AD-SOYAD: SEDA KESİK
ÖĞR. NU.: 18952705 TARİH:16.01.2020
7.
Neden iyilik olsun?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER
ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
İnsan, yeryüzündeki akıl ve irade sahibi
tek canlıdır. Dünyayı ayakta tutmak, hayata geliş amacını kavramak, özgüvenini
arttırmak, mutlu olmak ve mutlu etmek için aklını ve kalbini kullanarak iyilik
yapmalı, iradesini kullanarak da iyilik yapmayı alışkanlık haline getirmelidir
insanoğlu.
İyi olmak çok kolaydır aslında. Hayra
vesile olan, hayrı yapmış gibidir. İnsan başkasını mutlu ettiği sürece
mutludur. İyilik içinden gelir. Engelleyemez insan kendini. Empati yapar, zaman
zaman isteyerek yada istemeyerek “ya ben bu durumda olsaydım?” diye sorarsın
kendine.Kendini onun yerine koyarsın. Ve elinden ne geliyorsa, gücün neye
yetiyorsa onu yaparsın. Böylece de mutlu hissedersin kendini. Bulutların üstüne
çıkarsın. İyilik yaptıkça kendini ve hayatı daha çok sever, daha çok saygı
duyarsın kendine. İyilik, suya atılan taşın oluşturduğu halkalar misali yayılır.
Önce iyilik yapanı mutlu eder. Sonra iyiliğe muhatap olanı, sonra iyiliğe şahit
olanı ve sonra bundan haberdar olanı ve halka büyüyüp gider. Hemen olmasa da er
geç ve mutlaka, iyilik yaparsan iyilik bulursun. Mutlaka bir yerlerden karşına
çıkar iyiliğinin karşılığı. Belki bir dostun sohbetinde, belki bir kuşun
cıvıltısında, belki beklenmedik bir maddi kazançta, belki kolayca savuşturulan
bir problemin çözümünde.
O halde diyoruz ki “neden iyilik olmasın?”
AD-SOYAD: Mikail AKBOĞA ÖĞR. NU. : 19922778 TARİH: 17. 01. 2021
8. “Yaşamak” ne demektir? (250 kelime)
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Yaşam Allah (cc) tarafından insana tanınan ilahi bir haktır. İslam hukukunda bu hak ile ilgili hukuki düzenleme ve uygulamalar vardır. İslam’da insanın dokunulmazından biri de yaşam hakkı olmasıdır. Hukuktaki bu yaşam hakkının ötesinde bir de dini yaşam vardır. Kişinin öteki dünyada ki mutluluğunu sağlayacak olan yaşam bu yaşamdır. Bu yaşayışta insan sadece kendi aklını ve mantığını değil Peygamberimizin sünnetini esas almalıdır. Yani bu dini Peygamberimiz nasıl yaşamış, ümmetine tavsiyeleri nelerdir? Sadece teorik olup pratiği olmayan bir din midir? Bu sorulara cevap verip tam bir teslimiyet içinde İslamı yaşamaya gayret etmek gerekmektedir. Bir de insan hayatının belli aşamalarında yaşının etkisiyle dini yaşayışında farklılıklar olabilmektedir. İslami yaşam denilince akla ilk gelen Kur’an ve Peygamberimiz (sas)'in hayatıdır. Allah'ın emir ve yasaklarını içeren bir kitap ve o kitabı hayata dönüştürüp, uygulayacak bir peygamber göndermiştir. Öyleyse iyi bir Müslüman olmanın yolu Kur’an ve Hz. Peygamber (a.s.m.)'e uymaktan geçer. Özellikle yaşayan bir Kur’an olan Peygamberimizin örnek alınması Allah'ın en çok sevdiği bir durumdur. Nitekim Kur’anı Kerim de Allah Teala şöyle buyuruyor: “De ki, eğer Allahı seviyorsanız bana uyun ki Allah ta sizi sevsin." (Âl-i İmran, 3/188). Peygamber Efendimiz (sas) de Ebu Davud'da geçen bir hadiste, “Dikkat edin, yakın da bazı insanlar, bize Kur’an yeter diyeceklerdir. Halbuki bana Kur’an'ın bir misli veya iki misli verilmiştir.” buyurarak, Peygamberimiz olmadan Kur’an tam anlaşılmayacağını belirtmiştir. İslam âlimlerinin Kur’an ve hadisten çıkardıkları hükümlere gelince bu konuda açık ve net olarak şu âyeti görüyoruz: “…Eğer onlar (ihtilafa düştükleri konularda) peygambere ve aralarında dini yönden görüşlerine itimad edilen kimselere sormuş olsaydılar, içlerinden işin içyüzünü araştırıp çıkaranlar, onun ne olduğunu bilirlerdi.” (Nisa, 4/83) Dikkat edilirse âyette Hz. Peygamber (sas)'den sonra, görüş sahibi ve sahasında uzman kimselere de yaşamsal problemlerimizi iletmemiz isteniyor. Özetle söylemek gerekirse, İslamı iyi öğrenmek ve yaşamanın yolu, Kur’an, sünnet ve İslam âlimlerinin yollarına uymaktır.
Ömerül Faruk ALTUN
Dr.19922783
Esbab-ı Nüzul I
YAŞAMAK
NEDİR ?
Evrendeki her canlı
doğar, büyür ve ölür. Arada geçen zamana ise ‘yaşamak’ diye anlatırız. İyi de,
nasıl yaşarız, neden yaşarız, yaşam tercihimizi kim belirler?
Belki de öncelikle
kendimize soracağımız soru bunlardır. Ama olduğumuz şu alemde kendi varlığımız
ve evrenin varlığı hakkında öncelikle aşkın olan ve bütün alemi var edenin
varlığını bilmek, varlık alemini izleyerek ondaki ilahi vahyi ve o vahyin düzen
ve insicamını görüp anlamak en büyük kazancımız olacaktır.
Kültürümüzün basitçe ifadelerle birçok şeyi
ifade etme geleneği bize "kendini bilen Rabbini bilir" sözünü miras
bırakmıştır. İçerisinde bulunduğumuz kültürden bize tevarüs eden bu kısacık
ifadeler derin tecrübeler neticesinde birer usare olarak süzülüp gelmiştir. Bünyesinde
barındırdığı düşünceler aslında insanın nerden, nasıl ve ne için geldiğine dair
pek çok cevap barındırmaktadır. Yaşamak da sadece nefes alıp vermekten ibaret
olan bir eylem olmasa gerektir. Allah'ın insana verdiği akıl ile düşünme,
anlama ve anlamlandırma uğraşı aslında en önemli faaliyettir ki bunca
yaratılmışlar içerisinde insanı farklı bir konuma yerleştirmiştir. Zaten
insanın mevcudatı izlemesi, keşfetmesi ve anlamlandırması birde bütün alemi
kuşatan varlığın kelamının verdiği ufukla meydana gelirse ki tarihte bunun
sayısız örnekleri bulunmaktadır işte o zaman
insan olmanın ve halife olmanın en büyük sonucu gerçekleşmiş, insanının
serüveni gerektiği şekilde alemle uyum içerisinde devam etmiş olacaktır.
İnsanın serüvenini Hz.
Adem ile başladığı günden beri kısaca incelediğimizde insanın hangi
merhalelerden geçtiğini, alem ve Allah'(c.c)yle münasebetinin nasıl geliştiğini
ve ya aksi yönde seyrettiğini bütün çıplaklığıyla görmekteyiz. Bu da
hayretengiz bir durumdur. Bunca kabiliyetlerle donatılan varlığın yapıp
etmeleri karşısında ki bu kadar tecrübeye rağmen Hz. Peygamberin “Ben ancak
apaçık bir uyarıcıyım.”(Şura 26/115) sözü- ilahi hitapta kendine yer bulduğu
şekliyle- ister istemez mübarek dillerinden dökülmüştür. Peygamberler de
yaratıcının insanları hayatının gayesini unutmaması için gönderdiği birer
elçilerdir ki hep insan-Allah, insan-alem uyumunu düzeltmek, olması gereken
şekle getirmek için gönderilmişlerdir. Ama bu gaye kimi zaman anlaşılmış kimi
zaman anlaşılmak istenmemiş ve elim sonuçları olmuştur. Onun için konunu
başında kendimize yönelttiğimiz sorulara kendimizce vereceğimiz cevaplar önem
taşımaktadır.
RAMAZAN ÜNSAL (19922782) DOKTORA
ESBABI NÜZUL
VIII. ÖDEV:
YAŞAMAK NE DEMEKTİR
Yaşamak sözlükte canlılığını, hayatını sürdürmektir. Sağ olmaktır. Varlığını
sürdürmektir. Oturmak, eğleşmektir. Geçinmektir. Herhangi bir durumda bulunmak
veya olmaktır. Görüp geçirmek, başından geçmektir. Sürmek, devam etmektir. Varlıklı,
endişesiz, hoş vakit geçirmek, keyif sürmektir. Keyfi yerine gelmek, mutlu
olmak, işleri yolunda olmaktır. Bir durumu yaşar gibi olmak, bir durumla
özdeşleşmek, duymak, hissetmektir. Sözlük olarak bu anlamlara gelmektedir.
Yaşam sadece nefes alıp vermek demek değildir, eğer öyle olsaydı demircinin
körüğü de hava alıp verir fakat yaşamış sayılmaz. Herkes ölür fakat her herkes
gerçekten yaşamış sayılmaz. Gerçekten yaşamak için hayatımıza anlam katmak
gerekir. Hayatımıza Kur’an ile anlam katarız. O her asra hitap eden bir
kitaptır. Kur’an ile hayata anlam katmak hayatın değişen görünümleri karşısında
onun öngördüğü reel cevapları anlamak ve hayata taşımaktır. Kur’an’ın ilk
muhatapları onu hayata aktarılacak yönleriyle (tefekkuh) teori/amel bütünlüğü içinde
öğreniyorlardı. Yaşamımıza vahiy temelli yüksek değerlerle oluşturduğumuz zaman
mutluluğumuz da beraberinde gelecektir. Vahiy temelli yüksek değerlerle
oluşturulan yaşam yaşama mücadelesi ve hayatta kalabilme kavgası yaşama anlam
yüklemenin göstergesidir. Anlamlı yaşamak onurlu olmaktır, kul hakkı
yememektir, merhamet sahibi olmaktır, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olmaktır,
kimseye muhtaç olmadan sadece Allah’a muhtaç olarak insanlığını
gerçekleştirmektir. Kişinin kendisinin hayatına bilinçli olarak kattığı
anlamdan başka hayatının bir anlamı yoktur.
AD-SOYAD: Mustafa Yılmaz ÖĞR. NU.: 19922780 TARİH: 16-01-02021
Yaşamak her insan için faklı şeyler ifade edebilir. Bu hayatımızın merkezine neyi koyduğumuzla doğrudan alakalıdır. Bana göre yaşamak iyilikle dolu bir yaşam sürmektir. Dünyaya gelmemizin gayesi kulluk, iyilik yapmak, insanlara faydalı olmak ve doğru yolu göstermektir. Bu kısacık ömrümüzü gök kubbe altında hoş bir seda bırakarak neticelendirmek her insanın hayat felsefesi olması gerekir. İnsan öncelikle ne için yaşadığını, yaşamın ne olduğunu kendine sorması gerekir. Yaşam insanın sadece bir defa eline geçen değerli bir hazinedir. Önemli olan bu hazineyi nerelerde ve ne için kullandığımızdır. Müminler için yaşamak, insanlara faydalı olarak neticesinde Allah'ın rızasına ermektir. Bizim dünyaya gelme amacımız Hakk'a kulluktur. Nitekim Allah, Mülk suresinde bunu şu şekilde ifade etmektedir. "Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu deneyerek göstermek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır." Mümin için bu dünya adeta bir iyilik tarlasıdır. Burada ne ekersek ahirette onu biçeceğiz. Peygamber Efendimiz (as.) de ashabına hep iyilikte bulunmayı teşvik etmiş ve ahiret azığı edinmelerini tavsiye etmiştir. Aslında şairin de dediği gibi: Ey Hace sanma senden zer-u sim isterler, yevme la yenfeu da kalbi selim isterler. Kalbi selimi elde etmenin yolu da hiç şüphesiz insanlara iyilik yapıp dua almaktır.
AD-SOYAD: Muhammed SAQAAN ÖĞR. NU.: 20922734 TARİH: 17.01.2021
8. Ödev: “Yaşamak” ne demektir?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Yaşamak, görebileceğimiz ve
ondan eğitim alabileceğimiz en büyük okuldur. Yaşamak yürüdüğümüz bir yol, bir
köprü, bir geçittir ve bir gün bizimle birlikte nihayete erecektir. Gerçek
hayatımız ahirettir, hâlihazırda yaşamakta olduğumuz hayat değildir.
Yaşamak, ilahi gücün bir
tezahürüdür. Aynı zamanda en güzel ve en kâmil/eksiksiz ilahi yaratıcılığın bir
imgesidir. Yaşamak; eğer içeriğini doğru anlarsak ve onu tam olarak
kavrayabilirsek Allah’ın bize verdiği bir armağan olduğunu görebiliriz. Yaşamak
mutluluk, başarı ve kurtuluş için bir fırsat olduğu gibi sefalet, sıkıntı, dert
ve acı için de bir vasıta halini alabilir ve buna karar veren bizizdir.
Yaşamak, eşsiz ve tekrarlanamaz
bir deneyimdir ve ancak aklı başında bir insan onun iyi taraflarını
kavrayabilir, kötülüklerinden uzaklaşabilir.
....................................................................................................................................................
AD-SOYAD: Azime Betül DEMİREL
YİĞİT
ÖĞR. NU.: 20922731/Doktora TARİH: 16.01.2021
8. “Yaşamak” ne demektir? (250 kelime)
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Yaşamak, insan için dünya ve ahiret şeklinde iki aşamadan oluşan bir
anlam dünyasının içine girmektir. Yaratıcının insana emaneti yüklenme görevini
vermesi ile başlar bu sorumluluk serüveni. Dünyada varlığını gerçekleştirdiği
ve anlam arayışını kavrayabildiği düzeyde, sonsuz hayatta da mukabil bir hayat
yaşayacaktır insanoğlu. Kur’ân her iki hayatın da nasıl yaşanacağını/yaşanması
gerektiğini, nasıl bir sonuçla karşılaşılacağı ile ilgili olarak bizleri
uyarmaktadır. İnsan için yaşamak diğer canlı varlıklar gibi sadece nefes alıp
vermekten, bazı filler yapmaktan ibaret değildir. İnsan için yaşamak, var
oluşunu gerçekleştirmek, değerli eylemlerde bulunmak, tarih içinde yaşayarak
anlam dünyaları oluşturabilmektir.