Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)


KUR’AN VE BAĞLAM
(1-52)
• Kur’an’ı Kerim’in anlaşılması için esbab-ı nüzul’un bilinmesi zorunludur. Eğer bir ayetin sebeb-i nüzulu şudur denildiğinde , o ayetin iniş sebebi kastedilir. Bu sebeple ayetin indiği ortamı anlamada okuyucuya yardımcı olur.
• Sebeb-i nüzulun bilinmesi H.z Peygamberin ümmeti için ortaya koyduğu bi soruya cenab-ı Allah’ın somut bir cevabıdır. Kısaca sebeb-i nüzul tarihi bir olgu ve yaşanmış bir olaydır. Bir çok tefsir alimi sebeb-i nüzul ilminin hikmeti üzerinde durmuşlardır. Örneğin Kurtubi cenab-ı hak indirdiği bir ayetin hangi sebeple indirildiğini bu ayette neyin kastedildiğini ve hükümlerin çıkarılmasını ister.
• Bir çok alim sebeb-i nüzul hakkında paha biçilemez eserler yazmışlardır.
• Öncelikle Ku’an’ı Kerim’in anlaşılmasında esbab-ı nüzul ilminin rolünü inceleyebilmek için Ulumu’l Kur’an denildiği zaman ne kastedilmiştir ve tarih boyunca bu kavram nasıl anlamlandırılmıştır.
• Kur’an ilimlerinin temeli Kur’an-ı Kerimdir. Fakat H.z Peygamber ve sahabe döneminde Ku’an ilimlerinin öğretilmesine gerek duyulmamıştır. Çünkü bu kimseler nüzul sebeplerini bizzat yaşamışlardır. Yani nüzul sebebeini yaşamayanlar anlayamadıkları bir konu olduğunda danışabilecekleri kişiler bulunmaktaydı. Bu sebeple sebeb-i nüzul gibi Kur’an ilimlerin öğrenilmesi ihtiyacı hissedilmiyorsu , ayrıca bu ilimlerin Kur’an-ı Kerim ile karıştırılabileceği endişeside ilk dönem müzlümanları tarafından bu ilimlere sıcak bakılmamasına sebep olmuştur. Fakat bu dönemden sonra sebeb-i nüzule şahitlik eden kişiler bir bir vefat ettiği için bu ilimlerin öğrenilmesi ihtiyacı doğmuştur.
• Birçok alim Ulumu’l Ku’'an ( Kur’an ilimleri) hakkında çok önemli eserler meydana getirmişlerdir.

MELTEM TANDOĞAN 10070222 1/B



122-124
*Esbab-ı nüzul rivayetlerine genel bakış nüzul rivayetlerini tarihin seyri içinde metodik yönden değerlendirmektir.
*Metodikten kasıt esbab-ı nüzul sözcüğünün sözlük manasıdır.
*Esbab-ı nüzul ilmini inceleyen alimlerimiz metodik olarak üzerinde durmamışlardır esbab-ı nüzul sözcüğünün.
*Her alimimiz farklı yönlere temas etmiştir.
*Peygamberimiz döneminde,peygamberimizin açıkladığı bilgilerle yetinilmiş,sahabe döneminde ise peygamberimizin öğrettikleri nakledilmiş ve içtihad edilmiştir.
**Sahabe arap diline,bilgisine sahipti.Nüzulz çağına şahid olmuşlardı.
*Ve peygamberimizin eğitiminden de geçmişlerdi.
*Bunlardan dolayı İslam dinine yeni girenler için sahabeler bir bilgi küpü,kaynağıydı.
*Shabelerden sonra da bunu tabiin ve onlarda sonra gelenler sürdürmüştür.
*Rivaytler bu şekilde aktarılınca da doğal olarak nakledilen rivayetlerde artış olmuş,bu yüzden tefsi rivayetleri yani esbab-ı nüzul rivayetleri tenkid edilmiştir.
*Bu nakleidlen esbab-ı nüzul rivayetlerini meğazi ve melahim kitaplarında görmekteyiz.
*Sahabeler hadis konusuna önem veriyorlar ve gerektiğinde eleştiride bulunuyorlardı.Ama tarihi konularda daha serbest hareket ediyorlardı.
*Tarihi anlamamızda ve değerlendirmemizde esbab-ı nüzul rivayetleri yardımcıdır,yol göstericidir.
*Tefsir rivayetlerimizi nakleden bilginlerimiz ne kadar ilim ve takva sahibi olsalarda zayıf,münker,garip gibi hadisleri de nakletmişlerdir.
*Bundan dolayı bir tefsir rivayetini alimimiz zikretti diye o rivayeti sağlam olduğuna hemen hükmetmemeliyiz,incelemeliyiz.
*Alimlerimizin her şeyi nakletmeleri onların,bu bilgilerin kaybolmasından korkmalarıdır.
*Ve naklederken de mevzu da olsa senedi ile rivayet ediyorlardı.
*Bu yapmakla da sorumluluktan kurtulduklarına inanıyorlardı.
*Önce ki alimlerimizin bu yöntemini sonra ki alimlerimizde benimsemişlerdir.
*Nakledicinin zayıf olduğunun bilseler dahi onu nakletmişlerdir.
*Yukarıda değindiğim 3-4 maddeyi Taberi,tarih kitabının mukaddimesinde anlatmıştır.
**Sonradan ortaya çıkan asbab-ı nüzul rivayetlerini hicri I. asırda bilinmiyordu.
*Bundan dolayı sahabe ve tabiinlerin bu rivayetleri aktarması olağan bir şey değildir.
**Tefsir rivayetlerinin çoğu sağlam temeller üzerine değildir.
*Bu yüzden tefsir rivayetlerinin,hadis ilminde olduğu gibi senet ve metin açısından sıkı bir şekilde incelenmelidir.
*Bu sayede Kur’an-ı anlamamız daha iyi ve sağlıklı olacaktır..:)
HAZIRLIKLI İLAHİYAT/B MEMET GÖKÜLÜ 10070120



122-134 ARASI
#Sahabenin tefsiri H.z peygamberinden nakiller ve ictihatlarından oluşuyordu.
#Sahabeden sözlü rivayetlerle aldığımız sebib-i nüzul içerisine uydurma rivayetler girmişti.
#Tefsir rivayetlerinde müfessirlerimizin birçok konuda ilmi yeterlilikleri bulunmasına rağmen zayıf , münker ve israili birçok haberi rivayet etmişlerdir
#Esbab-ı nüzulü iyi anlamak için de onu tenkid edip incelemeliyiz
#Tefsir ve esbabı nüzul rivayetleri hadis tenkitçilerinin kullandıkları tenkit metodunu kullanmak bu gün bir zarurettir.
#Bunu yaptığımız takdirde esası olmayan rivayetlerin bizim tefsir algımızı yanlış yönlendirmesi engellenmiş olur
AYŞEGÜL KAYMAZ 10070158 1/B



KUR’AN VE BAĞLAM
(185-250)
• Kur’an Kerim’in anlaşılmasında sebeb-i nüzul rivayetlerinin olduğu gibi kabul edilmesi birçok yanlışıda beraberinde getirecektir. H.z Peygamberin ve sahabinin tefsir ile ilgili açıklamaları hadis ilminin bir kolu olarak gelişmiştir.
• Günümüzde Kur’an-ı Kerim’i iyi anlayabilmek için nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisi ile aydınlanacak ayetler tespit edilmelidir. Mesela nüzul asrının sosyal şartları , fikri durumu , ekonomik durumu , siyasi durumu ve o dönem insanını inceleyen araştırmaların bilinmesi Kur’an-ı Kerimi anlama noktasında günümüz müslümanlarına büyük fayda sağlayacaktır.
• Sebeb-i nüzule olan ihtiyaç genel ve özel ilkeler olmak üzere birçok ilkenin gereğidir. Genel ilkelerden birisi bütün sebeb-i nüzul rivayetlerinin bir araya toplanıp incelenemeyecek kadar çok oluşudur. Diğer bir ilke ise Kur’an-ı Kerimi bir bütün olarak kavramak mümkündür. Yani insan Kur’an-ı kendisine rehber edindiğinde yapması ve yapmaması gerekenleri anlayabilir. Özel ilkelerdense arap dilinin özelliklerinin bütün müslümanlarca bilinemiyor oluşudur.
• Bu konuda İmam Şatıbii şöyle söylemektedir : bir konuda sebeb-i bilmek durumun gereğinide bilmek demektir. Özel ilkelerin ikincisi ise sebeb-i nüzul asrını bilmeyen müslümanların zahir ve mücmel ayetleri birbirine karıştırma ihtimalinin endişesidir. Üçüncü ilke ise eğer bir kimse Kur’an-ı Kerimi okuduğunda veya dinlediğinde üstü kapalı bir ifadeyi merak ediyorsa ve onu araştırma yoluna gidiyorsa sebeb-i nüzul ilmi gereklidir. Bunun yanı sıra sebeb-i nüzul rivayetlerini hadis ilminin bir konusu olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu sebeple hadis ilminde sebeb-i nüzul rivayetleri titizlikle incelenmeli şu ayet bu olay üzerine indirmiştir diye bir hüküm vermek için ciddi araştırmalara tabii tutulmalıdır.
• Kur’an-ı Kerimin tefsiri yapılırken ayetlerin bütünlüğününde göz önünde bulundurulması çok önemlidir. Yani Kur’ani cümlelerdeki bütünlük , tarihi bütünlük , siyak-sibak bütünlüğü , Kur’an ayetlerinin ve surelerinin arasındaki bütünlük surelerin içsel bütünlüğü Kur’an-ı Kerimi tefsir etmede en önemli unsurları oluşturur.
• Ezeli ilme dayalı olarak indirilmniş ve ayetleride ona göre düzenlenmiş bir kitabın herşeyden önce bütünlük arzeden bir iç yapıya sahip olması gayet doğaldır. Kur’an’ın insanlara hidayet rehberi olmasının anlamı onunla beraber yaşamak veya onu anlamak isteyen insanı yaşadığı dönemin olayları içinde yüzerken Kur’an’ın o anda iniyormuş gibi olduğunu görmeye yöneltmesidir.
• Kur’an’ı Kerim insanı sadece tarihi varlık koşulu ile değil , bütün varlık koşulları ile uyumlu ve o koşullara cevap veren bir ilahi mesajdır. Yani Kur’An insanın fıtratına hitap eder. Sebeb-i nüzul gerçekliğini Peygamber ve sahabenin yaptıklarından almaktadır.
• Sebeb-i nüzul ancak sahih nakille bilinir. Bu alanda ictihada , akla yer yoktur. Yani nüzul sebebi akılla idrak edilmesi mümkün olmayan sadece işitme veya görme suretiyle bilinebilen ve sahabeden merfu olarak gelen rivayetlerdir.

MELTEM TANDOĞAN 10070222 1/B


10.05.2012 Bilal Karabey    15.03.2013

1-52

*Bu bölümde 'bir vakıa olarak esbab-ı nüzul nedir?'sorusuna cevap aranmıştır.
*Esbab-ı nüzul Kur'an'ın anlaşılmasında gerekli bir bilgi olarak değerlendirilmiş,sahabe,tabiun ,tebe-i tabiin Kur'an'ı esbabı nüzul ile tefsir etmişlerdir.Hatta başlangıçta tefsir ilmi 'esbab-ı nüzulu bilmekten ibaretti' denilmiştir.
*Esbabı nuzul ilmende tek kaynak sahabedir.Çünkü onlar bizzat nuzul ortamını müşahade etmişlerdir.
**Ulumu'l Kur'an Hz.Peygamber ve ashabı tarafından bilinmekteydi.Ancak o dönemde bu adlandırma ve bu ilimlerin neler oldugu şeklinde bir sınıflandırma yapılmamış çünkü bizzat nuzul ortamını müşahade etmişler olayları bıldıklerı ıçın bu ilmleri telif etmeye gerek duymamışlardır.
*Sahabe ve tabiun döneminde Ulumu'l Kur'an bilgilerinin rivayet yoluyla devam ettiği görülmektedir.
*İslam sınırlarının genişlemesi ve Arap olmayan kavimlerin İslama girmesi gibi sebeplerden dolayı Ulumu'l Kur'an'ın tedvinine ihtiyaç duyulmuştur.
**Kur'an İlimlerini Ulumu'l Kur'an olarak kavramlaşma sürecine baktığımızda;bu ilimler ilk dönemlerde müstakil eserlerde zikrediliyordu ve Ulumu'l Kur'an terimi sözlük anlamında kullanılıyordu.Terim olarak kullanımı ise 8. asırda Zerkeşî tarafından kullanılmıştır.
*Mutekaddimun her ne kadar terim anlamında kullanmasada bu konuyu ıyı bılmekteydiler.
*Zerkeşî ve ve daha sonraki dönemlerde Kur'an İlimlerinde hadis ilminin metoduna benzer bir metod uygulanmaya başlanmıştır.
*Kur'an ilimlerinin neler olduğu da tartışılmış ve yapılan araştırmanın neticesinde 'Kur'an İlimleri;konusu her yönüyle Kur'an'ı Kerim olan ,Kur'an'la ilgili veya Kur'an'ın içerdiği ilim ve araştırmalardan oluşan,Kur'an'ın en doğru şekilde anlaşışmasına yardımcı olmayı gaye edinen bir bilgi alanıdır' denilmiştir.
**Kur'an ilimleri genel olarak Kur'an'la ilgili ilimler ve araştırmalardan oluşurken Tefsir ilmi;Kur'an'ın izahını amaçlayan bir ilimdir.Kur'an ilimleri genel-kapsamlı iken Tefsir ilmi daha özel bir alandır.
**Bilal KARABEY 1-B /10070142**



1-52
Kur’an’ı Kerim ilimlerinin kaynağı bizzat Kur’an’ı Kerim’dir.Çünkü Kur’an’ı Kerim kendisi üzerinde düşünülmesini ,anlaşılmasını,açıklanmasını isteyen sonuçta yaşanılır olmasını teşvik eden vahiy mahsulü kitaptır.bu sebepledir ki Kur’an Hz.Peygamber (s.a.v)’e tebliğ ve teybin ile görevli olduğunu bildirmiştir.
Hz.Peygamber’in eğitim siyasetinin temelini kıraat-ketabet oluşturmuştur.Kur’an’ı Kerim nazil olduğu sıralarda Müslümanlar kutsal kitaplarını Hz.Peygamber veya muallimler vasıtasıyla ezberliyorlardı.
Hz.Peygamber gelen vahyi tebliğ etmekte canlı ve hayatla iç içe kişiliği ile Kur’an’ı Kerim’i hem haliyle hem kavliyle tefsir etmekteydi.Kur’an kelimelerini açık ve lugat manalarına göre fıtri lisanları öğrenen ashab anlayamadıklarını Rasulullah’a soruyorlardı.Gelen ayeti amel etmeden,hayata aktarılacak yönleriyle öğrenmeden diğerlerine geçmiyorlardı.
Hz.Peygamber(s.a.v) döneminde hemde ashab döneminde Kur’an ilimlerinin telifine gerek duyulmamıştır.Çünkü nüzulu görenler,muallimlerhayattaydı.Karıştırılma endişesi ile be telif işine sıcak bakmıyorlardı.Sahabe döneminde ise bu bilgiler rivayet yoluyla devamlı olarak kendilerinden sonraki nesillere öğretilmekteydi.Bazı sahabeler üstünlüklerini devam ettirdiler ve yerleştikleri şehirde öğrenciler yetiştirdiler.
İlmi faaliyetler devam ederken Hz.Ebu Bekir döneminde Kur’an’ı Kerim cem edildi.Hz.Osman zamanında çoğaltıldı ve Hz.Ali zamanında noktalanması yapıldı.Sahabe döneminin sonlarına doğru Kur’an’ı Kerim’in ulaştığı sınırlar genişleyince Arap olmayanlar Müslüman olunca kültürel etkilenme arttı.

MÜBERRA TAŞKAN İLAHİYAT 1-B 10070228


17.03.2012 Bayram    15.03.2013

BAYRAM KANKAL İLAHİYAT-1/B 10070139
(1-52)

 Esbabı-ı nüzul bilgisi, Kur’an-ı kerimin nüzul ortamının asıl bir unsurudur.
 İslam’ın başlangıcından günümüze kadar bitirilmesi gereken İslami ilimlerini birçok alanında âlemler tarafında üzerinde durulmuştur.
 Esbabı-ı nüzul kur’an-ı kerim’in anlaşılmasında gerekli olan bir bilgi olarak değerlendirilmiştir.
 Başlangıçta tefsir ilimi esbabı-ı nüzulü bilmekten ibarettir.
 Abdulluh’a b. Mesut ve ibn-i Abbas gibi sahibiler ‘’kur’andan inen her ayetin ne hakkında ve nerede nazil olduğuna dair sözler söylemişlerdir.
 Şatibi esbabı-ı nüzulü bilenin kur’an-ı bileceğini söylemiştir.
 İnsanın hayatın yön vermesi, anlam vermesi için kur’an-ı anlamak için esbabı nüzulün teorik temellerini bilmelidir.
 Kur’an ilimlerinin kaynağı kur’an-ı kerimdir. Çünkü kur’an üzerinde düşünülmesini, anlaşılmasını ve açıklanmasını istemektedir.
 Hz. Peygamber kendisine gelen vahyi hep tebliği etmekte hem de hali ve kavliyle tasvip etmekteydi.
 Hz. Peygamber ve ashabı döneminde kur’an ilimlerinin telifine gerek duyulmamıştır. Çünkü o ortamı bizzat yaşayanlar haytadır. Mesajı anlayabilmekteydiler, anlayamadıklarını sanacakları kimseleri bulabiliyorlardı.
 Bu dönemde kur’an la karışır endişesiyle telif hareketlerine sıcak bakılmamıştır.
 Daha sonraki dönemlerde ise kur’anla ilgilenen her âlim kendi çağının ilimi ve fıkhı konularda elde ettiği bilgilerle kur’an-ı kerim’e yaklaşmıştır.
 Tefsir ilmiyle uğraşanların;
 kitabullah-ı anlamak
 Kitabullah-ın manalarını çıkarmak
 Kitabullah-ın hükümlerini tespit edip çıkarmak
İlkelerine uyması gerekir.


02.05.2012 Derya Kırdar    15.03.2013

1-52
^^^Esbab-ı nüzul, Kur'an'ın anlaşılmasında gerekli bir bigidir.Sahabe,tabiun ve tebe-i tabiinden müfessirler Kur'an'ı özellikle esbab-ı nüzul ile tefsir etmişlerdir.
^^^Esbab-ı nüzul hakkında tek kaynak sahabedir.Çünkü onlar nüzul ortamının içinde yaşadıklarından hadiselerin zuhur sebeplerini görebilmişleridr.
^^^Hem Hz.Peygamber hem de sahabe döneminde Kur'an ilimlerinin telifine gerek duyulmamıştır.Çünkü nüzul ortamının içinde yaşayanlar hayattadır.İnsanlar anlayamadıklarını soracak kimseleri bulabilmektedirler.
^^^Sahabe döneminde bilgiler rivayet yolu ile sonraki nesillere aktarıldı fakat islam sınırları genişlemeye başlayınca arap olmayan kavimlerin müslüman olması ile tedvin için gerekli ortam hazırlanmış oldu.
^^^Kur'an ilimleri önceleri Kur'an tefsir edilirken , onu daha iyi anlamak için bir ihtiyaç sonucu ortaya çıkmış olan Kur'an ile ilgili özel araştırmalardır.Ulumu'l Kur'an başlığı altında Kur'an ilimlerini ilk kez tek bir eserde toplayan Zerkeşi'dir.Kur'an ilimleri Kur'an'ın en doğru şekilde anlaşılmasını sağlayan bir bilgi alanıdır.
^^^Zerkeşi ile birlikte Kur'an ilimleri daha kapsamlı bir terim olarak kullanılmaya başlanmış, tefsir ilimleri ise müfessirin Kur'an tefsirine yöneldiğinde bilmesi gereken ilimleri ifade etmeye başlamıştır.
^^^Esbab-ı nüzul ilmi ilk dönemlerden beri Kur'an ilimleri arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir.Bu ilmi bilmek neredeyse Kur'an'ı bilmekle eşdeğer tutulmuştur.Bu ilim Zerkeşi'ye kadar müstakil eserler halinde ele alınmıştır.Zerkeşi ise Kur'an ilimleri eserlerinin başında,ilk olarak bu ilmi ele almıştır.
Derya Kırdar ilahiyat 1/B 10070173



122-134
Esbab-ı nüzul bilgisi sahabeye müşahede ettikleri ortamda insani yapıp etmelerin sonucunda inen ayet ve o ayetle gelen hükümlerin sebeplere bağlanması yeteneğini kazandırmıştı.Bunun anlamı onların Kur’an ilmini hayata tatbik etme üsulu ile birlikte öğrenmiş olmalarıdır.Bu açıdan esbab-ı nüzul onlar için çok önemli bilgi olarak görülmüş ve Kur’an’ı anlamayı bu bilgiye sahip olmakla eşdeğerde tutmuşlardır.
Esbab-ı nüzul nakli ilimlerdendir.Dolayısıyla bilgin sahabiler tarafından tabilere sözlü olarak aktarılmıştır.Yazılı hale gelmeden Kur’an’ı Kerim’i anlama yolunda önem verilmiş bir bilimdir.Bundan dolayıdır ki tabiin döneminde de bu ilme verilen değer devam etmiştir.
Bir ayetin sebeb-i nüzulü bu hadisedir dendiğinde ayetin varoluşu,indirilişi o hadise sebebiyledir demek istenmez.Kur’an’ı Kerim’in nüzulu ahkamın teşriine medar olan hadiselerin vukuuna tevafuk etmez.Çünkü o insanların kurtuluşu için hidayet rehberi olarak gelmiştir.(Suat Yıldırım)
Nüzul ortamında meydana gelen bir hadiseye veya Hz.Peygamber (s.a.v )’e yöneltilmiş bir soruya,vuku bulduğu günlerde bir daha fazla ayetin tazannum etmek ,cevap vermek veya hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hadiseye denir.
Kur’an’ın ilk muhatabı olan o dönemin arabının kültürel hayatında sebep teriminin yerini tespit etmek, esbab-ı nüzulun kaynaklandığı bir temele ulaştırabilir. Dolayısıyla birçok edebi ürün bir sebep sonucu vücud bulmuş olmaktadır.
Kur’an-ı Kerim parça parça indirilişi sayesinde yürüyen, akıp giden hayatla beraber adım adım canlı misaller ve derslerle inen Kur’an insan kalbine ve şuuruna derinden nüfuz etmek imkanını bulabilmiştir.
Tedvin döneminde ilk tefsirler yazılmışlardır. Bu tefsirlerin çoğunluğu rivayet tefsiridir. İşte esbab-ı nüzulde bu kitaplardaki rivayetlerdir. İlk müfessirler ayetin tefsirine sebeb-i nüzulle başlamayı adet edinmişlerdi. Rivayetlerin çokluğu sebebiyle ayetin muhtevasına münasib gördükleri rivayetleri naklediyorlardı.
Esbab-ı nüzul ancak sahih nakille bilinir. Dolayısıyla bu alanda içtihada veya imal-i fikir etmeye gerek yoktur. Yani nüzul sebebi akılla idrak edilmesi mümkün olmayan sadece işitme veya görme suretiyle bilinebilen ve sahabiden gelen rivayettir. Bu rivayetler Hz. Peygamber’den bildirilmiş hükmünde kabul edilir.

MÜBERRA TAŞKAN 1-B 10070228

Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi