyal Bilgiler,
Türkçe gibi derslerle de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bu noktada paralel
bir şekilde ilerlemektedir. Bu paralel ilerleme sayesinde öğrencilerin
kafasında soru işareti kalmadan daha sağlıklı ve kalıcı bir öğrenme gerçekleşecektir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi de diğer
derslerle bütünlük halindedir. Ben de sunumumda dini ifadelere bütün olarak yer
vermeye çalıştım. Dersi belirlediğim plan doğrultusunda işleyerek bilgileri
düzen içinde vermeye çalıştım.
Bahar ÖRGEN 18040290
Kazanım konusu
4.1.3. Dilek ve
dualarda kullanılan dinî ifadelere örnekler verir.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi diğer dersler ile beraber aynı amaç
için vardır. Bu amaç ise bireylerin hayata etkin birer vatandaş olarak
karışmasını sağlamaktır. Etkin
vatandaşın özelliklerinden biri de iletişim konusunda iletişim becerileri
oldukça gelişmiş, çevresindeki insanlar ile sevgi ve saygı çerçevesinde
iletişim kurabilmesidir. Makalede bulunan din kültürü dersinin okulda neden
öğretim konusu olduğu ile ilgili kısa yazısında aslında bütün eğitim sürecinin
hedeflediği; eğitim sürecinin sonunda bireyleri topluma etkin birer vatandaş
olarak kazandırma amacı ile aynı olduğunu gördüm. Benim sunumumdaki konum ile
makalede geçen, genel olarak iletişim konusunun dahilinde ve iletişim
becerisine sahip olmak, bu iletişim ortamında saygı, sevgi ve empati gibi diğer
değerlerinde olması durumu tamamen alakalı bir durumdu. Eğitimin bu etkin insanı
yetiştirme amacı ile benim kazanımım da bu insanı yetiştirme sürecindeki en
önemli becerilerden birinin kapsamında olduğu için makaledeki bilgiler ile
beraber hazırladığım sunumu, ‘’İnsan yetiştirme sürecinde iletişim becerisinin
bu süreç içerisindeki yeri ne?’’ sorusu ile sunumumdaki kurulacak iletişimlerde
dilek ve duaların nasıl doğru bir şekilde kullanılacağını düşündüm ve ona göre
ele aldım. Makalede yer alan
1- İnsanî amaç: İnsanın
yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık
anlayışı açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak.
2- Kültürel
amaç: Çağdaş
kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı
olan dini; yetişmekte olan nesle tanıtmak.
3. Toplumsal
amaç: Davranışlarımızla
sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla
bütünleşmek.
Bu üç madde ile
öğrencinin öncellikle bir birey olarak insani amacının ne olduğunu bilmesi
gerektiğinin, içerisinde bulunduğu toplumun kültürünün ne olduğunu bilmesi ve
kuracağı iletişimde bunu göz önünde bulundurarak bir iletişim ortamı kurmasını
sağlamasının ve yaşadığı toplum ile dine ahlak yoluyla yaklaşıp onunla bir
bütün oluşturarak kurulan iletişiminde bu bütünü göz önüne almasının çok önemli
olduğunu gördüm ve bu üç madde çerçevesinde sunumdaki etkinlikleri belirledim. Birey
özgür bir canlıdır. İnsanlara toplumun bir kuralı olduğu iletişimde nezaket
sahibi olmasını, saygı ve sevgi çerçevesinde bu iletişimi kurmasının mecbur
olduğunu söylemek, özgür olan birey için pek doğru bir karar değildir. Öğrenci
bu toplum kurallarını bilmeli, çevresindeki insanlara güzel dilek ve dualar etmemin
ne demek olduğunu yani bu şekilde oluşturulan bir iletişim sonunda iki tarafın
da neler kazanacağını –duygusal bağlamda- bilmeli ve bu bilinç ile isteyerek bu
yolu kullanmalıdır. Sunumda sırf ‘’İnsanlar ile nezaket kuralı olduğu için bu
şekilde konuşma yapmayı’’ öğretmek yerine öğrencinin bu konuşmayı yapmasından
sonra kişiler tarafından nasıl bir etki bıraktığını bilmesi ve bunu isteyerek
yapmasının son derece önemli olduğu çerçevesinde hazırladım.
Yazının başında belirtilen
eğitim sürecinin amacının etkin vatandaşlar yetiştirmek olduğu konusu öğretim
programlarının hepsi için geçerlidir. Bütün programların amacı etkin vatandaşı
yetiştirmektir. Bu etkin vatandaş iletişim becerisi, düşünme becerisi, karar
verme becerisi, öğrendiği bilgileri yaşamında kullanması, problem çözme becerilerine
sahip olması vb. gibi birçok beceriye sahiptir. Hâl böyle iken bu becerilerin
tek bir öğretim programında kullanılması gibi bir ayrım yoktur. Öğrenci
iletişiminde kullandığı güzel dilek ve duaları, hayat bilgisi dersinde
çevresindeki insanlar ile sevgi ve saygı çerçevesinde iletişim ile görür,
Türkçe dersinde bu konu ile ilgili bir şiir okur, müzik dersinde bu konu ile
ilgili bir şarkı söyler ve görsel sanatlar dersi ile de bir çizim ile tamamlar.
Bütün programlarda ortak bir hedef vardır ve bu da etkin vatandaşı yaşama
katmaktır. Ben sunumu hazırlarken kazanımım ile ilgili diğer derslerinde bu
kazanım ile ilgili olduğu bazı derslerin bu kazanıma benzer kazanımı farklı
zamanda olduğu için daha sonra, bazılarınınki de aynı hafta içerisinde
öğrenciler ile güzel bir tekrar olması için farklı şekillerde yukarıda verilen
örnek gibi bütün eğitim sürecine yaydım. Öğretilmek istenilen beceri aynı
beceri ve farklı etkinlik ve ders isimleri altında güzel bir tekrar ile eğitim
sürecini her tarafında.
Beyda
Aydınlatan- 18040251
Sınıf
Öğretmenliği Bölümü
Kazanım:
4.3.1 Bireyin Güzel Ahlaklı Olmasında Dinin Rolünü Fark Eder
Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç
Olabilir mi? adlı makalede: Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin
gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini
geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların
ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur.” denmektedir.
Sunum ödevimi yaparken ilgili kazanımlar bölümüne yer verdim. İlgili kazanımlar
güzel ahlaklı olmanın önemine dair olduğundan dolayı makalede de söylendiği gibi,
sunumda din dersinin diğer dersler ile birlikte verilerek hazırlanmıştır.
Makalede, gerçeğin dinî açıdan nasıl
yorumlandığı konusunda bilgi verilmesi gerektiği söylenmiştir. Bu durumdan yola
çıkarak sunumda konu; Hz. Muhammed’in özelliklerinden yola çıkılarak
açıklanmış, öğrencilere “Anne ve babaya iyi davranmak, komşu, dost ve
akrabalarla iyi geçinmek de İslam’ın önem verdiği diğer bazı ahlaki
davranışlardandır.” şeklinde günlük hayattan örnek verilerek gerçeğin dini
açıdan nasıl yorumlandığı açıklanmıştır.
Makalede öğrencilere bilgilerin
direkt dayatılmaması gerektiği, onların kendi başına düşünebilmelerinin önemine
değinilmiştir. Öğrencilerin düşünebilmesini sağlamak fikir aşılamanın önüne
geçer ve beyin yıkamayı engeller. Buradan yola çıkarak sunumdaki giriş ve
keşfetme bölümde öğrencilere sorular yöneltilmiştir. Öğrencilere sorular
yöneltilmesindeki amaç, onların kendilerine göre düşünebilmesini ve fikir
üretebilmesini sağlamaktır.
SÖ_18040304_BÜŞRA_SOYSAL_DKVABÖ_MAKALE_ve_SUNUM_İLİŞKİSİ_ÖDEV_4
“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR
SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN ÖĞRENDİKLERİNİ SUNUM ÖDEVİNE NASIL UYARLADIN?
Kazanım:
4.3.1 Bireyin güzel ahlâklı olmasında dinin rolünü fark eder.
1.BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ:
“Diğer
bütün derslerde olduğu gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve
anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder.” Seçtiğim
kazanımım öğrencilerimin kişilik gelişimlerinde oldukça önemli olan konulardan
“Güzel Ahlâk” konusuydu. Öğrencilerime kazandırmaya çalıştığım anlayış, beceri
ve bilgi; Güzel Ahlâklı davranışta bulunmanın kendilerine ve çevrelerine olan
güzel ve önemli etkilerinin ne olabileceği hakkında örnekler üzerine düşünerek
bilgi kazandırmak, Güzel Ahlâklı davranışta bulunabilmeleri için gerekli
düşünme ve harekete geçme becerilerini geliştirmek ve Güzel Ahlâka uygun
hareket etmek ve en önemlisi bunu Yüce Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak için
yapma anlayışını öğrencilerime kazandırmak için örnekler ve durumlar üzerinden
hareketle yorumlamalar yaparak kazandırmaya çalıştım.
“Okul
programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma
hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi ‘insan’ olmak
yolunda eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından
başka bir say değildir.” Sunumu
hazırlarken verdiğim örneklerde bu duruma dikkat etmeye çalıştım. Verdiğim
örneklerde maske takmak, yardıma ihtiyacı olan birine yardım etmek ve morali
bozuk olan bir insana yardımcı olabileceğimiz bir şeyin olup olmadığını sormak
üzerinden verdiğim örneklerle öğrenciyi topluma hazırlarken ve onların değer
yargılarını onlara kazandırmaya çalışırken iyi davranışlar üzerinden örnekler
vermeye ve bu örnekleri yorumlatmaya çalıştım. “Neden maske takmalıyız? Nasıl
yardımcı olabiliriz?” soruları üzerinden değer yargıları öğrencilere direkt
kazandırmaya çalışmak yerine; güzel olan, doğru ve sağlıklı olan bu, bizler bu
davranışlar sayesinde toplumda düzeni, birliği ve beraberliği sağlamayı
amaçlıyoruz düşüncesini örnekler üzerimden düşündürerek öğrencilerime
kazandırmaya çalıştım.
Temel
amacım öğrencilerime doğru olan güzel ahlâklı davranışta bulunmaktır
düşüncesini öylece kazandırmaya çalışmak yerine. Güzel Ahlâklı davranış ve Güzel
Ahlâka uygun olmayan davranışların ortaya çıkarabileceği durumları
öğrencilerime keşfettirmek ve bu iki davranış arasında seçim hakları olduğunu
onlara sunmaktır. Yani onlara doğru yolu tarif etmek yerine o yolu bulmalarında
yardımcı olan bir rehber sunmak ve yeni rehberlerle tanışmalarını sağlamaya
çalışmaktı. Öncelikle öğrencilerime davranışlarının sonuçları hakkında çeşitli
durumlar üzerinden örnekler vererek ve ‘empati yapmalarını’ sağlayarak bu
durumların sonuçları hakkında neler olabileceğini ve hissedebileceklerini
keşfettirmeye çalıştım. Ardından ‘Güzel Ahlâklı davranışta neden bulunması
gerektiği ve nasıl bulunacağı noktasında ona en iyi rehberlik edecek olan
kaynaklara yani Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in örnek
ahlâkına hadisler ve ayetler aracılığıyla yönlendirmeye ve bu sayede
araştırarak öğrenmelerine vesile olmayı amaç edindim.
Verdiğim
örnekler ve izlettirdiğim videolar aracılığıyla öğrencilerin durumlar üzerinde
yorumlar yapmalarını çok yönlü yorumlar geliştirerek kendi ufuklarını
geliştirmelerini amaç edindim. Ayrıca dersin son bölümünde öğrencilerime
yaptırdığım poster etkinliği ile oluşan bu yeni yorumların öğrencilerin diğer
arkadaşlarına sunmaları ve ‘Güzel Ahlâkı’ çevrelerine yaymaları ve
düşüncelerini çeşitli ürünlerle ortaya koyabilmelerini amaç edindim.
Din
öğretiminin bir ‘beyin yıkama’ faaliyeti olduğu üzerinde yanlış düşünceler var.
Bu düşüncenin sebebi ise bu dersin veriliş şeklinin yani yanlış öğretim
yöntemleri kullanılarak işlenmesinden kaynaklanmaktadır. Beyin yıkama duygu,
düşünce ve davranışların doğrudan doğruya bireye empoze edilmesidir. Ancak ben
sunumumu hazırlarken ve öğrencilerime nasıl anlatacağımı kafamda tasarlarken
hep öğrencilerime bir seçim haklarının olduğunu ‘iyiyi ve güzeli seçmenin ve
kötü ile yanlışı seçmenin’ ellerinde olduklarını ancak bu seçimlerinin ne gibi
sonuçlar ortaya çıkarabileceğini örnek üzerinden düşündürerek hep yorumlama
yapma imkanını onlara sağlamaya çalıştım. Örneğin; maske takmak ve takmamak
onların ellerinde olan bir davranış ama maske takarlarsa ne olur takmazlarsa ne
olur bunun sonuçlarının üzerine düşünerek ve yorumlanarak farkında olmaları
doğru seçimler yapmaları konusunda onlara yardımcı olacak ve bu sayede herhangi
bir konuda herhangi bir davranışta bulunurken kendi özgün yorumlamalarını
yaparak eylemlerine karar verebileceklerdir.
“Kişinin
din konusunda olumlu veya olumsuz bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu
bilmesiyle mümkün olur. Aksi halde lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.”
işte bu yüzden sunumun esnasında öncelikle günlük yaşantımızdan ardından
ayetler üzerinden örnekler vererek dinimizin bizden aslında iyi ve güzel olanı
istediğini, birbirimizle barış ve düzen içerisinde yaşayabilmemizin önemli
olduğunu ve bu noktada Hz. Muhammed (S.A.V) ve onun örnek Kur’an ahlâkını
kendimize rehber edinmemiz gerektiğini öğrencilerime göstermeyi amaçladım.
Vermeye
çalıştığım bilgilerin hep ‘Neden’ini ve Nasıl’ını yorumlamalarını ve dün, bugün
ve yarın bağlantısını kurabilmelerini amaçladım. Davranışlarını değerlendirme
noktasında bu hususlara dikkat etmeleri gerektiği gerçeğini
içselleştirebilmeleri amaçladım. Örneğin; Maske takmam pandemi süreci öncesinde
yani dün gerekmiyordu ama bugün gerekiyor ve yarın da gerekecek en azından bu
süreci atlatacağımız ana kadar. Neden maske takmalıyız çünkü hem kendi hem de
çevremizdeki insanların sağlığını korumamız gerekir peki nasıl yapacağız toplu
alanlarda maske takarak yapacağız. Her davranış için bu ve buna benzer
yorumlamalarda bulunarak eylemlerine karar vermelerini sağlamak en temel
amacımdı.
Ayrıca
bir davranış doğru ise neden doğrudur? Peki nu doğruluk veya uygulama o
davranış için yeterli midir? bu davranışın nasıl daha iyi bir hale gelmesini
sağlayabiliriz noktasında da izlettirdiğim ikinci kısa film üzerinden yorum
yapabilmelerini amaçladım. Ayrıca yanlış olarak nitelendirdiğimiz davranışlar
için de neden yanlıştır? nasıl düzeltilir? gibi sorularla yorumlama yapmalarını
sağlamak temel amaçlarımdandı ve bunu verdiğim örnek davranışlar üzerinden
içselleştirmeye ve oynattığım eğitsel oyun, hazırlattığım poster çalışması ile
eyleme dökmelerine olanak sağlamaya çalıştım.
Sunumun
sonunda eylemlerinde seçme özgürlüğüne sahip olan, bulunduğu eylemin
sonuçlarını bilen ve bu doğrultuda eylemlerini yerine getiren, doğru bilgiyi
edinmek için en gerçek rehberin Kur-ân’ı Kerim olduğunun farkında olan ve kimi
örnek almaları gerektiği ve nasıl örnek alacakları noktasında kendilerine en
gerçek örnek olan Kur’ân ahlâkının en güzel örneği olan Hz. Muhammed (S.A.V)’i
örnek almayı amaç edinen ama bunu kendi özgür iradeleri ile yapan bireyler
yetiştirmekti.
2.DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMA:
“Din
dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı
anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek
bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bende bu cümleyi göz önünde
bulundurmaya ve sunumun esnasında Disiplinlerarası ilişkiler kurmaya özen
gösterdim. Hazırladığım etkinlikler aracılığıyla yaş düzeylerine uygun olarak
eğlenerek öğrenmelerini amaçladım.
Öğrenciler
davranışlarla ilgili düzenli olarak ilk kazanımlarını hayat bilgisi dersinde
1,2 ve 3.sınıflarda kazanmaya başlamaktadırlar. Aile, arkadaş ve sosyal çevresi
arasındaki ilişkilerin nezaket kuralları çerçevesinde, çevresini korumaya ve
temiz tutmaya özen göstererek, dersin dikkat çekme aşamasında verilen ilk örnek
bu konu üzerindedir, eğitsel oyun esnasında oyuna katılmaya istekli olma,
kurallara uyma ve takım içerinde uyumlu olma gibi davranışlara yer verilmiştir.
Bu davranışlar aynı zamanda güzel ahlâka uygun örnek davranışlardır.
Öğrenciler
eğitsel oyun etkinlikleri sırasında çeşitli psikomotor becerilerini kullanırlar
ve oyunu kurallarına göre oynarlar. Bu davranışlar da güzel ahlâka uygun
davranışlardır. Aynı zamanda dersi daha eğlenceli kılarak öğrencilerin derse
olan ilgi ve motivasyonlarını arttırırlar.
Öğrencilerin
hazırladıkları posterler aracılığıyla bir tema üzerindeki duygu ve
düşüncelerini ortaya resim vb. görsel sanatlar ürünleri ile ortaya koyarlar.
Kendi düşüncelerini kendi ellerinden çıkan ürünler ile ortaya koyan ve paylaşma
imkânı bulan öğrenciler hem yeni düşünceler geliştirme noktasında
cesaretlenecekler hem de fikirlerini paylaşma noktasında daha açık ve
kendilerini daha farklı yollarla ifade etme şansı bulacaklardır.
Öğrencilerin izledikleri videolar ve
afiş çalışmalarında ortaya koydukları (şiir, slogan vb.) ürünler de aynı
zamanda bu düşüncelerin oluşma ve ifade edilmesi noktasında onlara yardımcı
olacaktır. Aynı zamanda videoların yorumlanması konusunda türkçe dersi
kazanımları ile ilişki kurmaya çalışılmıştır.
Verilen
örnekler ve dersin işlenişi aynı zamanda din kültürü dersinin kendi sınıf
düzeyleri arasında da ilişki kurulmuştur. Kimi örnek almalı noktasında din
kültürü dersinin 4.sınıf kazanımlarından Hz. Muhammed (S.A.V) erdemli
davranışlarına, İslam dininin temizliğe verdiği öneme ve 5.sınıf
kazanımlarından olan toplumsal hayatta nezaket kurallarına uyar kazanımına yer
verilmektedir.
Aynı
zamanda sosyal becerilerle de ilişki kurmaya çalışılmıştır. İlişki geliştirme,
duyguları tanıma, akran etkileşimi ve nezaket kuralları becerilerine örnekler
aracılığıyla yer verilmiştir. İlişki geliştirme kapsamında tartışma
etkinlikleri esnasında öğretmeni ve arkadaşları ile konuşurken göz kontağı
kurma, kişilerle selamlaşma davranışları örneklenmektedir. Akran etkileşimi
noktasında eğitsel oyun esnasında birbirleri ile iletişim halinde olurlar. Aynı
zamanda poster etkinliği ile hazırladıkları poster aracılığıyla dolaylı yoldan
da olsa akranları ile iletişim halinde olurlar. Aynı zamanda bir arkadaşının
yüz ifadesinden üzgün olduğunu anlaması ve ona yardım teklifinde bulunması da
duyguları tanıma noktasında önemli bir etkinliktir.
SÖ-
ARİFE NUR ÇELİK- 18040487
DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİNDEN YARARLANDIKLARIM
Sunumda
ele aldığım kazanımım 4.4.4 Hz. Muhammed’in(sav) çocukluk ve gençlik
yıllarındaki davranışlarını kendi hayatı ile ilişkilendirir.
İslâmiyette, bir kimseye dini zorla
kabul ettirme salâhiyeti Hz. Muhammed (s.a.v)’e bile tanınmamıştır. “Sana sadece tebliğ etmek düşer,” Artık uyar, düşündür sen bir uyarıcı/düşündürücüsün
onlar üzerinde zorlayıcı değilsin,” Eğer Rabb’in dileseydi insanları tek bir ümmet yapardı.” Hz. Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık
bir biçimde sunmaktır. Genel olarak kazanımı sunumda ele
alırken öğrencilere bilgileri ezberletmekten kaçınarak düşündürtmeye ve
sorgulatmaya yönlendirici sorular sordum. Yani din dersi özgürlük kısıtlayıcı
bir ders değildir. Beyin yıkama söz konusu bile değildir. Peygamber efendimizin
örnek davranışlarından yola çıkarak başka derslerde de ilişki kurabilecekleri
kazanımları yapılabilecek etkinlerle birlikte ifade ettim.
Okul bireyin kültürel, bireysel, sosyal
gibi birçok alanda gelişmesi ve bilgilenmesi için farklı bakış açıları ve
düşünceleri kazanmamızı sağlıyorsa, dinin de bakış açısı ortaya koyarak
öğrencilerin ufuklarının genişlemesine ve din konusunda düşünüp bir fikir
edinmelerini sağlamalıdır. Sunumumda bir kısmında bu konuya şöyle yer verdim: Asla
putlara tapmadı. Allah’a
(c.c.) ortak koşmadı. Putlar için kesilen hayvanların etinden yemedi. İçki,
kumar, hile, falcılık gibi kötülüklerden her zaman kaçındı. Her zaman erdemli
ve ahlaklı davranışlar sergiledi. Hz. Muhammed (s.a.v.), çocukluk ve gençlik dönemlerinde güzel ahlakı,
dürüstlüğü, güvenilirliği ile tanınmıştı. Mekkeliler ona çok güveniyorlar,
Mekke dışına seyahat ettiklerinde kıymetli eşyalarını Peygamber Efendimize
(s.a.v.) emanet ediyorlardı. Sevgili Peygamberimize (s.a.v.) “el-Emin” yani
güvenilir insan, diyorlardı.
Peygamber efendimizin(sav) güzel ahlaklı
ve topluma örnek davranışlarını belirterek öğrencilerin kültürel ve bireysel
alanda gelişmelerini bir görüşe sahip olmalarına sağlamaya çalıştım. Ders planımı
hazırlarken problem çözücü öğrenme modelini kullandım. Çünkü keşfetme, araştırma
ve karar verme gibi becerilerini geliştirmeye yöneliktir.
Disiplinlerarası
Çalışma ve Bilginin Bütünlüğü:
“Diğer derslerde olduğu gibi Din Kültürü ve
Ahlak bilgisi dersinde de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı
kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer
derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına
katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler
olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Yani Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersi diğer derslerle bir bütünlük içindedir. Birbirlerinden ayrı düşünülemez. “Okul programında yer alan derslerin ortak
hedefleri vardır. Öğrenciyi yetiştirmek,
topluma hazırlamak, toplumdaki değer yargıları öğreterek “insan” olma yolunda
eğitmektir.” Bu amacı gerçekleştirebilmek için program da bazı kazanımlara
yer verilmiştir. Bu kazanımlar Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin
kazanımlarıyla bir bütünlük içinde olacak şekildedir. Aynı zamanda disiplinler arası
bir yaklaşıma da sahiptir diyebiliriz. Daha çok Türkçe, Sosyal Bilgiler ve
Hayat bilgisi dersleriyle yakından ilişkilidir. Sunumumu da bu ilkelere dikkat
ederek hazırladım.
Din
Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi? Makalesi ile Sunumun İlişkisi
Sunum kazanımı: 4.2.4. Âmentü duasını okur,
anlamını söyler.
‘’İnsan, kendi varoluşuyla beraber kendi
dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama,
algı-davranış, iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi
kabiliyetlere muhtaçtır. Bu yüzden, insanın yetişmesine ve davranış geliştirmesine
katkısı olabilecek her konu eğitim ve öğretimin kapsamına alınabilir ve okul
programında yer alabilir. ‘’ İnsanın fıtratında getirmiş olduğu inanma ve
anlama çabası, eğitim ve öğretim yoluyla desteklenir. Öğrenciye doğrudan
bilginin sunulması yerine anlamlandırma ve nedensellik ilkesini kullanabilmesinin
geliştirilmesi bu noktada önemlidir. ‘’4.2.4. Âmentü duasını okur, anlamını
söyler ‘’ kazanımından yola çıkarak hazırlamış olduğum sunumumda da
öğrencilere duayı sunarak ezberlemelerini beklemek yerine duanın içeriğinde yer
alan bilgilerin analizi öğrencilerle yapılarak anlamlı öğrenmeleri
desteklenmiştir. Disiplinler arası ilişki gözetilerek öğrencilerin kelimeleri
doğru etmelerine önem verilmiştir.’’ Kişinin din konusunda olumlu ya da olumsuz
bir tavır takınabilmesi, dinin ne olduğunu bilmesiyle mümkün olur. Aksi halde
lehte veya aleyhte bir şartlanma olabilir.’’ Vurgusundan yola çıkarak duanın içeriği
tek tek açıklanmış ve dinin hangi boyutuyla ilişkili olduğuna değinilmiştir. Kazanım
kapsamında değerlerin öğrencilere zoraki bir yolla benimsetilmesinden uzak
durulmuş ve böylece bir beyin yıkama faaliyetine girişilmeden öğrencilerin akıl
yürütme süreçlerini kullanarak kararlara varması sağlanmaya çalışılmıştır.
‘’ Değerleri sayıp
sıralamak ve onlar üzerinde konuşmak, onları öğretmekten daha kolaydır. Bir
erdemi anlatmak onu kazanmaktan daha kolaydır. Öğretim süreci de genelde
anlatan bir öğretmen ve dinleyen –çoğu kez de dinliyor görünen- öğrencilerden
oluşur. Öğretimin sadece anlatımdan ibaret olduğu zannedilir. Öğretmen,
öğrencileri bilmedikleri konularda elbette bilgilendirecektir. Fakat bilgilendirme,
öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değildir. Etkili öğrenmenin en iyi
oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir
şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri,
konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya
çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve
öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Peki, öğretmenin
görevi zihinlere bilgi yığmak, öğrencinin görevi ise bu bilgiyi almak ve tekrarlamaktan
ibaretse böyle bir sürece ne ad verilir diye sorulursa, zihinlerde bir bankacı eğitim
modeli belirir.’’ Makalede de belirtildiği üzere, öğrencilere dua ve anlamı hazır
bir bilgi bütünü olarak sunulmadan çeşitli sorular ile ve duanın içerdiği bilgilerin
öğrencilerle keşfedilmesine yönelik çalışmalara yer verilmiştir. Öğrencilerin
öğrenmelerini desteklemek için akran öğrenmelerinden yararlanılmıştır. Sınıf
içerisinde alınan öğrenci görüşlerinde sert eleştirilerden kaçınılarak
öğrencilerin fikirlerini özgürce paylaşabildikleri bir öğrenme ortamı ortaya
konulmuştur.
DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ? MAKALESİ VE SUNUM
Makalede genel olarak din öğretiminin nasıl yapılması
gerektiği anlatılıyor. Makale kapsamında sunumumu hazırlarken iki başlığı
dikkate almaya çalıştım. Ben sunumumu “Kur’an-ı Kerim’in iç düzeni ile ilgili
kavramları tanımlar” kazanımı çerçevesinde oluşturdum.
1-BİLGİNİN
BÜTÜNLEŞTİRİLMESİ
Din dersi öğrencilere bilgi, beceri, anlayış kazanma ve
kişiliklerini geliştirmelerine katkı sağlar. Bütüncül yaklaşım ele alındığı
zaman öğrencilere dinin getirdiği dünya görüşünün temel ilkeleri tanıtılmalı,
gerçeğin dini açıdan nasıl yorumlandığı konusunda bilgi verilmelidir. “Kur’an-ı
Kerim’in iç düzeni ile ilgili kavramları tanımlar” kazanımıyla ilişkili
hazırladığım sunumda bütüncül yaklaşımı ele alarak Kur’an-ı Kerim’i anlatmaya
çalıştım.
Bilgi verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir
hayat elde etmeyi öğretme ve bilgiyi çok boyutlu sunarak öğretim yolu
benimsemek bilginin bütünlüğü açısından önemlidir. Bunları ele alarak sunumumu
hazırlamaya dikkat ettim. Kur’an-ı Kerimde zaten bize yol göstererek hayatı
anlamlandırmamızı sağlıyor.
Din olgusunda ihmal etmememiz gereken üç nokta vardır.
Bunlar insani, kültürel ve toplumsal amaçlardır. Öğretimi yaparken bu amaçları
dikkate almamız gerekir. Sunumumda üç amacı da ele almaya dikkat ettim.
Kur’an’da Yüce Allah’ın insana şunu yap, yapma şeklindeki
seslenmesi insanın seçme özgürlüğüne sahip olduğunu gösterir. İnsan, kendisinin
ve kendi dışındakilerinin varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru anlama,
algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme becerilerine
sahip olmalıdır. Kur’an-ı Kerimde varoluşu anlamaya çalışmada bize yol
gösterir.
Kur’an, insana ulaşan haberin veya bilginin hemen kabul
edilmesinin doğru olmayacağını hemen inkâr ve ret edilmemesi gerektiğini
söyler. Kur’an-ı Kerim’in bize anlatmak istediği okuyup düşünmek anlamak,
sorgulamak ve yaşamaktır. Bunları düşünerek bilgiyi doğrudan “Bankacı model”
anlayışı ile ezbere yönelterek değil de sorgulayarak, anlayarak “Problem
Çözümcü Model” ile anlatmaya çalıştım.
2-DİSİPLİNLER
ARASI
Diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin bilgi ve beceri
kazanmalarını, kişiliklerini geliştirmelerini, kültürel mirası anlamalarını
sağlar. Bütün derslerin ortak amacı olan öğrenciyi yetiştirmek, toplumun değer
ve yargılarını öğreterek topluma hazırlamak yani kısacası insan yetiştirmek din
dersinin de amacıdır. Bütün bunları ele aldığımız zaman din dersinin de diğer
derslerle ilişkili olduğunu görebiliriz. Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi, Türkçe
gibi derslerin Din dersiyle anlatmak istediği ortak hedefleri vardır. Kazanımım
kapsamında hazırladığım sunumda bunları ele aldığım zaman diğer disiplinlerle
bazı ilişkilendirmeler yaptım. Bunlar Türkçe ve Peygamberimizin Hayatı
dersiydi.
Her şeyden önce Kur’an-ı Kerim’i anlamak, anlamlandırmak
önemlidir. Bu nedenle bu kazanımı Türkçeyle ilişkilendirdiğimde kelimeleri anlamak,
anlamına uygun kullanmak, okuduklarını kendi anladıklarıyla, kendi cümleleriyle
ifade edebilmek gibi becerileri kullanmasını amaçladım. Böylece öğrencilerin
bilgiyi sorgulamasını, “Problem çözümcü Model” ile öğretim sağlamış oluyordum.
Peygamberimizin Hayatı dersiyle ilişki kurmamın nedeni ise
sevgili Peygamberimizin hayatında Kur’an-ı Kerim’in büyük rol almasıydı. Bu sunumu
hazırlarken bu ders kapsamında bazı bilgilerden de yararlandım. Örneğin, ilk
inen Alak Suresinin 5 ayetinin Hira Mağarasında sevgili Peygamberimize vahiy
gelmesi. Bu gibi konuları ele alarak sunumumda yararlandım.
Beytullah AYDOĞMUŞ-18040252-SÖ/3
‘DİN ÖĞRETİMİ
ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?’ MAKALESİNDEN SUNUM İÇİN YARARLANDIKLARIM
Sunumumda,
‘4.3.2. İnsani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının önemini ve
gerekliliğini savunur. ‘ kazanımını ele aldım.
Ele aldığım kazanım ile
ilgili sunumu hazırlarken ise ‘DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?’ adlı makaleden oldukça yararlandım.
Makalede geçen şu cümleden; ‘Okul programında
yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak,
toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi “insan” olmak yolunda
eğitmektir. Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka
bir şey değildir.’ Yola çıkarak çıkarımlar elde ettim. Okulların eğitimli insan
olarak iyi insan yetiştirdikleri konusunda çıkarımlarda bulundum. İnsanın
yetiştirilmesi konusunun yanında, insani ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve
saygının da öneminin ve gerekliliğinin olduğunun farkına vararak, kazanım
doğrultusunda sunumuma katkı sağladım. Makaleden hareketle kişinin kendi başına
düşünmesi, olguları tanıması, sentez yapması ve akıl yürütmesi beklenir.
Bunları yapmayan bir birey maymun gibi ‘taklit etme’ melekesinden başka bir
melekeye ihtiyacı yoktur. Makaleden hareketle öğrenciyi kendi başına düşünmeye
itecek çalışmalara yer vermeye çalıştım.
‘Öğretmen, öğrencileri
bilmedikleri konularda elbette bilgilendirecektir. Fakat bilgilendirme,
öğretme-öğrenme sürecinin bütünü demek değildir. Etkili öğrenmenin en iyi
oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir
şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri,
konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya
çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve
öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.’ Bu cümlelerden
hareketle etkili bir öğretim gerçekleştirmek adına öğrencilere yazılanlar
doğrultusunda çalışmalar yapmaya gayret ettim. Öğrenciye bilgileri doğrudan
değil, onların araştırıp keşfedebileceği şekilde vermeyi tercih ettim. Bu
sayede hem makaleyi sunumuma uygulamış hem de öğrencilere kalıcı bilgiler
öğretmiş oldum. Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman,
öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup
keşfettikleri zamandır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme
ve sorgulama sürecidir. Bu cümleyi sunumumda birçok yer de uygulamaya çalıştım.
Özellikle ‘Dikkat Çekme’ ve ‘Keşfetme’ aşamalarında öğrenciden gerçek öğrenim
ve öğretimi oluşturmak amacıyla araştırıp, incelemesini bekledim.
‘Din öğretiminin
dayanması gereken modelin “bankacı model” değil “problem çözücü model” olması
gerektiği düşüncesindeyim. Bankacı modelle varılacak nokta, öğrencinin ezberlemesi,
bellemesi ve tekrar etmesiyle sınırlı kalacaktır. Bir bilgi türü olarak din
olgusunu öğretime konu ettiğimiz zaman bu bilginin özelliğini ve nesnesini iyi
tayin etmek gerekir. Kanaatimizce, din öğretimi, bir bilgi vasıtası olmakla
beraber, insanın bilgi elde etme yollarını, aklını ve duygularını kullanma
kabiliyetini geliştiren bir süreç olarak kabul edilmelidir.’Öğrencinin, insani
ilişkilerin gelişmesinde sevgi ve saygının gerekliliğini savunması için bu
hususa dikkat ettim. Öğrenciye bu durumu ezberletmekten ziyade öğreterek sınıf
içinde zihinsel faaliyetler arasında bir kaynaşma ortamı meydana getirdim.
‘BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ’ ve ‘DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMAK’
‘Din dersi, diğer derslerle
birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda
bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak
yetişmelerini sağlamaya çalışır.’ Makalenin bu cümlesinden hareketle
‘kazanımlar arası bütünlük’ başlığı kapsamında hem bilginin bütünlüğü konusuna
hem de disiplinlerarası çalışmak konusuna dikkat ettim. Kazanımlar arası
bütünlük başlığı altında diğer derslerle ilişkilerine yer verdim. Bu sayede de
din öğretiminin disiplinlerarası bir yaklaşım içinde olduğunun farkına vardım.
Bilginin bütünlüğünü koruyarak
çalışmalarda öğrencilerin anlam kürelerinde yer edinerek, anlam arayışlarına
katkı sağlamaya özen gösterdim.
Osman Taha
ASLANKAYA
Sınıf
Öğretmenliği - 18040247
Bu makaleyi
bir defa tamamını okuduğumda aklımda sunumumla ilgili birkaç değişiklik birkaç
yeni fikir gelmişti. Sonrasında hocamız bu makaleden faydalanmamızı istediğini
düşünerek bir tarafa sunum ödevimi bir tarafa da bu makaleyi açtım ve
makaledeki belli birkaç noktayı okuyarak sunum ödevimdeki bölümlere eklemeler
ve çıkartmalar yaptım. Bu yapmış olduğum ekleme ve çıkartmalara örnekler
verecek olursam:
Makalede
bahsedilen öğretim modellerinden örnekler alarak sunum ödevimdeki geliştirmek
istediğim davranışları, tutumları ve aktarmak istediğim kültürel mirası
geliştirdim. Bu konu da sunumuma eklediğim yeni bilgiler oldu. Benim sunum
kazanımım Sübhaneke Duasını okur ve anlamını bilirdi. Bu kazanım doğrultusunda
sunumuma sadece bu duanın okunuşu ve anlamından ziyade, bu duanın neden ve
nereden geldiği konusunu da eklemekti. Eklemiş olduğum bu bilginin makalede ki
yeri çok önemliydi. Bu eklemenin öğrencilere faydası bilginin bütünlüğünü ve bu
dua ile ilgili disiplinler arası bir katkı sağlamasıydı. Öğrenci bu duanın
nereden geldiğini nasıl geldiğini bilerek bu duaya ait kapsamlı bilgisini bu
duaya ait bilgisini çoğaltmış oldu. Bu da dua ’da ki bilgilerin bütünlüğüne ve
bilgilerin kalıcılığına katkı sağladığını düşünmekteyim. Makaleden yola çıkarak uygulamış olduğum bu
ekleri birazdan bilginin bütünlüğü ve disiplinler arası çalışmada da detaylı
olarak açıklayacağım ve ele alacağım.
Makaleden
yola çıkarak ödevime eklediğim diğer bir kısım ise öğrencileri süreçte daha çok
özgürleştirmem gerektiği ve bu özgürleştirilmiş din öğretimi ile öğrencilere
etkili bir din öğretimi sunmaktı. Bunu bir kademeye kadar önceki işlediğimiz
derslerden bahsettiğimiz kadarıyla uygulamış ve kullanmıştım aslında ama bu
makale ile de iyice bu özelliği sunumuma kattım. Bunu da şu şekilde yaptım:
Öğrencilere bilgiyi doğrudan sağlamak yerine bu bilgileri kendilerinin
edinmelerini sağlamaya, onları doğrudan bilgiyi söyleyen öğretmen olarak değil
de rehberlik eden bir insan olarak yaklaştım. Önceki hazırlamış olduğum ödev
düzeninde öğretmen aktarıcı ve doğrudan bilgileri aktaran, aktardığı bilgileri
tekrarlar ile pekiştiren yapıdayken. Şu an da sunum sadece öğrencileri bu
bilgilere yönlendirici şekilde ayarlandı. Bu değişiklik gerçekten ders ve bilgi
kalitesi olarak sunumu, kazanımı çok iyi bir noktaya taşıdı.
Bilginin
bütünlüğü; Aktarılan, saklanan bilginin ve verinin herhangi bir değişikliğe
uğramamasıdır. Bunu özellik din kültürü ve ahlak bilgisi öğretiminde çok önemli
bir özelliktir. Çünkü dini bilgilerin ve terimlerin kesinlikle değiştirilmemesi
gerekir. Bilgiler parça parça ve dağınık şekilde olursa dağılır ve değişimlere
uğrayacağından dolayı bilgileri bütün bir halde tutmak ve kazanımlarımızı da bu
şekilde aktarmak gerçekten çok önemlidir. Sunumuma eklemiş olduğum Sübhaneke
duasının oluşumu kısmı da bilginin bütünlüğü konusunda buna örnek olarak
verilebilir.
Disiplinler
arası çalışmak; Birden fazla disiplinin birbiriyle etkileşim halinde
çalışılarak ortaya çok daha faydalı, uygulanabilir kazanımlar çıkarmayı
amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda ben de tarihi bir gelişme sayılabilecek
ve tarih disiplini ile din kültürü ve ahlak bilgisi disiplinlerini bir araya
getirecek olan bir ekleme yaptım ödevime. Bu eklemeyi de üst kısımda bahsettiğim
gibi Sübhaneke duasının nereden, nasıl geldiği bilgisidir. Bu bilgi aslında bir
tarihi olay boyutunda ele alınabilir. Kazanımımız olan Sübhaneke duasını okur
ve anlamını bilir konusunda tarih disiplininden faydalanmış olduk. Bu alan da biraz
araştırma yaptığım zaman aslında yapmış olduğum disiplinler arası çalışmayı din
kültürü tarihi disiplini ve din kültürü ve ahlak bilgisi öğretimi disiplini
arasında yapmış olduğumu anladım.
Raşide Figan/ 17040048
Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç
Olabilir mi?
Prof. Dr. Mualla SELÇUK Makalesi
Bu
makalede edindiğim çıkarım; öğreten- öğrenen ve öğretimde çocukların etkin,
öğretmenin ise rehber olduğu hem öğretmenin hem de öğrencinin anlamaya çalışan,
sorgulayan, eleştirel bakış açısını kullanmaya çalışan, olay- olgular üzerinde
tartışan bir yaklaşım ile öğretim sürecini yürütebilmesi din dersinin
öğretiminde kişilerin bilgi, beceri ve anlayış kazanmalarına, kişiliklerini
geliştirmelerine, kültürel mirası anlamalarına yardım etmesidir. Bütün bunlar
yapılırken bilgi bütünlüğü ve disiplinler arası yaklaşıma da dikkat edilir.
Bu bağlamda kazanımım 4.2.1. 'İslam’ın
inanç esaslarını sıralar' ile ilişkili hazırladığım sunuda öncelikle çocukların
çevrelerinde gördüğü veya sıkça duyduğu kavram- olay- olgulardan yola çıkarak
onlara açık uçlu sorular sordum. Bu sorular ile bağlantılı ‘İnanç nedir? İman
nedir? İmanlı bir insan nasıl davranır?’ sorularına da açıklık getirmeye
çalıştım. Böylece çocuğun kültürel mirasını din ile bağdaştırmasını ve
öğreneceklerini daha kolay anlamlandırmasını sağlamaya çalıştım. Burada sosyal
bilgilerden yararlanmaya çalıştım. Çünkü biz insanlar sosyal varlıklarız ve
çevremizde olan biten her şeyi anlamaya, anlamlandırmaya çalışırız. Burada
makalede yer alan ‘Kültürel ve toplumsal amaçlardan’ yararlandım. Daha sonra
çocuklara inanç ve iman kavramları ile ilişkili olduğunu düşündüğüm “Toplum
içinde senin ne tür sorumlulukların var? Sen sorumluluklarını yerine getirirken
nelere dikkat edersin? Nasıl hissedersin? Bu sorumlulukları yerine getirmenden
dinin etkisi var mı? Yaptığın işlerde imanlı ve inançlı olman sana ne gibi
katkılar sağlar? ” sorular sordum ve her çocuğa zarf verip bu sorulardan yola
çıkarak kendi benliklerine birer mektup yazmalarını istedim. Bu soruları din
kültürü ve ahlak bilgisi dersinde ele aldığım kazanımından yola çıkarak ve
ilişkili olduğunu düşündüğüm Türkçe- sosyal bilgiler kazanımlarından
faydalanarak sordum. Burada makalede yer alan “Kendi başına düşünmeyi öğrenen
insan ise pek çok kabiliyetini kullanmak zorundadır. ”cümle ile kazanımımı
ilişkilendirdim. Daha önce kendime yazdığım bir mektubu da çocuklara okuyarak
onların duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri ve yazdıkları mektubu
arkadaşlarına okumaları için teşvik etmeye çalıştım. “İnsan, kendi varoluşuyla
beraber kendi dışındakilerin de varoluşlarını anlamaya çalışırken, doğru
anlama, algı-davranış iş birliği, doğru değerlendirme ve doğru karar verme gibi
kabiliyetlere muhtaçtır. ”makalede yer alan bu cümle ile bağ kurmaya çalıştım.
Bu yüzden öğrencilerden arkadaşlarının yazdıklarına yorum getirmelerini, değerlendirmelerini
ve sentezlemelerini esas aldım. Sonra da üzerine çalıştığımız konuya açıklık
getirip her kavramı tek tek çocukların yaş düzeylerine uygun bir dille
açıklamaya çalıştım. Daha sonra çocuklardan üzerinde çalıştığımız konuya
ilişkin çevrelerini gözlemlemelerini ve gözlemlerini arkadaşları ile
paylaşmaları ve son olarak çocukların ilgili konu hakkında öğrendiklerine
ilişkin değerlendirme çalışmaları yapmaları üzere ödev verdim. Çoğunlukla çocukla beraber düşünüp beraber
keşf edip ve çocuğun olabildiğince etkin olduğu ve diğer dersler, disiplinler
ile ilişkili bir plan hazırlamaya çalıştım.
Ödev 4- “Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?” Makale ve Sunu İlişkilendirmesi
Elif Beyza Altun
18040242/ Sınıf Öğretmenliği/3
Kazanım: 4.5.2. Temiz ve düzenli olmaya özen gösterir.
Makale: “Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.”
“Eğitim, genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir.”
➣Sunumuma katkısı: “Diğer derslerle birlikte” ifadesinde de vurgulandığı gibi disiplinlerarası yaklaşımla ele aldığım kazanımımı Hayat Bilgisi, Türkçe, Görsel Sanatlar, Beden Eğitimi ve Oyun dersleriyle birlikte ilişkilendirerek sundum. Tüm bunların ahlaklı insan olma da önemli bir yere sahip olduğu bilinciyle bilginin bütünlüğünü sağlayarak yaptım. Özellikle manevi temizlik kavramının -ilgili yaş düzeyi çocukları için- anlaşılmasında zorlanacağını düşünerek diğer derslerle birlikte bu kavramı somutlaştırma, kavramın anlaşılması ve yerleşmesi amacıyla çeşitli etkinlikler düzenledim. Bunu yaparken öğrencimin ilgili kavramı anlam küresinde nasıl anlamlandırdığını bilmek ve konuya ilişkin ön bilgileri yoklama amacıyla bir metin verip ilgili sorularla sahip olduğu kıymetli bilgileri kullanmasını sağlayarak başladım.
Makale:“Etkili öğrenmenin en iyi oluştuğu zaman, öğrencilerin, öğretmen rehberliğinde araştırıp, inceleyip bir şeyler bulup keşfettikleri zamandır. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir.”
“Problem çözme, konuyu inceleme, araştırma ve keşfetme yoludur. Öğretmen, herhangi bir problem üzerinde çalışmalarını sağlayarak öğrencilerin, keşfetme, düşünme, araştırma ve karar verme kabiliyetlerini geliştirir.”
“Problem çözmeye dayalı program anlayışı. Öğrencinin tecrübelerinden faydalanılır, “öğrenmeye hazır bulunuşluk” üzerinde durulur. Program, öğrencinin ilgileri ve ihtiyaçları üzerine dayanır. Muhteva, öğrencinin kabiliyetlerini geliştirecek niteliktedir.”
➣Sunumuma katkısı: Sunumumda, çocuğun günlük hayatta ailesinden aldığı bilgilerle sağladığı maddi temizliğin ne olduğu, neden gerekli olduğu, dinimizde temizliğin önemini, temizlik derken yalnızca maddi temizliğin mi kastedildiği, manevi temizliğin ne olduğu ve nasıl sağlanacağı sorularına yanıt olabilecek nitelikte problemler sundum. Tabii bunu yaparken dikkat ettiğim bir diğer nokta, öğrenci yaş düzeyine uygun olarak günlük yaşantıda karşılaştığı ya da karşılaşması mümkün problemler sundum. Böylece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersiyle birlikte yürütülen diğer derslerle ilişkilendirilerek maddi- manevi temizlik, beden temizliğini öğrendiği şekliyle hayatına uyarlayabilsin. Problemi sunarken dikkat ettiğim bir diğer nokta ise, problemde yer verdiğim çocuk ile öğrencimin kolayca ilişki kurabileceği böylelikle empati becerisini geliştirebileceği ve problem çözümünü günlük yaşantısında kullanabileceği düzeyde olmasına özen gösterdim.
''DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?'' MAKALESİNİN İNCELENMESİ
AD SOYAD: Sevim
TANRIVERDİ
NUMARA: 18040310
Eğitimin
amacı, insanoğlunun kişiliğini, sergilediği davranışları ve ahlakı
kazandırmaktır. Bu bilgiyle hareketle topluma
sağlıklı fertler yetiştirebilmemiz için ve bu bireyleri topluma
kazandırabilmemiz için eğitim oldukça önemlidir. Öğretim esnasında öğrenciye
aktarılması beklenen dersler aslında eğitimin amaçlarını kapsamaktadır. Din
öğretimi dersi bu hususta ele alındığında disiplinler arası bir biçimde
bireyleri topluma kazandırarak, kültürel aktarım sayesinde sosyalleşmelerini de göz önünde
bulundurup eğitimin hedefinin bir taşıyıcısıdır. Öğretimde eğitimin amaçlarının
disiplinler arası kazandırılması öğretimin tamamını kapsayacak olup öğrencinin
konu bağdaştırmasında ve düşünmesinde etkili olacaktır. Bu esnada öğrenciye
kazandırılması hedeflenen din öğretimi hususu da etkin bir rol oynayacak ve
diğer derslerden ayrı tutulmayacaktır. Çünkü din dersi de diğer dersler gibi
öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve bireylerin
kişilik gelişimlerine katkı da bulunmaktadır. Öğrencilerin akademik başarısının
gelişiminde de din dersinin önemli bir işlevi makale de görülmektedir. Öğretim
yöntemi ne kadar eksik olursa öğrencinin bilgiyi yanlış öğrenme ve kavram
yanılgısı yaşaması da bir o kadar az olacağı makale de vurgulanmaktadır. Makale
öğrencinin bilişsel düzeylerine göre öğretim üzerinde durmuş öğretmene bir çok
yönden farkındalık kazandırabilecek bir makaledir.
Okulun
önemi öğrencinin bu disiplinler arası bilgilerle karşılaşması ve bu bilgileri
doğru yerden öğrenip içselleştirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla okul öğrenci
yaşamı için olmazsa olmazdır. Okulda doğru bilgiyi öğrenip öğrenilebilirliğin
tüm temelleri okulda atılmaktadır. Öğrencinin şemalarına bilgi işlenmesi ve bu
bilgilerin nasıl kullanılabileceği okullarda öğretilmektedir. Öğretmen bu
aşamada aktif rol alarak ezberci bir yöntemden kaçınmalı ve öğrencinin
yaratıcılığını sorgulama becerisini geliştirmelidir.
Öğrencinin
öğretimde etkin olabilmesi için özgür olması gerekmektedir. Çünkü öğrenci bu
özgürlükle kendini güvende hissedecek ve yeni bilgilere erişmekte anlamakta
kendisine yardımcı olmaya çalışacaktır. Din öğretiminin de ezbere verilmesi bu
yönden makale de yanlış görülmektedir. Öğrencilere özgür olduklarını
hissettirerek bir öğretim yapmamız uygun görülmektedir. Böylece öğrenci daha
aktif olacak, sorgulamaya ve yaratıcı düşünmeye başlayacaktır.
Sunumumda
kazanımım (KAZANIM: 4.1.3. Dilek ve dualarda kullanılan dini ifadelere örnekler
verir.) doğrultusunda öğrenciye dogmatik bilgileri direkt aktarmaktansa bilgiye
ulaşmada farklı yöntem ve teknikler kullanarak bilgiyi kendilerinin
keşfetmesini sağlamaya çalıştım. Kavramlar üzerine düşündürüp kavram
yanılgılarını önlemek adına onlara hitap eden kelimeler kullanarak
anlamlandırma sürecini de göz önünde bulundurdum. Bunların yanı sıra sadece ben
anlatıcı onlar dinleyici modunda olmamaları için çeşitli etkinlikler ve konunun
bağdaştırılabilmesi açısından da ölçme ve değerlendirme kısmında öğrenciyi
aktif tutmaya çalıştım. Ayrıca konunun gündelik yaşamla ilişkilendirilebilmesi
içinde gündelik olaylarla konuyu bağdaştırmaya çalıştım. Sunum esnasında da tüm
bunları yaparken öğrencinin aktif düşünebileceği ve kendisini özgür hissetmeye
çalışabileceği bir ortam oluşturmaya çalıştım.
BÜŞRA NUR ARSLAN
18040245
ÖDEV 4
Din öğretimi özgürleştiren bir süreç olabilir mi adlı makaleyi inceledik. Öncelikle sunumumla ilişkilendirdiğim yerlerden bahsetmek isterim. Ben sunumumda tekbir ve salavatı anlattım. Bunu anlatırken Allah’a ve Peygamber Efendimiz’e duyulan sevgiden ve Peygamber efendimiz’in ahlakından bahsettim. Din öğretimi bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Din hem bu kültürün parçası hem de anlatıcısı görevindedir. Peygamber Efendimiz’in ahlakı ve kuran ahlakı da bizim aktarmamız gereken önemli bir husutur. Sunumumu bu anlatımlarla zenginleştirdim. Anlatım esnasında Peygamber Efendimiz’in dönemi hakkında sözlü birçok bilgilendirmede bulunacak ve onun ahlakının bu devirde nasıl ayrıcalıklı olduğunu söyleyeceğim. Eğitimin bir işlevinin insan yetiştirmek olduğunu söyleyen makaleyi esas alarak bu insan yetiştirme önemli olan kaynakları anlattım. Bunlar kuran ahlakı ve yaratıcıya ve elçisine duyduğumuz sevgidir. Makalenin bu kısmı benim konumun özünü oluşturuyor diyebilirim.
Makalede Bilgi Bütünlüğü açısından ele aldığım noktaya gelirsek ise dinin beyin yıkama olduğunu düşünen yanlış bir inanıştan bahsediyor. Fakat din dayatma dini değilir. Seçme hakkı, karar verme gibi ilkeler çevresinde bize imkanlar sunar. Bizlerde eğitimde bu husulara dikkat ederiz. Bu seçme işleminin gerçekleşmesi için insan bilgiye sahip olmalıdır. Okul programında yer alan bilgiler için ilk bakışta “uzun vadeli bilgiler” nitelemesini yapmak mümkündür. Uzun vadeli bilgilerden kastedilen, hayatta karşılaşılabilecek problemlerin çözümüne yardımcı olan bilgilerdir. Bilgi buradan da anlaşılacağı üzere bütün ve nitelikli verilmeli ki gençlerde gerçek hayatta karar verirken ve problem çözerken rehberlik edebilsin. Bu sebeple yine makalede öğrendiğim üzere bilgilendirmek öğretmenin görevidir. Fakat bunu yaparken öğrencilerin araştırması, keşfetmesi, incelemesi gibi faaliyetlere yer vermeliyiz. Nitelikli öğretmen, olayları, fikirleri, konuları ve problemleri öğrencileri ile birlikte inceler. Fikirleri ortaya çıkartır, muhteva üzerinde düşündürür, tartışma yaptırır. Gerçek öğretim ve öğrenim, araştırma, bulma, inceleme ve sorgulama sürecidir. Bu doğru bir süreçtir ve problem çözücü modele girer. Bir de tüm bunların yapılmadığı ezbere dayalı, öğretmenin bilgiyi dayattığı öğrencinin ise sadece alıcı durumunda olduğu yöntem vardır. Buna bankacı eğitim modeli denir. Ben sunumumda problem çözmeyi esas almaya çalıştım. Tekbir ve salavatı ezberletmek yerine anlamını ve hayatımızdaki yerini kavratmaya çalışarak sundum.
Disiplinlerarası yaklaşıma
gelirsek ise konum gereği özellikle hayat bilgisinden çokça
yaralandım. Çünkü yazının başında belirttiğim gibi eğitim Din dersi, diğer
derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasına katkıda bulunur.
Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini
sağlamaya çalışır. Bu durum esnasında din dersi de tıpkı diğer dersler gibi
birçok alandan yararlanır. Dinin hayattaki yeri düşünüldüğünde belki de en
ilişkili dersin ilkokul düzeyinde hayat bilgisi olması ne kadar isabetlidir. Ben
tekbir konusunu anlatırken kurban bayramından sıkça söz ettim. Bu doğrudan bu
dersle ilişkilidir. Bunun dışında Peygamber Efendimiz’e olan sevgi ve ahlakı
anlatılırken kronolojik bilgilere de ihtiyaç vardır. Burada Hz. Muhammed’in Hayatı
ve tarih alanlarıyla ilişkisini görüyoruz. Din dersi diğer derslerle yakından
ilişki kurularak anlatılmalı ki probleme dayalı modelde ihtiyaç duyulan
ilişkilendirme güçlü yapılabilsin. Ben sunumumu bu doğrultuda hazırlamay
çalıştım.
ÖDEV-4 “DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN
BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” MAKALESİNDEN EDİNDİĞİM BİLGİLERİ SUNUM ÖDEVİME NASIL
UYGULARIM?
ÖĞRENCİNİN;
ADI-SOYADI: Saliha
ÇARDAKKAYA
SINIF/BÖLÜM: Sınıf
Öğretmenliği/3
NUMARASI: 18040261
Ünite:
4. Ünite Hz. Muhammed’i Tanıyalım
Kazanım:
4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir.
Eğitim, bireyin davranışlarını kendi
yaşantısı yoluyla kasıtlı ve istendik davranış değişikliği getirme sürecidir. Okullar bizlere belirli bir yöne bakmak yerine
nasıl bakacağımızı öğretmelidir. Bundan dolayı öncelikle “Bilginin Bütünlüğü”
dediğimiz kavram ve “Disiplinlerarası yaklaşımlara” değinmek isterim.
Makalede okullarda verilen din eğitimi
özgürlüğümüzü kısıtlıyor mu? diye bir tartışma yürütülüyordu. Yazar, bu konuyu “Zorunlu olarak verilen bir eğitim seçme şansımız
olmadığını gösterebilir. Ancak okullarda din eğitimi verilmezse öğrencilerin
hiç seçme şansının olmayacağını da ifade etmektedir. Aslında din öğretiminin
olması bir seçme şansı vermektedir.” İfadelerini
kullanmaktadır. Bir başka ifade ile “Özgür
düşünebilmek bir eğitim işidir, çok boyutları olan bir tavırdır.” Sözü ile
eğitimin bizlere özgür düşünebilme şansı verdiğini, iyiyi, kötüyü, olumluyu,
olumsuzu gösterdiğini yani öğrencilerde anlam bütünlüğünü oluşturduğumuz zaman
öğrencilerin o bilgiyi kullanıp kullanmayacağını yani din olgusu ile düşünürsek
inanıp inanmamayı, yani bilgiyi çok boyutlu olarak sunup gerçeğin bütünü ile
karşılaşmalarını hedef alan bir modelle anlatıp öğrencilere seçme özgürlüğü
sunmaktayız. Bu kısımda aslında bilginin bütünlüğü apaçık ortadır. İnsan
bilgiyi sadece tek taraftan değil bilginin giriş, gelişme ve sonuç kısımlarını
detaylı okuyup anlam küresinde anlamlandırıp o bilgiyi davranışa dökmesi
gerekir. Yüce Allah’ta tam olarak aslında biz kullarından bunu istemektedir.
Okuyup, anlayıp, anladığını düşünen ve anlayıp düşündüğünü yaşama aktaran
varlık olmamızı, çünkü İslâm dini, akıllı ve özgür insana hitap eder. Dinde
serbest seçim (ihtiyar ) esastır.
Bilginin bütünlüğü ve çevresinde ele
aldığımız konuları kendi sunum ödevimle ilişkilendirdiğimde kendime şu payları
biçmekteyim. Örnek kazanımım üzerinden gidecek olursak “4.4.6 Salli-Barik
dualarını okur ve anlamlarını bilir.” İlk olarak ele almamız gereken kısım
Salli ve Barik dualarının neden okunduğunu, faydalarını, inme sebebine kadar
öğrencilere gelişim özelliklerine bağlı olarak bilginin bütünlüğü detaylı
olmasa da bilmeleri gerektiği kadar aktarılır. Biz bu kısımda aslında
öğrencilerin Ön bilgilerini oluştururuz. Ardından öğrencilere “Salli, Barik,
Sure, Ehli-i Beyt” gibi kavramları açıklarız. Ancak bilgi tam olarak bütünlük
içinde verilirken Ünite,konu ve kazanım alt alta ve öğrencinin bunu göreceği şekilde
yazmalıyız. Öğrenci “4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir.”
Kazanımının “4. Ünite Hz. Muhammed’i Tanıyalım” ünitesinin kazanımı olduğunu bu
kazanımdan önce Hz. Muhammed (s.a.v) hayatı ile ilgili bilgileri edinmiş olması
gerekmektedir. Yalnız makalede de ifade edildiği gibi “Kavramların ne olduğunu
ve hangi anlama geldiklerini bulmanın yolu, sadece o kavramları tanımlamaktan
geçmez. Tanım aramak bizi yanıltabilir öyle ki tikel veya çoğu kez yanlı bir
fikir, tanım gereği doğru gibi sunulabilir.” İfadesi gibi öğrencilere bu kavram
öğretilirken tamamen objektif beyin yıkamaya gidilmeden, öğrenciye seçme şansı
sunarak yani o bilgiyi öğrenip öğrenmemek, kullanıp kullanmamayı öğrenciye
bırakarak hareket etmeliyiz. Ancak “İnsanın seçme
ve eylem özgürlüğüne sahip olması onun eylemlerinin sorumluluğunu alabilmesi
için yeterli sebep değildir. Burada insan bilgi edinmek, sebepleri görebilmek,
davranışlarının sonuçlarını tahmin edebilmek vb. meselelerle karşı karşıyadır.”
Sözleriyle de sadece özgür olmamızın yetmediği bu özgürlüğü aklın ve ilmin
ışığında kullanmamız gerektiğini, bilgiyi yani bir bütün olarak ele alınması
gerektiği açıklanmaktadır. Makaledeki bir başka ifade ise“Bir sözcüğün anlamı, o kümedeki yerine ve onu
kullananların arasındaki ilişkinin doğasına bağlıdır.” Yani,
öğrencilerimizin birbirinden farklı olduğunu gözeterek bu kavramları veya sure’yi
öğretirken hepsinin aynı anda öğrenemeyeceğini ve kavram arası ilişki kurarken birbirinden
farklı ilişkiler kuracağını gözardı etmemeliyiz. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de
de İsra suresi 36. Ayetinde “Hakkında bilgin
olmayan şeyin ardına düşme, kulak, göz ve kalp bunların hepsi sorumludur”
ayeti ile bizlere bilginin önemini bilgiyi bütün olarak ele almamızı, yani bir
bilginin önü ve arkasını bilmeden körü körüne dediğimiz tabirle o bilginin
ardına düşmemeyi bilgiyi parça-parça- bütün ilişkisi ile bir puzzle gibi
tamamlanması gerektiğini de vurgular. Öğrendiğimiz her bilgi puzzle’ın bir
parçasıdır. Puzzle da bir parça eksik olursa veya yanlış yere yerleştirirsek o
puzzle tamamlanmaz veya yanlış tamamlanmış olur.
Son olarak ise “Bilginin Bütünlüğü”
sağlanırken “Disiplinlerarası Yaklaşım” gözardı edilmemelidir. Bilgi bütünlüğü
oluşturulurken diğer derslerle yani disiplinlerle de ilişkiler kurulmalı,
öğrencinin diğer derslerde kazandıklarını bir bütün olarak sunmamız
gerekmektedir. Örneğin “4.4.6 Salli ve Barik dualarını okur, anlamını söyler.” Kazanım
çerçevesinde oluşturduğum sunum ödevimde;
TÜRKÇE
u T.1.2.1.
Kelimeleri anlamlarına uygun kullanır.
(Salavat dediğimizde veya ehl-i beyt kavramlarını yerinde kullanmaya
dikkat etmesi amaçlanır.)
u T.4.1.4.
Dinlediklerinde/izlediklerinde geçen, bilmediği kelimelerin anlamını tahmin
eder. (Dersin başında izlenilen videoda ‘’salavat nedir?’’ sorusunu
yönelttiğimizde izlediklerinden yola çıkarak tahminde bulunması istenir.)
u T.4.1.7.
Dinlediklerine/izlediklerine yönelik sorulara cevap verir. ( yöneltilen sorulara
uygun cevap vermesi beklenir.)
u T.4.1.12.
Dinleme stratejilerini uygular. (Dinlerken yeni öğrendikleri veya hoşlarına
giden durumları not almaları beklenir.)
u T.4.3.2.
Vurgu, tonlama ve telaffuza dikkat ederek okur. (Salli ve Barik dualarını
okurken hızlı ve kelimeler anlaşılmaz şekilde değil kelimeleri doğru telaffuz
ederek okumaları beklenir.)
u T.4.3.6
Okuma stratejilerini uygular.
(Öğrencilerin sesli, sessiz, tahmin ederek ve soru sorarak okuma
yapmaları sağlanır.)
HAYAT
BİLGİSİ
u HB.1.2.1.
Aile bireylerini tanıtır. (Peygamber Efendimizin ailelerini tanıtır. Ve kendi
ailesiyle de ilişki kurması amaçlanır.
Yukarıda belirttiğim gibi “4.4.6 Salli ve
Barik dualarını okur ve anlamlarını bilir” kazanımımı Türkçe ve Hayat Bilgisi
dersleri ile ilişkisini kurdum. Ve bunu yaparken öğrencilerin bilginin
bütünlüğünü sağlamayı amaçladım. Ayrıca bilginin bütünlüğünü oluştururken de de
disiplinlerarası yaklaşımı ele almaktayız. Makalede
“Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel
mirasımızı anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü
geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Sözleriyle belirtildiği gibi biz
öğretmenler, kazanımlarımızı disiplinlerarası yaklaşımla da anlatmamız
gerekmektedir. Örneğin Hz. Muhammed (s.a.v) hayatı ele alınırken doğduğu
çevreyi anlatmak için coğrafya disiplininden, hayatını anlatmak için tarih
disiplininden, o dönemin özelliklerini anlatırken antropoloji disiplininden
yararlanılarak anlatılmalıdır.
Son olarak ise tüm bu konular anlatılırken
makalede geçen şu sözleri yüreğime ve belleğime kazımak isterim. “Öğretmen, öğrencisinin gözlerine yerleştirilen her çeşit
merceğin farkında olmasını sağlayacak ve öğrencisini kendi aklına sahip olma
noktasına getirecektir. Önemli olan çocuğun veya gencin kendi akıl yürütme
gücünü kullanarak varlık karşısında tavır almasını öğrenmesidir.” Bunu yaparken de peygamber efendimizin
tebliğ ederken ki duruşu ve sergilediği tavrı örnek alarak dinimizi öğretmemiz
gerekmektedir. Makalede ayetlerle de açıklayan şu ifadeyi yazmak isterim. “Hz.
Peygamberin görevi insanlara gerçeği açık bir biçimde
sunmaktır. Kur’an, Peygamberin görevini böyle gösterince, vahyin
gayesini de “yol” göstermek olarak açıklıyor. Kendisine gösterilen yollardan
birini seçmek insana ait olduğu gibi, seçiminin sonunda meydana gelecek sonuçtan
da, kendisi sorumludur: “Biz, ona, eğri ve doğru iki
yolu gösterdik.”28 “Biz insanoğluna yolu
gösterdik, şükretmek veya etmemek ona aittir”29 “Şüphesiz
bu Kur’an yol göstericidir”30 “Ey Muhammed! De
ki, Rabb’inizden gelen bu gerçeğe isteyen inansın, isteyen inanmasın.”
31 “Her insan kendi kazancından sorumludur.”32”
ifadeleri ile aslında öğretimde nasıl bir yöntem izlememiz gerektiğini
anlatmaktadır. Bu ifadeleri eğitime yansıttığımız zaman okulların, öğrencilerin
nereye bakacaklarını değil, nasıl bakmaları gerektiğini öğretmesi gerektiğini
vurgulamaktadır. Bu bakış açısıyla eğitime baktığımız zaman öğrenci sadece anlatılan
şeyi mekanik olarak ezberlemelerini önleyerek yani makalede bahsedilen “Bankacı
Model” yerine “Problem Çözücü Model” hedef alınmalıdır. Yani öğretmen, öğrencileri doldurulması
gereken bidon veya kaplar gibi görmek yerine sulanması gereken bir çiçek
kendini yetiştirmesi gereken bir fidan olarak görmeliyiz.
Fatma YEŞİLKAYA/18040318/SÖ-3
Ara sınav 4
“DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?” makalesinin “4.5.1 İslam dininin temizliğe verdiği önemi açıklar” kazanımlı sunumu ile ilişkisi aşağıdaki gibidir:
“Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır.” Bu cümlede din öğretiminin öğrencilerin birey olarak görevlerini yerine getirmeleri konusunda yardımcı bir ders olduğundan bahsedilmektedir. Sunumumda da konunun bireysel ve toplumsal açıdan ehemmiyet taşımasından kaynaklı olarak temiz olmanın bireyin iç ve dış güzelliğine ne gibi etkiler oluşturduğundan bahsettim.
“Okuldaki eğitim ve öğretimde önemli olan, bir yandan insanın yaratılıştan itibaren sahip olduğu yeteneklerin geliştirilmesi, diğer yandan da bu yeteneklerin hayatın gereklerine uygun olarak zenginleştirilmesi ve biçimlendirilmesidir.” Bu cümlede anlatılan konunun öğrencinin hayatına yakın olması gerektiği ve günlük hayatta kullanabileceği bilgilerin öğretilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sunumumda da çevre temizliği başlığı altında öğrencilerin atıkların geri dönüşümü hakkında bilgi sahibi olmasının önemine yer verdim.
“ Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.” Bu cümlede din öğretiminin amaçlarından olan toplumsal amaç açıklanmıştır. Temizlik bireyin yaşantısını etkilediği gibi çevresini de etkileyen bir unsurdur. Bu nedenle maddi ve manevi açıdan temiz olmanın toplumsal sorumluluklarımız arasında yer aldığından öğrencilere bahsettim.
1.Bilginin bütünlüğü açısından din öğretimi diğer derslerle ilişkili olmalı ve öğrencilerin gündelik hayatta işine yarar bilgiler sunulmalıdır. Sunumumda da bu bilgilere yer verdim.
2. Disiplinlerarası çalışmak: Disiplinlerarası çalışmak bilginin zihinde var olan bilgilerle ilişkilendirilmesi açısından önemlidir. Örneğin öğrenci fen bilgisinde gördüğü bir konuyu beden eğitimi dersinde de görürse bilginin kalıcılığı artacaktır. Çok sayıda ilişkilendirme hatırda tutuculuğu artıran bir etkendir. Bu nedenle 4.5.1 kazanımımı ele alırken hayat bilgisi, görsel sanatlar, Türkçe, müzik gibi derslerin kazanımları ile ilişki kurdum ve disiplinlerarası bir çalışma öne sürdüm.
Örneğin; geri dönüşümün çevre temizliğimize olan etkisi hayat bilgisi dersi kazanimlari arasından alınmıştır.
Hayat Bilgisi:
HB.3.3.5. Kendisinin ve toplumun sağlığını korumak için ortak kullanım
alanlarında temizlik ve hijyen kurallarına uyar ➡
Beden ve giysi temizliğine özen gösterir.
HB.3.6.4 İnsanların doğal unsurlar üzerindeki etkisine yakın çevresinden
örnekler verir. ➡Çevreyi temiz tutmaya ve korumaya önem verir.
HB.3.6.6. Geri dönüşümün kendisine ve yaşadığı çevreye olan katkısına
örnekler verir. ➡Çevreyi temiz tutmaya ve korumaya önem verir.
HB.3.6.5. Doğa ve çevreyi koruma konusunda sorumluluk alır. ➡Çevreyi temiz
tutmaya ve korumaya önem verir.
Türkçe:
T.2.1.2. Dinlediklerinde /izlediklerinde geçen olayların gelişimi ve
sonucu hakkında tahminde bulunur. ➡Allah’ın sevgisini
kazanmada temizliğin önemini yorumlar.
T.2.2.2. Hazırlıksız konuşmalar yapar.➡ Beden ve çevre temizliğinin
sağlık açısından önemini açıklar.
Görsel Sanatlar:
G.2.1.3. Çalışmasına hayallerini yansıtır.
G.2.1.8. Günlük yaşamından yola çıkarak görsel sanat çalışmasını
oluşturur.➡ Maddi ve manevi temizlik kavramları ile günlük
yaşantısını ilişkilendirerek sanat çalışması oluşturur.
SÖ- İFFET BALIK- 18040254
Din Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir Mi? Makalesi ve Sunum İlişkilendirmesi
Hazırlamış olduğum sunumda ele aldığım kazanım olan ‘ 4.4.1.Hz. Muhammed’in ( s.a.v.) doğduğu çevrenin genel özelliklerini açıklar.’ ifadesini incelemiş olduğum makale çerçevesinde;
Makalede, din dersinin diğer dersler ile birlikte okullarda öğrenim gören bireylerin kültürel miraslarını bilen ve anlayan bireyler olmasını sağlamak, onların sosyalleşmelerini ve içinde bulunmuş oldukları kültürü geliştirmelerinin sağlanmasında din dersinin önemi vurgulanmakta. Bu bağlamda ben de hazırlamış olduğum sunumda öğrencilerin Peygamber Efendimizin doğmuş olduğu çevreyi bilip anlamaları, o dönemde yaşamış olan insan topluluklarının yaşayış tarzlarını anlamlandırmaları ve Peygamber Efendimizin nasıl bir sosyal ve dini çevrede yetiştiğini öğrenmelerine yönelik bir ders planına yönelik etkinlikler tasarladım. Çocuklar her ne kadar o dönemde yaşayış tarzı ve zihniyeti şu an içinde bulundukları çevrede görmeseler de kendilerini o dönemde yaşamış insanlarla birlikte düşünerek neyi neden yaptıklarına dair zihinlerinde bir anlam tablosu oluşturulması sağlamak oldukça önem arz etmekle birlikte sunumda da bu doğrultuda açıklamalar yapmış bulunmaktayım. Kalıtım ve çevre faktörü okuldaki eğitimi oldukça etkilemekte ve bu sebepten ötürü de öğrencilerin çevresinde yer alan insanların ve kendisinin de ortak paydası olan unsurlar üzerinde düşünüp kafa yorması gerekliliğini gözler önüne seren bir kazanımı ele aldığımı düşünmekteyim. Din kültürü eğitiminin hem insani, hem toplumsal hem de kültürel amaçları olmasının yanı sır aynı zamanda da bireyleri yaşama hazırlamak ve rollerini benimsemelerini sağlamak açısından da oldukça önem arz etmekte ve kazanımı bu ilişki çerçevesinde şekillendirmeye çalıştığımı belirtebilmekteyim.
1- BİLGİNİN BÜTÜNLÜĞÜ ve DİSİPLİNLERARASI ÇALIŞMAK BAĞLAMINDA:
Diğer öğretim programlarında olduğu gibi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin de öğretim programının temel gayesi de okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, beklentilerine ve eğitim felsefesine uygun olarak öğretimin planlanması ve yapılması, öğrencilerde istendik yönde bir davranış değişikliği meydana getirmektir. Bununla birlikte öğrencilere sunulan ve aktarılan bili ve olguların da bilginin bütünlüğü yani bilgilerin belirli bir ilişki dahilinde, belirli sırayla birbirini takip eden ve anlam bütünlüğünün olması hem öğrenci hem de öğretmen açısından oldukça verimli bir ders olmasını sağlayacaktır. Makalede geçen bir ifadede bilginin bütünlüğü ilkesiyle ilgili şöyle bir söz ele alınmakta; ‘ Çok amaçlı toplumun okuluna uygun olan, öğrencilere bilgiyi çok boyutlu olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaşmalarını hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir.’
Bilgini bütünlüğü kadar disiplinlerarası çalışmak da önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmakta. ‘Sözcükler kendi başlarına bir boşlukta ya da bir üstün zihinde var olmaz, hatta bir sözlük de anlamı ancak ya benzer sözcükler kullanılarak ya da örnekler vererek açıklayabilir’ Bir bilgi öğrencilere sunulurken sadece aktarılan bilgi değil o bilgiyle birlikte öğrencilerin daha önceden öğrenmiş oldukları ve diğer bilgiler ile ilişki sağlamalarına yönelik aktarım sağlanmalıdır. Bilgi yuvası olan ve eğitim- öğretimin gerçekleştiği okullarda bir dersin öğretim programı da ders planı da diğer disiplinler veya diğer dersler ile bir ilişki dahilinde ele alınmakta. Böylece öğrencilerin önceki öğrenmelerinden hareketle yeni bilgiyi anlamlandırmaları ve diğer dersler de öğrendikleriyle bağdaştırması daha iyi bir öğrenme- öğretme süreci ortaya çıkaracaktır. Doğruyu seçmek de doğruyu yapmak ilkeleri de ortak noktaya dayandığı unsur bilgi olmakta ve bilgi de belirli ilkeler dahilinde en iyi ve verimli şekilde öğrenciye sunulmalıdır.
Merve TIRAŞ
Sınıf Öğretmenliği Programı -3
18040312
29 Nisan 2021
DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
Sunum ödevimde de aktarmaya çalıştığım
kadarıyla öğrencilerin, İslam’ın İnanç Esaslarını anlamları,
anlamlandırabilmeleri amacıyla diğer derslerden ve günlük yaşantıdan
yaralanmaya çalıştım. Diğer dersler yani disiplinler arası bakımından;
Matematik, Türkçe ve Hayat Bilgisi derslerindeki kazanımlarla ilişki
kurmalarını, örtük ve açık bir biçimde sağlatmaya çalıştım. Günlük yaşantıdan
faydalanmak ve öğrencilere, anlamlı öğrenmeyi; zihinlerinde şema oluşturmayı ya
da şemayı genişletmeleri amacıyla yaşantımızda kullandığımız günlük dil
ifadelerine yer verdim. Örneğin, “Melek gibi, Melek yüzlü” Böylece din dersi,
diğer derslerle birlikte ve günlük yaşantıyla çocukların, kültürel mirasımızı
anlamalarına katkı sağlayacaktır.
Sunumda da kavramları açıklarken birden fazla
sözlükten yararlandım çünkü makalede de bahsettiği üzere tek tip bir yorum
geliştirmek yerine farklı bakış açılarıyla, dinin de bakış açısını ortaya
koyacak öğrencilerin ufkunun genişlemesine yardımcı olacağını düşündüm.
Kısacası sunumda bilgileri çok boyutlu olarak sunmak istedim.
Bilginin bütünlüğü kısmında ise sunumumda
herhangi bir surenin ya da bilginin bir değişim süreci ya da ifade edilirken,
ifadenin değişmesi gibi bir durum olmamıştır. İslam’ın İnanç Esasları konusunda
da bilgiler özgün hali ile verilmiştir. Bu bakımdan kendi düşüncelerim ile
öğrencileri yönlendirmek yerine kendi düşünce kabiliyetlerini geliştirmeleri
adına yönlendirmede bulunabilirim ancak.
Makalede de çokça bahsedildiği üzere, kişinin
kendi başına düşünebilme kabiliyetine saygı göstererek ve bu kabiliyet
geliştirilerek yapılan iş ise fikir aşılama diye adlandırılamaz. Ben de
sunumumda öğrencilere, ara ara sorular yönelterek konunun açıklamasını yaptım
fakat açık bir kapı bırakarak öğrencilerin, düşünebilmelerine ortam sağlamış
oldum.
SÖ- UFUK BADAS-18040253
Benim kazanımım öğrencimin Fatiha suresini anlamını ve
okunuşunu öğrenmesi üzerineydi. Öğrencilerime karşı en dikkat edeceğim hususlardan
birisi neden öğreniyoruz sorusunun cevabını bilmeleri olacaktır. Bu sayede daha
anlamlı bir öğrenme ve öğrenme ortamı sağlanabilir. Makalede de ‘’Din niçin okulda
öğretim konusudur’’ başlığıyla anlatılan kısım bu düşüncemi destekledi ve
sunumumda izlediğim sırayı buna göre gerçekleştirdim. Öğrencilerimin gerekliliği
kavrayabilmesi için kısa açıklamalar ekledim. Makalede katılım ve çevre faktörü
üzerine analtılan kısım, Fatiha suresini nerede ve nasıl pekiştirme sorumluluğu
yükleyebileceğime fikir oluşturdu. Makale kavramlar üzerinde de durmuş. Yeni
bir dilden geelen kavramları ve öğrencilerin yeni karşılaşacağı kavramları
onlara nasıl anlatabileceğim hususunda bu kısımdan faydalandım. Öğrencilerimde
değerler farkındalığı oluşturmanın da eğitime etkisini yine bu makaleden
öğrendim ve sunumumda bir kısıma ekledim. Tebliğin neden yapıldığını,
düşünülmesi, akıl yürütülmesi gerektiğindende bahsettiği üzere öğrencilerime
okuduklarım doğrultusunda bir sunum hazırladım.
Makaleyi okuduğumda din öğretimi ile ilgili nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini tam kavramış oldum. Makale din öğretimi ile ilgili doğru bilinen yanlışlardan bahsetmiş. Din bazı insanlara göre zorlama yoluyla öğretilen bir süreç denmiştir. Ancak din öğretimi öğrencide din olgusunu oluşturmak ve öğrenciye "seçme" ve "eyleme geçme" hakkını kullandırmaya çalıştırmaktadır.
Kendi sunumumda buna yönelik bir yol izlemeye çalıştım ama benim ödevim biraz ezberci öğretmenlerin öğretimi gibi oldu. Sunumumu düzenlerken bu makalede yazılanlara dikkat edeceğim. Öğrenciyi düşünmeye, öğrendiği bilgileri pekiştirmeye yönelik bir sunum hazırlayacağım. Bilginin bütünlüğünü bozmamak için öğrenciye verilenleri en uygun sırayla, önemli noktaları atlamadan ve bunları aktarırken öğrenciyi dersten uzaklaştırmadan öğretme sürecini yönetmek lazım.
Sunumumda disiplenler arası çalışmadım, kendi konumu yaparken diğer derslerle ilişkilendirme kısmını atlamışım. Konum, biraz ezbere yakın bir konu olduğu için ilişkilendirmekte zorlandım. Makakeyi okurken ödevimde yaptığım hataları fark ettim. Düzenleme yaparken atladığım bütün noktalara dikkat edip tekrardan ele alıp, diğer disiplenlerle ilişkilendireceğim. Benim ödevimde çok kusur vardı ve bunları biraz geç fark ettim.
1.) Bilginin
bütünlüğü
Bilginin bütünlüğü ilkesi açıklarken şu alıntıdan
başlamak istiyorum: Korkunç olan kötülük, hakikatin cüzleri arasındaki şiddetli
çarpışma değil, ancak hakikatin yarısının sessiz sedasız ortadan
kaldırılmasıdır(B, Bilgin.1988, s. 44).Nitekim burada da anlatıldığı bilgilerin
kendi aralarında çarpışması değil bir bütünlük oluşturamamasıdır. Yine makalemizde
de belirtildiği gibi okulun din olgusunu ihmal ettiği taktirde üç amacı ihmal
ettiği görülür bunlar: İnsani amaç, kültürel amaç, toplumsal amaçtır yine
burada makalemizde şunlar belirtilmiştir: Toplumsal bütünlük sağlamak, kültürel
bütünlük sağlamak bütün bunlardan çıkarım sağlayacağım husus şudur: Öğrencilere
bilgi aktarımda kültürel ve toplumsal yönden bütünlük sağlamak dini ilkeleri
verirken bilginin bütünlüğünden vazgeçmemektir. İlerleyecek olursak makalemizin devamında kavramların cevaplarının
tek bir açıklamasının olduğu kişiyi yanılgıya düşürebileceğinden
bahsedilmiştir. Bütün verilenlerden yola
çıkarak bilgilerin öğrenciye aktarılırken yaşamının her alanına
uygulayabileceği ve de unutmayacağı şekilde bütünlük içerisinde yaşamın her
alanında kullanması gerektiği yorumuna ulaşılabilir. Devamı olarak da tekrardan şunları uygulamak isterim: Bilgi
tüm boyutlarıyla eksiksiz bir şekilde aktarıldığında daha yapıcı ve anlamlı
olacaktır. Yine bununla birlikte Kazanımımı diğer ders ve öğrenci yaşamına
ilişkilendirmek daha isabetli olacaktır aslında makalemizde de anlaşıldığı gibi
bilginin bütünlüğü ilkesiyle disiplinler arası ilkeleri birbirleriyle ilişkili
görülmektedir.
2.) Disiplinler
arası yaklaşım
Bilginin bütünlüğü ilkesinde de değindiğimiz gibi
disiplinler arası yaklaşım bilginin çok boyutlu olarak öğrenciye sunulması
ilkesini anlatmaktadır. Fakat makalemizde de anlatıldığı ve bizimde
anlayacağımız gibi disiplinler arası ilkesini bütünlük ilkesinden ayıran fark
disiplinler arası ilişkinin var olan bütünsel bilgiye diğer branşlara ve
hayatın çeşitli alanlarına yaymak olarak tanımlanır. Makalemizde değinilen
başka bir nokta bilginin tek bir tanımının olamayacağı insanın düşünen bir
varlık olduğu söylenmektedir yine burada anlatılanlar bize bilginin
sunulmasında disiplinler arası bilginin
önemini vurgulamaktadır.
Genl anlamıyla makalemiz incelendiğinde çok boyutlu
olarak sunulması gerektiği söylenmiştir. Buradan sunumumu çıkardığım sonuç
şudur: Kelime i Tevhid ve Kelime i şehadet kavramlarının öğrenciye
aktarırken tüm boyutlarıyla eksiksiz
olarak ve diğer disiplin dallarıyla ilişkilendirilerek verilmesidir. Diğer
değinmek istediğim husus öğrenciye düzeyine uygun olarak kazandırılan kazanımın
onun gelecekte anlam yaratabilmesi ve düşünebilmesi yeteneğinin artırılmasıdır.
Nitekim makalemizde bu konuya şu şekilde değinilmiştir:(B,Bilgin.1988) Eğer
insan, kendi başına düşünebilme kabiliyetini kullanamıyorsa onun maymun gibi
“taklit etme” melekesinden başka bir melekeye ihtiyacı yoktur.
Din Kültürü ve Ahlak Öğretimi
Adı Soyadı: Israa Muhajir
Öğrenci No: 18040466
SÖ3. SINIF
Eğitimciler değerleri öğretmekle mükelleftir. Din
ise değerlerin en önemlilerinden biridir. Din öğretimi ilk insanla birlikte
başlamış, tarihi seyir içerisinde çeşitli yöntemlerle ve farklı mekanlarda
devam etmiştir. Diğer dersler hangi sebeplerden dolayı öğretim konusu hâline
getirilmişse, din de bu sebeplerden dolayı öğretim konusudur. Bizler geleceğin
birer eğitimcisi olarak milli, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlere
sahip nesiller yetiştirmekse amacımız. Din dersi bu amaçlara katkı sağlayacak
derslerden biridir.
1. Bilginin bütünlüğü
Makalede
geçen “din dersinin çocuklara ve gençlere kültürel mirasımızı anlamalarına
katkıda bulunur” cümlesinden yola çıkarak 4.4.3 Hz. Muhammed’in (s.a.v) doğumu,
çocukluk ve gençlik yıllarını özetler kazanımı ile öğrencilere Hz. Muhammed’in
(s.a.v) doğumu, çocukluk ve gençlik yılları hakkında yaşadığı çevre, yaptığı
işler, gittiği yerler gibi birçok bilgi verilir. Sunumumu hazırlarken Hz.
Muhammed’in (s.a.v) doğduğu yerin, yaşadığı dönemin kültürel özelliklerine dair
görsellere yer verdim. Sunumumda öğrencilere kimi örnek almaları gerektiği
hakkında güzel ahlaklı sevgili peygamberimizin örnek davranışlarına yer verdim.
Günümüzde okul, her türlü eleştirilere rağmen,
bireyin eğitim görevini üstlenen önemli bir kurum olarak varlığını sürdürüyor.
Okullarda öğrencilerin ihtiyaçlarına, toplumun beklentilerine ve eğitim
felsefesine uygun olarak hazırlanan programlar doğrultusunda öğretim yapılır ve
öğrencilerde arzu edilen davranış değişikliği meydana getirmeye çalışılır.
Okul, din olgusunu ihmal ederse görevini tam olarak yapmamış olacağı konusunda
üç amaç ileri sürülmüştür.
1- İnsanî amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına, dinin, özellikle
doğruluğuna inanılan
2- Kültürel amaç: Çağdaş
kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemli bir bölümü ve yapıcısı
olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak.
3- Toplumsal amaç:
Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye, dinî ahlak yoluyla
yaklaşmak ve onunla bütünleşmek.
Sahip olduğumuz inançları
söyleyebiliyorsak, dile getirdiğimiz inançlarımızdan dolayı bir zarar vermiyor
ve biz de zarar görmüyorsak ve en önemlisi inançlarımızı tartışmaya
açabiliyorsak özgür bir tavır içindeyiz demektir.
Özgürlük kavramı
üzerinde yapılan çalışmalarda ve bu kavramla ilgili yorumlarda, özgürlüğü
sadece eylem (fiil) hâlinde aramanın doğru olmadığı belirtiliyor. İnsanın
özgürlüğü “seçme” yapması ile yakından ilgilidir. Eğer insan herhangi bir seçme
yapmadan bir eyleme geçiyorsa, o eylem için özgür bir eylemdir, denemez. O
eylem ya biraz önce sözünü ettiğimiz taklittir veya tayin edilmiş bir eylemdir
veya tesadüfen yapılmıştır. O halde insanın özgürlüğünün temelinde iki kavram
var: biri “seçme” diğeri “eylem.
Öğrenimden elde
edilebilecek en büyük kazanım tabiî ki özgürlüktür. Okullar bunu bir “bilgi
istifleme atölyesi” olarak çalıştıklarında değil insanları
“düşündürebildikleri” zaman başarırlar.
Böylece öğretim
süreci içinde insanın zihnindeki karışıklıklar çözümlenebilir, seçenekler
belirgin hâle gelebilir ve insanın “bu iyidir” “bu ise kötüdür” yargılarını
hayata geçirebilmesine yardım edilebilir.
DİN
ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR Mİ?
Prof.
Dr. Mualla SELÇUK
Kazanımım:
4.5.1. İslam dininin temizliğe verdiği öneme örnekler verir.
İbadet temizlik ilişkisine ve abdestin alınışına değinilir.
Ahlaki güzellik ile manevi temizlik arasında ilişki kurulur.
“Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene, ardından da ona bozukluğunu ve takvasını ilham edene ant olsun ki, benliği temizleyip arındıran gerçekten kurtulmuştur. Onu kirletip örtense kayba uğramıştır.”(91. Şems, 7-10)
Makalede
örnek olarak verilen Şems suresinde ahlaki temizlik ve manevi temizlikten bahsedilmek
istenmiştir. Benim kazanım konumla (‘İslam dininin temizliğe verdiği öneme örnekler
verir.) arasındaki bağı açıklayan en iyi cümle budur.
Yüce
ayette biz insanlara belirtilen:
İnsanın önce kendi nefsine hakim olması gerektiği ve nefsinin kulu değil de Yüce Allah’ın(cc.) kulu olmamız gerektiğidir. Kişinin kendi benliğini temiz tutup, onu günahlarla kirletmemesi gerektiği biz insanlara bildirilmiştir.
‘Kur’an,
kendi nefsinden başlayarak, ilişkide olduğu kişilere, yaşadığı topluma ve
dünyaya karşı bir haklar ve sorumluluklar ağı içinde olan insanın özgürlüğünü
yerinde kullanmasını engelleyecek her türlü iç ve dış (heva, heves, beşeri
zaaflar, şeytan v.b) faktörlere dikkat çeker ve emaneti taşıma görevinin çok
büyük bir ahlâkî çaba gerektirdiğini belirtir. ‘
‘Ahlâkî çabaya gereken önemi vermeyen, bir anlama, kavrama ve anlamlandırma çabası içinde olmayanlar ise sert bir dille kınanır.’
Yukarıda
koyu renkle makaleden alınan alıntılarla sunumum arasındaki ortak noktalar
şunlardır:
Dinimizin ahlaki temizliğe verdiği önemi anlatmaktadır. Ahlaki temizliğin kişinin kendi nefsinden başladığı ve daha sonra kişilere, toplumlara daha sonra ise tüm dünyaya karşı olduğu belirtilmiş.
Ahlaki gereksinimleri taşımayan bireyler toplum içinde onaylanmaz ve düzelmesi istenir.
ŞÜKRAN SILA
KARA 18040279
“Din
Öğretimi Özgürleştiren Bir Süreç Olabilir mi?”, Din Öğretiminde Yeni Yaklaşımlar, MEB Yayınları , Ankara 2000,
207-225.
Kazanımım: 4.4.2.Hz. Muhammed’in
(s.a.v.) aile büyüklerini tanır.
“Olguları tanıma, akıl yürütme, kavram
oluşturma, genelleme veya sentez yapma, değerlendirme gibi kabiliyetler düşünen
bir zihnin geçirdiği süreçlerin adıdır.” Öğrencilere bu fırsatı verip
vermediğimi sorgulamamı sağladı.
Bilginin Bütünlüğü
Bilgiler parçalanmadan, birbirini
tamamlayacak şekilde ve birbiriyle uyumlu şekilde bütünlük içinde verilmelidir.
Ben de sunumumda bilgileri bölmeden uyum ve bütünlük içinde vermeye çalıştım.
Disiplinlerarası Çalışmak
“Dinle ilgili bilgilerin öğretiminde
bilgilerin miktarı kadar bilgi birimlerinin birbiri ile ilişkisinin de
öğretilmesi gerekmektedir.” Öğrenciler öğrendikleri bilgileri diğer
disiplinlerde de kullanabilmeli ve aradaki ilişkiyi fark edebilmeli. Sunumumda
bu bütünlüğe uymaya çalıştım.
Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri ve anlayışı kazanmasana ve kişilerini geliştirmesine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımız anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Verilmiş olan bu durumla ilişkili olarak bu dersin önemi hususunun bilincini teşkil etmek amacıyla sunumu hazırlamaya çalıştım. Bilhassa görevlerin ehemmiyeti üzerinde çalışarak dini vecizeleri ( dilek ve dua) bu bilinci anlayarak öğrenciye zerk etmeye çalıştım: 1- İnsani amaç: İnsanın yeryüzündeki varlığına dinin, özellikle doğruluğuna inanılan dinin varlık anlayış açısından yorum getirmek ve açıklık kazandırmak. 2- Kültürel amaç: Çağdaş kültürü damgalamış olan tarihi mirası, bu mirasın önemlibir bölümü ve yapıcısı olan dini, yetişmekte olan nesle tanıtmak 3. Toplumsal amaç: Davranışlarımızla sorumlu olduğumuz toplumsal çevreye dinle ahlak yoluyla yaklaşmak ve onunla bütünleşmek. Ahlak-ı hassene-nin emsali olan dini vecizeleri Elhamdülillah, Hamdolsun, İnşaallah vs. Öğrencileri olgunlaştiracak ve bütünleştirecek ifadelerin bir nevi taklidi olarak değil de tahkiki tabakasına taşımaları açısında elimden geldiği kadar tefahhuslu vermeye çalıştım ve sunumunda diğer disiplinler arasındaki bağlantısını makalenin şu pasajı bu ilişkiyi netleştirmektedir: Bütün diğer dersler gibi din dersi de öğrencilerin gerekli bilgi, beceri vs anlayışı kazanmalanna ve kişilerini geliştirmesine yardım eder. Din dersi, diğer derslerle birlikte, çocukların ve gençlerin kültürel mirasımız anlamalarına katkıda bulunur. Onların sosyalleşmelerini ve kültürü geliştirecek bireyler olarak yetişmelerini sağlamaya çalışır. Okul programında yer alan derslerin ortak hedefi, öğrenciyi yetiştirmek, topluma hazırlamak, toplumun değer yargılarını öğretmek, kısaca öğrenciyi "insan" olmak yolunda eğitmektir. Eğitim. genel bir bakışla insanın yetiştirilmesi olayından başka bir şey değildir. Din dersi disiplinler arası bir derstir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi ile bir Sosyal Bilgiler dersi ortak paydada buluşabilmektedir. sunumumu sosyal bilgiler dersindeki bir çok toplumsal ve bireysel durumlardan esinlenerek derste öğrencilerime dini vecizeleri ilgili bir kaç durumu ifadeye vererek yaptım . Ahlaki hassene sahibilı olmanın verildiği diğer derslere sosyal bilgiler gibi derslerle de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi bu noktalarda kesişiyor diyebiliriz. Bu kesişme sayesinde öğrenciler daha sağlıklı ve kalıcı bir öğrenme görmekteler
KAZANIM= 4.1.3 ASLAN DEMİR 18040266
Eyyup EKİNCİ 18040270 - SÖ
DİN ÖĞRETİMİ ÖZGÜRLEŞTİREN BİR SÜREÇ OLABİLİR
Mİ? MAKALESİ VE SUNUM İLİŞKİLENDİRMESİ
Kazanım: 4.1.4 Subhaneke duasını okur, anlamını
söyler.
Kur’an için önemli olan, ferdin tek tek
davranışlarının niteliğinin yanında bir bütün olarak seçtiği hayatın
niteliğidir. Kulluk sürecindeki ibadetler de yaşanan hayatın niteliğinde
belirleyici oldukları sürece değerlidir.
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ve diğer dersler öğrenciye sorgulama becerisini, insanları, çevresini ve kendini
anlamayı geliştirmek konusunda olumlu etkiler vermelidirler. Din dersi ve diğer
dersler öğrencilerin kültürel mirasımızı anlamada katkı sağlamaktadır. Kültür
seviyesi yüksek olan bireyler yetiştirmeye çalışılır. Makalede din eğitiminin insanların
düşüncelerinin özgür olduğunu vurgulamaktadır. Ben burada bir Müslümanın, Hristiyan’ın
veya bir Yahudi’nin inançlarına saygı duyulması gerektiğini de öğrendim. Öğretim
sürecinde temel hedef olarak öğrenciye değer yargılarını kazandırmak, “insan”
olmayı öğretmek ve onları topluma, hayata hazırlamak vardır. Sonuçta okulda
öğretilen diğer dersler de bir şeyin var oluşundan temel alınarak ortaya
çıkmıştır. Temel bilimin gereği bu var oluşu anlamlandırmadır. Okuldaki
öğretimde önemli olan çocuklara neyi neden yaptıklarının cevabını
buldurabilmektir. Okulda veya günlük hayatta öğrendiğimiz bilgileri yaşamımızda
kullanmalı ve bunları uygulamaya dökmeliyiz. Bu nedenle okulun görevi bireysel,
sosyal, kültürel ve tarihi bir gerçeklik olan din olgusunu hiçe saymak değil,
bilgiyi çok amaçlı olarak sunmak ve gerçeğin bütünü ile karşılaştırmalarını
hedef alan bir öğretim yolu benimsemektir. Din dersi ile çocuklara, bilgi
verme, değer aktarma, davranış kazandırma, mutlu bir hayat elde edebilme gibi
pek çok işlevi kazandırılmalıdır.
Eğitimin genel tanımı, bireyde istendik yönde
davranış değişikliğini meydana getirme sürecidir. Bu istendik yön de
kastedilmek istenen bireyi toplumla birleştirmek yani toplumun değerlerini
bireye aktarmak ve kazandırmaktır. Bunları yaparken doğruları iyileri ve
noksanlıkları aktarırken öğrencileri bilinçlendirmek gerekir. Aksi halde bireylerin
sorgulama ve düşünme becerileri pasif kalır ve o toplum ilerleme de sıkıntılar
yaşayabilir. Bu nedenle eğitimin gereği kasıtlı yönde bireyler
yetiştirilmelidir. Din konusunda
toplumda yanlış düşünceler mevcuttur. Bireylerin okuması, araştırması ve
keşfetmesi gerekirken hiçbir gerçeklik payı olmayan
kulaktan kulağa geçen bilgileri kullanırlar. Din dersi İslam’ın temel buyruklarını karşılar nitelikte
olmalıdır. İslam düşünceli insanları sorumlu tutmuştur. İslamiyet insanın
sorgulamasını ve düşünmesini ister. Tüm bunlar din eğitiminin özgürleştirme
yolunda pozitif gelişmeler yaşattığını gösterir.