İLH
205 2020-2021 GÜZ DÖNEMİ FİNAL ÖDEV 9
ADI
SOYADI: Hayriye ALTUNDAĞ
ÖĞRENCİ
NO: 18071547
ŞUBE: B
“NASIL YAŞAMALI” SORUSUNUN CEVABINI NASIL
VERMELİ?
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
TANIMLAYIN: TEORİ.
PRATİK: TEORİ-PRATİK İLİŞKİSİNİ
HAYATTAN ÖRNEKLER VEREREK NASIL KURUYORSUN?
Gayrete- azmetmeye değer işler için;
insanlığa değer, ahlaka değer, bilgiye değer, dostluğa değer, teffekkür
ettiğinde gülümsemeye değer olmalı nefes alıp vermelerimiz.
Okumalarla temellendirilmiş, merak ile
ateşlenmiş, paylaşmak ile bereketlenmiş, uygulamayla şereflendirilmiş neyi,
neden, nasıl, nerede, ne zaman ve kim için ve kime yaptığının farkında ve
bilincinde olarak öz disiplin sağlamamış şahsiyetlerden oluşan ilim/mescit kuşu
gibi bir iyilik neferi olarak yaşamalı insan… Çünkü sağlık, huzur ve işe
yararlılık dışında /yad-ı cemil ile anılacak hiçbir şeyin geçerliliği yok.
Oku, düşün, anla, yaşa ilkelerince insan;
teakkul, tezekkür, tefekkür ve tefakkuh ederek tedebbür etmeli sonra; anlat ve
tekrar oku gereği; gücü nispetinde tebliğ ve teybin ederek yaşamalıdır.
Yaşarken yaşadıkların daha bu
dünyadayken pişmanlık, elem ve keder sebebi olmamalı kendine ve tanıyıp
tanımadığının önemi olmadan insanlığa bir iyilik yaparak yaşamalı.
İmtihanın ve imkanın iç içe olduğu
bilinciyle rahmet ve zahmetin tek farkının ağırlıkları olduğunu ancak birinin
sonsuz birinin geçici olduğunu fark ederek yaşamalı.
Kendi adıma;
Gereksiz
olanı terk etme gayretindeyim ve tavsiye ediyorum.
Sade ve hasenatı ihmal etmeden salihatı
artırma gayesinde olanlarla yakın ilişki kurma derdindeyim.
Helal yemeli/giymeli/konuşmalı vs vs.
Çünkü insan; yediğinden ibarettir ve kiminle birlikte ise ona benzer. Fıtratımın
gereklerinin farkında olarak kendimi anlamaya ve karşımdakine de bu gözle
bakarak anlamaya çalışıyor, dinliyor ve gücüm nispetinde çare bulmaya gayret
ediyorum.
İhtiyaç fazlası duygu ve düşüncelerden
arınma telaşındayım; çünkü yük olan şeyler çoğu zaman ayak bağı da oluyor.
Bununla ilgili gündemlerimiz oluyor gençlerle birlikte.
İLH
205 2020-2021 GÜZ DÖNEMİ FİNAL ÖDEV 9
ADI
SOYADI: Hayriye ALTUNDAĞ
ÖĞRENCİ
NO: 18071547
ŞUBE: B
“NASIL YAŞAMALI” SORUSUNUN CEVABINI NASIL
VERMELİ?
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
TANIMLAYIN: TEORİ.
PRATİK: TEORİ-PRATİK İLİŞKİSİNİ
HAYATTAN ÖRNEKLER VEREREK NASIL KURUYORSUN?
Gayrete- azmetmeye değer işler için;
insanlığa değer, ahlaka değer, bilgiye değer, dostluğa değer, teffekkür
ettiğinde gülümsemeye değer olmalı nefes alıp vermelerimiz.
Okumalarla temellendirilmiş, merak ile
ateşlenmiş, paylaşmak ile bereketlenmiş, uygulamayla şereflendirilmiş neyi,
neden, nasıl, nerede, ne zaman ve kim için ve kime yaptığının farkında ve
bilincinde olarak öz disiplin sağlamamış şahsiyetlerden oluşan ilim/mescit kuşu
gibi bir iyilik neferi olarak yaşamalı insan… Çünkü sağlık, huzur ve işe
yararlılık dışında /yad-ı cemil ile anılacak hiçbir şeyin geçerliliği yok.
Oku, düşün, anla, yaşa ilkelerince insan;
teakkul, tezekkür, tefekkür ve tefakkuh ederek tedebbür etmeli sonra; anlat ve
tekrar oku gereği; gücü nispetinde tebliğ ve teybin ederek yaşamalıdır.
Yaşarken yaşadıkların daha bu
dünyadayken pişmanlık, elem ve keder sebebi olmamalı kendine ve tanıyıp
tanımadığının önemi olmadan insanlığa bir iyilik yaparak yaşamalı.
İmtihanın ve imkanın iç içe olduğu
bilinciyle rahmet ve zahmetin tek farkının ağırlıkları olduğunu ancak birinin
sonsuz birinin geçici olduğunu fark ederek yaşamalı.
Kendi adıma;
Gereksiz
olanı terk etme gayretindeyim ve tavsiye ediyorum.
Sade ve hasenatı ihmal etmeden salihatı
artırma gayesinde olanlarla yakın ilişki kurma derdindeyim.
Helal yemeli/giymeli/konuşmalı vs vs.
Çünkü insan; yediğinden ibarettir ve kiminle birlikte ise ona benzer. Fıtratımın
gereklerinin farkında olarak kendimi anlamaya ve karşımdakine de bu gözle
bakarak anlamaya çalışıyor, dinliyor ve gücüm nispetinde çare bulmaya gayret
ediyorum.
İhtiyaç fazlası duygu ve düşüncelerden
arınma telaşındayım; çünkü yük olan şeyler çoğu zaman ayak bağı da oluyor.
Bununla ilgili gündemlerimiz oluyor gençlerle birlikte.
HÜSEYİN KARGALI 18070149 B ŞUBESİ
9.
“Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Bana göre insanın gerçek
manasa bu dünya da yaşadım diyebilmesi için sürekli okuması lazım. Yani bana
göre yaşamak okumak demektir çünkü insan okuduğu sürece bir şeyler öğrenir.
Öğrenmeye başlayan insan ise bu dünyanın geçiciliğini ve fani oluşunu anlar. Siz
kıymetli hocamızın Kuran Nedir isimli kitabındaki teorisi gibi insan okumalıdır
yalnız okumakla kalmayıp okuduklarını da anlamalı okuduğu şeyler üzerine
düşünmeli ve düşündüğü şeyleri de hayatına aktarıp yaşaması gerekmektedir.
Yoksa sadece okumak yeterli değildir yani okuduğumuz şeyler bize hayatımızda
fayda sağlamalıdır. Okuduklarımız hayatımızı şekillendirmeli bizi değiştirmeli
ve bizi daha iyi bir insan yapmalıdır. Nasıl yaşamalı sorusunun cevabı ise
insanın kendi içerisindedir. Kimilerine göre insan eğlenerek yaşamalı
kimilerine göre düşünerek bana göre insan şükrederek yaşamalıdır. Allah’ın
kendisi için verdiği nimetlere şükrederek yaşamalıdır. İnsan kendisine verilen
nimetlere şükrederse hayatı daha anlamlı olur ve kendisine verilen bu
nimetlerin Allah tarafından verildiğini kendisine verilen ve verilmeyen
şeylerin onun imtihanı olduğunun farkında olur ise hayatı daha da anlamlı olur.
Bu sayede insan bu dünyaya başıboş olarak gönderilmediğini anlar ve hayat
içerisinde savrulmaktan kurtulur. İnsanı hayata bağlan değerlere sarıldığı
zaman başına gelen musibetlerle de daha farkı ilgilenir inandığı ve güvendiği
değerler inanan insana her zaman güç verir. Siz
değerli hocamızın Kur’an Nedir isimli kitabının 39. Sayfasında da belirttiği
gibi insan sürekli olarak insan hayatın akışı içerisindedir hayatta
karşılaştığı şeylere başa çıkmak onların üstesinden gelmek için çeşitli
eylemlerde bulunur. Yaptığı bu eylemler kişinin hayatını daha anlamlı ve daha
da yaşanabilir kılması içindir.
İnsan bu dünyada eğer
gerçekten yaşadım diyebilmek istiyorsa Allah’ın kitabı olan Yüce Kur’an’a
sığınmalı onu okumalı anlamalı ve yaşamalıdır. Aynı zamanda İslam’ın son
peygamberi olan Hz. Muhammed’in sünnetlerini de hayatına tatbik etmeye
çalışmalıdır. Yani bu dünyada gerçekten yaşamak için insanın Müslüman olması ve
Müslümanca yaşaması gerekmektedir.
NOT:
KUR’AN
NEDİR KİTABI ŞULE YAYINLARI/ 8. BASKI/ KASIM 2020
KUR’AN’IN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE KİTABI ŞULE YAYINLARI/ 8. BASKI/ EKİM 2018
1. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl
vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER
ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek
nasıl kuruyorsun?
Yaşam, neyin ne olduğunu fark edene kadar hızla
tüketmekteyiz. Bu zamanı olabildiğine verimli kullanmalıyız. Bu nedenle; bizi
biz yapacak değerlerimizin ön gördüğü şeklinde yaşanmalı. Bizi biz yapan
değerlerimiz Kur’an ve sünnet ışığında yaşam ölçüsünü ve tarzını belirlemelidir.
Hz. Peygambere ilk gelen vahiy okuma ve yazma olması çok
manidardır. Nasıl yaşamalı sorusunun cevabını ilk olarak Kur’an’ı ve
Peygamberimizin sünnetini okumalıyız, onlarla hemhal olmalıyız. Bu hususta
hayatımızı anlamlandırmalıyız. Hayatımızı anlamlandırmak için Kur’an nedir
sorusunu yani Kur’an’ı bu hususta okumalıyız.
Kur’an, onu örneklendirerek yaşamında görebildiğimiz
Peygamberimiz bize nasıl yaşamalı gerektiğini göstermektedir. Peygamberimizin
bu hususta en çok değer verdiği bir Müslümanın ahlaklı olmasıdır. Kur’an’da,
Peygamberimiz de aslında bizlere içeriği çok kapsamlı olan iyilik kavramını
iletmektedir. İyilik öylesine geniştir ki, içerisinde birçok kavramı da
kapsamaktadır. İşte nasıl yaşamalı sorusuna iyilikle yaşamalı cevabını vermek
istiyorum. Bazen öyle sonuçlarla karşılaşırsınız ki aslında kötü olur, ama siz
karşı tarafın içindeki duygunun iyilik olduğunu bilince sonucun pekte önemi
kalmaz. Bunu sağlayan iyiliktir, iyiliğin hissettirdiği güzel duygudur.
Biz insanlar toplu halde yaşamaktayız. Hep bir iletişim ve
ilişki içerisindeyiz. Nasıl yaşamalı hususunda peygamberimizin öğrettiklerinden
şu hadisi şerifi hayatımızda ilke edinmeliyiz. “Sizden biriniz, kendisi için
arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek
anlamda iman etmiş olmaz.” (Buhârî, Îmân 7)
1. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl
vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Nasıl
bir hayat yaşamalı sorusuna verilecek en güzel cevap mutlu ve huzurlu bir hayat
nasıl olacaksa o şekilde yaşamaktır bence. Bununla birlikte kişilerin belirli
değerleri olmalı ve o değerler çerçevesinde yaşamını sürdürmeli, ahlaklı bir
birey olmalıdır. Gerektiğinde, haksız olduğunda kendinden taviz vermeli, haksızlık gördüğünde
ise sesini çıkarmasını bilmelidir. Hem hedeflere ulaşmak için gayret, emek sarf
etmeli, ter dökmeli, akıl alabildiğine zorlamalı, hem de ufacık tadların
keyfine varılmalıdır. Allahın insan oğluna verdiği en büyük hediye olan aklı
kullanarak gerçek bir yaşam sürdürülmelidir. Hedeflerimizde durağanlık olmamalı
hep ileriye bakmalıyız. Bu sadece dünya hayatında değil dini inancımız içinde
öyle. Dini gereklerimizi yerine getirmeli ihtiyaç sahiplerine yardımda
bulunmalıyız. Çünkü sadece bu hayatı yaşarken tek yer için çalışmamalı ahiret
içinde bir şeyler biriktirmeliyiz. Her iki taraf içinde çalışırsak gerçek bir
yaşam sürmüş oluruz.
Velhasıl
muhteşem bir lütuf dur yaşamak. Mühim olansa her anını mümkün olduğunca
doldurmaktır. Hakkını vermek bahşedilen adına hayat denilen muazzam nimetin
değerini bilmektir, fakat esas mesele de bir gün mutlaka biteceğini unutmamak
ve ona göre yaşamaktır hayatı.
ŞEYMA GÜL TİRAKİ 18070215 İHL 205 B TEFSİR II FİNAL
ÖDEVİ
NASIL YAŞAMALI?
Doya doya
yaşa, tabiri vardır. Tadını çıkar yaşamanın, tabiri vardır. Peki tat nasıl
çıkar ya da yaşam nasıl tatlanır veya nasıl yaşamalı ki tatlansın diye
kendimize sorduğumuzda şu cevabı verebilmeyiz; insanın kendini anladığı an,
tatlandığı andır. Ve insan ömrünü, bu hayatın acılığına kıyasla tatlı
geçirmelidir. Yani anlayarak yaşamalıyız. Acele davranışlar, boş bakışlar,
manasız sözler yaşamın tatsız tuzsuz halidir. İnsan haddini bildikçe kendini,
kendini bildikçe de Rabbini bilir. Bu tatlılığın en lezzetli halidir. Mükemmel
yaratıcımızın bize bahşettiklerine hamd ederek değerlendirmek en güzel
şekerlemedir. Bilinçli yapılan her iş, muhakeme ile karar verilen her olay
bizim tadımıza tat katmaktadır. Bir Müslüman vazifesini olan tüm ahlaki
değerlerini yaşamalı, yaşamalı ki tadını çıkardığı her manada da yaşamış
sayılsın.
Kur’an Nedir / Syf.137’den esinlendim.
9- “Nasıl yaşamalı” sorusunu
cevabını nasıl vermeli
İnsan hayatta yaşadığı
sürece, yaptığı tüm işlerin sorumluluğunu Alarak ve neden
yaratıldığının anlamını bilerek yaşamını sürdürmelidir.
Amaç
ve anlam; ikisi bir aradadır
Hayata dair
amaçlar hayatı anlamlı hale getir. Amaçlı davranım şu anda modül haline
getirildi. Yani bir kişinin sabah kalktığında günü planlaması gerekiyor. Amaç o
açıdan çok önemli. Stratejik hedef olması lazımdır. Stratejik hedef olmadan
kişinin amacı olmamış oluyor. Hedef, amaç, gaye hepsi aynı maksattır. Arapça’
da iktisat kelimesi maksat kökünden geliyor. İnsan para yönetimi yapabilmek
istiyorsa, planlı bir bütçe yönetimi yapmak istiyorsa önce amacını
belirlemelidir. Ondan sonra önemli önceliklerini belirleyecek. Önem ve öncelik
sırasına göre işini planlayacak. Onun için stratejik hedef planları olur. Bu
zaman yönetiminin bir parçasıdır. Amaç kelimesi genellikle anlamla birlikte
oluyor. Amaç ve anlam ikisi bir aradadır. Zaten bir anlam varsa amaç oluyordur.
Bir insan anlam arayışı içinde olursa muhakkak ‘Hayatıma anlam katacak bir
amacım olmalı’ diye düşünür.
Geminin
bir hedefi mutlaka olmalı
Batı’da şu
anda gençlere, anlamlı bir hedefleri olmadığı gerekçesiyle yürüyüşler
düzenleniyor. Protesto yürüyüşleri sistemi protesto ediyorlar. Diyorlar ki
‘Uğrunda kürek çekecek bir anlam vermediniz.’ Şu andaki gence amaç vermediğiniz
zaman ne oluyor? Genç günlük olaylar, oyunlar, bilgisayarlar, akıllı
telefonlara kendilerini kaptırıp gidiyor. Pusulası, amacı olan bir gemi
rüzgârları enerji olarak kullanır. Eğer amacı, pusulası yoksa rüzgârlar onu
istediği yere sürükler.
Amaç
ve anlam; ikisi bir aradadır
Hayata dair
amaçlar hayatı anlamlı hale getir. Amaçlı davranım şu anda modül haline
getirildi. Yani bir kişinin sabah kalktığında günü planlaması gerekiyor. Amaç o
açıdan çok önemli. Stratejik hedef olması lazımdır. Stratejik hedef olmadan
kişinin amacı olmamış oluyor. Hedef, amaç, gaye hepsi aynı maksattır. Arapça’
da iktisat kelimesi maksat kökünden geliyor. İnsan para yönetimi yapabilmek
istiyorsa, planlı bir bütçe yönetimi yapmak istiyorsa önce amacını
belirlemelidir. Ondan sonra önemli önceliklerini belirleyecek. Önem ve öncelik
sırasına göre işini planlayacak. Onun için stratejik hedef planları olur. Bu
zaman yönetiminin bir parçasıdır. Amaç kelimesi genellikle anlamla birlikte
oluyor. Amaç ve anlam ikisi bir aradadır. Zaten bir anlam varsa amaç oluyordur.
Bir insan anlam arayışı içinde olursa muhakkak ‘Hayatıma anlam katacak bir
amacım olmalı’ diye düşünür.
Geminin
bir hedefi mutlaka olmalı
Batı’da şu
anda gençlere, anlamlı bir hedefleri olmadığı gerekçesiyle yürüyüşler
düzenleniyor. Protesto yürüyüşleri sistemi protesto ediyorlar. Diyorlar ki
‘Uğrunda kürek çekecek bir anlam vermediniz.’ Şu andaki gence amaç vermediğiniz
zaman ne oluyor? Genç günlük olaylar, oyunlar, bilgisayarlar, akıllı
telefonlara kendilerini kaptırıp gidiyor. Pusulası, amacı olan bir gemi
rüzgârları enerji olarak kullanır. Eğer amacı, pusulası yoksa rüzgârlar onu
istediği yere sürükler.
1. 9.Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl
vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Abdulkadir BİR 17070042 B Şubesi
8 VE 9
YAŞAMAK NE DEMEKTİR? NASIL
YAŞAMALI?
BU İKİ SORU BİRBİRİYLE ALAKALI OLDUĞU İÇİN BİRLİKTE
AÇIKLAMAK İSTİYORUM
Yaşamak sözlüklerimizde canlılığını sürdürmek ,yaşamda
bulunmak ,sağ bulunmak anlamlarını taşır.Sizce yaşamak bu mudur.yani hayatta
olunca yaşamış mı oluyoruz.Eğer öyleyse neden yaşayan insanlar mutsuz*neden
hayattan tat alamıyorlar?çünkü nefes
alan insan yaşıyor demek değildir.ayakta kalma mücadelesi yaşamak
değildir.yaşamak demek;çinde yaşadığımız dünyanın nimetlerinden faydalanmaktır.yeri
geldiğinde gezmek ,dolaşmak yeri geidiğinde ede kös kös oturmak
demektir.yaşamak demek bazen delice sevinmek mutluluktan ağlamak bazen de
acıdan ağlamak demektir.yaşamak demek bazen uzun bir tatile çıkıp eğenmek bazen
sabahtan akşama kadaar çalışmak demektir.Hayatımıza giren küçük bir bebek ile
mutlu olmak bazen de sevdiklerimizi kaybetmekten korkmak demektir.Bu sıralamayı
bu şekilde uzatabiliriz elbette ama kısaca yaşamak ne demek diye anlat derseniz
yaşamak demek biz Müslümanlarca Allah’ın
bizlere uygun gördüğühayatı ,yeri
gelidği zaman bizleri sıkıntıda bırakıp yerı geldiği zaman da başımız
sıkıştığında bizleri o beladan kurtaran rabbimizin bizim için yaratmış olduğu
bu dünyada onun emir ve yasaklarına uygun bir şekilde ,ahiret mutluluğumuza
ulaşacak bir biçimde hayatımızı idame ettimektir yaşamak.Acısıyla tatlısıyla
bize verilen kısa veya uzun ömür de hayatımızı dolu dolu Allah’ın istekleri
üzerine dosdoğru bir şekilde yaşamaktır.İŞTE YAŞAMAK BUDUR.
Nasıl yaşamalı sorusuna da cevabı yukarıda belirtmeye
çalıştım ama tekrar söylemek gerekirse
Allah’ı teala’nın emir ve yasaklarına uygun bir şekilde aşırılığa
kaçmadan daha önceki sorularımızda anlattığımız iyi insan kavramı çerçevesinde
ahlaklı temiz bir yaşam sürmek ve ahiret hayatımızda da bu hayatı sürmemiz için
cehennem ateşinden korunmamız için gerekenleri yaparak yaşanılması gerektiğini
düşünüyorum.çünkü bizler Müslümanlarız .Bir Müslümanın hayatında islam her
yerde değilse orada bir sıkıntı vardır.İslam bizim hem iyilik anlayışımızda hem
iyi insan anlayışımızda hemde yaşam ile ilgili hemen hemen her hareketimizde
olmalı ki Müslümanız diyebilelim.
Yaşamak ve nasıl yaşamalı sorularına cevabım şudur:
‘’BİR MÜSLÜMANA YAKIŞIR BİR ŞEKIİLDE’’
Nasıl yaşamlı
sorusuna geldiğimizde ise cevap net bir şekilde Kur’an’ın öngördüğü şekilde
yaşamalıdır. Allah, insanlığın
doğuşundan itibaren, insanlığa dönem dönem kitaplar ve peygamberler göndererek
onlara dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak için dini öğretilere muhatap
kılmıştır. İnsan Kur’anı okuduktan ve üzerine düşündükten sonra onu hayatına
tatbik etmeyi yani Kur’an ile amel etmeyi unutmamalı. İnsan yaşarken Kuran’ı tek rehber ve ölçü,
peygamberimiz Hz. Muhammed’i ise en güzel
örnek almalı. İnsan Kur’anı kendine rehber ettiğinde nasıl yaşaması gerektiğini
görür. Nitekim Kur’an bizden ahlaklı (Kalem 4, Yusuf 33, Nahl 90, Nur 19) Barışçıl – (Bakara
208, Şura 40, Nisa 128, Fussilet 34, Hucurat 9-10, Şuara 152, 183, Maide 64),Çalışkan
– (İnşirah 7-8, Kasas 77, Mu’minun 3), Okuyan araştıran (Ali
İmran 179, 191, Nisa 94, En’am 98 Yunus 101),Sabırlı (Bakara 155, Asr 3,
Ali imran 17, 125,146,200 Hud11,115) Yardımsever (Nisa 56, İnsan 8,
Maide 2), Akrabaya iyi davranan (Bakara 83, Nisa 36), Anne Babaya iyi
Davranan (Bakara 83, Nisa 36, En’am 151), Güzel söz söyleyen (İsra
53. İbrahim 24-26, Fussilet 34), Hırsızlık yapmayan (Maide 38-39), İstişare
eden (Ali İmran 148, 172, Nisa 40), Sözünde duran (Mearic 32, İsra
34, Saff 2-3) Karşılıksız iyilik yapan ( Muddesir 6, Bakara 195, Ali
İmran 148, 172, Nisa 40), şekilde yaşamamızı telkin eder. Günümüzde Kur’anı
okusak da onu hayatımızda tatbik etmekte zorluk çektiğimiz çok açıktır. Ancak
Kur’an’ı okuyup üzerine düşündüğümüzde aslında Kur’an’ın insandan
istediklerinin insanın kendi faydası için olduğunu görürüz. Bu bağlamda
çalışakan, sabırlı, okuyup araştıran, kötülüklerden uzak duran sözünde duran,
güler yüzlü ve anne babasına iyi davranan insanlar günümüzdede başarılı ve
mutlu olan insanlardır. Hayatımızda bize örnek teşkil eden şahsiyetler,
Kur’an’ın öngördüğü şekilde hayatlarını anlamlandıran kişilerdir. Örnek verecek
olursam hayatımda benim için örnek şahsiyet olan insanlar ve bu insanlar
üzerinde düşündüğümde davranışınlarının, söylediklerinin ve bana verdiği
nasihatler üzerinden Kur’an’ın öngördüğü şekilde yaşadıklarını
gözlemleyebiliyorum. Örneğin Almanyadan tanıdığım ve samimi olduğum ve bu
konuda bana örnek olduğunu düşündüğüm komşum aynı zamanda sohbet arkadaşım 70
yaşındaki olan annesine 10 sene kadar bir süreç evinde baktı. Onları her
ziyaret ettiğimde o kişi bana bundan dolayı aslında nekadar şükrettiğini
anlatıyordu. O, Annesine bakmayı bir sorumluluk bir yük olarak değil bir lütüf
olarak görüyordu.
Samet TORUN / 18070216 / İLH205-B / Tefsir II
9. Bu soruya vereceğim cevap aslında bir
önceki soruda verdiğim cevapla bağlantılı olacaktır. Yüce Allah’ın dediği gibi
insan bu dünyada başıboş bırakılmamıştır. Yani bu bilinçte olduğumuz taktirde
nasıl yaşamamız konusunda ilk adımı atmış oluruz ve her şey bu ölçüde şekil
alır. Eğer insan başıboş bırakılmadıysa bu dünyada bir amacı, bir yeri, bir
görevi vardır. Allah insana bu dünyada görevi defalarca bildirmiş ve mutlaka
bir karşılığının olacağından defalarca zikretmiştir. Böyle baktığımız da insan
ne zaman Allah’ın dediklerinin aksine bir şeyleri ters yapıp veya hiç yapmayıp
başıboş bırakıldığını sandığında onlara kendileri gibi insan olan elçiler
göndermiş ve elçilerinden yalnızca onları uyarması gerektiğini söylemiştir.
Elçiler aracılığıyla Allah’ı dinlemeyen, hafife alan veya haşa dinleyip de hiç
takmayan insanlar/kavimler helaka uğramıştır. Allah bizlere de bu bağlam da
başıboş, dağılmış, sahipsiz hissetmemiz için elçisi Hz. Muhammed (a.s)’ı ve ona
bildirdiği yüce kitabı Kur’an’ı bizlere bildirmesini istemiştir. İşte bizim
için nasıl yaşamamızın gerektiğinin cevabı burada başlar. Çünkü Kur’an insanın
hayatının bir amacı olduğunu ve bu amaç uğrunda iyi işler yapması gerektiğini,
bu işlerin sadece Tanrı’ya karşı değil aynı zaman da birbirimize karşı da
yükümlüklerimizin olduğunu, hayatını bu şekilde anlamlandırması gerektiğini
söyler. Aksi taktirde Allah bizlerin de geçmiş kavimler gibi olacağımızın, bu
dünya da olmasak bile, haberini verir ve bu bilinçte yaşamamızı ister. Yani
bizden kendisine tutunmamızı ister ve yaşamımızı bu şekilde sürdürmemizi ister.
Ancak bu sayede yaşamış, yani sadece nefes alıp beslenmiş ve sindirmiş
olmamızın dışında, insan olduğumuzu hisseder ve yükümlülüklerini yerine
getirir. Nasıl yaşamalının cevabını ancak bu sayede bulur ve anlam
kazandırırız.
Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
Abdullnasir TATAR / 18072085 / B / Tefsir II / İLH-205 / Final ödevi
9.
“Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
“Nasıl yaşamalı? Nasıl yaşamak gerekir?” bence bunun cevabı çok zordur.
Hatta bu soruya cevap verilirse bile her kes kendi yaşam biçimine göre cevap
verir. Yani birinin yaşam tanımı başkasıyla benzemeyebilir. Ancak bu sorunun
cevabı bana düşerse, öncelikle ve genel olarak şöyle diyebilirm: “ Nasıl
yaşamak sorusunun cevabını bulmak için ilk önce iyi insan olmak gerekir!.”
İLH IV. SINIF SEÇME TEFSİR METİNLERİ
AD-SOYAD: Hüsna Elif Özsoy ÖĞR. NU.:16070168 / A TARİH:14.01.2021
5.
“Nasıl
yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ
MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Yeryüzünde halife oluşunun
getirdiği sorumluluğa uygun bir şekilde yaşamalı. Bir adım atmadan önce
düşünmeli. Oku-Düşün-Anla-Yaşa çerçevesinde hareket etmeli. Dünyadan haberdar
olmalı. Farklı yerleri görüp farklı insanlarla tanışmalı. Ufku genişletmeye
gayret etmeli. Bir Müslüman olarak Peygamberimizin (sav) örnekliğine
başvurmalı. Kur’an-ı Kerim’i hayatın her anında başvuru kitabı yapabilmeli.
Sözden icraata geçmeyi başarabilmeli. İslam’ı insanlara tüm gerçekliğiyle anlatabilmeliyiz.
Ancak o zaman atılmaya çalışılan iftiraların asılsızlığını ortaya koyabiliriz. “İki
günü birbirine eşit olan ziyandadır, aldanmıştır.”( el-’Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, II, 323.) hadisini hayatımıza destur
edinmeliyiz. Ölümü idrak ederek yaşamalıyız. Çünkü ölüm, sürenin bitişi demek.
O halde ölümden önce nefeslerimizin kıymetini bilmeliyiz. Geçici hazların
peşinde koşarak, ebedi bir hayatı feda etmemeliyiz. Ahlaki tutumlarımızı geliştirmeliyiz.
Benden bize gidişi başarmalıyız. “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın
ölecekmiş gibi âhiret için çalışınız!” düsturunu hayatımızda uygulamaya gayret
etmeliyiz. Ahiret ve dünya dengesini sağlamak adına elimizden gelen tüm gayreti
göstermeliyiz. Ebedi saadeti kazanmak için bu dünyanın bir fırsat olduğunu, her
hareketimizin Allah tarafından görüldüğünü hatırımızdan çıkarmamalıyız. En
önemlisi vahyin muhatabı olduğumuzu unutmamalı, nasıl yaşamamız gerektiğini
unutmamak adına Kur’an’la olan irtibatımızı güçlendirmeliyiz. İbadetlere
sımsıkı sarılmalı, tutum ve davranışlarımızda güzel ahlakı tamamlamak için
gönderilen Resulullah’ın (sav) davranışlarındaki ana gayeyi rehber edinmeliyiz.
Hz. Aişe’ye Peygamber Efendimizin (sav) ahlakı sorulması üzerine;
Hz. Aişe: ''Sen Kur’an okumuyor musun? Resulullah'ın ahlakı Kur’an idi.''
demiştir. (Ebu Davud,Tatavvu, 26) Bizler de birer Müslüman olarak İslam dininin
hem ibadet hem de ahlak boyutunu en güzel şekilde yaşamaya gayret etmeli, son
nefesimize kadar bu gayreti göstermeliyiz.
AD-SOYAD: Betül Kübra SANAR
ÖĞR. NU.: 18070195-İLH Tefsir 2B
9-
“NASIL YAŞAMALI
?” SORUSUNUN CEVABINI NASIL VERMELİ ?
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-WEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
TANIMLAYIN:TEORİ
PRATİK:TEORİ-PRATİK
İLİŞKİSİNİ HAYATTAN ÖRNEKLER VEREREK NASIL KURUYORSUN ?
İnsan, bildiklerini zuhur ettirerek
hayatını devam ettirmelidir. Yalnızca bilgi olarak zihnimizde yer edinip
amelimize yansımayan bilginin bir önemi yoktur. Yaşamak, mühim olmakla beraber
yaşamanın mahiyeti de mühimdir. Kur’an daima bir sırat-ı müstakim çizip insanın
bu minvalde yaşamasını öğütlemiştir. Bu minval, hem ahiret hayatına hem de
insanın dünya hayatındaki ilişkilerinde doğru olanı, iyi olanı yapmasına
yöneliktir. İnsan, bir anlam çerçevesinde yaşamalı, bir gaye ile yaşamalıdır.
Bu gayeye, çerçeveye sahip olmayan insanlar zahiren yaşıyor gibi görünmekte lakin
üzücü bir tespit ile nefes almaktan öteye gitmemektedir. Gayelerimizi,
çerçevelerimizi İslam üzerinden şekillendirmeli ve ona uygun olarak
yaşamalıyız. Böylece hem ahirette hem de dünyada kazanan olabiliriz diye
düşünüyorum. Allah daha iyisini bilir.
1. 9.“Nasıl yaşamalı” sorusunun cevabını nasıl vermeli?
İnsan, kendini yaratan, yaşatan, öldürecek, sonra da
diriltip hesap soracak olan Rabbinin farkında varmalıdır. Ve Sonra da kendisinin ve alemlerin
yaratıcısı olan Allah’a kulluğunun bilincine varmalıdır. Müslüman, Allah’ın
“Yap” veya “Yapma” dediği emir ve yasaklarını yerine getirmelidir. Bunu
yaparken, en değerli varlığı olan hayatta olmanın kıymetini bilecektir. İnsan,
kutsal bir varlıktır bu yüzden kutsallığına gölge düşürecek her türlü çirkin
şeyden imtina etmelidir. Dünya hayatı ve dünyadakiler, aldatıcı bir çekiciliği
vardır. Zevkleriyle, menfaatleriyle insanı cezbeder. Müslüman imanıyla, vicdanıyla, haysiyetiyle,
insanlığıyla, onuruyla, bilinciyle, merhametiyle, kardeşlik bilinciyle iftihar
eder. Müslüman iftira atmamalıdır.. Başkasını haksız yerine lekelememelidir.
Fitneye ve fesada direnmelidir. Müslüman
kendi onuruna ve namusuna düşkün olduğu kadar diğer insanların onuruna ve
namusuna da düşkün olmalıdır. Müslüman
haksızlığa boyun eğmemelidir. Korkak, ikiyüzlü, karaktersiz olmamalıdır.
Müslüman ırkıyla, aşiretiyle, nesebiyle üstün olduğunu düşünmemelidir. Çünkü
babasını annesini seçemediği gibi ırkını, nesebini seçemez. Niye bu ırktanım
diye soramamalıdır, itiraz etmemelidir. Bununla da övünmemelidir. Müslüman
dilini de üstünlük olarak görmemeli veya pişmalık duymamlıdır. Müslüman kendi
evladına, akrabasına, dostuna sergilediği fedakarlığı başkasının çocuğuna da,
akrabasına da sergilemelidir. Göstermiyorsa emanete hıyanet etmiş ve zulmetmiş
demektir. Müslüman kendi inancında olmayan insan hakkında da insaflı olmalıdır.
Müslüman kibirlenmemelidir, aksine Kibirden nefret etmelidir. Kur’an ayetlerini
okuyup, düşünüp, anlamalı ve hayatına aktarmalı, yaşamalıdır.
9.“Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Az önce de
belirttiğimiz insanın bu hayatta bir amacı olması gerekmektedir. Bu amaç yada
anlam yolunda insanın gerektiği gibi yaşanmalıdır. Eğer bir hayat bir anlama bağlanmışsa
o anlamın istediği şekilde pratiğe dökülmüş bir hayat yaşanmalıdır yani sadece
teoride bilgide kalmamalıdır. Mesela kendi hayatının anlamını iyilik yapmak ve
yaymak olarak gören bir kişi öncelikle kendi hayatında pratik olarak iyi bir
insan olmalı iyiliğin gerektirdiği ne varsa kendi hayatında uygulamaya geçirmeli
ondan sonra iyiliği diğer insanlara yaymalıdır. Ancak o kişi kendi hayatını
iyiliğin gerektirdiği şekilde yaşamayıp iyiliği yaymaya çalışırsa çok büyük bir
ihtimalle başarısız olacaktır. Yaşanacak bir hayat varsa o hayat bir anlama
göre ve o anlamın gerektirdiği her şeyi pratiğe dökerek kendi hayatında faal
olarak etkin kılarak yaşanmalıdır.
AD-SOYAD: Ali isam omar omar ÖĞR. NU.: 17070714
9. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını
nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan
örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
C. İnsanca yaşamalı, bilinçli yaşamalı en önemlisi yaşamanın hayatın değerini bilerek yaşamalı, Müslümanca yaşamak bir insana güzel bir hayat sürdürmesine yardımcı olur, iyilik yapmalı kötülükten uzak durmalı bir duruş bir ilke sahibi olmalı, düzenli planlı yaşamalı.
Nagihan SOLMAZ- 16070190- IV Sınıf ILH. 441
9.“Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
İnsan, önce kendisini tanımalı, bilmeli kendisine hayata dair, yaşama dair sorular sormalıdır. Bu hayattaki amacını düşünmeli ve üzerinde kafa yormalı, nasıl bir çizgide olduğunu düşünmelidir. Fıtri kabiliyetlerini gerçekleştirmeli ve kabiliyetinin sınırını bilmelidir. Çünkü ancak bu şekilde yaşamına anlam katabilir. En başta iyi bir insan, iyi bir birey, sorumluluklarını bilen bir kişi olmalıdır. Değerlerini fark etmeli ve yaşamını anlamlandırmalıdır. İnsan eylemlerine anlam verdiğinde hayatını nasıl anlamlandıracağını da ortaya koymuş olur. İnsan, Kur’an-ı Kerim’i kendisine rehber ederek yaşamalı ve örnek bir insan olabilmek için çalışmalıdır. Toplum da insanlar arası ilişkilerinde saygı kurallarını gözetmelidir. Büyüklerine karşı yardımsever olmalıdır. Unutmamalı ki bir gün hepimiz yaşlanacağız bunun bilincinde olmalı ve ona göre hareketlerini kontrol etmelidir. İnsanlara şefkatli olmalıdır. Kişisel sorumluluklarının yanında toplumsal sorumluluklarını bilmelidir.
KÜBRA KINACI 18070159 2. SINIF
Nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını vermek
için öncelikle bu sorunun insan için neden gereklilik arz ettiğini
algılayabilmek ve bunun üzerine kafa yormak gereklidir. İnsan başıboş
gönderilmemiş, bir amaç için yaratılmış bir varlık olma özelliklerini taşır.
İnsan Hz Adem’den as bu yana bu soruyla karşı karşıya gelmiştir. Çünkü fıtratı
bu soruyu sormaya onu iter. Akıl ve irade yetisi insanı sadece fiziksel edinim
ve ihtiyaçlar için yaşayan bir varlık olmaktan sıyırıp onu komplike ve girift
bir yapıya sahip en üstün varlık olmasını sağlamıştır. Nasıl yaşanmalı sorusuna
Allah insan için diniyle bir cevap vermiştir. O günden bu yana tüm insanlık
için ortak ve zamanın, mekanın ruhuna göre revize edilen mamafih ana hatları
aynı olan bir sistem sunulmuştur.
Bir Müslüman için bu sorunun yanıtı tek kılavuz olan Kur’an’dır. Buna
ilaveten gönderilmiş tüm peygamberler ve salih/saliha insanlar bizler için
örneklik teşkil ederler. Yaşamak denen şey bir gün sonu olan ve bu sonun
doğurduğu sonuçlara katlanmak zorunda olduğumuz bir dönence kendi içinde. Tüm
bu kompakt ve girift yapının içinde insanın kendini ikame edebilmesi için salim
bir zihin, kalp, ruh ve bedene sahip olması ve bunları sağlayabilmesi için de;
İlahi bir inanç sistemi olan İslam’a tabi olmayı kendine en büyük hedef olarak
belirlemesi ve bu Dünya’nın bir sonunun olduğunu kavraması bunun bilincinde
hareket edebilmesi gerekmektedir. Tıpkı bütün peygamberlerin yaptıkları gibi.
İnsan bir mum gibi hem kendini hem de dibini aydınlatabilmeli, iyilik yapmaya, iyiliğe ve iyiden olana doğru yönelmelidir. İyi bir insan olmak gayesiyle yaşamak ve bunu bir şiar haline getirmek insanın varoluşu için kendini salim kılabilmesi için gerekli olan genel bir haldir denebilir. Bir davetçi olarak iyilikle alakalı çalışmalarla meşgul olmak Müslüman’ın kendi sorumluluğudur.
GÖNÜL BAYRAK 16070039 hazırlıklı ilahiyat A şubesi s.tefsir metinleri (İLH 441)
Müslüman günlük hayatının sonunda kendini hesaba çekerek yaşamalıdır. O gün kâr da mı, zarar da mı bakmalı; ona göre yanlışları düzeltmeli ve eksiklikleri gidermelidir. Gelecek günlerinde neler yapmalıdır onun planını yapmalıdır. Müslüman, hayatını kötülere göre değil iyilere göre ayarlar. Dünya işlerinde kendinden aşağıdakilere bakar, haline şükreder, sabreder. Ahiret işlerinde de kendinden daha iyi olanlara bakar, onlar gibi olmaya çalışır. Kendisinden yaşlı birini görünce, onun ameli benden çok diye düşünür. Kendinden küçük birini görünce de benim günahlarım ondan çok diye düşünür. Müslüman, günahkar birini görünce: “Rabbim beni bunun gibi günah işlemekten koru” diye dua eder. Hayır işleyen, güzel amellerde bulunan birini görünce de “Rabbim bana da hayır işlemek nasip et” diye dua eder. Bu iyi bir Müslüman olmanın yoludur. Müslüman rabbinden gelene rıza gösterir itirazı olmaz. Nefsinin arzularına, şeytanın vesvesesine itibar etmez. İlahi uyarılara göre hareket eder. Her türlü fitneye karşı uyanık olur.
KÜBRA KINACI 18070159 2. SINIF
Nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını vermek
için öncelikle bu sorunun insan için neden gereklilik arz ettiğini
algılayabilmek ve bunun üzerine kafa yormak gereklidir. İnsan başıboş
gönderilmemiş, bir amaç için yaratılmış bir varlık olma özelliklerini taşır.
İnsan Hz Adem’den as bu yana bu soruyla karşı karşıya gelmiştir. Çünkü fıtratı
bu soruyu sormaya onu iter. Akıl ve irade yetisi insanı sadece fiziksel edinim
ve ihtiyaçlar için yaşayan bir varlık olmaktan sıyırıp onu komplike ve girift
bir yapıya sahip en üstün varlık olmasını sağlamıştır. Nasıl yaşanmalı sorusuna
Allah insan için diniyle bir cevap vermiştir. O günden bu yana tüm insanlık
için ortak ve zamanın, mekanın ruhuna göre revize edilen mamafih ana hatları
aynı olan bir sistem sunulmuştur.
Bir Müslüman için bu sorunun yanıtı tek kılavuz olan Kur’an’dır. Buna
ilaveten gönderilmiş tüm peygamberler ve salih/saliha insanlar bizler için
örneklik teşkil ederler. Yaşamak denen şey bir gün sonu olan ve bu sonun
doğurduğu sonuçlara katlanmak zorunda olduğumuz bir dönence kendi içinde. Tüm
bu kompakt ve girift yapının içinde insanın kendini ikame edebilmesi için salim
bir zihin, kalp, ruh ve bedene sahip olması ve bunları sağlayabilmesi için de;
İlahi bir inanç sistemi olan İslam’a tabi olmayı kendine en büyük hedef olarak
belirlemesi ve bu Dünya’nın bir sonunun olduğunu kavraması bunun bilincinde
hareket edebilmesi gerekmektedir. Tıpkı bütün peygamberlerin yaptıkları gibi.
İnsan
bir mum gibi hem kendini hem de dibini aydınlatabilmeli, iyilik yapmaya,
iyiliğe ve iyiden olana doğru yönelmelidir. İyi bir insan olmak gayesiyle
yaşamak ve bunu bir şiar haline getirmek insanın varoluşu için kendini salim
kılabilmesi için gerekli olan genel bir haldir denebilir. Bir davetçi olarak
iyilikle alakalı çalışmalarla meşgul olmak Müslüman’ın kendi sorumluluğudur.
KÜBRA KINACI 18070159 2. SINIF
Nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını vermek
için öncelikle bu sorunun insan için neden gereklilik arz ettiğini
algılayabilmek ve bunun üzerine kafa yormak gereklidir. İnsan başıboş
gönderilmemiş, bir amaç için yaratılmış bir varlık olma özelliklerini taşır.
İnsan Hz Adem’den as bu yana bu soruyla karşı karşıya gelmiştir. Çünkü fıtratı
bu soruyu sormaya onu iter. Akıl ve irade yetisi insanı sadece fiziksel edinim
ve ihtiyaçlar için yaşayan bir varlık olmaktan sıyırıp onu komplike ve girift
bir yapıya sahip en üstün varlık olmasını sağlamıştır. Nasıl yaşanmalı sorusuna
Allah insan için diniyle bir cevap vermiştir. O günden bu yana tüm insanlık
için ortak ve zamanın, mekanın ruhuna göre revize edilen mamafih ana hatları
aynı olan bir sistem sunulmuştur.
Bir Müslüman için bu sorunun yanıtı tek kılavuz olan Kur’an’dır. Buna ilaveten gönderilmiş tüm peygamberler ve salih/saliha insanlar bizler için örneklik teşkil ederler. Yaşamak denen şey bir gün sonu olan ve bu sonun doğurduğu sonuçlara katlanmak zorunda olduğumuz bir dönence kendi içinde. Tüm bu kompakt ve girift yapının içinde insanın kendini ikame edebilmesi için salim bir zihin, kalp, ruh ve bedene sahip olması ve bunları sağlayabilmesi için de; İlahi bir inanç sistemi olan İslam’a tabi olmayı kendine en büyük hedef olarak belirlemesi ve bu Dünya’nın bir sonunun olduğunu kavraması bunun bilincinde hareket edebilmesi gerekmektedir. Tıpkı bütün peygamberlerin yaptıkları gibi.
İnsan
bir mum gibi hem kendini hem de dibini aydınlatabilmeli, iyilik yapmaya,
iyiliğe ve iyiden olana doğru yönelmelidir. İyi bir insan olmak gayesiyle
yaşamak ve bunu bir şiar haline getirmek insanın varoluşu için kendini salim
kılabilmesi için gerekli olan genel bir haldir denebilir. Bir davetçi olarak
iyilikle alakalı çalışmalarla meşgul olmak Müslüman’ın kendi sorumluluğudur.
KÜBRA KINACI 18070159 2. SINIF
Nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını vermek için öncelikle bu sorunun insan için neden gereklilik arz ettiğini algılayabilmek ve bunun üzerine kafa yormak gereklidir. İnsan başıboş gönderilmemiş, bir amaç için yaratılmış bir varlık olma özelliklerini taşır. İnsan Hz Adem’den as bu yana bu soruyla karşı karşıya gelmiştir. Çünkü fıtratı bu soruyu sormaya onu iter. Akıl ve irade yetisi insanı sadece fiziksel edinim ve ihtiyaçlar için yaşayan bir varlık olmaktan sıyırıp onu komplike ve girift bir yapıya sahip en üstün varlık olmasını sağlamıştır. Nasıl yaşanmalı sorusuna Allah insan için diniyle bir cevap vermiştir. O günden bu yana tüm insanlık için ortak ve zamanın, mekanın ruhuna göre revize edilen mamafih ana hatları aynı olan bir sistem sunulmuştur.
Bir Müslüman için bu sorunun yanıtı tek kılavuz olan Kur’an’dır. Buna
ilaveten gönderilmiş tüm peygamberler ve salih/saliha insanlar bizler için
örneklik teşkil ederler. Yaşamak denen şey bir gün sonu olan ve bu sonun
doğurduğu sonuçlara katlanmak zorunda olduğumuz bir dönence kendi içinde. Tüm
bu kompakt ve girift yapının içinde insanın kendini ikame edebilmesi için salim
bir zihin, kalp, ruh ve bedene sahip olması ve bunları sağlayabilmesi için de;
İlahi bir inanç sistemi olan İslam’a tabi olmayı kendine en büyük hedef olarak
belirlemesi ve bu Dünya’nın bir sonunun olduğunu kavraması bunun bilincinde
hareket edebilmesi gerekmektedir. Tıpkı bütün peygamberlerin yaptıkları gibi.
İnsan
bir mum gibi hem kendini hem de dibini aydınlatabilmeli, iyilik yapmaya,
iyiliğe ve iyiden olana doğru yönelmelidir. İyi bir insan olmak gayesiyle
yaşamak ve bunu bir şiar haline getirmek insanın varoluşu için kendini salim
kılabilmesi için gerekli olan genel bir haldir denebilir. Bir davetçi olarak
iyilikle alakalı çalışmalarla meşgul olmak Müslüman’ın kendi sorumluluğudur.
KÜBRA KINACI 18070159 2. SINIF
Nasıl yaşanmalı sorusunun cevabını vermek
için öncelikle bu sorunun insan için neden gereklilik arz ettiğini
algılayabilmek ve bunun üzerine kafa yormak gereklidir. İnsan başıboş
gönderilmemiş, bir amaç için yaratılmış bir varlık olma özelliklerini taşır.
İnsan Hz Adem’den as bu yana bu soruyla karşı karşıya gelmiştir. Çünkü fıtratı
bu soruyu sormaya onu iter. Akıl ve irade yetisi insanı sadece fiziksel edinim
ve ihtiyaçlar için yaşayan bir varlık olmaktan sıyırıp onu komplike ve girift
bir yapıya sahip en üstün varlık olmasını sağlamıştır. Nasıl yaşanmalı sorusuna
Allah insan için diniyle bir cevap vermiştir. O günden bu yana tüm insanlık
için ortak ve zamanın, mekanın ruhuna göre revize edilen mamafih ana hatları
aynı olan bir sistem sunulmuştur.
Bir Müslüman için bu sorunun yanıtı tek kılavuz olan Kur’an’dır. Buna
ilaveten gönderilmiş tüm peygamberler ve salih/saliha insanlar bizler için
örneklik teşkil ederler. Yaşamak denen şey bir gün sonu olan ve bu sonun
doğurduğu sonuçlara katlanmak zorunda olduğumuz bir dönence kendi içinde. Tüm
bu kompakt ve girift yapının içinde insanın kendini ikame edebilmesi için salim
bir zihin, kalp, ruh ve bedene sahip olması ve bunları sağlayabilmesi için de;
İlahi bir inanç sistemi olan İslam’a tabi olmayı kendine en büyük hedef olarak
belirlemesi ve bu Dünya’nın bir sonunun olduğunu kavraması bunun bilincinde
hareket edebilmesi gerekmektedir. Tıpkı bütün peygamberlerin yaptıkları gibi.
İnsan
bir mum gibi hem kendini hem de dibini aydınlatabilmeli, iyilik yapmaya,
iyiliğe ve iyiden olana doğru yönelmelidir. İyi bir insan olmak gayesiyle
yaşamak ve bunu bir şiar haline getirmek insanın varoluşu için kendini salim
kılabilmesi için gerekli olan genel bir haldir denebilir. Bir davetçi olarak
iyilikle alakalı çalışmalarla meşgul olmak Müslüman’ın kendi sorumluluğudur.
9.“Nasıl yaşamalı”
sorusunu cevabını nasıl vermeli?
Zamanın kıymetini bilmeli ve her anı bu ölçüde değerlendirmeliyiz.
İnsanın degerını anlayamadığı
en önemli şeylerden birisi de zamandır. Zamanın kıymetını bilen insan ,zamnını boşa harcamaz ve ve faydalı işler yapar,insanlara faydalı
olur,başkalarının hayatlarına umut olur.birşeyler üretir ve eser meydana
getirir.insanlıga faydalı olur.İnsanlarla
etkileşim kurar ve insanları sever onlara saygılı olur,karşılıklı
etkileşim kurar.Musibetlere sıkıntılar karşısında sabır gösterir.metanetli
olur.
Soru 9: “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl
vermeli?
Cevap 9:
Mümin öyle yaşamalı ki, kalbiyle ahirette, vücuduyla dünyada olmalı. Değerli eylemler ortaya koyarak yaşamalı. Hayatını anlamlandırarak Allah’a layık kul olarak Kur’an ahlakıyla ahlaklanarak yaşamalı. Hayata geliş amacını unutmayarak, topluma faydalı bir birey olarak yaşamalı. Hayatımıza geçirip o doğrultuda yolumuzu aydınlatmalıyız. Allah’ın yüce lafzı Kur’an-ı Kerim’in hakikatlerini okuyarak, düşünerek, anlayarak yaşamalı. Erdemli bir insan olarak
yaşamalı. En sade ve en doğal insani davranışları önce içselleştirmemiz sonra
da samimi bir şekilde uygulayarak yaşamalı. Dolayısıyla Müslüman olmanın ilk
şartı insan olmaktır. İnsan, yaradılışına ve onuruna uygun bir hayat yaşamalı.
Hakk’ın Muhteşem kurallarıyla hakikatı arayarak yaşamalı. Kur’an-ı Kerim yaşantımızı
aydınlatmak için nazil olmuştur. O’nu okuyup ibret alalım ve hayatımızı
anlamlandıralım diye. Bu doğrultuda Allah’a layık kul, Vatana mllete hayırlı
bir birey olarak yaşamalıyız.
Fatih Karakuş 16070129
9.
“Nasıl
yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
İnsan, yaşamanın
ne olduğunu bilerek yaşamalıdır. Yani yaşamak insanın benliğini fark etmesi,
iradeli bir varlık olduğunu bilmesi ve sorumluluk sahibi olduğunun idrakiyle
olmalıdır. Böylece insan kendisini tercih ve seçimde bulunamayan katı – masif
cisimlerden ayrı bir varlık olduğunu anlayacak ve bu çerçevede diğer insanlara
yardım ve iyilik içerisinde olabilecektir.
Tabi ki
yaşamanın birçok farklı noktaları üzerinde durulabilir. Ancak biz burada önemli
gördüğümüz noktalar üzerinden konuyu açıklamaya çalışacağız.
İnsan her
şeyden önce varlığının anlam arayışını bulmaya çalışmalıdır. Bunu ise ancak
kutsal kitabımız olan Kur’an’ın insanın hayatını anlamlandıran ve insanın anlam
arayışına cevap verebilecek bir kitap olduğunu bilmesi gerekir. Bende Kur’an’ın
insanın anlam arayışına cevap verebilmesi için yapmış olduğum okumalar
neticesinde şu prensibi öğrendim: ‘’oku, düşün, anla, yaşa’’. Bu anlayış
çerçevesinde Kur’an’ın da isteği üzerine okuyarak yaşamamız gerektiğinin
bilincindeyim. Okuyarak yaşamak yetmez, okuduğumuzu düşünmekte gerekir. Bu konu
da İmam Maturidi’nin şu sözü düşünmenin ne kadar önemli olduğunu bizlere ifade
etmektedir: ‘’düşünmemeyi telkin eden her türlü his şeytan işidir’’. Şeytan işine bulaşmamak için düşünmek,
tefekkür ve tedebbür içinde olmalıyız.
Daha sonra ise düşündüklerimizi anlayarak pratikleştirmek ya da amelde bulunmak
gerekir.
Nasıl
yaşamalının bir başka pratik boyutu ise büyüklere saygı göstermeli ve anne –
babayı üzecek söz ve eylemde bulunulmamalıdır. Çünkü onlar bizim için her türlü
zorluğa göğüs gerdiler.
Nasıl yaşamalı sorusunun diğer pratik boyutu ise gezerek yaşamalıdır. Öncelikle bizler için önemli ve görülmesi şehirleri, tarihi mekanları gezmek gerekir. Mesela ben İstanbul’u gezdim. Oradaki tarihi eserler, sokaklar ve caddeler aynı zamanda zaman tüneli gibidir. Buraları gezerek medeniyetin ne olduğunu ya da anlam arayışının maddi formlarını görebiliyoruz.
Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER
ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Yaşam nasıl olmalı elbette Allah’ın rızasına uygun olarak
olmalı. Kişi ilk önce kendini sevmeli, kendine değer vermelidir ki başkasını da
sevip saymalı değer vermelidir. Hayatımıza kalite katmalıyız. İbadetlerimizi
eksiltmemeliyiz. Her zaman doğru ne ise onu savunmalı ve onun yanında
durmalıyız. Arkadaşlarımızla muhabbetlerimiz iyi olmalı. Hayır hasenat işinde
önder ve örnek olmalıyız. Peygamberimiz gibi bir yaşantımız olmalı. Tatlı dilli
güler yüzlü bir insan olmalıyız. Karşımızdaki insanın ne söylediğine ne
anlattığına birde onun gözüyle bakıp öyle karar vermemeliyiz. Yoksula ve fakire
el uzatmalıyız. Çeşitli etkinliklere katılıp kendimizi geliştirmeliyiz. Şu kısacık ömrü rastgele mi yaşıyoruz
yoksa bilinçli bir şekilde, kaliteli mi? Her insan güzel bir yaşamı hak ediyor
ve bunun da büyük oranda kendi elinde olduğunu bilmesi gerekiyor. Hayat
elde edilenler ile elde edilmek istenenler arasında yaşanıyor. İnsanın daha fazlasını
istememesi mümkün değil. İnsana arzularından, ihtiraslarından, beklentilerinden
kopmasını teklif etmek onu insanlığından vazgeçmeye davet etmektir. Kimsenin
kimseye derviş olmayı teklif etme hakkı yoktur.
Ancak, hayatı sadece arzulara, ihtiraslara, beklentilere indirgemek de çok
tehlikeli. Zira, işte o zaman insan kendini koy verip, “an”ı yaşamaktan bizzat
kendi kendisini men ediyor. Ben hayatı bir at yarışına benzetiyorum. Ancak,
insanın bu yarışta ikili rol alması gerekiyor. Hem diğer atın nefesini ensende
hissedip, yarışı kazanma hırsı ile dolu bir at olacaksın, hem de o atın neden böyle
koştuğunu sorgulayan, hatta “bu enayiyi de iyi kazıklamışlar” diyen at yarışı
seyircisi!
Hem koşacaksın, hem kendi koşunu seyredeceksin. Hayatta hem hırs ve arzu dolu
yarış atı, hem de onu takip eden, onunla dalgasını geçen, yarışı seyrederken
keyiflenen ama yarışı içlemeyen seyirci olabilmenin hayatın lezzetine
varabilmenin en doğru yöntemi olduğunu düşünüyorum. Hayat, hem ufacık, küçücük
lezzetlerden oluşuyor, hem de hayatı hedeflere ulaşmak için verilen mücadele
lezzetlendiriyor. Hem yarış atı olmak, hem de onunla dalgasını geçen seyirci! Hedefi olmayan, hedefi için gayret sarf
etmeyen, emek vermeyen insan hayatı ıskalar ama bir yavru kedi ile hiç
oynaşmadan, bir bebeğin gözünün içine bakmadan, açan çiçeklere sevinmeden,
solan yaprağa hüzünlenmeden, yağmurda sırılsıklam ıslanmadan, karda
yuvarlanmadan, düşene katıla katıla gülmeden, kendini serin sulara atmadan
yaşanan hayat da ıskalanmış hayattır.
Sacide Ksapoğlu
9.“Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Nasıl yaşamalı :
Kuran-ı Kerim insandan özünü bulmasını duygu düşünce ve davranışlarıyla hayatı kucaklamasını yani var olma bilincinin farkına varmasını istemektedir. Bunları göz ardı ederek yaşadığı takdirde dünyevi bir şuurla hareket etmiş sayılır. Hâlbuki insandan beklenen varlığın bütünlüğü içerisinde bilgiyi nasıl ve niçin kullanacağını idrak etmesine imkân veren vahye yönelmesidir. Bütün bunların gerçekleşmesi için Kuranın insanın hayatını anlamlandırabilmesi için ona önerisi oku düşün anla ve ihlâsla yaşa ilkesidir. Hz peygamber aleyhisselam Kuranı kerim’i temel alan eğitim öğretim siyaseti bu ilkelerin hayata tatbikine uyarlanmasına yönelikti. Hz peygamberimiz hayatla iç içe ve canlıydı. Bu bakımdan sünnet bize nasıl yaşamalı sorusuna en net cevaptır. Hz Peygamber aleyhisselamın ahlakı Kur’andı bu bakımdan Kuran ile bütünleşmek ve onun değerlerini hayatımıza tatbik açısından sünnet bize cevap niteliğindedir. Yaşanırken birbiriyle çekişmeyen yüksek ahlaki değerleri onun hayatından sünnetinden alırız. Sünnet bizim nasıl konuşacağımızı, nasıl ibadet edeceğimizi, işlerimizle besmele ile başlamamızı ibadetlerimizin yapılışını kısacası hayatın tüm alanlarına dair bilgiler verir. Bunları yaşantımıza aktarmamız açısından bize rol modeldir.
Ben yaşarken Kuranın öngördüğü ilkelere Hz peygamberimin sünnetine riayet ederek yaşamaya gayret ediyorum. Bunlardan ortaya çıkan değerler bütünü de hayatımın yaşamamın şekillenmesinde en büyük role sahiptir. Kuran ve sünnetin sunduğu ahlaki değerler hayatımı devam ettirmem de en önemli etkendir. Örneğin Kuran adaleti, akrabaya iyi davranmayı, iyi işler yapılmasını tavsiye eder. Bunu pratik yaşantıma aktarmak için elimden geleni yapıyorum.
Yaşayışımda Kuran insanı gerçekleştirmeye çalışıyorum. Yaşama mücadelesinde insanın önünde ana etken ahlaktır. Hz peygamber’in yüce ahlak üzere olduğundan ve onda en güzel örnekliğin bulunduğundan söz eder. Ondaki bu güzel ahlakı yaşantımda bireysel olarak gerçekleştirmem gerekir.
Zarife Şule DURAN 16070085 B şubesi
9. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN
KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik
ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Nasıl yaşamalı? Sorusu yaşamakla
hayatta kalmak arasında farkı hatıra getirir. Eşref-i Mahlukât olarak yaratılan
insan Esfeli Sâfilin mertebesinde yaşamamalıdır. Kuran ifadesiyle yaşam
gayesini sorgulamayan ve hakikatten yüz çeviren insan diri değildir,
dolayısıyla yaşayan varlık değildir. Ölü mesabesindedir. Kuran tabiriyle Yaratanın ruhundan üflediği
varlık olan insanın kendisinin hizmetine verilen diğer canlı mahlukatlardan
yaşayış biçimi olarak farkı olması gerekmektedir. Hayvanların ya da bitkilerin
maddi ihtiyaçları karşılandığında mutlu olmaları için yeterli sebepleri bulunmaktadır.
Fakat insan bu canlılardan farklı olarak bir ruh taşımaktadır. Yani sadece
bedenden ibaret değildir; ruh ve nefs taşır. Bu sebeple ruhunu doyurmayan ve
manevi ihtiyaçlarını ihmal eden/görmezden gelen insanlar maddi olarak zengin
sayılsalar bile manevi açıdan fakirlik çekmektedirler. Bu sebeple insan
kendisine vahiy ve nebiler vasıtasıyla bildirilen mesaja kulak vermelidir.
Tükenmeye ve solmaya mahkûm olan dünya hayatından razı olmayarak, sonsuz ve değerli olan ahiret hayatına yatırım yaparak yaşamalıdır. Ancak bu şekilde ulvî bir gayeye sarılarak hayatı yaşamaya değer bulabilir insan. Pratik boyutta insanın sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmesi için ilk emir olan ‘OKU’ emri gereğince öncelikle kendisini, insanları, kâinatı okumakla birlikte her an öğrenmeye, ve kendini geliştirmeye iştahlı olması gerekir. Kuran ifadesiyle insan bir işi bitirdikten sonra bir başka işle yorulma ilkesini günlük hayatına ve ömrüne yansıtmalıdır. Bilinçli bir şekilde geçirilen ömür yaşamaya değerdir. Yeme-içme- barınma gibi maddî ihtiyaçlarının yansıra sevgi, saygı ve insanî değerleri de ihmal etmemelidir.
ESRA YAŞAR
16070227-SEÇ.TEF
.“Nasıl
yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
İnanarak gerçekleşen
anlamlı bir hayatta yaşamalı, kendini ve evreni keşfeden rehberi Kur’an olan
bir yaşam ile yaşamalı ve hayata anlam vermek için tıpkı Peygamberimiz (sav)
gibi Kur’an’ın insanı olarak yaşamalıyız.
Kendi içimize
baktığımızda fıtraten de anlamlı bir hayat yaşamaya ihtiyaç duyduğumuzu
hissederiz. Kur’an ile bir hayat inşa edersek kalıcı ve özverili bir yaşamında
kapısını aralamış oluruz.
Kur’an bize geçmişte
yaşamış insanların hayatlarından örnekler verir. Bu örneklerden kendimize ders
çıkarıp halimizi düzeltmek için yaşamalıyız. Geçici değerler yerine kalıcı
değerleri hayata geçirmeye çalışmalıyız. Allah rızası için yaptığımız en ufak
bir şey bize çok daha fazla mutluluk kazandırabilir. Allah insanı özgür
yaratmıştır. Herkes istediği şekilde yaşayabilir ancak her insanın fıtratında
da bir anlam arayışı vardır. Bu arayışı tatmin etmenin en iyi yolu Kuranın yol
göstericiliğine kucak açmaktır. Her insan hayatında bir denge ve düzen ister.
Pratik ve teori ilişkisini
ise şu şekilde kurabiliriz:
İnsan kendini keşfedip
dünyayı anlamlandırmak ve anlamlı bir hayat yaşamak için ahiret ve dünya
dengesini kurmamız gerekir. Bizler Yüce Allah’a yönelip yürekten, inanmış
olduğumuz dinimizi, dünya hayatının geçici olduğunu kabul ederek kalıcı ve
yüksek ahlaki değerlerle bezenmiş bir hayat haline getirmeliyiz Nasıl yaşamalı
sorusunun cevabı peygamberimiz(sav) gibi yaşamak, Efendimizin Kur’an hayat
bütünlüğünü elden geldiğince ve gücümüz yettiğince hayatımıza geçirmeye
çalışmaktır. Biz doğru olduğumuzda yalan söylemediğimizde, güzel ahlaklı bir
hayat sürdüğümüz de yaşamda anlamını bulmuş olur. Sosyal hayatımızda,
insanlarla olan ilişkilerimizde saygı ve sevgiyi ön planda tutmalıyız.
Özellikle dinimizin ‘orta yol ’tavsiyesini dikkate alarak her işimiz de ölçülü
olmalıyız.
Bir de Peygamber
Efendimizin Muallim olarak tavsiye ettiği yaşam boyu öğrenme parolasını
hayatımıza geçirmeliyiz. Çok okumalı, faydalı şeyler okumalı ilmimizle de amel
etmeliyiz. Bu sayede amel boyutunda yaşayarak Kur’an’ın İnsanı olmayı
başarabiliriz.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLH 205
TEFSİR DERSİ ÖDEVİ
AD-SOYAD: Betül İLTAŞ
NUMARA:
18070131
ŞUBE:
B İnsan anlam arayışındadır ve bu arayışında insana yol gösterecek olan
Kur’an’dır. Kur’an insanın temel
duygularını hislerini nasıl tatmin ettireceğini nasıl doyuracağını, topluma
nasıl uyum sağlayacağını, bu dünyada nasıl yaşaması gerektiğine dair yol
gösterir. İnsan yaşantısını Kur’an
çizgisi dâhilinde yaşamalıdır. Kur’an-ı hayata geçiren ve Kur’an ahlakıyla
ahlaklanan bir Peygamber de bizlere göndermiştir Allah’ı Teâlâ. Hz.
Peygamber’in yaşayışı Kur’an-i değerlere bağlı bir yaşayıştır. Kur’an’da Hz.
Peygamber’in yaşayışını “kişilik ve karakterde güzel insan modeli” olarak sunmuştur. İnsanın
diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden biri akıl sahibi bir varlık
olmasıdır. Akıl sahibi bir varlık olduğu için insanın yerine getirmesi gereken
sorumlulukları vardır. Bunun içinde hayat bir sınav yeridir. İnsan anlam
arayışında bir varlık olduğunu biliyoruz insan anlam arayışını ararken hür bir
varlık olarak da kendi sorumluluklarının farkına varır. Kur’an’da insanın
hayatı anlamlandırabilmesi için dört öneri öngörür. Birincisi oku, ikincisi
düşün, üçüncüsü anla ve dördüncüsü ihlâsla yaşadır. Hz. Peygamber’in Kur’an-ı Kerim’i temel alan
eğitim ve öğretim siyaseti hayata yönelikti. Kur’an’ın hayatı
anlamlandırmasında insana bırakılan boyutu temsil eder. Bu sebeple “sünnet”, Kur’an’ın nasıl yaşanacağının hayatı nasıl
anlamlandıracağını bilgisini verir. Sahabe bu örnek yaşantıdan Kur’an’ı hayata
tatbik etme hayatı anlamlandırma usulüne göre öğrenmiştir. Onlar Kur’an’ı
yaşarlarsa sünnette ne bulunacaklarını görmüşlerdir. Kur’an’da geçen hayat
tecrübelerini örnek alarak hayatı Kur’an- Sünnet bütünlüğü içerisinde hayatı
anlamlı değerli kılınmasının bilgisini verir. İnsan hayatını bu değerlere göre
yaşadığında Allah’ın rızasına ulaşır.
Sahabe
Allah Teâlâ’dan gelen emir ve yasaklara uyuyorlardı ve inen ayetlerin ışığında
hayatlarını yaşıyorlardı. Namazın farz olduğuna dair ayeti kerime nüzul
ettiğinde Hz. Peygamber’den nasıl namazın kılınacağını öğreniyorlar ve
hayatlarının bir parçası haline getiriyorlardı. Bizler de Müslüman olarak
hayatımızı Allah’ın bizleri men ettiği şeylerden uzak durarak helal olanlarla
hayatımız yaşamalıyız. Hayatımızı Kur’an çizgisinde yaşamalıyız.
İLH IV. SINIF SEÇME TEFSİR METİNLERİ
AD-SOYAD: Duygu YÜTMEZ
ÖĞR. NU: 16070246
1. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Kendini bilen ve kendini tanıyan bir
birey bu dünyada nasıl yaşayacağını da bilen insandır. İnsan öncelikle hayatta
neden var olduğunu bilmeli hayatını anlamlandırma çabası asıl gayesi olmalıdır.
Bunu yaparken de Kuran’ın insanı nasıl
tanımladığına bakmalıdır.
İnsan hayatta yaşamasını hem iç hem de
dış dünyada yaptığı başarılarıyla birlikte gerçekleştirir. İnsan dediğimiz gibi
öncelikle hayatın anlamını keşfetmelidir. Amaçsız hiçbir varlık yaşama
tutunamaz. Mutlaka bir anlamı olmalı. İnsan hayatında denge ve düzen ister.
Kur’an’ı Kerim de bu denge ve düzen Ahiret ve dünya hayatı arasında
oluşturulacak bir denge ile gerçekleşecektir. O halde insan Hayatını Kuran’a
göre sürdürme amacında olmalı ve İyilik, hayır, hasenatta din kardeşleriyle bir
olmayı hedef edinmelidir.
Öncelikle bizlere gönderilmiş olunan ve
rehber olan Kuran’ı okumak! için okumak
yerine verilen manaları benliğimizde tefekkür ederek verilen değerleri
hayatımıza geçirmeye ve kalıcı hale getirmeye çalışmalıyız. Baktığımızın ardında
gizlenen o mucizeyi ve anlamı görmemiz gerekmektedir. Bu dünya ahrete ulaşmak
için durduğumuz bir duraktır . Beklemekte olduğumuz durağa gül goncaları
ekersek etrafa çiçek kokuları yayılacak ve etrafta olan insanlar da orada
beklemek isteyecektir. Beklediğimiz durağı çöplerle doldurursak etrafımızdaki
insanların rahatsız olması yetmez gibi bir süre sonra biz bile orada
kalamayız.O halde insan yaşadığı hayatı anlamlandırmalıdır. Ahlakını
güzelliklerle bezemelidir. Nitekim kendisine ahlaki bir yol belirleyemeyen insanın kişiliği ile problemleri ortaya çıkmaktadır.
9.
“Nasıl
yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU
OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
Yokluktan
varlığa çıkışımızın hakkını vererek yaşamalıyız. Dünyanın kargaşasına karşı
direnmeli ve sakinliği, huzuru bu anda aramalıyız. Hayatımızı anlamlandırarak
yaşamalıyız ki bizim için önümüze sunulan ve iyi niyetli olmayan amaçlara
ayağımız takılmasın. Değerler çerçevesinde yaşmaya çalışmalıyız. Bu her zaman
mümkün olmayabilir bazen de değer yargılarımıza uygun düşmeyen işler ile meşgul
halde bulabiliriz kendimizi. Buna rağmen öyle “gerçek ve doğru” bir amacımız
olmalı ki kendisini hatırladığımızda yeniden başlama enerjisi ile dolup
taşmalıyız. Bir hocam “Müslüman olmak coşkumuz eksik.”derdi. Öyle yaşamalıyız
ki coşkuyu iliklerimize kadar hissetmeliyiz. Bu uğurda kendi kendimize dahi
engel olmamalıyız. İşte bu amaç ancak Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bu
sözlerin yaşantıma olan etkisini düşündüğümde şunları söyleyebilirim, bazen çok
zor zamanlar geçirdiğimi hissediyorum ama beni duyan, işiten, kapkaranlık
gecede simsiyah taşın üstünde olan karıncayı gören Rabbim olduğunu
hissettiğimde yüklerim hafifliyor. Hayata karşı “neden” sorusunu sormaya
kalktığımda, cennet var sabret diyorum. İnsanlara merhem olmalısın deyip gücüm
yettiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Saliha bu hayatta amacın iyi kul olmak,
diye kendime telkinlerde bulunduğumda kimseden beklentiye girmeden ben ücretimi
Allah’tan cennet olarak alacağım, diyorum. Kulluk yolundasın boş vaktin
olmamalı, hadi güzel bir kek yap aileni mutlu et diyorum. Bakın hayatınıza bir
amaç koyduğunuza bir keke bile mana yüklüyorsunuz. O sizin için sıradan kek
olmuyor. Çiçek sulamak bazen zahmetli geliyor ama Allah’ın emaneti diyip
suluyorum. Bir çiçek size anlamlı geliyor. Böcek size anlamlı geliyor. Güneç
size daha güzel gözüküyor. Ayağınıza değen yaprak sizi özel hissettiriyor.
Çünkü Allah sizi seçmiş. Sizi yokluktan varlığa çıkartmış. Sizi görmek, beni
görmek istemiş bundan daha ne güzel ne olabilir ki. Mutlak Yaratıcının
varlığını hissederek yaşamalıyız.
MUHAMMET CAN YILMAZ-17070239-İLH-205-2 SINIF- B ŞUBESİ
-İnsan
değerleriyle ve inandıklarıyla yaşar. Yaşamanın bu değerleri hayatına tatbik
etmesiyle inandıklarının yolundan gitmesiyle oluştuğunu söylemiştim. Ancak
hayat tek düzden ibaret değildir. Tabi ki insan yaşamında iniş ve çıkışlar
yaşamaktadır. Bu da yaşantısının kolaylığı için nasıl yaşamalı sorusunu
akıllara getirmektedir. İnsan değerlerine ve inandıklarına bağlı olmalıdır. Ne
kadar bağlı olursa o kadar az sıkıntı ve problem yaşar. Ancak insan okuyan,
düşünen, anlayan ve anlamlandıran en sonunda da yaşayan bir varlıktı. Bazı
değerler dünyaya geldiğimizde bize yaratılıştan verilmektedir. Acıma, yardımcı
olmak gibi. Bazı değerler ise sonradan hem aile hem çevre hem de insanın kendi
arayıp bulmalarıyla oluşur. Nasıl yaşamalı sorusuna verebileceğim en iyi cevap;
İnsanın sonradan öğrendikleriyle yaratılıştan bizde fıtrat olarak verilmiş
değerleri kaybetmemesidir. Fıtri olarak içimizde barındırdığımız değerler
sonradan öğrendiğimiz değerlerden benim nezdimde daha değerli ve insanın
yaşamında daha etkilidir. Zira insan fıtratından kopar ve ayrılırsa bu insanın
yaşamını zor duruma sokar. Benim Nasıl yaşamalı? Sorusuna verebileceğim cevap
budur.
ZEYNEP NUR YILMAZ
16070239
4. SINIF
İLH 441
17.01.2021
1. “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
SORUMLU OLDUĞUN KİTAP-MAKALE-VEB
SAYFASINDAKİ MATERYALLER ÇERÇEVESİNDE
Tanımlayın: Teori.
Pratik: Teori-pratik ilişkisini hayattan örnekler vererek nasıl kuruyorsun?
“Nasıl
yaşamalı” sorusuna cevap verecek olursak iyilik üzere yaşamaktır diyebiliriz.
Bir de Yüce Rabbimizin bize belirlediği sınırlar çerçevesinde ve sevgili Peygamberimizin
sünneti çerçevesinde yaşamalıyız. Zaten bunun içinde de iyilik vardır. İyilik
biraz daha özel kapsama girer. Öncelikle okumalıyız. Daha sonra okuduklarımızı
içimize sindirip bu okuduklarım bana ne anlatıyor, hayatımın neresine
yerleştirmeliyim gibi düşünceleri düşünmeliyiz. Düşünme evresini geçtikten
sonra da düşündüklerimizle okuduklarımızı anlamalıyız. Son olarak da bunları
hayatımıza geçirip uygulamalıyız.
9.Soru: “Nasıl yaşamalı” sorusunu cevabını nasıl vermeli?
Bir
yunus üçlemesi:
Öğren,
yaşa, Tekrar düşün!
Başarıyı
öğrenme sürecini, yunusların deniz üzerinde yükselip alçalarak ilerlemesine
benzetirim.
1. Yunusun dalgaların üzerinde yükselmesini
yeni bir bilgi öğrenmeye,
2.
Sonra suyun içine dalmasını o bilgiyi işe/ gündelik hayata/pratiğe uygulamaya
benzetirim.
3.
Yunus bir yandan dalgaların üzerinde yükselip alçalırken, bir yandan da ileriye
doğru sıçramaya devam eder.
Muhteşem
üçlü: Teori, pratik ve ileriye atılma! Başarıyı öğrenen insan da hayaline böyle
ulaşır. Teoriyi öğren, pratiğe uygula ve ileriye atıl! Geldiğin yeni seviyede
yeni bilgiler öğren, hemen işine uygula ve sürekli ileri doğru sıçramaya devam
et. Benim için öğrenilmiş başarının entelektüel çerçevesi budur.