Ahmet Ziya Fıstıkçıoğlu/19070114/AÜİF LİSANS 1.SINIF/D ŞUBESİ
1.Soru;Görseldeki resimde Buddha heykeli önünde ibadet ediyor olan yahut ibadet ediyormuş gibi(Yoga-Spor) görünen bir resim vardı.Bu görseli ilk gördüğümde aklıma gelen ilk şey ona baktığımdaki anladığım şey oldu.Çünkü insan anlamı nesnenin kendisinden almaz bunu kendi içinde yoğurur ve anlam verir dolayısıyla fotoğrafa baktığımda ilk aklıma buddha heykeli önünde ibadet eden bir kadındı.Böylece gelen algıyı bir anlamla yoğurmuş oldum.(bkz.Kur'an Nedir? s.36
2.Soru;Bu soruda ise ahlaki olarak benim anlam dünyama göre yanlış bir hareketi yorumlamam istendi.Benim anlam dünyama göre dedim çünkü ''bir eylemin değerliliğinin tasarımı kişiden kişiye değişebilir''(Kuran Nedir?s.49).Ve insan oluşturduğu bu anlam küresi içerisinde harekette ve eylemde bulunur.Benim anlam dünyama göre bu uygunsuz davranışı yapan kimse bunun ahlaksızca olduğunu bilerekte yapabilir.Çünkü yüksek değerler alanına giren bir eylemin gerçekleştirilmesi sırasında zihinde çatışma olursa değer duygusunda ve eylemin niteliğinde problem çıkar(Kuran Nedir s.43).Buna çok alt seviyede bir örnek olarak ders çalışmanın gerekliliğini bilen birisinin bunu yerine getirmemesi bu eylemi gerçekleştirmesi için anlam dünyasında bu işin gerekliliğini kavramsallaştırmasında eksik kalması gösterilebilir.
HEVVAL YAVUZ 19070244 1. SINIF D ŞUBESİ
TEFSİR KÜÇÜK SINAV
SORU 1-
Adem ve havva'nın yaratlışından bu güne dek insan, dünyayı tanımayı istemiş ve yaşadığı dünyayı anlamlandırma cabası içerisinde bulunmuş,varoluşuna bir anlam aramıştır bu anlamlandırma ihtıyacı insana dogustan verilen,fitri olarak bulunan bir özelliktir (bkz.s.25) Bu fotoğrafta dünyada sahip olduğu en degerli varlığı ( fotoğrafta kadının bebeğini yere bıraktıgı görülüyor )bir koseye bıraktığı ve kendisi için ilah olarak nitelendirdiği bir objeye dua etmesi ondan medet umması kadının bu hayattaki anlam arayısını dinde bulduguna işaret etmektedir.(bkz.s29) İnsan bu hayatta varolabilmek için çeiştli degerlere ve ideallere (bkz.s.27)bunun yanı sıra çeşitli din,tasavvuf,mistisizm,bilim içerisinde kendisinin tutunabileceği ve hayatının bunlarla daha anlamlı olabileceği kanısına varmıştır (bkz.s.29)
Bilinmelidir ki bir amaca bağlanmadan yaşanan hayat ,hayat değildir .
SORU 2-
Sayfa 43'de bulunan yüksek değerlerin gerçekleştirilmesi konu başlığı ile ilişkilendirdim çünkü genç kadınların hem kendisinden yaşça büyük birini görmezden gelircesine yol vermeden geçmesi hem de bir kadın olarak dinen dış unsurlara karşı kendini korumaksızın o kalabalığın arasına girmesi yüksek değerlerimize aykırıdır . aslında olması gereken genç kadınların hem insanlara saygıdan dolayı hem de kendilerini güvende tutmaları için kalabalığın arasına katılmayıp,daha münasip yollara başvurmaları gerektiğidir.
Diyelim ki kadınların bir aciliyeti söz konusuydu buna rağmen kendinden büyüklere saygıdan ve iyiliksever insanlar olup daha doğru eylemlerde yani beklemek,yol vermek gibi durumlarda bulunabilirlerdi fakat kadınlar yüksek değerleri yok sayıp s.45 de bulunan araç (vasıta) degerleri uygulamış ve daha çok kendi menfaat ve çıkarlarını düşünerek hareket etmeyi tercih etmişlerdir .
1)Dua Eden Kadın?
İnsan özü gereği sürekli olarak anlamaya ve anlamlandırmaya ihtiyaç duyan bir varlıktır. Bu durum insanı insan yapan en önemli kuvvettir.(syf25) ' Kur'an nedir?' sayfa 26 da gazete haberinin altında geçen; 'İnsan hayatında kendine doğru amaç ve anlam bulmazsa muhakkak bir amaç ve anlam(!) bulur.'
İnsan inan bir varlık olarak bu inandığı ile etrafına anlam vermeye başlar. Bu sayede iç ve dış dünyada bir anlam dengesi kurar. 'Anlam verme,insanın evrene attığı bir imzadır.' (syf 36) İnsanlar hayatını devam ettirebilmek için 'araçlarla' yetinmeyip bir 'amaç' bulma ihtiyacı hisseder. Bu insanın özünde bulunan bir durumdur. Fakat herkesin aradığı ve bulduğu ' amaç' farklıdır. Bunun nedeni bireylerin objeyi kavrayışınlarında algılayışlarındaki anlayış farklılıklarıdır.(syf41)
2)Hastane Sorusu?
İnsanlar yaşamları için anlam bulabilirler lakin buldukları bu anlamı ne kadar doğru kavradıkları ve hayata yansıttıkları farklılık gösterir. Burada bireyin ahlak algısı ve yaşayışı devreye girer. İnsan ahlaki değerlerle yaşar. Bu değerler normlar içerir ve bunların sorumluluğunu taşırlar.(syf42) Lakin insan yapısı itibariyle irrasyonel bir varlık olduğu için yüksek değerleri ile araç değerler arası dengeyi her zaman nizamlı kuramaz. Zaten bu değerler alanına müdahele edilebilir. Bu iki değerin yer değişmesi sonucunda yabacılaşma ve dünyevileşme baş gösterir. (syf45) İnsan, hayatına hangi değerlerle anlam veriyorsa o değerlerle yapıp-etmelerine yön verirler; onunla yapıp etmelerini yönetirler.(syf47)
1. Soruda gördüğümüz kadın, Kur’an nedir kitabının 20. Sayfasında yer alan yaşamın anlamı nedir başlığı altında anlatılan yaşamın anlamını o dine ibadet etmekte bulmuştur. Ve bu anlam gereği inandığı değerler neticesinde dua etmektedir. Yine kitabımızın 25. Sayfasında bu bağlamla ilgili olarak örneklemelere yer verilmiştir. Bu kadın ibadet ettiği tanrıdan bir şeyler istemekte ve istediği gerçekleştiğinde bunu inandığı tanrıdan bilmektedir. Yine kitabımızın 43. Sayfasında yüksek değerlerden bahsedilmiş olup, bunlar arasında inanmak doğruluk ve saygı yer almaktadır. 47. Sayfadaki alışılan değerlerle birlikte incelendiğinde bu dua o kadının hayat amacını oluşturmaktadır.
2. Soruda yaşı büyük olan bir kişiye ve rahatsızlığı olan bir hanımefendiye kendilerinden yaşça küçük olan ve kılık kıyafetlerinden yola çıkarak İslami değerlere sahip olduğunu varsayabileceğimiz gençler tarafından kendilerinden beklenilmeyen, toplumsal ve dini açıdan hoş karşılanmayacak bir biçimde ezercesine, yol vermeden geçip gitmeleri Kur’an Nedir kitabımızın 26. Sayfasındaki örneğe nede çok benzemektedir. Bir zamanlar Afrika’nın en uygar ülkesi olan Liberya ne hallere düşmüştür. Alışmak ve normalleştirmenin başlangıcı saygısızlık ve toplumsal değerlerin terkiyken sonu felaket olabilir.
TEFSİR 1 DERSİ SINAV CEVAPLARI ADI: MURAT
SOYADI: TELLİ
ÖĞRENCİ NO:
18071579
SINIF: 1/D
Cevap 1: DUA EDEN KADIN: Gören kimdir? Gören insandır.
İnsan, reel bir dünyada ve onun gelip geçici reel olayları içinde yaşar.
İnsanın hayatı akış içindedir. O, bu akış içinde yaşadığı reel durumların
içinden sıyrılıp çıkmaya yönelen eylemler/ameller içindedir. Bu eylemleriile
herhangi bir şeyi gerçekleştirmeye, herhangi bir şeye şekil kazandırmaya,
hayatını anlamlı ve değerli bir uğraşla doldurmaya çalışır. Bu kadın da
küçüklüğünden bu tarafa ailesinden ve çevresinden öğrendiği inançlar ve
değerler doğrultusunda inancının gereği olarak dua ediyor. Kur’an Nedir
sayfa:37-38
Cevap 2: İÇ AHLAK YAŞAMININ ÖZELLİKLERİ, SORUNLARI
İnsan
hem birey hem de toplum olarak, herhangi bir anda bir ahlak durumu içindedir.
İnsan bir ahlak kürede yaşadığı için, ahlak durumu yaşar. Her ahlak durumu
içinde bulunan insanın, bu durumla en az
beş açıdan ilişkisi vardır.
1.
Ahlak durumu, bir anlam alanını, onun bir alt kümesi olan değerler alanını
içerir. İnsan ahlaki değerlerle yaşar.
2. Bu
değerlerle ilişkili olarak, her ahlak durumu içinde belli yaptırımları içeren
ilkeler, kurallar, normlar, taşır.
3.
Ahlak durumu içinde bulunan her eylemcinin bu değerlere, kurallara, durumun tüm
öğelerine karşı sorumluluğu vardır.
4.
Ahlak durumu içinde bulunanların, durumun içerdiği değerlere, yaptırımlara,
belli bir sorumlulukla saygı duyarak, belki bir karar ardından, belli bir
niyetle eyleme yöneldikleri görülür.
5.
Durum içinde bulunanların eylemleri, ahlakın temel öğelerinden birini oluşturur.
İnsanlar yüksek değerler için çekişmezler, kavga etmezler, hesaplaşmaya
girmezler. Yüksek ahlaki değerlerin fert ve topluma hakim olması, bütün
varlıklara mutluluk getirir. Çünkü fıtri/özsel değerlerle hayat anlamını
kazanmış olur. Kur’an Nedir Sayfa: 42-43-45
Adı Soyadı : Murat TELLİ
Öğrenci
No: 18071579
SORU 1:
Slaytta yer alan fotoğrafa baktığımda ilk olarak inanan ve inandığı objeden medet uman bir kadın gördüm ve kadın için anlam ifade eden bir şeyin kendi inanç ve anlam dünyamda hiçbir şey ifade etmediğini düşündüklerimin ya da inandıklarımın nesneleri görüşümü etkilediğini fark ettim. S. 47'deki '' Alışılan Değerler'' başlığı altında değerlendirecek olursam temelini toplum ve kültür hayatında bulan, zamanla otomotikleşen ve doğal olarak algılanan eylemleri yöneten değerler olduğunu, yüksek ve araç değerlerin yönettiği eylemlerle oluşan maddi-manevi kültür kalıplar dahilinde şekil aldığımızı ve yaşamımızı bu kalıplar üzerinden devam ettirdiğimizi gösterir. İnsan inanan ve değerlere sahip bir varlıktır. İnandığı varlıkla hayatını anlamlı kılan değerlerinin sesini duyan ve duyduğu sesle iç ve dış dünyasında dengeli bir bağ kurandır.
SORU 2/ BAK-GÖR:
İnsan hem birey hem de toplum olarak herhangi bir anda ahlak durumu içindedir(s.42). Hastane şartlarında gerçekleşen ve anlatılan olayı değerlendirmem istendiğinde ilk olarak s.43'te yer alan ''Yüksek Değerler'' başlığı altında, 'insanın yüksek değerlere doğuştan sahip olması, sözde ve eylemde doğruluk, saygı gibi.' Satırları baz alarak yorum yapıp iki ''başörtülü'' genç kızın kendinden yaşça büyük birine ve yürümekte güçlük çeken hemcinsine yol vermesi gerektiğini, ''kadın'' ve ''başörtülü'' olması sebebiyle kalabalık bir ortamdan geçmemesi başındaki örtünün bir ayet niteliği taşıması hasebiyle bunu gerektirdiğine, karşısındaki kişiler kendilerinden büyük olduğundan kesinlikle yol vermesi gerektiğine, ahlaki değerler kapsamında karar vermiştim. Çünkü bakmak bunu gerektiriyordu. Görmek kısmına geldiğim zaman düşüncelerimdeki eksikliği fark ettim. Bizler objeleri, olayları yorumlarken genelde madalyonun tek tarafıyla değerlendiririz. Olayı, anlatan kişi tarafından ele alırız. Olaya anlatan kişi ve ben tarafından bakıldığı zaman evet yukarıda belirttiğim gibi olmalı. Ama olay madalyonun diğer tarafıyla da değerlendirilmeli. Kalabalık ortamdan geçmelerini zorunlu kılan bir olay akışının içinde yer alıyor olabilir. Kalabalığın verdiği rahatsızlık hasebiyle karşıdan gelen kişilere odaklanmayıp sadece biran önce oradan çıkmak istiyor da olabilirler. Ve o iki genç kızdan biri hasta olabilir. Karşı tarafı eleştirirken neye göre eleştiriyoruz? Genç olmaları mı kız olmaları mı tesettürlü olmaları mı? Bir veya iki, ''kız'' veya erkek, ''tesettürlü'' veya tesettürsüz, genç veya orta yaşlı... Ne fark eder? Yüksek değerlerde bir sınıflandırma olduğunu düşünmüyorum. Yaş, giyim tarzı, cinsiyet... Bunlar saygı duymak için bir kalıp olmamalı. Yaşça büyük biri kendinden küçük birine dolmuşta yer verebilir, hastanede veya kalabalık ortamda öncelik bir çocuğun, bir gencin olabilir. İnsan, hayatını anlamdırırken, fıtratından kaynaklanan imkanları gerçekleştirirken bir yaşantı hali olarak hürriyetini de kullanır(Kur'an Nedir?-s.63). Bir şeyleri yorumlarken, anlam yüklerken kalıp düşünceleri değil hür düşünceleri kullanmalı.
soru 1
Her insanın hayata gelikten sonra bir anlam bulma çabası içerisine girer. bu anlam bulma çabası içerisinde bir çok şeyle karşılşmış olmalı ki sonunda kendini puta yani aslında bir objeden ibaret olan şeye anlam katmıştır ve ona teşekkür etmektedir .
sayfa 37 de gören kimdir ? kısmınıda buraya ekleyebilirim .
sayfa 41 'de nede görmüştür ? kısmını bununla bağlayabilirim.
sayfa 49 da neyi görmüştür ? iç dünyasında ve dış dünyasındaki hayatının anlamını gerçekleştirmiş olmalı . ve sayfa 55 te nasıl görmüştür ? kısmında yer alan kişi obje ile ilişki kurmuş ve fıtratından gelen imkanlarla varlık koşulunu ortaya çıkarmıştır .
soru2
Öncelikle Kuran'ı tam anlamıyla yaşamayan gençler mevzu bahis. Aslında toplum olarak temel sorunlarımızdan biri de budur. Taklidi din burada görulmektedir. kanaatimce insanlar Kuran'ı önce okumalı ,düşünmeli ,anlamalı ve son olarak onu hayatına empoze etmelidir . Yaşam boyu öğrenim göze çarpar burada. insan ailesinden çevresinden ne ve nasıl görürse onu uygular .
sayfa 13 ve 14 te bunu çok güzel bir şekilde açıklandığını düşünüyorum .
1. SORU Dua eden kadın inancı gereği düşünerek tefekkür ederek kendi yaratılış gayesini düşünerek ibadet ve yardım istememe gereği duymaktadır.
Bu yüzden insan varoluşu yani fıtratı gereği üstün bir Yaratıcı olduğunu düşünür veona göre hareket eder.
ve ona karşı sorumluluk duygusu ön plana çıkar. Yani kısaca insan yaratılış nedeni ile bir yaratıcıya muhtaçtır
2.SORU İnsanoğlu kendi benliğini yaratılışında ki güzelliği fark etmeyerek gün geçtikçe kendi çıkar ve menfatlerini düşünerek diğer insanlara karşı saygısı ve sevgisi azalmaktadır. yani insan tabiri caiz ise egosuna yenik düşmektedir . Kısaca insanoğlu günümüzde ALLAH ( C.C) Bizden istediği saygı sevgi vediger insanlara olan sevgi ve şevkat duygumuzu yitirmekteyiz.
Yani kısaca yüce kuran ın bizden istediği ( OKU DÜŞÜN ANLA YAŞA )ÖZÜ VE KAPSAMINI MAALESEF DÜŞÜNEMİYOR VE ANLAYAMIYORUZ .
Ancak insanoğlu ve özellikle müslümanlar ın asıl gayesi ALLAH SUBHANALLAHU VE TEALA HAZRETLERİNİN Bize emr ettiklerini yapmak nehy ettiklerinden kaçmamız lazımdır.
Ama ne yazık ki günümüz müslümanları bu bilinci giderek unutmaktadır.
Bölüm'ün başından itibaren başlayan mevzuda (sayfa 25) bahsedildiği gibi insan" var olduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı evreni ve dünyayı tanımaya ve anlamaya çalışmıştır"
İnsanın anlam arayışı onun fıtri bir kabiliyetidir. Araştırmalara göre insanların %90'ı uğrunda yaşayacağı bir şeye ihtiyaç duyar.
Her insan bunu farklı yönelimler ile doldurmaya çalışır, tpkı bu resimdeki dua eden kadın için O heykelin anlamlı olması gibi.
2-
Sayfa 43, İnsan eylemlerini yöneten değerler 3'e ayrılır.
1.si yüksek değerler, yani insanın doğuştan sahip olduğu keifedilmiş değerlerdir. Bunlar eylemde doğruluk, sevgi, dürüstlük ve yardımseverlik gibi değerlerdir
2. araç değerler yani ilgi ve menfaat alanının değerleridir, Fayda , çıkar, kuşku çekememezlik gibi.
-Araç değerler yüksek değerlerin alanına müdahale edebilir, yüksek değerler bir kenara itebilir. Bunun sonucu değerlerin yer değiştirmesidir, yabancılaşma ve dünyevileşmedir.
Bu sorudaki iki genç kızın yapmaları gerekmesine rağmen (yüksek değerler buna yönlendirmesine rağmen) yapmamaları, araç değerlerin yüksek değerlerin alanına müdahale etmesi ve kızların bu anda yüksek değerler yerine araç değerler ile hareket etmesi olabilir.
SÜMEYYE BİLİCİ/18072192/D şubesi
Bölüm'ün başından itibaren başlayan mevzuda (sayfa 25) bahsedildiği gibi insan" var olduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı evreni ve dünyayı tanımaya ve anlamaya çalışmıştır"
İnsanın anlam arayışı onun fıtri bir kabiliyetidir. Araştırmalara göre insanların %90'ı uğrunda yaşayacağı bir şeye ihtiyaç duyar.
Her insan bunu farklı yönelimler ile doldurmaya çalışır, tpkı bu resimdeki dua eden kadın için O heykelin anlamlı olması gibi.
2-
Sayfa 43, İnsan eylemlerini yöneten değerler 3'e ayrılır.
1.si yüksek değerler, yani insanın doğuştan sahip olduğu keifedilmiş değerlerdir. Bunlar eylemde doğruluk, sevgi, dürüstlük ve yardımseverlik gibi değerlerdir
2. araç değerler yani ilgi ve menfaat alanının değerleridir, Fayda , çıkar, kuşku çekememezlik gibi.
-Araç değerler yüksek değerlerin alanına müdahale edebilir, yüksek değerler bir kenara itebilir. Bunun sonucu değerlerin yer değiştirmesidir, yabancılaşma ve dünyevileşmedir.
Bu sorudaki iki genç kızın yapmaları gerekmesine rağmen (yüksek değerler buna yönlendirmesine rağmen) yapmamaları, araç değerlerin yüksek değerlerin alanına müdahale etmesi ve kızların bu anda yüksek değerler yerine araç değerler ile hareket etmesi olabilir.
SÜMEYYE BİLİCİ/18072192/D şubesi
Bölüm'ün başından itibaren başlayan mevzuda (sayfa 25) bahsedildiği gibi insan" var olduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı evreni ve dünyayı tanımaya ve anlamaya çalışmıştır"
İnsanın anlam arayışı onun fıtri bir kabiliyetidir. Araştırmalara göre insanların %90'ı uğrunda yaşayacağı bir şeye ihtiyaç duyar.
Her insan bunu farklı yönelimler ile doldurmaya çalışır, tpkı bu resimdeki dua eden kadın için O heykelin anlamlı olması gibi.
2-
Sayfa 43, İnsan eylemlerini yöneten değerler 3'e ayrılır.
1.si yüksek değerler, yani insanın doğuştan sahip olduğu keifedilmiş değerlerdir. Bunlar eylemde doğruluk, sevgi, dürüstlük ve yardımseverlik gibi değerlerdir
2. araç değerler yani ilgi ve menfaat alanının değerleridir, Fayda , çıkar, kuşku çekememezlik gibi.
-Araç değerler yüksek değerlerin alanına müdahale edebilir, yüksek değerler bir kenara itebilir. Bunun sonucu değerlerin yer değiştirmesidir, yabancılaşma ve dünyevileşmedir.
Bu sorudaki iki genç kızın yapmaları gerekmesine rağmen (yüksek değerler buna yönlendirmesine rağmen) yapmamaları, araç değerlerin yüksek değerlerin alanına müdahale etmesi ve kızların bu anda yüksek değerler yerine araç değerler ile hareket etmesi olabilir.