Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)


Davud Üstün 20912754

Buharinin kaynakları 

 

Fuat Sezgin Hoca , Ebu Ubeyde Ma‘mer b. el-Müsenna’nın (h.209) Mecâzul-Kur’an’ı üzerine çalışırken İmam Buhari’nin (h.256) el-Camiu’s-Sahih el- Muhtasar min Umuri Rasulullah eserinde bu kitaptan çokça alıntı yaptığını fark etmiştir. Ardından Sahih-i Buhari üzerine yaptığı tetkiklerde bu eserin her ne kadar bir hadis kitabı olsa da içerisinde filolojik açıklamaların bulunduğunu tespit etmiştir. Sezgin araştımasının sonucunda Buhari‘nin yazılı kaynaklardanda yararlandığını ve bunları çok iyi bir şekilde kullandığını tespit etmiştir. Ayrıca Buhari‘nin isnadın öneminin ikinici derece önemli olduğunu, ve sadece Mecazu-l Kur’an eserinin dışında Ferra’nın Meanil Kur’an eserindende alıntılar yaptığını ispat etmiştir. Sonuç olarak bakıldığında Buhari eserini sadece bir muhaddis olarak değil Kur’an’daki kelimeleri dil bilimsel açıdan izah etmek için tefsir eserlerinden yararlanmıştır. Sadece Tefsir değil Fıkıh ve Siyer gibi kaynakları kullanarak şah eseri ve gözde eser olan Sahih’ini telif etmiştir. Disiplinlerarası çalışmaya ve bilginin bütünlüğü kavramlarına verilecek en büyük örneklerden biri Buhari‘dir. Genel olarak bilinenin dışında aslında onun nasıl bir ilmi boyutu olduğunu, ayrıca salt rivayet nakilcisi olmadığını anlamış oluyoruz. Eser sonuç olarak Buhari’nin kendinden önce yazılan ve bu yazılı hadis edebiyatına dayandığını delilleriyle ortaya koymaktadır. Bu anlamıyla hocamızın hadis alanına ait Yazılı Rivayet Teorisi önemli bir kırılma noktasıdır ve oryantalist düşünceye karşı bir reddiye mahiyetindedir. Önceki ödevimdende öğrendiğim gibi, ilimler ancak paralel okuma ve disiplinlerarası çalışmalar vasıtasıyla doğru anlaşılabilir. Büyük Alimlerden olan Buhari‘ninde buna ne denli mahir olduğu ve disiplinlerarası çalışma ile eserini telif ettiği anlaşılmaktadır.

 


0 Yorum - Yorum Yaz


bilginin bütünlüğü ve disiplinlerarası çalışmak’ zaviyesinden bakarak bir ilmi mesele nasıl vazolunur?
 

Fuat sezgin hocamız tarafından yazılmış olan Buhari’nin kaynakların eserin önsözünü okuduğumda, hocamız birkaç hususa değinerek dikkatimiz çekmeye çalışır.

Fuat sezgin hoca mecâzu’l kuran kitabını okuyarak ve üzerinde tahkik ederek buhârî’nin “el câmiu’s-Sahîh el muhtasar min umuri rasullah” kitabında mecâzu’l kuran kitabından faydalandığını ve ekseri şekilde alıntı yaptığını fark etmiştir. Bunu fark eden Fuat sezgin hoca, Buhari’nin eseri üzerinde kontroller yaparak tespitlerde bulunmuştur. Fuat sezgin hoca tespit ettiklerin üzerinde durarak şu sonuçlara varmıştır. Sahih Buhari her ne kadar hadis eseri olsa da filolojik açıklamalar taşıdığını söylemiştir. Yani Sahih Buhari sadece hadis kitabı olmadığını ispat etmiştir. Aynı zamanda Fuat sezgin hoca Buhari’nin eserinde kendinden önce yazılmış olan kaynaklardan faydalandığını ve az da olsa tarihi kaynaklardan istifade ettiğini ispat etmiştir. Ayrıca Ferrâ’nın Meânil Kur’an’ından yararlanmış ve bunlardan aktardığı filolojik malzemeyi yoğun olarak “kitab at-tafsir” babında nakletmiştir.

Fuat hocanın ortaya koyduğu tespitlere bakıldığında Şunu anlayabiliriz. Buhari sadece bir muhaddis olarak eserini yazmamıştır. O, farklı disiplinlerden faydalanarak bu eseri ortaya koymuştur. Hem, kuran da ki kelimelerin filolojik açıklamaları için müfessirlerden ve tefsirlerinden hem de tarihi verilerden faydalanmıştır.  Buhari ve çalışmaları Disiplinler arası çalışmaya ve bilginin bütünlüğü kavramlarına örneklik teşkil etmiştir, ayrıca sadece rivayet nakilcisi olmadığını anlatmış oldu. Böylece Fuat sezgin hocamız Buhari’nin Muallim kimliğini ortaya koymuş oldu. 

0 Yorum - Yorum Yaz


 

Çalışma temelinde Abu Ubayda 'nin Macâz al-Qur'ân adlı eserinin Buhâri tarafından iktibas edildiği bir çalışmanın ardından yapılan süreklilik ilmine dayanmaktadır. Peygamber'in söz ve sünnetlerini toplamayı gaye edinen bir hadis kitabının bâblarının arasından, Buhârinin filolojik eserlerle münasebeti yönüyle bulunduğu edebiyatın diğer musannefatına ne dereceye kadar benzediği, musannaf hadislerin tedvininde iki türlü tasnifin oluşmasıyla ortaya çıkan eserlerin  bir hadis kitabının sınırının dışına çıkıp çıkmadığı hususlarını incelemek temel alınmıştır. Çalışma sonucunda ise muhaddislerle filologlar arasındaki münasebetin bir kısmı da aydınlanmış olacaktır. Çalışmada bilgi bütünlüğü ele alınmalı ve Buhari’nin filolog olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Buhari’nin incelemelerinde dillerin yapısını, tarihsel gelişimini ve birbirleri ile ilişkilerini inceleyerek çalışmalarını oluşturduğu unutmamalıdır. Bu çalışmanın hususiyetinde bir hadis kitabının filolojik kaynaklarıyla münasebeti ne olduğu umumi mesele olarak ele alınmamasından dolayı daha önce üzerinde çalışılmamış veya çalışmaların sonuçlandırılmamış olması önemli bir yere sahiptir. Çalışma planlanırken, Buhâri’nin kitabını asırlardan beri meydana getirilen şerhleri, teracim-i ahvâI ve hadis usülü kitapları ve sair ilgili eserlerin verdiği bilgi muvacehesinde tetkik, daha evvelki filologlardan yaptığı iktibasları tespit etmek üzere planlanmıştır. Buhâri ile diğer hadis kitap ve meselelerini muhtelif bakımlardan ele alan modern tetkikler, hadis musannefatının kaynaklarını ve hususiyle filolojik kaynaklarını tesbiti gaye edinen bir araştırıcı için, kaynak teşhisinde elindeki kitapların yardımcı olmayacağını ifade ederek devam etmektedir. Buhari’nin filolojik kaynaklarının tesbitini gaye edinen tetkikin plan ve gayesi bilâhire değişmiş, Buhari’nin ve diğer hadis musennefatının,  meselenin başta vazedilmesi fakat çalıştıkça çalışmanın hususiyetinin icad edilebilmesi için kısmen İslam tarihinin kaynaklarına umumi olarak temas etmek, hadislerin ilk tedvin ve tasnifi gibi meseleleri, mevzuumuzu aydınlatmağa yetecek kadar gözden geçirmek zarureti hasıl olmuştur. Bunlar için çalışmayı oluşturanın kendi bakış açısı ve kendi geliştirdiği perspektiften yorumlayarak çalışma oluşturmalıdır. Çalışma sahibinin her çalışmada kendi fikir ve yorumları çalışmayı diğerlerinden ayıran en büyük farklardan biridir. Kaynaklara işaret hususunda diğer şârihlerle mukayese edilemeyecek bir mevkide bulunan İbn Hacar’e , Buhari’nin kaynaklarının tetkiki işinde yararlı olarak kullanıldığı ifade edilir. Buhari’nin kaynakları hakkında umumi ve zaruri bir fikir elde edildikten sonra, Sahih’in ihtiva ettiği filolojik malzemenin tetkikine geçilmiş, en yoğun filolojik tefsirler ise Kitâb at-tafsir ‘de görülmüştür. Buhari’nin kaynaklarını araştırmayı gaye edinen bu tetkik, her halde, şâmil olduğu meselelere nihai şeklini vermiş olmaktan ziyade, meseleleri vaz' ve hal şekillerini arayan bir deneme mahiyetinde kabul edilmelidir.

 

 

 

Mohammed ALKHAYYAT

20912767


0 Yorum - Yorum Yaz


İLH-440 Tefsir Metinleri Dersi Ödevi

Adı Soyadı: Muharrem Metin Özbek, 17070167

Konu: “Kur’an Nedir?” ve “Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine” kitaplarından öğrendiklerinizi “Tefsir Tarihi Atlası’nda” nasıl uyguladığını anlat. Ve şu soruları açıklamış ol.     

1. ‘Bilginin bütünlüğü’ ve

2. ‘disiplinlerarası çalışmak’ zaviyesinden bakarak

3. ‘bir tefsir nasıl okunur?’

     Kur’an-ı Kerim; insan hayatının bütün dönemlerine hitap eden, bütün aşamalarını sevk ve idare edebilecek evrensel mesajlara sahip tek ilahi kitap olarak, anlaşılması ve hayata taşınması sayesinde hayatın anlamına, insanın fıtratına uygun yaşam standartlarına ulaşabilmenin yegâne vasıtasıdır. Bunun için Kur’an’ın; okunulması, okunanların üzerinde düşünülmesi, anlaşılması, samimi ve halisane bir yaklaşımla düşünsel (fikri) ve edimsel (gerçek, fiili, aktüel olan) olarak anlaşılması gerekmektedir.

     Hazreti Peygamberimize nazil olan ilk vahiyde; insanın yaratılışının bilimsel tabanda ifade edilmesi, okuma ve yazmayı emretmesi inanarak sorumluluk alanlar için son derece anlam yüklüdür. Bu ayetler insanı ve insan olmanın gereğini, hayatın anlam ve amacını net ve açık bir şekilde göstermektedir. Bu ayetler insana hayatı boyunca en değerli kavramın ilim olduğunu ve bu amaca ulaşmanın yolunun da yaşam boyu öğrenim ve eğitimden geçtiğini dikte etmektedir. Peygamber Efendimiz cinsiyet ayırımı yapmaksızın, bütün ümmetini ilim tahsiline ve Kur’an’ı yaşamaya yönlendirmiştir.

      Kur’an-ı Kerim, her ayetiyle bir bütün, açık, anlaşılır, her türlü çelişkiden uzak, fikri insicamı mükemmel olan bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in yapısı; kesin sınırlarla konuların ayrılmasına, bölümlenmesine ve başlıklar altında toplanmasına uygun değildir. O ezeli ilme dayalı olarak indirilmiş, her şeyiyle bütünlük arz eden insicamlı bir içyapıya sahiptir. Kur’an’ı anlamak için; bütüncül bir yaklaşım, siyak-sibak çerçevesini dikkate alma, kelimelerin lügavî anlamlarıyla birlikte kazandıkları yeni anlamların bilinmesi, O’nun varlıklar ve hadiselere bakışını yakalama, O’nun anlamlarını kavramada hazırcı değil, kapsamlı ve derin bir bakış açısı ile yaklaşma, bütüncül yaklaşımla da kastın Kur’an’ı Kur’an’la tefsir yaklaşımı olduğu anlaşılmalıdır.

     Bu değerlendirmeler ışığında; Kur’an’ın tefsirinde birçok ilimden istifade edildiğinde arzu edilen hedefe, yani en yakın amaca ulaşılabilir. Kur’anı tam manasıyla anlayabilmek için; Kur’an ilimlerine ilave olarak; coğrafya, siyer ve tarih, psikoloji, sosyoloji, mantık, edebiyat, sarf ve nahiv, fizik, kimya, biyoloji, matematik, astronomi, tıp v.b. bütün alanlarda bilgi sahibi olunmalıdır. Sahip olunan bu bilgi vasıtasıyla, bilginin bütünlüğü anlayışıyla Kur’an’a yaklaşımız daha gerçekçi ve anlamlı olacaktır.

     Müfessirlerin yaptıkları ilim tahsili (er-rihle fî talebi’l-‘ilm) yolculuklarının amaçları, bilgiye bütüncül yaklaşabilme arzusudur. Aksi takdirde yaptıkları faaliyetin bir yönü eksik kalmaya mahkûm olacaktır.

     Müfessirlerin tarih, fıkıh, hadis, sarf ve nahiv, coğrafya, tıp vb. alanlardaki vukufiyeti, oldukça geniş bakış açısıyla yorum getirmesi için zemin hazırlamış ve tefsirlerine büyük bir zenginlik katmıştır.

     Önceki dönemlerde telif edilmiş eserleri incelerken; bilginin bütünlüğü kapsamında hadis, fıkıh, kelam, İslam tarihi, İslam mezhepleri tarihi konularında sahip olunan bilgini derinliği sebep-sonuç ilişkisi içerisinde daha sağlıklı analizler yapmamıza imkân sağlamaktadır.

     Allahın insan bahşettiği Kur’an-ı Kerim ve bilgi bir bütündür. Bu bütün olanı tam ve gerçeğe en yakın bir şekilde kavrayabilmek; mevcut disiplinler arasında kesintisiz ve tam bir iletişimi tesis ederek tefsir ilmi yapıldığında arzu edilen amaca ulaşmak mümkün olacaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz


İLH-440 Tefsir Metinleri Dersi Ödevi

Adı Soyadı: Muharrem Metin Özbek, 17070167

Konu: “Kur’an Nedir?” ve “Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine” kitaplarından öğrendiklerinizi “Tefsir Tarihi Atlası’nda” nasıl uyguladığını anlat. Ve şu soruları açıklamış ol.     

1. ‘Bilginin bütünlüğü’ ve

2. ‘disiplinlerarası çalışmak’ zaviyesinden bakarak

3. ‘bir tefsir nasıl okunur?’

     Kur’an-ı Kerim; insan hayatının bütün dönemlerine hitap eden, bütün aşamalarını sevk ve idare edebilecek evrensel mesajlara sahip tek ilahi kitap olarak, anlaşılması ve hayata taşınması sayesinde hayatın anlamına, insanın fıtratına uygun yaşam standartlarına ulaşabilmenin yegâne vasıtasıdır. Bunun için Kur’an’ın; okunulması, okunanların üzerinde düşünülmesi, anlaşılması, samimi ve halisane bir yaklaşımla düşünsel (fikri) ve edimsel (gerçek, fiili, aktüel olan) olarak anlaşılması gerekmektedir.

     Hazreti Peygamberimize nazil olan ilk vahiyde; insanın yaratılışının bilimsel tabanda ifade edilmesi, okuma ve yazmayı emretmesi inanarak sorumluluk alanlar için son derece anlam yüklüdür. Bu ayetler insanı ve insan olmanın gereğini, hayatın anlam ve amacını net ve açık bir şekilde göstermektedir. Bu ayetler insana hayatı boyunca en değerli kavramın ilim olduğunu ve bu amaca ulaşmanın yolunun da yaşam boyu öğrenim ve eğitimden geçtiğini dikte etmektedir. Peygamber Efendimiz cinsiyet ayırımı yapmaksızın, bütün ümmetini ilim tahsiline ve Kur’an’ı yaşamaya yönlendirmiştir.

      Kur’an-ı Kerim, her ayetiyle bir bütün, açık, anlaşılır, her türlü çelişkiden uzak, fikri insicamı mükemmel olan bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in yapısı; kesin sınırlarla konuların ayrılmasına, bölümlenmesine ve başlıklar altında toplanmasına uygun değildir. O ezeli ilme dayalı olarak indirilmiş, her şeyiyle bütünlük arz eden insicamlı bir içyapıya sahiptir. Kur’an’ı anlamak için; bütüncül bir yaklaşım, siyak-sibak çerçevesini dikkate alma, kelimelerin lügavî anlamlarıyla birlikte kazandıkları yeni anlamların bilinmesi, O’nun varlıklar ve hadiselere bakışını yakalama, O’nun anlamlarını kavramada hazırcı değil, kapsamlı ve derin bir bakış açısı ile yaklaşma, bütüncül yaklaşımla da kastın Kur’an’ı Kur’an’la tefsir yaklaşımı olduğu anlaşılmalıdır.

     Bu değerlendirmeler ışığında; Kur’an’ın tefsirinde birçok ilimden istifade edildiğinde arzu edilen hedefe, yani en yakın amaca ulaşılabilir. Kur’anı tam manasıyla anlayabilmek için; Kur’an ilimlerine ilave olarak; coğrafya, siyer ve tarih, psikoloji, sosyoloji, mantık, edebiyat, sarf ve nahiv, fizik, kimya, biyoloji, matematik, astronomi, tıp v.b. bütün alanlarda bilgi sahibi olunmalıdır. Sahip olunan bu bilgi vasıtasıyla, bilginin bütünlüğü anlayışıyla Kur’an’a yaklaşımız daha gerçekçi ve anlamlı olacaktır.

     Müfessirlerin yaptıkları ilim tahsili (er-rihle fî talebi’l-‘ilm) yolculuklarının amaçları, bilgiye bütüncül yaklaşabilme arzusudur. Aksi takdirde yaptıkları faaliyetin bir yönü eksik kalmaya mahkûm olacaktır.

     Müfessirlerin tarih, fıkıh, hadis, sarf ve nahiv, coğrafya, tıp vb. alanlardaki vukufiyeti, oldukça geniş bakış açısıyla yorum getirmesi için zemin hazırlamış ve tefsirlerine büyük bir zenginlik katmıştır.

     Önceki dönemlerde telif edilmiş eserleri incelerken; bilginin bütünlüğü kapsamında hadis, fıkıh, kelam, İslam tarihi, İslam mezhepleri tarihi konularında sahip olunan bilgini derinliği sebep-sonuç ilişkisi içerisinde daha sağlıklı analizler yapmamıza imkân sağlamaktadır.

     Allahın insan bahşettiği Kur’an-ı Kerim ve bilgi bir bütündür. Bu bütün olanı tam ve gerçeğe en yakın bir şekilde kavrayabilmek; mevcut disiplinler arasında kesintisiz ve tam bir iletişimi tesis ederek tefsir ilmi yapıldığında arzu edilen amaca ulaşmak mümkün olacaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz


İLH-440 Tefsir Metinleri Dersi Ödevi

Adı Soyadı: Muharrem Metin Özbek, 17070167

 

Konu: “Kur’an Nedir?” ve “Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine” kitaplarından öğrendiklerinizi “Tefsir Tarihi Atlası’nda” nasıl uyguladığını anlat. Ve şu soruları açıklamış ol.     

1. ‘Bilginin bütünlüğü’ ve

2. ‘disiplinlerarası çalışmak’ zaviyesinden bakarak

3. ‘bir tefsir nasıl okunur?’

     Kur’an-ı Kerim; insan hayatının bütün dönemlerine hitap eden, bütün aşamalarını sevk ve idare edebilecek evrensel mesajlara sahip tek ilahi kitap olarak, anlaşılması ve hayata taşınması sayesinde hayatın anlamına, insanın fıtratına uygun yaşam standartlarına ulaşabilmenin yegâne vasıtasıdır. Bunun için Kur’an’ın; okunulması, okunanların üzerinde düşünülmesi, anlaşılması, samimi ve halisane bir yaklaşımla düşünsel (fikri) ve edimsel (gerçek, fiili, aktüel olan) olarak anlaşılması gerekmektedir.

     Hazreti Peygamberimize nazil olan ilk vahiyde; insanın yaratılışının bilimsel tabanda ifade edilmesi, okuma ve yazmayı emretmesi inanarak sorumluluk alanlar için son derece anlam yüklüdür. Bu ayetler insanı ve insan olmanın gereğini, hayatın anlam ve amacını net ve açık bir şekilde göstermektedir. Bu ayetler insana hayatı boyunca en değerli kavramın ilim olduğunu ve bu amaca ulaşmanın yolunun da yaşam boyu öğrenim ve eğitimden geçtiğini dikte etmektedir. Peygamber Efendimiz cinsiyet ayırımı yapmaksızın, bütün ümmetini ilim tahsiline ve Kur’an’ı yaşamaya yönlendirmiştir.

      Kur’an-ı Kerim, her ayetiyle bir bütün, açık, anlaşılır, her türlü çelişkiden uzak, fikri insicamı mükemmel olan bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in yapısı; kesin sınırlarla konuların ayrılmasına, bölümlenmesine ve başlıklar altında toplanmasına uygun değildir. O ezeli ilme dayalı olarak indirilmiş, her şeyiyle bütünlük arz eden insicamlı bir içyapıya sahiptir. Kur’an’ı anlamak için; bütüncül bir yaklaşım, siyak-sibak çerçevesini dikkate alma, kelimelerin lügavî anlamlarıyla birlikte kazandıkları yeni anlamların bilinmesi, O’nun varlıklar ve hadiselere bakışını yakalama, O’nun anlamlarını kavramada hazırcı değil, kapsamlı ve derin bir bakış açısı ile yaklaşma, bütüncül yaklaşımla da kastın Kur’an’ı Kur’an’la tefsir yaklaşımı olduğu anlaşılmalıdır.

     Bu değerlendirmeler ışığında; Kur’an’ın tefsirinde birçok ilimden istifade edildiğinde arzu edilen hedefe, yani en yakın amaca ulaşılabilir. Kur’anı tam manasıyla anlayabilmek için; Kur’an ilimlerine ilave olarak; coğrafya, siyer ve tarih, psikoloji, sosyoloji, mantık, edebiyat, sarf ve nahiv, fizik, kimya, biyoloji, matematik, astronomi, tıp v.b. bütün alanlarda bilgi sahibi olunmalıdır. Sahip olunan bu bilgi vasıtasıyla, bilginin bütünlüğü anlayışıyla Kur’an’a yaklaşımız daha gerçekçi ve anlamlı olacaktır.

     Müfessirlerin yaptıkları ilim tahsili (er-rihle fî talebi’l-‘ilm) yolculuklarının amaçları, bilgiye bütüncül yaklaşabilme arzusudur. Aksi takdirde yaptıkları faaliyetin bir yönü eksik kalmaya mahkûm olacaktır.

     Müfessirlerin tarih, fıkıh, hadis, sarf ve nahiv, coğrafya, tıp vb. alanlardaki vukufiyeti, oldukça geniş bakış açısıyla yorum getirmesi için zemin hazırlamış ve tefsirlerine büyük bir zenginlik katmıştır.

     Önceki dönemlerde telif edilmiş eserleri incelerken; bilginin bütünlüğü kapsamında hadis, fıkıh, kelam, İslam tarihi, İslam mezhepleri tarihi konularında sahip olunan bilgini derinliği sebep-sonuç ilişkisi içerisinde daha sağlıklı analizler yapmamıza imkân sağlamaktadır.

     Allahın insan bahşettiği Kur’an-ı Kerim ve bilgi bir bütündür. Bu bütün olanı tam ve gerçeğe en yakın bir şekilde kavrayabilmek; mevcut disiplinler arasında kesintisiz ve tam bir iletişimi tesis ederek tefsir ilmi yapıldığında arzu edilen amaca ulaşmak mümkün olacaktır.


0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi