NURGÜL KURT
18070165/A
İslâma göre iyi insan olabilmenin itikat, ibadet, ahlâk ve muamelâtla ilgili şartları var. Ama ön şart Müslüman olmaktır. Müslümanlık iyi insanlar zümresine katılmak için girilmesi gereken kapının anahtarıdır. Müslüman olmak iyi insan olmanın ön şartıdır, ancak yeter şartı değildir.
Ben Müslümanım diyen birisi iyi insan olma imkânını yakalamıştır sadece. Bundan sonra alınması gereken yolu kat etmedikçe, yani Müslümanlığının icaplarını yerine getirmedikçe iyi insan sıfatını hak edemez. Nitekim Müslüman olduğunu söyleyen herkesin iyi insan diye nitelendirilemediği acı ama gerçektir.O ayette şöyle buyuruluyor:
Yüzlerinizi doğuya ya da batıya çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, (insanı gerçek iyiliğe ulaştıran tutum ve davranışlar);
• Allaha, ahiret gününe, meleklere, (Allahın indirdiği) kitaplara ve peygamberlere iman
etmek;
• Mala duyulan sevgiye rağmen onu akrabalar, yetimler, düşkünler, yolda kalmışlar,
(ihtiyacından dolayı) isteyenler ve (özgürlüklerine kavuşsun diye) köleler için harcamak;
• Namazı dosdoğru kılmak,
• Zekâtı vermek,
• Verilen sözü tutmak;
• Zorda, darda ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabretmektir.
İşte (ancak böyle davrananlar) takva sahibi ve sâdık olanlardır.
Dikkat edilirse ayet-i kerimede gerçek iyiliköncelikle iman esaslarına bağlanmış. Ayet-i kerimede sayılan hayır, hasenat, ibadet ve salih ameller ise imanın dışa yansımasıdır diyebiliriz.
Dolayısıyla iman olmazsa, onun tezahürü de olmaz. İmansızlığa rağmen iyi gibi görünen davranışlardan söz ediliyorsa, bunlar muhtemelen nefsanî çıkarlarla ilgili bir takım hesapların yahut çevre baskısının eseridir; samimiyetten yoksundur. İman diri bir kalbin fiili olduğuna göre, imanı olmayanın kalbi yoktur ki samimiyeti olsun. Böylelerinin iyiliklerini tamamıyla rol davranışlar saymayıp belki vicdanı yatıştırma çabası olarak değerlendirmek gerektiği ileri sürülebilir. Elbette Müslüman olmadığı halde hiçbir beşerî hesap ve beklentiye girmeden dürüst davranmaya, başkalarına yardım etmeye çalışan; tavırlarında herhangi bir samimiyetsizlik alameti görülmeyen son derece makul insanlar da olabilir. Bunlar, içinde bulundukları ortama, yanlış inanç veya inançsızlıklarına rağmen fıtratlarını kısmen de olsa muhafaza edebilen kimselerdir. İnsaniyet vasıflarını büsbütün yitirmedikleri için böylelerinden zaman zaman iyilik ve güzellikler ortaya çıkabilir.
Ancak fıtrat temizliği ve insaniyet, İslâmî tebliği anlamayı, üzerinde düşünmeyi ve iman etmeyi kolaylaştıran bir imkân olması bakımından değerli ve önemlidir.
Bu yüzden İslâmı tereddütsüz kabul eden ilk Müslümanların cahiliye hayatlarında da seviyeli, doğru düşünebilen, derinlikli ve hayırsever insanlar olması tesadüf değildir. Fakat onların bile iyi ve güzel insanlar olmalarının asıl sebebi imanlarıdır.Allahın, Kuran-ı Kerimdeki insan tanımlaması özetlenecek olursa; insan, en güzel bir şekilde yaratılmış, kendini sorumlu kılmaya yetecek düzeyde bir özgürlükle donatılmış, Allahın ruhundan üflediği ve tüm yaratılmışlara üstün kıldığı bir varlıktır. İnsan, bu konumunu Yaratıcısına bağlı kalarak onun istediği şekilde hayatını idame ettirerek sürdürmeli, kendi bütünlüğüne bağlı kalarak değerini artırmalı ve eşref-i mahlûkat olarak yaşamalıdır. İnsan, Allah katında değerlidir ve bütün semavi kitaplarda olduğu gibi Kuran-ı Kerimde de en önemli muhatap odur.
Şu halde iyi insan iman eden ve imanının gerektirdiği sorumlulukları en güzel şekilde yerine getiren insandır. Hayatını Allah ve Rasulunün (s.a.v.) koyduğu ölçüler dairesinde yaşayan kişidir. İslâmın ölçüleri ve insanın sorumluluğu ayet ve hadislerde, Ehl-i Sünnet âlimlerinin kitaplarında sayılmıştır. İyi insan, Allahın kendisine taşıyabileceği kadar sorumluluk yüklediğinin bilinciyle bunların hepsini birden dikkate alarak gücü nispetinde hayatına geçirir.
İyi olmakla yetinmeyip daha iyi, en iyi olmaya gayret ederken de gözettiği hedef, kazanacağı sevaptan ziyade Allah Teâlânın rıza ve hoşnutluğudur.
Samat Sabirov
17070722
Iyiliğin ne olduğu hakkında sürekli tartışıyoruz. Ve bu tartışmalar bizi iyilikten uzaklaştırıyor. Yüce Allah "Bakara" Suresi'nde bize iyiliğini açıklar.
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takvâ sahipleri bunlardır. (al Bakara suresi, 177 ayet)
Ayat, Allah'tan korkan bir insanın iç dünyasını anlatır, öncelikleri not eder. Burada manevi kısmın (inanç - akide) nasıl olduğunu görüyoruz. Kim Allah'a, ahirette meleklere, kitaba, peygamberlere iman ederse, namaz kılardı." Bu maneviyatın çevredeki dünyadaki tezahürleri de (sosyal ilişkiler - muamal). "Kendisine, akrabalarına, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilencilere sevgisine rağmen mal dağıtan, onu köle azatına harcamış, zekat vermiştir." Bir kişinin iç güzelliği (ahlak - ahlyak) da açıklanır: anlaşmaları sonuçlandırdıktan sonra gözlemledi, hastalık durumunda ve savaş sırasında ihtiyaçta sabır gösterdi "
Usman (radıAllahu anhu) dedi ki:
“Müminlerin takva ve takvasının 5 alameti vardır:
1. Hak yolunda gayretli olanlara yakın olun.
2. Dilinizi kontrol altında tutabilme, nefsinizi geliştirebilme.
3. Allah sevgisini unutturacak bir şey bulduğunda, kendisine fayda ve zararı ayırt edebilecektir. En azından biraz din edinmek için iyi bir fırsatı hediye olarak almak!
4. Yiyeceklerde yoksunluk, yani. Dine göre haram olan bir şeyin içine girmesinden korkarak, şeriatın izin verdiği yiyeceklerle bile mideyi fazla doldurmamak.
5. Bütün insanların kurtuluşa ereceğini, sadece Allah'ın yok edeceğini sanmak."
· AYŞİN HOŞDOĞDU 17070051
İyilik nedir? İyilik yapmak nedir:
İyilik toplumda yaşayan bütün insanların faydasını
sağlamaktır. Zaten toplumdaki var olan
normlar ve gelenekler de aslında iyiliği inşaa etmek için var olmuştur. Örneğin
yaşlılara hürmet etmek, çocukları sevmek, yalan söylememek gibi ahlaki geleneklerden
ve kurallardan söz edebiliriz. Günümüzde
ne yazık ki iyilik de taraflı ve çıkarcı bir yaklaşımla olmaktadır. İnsanlar
kendi menfaatlerine uygun bir şekilde iyilik adı altında eylemlerde
bulunmaktadır. Bir elin verdiğini diğer elin görmemesi anlayışı maalesef
kaybolmaktadır.
İyiliğin tanımlamasını yaparken aslında iyiliğin ne
olmadığından bahsetmek bana göre iyiliğin tanımını doğru yapabilmek için
yardımcı olacaktır. Aslında iyilik yapmak Allah’ın bizlere vermiş olduğu bir
sorumluluktur. Kur’an-ı Kerimde Allah’u Teala Yalan söylememekten, hırsızlıktan
sakınmaktan, kötü zandan sakınmaktan bahsetmektedir. Ancak insanlar bugün Allah’ın
emretmiş olduğunun aksine davranışlar yaparak iyi olmak yerine kötülüğü tercih
etmektedir. Evrensel ahlaki kurallar da
insanın iyi olması noktasında toplumda var olmuştur.
İyilik bana göre birazda farkındalıktır. Gözlerini bir şeylere
kapatmamak, mazlumun çıkmayan sesi
olmak, bazen eylem yapmak, bazen de bağırmaktır. Çünkü aslında iyi olmak için
savaşmak da iyiliğe hizmettir. Özellikle bir Müslüman olarak bizler başka
diyarlarda zulüm gören, aç yatan, baskı altında kalan din kardeşlerimiz için
farkındalıkla hareket etmeliyiz.
İyilik sevdiklerine ikramda bulunmaktır. İkramdan kastım da
sadece maddi şeyler değildir. Bazen bir arkadaşının bir derdini dinlemek, Bazen
yeğeninle oyun oynamak, Bazen evine gelen misafirle yediğin yemeği
paylaşmaktır. Ki insan aslında paylaştıkları kadar mutlu olur. Bencilleşen insan;
zamanını, parasını, gülümsemesini, mutluluğunu paylaşamayan yalnız kalır.
İyilik biraz da fekarlıktır. İnsanoğlu iyi olmanın meyvesini
feragat ettiğin şeyden daha güzel bir biçimde alır. Zira iyiliğin karşılığını
Allah hem bu dünya da hem de ahirette verecektir. Biz Müslümanlar Bu bilinçle
iyi olmanın ve iyiliğin peşinden gitmeli ; ve Hak’tan ayrılmamak arzusuyla
hayatımızı devam ettirmeliyiz.
İyilik nedir? İyilik
yapmak nedir?
İyilik, insanın
Allah’la olan ilişkileri iyi tutmaktır. Allah’la ilişkilerin iyi tutması onun
bütün buyrukları yerine getirmekle meydana gelmektedir. Mesela Kur’an’ı-Kerimde
insanın Allah’a ortak koşmaması, içki içmemesi, domuz eti yememesi, faiz
işlerine karışmaması, çirkin işlerden uzak durması, Allah’tan gelen kitaplara
inanması ve onları tasdik etmesi, melekelere, ahirete ve peygamberlere inanması
gibi buyrukların yerine getirmesi hepsi Allah katında iyilik saymaktadır. Bunun
yanı sıra bir insanın sosyal hayatta diğer insanlarla iyi geçinmesi, onlara
karşı doğru bir tutum sergilemesi, kul hakkı yememesi, vb şeylerde iyiliktir.
Hz. Peygamber efendimiz bir hadiste “iyilik güzel ahlaktır” buyurmaktadır. Bir
şeyin iyi olabilmesi için onun Allah katında iyi olması ve iyi diye kabul
etmesi gerekmektedir. Zira insanın gerçekleştirdiği bir eylem her ne kadar
insanlar arasında iyi görünse de şayet o Allah’ın rızasına uygun değilse o şeye
iyi diyemeyiz. Bundan dolayı her yapılan işin Allah katında da iyi niteliği
taşıması gerekmektedir. Tabi ki ben inançlı biri olarak iyiliğin tanımı böyle
yapıyorum. Fakat benim yaptığım bu tanım inançsız bir insan için geçerli olmayabilir
zaten olmaz.
İyilik yapmak insanları
haksız yere incitmemek, Müslüman bir insanın ayıbını örtmek, başkalarının maddi manevi ihtiyaçlarını
karşılamak, yetim malını ve hakkını korumak, Müslüman
bir kulu Allah için sevmek, insanların
faydalanabilmesi için kuyu, yol, köprü, okul gibi yerleri inşa etmek, insanları
bir tebessüm ile de olsa sevindirmek, onları eziyet edecek ve üzecek eylemlerde
bulunmamak hatta yoldan bir dikeni kaldırmak bile iyiliktir iyilik yapmaktır.
Eren Berkay DURMAZ
İyilik Nedir? İyilik Yapmak Nedir?
İyilik; karşısındaki
kişiden hiçbir çıkar gözetmeksizin o kişiye yardım etmektir. Hiçbir menfaat
gözetmeden en kalbi ve saf duygular ile karşı tarafın faydasına dokunacak bir
tercihte bulunmaktır. Peki, iyilik yapmak nedir? İyilik yapmak zor durumda olan
birinin ihtiyacını gidermeye çalışmak, onun faydasına dokunacak bir eylem,
amelde bulunmaktır. İyilik göz önünde değil, ‘ sağ elin verdiğini sol elin
görmesin’ anlayışından hareket ile yapılmalıdır. İyilik yapmak ihtiyaç sahibi
ile paylaşmak, bir başkasına verilen sözü tutmak ve dürüst olmaktır.
1/ İyilik nedir?
"İyilik" kavramı, içerdiği anlam ve
çağrışımlar bakımından Kur'an-ı Kerim'in en önemli ve anahtar ahlâk
kavramlarından biridir.
Kur'an
bağlamlarının açıklığına rağmen, müfessirler, doğruluğun anlamını kontrol
etmede dilbilimcilerin farklılıklarını aşamadılar. Ancak iyilik, tüm dünyaya
fayda sağlayan tüm iyi nitelikler ve güzel ahlaktır diyebiliriz
İnsan doğasıyla
doğal olarak “iyi” olana doğru çekilir ve “iyi olan” ve “iyilik” fikirleri
dinden dine ve
felsefeden felsefeye farklılık gösterirken, insanların oybirliğiyle kabul
edebileceği pek
çok şey vardır. Kabul edilebilir veya iyi olarak görülüyor. [Bu yazıda, en
basit ifadeyle,
“iyi eylemleri” Allah (cc) ve Peygamberimiz (sav) tarafından tavsiye
edilen ve
(bazılarını) bize zorunlu kılanlar olarak kabul edeceğiz.]
Geçmişte
insanlar, “kötü” eylemlerin, bireyin yaşam kalitesini ve ayrıca toplumun veya
toplumun refahını
ve statüsünü etkileyen istenmeyen sonuçlara yol açtığını fark ettiği
için “iyi” ve
“kötü” alanlar fikri genel olarak zamanın. İnsanların doğuştan gelen bu
doğru neyin
yanlış olduğunu algılama yeteneği, Allah (cc) tarafından indirilen
peygamberler ve
peygamberler tarafından mükemmelleştirilmiş ve rafine edilmiştir. Bu
nedenle, bireyi
ve toplumu etkilemenin yanı sıra, dikkate alınması gereken ilahi ödül ve
ceza bileşeni de
vardır. Bu nedenle, yukarıda belirtilenler dikkate alındığında, çoğu
insanın kendi
iradesiyle “iyi” bir insan olmayı seçmesi şaşırtıcı değildir.
Teorik olarak
ideal insan olabilmek için günah işlememenin yanı sıra Kuran ve Sünneti
kusursuz takip
etmek gerekir. Ancak, Allah (cc) bizi kusurlu varlıklar olarak yarattığı için
biz insanlar
olarak bu ideallere ulaşamıyoruz ve bu durumda bile bize bilinen bir günah
işlediğimizde
tövbe etme fırsatı verildi. Buna ek olarak, her şeyi uygulayamayabilirken,
deneme eylemi ve
sürekli Allah’ı hatırlamak, günah işlemekten kaçınmamızı sağlamalıdır.
Örneğin,
Mazlumaları özgürleştirmeye teşvik ediliyoruz, ancak çoğumuz için bu
neredeyse
imkansız gözükmektedir, ancak bilgi paylaşımı ve eşitsizlikle ilgili belirli
konularda
bilinçlendirme yoluyla ilgili yetkililer harekete geçmeye zorlanacaktır. Başka
bir durumu göz
önünde bulundurarak, örneğin gülümsemek. Karşılaştığımız insanlara
gülümsememiz için
teşvik ediliriz, ancak insan duyguları olan insanlar olduğumuz için
bazen gülümsemek
ve bazı insanlarla olumlu bir eğilim sürdürmek zordur.