Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)

Davud Üstün 20912754    31.12.2021

Dersimiyde de işlediğimiz üzere Fuat Sezgin Hoca , Ebu Ubeyde Ma‘mer b. el-Müsenna’nın (h.209) Mecâzul-Kur’an’ı üzerine çalışırken İmam Buhari’nin (h.256) el-Camiu’s-Sahih el- Muhtasar min Umuri Rasulullah eserinde bu kitaptan çokça alıntı yaptığını fark etmiştir. Ardından Sahih-i Buhari üzerine yaptığı tetkiklerde bu eserin her ne kadar bir hadis kitabı olsa da içerisinde filolojik açıklamaların bulunduğunu tespit etmiştir. Sezgin araştımasının sonucunda Buhari‘nin yazılı kaynaklardanda yararlandığını ve bunları çok iyi bir şekilde kullandığını tespit etmiştir. Ayrıca Buhari‘nin isnadın öneminin ikinici derece önemli olduğunu, ve sadece Mecazul Kur’an eserinin dışında Ferra’nın Meanil Kur’an eserindende alıntılar yaptığını ispat etmiştir. Sonuç olarak bakıldığında Buhari eserini sadece bir muhaddis olarak değil Kur’an’daki kelimeleri dil bilimsel açıdan izah etmek için tefsir eserlerinden yararlanmıştır. Sadece Tefsir değil Fıkıh ve Siyer gibi kaynakları kullanarak şah eseri ve gözde eser olan Sahih’ini telif etmiştir. Disiplinlerarası çalışmaya ve bilginin bütünlüğü kavramlarına verilecek en büyük örneklerden biri Buhari‘dir. Genel olarak bilinenin dışında aslında onun nasıl bir ilmi boyutu olduğunu, ayrıca salt rivayet nakilcisi olmadığını anlamış oluyoruz. Eser sonuç olarak Buhari’nin kendinden önce yazılan ve bu yazılı hadis edebiyatına dayandığını delilleriyle ortaya koymaktadır. Bu anlamıyla hocamızın hadis alanına ait Yazılı Rivayet Teorisi önemli bir kırılma noktasıdır ve oryantalist düşünceye karşı bir reddiye mahiyetindedir. Önceki ödevimdende öğrendiğim gibi, ilimler ancak paralel okuma ve disiplinlerarası çalışmalar vasıtasıyla doğru anlaşılabilir. Büyük Alimlerden olan Buhari‘ninde buna ne denli mahir olduğu ve disiplinlerarası çalışma ile eserini telif ettiği anlaşılmaktadır.


0 Yorum - Yorum Yaz



 

 

2021       YÜKSEK LİSANS        NURHAN KINACI     21912746

                  İmamı Buhari hazretlerinin müfessir olma yönünü ele almadan önce kısaca hayatını ve harikulade eseri olan el Camius Sahih hakkındaki bilgilerimizi hatırlayalım.

İmam- ı Buhari Hz.leri   h.194  senesinde  Buhara’da doğdu. Babası İsmâil’in ,Mâlik b. Enes ve Abdullah b. Mübârek gibi âlimlerden hadis öğrenen bir kişi olduğu ancak İmam Buhari henüz çocukken vefat ettiği bilinmektedir.

                                                İlme Olan Merakı

 Buhârî on yaşına doğru Muhammed b. Selâm el-Bîkendî, Abdullah b. Muhammed el-Müsnedî gibi Buharalı muhaddislerden hadis öğrenmeye başladı. On bir yaşlarında iken hocası Dâhilî’nin rivayet sırasında yaptığı bazı hataları tashih etmesiyle dikkatleri çekti. On altı yaşına geldiği zaman İbnü’l-Mübârek ve Vekî‘ b. Cerrâh’ın kitaplarını tamamen ezberlemişti.  Annesi ve kardeşiyle çıktığı hac yolculuğu sonrasında onlar memleketlerine döndükleri halde Buhârî Mekke’de kaldı ve Hallâd b. Yahyâ, Humeydî gibi âlimlerden hadis tahsil etti. Daha sonra bu maksatla ilim merkezlerini dolaşmaya başladı. 

Bağdat’a her gidişinde  Ahmed b. Hanbel ile görüşüp ondan faydalandı. O zamanın ilim merkezleri olan Basra, Belh , Dımaşk,  Humus,  Kûfe, Medine, Mısır , Nişabur (beş yıl süreyle hadis okuttuğu şehir) gibi şehirleri defalarca ziyaret ederek oralarda  ilim tahsilinde bulundu, dersler verdi.

Buhârî kendilerinden hadis yazdığı muhaddislerin sayısının 1080 olduğunu söyler. Meşhur talebesi Firebrî, el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’i Buhârî’den 90.000 talebenin dinlediğini söylemektedir. En tanınmış diğer talebeleri ise İmam Müslim, Tirmizî, Ebû Hâtim, Ebû Zür‘a er-Râzî, Muhammed b. Nasr el-Mervezî, Sâlih Cezere, İbn Huzeyme gibi muhaddislerdir.

                                                İmam Buhari’nin Dehası

İbn Adî’nin rivayetine göre, Buhârî’nin Bağdat’a geldiğini duyan muhaddisler 100 hadisin sened ve metinlerini birbirine karıştırarak bunları on kişiye verdiler ve onlara Buhârî toplantı yerine gelince bu hadisleri sırayla sormalarını söylediler. Bu on kişi tesbit edilen hadisleri çeşitli İslâm ülkelerinden gelmiş olan muhaddislerin huzurunda okuyarak bunların mahiyeti hakkında bilgi istediler. Buhârî onlara bu hadislerin hiçbirini okunduğu şekliyle bilmediğini belirttikten sonra, ilk soruyu yönelten kimseden başlayarak, sordukları hadislerin sened ve metinlerinin doğrusunu her birine ayrı ayrı söyledi. Buhârî hakkında tereddüdü olanlar onun nasıl bir hâfıza gücüne ve ne kadar geniş bir hadis kültürüne sahip olduğunu gördüler.

                                                Ölümsüz Eseri

El-Camius sahih: İmam  Buhari,  Halk arasında Ṣaḥîḥ-i Buḫârî diye şöhret bulan bu eseri 600.000 kadar hadis arasından seçerek on altı yılda meydana getirdiğini, her bir hadisi (veya babı) yazmadan önce mutlaka boy abdesti alarak iki rek‘at namaz kıldığını söylemiştir. Eserini Buhara’da yazmaya başlamış, çalışmasına Mekke, Medine ve Basra’da devam etmiştir. Kitabını  topladığı 600.000 hadisten seçerek meydana getiren İmam, eserin hacmini büyütmemek düşüncesiyle sahih hadislerin tamamını kitabına almadı. İbnü’l-Kayserânî, el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’in geniş çaplı bir eserin hulâsası olduğunu, Buhârî’nin elindeki bütün hadisleri el-Mebsûṭ adlı bir eserde önce bablara göre tasnif ettiğini, bunun en sağlam rivayetlerini bir araya getirerek meşhur eserini ortaya çıkardığını söyler.

Vefatı

Horasan Valisi Hâlid b. Ahmed ez-Zühlî ona bir adamını göndererek el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥet-Târîḫu’l-kebîr ve diğer eserlerini kendisinden dinlemeyi arzu ettiğini bildirince bu talebi reddetti. İlmi küçük düşüremeyeceğini, onu başkalarının ayağına götüremeyeceğini, gerçekten arzu ediyorsa hadis okuttuğu mescide -veya evine- gelmesini, bunu da istemiyorsa hadis okutmasını yasaklayabileceğini söyledi. Hz. Peygamber’in, “Kendisine sorulan şeyi öğretmekten kaçınan kimsenin ağzına ateşten gem vurulacağını” ifade eden hadisi sebebiyle ilmi kimseden esirgemediğini de haber verdi. Buhara valisinin sadece kendi çocuklarına ders vermesi yolundaki isteğini de ilmi belli insanlara tahsis edemeyeceği gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine vali, yakın adamlarından bazılarının Buhârî’nin Ehl-i sünnet görüşüyle bağdaşmayan fikirlere sahip olduğunu iddia etmelerini sağladı. Sonra da bu iddiaya dayanarak onu kendi memleketinden sürdü. Buhârî oradan Semerkant’a gitmek üzere yola çıktı. Semerkant’a 3 mil mesafede bulunan Hartenk kasabasındaki akrabalarını ziyaret etti. Fakat orada hastalandı ve Semerkant’a gidemedi. 256 yılının Ramazan bayramı gecesi vefat etti.

Müfessir Olarak İmam-ı Buhari

H.2 asır ilimlerin tedvin edildiği usullerin belirlendiği ve kitapların yazıldığı bir asırdır. Tefsir , hadis ilminin bir parçası olarak rivayet ağırlıklı bir şekilde başladı. Rivayete dayalı tefsirin öne çıkmasında “Kim kendi re’yiyle kuran hakkında konuşursa cehennemdeki yerine hazırlansın” hadisi etkili olduğu gibi sahabei kiramın ileri gelenlerinin Allah ‘ın kitabı hakkında yanlış bir söz söylemekten korkmaları sebebiyle ayetler hakkında mecbur kalmadıkça görüş bildirmemeleri de söz konusu olmuştur.

Ancak kaçınılmaz bir şekilde rey ile rivayetleri yorumlamak, rivayetler arasında bir tercihte bulunmak ve rivayetlerde geçmeyen konular hakkında dirayette bulunmak tefsir ilim geleneğinde dirayet tefsirlerini ortaya çıkardı. İmam-ı Buhari ehli rey ile ehli hadis arasında süregelen anlaşmazlıkları bir nebze olsun feraha kavuşturmak üzere sahih hadisleri bir araya getirme gayesiyle çalıştı. Nakli reddetmeden aklı, aklı reddetmeden nakli ele alıp bu iki yolu birleştirdi. Tefsir çalışmalarında da aynı yolu izledi. Katip Çelebi , Hazretin,  et_Tefsirul Kebir adında bize ulaşmayan bir tefsiri olduğunu haber vermektedir.

El- Camius sahih hakkında yukarıda bahsettik. Bu eserin kitabut tefsir ve fezailul kuran adlı bölümleri doğrudan Kuranı Kerimle ilgilidir. İlk defa hadis eserinde tefsire dair bir kitap oluşturan İmamı Buhari’dir. Kendisinden sonra talebeleri olan Müslim ve Tirmizi de aynı uygulamayı yapmışlardır. Kitabut tefsir bölümlerinde Buhari 540, Tirmizi 419, Müslim 84 rivayete yer vermiştir.

Buhari’nin kitabut tefsiri incelendiğinde rivayet ve dirayeti mezceden, surelerin içindeki garib kelimelerin anlamlarına dair bab başlıkları açtığını, sahabeden, tabiinden gelen rivayetlerle beraber zaman zaman kendisinin de lugavi açıklamalarda bulunduğunu görürüz. Ragıb el İsfehanı’nin el müfredat adlı eserinden daha önce garibul kuran konusunda epey bilgiler vermiştir. Hatta bu konudaki bilgiler Mecmu garibu kuran müstahrec min sahihi buhari adlı eserde toplanmıştır.

Kitabut Tefsir’i 114 babtan oluşmaktadır. O sure hakkında hiçbir rivayet olmasa da  114 surenin her birine ayrı bab açmıştır. Rivayet olmasa da o sure hakkında surede geçen garib kelimeleri kısa ve öz olarak açıklamıştır.  Bunlar lugavi açıklamalardır.

Kitabında Allah’ın biz diye kendisinden bahsetmesinin sebepleri, Hurufu mukatta, Kurandaki tekrarların hikmetleri  gibi konulara da yer verir. Kuranda sathi bakışta çelişik gibi görünen ifadelerin kuranın kuranla tefsir edilmesi sonucu ortadan kalktığını örneklerle açıklar. Farklı kıraatlardan örneklerle mananın değişmesiyle ilgili olarak ,Yusuf suresindeki müttekeen kelimesinin mütken ( habeş dilinde portakal veya turunç) şeklinde okunduğunda manasının kadınların elindeki portakalı keserlerken yanlışlıkla biçagı ellerine sürttükleri şeklinde anlama gelebileceğini söylemiştir.

Ayetleri bab başlığı olarak kullanmıştır. Rivayet ettiği hadisler konusunda oldukça seçici davranmıştır. Bu bize onun fıkhını göstermektedir.



0 Yorum - Yorum Yaz


   Eserleriyle kendisini tanıdığımız el-Câmi eseriyle gönüllerde taht kuran değerli müfessir, muhaddis ve fukaha İmam Buhari Hazretleri. Hadis rivayetlerini titizlikle derleyip hayatını ilme, İslama ve anlama adayan, rivayet derlemelerini âle’l-ebvâb metoduyla düzenleyip şeri’ fıkhını ortaya koyan, bâb başlıklarını seçtiği ayetlerden oluşturarak kıymetli fıkhını bize aksettiren müfessir. Döneminin -farklı alanlar olarak anladığımız- ilimlerini bir bütün olarak düşünen, anlayan ve eseriyle hayata taşıyan İmam Buhari Hazretleri müfessirliğini bu bütünlük üzerinde kurgulamıştır diyebiliriz.

  İmam Buhari Hazretleri döneminin hadis ilminin içinde tefsir müktesebatının işlenmesi geleneğine bu şekilde yeni bir bakış katmıştır. Yani bu düzenleme ve kategoritesiyle dirayetini göstermiştir. Ayrıca günümüze ulaşmamış et-Tefsirul Kebir isimli tefsir eserinide zikretmemiz gerekir.

    El-Cami adlı eserinden binden fazla tefsir rivayeti mevcuttur. Bunların 540 tanesi Kitabu’t-tefsir bölümünde zikreder. El-Cami eserine tam bir tefsir nazariyle bakamasakda 114 bab başlığı ile 114 sureye yer vermesi müfessir özelliğini gözler önüne serer. Ayetlerin tefsirine dair doğrudan ve dolaylı açıklamalar yaptığını görürüz.  Lügavi açıklamalar, müteşabih ayetlere açıklamalar, mensuh ayetlere açıklamalar, 600 yakın sebebi nüzul rivayetleri, kıraat farklılıkları ve bazı işari yorumlarıyla müfessir kimliğini gösterir.

      İmam Buhari Hazretlerinin müfessir kimliğini daha iyi anlamamız için el-Cami’sine daha yakından bakmamız gerekir. Vahyin başlangıcıyla ilgili bölümü ve rivayetleri ilk olarak  el-Cami’nin başına koyması ne kadar büyük bir müfessir olduğunu bizlere gösterir. Zira vahiy olgusu anlaşılmadan ne Kur’an-ı Kerim ne de onun canlı örneği Hz. Peygamber anlaşılamazdı. Aynı şekilde ameller niyetlere göredir hadisini de eserin en başında zikrederek muhataplarını ihlas ve samimiyet ölçüsüne yani ahlaki olana davet etmiştir. Sonrasında ise amel bölümüyle bizlere muazzam bir fıkıh göstermiştir. Niyetler sahih bir şekilde vahyi anlamak, vahiy bilgisiyle hayatı yorumlamak ve anlamak, bunları amellerle hayata geçirmek iman için hayatidir. Bu girişiyle aslında Buhari Hazretleri bir müfessir olarak bizlere metodunu ve fıkhını sunmuştur. Vahiy, ahlak(ihlas ve samimiyet), İman, amel ve bilgi beşgeni. Aynı şekilde eserin tevhid bölümüyle bitmesi İslamın tekliğine ve yaşama aksettirilmesine güzel bir işarettir. Ayrıca kitabın son bab başlığı kıyamet gününde amellerin tartılmsıdır. Ölüme, dirilişe ve hesap gerçekliğine olan vurgusunu buradan anlayabiliriz. Ayrıca eserini şu hadisle bitirdiğini görüyoruz. “Allahın sevdiği iki kelime mizanda ağır, sözde hafif olan: SubhanAllahi ve Bihamdihi, SubhanAllahil Azim’dir.”

 Son söz olarak yüce zikirleri bizlere hatırlatarak zihnindeki hayati bakışını bizlere sunmuştur.


0 Yorum - Yorum Yaz

İMAM BUHARİ    01.01.2022

 

AYSUN VELİ / 20932723

 

         

BİR MÜFESSİR OLARAK İMAM BUHARİ HAZRETLERİ

 

Hadis eserlerinde müstakil olarak tefsir bölümleri oluşturma âdeti İmam Buhârî ile başlamıştır. Hadis eserlerinde yer verilen tefsir bölümlerinde ayetler, bab başlığı şeklinde zikredilmiş, ardından ayetlerle ilişkili görülen hadisler nakledilmiştir. Bu şekilde tertiplenen babların yekûnundan tefsir bölümleri teşekkül etmiştir. Hadis eserlerinde tefsir bölümleri oluşturma faaliyetinin, tefsir geleneğinden bağımsız olarak geliştiği ve hadisleri tasnif etme çabasının doğal bir sonucu olduğu ifade edilmektedir.

İmam Buhârî, halk arasında Ṣaḥîḥ-i Buḫârî diye şöhret bulan bu eserini 600.000 kadar hadis arasından seçerek on altı yılda meydana getirdiğini, her bir hadisi (veya babı) yazmadan önce mutlaka boy abdesti alarak iki rek‘at namaz kıldığını söylemiştir.

Bir hadis kaynağı olan el-Câmiʻu’s-Sahîh, eserde yer alan rivayetlerin sıhhat değeri kadar bölüm ve bâb sistematiği, tercemelerde yer alan bilgiler, lugavî izahlar, fıkhî değerlendirmeler gibi farklı hususiyetlere sahiptir. Bu hususiyetler arasında eseri dönemin kaynakları arasında bir adım öne çıkaran nokta, tefsire dair içerdiği bilgiler ve Kitâbu’t-tefsîr bölümüdür. O, Kitâbu’t-tefsîr’deki tercemelerinde tefsire dair bilgiler aktarmaktadır. Diğer taraftan hem eserinin bütününde hem de ilgili bölümde, hadisleri, düşüncesini izhar edecek bir şekilde seçmesi ve tertip etmesi de onun diğer hadis çalışmalarındaki tefsir bölümlerine göre bir farklılığı olarak vurgulanabilir.

Musannef eserlerin geleneksel yapıları göz önüne alındığında, Buhârî’nin, Sahîh’inde kişisel görüşlerine yer açma imkânları üreten bir musannif olduğu görülür. Buhârî, Kitâbu’t-tefsîr’de bu uygulamasını, tercemelerde, çoğu tefsir rivayetlerinden müteşekkil bir takım bilgileri vererek ve rivayetleri de kişisel kanaatlerini belli edecek tarzda tertip ederek ortaya koymaktadır.

İmam Buhârî’nin tercemelerde kişisel görüşlerini doğrudan ya da dolaylı olarak serdetmesi eserine büyük bir farklılık kazandırmış, onun bu yönü sonraları “Fıkhu’l-Buhârî alâ terâcimihî” (İbn Hacer, Hedyu’s_sârî, s. 13.) şeklinde ifade edilmiştir.

İmam Buhârî’nin Kitâbu’t-tefsir’deki tercemelerde verdiği bilgileri iki başlık altında ele almak mümkündür:

1-Kelime İzahları: İmam Buhârî’nin kelime açıklamaları ile ilgili uygulaması sadece Kitâbu’t-tefsîr’le sınırlı değildir. Kelime izahlarına eserinin hemen her bölümünde rastlanmaktadır. Onun Kur’an kelimeleriyle ilgili dilsel malumatı aktarma konusundaki arzusu, eserini aynı kulvardaki diğer eserlerden farklılaştırmış ve neredeyse bir hadis kitabına ilişkin geleneksel beklentilerin dışına çıkarmıştır.

İmam Buhârî, Kitâbu’t-tefsîr’de her bir sureye ayrılan bölümlerin genellikle ilk babında ilgili surede geçen bir takım kelimelerin izahlarını toplu olarak yapmaktadır. Bunun yanı sıra pek çok babda, verdiği ayetlerin hemen ardından kelime açıklamalarına da yer vermektedir. Mesela, Bakara suresine ayırdığı bölümün ikinci babında birçok kelimenin anlamına bir arada işaret eder. Mücahid’in, شياطينهم إلى ifadesini münafık ve müşriklerden olan arkadaşlarına”, بالكافرين محيط ifadesini “Allah kâfirleri toplayacaktır”, صبغة ifadesini “din ve الخاشعين على ifadesini “gerçek müminlere” şeklinde açıkladığını nakleder. Aynı zamanda İmam Buhârî, herhangi bir kelimeyi izah ederken, zaman zaman o kelimenin diğer surelerdeki benzer kullanımlarına da işaret ederek bütüncül bir bakış sergilemektedir.

2- Tercemelerde Naklettiği Tefsir Rivayetleri: İmam Buhârî bazen tercemelerde ayetlerin anlaşılmasına katkısı olabilecek tefsir rivayetleri nakletmektedir. Naklettiği rivayetler, doğrudan ayetlerin izahını amaçlayan, Hz.Peygamber’den, sahabeden  ve tabiûndan gelen bilgilerdir. İmam Buhârî’nin Kitâbu’t-tefsîr’de naklettiği sahabeye nispet edilen tefsir rivayetlerinin hemen hepsinin İbn Abbas’tan geldiği görülmektedir.

İmam Buhârî’nin bablar altında topladığı rivayetlerin, bab başlığıyla uyumu yanında, kendi aralarında anlamlı bir bütün oluşturdukları da söylenebilir. Kuşkusuz bu durumun tek tek bütün bablar için tespiti detaylı bir araştırmayı gerektirir. Yine de pek çok babda hadislerin tertibi ile bab başlığında ifade edilen düşünce arasında bir uyumun var olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Sonuç olarak Buhari'nin bu eserinde hem bab ile hadislerin uyumunu hem de hadislerin kendi aralarındaki uyumu ve bunların anlamlı bir biçimde tertibi konusunda önemli bir çabası vardır. Bu durum onun, sadece rivayetleri nakletmeye izin veren, yorumlara yer bırakmayan bir yapı içerisinde kişisel görüşlerine alan açma uygulaması olarak görünmektedir. Bunu da en somut olarak İmam Buhari'nin "fıkhı" diye kavramsallaştırdığımız Kitabü't-Tefsir'in  "bab" başlıklarında görmekteyiz. Böylece bilginin bütünlüğü, bir muhaddis, bir müfessir ve aynı zamanda bir fakih olan İmam Buhari'de müşahhas hale gelmiş bulunmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Bir Müfessir Olarak İmam Buhârî Hazretleri

İmam Buhârî, ale’l-ebvâb türde tasnif ettiği eseri ile ilimler tarihinde büyük bir şöhrete ulaşmıştır. Bu hadis eserine "Kitabu't-Tefsîr” adında bir bölüm eklemiştir. Eserinde yer alan ana bölümleri kitap, alt bölümleri ise bâb olarak adlandırmıştır.

Buhârî, tercemelerinde birtakım bilgiler aktarmıştır. Kitabu’t-Tefsir’de yer alan tercemelerinde de ağırlıklı olarak kelime izahlarına dair bilgi vermiştir. Her sureye ayrılan bölümlerin altında surede yer alan bazı kelimelerin izahlarını toplu bir biçimde yapmıştır. Tüm ayetleri veya ayetlerde geçen tüm kelimeleri ele almamıştır.

Filolojik tarzda kelime izahlarının yanında ayetlerin anlaşılmasına yönelik rivayetler de aktarmıştır. فقه البخاري في تراجيمه  sözü, Buhârî’nin fıkhının yani anlayışının tercemelerinde yer aldığını göstermektedir. Aslında müellifin, hadis kitabı içerisinde kendi bak-gör anlayışını yansıtmış olduğunu ve bir tefsir faaliyetinde bulunduğunu anlamak mümkündür. Bazı ayetleri verdiği bab başlıklarının altında kullandığı hadis rivayetleri onun tefsir anlayışına ışık tutmaktadır. Rivayetleri verirken kimi zaman sened kullanmamış, قال فلان diyerek ilgili rivayeti aktarmıştır. İmam Buhârî nüzul döneminden aktardığı rivayetlerle o anın fotoğrafını yansıtmaktadır. Rivayetleri kendi fıkıh anlayışına göre ayetle bağlantı kurarak aktarmıştır.

Netice itibariyle bu eser bir oku-düşün-anla-yaşa ürünüdür. Dönemin ihtiyaçlarını bilen ve kendine has bir tarzı olan Sahih-i Buhârî, tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de son derece meşhur bir eserdir.

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

İmam Buhari    02.01.2022

Sümeyye Canbaz 

Tefsir Yüksek Lisans

Hadis Eserlerinde Tefsir Rivayetleri

 

Bir Müfessir Olarak İmam Buhari Hazretleri

 

 

    İmam Buhari Hazretleri ömrünü ilim öğrenmek çabasıyla ilmi seyahatlerle geçirmiştir. Pek çok memleket gezip oradaki ilim sahibi insanlarla görüşmüştür. Tahsilini hadis alanında ilerletmiş, hadis öğrenme ve ezberleme noktasında büyük gayret içerisinde olmuştur. İmam Buhari’nin 1080 muhaddisten hadis yazdığı söylenmiştir. Dönemin gereklerine binaen ve hocası İshak b. Rahuye’nin tavsiyesiyle kaleme aldığı el-Cami ‘u’s-Sahih adlı eserinde ise topladığı rivayetlerin çok azı yer almaktadır. 

    İmam Buhari sağlam bir hadis kültürüne sahipti. İlmi yetkinliğini döneminin alimlerine kanıtlamıştı. Yaşadığı dönemde ortaya çıkan siyasi meseleler yüzünden sıkıntı çekmiş ve memleketinden sürgün edilmişti. Tüm bunlara rağmen ilim öğretmekten geri durmadı. En az kendisi kadar tanınan çok büyük alimlerin yetişmesine vesile oldu. 

    İmam Buhari, sahih hadisleri bir araya getirmekle hadis ilmine çok büyük bir hizmette bulunmuştur. Yüzbinlerce rivayet arasından en sahihlerini seçip el-Cami ‘u’s-Sahih adlı eserinde bir araya getirmiştir. Eserinde dikkat çeken bazı hususlar vardır. İmam Buhari hadislerden elde ettiği fıkhi görüşlerini bab başlıklarında göstermeye çalışmıştır. Bu sebeple “Buhari’nin fıkhı tercemelerinde bulunur.” sözü şöhret bulmuştur. Ayrıca hadis eserinde tefsir için müstakil bir bölüm oluşturma geleneğini de İmam Buhari başlatmıştır. Kitabü’t-Tefsir isimli bu babda 540 adet rivayete yer vermiştirBu bölümde ayetleri bab başlığı şeklinde zikretmiş, ardından ilgili gördüğü hadisleri nakletmiştir. Gerekli gördüğü yerde kelime izahlarına yer vermiştir. Mesela Kitabü’t-Tefsir’in dördüncü babında Mücahid’in صبغة ifadesini “din” şeklinde açıkladığını nakleder. Ebû’l-Âliye’nin de , مرض ifadesine “şek, şüpheلاشية ifadesine “hiç beyazlık yok” anlamını verdiğini belirtir.Bu örneklerden açıkça görüldüğü üzere İmam Buhari’nin dil mantığı yapmakta olduğu ortaya çıkar. Buhari, herhangi bit kelimeyi izah ederken zaman zaman o kelimenin diğer sürelerdeki benzer kullanımını da örnek göstererek bütüncül bir bakış ortaya koyar. 

    İmam Buhari’nin eseri bu açıdan incelendiğinde, Buhari’nin İlimler arası bir bütünlük ortaya koymuş olduğu görülür. Nitekim İslam dünyasında Kuran’dan sonra en büyük ilgiyi gören eserin el-Cami‘u’s- Sahih olmasındaki sebep, İmam Buhari’ninAdem’den Hatem’e ve kendi çağına kadarki İslami birikime bakışının bu kitapta vücüt bulması olabilir.


0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi