· فسر kökünden: “açıklamak, ortaya çıkarmak, kelime veya sözdeki kapalılığı gidermek” (manevi kapalılık)
· سفر kökünden: “bir şeyin üzerindeki perdenin kalkması ve belli olması, kapalı bir şeyin aydınlanması” (maddi kapalılık)
· Sözlükde: “Kur’an’ın kelimelerindeki kapalılığı açmak”
· Terim olarak: “Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’deki muradını beşerin gücü oranında bulmaya yardımcı olan bir ilim dalı”
· Tefsir ile Te’vil arasında fark:
o Tefsir: Peygamber, sahabe ve tabiin yapar
o Te’vil: Müfessirrin verdiği anlam/yorum
· Kur’an’ın yorumu hakkında tefsir dışında “te’vil, tebyin, beyan, tâlim, tafsil, tasrif, i’rab” gibi kelimeler de kullanılmaktadır.
· Tefsirin aşaması sayılan anlama ve kavramayla ilgili kavramlar: tefekkür, tedebbür, taakkul, tezekkür, tefekkuh.
· Sahabe de tefsir kelimesini Kur’an’ın ve Tevrat’ın yorumu için kullanmıştır.
· Tabiin döneminde tefsir kelimesi telif edilen kitaplar için de kullanılmaya başlamıştır.
· Rasulullah’a ayetleri açıklama görevi veren Allah, vahyin muhataplarına da ayetleri üzerinde düşünme ve onları anlama sorumluluğu yüklemekte, bu çaba içerisine girmeyenleri kınamaktadır..
· Araplar nazil olan ayetlerden bir kısmını ya hiç kavramıyoralr ya da kelime bilgilerine dayanarak ancak yüzeysel biçimde algılıyorlardı.
· Hz. Peygamber Kur’an’ın tamamını veya tamamına yakınını tefsir etmişmidir? Bu soruya iki cevap vardır:
o etmiştir diyenler: mesela ibn Teymiye. à eğer böyle olmasaydı Allah’ın kendisine verdiği tebyin görevinin bir anlamı kalmazdı. Ayrıca Sahabe arasında “Kuran’ın on ayetini Hz. P’den öğrenmedikçe diğer on ayete geçmezdik” diyenler olmuştur.
o etmemiştir diyenler: yaygın kanaat à İsnadı Rasulullah’a ulaşan fazla tefsir rivayetleri yoktur. Ayrıca Hz. Ömer Hz. Peygamberin riba ayetini tefsir etmeden vefat ettiğini bildirir.
· Tarihsel gelişimi ve ilim haline gelmesi:
o İlk müfessir = Rasulullah (a.s) à bazen ashabın yanlış anlama ve yorumlamalarını tashih ediyor, bazen doğrudan bir ayeti tefsir ediyor, bazen de sorulara cevap mahiyetinde Kur’an’ı tefsir ediyor.
o Sahabe tefsir yaparken çok ihtiyatlı davrandıkları, bilmedikleri konularda fazla konuşmadıkları görülmektedir. Kelimelerin tahlili için Arap şiirinden ve Arap tarihinden yararlanırlardı. Ayrıca israiliyat’ın kullanılmaya başladığı dönemde bu dönemdir.
o Tabiin döneminde tefsir bir hayli genişlemiştir. Bu dönemde dirayet tefsiri kategorisine giren yorumlar çoğalmıştır. Ayrıca tefsirin tedvin dönemidir (II. yy. başları)
İlk dönem Tefsir okulları:
· Kur’an kelimeleri ve ibarelerini yer yer konulduğu anlam dışında kullanılmaya başlayınca dil alimleri i’rabu’l Kur’an, garibu’l Kur’an, meani’l Kur’an, mecazu’l Kur’an, müşkilu’l Kur’an, vucuh ve nezair gibi çalışmalar yapmışlardır.
Tefsir çeşitleri:
· Rivayet Tefsiri:
o me’sûr tefsir de denilir
o Kaynağı: Kur’an, Hz. Peygamber, Sahabe ve Tabiin’dir. Müfessir bu yollarla gelen bilgiyle yetinir ve Kur’an’ı bu kaynaklara dayanarak yorumlar. Dolayısıyla bu tür tefsirlerin en temel kaynağı hadis mecmualarıdır.
o Bu metodu ideal kabul edenlere göre bunun ötesine geçmek doğru değildir.
o Örnek Eserler:
· Taberi: Camiu’l Beyan
· ibn Ebi Hatim: Tefsiru Kurani’l Azim
· Ebu’l Leys Semerkandi: Tefsiru’l Kurani’l Kerim
· ibn Kesir: Tefsiru Kurani’l Azim
· Dirayet Tefsiri:
o Re’y tefsiri ve aklî tefsir de denilir
o Rivayetin ortaya koyduğu bilginin yetersiz kalacağı düşüncesiyle ilgili âyeti veya sûreyi yorumlama çabası
o Müfessir bir bakıma ictihad yapar
o Bu tarz tefsirlere karşı çıkanlar olmuştur, çünkü re’y ile Kur’an’ı tefsir edenin cehennemlik olduğunu bildiren hadis vardır. Fakat bu hadisi böyle anlamamak lazım. Hadisde kastedilen, kendi heva ve hevesine göre bir delile dayanmadan tefsir yapmaktır ki, bu kesinlikle haramdır.
o Özellikle lugavî tefsirlerdeki dil tahlillerinde ve mu’tezile’nin itikadî ayetleri yorumlamalarında dirayet söz konusudur. Zaten dirayet tefsirlerinin doğuşunda bunların etkisi büyüktür.
o Dirayet tefsirin kuvvetlenmesinde tefsir rivayetlerindeki zafiyet, İsrâiliyat’ın, mevzû hadislerin artması ve rivayetlerin sorunları çözmede yetersiz kalması gibi sebepler de etkilli olmuştur.
o Örnek Eserler:
· Mukatil b. Süleyman: et-Tefsiru’l Kebir
· Zemahşeri: el-Keşşaf
· F. Razi: Mefatihu’l Gayb
· Kadi Beydavi: Envaru’t Tenzil
· İşârî Tefsir:
o Remzî veya tasavvufî tefsir de denilir.
o Sulûk Ehli, riyazet ve ahlâkî olgunlukla ulaştıkları manevî makam sayesinde ayetlerin batinî yönü kalplerine doğar ve bu kalbe doğan manaya işâret adını verirler.
o Batinilerle ayrılan yönü, onların zahir manaya karşı çıkmamalarıdır. Fakat bazen batıni tefsire doğru bir kaymanın meydana geldiği de inkar edilemez.
o Onlar bu metotla ulaşılan anlamı ifade etmek için te’vil veya tefsir yerine daha çok hakikat, latife ve sır gibi terimler kullanırlar.
o Genelde Orta Asya Türk dünyasında rağbet görmüştür.
o Örnek Eserler:
· Sehl et-Tusteri: Tefsiru’l Kur’ani’l Azim
· Ebu Abdurrahman es-Sulemî: Hakâiku’t Tefsir
· Abdulkerim el-Kuşeyri: Letâifu’l İşârât
· İsmail Hakkı Bursevî: Rûhu’l Beyân
· Lugavî / Filolojik Tefsir:
o Ağırlıklı olarak ilk dört asır içerisinde meydana gelmiştir.
o Lafızların delâleti, Kur’an’ın uslûbu, dil incelikleri, metinin iç bütünlüğü dikkate alınır
o İslam toplumun genişlemesi ve Arap olmayan unsurların İslam’a girmesiyle arapça safiyetini kaybetmeye başlamış ve Arapça’yı anlayanların oranı azalmıştır. Ayrıca aşırı fırkalar, Kur’an’ı serbest bir şekilde yorumlamaya başlamışlar. Bunların önüne geçebilmek için de filolojik çalışmalar yapılmaya başlanmıştır.
o İ’rabu’l Kur’an, garibu’l Kur’an, meâni’l Kur’an gibi dil ilimlerinde yüzlerce eser yazılmıştır.
· Karma Yöntem:
o Bir çok dirayet tefsirleri bu yöntemle yazılmıştır.
o Rivayetlere yer verilir, dil tahlilleri yapılır, kıraat farklılıklarına dikkat çekilir ve aklî yorumlar yapılır.
o XX. yüzyılda yazılan tefsirlerin büyük bir kısmı bu yöntemle yazılmıştır.
o Örnek Eserler:
· F. Razî: Mefatihu’l Gayb
· Makdisî: et-Tahrîr ve’t Tahbir
· Şevkanî: Fethu’l Kadir
Yaklaşımları Bakımından Tefsirler:
Bu farklı bir tasnifdir. Bunların içinde rivayeti, dirayeti veya karma yöntemi kullananlar vardır.
1. Mezhebî Tefsir:
Ehl-i Sünnet dışı fırkalar tarafından yazılan tefsirlerdir.
a) Mu’tezile:
- inanç konuları üzerinde yoğunlaşmıştır.
- mutedil ve aşırı olanları vardır.
- Usûlu hamse’yi açıklamak için bazen zorlama te’viller yapılmıştır.
- Ehli Sünnet alimlerinin bazıları bu tefsirlere sert tepki verirken (ibn Teymiye, ibn Kuteybe gibi) bazıları da inanç konuları hariç aynı yöntemi kullanmışlardır.
- En meşhur eserler: Zemahşeri’nin Keşşaf’ı, Kadi Abdulcebbar’ın Tenzihu’l Kur’an’ı, Şerif el-Murtaza’nın Gureru’l Fevâid’i
b) Şia:
- naklî bilgilerde Ehli Beyt’in rivayetlerine yer vermişlerdir. Özellikle Ca’fer-i Sadık’tan gelenlere.
- üzerinde en çok durulan konular: velayet, imamet, ehli beyt’in fazileti, mut’a nikahı, abdest ve namazın cem’i.
- En önemli özelliği: Batınî te’viller. Bunda en aşırıya gidenler Batıniyye fırkasıdır. Onlara göre batını ancak Hz. Ali’nin soyundan gelen masum imamlar bilir ve batın zahirden daha önemlidir.
- Örnek Eserler: Tabressî’nin Mecmau’l Beyan’ı, Tabatabai’nin el-Mizan fi tefsiri’l Kur’an’ı, Şevkânî’nin Fethu’l Kadir’i (ki bu zeydî tefsirdir ve sünniliğe yakındır).
c) Havaric:
- en katı İslam mezheplerinden biridir.
- Örnek Eserler: Hevvâri’nin Tefsiru Kitabillahi’l Aziz’i, Ettafeyyiş’in Himyânu’z zad ila dari’l mead.
d) Çağdaş Mezhebî Akım:
- Kur’âniyyûn: Hadisleri tamamen, mezhep görüşlerini kısmen devre dışı bırakıp bunun yerine bilim ve felsefe ile tefsir etmişler. Mesela Seyyid Ahmed Han, Abdullah Çekralevi, Ahmeduddin Amritsari’nin bu tarz tefsirleri vardır.
- Kadiyanilik: Risaletin Hz. Muhammed ile sonra ermediği düşüncesi temel alınmıştır. Gulam Ahmed’in Tefsîr adlı dört ciltik eseri vardır.
- Bahailik: Hurûfiliği ve batinî tefsiri önemserler. Ayrıca risaletin Hz. Muhammed’le son bulmadığı görüşüne sahiptirler.
2. İlmî Tefsir:
· özellikle Mekkî sûrelerde çok miktarda kevnî hakikate işaret edilmiştir. Bu husus insanların dikkatini çekmiştir.
· II. yüzyılın başından itibaren alimler bu gibi ayetler üzerinde fikir yürütmüşlerdir.
· Zamanla positif bilimlerin gelişmesiyle bu tür ayetlere olan merak da artmıştır.
· Bu tarz tefsirlere olumsuz yaklaşanlar olmuştur (İmam Şatibi gibi).
· Konuyla alakalı en derli toplu çalışma Tantavi Cevheri’nin el-Cevahir fi tefsiri Kur’ani’l Kerim’idir.
3. İçtimai Tefsir:
· XIX. yüzyılın sonlarında ortaya çıkar
· merkezde daha çok muhatap kitlenin sosyal, bireysel ve toplumsal ihtiyaçları ve güncel hayat mevzu bahis edilir.
· Örnek Eserler: Seyyid Kutub’un Fi Zilali’l Kur’an’ı, Mevdudi’nin Tefhimu’l Kur’an’ı, Said Havva’nın el-Esas fi’t Tefsir’i
4. Konu Merkezli Tefsirler:
a. Ahkam Tefsiri: Konulu tefsir yönteminin kullanıldığı en eski tefsir türüdür. Şafii, Tahavi, Cessas ve Kurtubi gibi alimler bu alanda eserler yazmıştırlar.
b. Konulu Tefsir: Bir konu etrafında toplanan ayetlerin birlikte yorumu. literatürü henüz oluşum aşamasındadır. Ayetleri bazen bağlamından kopardığı için eleştirilir.